XXVIII- GEÇMEDÜM

Söyelemesem direm amma söylemeden geçemedüm
Derd hûnile âşıkları toylamadan geçemedüm
 
Söylemesem derim amma söylemeden geçemedim
Aşk derdinin kanı ile âşıklara ziyafet çekmeden geçemedim!
 
 
Söylenenün söylememek hazînesünün hâsıdur
Ol Hâs olan hazîneyi fâş eylemeden geçemedüm
 
Erenlere Halka hizmet için Hakk’ın emâneti Sır saklamak hazînesinin özel sırlarını insanlara hizmet için açmadan geçemedim!
 
 
Gördüceğüm bildiceğüm söylemesem derim illâ
Erenlerün ahvâlini haylamadan geçemedüm
 
Gördüğüm bildiğim sırları söylemesem derim ancak
Erenlerin hâllerini haylamadan-diriltmeden-bildirdiklerimi diriltmeden geçemedim!
 
 
Bülbül ericek bahâra sabr edemez turmaz dili
Men isem ol vahdet gülin yaylamadan geçemedüm
 
Nasıl ki Bülbül bahâra erince sabr edemez ve dilini tutamaz ise;
Ben de o Vahdet gülünü Tevhid Dağında bulunca yaylamadan geçemedim!
 
 
Hikmet ile âriflerün makâmına irdi yolum
Erenlerün menzilini söylemeden geçemedüm
 
Himmetim Hikmet olunca Erenlerin irfan ocağı âriflerin makâmına ulaştı yolum.
Erenlerin kemâlât konaklarını söylemeden geçemedim!
 
 
Ehl-i hâlün haberidür ehl-i kâle ni’met olan
Men hâl ile hûn ehlini toylamadan geçemedüm
 
Boş sözlere bel bağlayan lakırtıcılara nimet olan, Hâl Ehli Erenlerin ulaştırdığı Muhammedi haber-öz tevhid tebliği tâlim-terbiyesidir.
Onun için ben, Hâli hoş ve göz yaşı kanlı Erenlerin öğrencilerine sırlar sofrasında zevkler ziyafeti çekmeden geçemedim!
 
 
Ümmî Sinân eydür özüm sencileyindür bu sözüm
Âşıkları irfânıla toylamadan geçemedüm
 
Ümmî Sinân özünden söyler ki bu sözüm senin iyiliğin içindir!
Hak Âşıkları irfân ile ağırlamadan bırakıp gidemedim- vaz geçemedim!
 
Müstef’ilün Müstef’ilün
Müstef’ilün Müstef’ilün
 
 
Hûn : f. Kan, dem. * Öç, intikam, öldürme.
 
Fâş : Meydana çıkmış. Yayılmış. * Anlaşılmış olan.
 
Toylamak : Karnını doyurmak.