İstihare Duası

    Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Sizden biriniz bir işe yürekten karar verdiğinde, farz değil, (istihare niyetiyle) nafile olarak iki rekat namaz kılsın. Namazdan sonra şöyle dua etsin :
 
اللّٰهُمَّ إِنِّي أسْتَخَيِرُكَ بِعِلْمِكَ ، وَ أسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ ، وَ أسْءأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أعْلَمُ ، وَ أنْتَ عَلاَّمُ الْغُويُبْ ، اللّٰهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أنَّ هٰذَا الْأمْرَ خَيْرٌ لِي فِي دِينِي وَ مَعَاشِي ، وَ عَاجِلِ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاقْدُرْهُ لِي ، وَ يَسِّرْهُ لِي ، وَ بَارِكْ لِي فِيهِ ، وَ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُهُ شَزاً لِي فِي دِينِي مَعَاشِي ، وَ عَاجِلَ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاصْرِفَهُ عَنِّي ، وَاصْرِفْنِي عَنْهُ ، وَاقْدُرْ لِي الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ، ثُمَّ رَضِّنِي بِهِ .
 
: Allahümme innî estahayiruke biilmike, ve estekdiruke bi kudretike, ve eselüke min fazlike’l-azîmi feinneke takdiru velâ ekdiru , ve ta’lemu velâ a’lemu, ve ente allemü’lgûyub , Allahümmein künte ta’lemü enne hâze’l- emre hayrun lî fî dinî ve meaaşî, ve acili emrî ve âcilihi, fakdurhu lî, ve yessurhu lî,  vebârik lî fîhi, ve in künte ta’lemuhu şezen lî fî dinî meaaşî, ve acile emrî ve âcilihi, fâsrifehu annî, vasrifnî anhu, vakdur li’lhayra haysü kâne, Sümme raddinî bihi :  
 
“Yâ Rabb! Hakkımda hayırlısını bildiğin için, katından hayırlısını bildirmeni dilerim. Her şeye gücün yettiğinden, tarafından beni güçlendirmeni dilerim. Yâ Rabb! Hayırlı olanın açıklığa kavuşmasını ve takdirini Senin o büyük fazl ve kereminden isterim. Allah’ım! Senin her şeye gücün yeter; halbuki benim yetmez. Sen her şeyi bilirsin, halbuki ben bilmem. Şüphesiz Sen, aklımızın kuşatamadığı her şeyi pek yakından bilirsin. Yâ Rabb! Şu karar verdiğim iş, dinim, dünyam ve âhiretim için hayırlı ise-ki bunu bildiğinde şüphe yoktur-, bana nasib et, beni buna muvaffak kıl, kolaylaştır ve mübarek kıl. Eğer bu işim, dünyam ve âhiretimde benim için kötü ise onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Hayırlısı nerede ise bana onu takdir et, beni onunla hoşnut et!”
 
(Câbir (ra)’dan; Buharî, 80/48; Ebu Davûd, 1538; Nesâî, VI-800 Tirmizî, 480; İ. Ahmed III-344)