XXV- EY GÖNÜL!

Sırr içinde sevdüğüm yâ Râb hayâlündür senün
İlm-i sırdan irdüğüm yâ Râb visâlündür senün
 
Yâ Râb!
Sırr içinde sevdiğim Senin hayâlindir!
Yâ Râb!
Ulaştığım Sırr İlmi Senin visâlin-vuslatındır!
 
Nesl-i Azer yapdugı bût-hâneden eyler güzer
Secde-gâhı cânumun yâ Râb cemâlündür senün
 
Azer’ in nesli olan İbrahim aleyhisselâm atasının yaput yaptığı puthâneden yel gibi gelir-geçer!
Benim canımın-ruhumun secde yeri ezelde olduğu gib cemâlindir Yâ Râb!
 
 
Zikr-i zâtun feyzidür can milkine âb-ı revan
Kalbümi tâhir kılan yâ Râb zülâlündür senün
 
Can  mülkünü diri tutan ruh suyu , Senin Zât’ıyın zikrinden doğan feyz bereketidir.
Yâ Râb!
Kalbimi tertemiz eden Senin nuruyun saflığıdır.
 
 
Cümle mahlükat içinde gizlü yir yok gözlüye
Kanda baksam gördüğüm yâ Râb kemâlündür senün
 
Kafa gözünde basar bakışı ve kalb gözünde basîret görüşü plan gözlü için mevcudatta iğne ucu kadar bile gizli yer-boşluk-yokluk yoktur!
Nereye bakarsam bakayım her yerde gördüğüm senin mükemmelliğin Yâ Râb!
 
    “Summerci’ilbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun. : Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk 67/4)
 
 
Der Sinân Ümmî sana her kim ki vahdet buldısa
Işk elinden sunduğum yâ Râb nevâlündür senün
 
Sinân Ümmî söyler!
Sana her kim ki Vahdet yolu bulup Tevhid Ehli Eren oldu erdiyse bu kapıda herkese aşk elinden kalb kadehiyle sunduğum Senin nasibindir Yâ Râb!
Ben ise o Şarabın bardağı, kalb kadehiyim!
 
 
Azer : Hz. İbrahim’in (A.S.) babasının veya amcasının ismi.
 
Güzer : Geçiş, geçme. * Geçici, geçen.
 
Zülâl : Saf, berrak, tatlı, hafif, güzel, soğuk su. * Yumurta akı.
 
Nevâl : Bahşiş. Kısmet, tâli’, nasib.