Nazara Karşı Duaları

Sığınma dualarının başında Âyetü’l-Kürsî ile Felak ve Nâs Sûrelerini okumak başta gelir.
 
    Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ in sığınma dualarından bir demet sunalım:
 
 
تحَصَّنْتُ بِاللّهِ الَّذِي لاٰ إِلٰهَ لاّ هُوَ ، إلٰهِي وَ إلٰهَ كُلِّ شَيْءٍ ، وَ أعْتَصَمْتُ بِرَبِّي و رَبِّ كُلِّ شَيْءٍ ، وَ تَوَكَّلْتُ عَلَى الْحَيِّي الَّذِي لاٰ يَمُوتُ ، وَ أسْتَدْفَعْتُ الشَّرَّ بِلاٰ حَوْلَ وَ لاٰ قُوَّتَ إلاّٰ بِاللّهِ ، حَسْبِيَ اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِلُ ، حَسْبِيَ الرَّبُّ مِن الْعِبَاد ، حَسْبِيَ الْخَالِقُ مِن الْمَخْلُوق ، حَسْبِيَ الرَّازِقُ مِن الْمَرْزُوق ، حَسْبِيَ الَّذِي هُوَ حَسْبِي ، حَسْبِيَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتث كُلِّ شَيْءٍ ، وَ هُوَ يُجِيرُ وَ لاٰ يُجَارُ عَلَيْهِ ، حَسْبِيَ اللّٰهُ وَ كَفَى ، سَمِعَ اللّٰهُ لِمَن دُعَا ، لَيْسَ وَرَاءَ اللّٰهِ مَرَمِي ، حَسْبِيَ اللّٰهُ لاٰ إِلٰهَ لاّ هُوَ ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ ، وَ هُوَ رَبُّ الْعرْشِ الْعظِيم
 
: Tehassentü billahillezî lâ ilâhe illâ hüve, ilâhi ve ilâhe külli şey’in, ve’tesamtü birabbî ve rabbi külli şey’in, ve tevekkeltü ale’l- hayyi’llezî lâ yemutü, ve etedfa’tü’ş- şerre bilâ havle velâ kuvvete illâ billahi, hasbiyallahu veni’mel vekil, hasbiyerrabbü minelibadi, hasbiye’l-haliku mine’l-mahluk, hasbiye’r-râziku mine’-l merzuk, hasbiyellezî hüve hasbî, hasbiyellezî biyedihi melekutu külli şey’in, ve hüve yuciru velâ yucâru aleyhi, hasbiyallahu ve kefâ, semi’allahu limen dua, leyse verâallahu meramî, hasbiyallahu lâ ilâhe illâ hüve, aleyhi tevekkeltü, ve hüve rabbü’l-arşi’l-azîm :
 
: Kendisinden başka ilâh olmayan, benim ve her şeyin ilâhı olan Allah’a sığınırım. Benim ve her şeyin Rabbına sığınırım. Ölmeyen Diri’ye güvenirim. Kötülüğü : “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah!” diyerek defederim. Bana Allah yeter, O ne güzel vekildir. Kulların kötülüklerine karşı Allah bana yeter, yaratıklarına karşı Allah yeter rızık verilenlerine karşı gerçek rızık verici yeter. Sadece kendisine güvendiğim bana yeter. Her şeyin yönetimi elinde olan bana yeter. O’na sığınılır, başkasına sığınılmaz. Allah bana yeter. Allah dua edeni işitir. Allah’tan başka dua edecek yoktur. Kendisinden başka ilâh olmayan Allah bana yeter. O’na güvenirim . o yüce Arş’ın Rabbidir.
 
