Mecâzi ve Gerçek Aşk : LXXXI – LXXXV

LXXXI
 
 
Senden gelir cevr ü cefa ben âh u vah etmeyeyim
Düşmüşüm aşkın oduna yanıp nice tütmeyeyim
 
Senden gelir cevr ve cefa ben âh ve vah etmeyeyim
Düşmüşüm aşkın ateşine yanıp nice tütmeyeyim!
 
 
Uş yürürüm yana yana tup ciğerim döndü kana
Aşkından oldum divâne uyuyuban yatmayayım
 
Ben yürürüm yana yana tüm ciğerim döndü kana
Aşkından oldum divâne uyuyarak yatmayayım!
 
Tup : tümden, hepsi.
Divâne : f. Deli. Aklı başında olmayan.
 
 
Senin aşkın denizine düşübeni gark olayım
Kimsenem yok elim ala koma beni batmayım
 
Senin aşkın denizine ben düşerek gark olayım
Hiç kimsem yok elim tuta!
Bırakma beni batmayayım!
 
 
Sekiz uçmağın hûrîsi gelir ise bir araya
Hergiz mânendin olmaya sen’ onlara katmayayım
 
Sekiz cennetin hûrîsi gelir ise bir araya
Asla benzerin olmaya Seni onlara katmayayım!
 
Mânend :Menend. (Mânende-Mânend) f. Nazir. Eş. Benzer. şebih. Müşabih.
 
 
Yunus Emre sen bu sözü yüz bin der isen az ola
İşidenler âşık ola iğen de uzatmayayım
 
Yunus Emre’m sen bu sözü yüz bin kere desen de az ola
İşitenler âşık ola!
Artık çokça uzatmayayım!
 
İğen : Pek, çok.
 
 
 
LXXXII
 
 
Ey yarenler aydın bana
Ben nicesi dolanayım
Ne türlü tedbir edeyim
Ya nice sağınç sanayım
 
Ey yarenler söyleyin bana
Ben nicesi dolanayım
Ne türlü tedbir alayım
Ya ben aşktan nasıl kazanç sağlayayım
 
Sağınç : İstek, hülya, düşünce. Kazanç. Keder.
 
 
Canımda ol büt bitiptir
Gönülümü ol alıptır
Hey beni ol avutuptur
Ayrık neye bağlanayım
 
Canımda O Dost var oldu
Gönülümü Dost tümden aldı
Hey  O Dost beni avutmakta iken
Ben başkasına neye bağlanayım?
 
Büt : Put. Çok sevilen sevgili.  
 
 
Öyle ediptir ol beni
Seçemezem dünden günü
Alsın teni alsın canı
Ko ben ona alınayım
 
Öyle eyledi O beni
Seçemez oldum dünden günü
Alsın tenimi alsın canımı
Bırak ben O’nun teslim aldığı olayım!
 
 
Ben gevheriyim kânım
Ben bir kulum sultânım ol
Aklım u canım gönlüm
Alandan niçin usanayım
 
Ben O’nun mücevheriyim maden yatğıyım
Ben bir kulum Sultânım O
Aklımı, canımı ve gönlümü
Alan O Dost’tan niçin usanayım?
 
 
Onsuzluğum bana haram
Ondandurur nakdim tamam
Bunculayın lûtf u kerem
Nerde bulup dinleyeyim
 
O’nsuzluğum bana haram
O’ndandır varlık sermayemin tümü tamamı
Bana bahşettiği bunca lûtf ve keremi
Ben nerede bulup da başkasını dinleyeyim?
 
 
Odur bana Yunus deyen
Odur benim bağrım delen
Odur beni bensiz koyan
Hem ben oyum bu ben neyim
 
O’dur bana: “Yunus!” diyen
O’dur benim bağrım delen
O’dur beni “Ben”siz koyan
Hem ben O’yum!
O zaman şu gözüken geçici ve izafî bu “Ben” kimim?
 
 
 
LXXXIII
 
 
Deniz oldu birkaç kadeh susuzluğum kanmaz benim
İniltilerim eksilmez gözüm yaşı dinmez benim
 
Deniz suyu gibi oldu bu aşk!
Bir kaç kadeh içtikçe susamaktayım susadıkça içmekteyim!
Susuzluğum kanmaz benim!
İniltilerim eksilmez!
Gözüm yaşı dinmez benim!
 
 
Gel soralım bizim ile kim giresin bahçelere
Dâim öter bülbülleri gülistânım solmaz benim
 
Gel gidip soralım aşkı bizim Eren iline
Ki giresin bahçelere!
Dâim öter bülbülleri!
Gülistânım solmaz benim!
 
 
Bizim ilin bahçeleri daim tâzedir gülleri
Ma’murdurur bustanları ağyar gülüm üzmez benim
 
Bizim ilin bahçeleri!
Daim tâzedir gülleri
bakımlıdır bostanları
Ağyar gülüm koparamaz benim!
 
