
اللّٰهُمَّ أَنْثَ كَسَوْتَنِى هٰذَا اَلْقَمِيصَ أَوْ اَلرِّدَاءَ أَوْ اَلْعِمَامَةَ ، أَسْأَلُكَ خَيْرَهُ وَ خَيْرَ مَا صُنِعَ لَهُ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّهِ وَ شَرِّ مَا صُنِعَ لَهُ
: Allahümme ente kesevtenî hâzâ elkamîsa ev erridâe ev elamâmeh.
Eselüke hayrahu ve ayra mâ suni’a lehu.
Ve euzü bikemin şerri mâ suni’a lehu:
“Allah’ım! bu gömleği, veya ridayı veya sarığı Sen bana giydirdin. Onun hayırlı olmasını ve yapıldığı amaçta hayırla kullanılmasını Senden dilerim!
Onun şerrinden ve kötü amaçla yapılmışsa bu amacın şerrinden Sana sığınırım!”
(Ebu Davûd, 4020; Tirmizî, 1767; İ. Ahmed III-30, 50)

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي هَذَا وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلِ مِنِّي وَلاَ قُوَّةِ
: Elhamdülillahillezî kesânî hâzâ ve razekanîhi min gayri havli minnî velâ kuvveti :
“Bana bunu giydiren ve tarafımdan herhangi bir güç ve kuvvet harcamaksızın beni bununla rızıklandıran Allah’a hamd olsun!” derse Allah geçmiş günahlarını bağışlar.”
(Ebu Davûd, 4023; Hâkim IV-192, 193)

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي مَا أُوَارِي بِهِ عَوْرَتِي ، وَ أَتَجَمَّلُ بِهِ فِي حَيَاتِي
: Elhamdülillahillezî kesânî mâ üvârî bihi avretî, ve etecemmelü bihi fî hayatî :
“Avretimi gizleyebileceğim ve hayatımda onunla süslenebileceğim elbiseyi bana giydiren Allah’a hamd olsun!” der sonra eskittiği elbisesini çıkartıp tasadduk ederse, sağ olsun ölü olsun Allah’ın muhafazası ve Allah’ın koruması altında Allah’ın yolunda olur.”
(Ömer (ra)’dan; Tirmizî, 3555; İbni Mâce, 3557)