XLI
Uş gine nazar oldu bu bizim canımıza
Muhammed bünyâd urdu dîn ü îmânımıza
Şimdi yine bizim canımız şöylesine bir iç düşüncelere daldı.
Muhammed Aleyhisselâm Din ve İmanımızın temelini ve esasın hangi şartlarda kurmuştu.
Bünyâd : f. Temel, esas. Yapı, binâ.
Nazar : Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar.
Peygamberler serveri din direği Muhammed
Gör ne gevherler komuş bu bizim kânımıza
Dinin direği, peygamberlerin başı Muhammed Aleyhisselâm, İslam dini hazinesine nice edeb incileri bırakmış.
Server : f. Reis. Baş. Seyyid.
Kân : f. Bir şeyin menbaı. * Kuyu. Kaynak. * Mâden ocağı. * Bir keyfiyetin. (niteliğin) bol olarak bulunduğu kimse.
Gevher : f. Akıl ve edeb. * Asıl ve neseb. * Elmas, cevher, mücevher. İnci. * Bir şeyin künhü ve esası. Hakikat. * Noktalı olan harf.
Hay gel amel edelim elimiz erer iken
Ecel erer ansızın ermeyiz şanımıza
Gelin kardeşler!
Elimiz tutarken imanımızın gereği ve ispatı olan işleri işleyelim.
Ölüm vakti gelir de çatarsa şehâdet için geldiğimiz bu imtihan evinden çıkarken Hakk’ın şâhidi olma şanına ve şerefine ulşamayız sonra!
Ey dırîgaa n’idelim bizde amel olmazsa
Hışmedip yapışalar bu kefen donumuza
O zaman geldiğinde nice yazıklar olsun bize ki, amelsiz eli boş vardık diye götürdüğümüz kefen bezinden hiddetle tutalar ve azaba çekeler!
Dırîgaa : Esirgemek. Yazık ki.
Hışm : f. Öfke, hiddet, gazap, kızgınlık.
Sorucular geleler soru hisap alalar
Karanı sin içinde otura yanımıza
Can tenden ayrılınca, beden mezara solkulunca, sorucu melekleri gelip karnalık mezarda yanımıza oturup sorularını sorup hesaplarını alalar bir gün.
Ölüm haktır bilirsin niçin gaafil olursun
Azrâil kasdediser günahlı canımıza
Her akıl sahibi ölümün hak olduğunu bilir. Sebeb ne olursa olsun böylesi kesin olan bir sonucu görmemek gaflettir.
Bir gün gelir görevli melek Azrail günahlara batmış canımıza kasdedeip tenimizden Ayırır.
Gafil : Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah’ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan.
كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَمَن زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَما الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِ

Miskin Yunus bu sözü kend’ özünden ayıtmaz
Hak Çalap veribidi sabakın dilimize
Miskin Yunus bu sözü kendi özünden söylüyor değil.
Bu aşkın dersini dilimize Hakk Çalap (cc) göndermektedir.
Veribidi : Gönderdi.
Sabak : Ders, meşk, ödül.
XLII
İsteyelim iş ıssını bulup görelim kandadır
Can kulağı açık ise işbu sözüm turvendedir
Aramak isteyelim bakalım aşk işini sahipleneni bulup görelim nerede.
Eğer Can Kulağı açık ise işbu sözüm kaynağından yeni çıkmış turfanda ve tazedir.
Bayatlamış, maksadını kaybetmiş dejenere olmuşlardan değil.
Turvende : Turfanda. Mevsiminden önce yetiştirilen meyve veya sebze. Yeni, taze, Söylenmemiş.
Alıgörün turvendeden aşk eridir onu tadan
Bunda boynunu buran Hak katında dermandedir.
Ey Dostlar!
Siz de bu tufanda aşk ilminden alın!
Onu tadanlar Erenlerin aşk ereleridir.
Bu âlemde Rabbısına teslim olup boynunu bükenler âhirette Hakk katında derdlerine derman bulacaklardır.
Zâten burada yaşayışları Hakk’ın huzurunda ve emrince olur.
Kişi gerek bile onu hem uyanık ola canı
Bilirsin dünya seveni baykuş gibi yabandadır
Bunun değerini kıymetini bilecek kişi gerekir.
Hem de canı yanık ola.
Bilirsin ki dünyayı çok sevenler, baykuş gibi yabanda- haktan ve hayırdan dışarıda kalmaya kendilerini mahrum etmişlerdir.
Baykuş çağırır vîrandan kimse murad almaz ondan
İyi amel iltegörün ol hak terâzi andadır
Halk arasında uğursuz sayılan virane baykuşlarının gece boyunca ötüşü gibi olur-olmaz konuşup duran kişilerden de hiç kimse bir murad alamaz.
Bu âlemden âhirete iyi ameller götürün ki hesap terazisi oradadır.
Varıcağız terâziye Hak kendi bakar yazıya
Görücek dağlar eriye ol zebâniler andadır
Bir gün nasıl olsa o terazi başına varacağız.
Bu âlemdeki amel defterimize Hakk Teâlâ bizzât kendisi bakar.
Kendilerini gördüklerinde heybet ve dehşetinden dağların bile eriyeceği Zebaniler o âlemdedir.
