XXXVIII- YAZA DURSUN

Âşık olan kişi dâim
Dostun yolun düze dursun
Âşıklara ta’n eyleyen
İmân evin boza dursun
 
Âşık olan kişi devamlı
Dostun yolunu gereğince düzenleyip yürüye dursun.
Âşıklara ta’n eyleyip-ayıplamakla
Kendi imân evini bozmaya devam ede dursun!
 
 
Sabreden münkir taşına
Bilmez ne gelir başına
Ebû Cehil kuyusunu
Eliyile kaza dursun
 
Âşık olan, münkirden gelen cehâlet taşına sabr eder.
Başına ne gelecek bilemeden.
Câhil ise Ebû Cehil kuyusunu kendi eliyle kaza dursun..
 
 
Bugün kendi hâlin bilen
Oldur varıp manzil alan
Ele bakıp yolda kalan
Yol erine göze dursun
 
Bugün kendi hâlini-kendini bilen
İşte o kimsedir kir varıp menzile yol alan
Elin gittiği yola bakıp da yoldan kalanın ise yapabileceği tek şey, Erenlerin Yol Erini gözetip izlemesidir. 
 
 
Bil Tanrı’ya kulluk iden
Toğru gider dost iline
Şudur budur diyen tâgî
Yoldan çıkıp aza dursun
 
Tanrı’ya kulluk eden kimse o kişi ki doğru gider Dost iline.
Şudur budur diyen Azgın kimseyoldan çıkıp aza dursun…
 
 
Buldu bulan ma’nâ yüzün
Kesb eyleyip irfân özün
Geldin câhil, ilmin yüzün
Okusun hem yaza dursun
 
Buldu bulan ma’nâ yüzünü
Çalışıp kazanarak irfân özünü ki Âlim kişi…
Câhil gelsin de ilmi yüzden-zâhiren okuyup yazadursun…
 
 
Mürşid gönül vermeyen
Meydâna doğru girmeyen
Hâlin anda göre yarın
Bugün bunda beze dursun
 
Mürşide gönül vermeyen
Meydâna doğru girmeyen
Ne hâlde olduğunu orada görecek yarın
Bu gün burada fırsat var iken gereğini yapa dursun…
 
 
Hakk’ı gerçek sevenlerin
Aşk odına girenlerin
Nişânı budur anların
Kalbi yanıp sıza dursun
 
Hakk’ı gerçek sevenlerin
Aşk oduna girenlerin
Nişânı budur onların
Kalbi yanıp sıza dursun
 
 
Yedi tamu ne şeydür ki
Yakabile yanmışlar
Aşk âteşine yanmayan
Yanıcağın seze dursun
 
Yedi cehennem ne şeydir ki
Yakabilsin yanmışları- burada yanıp kül olanları
Bu dünyada Aşk âteşine yanmayanlar-odunlar
Yarın orada yanacağını seze dursunlar…
 
 
Derd üstüne derd isteyen
Bilin oldur merd isteyen
Bülbül olup verd isteyen
Güzden geçip yaza dursun
 
Derd üstüne derd isteyen
Bilin odur merd isteyen
Bülbül olup gül isteyen
Güzden vaz geçip yaz araya dursun…
 
 
Gerçeklere eren kişi
Dostu ayân gören kişi
Açma bu sırrı nâdâna
Ferdâ çekip geze dursun
 
Gerçeklere eren kişi
Dostu âşikâr gören kişi
Açma bu sırrı yabancıya
Tek başına çekip-geze dursun…
 
 
Kim ki şâha lâyık ola
Çirkini ol sâfî kıla
Kâl olmağa tarîkatın
Potasında sıza dursun
 
Kim ki Şâh’a lâyık ola
Çirkini ol sâfî kıla
Sözü olmağa tarîkatın
Potasında sıza dursun
 
 
Gerçek âşık dost bağında
Kevser şarâbın nûş eder
Nerfsinin gamında gezen
Mercimeğin süze dursun
 
Gerçek âşık dost bağında
Kevser şarâbını içer
Nerfsinin gamında gezen
Mercimeğin süze dursun
 
 
Hak kalbine ilhâm eder
Anın içün söyler dili
Ümmî Sinan sır ilinde
Gördüceğin yaza dursun
 
Hak kalbine ilhâm eder
Onun için söyler dili
Ümmî Sinan sır ilinde
Gördüklerini yaza dursun…
 
 
Tâgî : (Tagy) (Tuğyan. dan) Azgın. Azmış. Asi. Mütekebbir ve ahmak olan. * Dindar olmayan padişah.
 
Verd : (Vürd – Vird) Gül.
 
Nâdân : f. Cahil, bilmez, haddini bilmez.
 
Kâl : Söz.