 
    Cibril (as) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ e geldiğinde:
“ Ey Muhammed! Bir şikâyetin mi var?” diye sormuş.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) : “Evet!” buyurunca Cibril (as)  şu duayı okumuş ve öğretmiştir:
 
بِسْمِ اللّٰهِ أرْقِيكَ ، مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذِيكَ ، مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أوْ عَيْنِ حَاسِدٍ اللّٰهُ يَشْفِيكَ ، بِسْمِ اللّٰهِ أرْقِيكَ
 
 
 
: Bismillahi erkîke, min külli şey’in yü’zîke, min şerri külli nefsin ev ayni hâsidin Allahu yeşfîke, bismillahierkîke:
 
: Allah’ın adıyla; sana eziyet veren her kötülükten, her nefis veya hasedçi gözün şerrinden Allah’a sığınırım. Allah sana şifâ versin. Seni koruması için Allah’ın adıyla O’na sığınırım!
 
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)’dan; Müslim, 2185, 2186)
 
 
    Ebu’d- Derdâ (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i şöyle buyururken işittim : “Sizden birisi bir şeyden şikâyet eder veya kardeşi ona bir şikâyette bulunursa, şu duayı yapsın :
 
رَبَّنَا اللّٰهَ الَّذِي فِي السَّمَاءِ ، تَقَدَّسَ إسْمُكَ ، أمْرُكَ فِي السَّمَاءِ وَالأرْضِ كَمَا رَحْمَتُكَ فِي السَّمَاءِ ، فَاجْعَلْ رَحْمَتَكَ فِي الأرْضِ ، وَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَ خَطَايَانَا أنْتَ رَبُّ الطَّيِّبِينَ ، انْزِلْ رَحْمَةً مِنْ رَحْمَتَكَ ، وَ شِفَاءً مِنْ شِفَاءِكَ عَلَى هٰذَا الْوَجَعَ
 
: Rabenallahellezî fi’s- semâi, tekaddese ismüke, emrüke fi’s- semâi ve’l-ardi kemâ rahmeteke fi’s- semâi, fec’al rahmeteke fi’l-ardi, vagfir lenâ zünûbenâ ve hatâyânâ ente rabbü’t- tayibîne, enzil rahmeten min rahmeteke, ve şifâen min şifâike alâhâze’l-vece’a :
 
: Yücelerde olan Rabbımız Allah! İsmin yüce olsun! Gökte ve yerdeki emrin, gökteki rahmetin gibidir. Rahmetini yer yüzüne gönder! Günah ve hatalarımız bağışla! Sen iyilerin Rabbisin! Bu acıya karşı rahmet deryandan rahmet, şifâ denizinden bir şifâ indir!” Allah’ın izniyle iyileşir.” Buyurdu.
 
(Ebu Davûd, 3892; İ. Ahmed VI-21)
 
 
    İbn Abbas (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ i üzüntülü durumda şöyle buyururken işittim :
 
  لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ الْعظِيمُ الْحَلِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ الْعرْشِ الْعظِيمُ ، لاٰ إِلٰهَ لاّ اللّٰهُ رَبُّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعُ ، وَ رَبُّ الأرْضِ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمُ
 
Lâ ilâhe illâ Allahu’l-azîmu’-l halîmu, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbü’l-arşi’l- azîmü, Lâ ilâhe illâ Allahu’ rabbü’s- semâvâti’s- seb’u, ve rabbü’l- arşi’l- kerîmü :
 
: Yüce ve hilim sahib Allah’tan başka  ilâh yoktur. Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka  ilâh yoktur. Yedi kat göklerin, yer yüzünün ve . Yüce Arş’ın Rabbi Allah’tan başka  ilâh yoktur.”
 
(Buharî, 11/122; Müslim, 2730)
 
 
    Enes (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ e üzüntülü bir durum geldiğinde şöyle buyururken işittim :
 
بَا حَيُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أسْتَغِيثُ
 
: Yâ Hayyu Yâ kayyumu birahmetike estegîsü :
 
: Yâ Hayy! Yâ Kayyum! Rahmetinle yardım istiyorum!”
 
(Tirmizî, 3522)