 
Mansur kadehin nice kez ma’şûka sundu elime
Dört yanımdan od urdular kimse halim bilmez benim
 
Mansur’un “Ene’l-Hakk!” kadehin defalarca
O Dost hep sundu elime!
Dört yanımdan ateş yaktılar!
Kimse hâlim bilmez benim!
 
 
Yana yana kül oluban sen ma’şukanın yoluna
Günde bin kez yanar isem dosttan yüzüm dönmez benim
 
Yana yana kül olarak!
Sen Sevgilimin yoluna
Günde bin kez yanar isem
Dost’tan asla yüzüm dönmez benim!
 
 
Canım aşkın külüngüne Ferhad olup tuttum başım
Dâim dağları keserim Şîrin’im hiç sormaz benim
 
Canımı aşkın külüngüne
Ferhad olup tuttum başım
Dâim dağları oyarım
Şîrin’im hiç hâlim sormaz benim!
 
 
Yunus aydır ey sultânım aşkın ile yandı cânım
Gel kılar isen dermanım ayrık canım ölmez benim
 
Yunus der ki:
“Ey sultânım!
Aşkın ile yandı cânım
Eğer verirsen dermanım
Sen’den ayrı olarak canım ölmez benim!”
 
 
 
LXXXIV
 
 
Her nereye döner isem aşk iledir işim benim
Odur gönlümde teşvîşim hem aşktır yoldaşım benim
 
Her nereye döner isem
Aşk iledir benim işim
O’dur gönlümde teşvîşim
Hem aşkıdır yoldaşım benim!
 
Teşviş : Karıştırma. Karma karışık etme. Bulandırma.
 
 
Aşksızlara göynür özüm onun çün fâş olur râzım
Görüceğiz âşıkları kaynar içim dışım benim
 
Aşksızlara yanar özüm
Onun için açmaktayım gönül sırlarımı  
Ben âşıkları gördükçe
Kaynar içim dışım benim!
 
Faş : Meydana çıkmış. Yayılmış. * Anlaşılmış olan.
 
 
Bu aşk bize rahmânîdir hem canımızın canıdır
Onun için şeytan ile her dem bu savaşım benim
 
Bu aşk bize Rahmânîdir
Hem de canımızın canıdır
Onun için şeytan ile
Her dan bu savaşım benim!
 
 
Benim canım bir kuştur kim gövdem onun kafesidir
Dosttan haber geliceğiz bir gün uçar kuşum benim
 
Benim canım bir kuştur ki
Gövdem onun kafesidir
Dosttan haber geldiğinde
Bir gün uçar kuşum benim!
 
 
Geldim dünyayı seyrettim ye bugün ye yarın gittim
Ben bunda eğlenemezem bunda bitmez işim benim
 
Geldim dünyayı seyrettim
Ya bu gün ya yarın gittim
Ben bu dnyada eğlenip kalamam
Bu âlemde oyalanıp kalsam da bitmez işim benim!
 
 
Yunus aydır ben âşıkım hem âşıkım hem sâdıkım
Bu ayrık âşıklar gibi yoktur ârâyişim benim
 
Yunus der ki:
“Ben âşıkım!
Hem âşıkım hem sâdıkım!
Halk içinde gözüken Hakk’tan habersiz âşıklar gibi
Halka gösterişim yoktur benim!
 
Ârâyiş : f. Süs, zinet. * Süsleme.
 
 
 
LXXXV
 
 
Giderim aklım başundan şâşıban
Yanarım aşkın oduna düşüben
 
Şk Yolunda giderim ben
Aklım kendi başından şaşarak
Nakilsiz aklım kendi bşına bir şey anlamadan
Yanarım aşkın ateşine düşerek!…
 
 
Od bıraktım cânıma dün gün yanar
Yânarım yâlap yâlap tutûşuban
 
Ateş bıraktım cânıma
Durmadan yanar!
Yânarım yâlap yâlap tutuşarak!
 
Yâlap yâlap : parıl parıl parıldayarak.
 
 
Aşktan ne var eğer sandım ise
Aşktan kim sınmadı uğraşıban
 
Aşktan ne zarar var?
Eğer tek Dost’um var sandım ise
Aşktan ile kim nefsini hamur gibi yapmadı?
Samimi ve ciddi olarak uğraşarak!
 
Sınmak : Kırılmak.
 
 
Âşık olgıl ma’şukun dîdârına
Ma’şuk olgıl aşk ile sarmâşıban
 
Ey Derviş!
Sen Âşık ol ki Sevgilinin gül yüzüne
Sen deSevgili o ki aşk ile sarmaş-dolaş olarak
Ateş ile buluşan gül de gübre de ateştir!
Unutma!
 
 
Yunus canın aşka ver şükrâneye
Kimseler bulmaz yarın isteşiben
 
Ey Yunus!
Sen canını aşka ver şükrâne olarak Dost’a!
Bu hâlini bir gün gelecek ki kimseler isteyip de bulamaz yarın!
Burada ekilen aşk orada biçile aşktır!