XXIX- SATAR DİLÜM

Bu gün ışkun bâzârında dürr ü mercân satar dilüm
Yârün cemâl-i bâgında verd ü reyhân satar dilüm
 
Bu gün aşkın bâzârında inci-mercân satar dilim.
Yârin cemâl-i bâgında, gül ve  reyhân satar dilim
 
 
Dört kitabun aslı evvel tevhîd-i zâtun sırrıdur
Dellâllıgı degdi bize sırr-ı Kur’ân satar dilüm
 
Dört kitabın aslı-temel tebliği evvelden beri Tevhîd-i Zâtın, Allah teâlâ’nın tekliğinin sırrıdır.
Bu sırrın Eren Dergâhında dellâllıgını yapmak sırası ban geldi,  sırr-ı Kur’ân’ı Hakk’ın halkına selsebil satar dilim!
 
 
Âlem-i nâsut ehline yokdur benüm begüm şıram
Ehl-i vahdet âşıklara gizlü irfân satar dilüm
 
Dünyaya kapılanıp kalmış materyalistliği tercih edip yanılmış ahmaklara verecek benim şehâdet şifâsı şıram-şerbetim yoktur!
Vahdet Ehli olan Âşıklara ise gizli olan irfanı tek tek açıp açıklar bu gün dilim!
 
 
Âhir zamân Lokmân’ıyam gelsün berü derdin bilen
Hikmet iline ireli derde dermân satar dilüm
 
Ben bu gün Muhammedî Muhabbet ve merhamet zincirinin son halkası olan Âhir zamân Lokmân Hekim’iyim beri gelsin derdini bilen e çâresini arayan!
Erenler Ocağı olan Hikmet İline ulaşıp-pişeli her derde dermân satar dilim!
 
 
Hizmet işiginden giren genc-i me’ânî evine
Gelsün bugün Âttârîyem nûr-ı Yezdân satar dilüm
 
Mânâlar mâdeninin yatağı olan Erenler ocağına-yüreğine Hizmet eşiğini öperek giren her Eren Eri gelsin buyursun!
Ben bu gün Muhammed aleyhisselâm adına hesabına ve şerefine O’nun Aşk Âttârıyım!
Bu gün için işim, Yezdân Nuru’nun halka gerekeni olan Nur-u Mîm’i aktarmaktır!
Hakta ve hayırda her an ayakta elektirik direkleri gibi can ceryanı aktarmak, Aşkullahı daima halkının hizmetine sunmak samimiyeti ve ciddiyeti olan Eren ermişliğinde…
 
 
Zann u gümândan kurtulan gelsün şehâdet dârına
Alsun Ene’l-Hakk’dan haber kâmil imân satar dilüm
 
Cânân için candan geçilen bu Hakk’a şâhid olma Şehâdet Dâr ağacına tüm zan ve şüphelerinden kurtulmuş olanlar gelsin!
Bu yolda iki ata binenler hiç uğruna parçalanırlar!
Şah damarından da yakın olan Şâh’ı bulup da:
“ Ene’l-Hakk : Ben Hakk’ım!” dediği için ham halk taraından şehid ediliş sırrı olan olgun-gerçek imanı satar bu gün dilim!…
 
 
Ümmî Sinân eydür gelen kimdür bana mihmân olan
Cân Yûsuf’un alan Mısır’a sultân Ümmî Sinân
 
Ümmî Sinân der ki!
Kimdir bana gelip misâfir olan bu gün?
Bu ten evinde can misafirim olan kim?
Cân Yûsuf’unu, Ten-Beden Kuyusundan çıkarabilenler o zaman kendilerini ve Rabb’larını bilir de; Canın-Ruhun,  Muhabbet mülkü olan Hayat şehri Mısır’a sultân olduğunu görür ki Ümmî Sinân!
 
 
Dellâl : İlân edici. Yüksek sesle bildiren. * Müşterileri çeken. Davet eden. * Hakka davet eden.
 
Âlem-i nâsut : İnsanlar âlemi ve dünya hayatı. Mahlukiyet. Âlem-i Lâhut’un zıddı.
 
Lokman Hekim : Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davud (A.S.) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya veli olduğu hususunda ihtilaf vardır.
 
Âttâr : (Itr. dan) Güzel koku veya iğne iplik gibi şeyler satan.
 
Ene’l-Hakk : Hallac-ı Mansur’un : “Ben Hakkım!” sözü.