Biti sunula eline ettiğin gele yoluna
Tanıklar bile buluna dostun düşmanın andadır
Amel defteri sunula eline, bu dünyada neler yaptı isen yolına çıka.
Yaptıklarına tanıklarda buluna.
Ve sen şaşıp kalasın orada dostun kim imiş, düşmanın kim imiş.
Ellerin ayakların bile aleyhinde şahidlik edince gör hele kendi kedine şahidliğini!
Biti : Mektup, kitab, amel defteri.
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ

Terk edesin taht u tacı bulasın ettiğin gücü
Muhammed hak yalvarıcı şefâatimiz ondadır
Bu âlemdeki Benlik Tahtını Tacını mecburen terk edesin.
Bu âlemde hangi işlere emanet olan gücü-kuvveti harcadı isen orada karşında bulasın.
Allah Teâlâ’nın Resûlü ve kulları için rahmet kaynağı Muhammed aleyhisselâm ümmetinin islah ve iflahı için hak yalvarıcımız ve şifâmızdır.
Yunus eğer âşık isen varlığın değşir yokluğa
İman kuşağın berk kuşan de hep eksilik bendedir
Ey Yunus sen gerçekten âşıksan, kendi benlik varlığını kulluk yokluğuna değiştir de varlık gözüken lerin yaratıcısı gerçek Var olan Allah Teâlâ’ya iman kuşağını sağlam-sıkı kuşan, çözülmesin!
Tüm eksik ve kusurları kendinde gör ve bendedir de!
XLIII
Bu ne gülecek yerdir ağlasana (key) katı
Düştün dünya zevkına unuttun kıyâmeti
Burası-bu dünya akıllı insanlar için gülünecekdeğil durmadan ağlanacak bir yerdir, sende içten ve çokça ağla!
Çünkü sen bu dünyanın şakşukasına-geçici ve sonu acı zevklerine daldın gittin ve hesaba kalkış kıyamını-kıyametini de unuttun!
Key : Pek, çetin.
Malı mülkü koyuban kanda gidersin miskin
Ancak yatasın sinde görünce kıyâmeti
Burada bunca yıl derediğin malını mülkünü bırakıp da nere gidiyorsun sen ey miskin!
Sen ancak yatarsın-sakin olrsun görünce kıyameti.
İki ferişteh ine gele karşına dura
Günahlarını yaza sala boynuna biti
İki sorgu meleği gelip, karşına durup, günahlarını yazıp ve amel defterini de boynuna takıp-sallaya!
Ferişteh : Melek.
Günahların tartalar andan sırat’ ilteler
Zebanîler tutalar figanlar ola katı
Ünahlarını tartalar!
Ondan sonra da Sırat’a ileteler!
Zebanîler tutalar!
Feryad ve figanlar çok çok ola!
Ata oğuldan beze bakmaya ana kıza
Şol gün geliser başa unutma arasâtı
Babalar oğlunda uasnıp-beze!
Analar kızına bakmaya!
İşte o gün gelecek ve sen asla unutma Arasat’ı…
Arasât : (Aresât) Mahşer yeri. Haşir ve neşir meydanı.
Miskin Yunus sen dahı gerçeklerden olagör
Erenler pîş edinmiş sabr ile kanâati
Miskin Yunus sen de gerçek Erenlerden olagör.
Erenler iş-sanat edinmiş sabır ile kanâati.
Pîşe : Piş. İş. Sanat.
XLIV
Nasihat kandilinden bir işâret göründü
Tenim içinde canım andan yana süründü
Nasihat kandilinden bir işâret ışığı göründü
Tenim içinde canım ondan yana sürünerek ulaşmaya azmetti.
Nefsimin ejderhâsı döndü bana haml’ etti
Kanâat hay demezse yeri göğü yer imdi
Nefsimin hurs ve hevâ ejderhâsı döndü bana hücum edip saldırdı.
Kanâat haslaetim ayaklanıp: “Hay!” demezse yeri göğü yer şimdi bu doyma bilmez nefsimin hurs ve hevâ ejderhâsı!..
Hamle : Hücum etme. Atılış, saldırış. Savlet.
Kanâati yâr edin uyma nefs dileğine
Eresin hakıykata yerin buldun dur imdi
Sen kendine daima kanâati yâr edin ve nefsin sadece dünyaya dönük olan hevâ-heves dileğine asla uyma!
Bu Hâlde iken hakikat olan gerçek kulluk noktasındasın!
Emredilen ve murad edilen yeri buldun sabredip dur artık burada!
Kanâat dediğini eğer sen tutmaz isen
Nefsine uyar isen ser-gerdan ol yör imdi
Kanâatın sana söylediğini eğer sen tutmayıp da,
Nefsine uyar isen başı dönmüş-serseri ol yürü bakalım nereye varacaksın?
Ser-gerdan : Başı dönmüş, serseri.
Yunus Hak tecellîsin şiir dilinden söyler
Canda gevher var ise Hak’tan yana yür’ imdi
Hazreti Yunus Hakk tecellîsini şiir dilinden söyler
Eğer Canındaki hakk-hayr hazinesi var ise Hakk’tan yana yürü artık!