EL HAKÎM c.c.

  
EL HAKÎMÜ                          EL HAKEMÜ

Hükm (iyileştirmek amacıyla menetmek, düzeltmek, hükmetmek, yargıda bulunmak) masdarından sıfat isim.

Hakîm ismi, Kur’ân-ı Kerîm’de 97 âyette geçmektedir. 5 âyette Kur’ân-ı Kerîm’e nisbet, 1 âyette Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği mübârek gecede tesbit edilen her emrin sıfatı olarak bildirilmiştir. 91 âyette ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL’e nisbet edilmiştir. Ayni kökten türeyen hikmet kelimesi de 10 âyette ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL’e nisbet edilmiştir. El Hakîmü ismi, El Azîzü, El Vâsi’u, El Alîyyü, El Hamîdü ve Et Tevvâbü isimleriyle birlikte âyet sonlarında buyurulmuştur. El Hakîmü ismiyle El Alîmü, El Habîru, El Vâsi’u, El Bedi’u isimleri arasında anlam örtüşmesi vardır.

El Hakemü ismi de hükm kökündendir ve kanun koyuculuğu da içerdiğinden daha kapsamlıdır.

Hüküm kelimesi ve türevleri Kur’ân-ı Kerîm’de 210 âyette geçmektedir. Bunlardan 27 si fiil kalıplarıyla ve 17 si de hükm şeklinde ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL’e nisbet edilmiştir. 3 âyette Hayrü’l- Hakîmin, 2 âyette Ahkemü’l- Hakîmin şeklindedir. ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL’e izâfe edilen Hakemlikler (hüküm ve hikmet bileliği) içinde âhiretteki Hakemlik de elbette önemlidir.

        Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), künyesi “Ebu’l-Hakem” olan Hânî ibniYezîd’e: “Hakem, sadece ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL dir, her türlü hüküm O’na aittir.” buyurunca künyesini “Ebu Şüreyh” olarak değiştirmiştir. (Ebu Davûd, Edeb, 70-4955; Nesâî, Kudât 7,8-276,277)


El Hakemü ismiyle; El Mâni’u, El Hakîmü, El Kâdiru, El Kaviyyü, El Metinü ve El Muktediru isimleri arasında anlam örtüşmesi vardır.

Yine hükm masdarından türeyen “hikmet” kelimesi de “ihkam” (engellemek, sağlam olmak) masdarıyla da ilişkilidir. Hikmet ve hüküm, genellikle bilmeyi, bilerek hükmetmeyi, anlamayı ve lâzım ve lâyıkı yerli yerince kullanmayı da kapsarlar. “hükm” dışa, “hikm” ise içe yöneliktir. Bu hüviyyet ve mâhiyyet bilmekliği ve anlamaklığı, anlatımla anlatıştan ziyâde Muhammedî Tasavvuf’un her hususunda olduğu gibi bizzât birebir yaşayışla bilinir, bulunur ve olunur İnşâallah. Yine de gençlerimize elimizden gelen her türlü kemâl kültürünü arzetmeye azmimiz var hamdolsun. Biliyorum ki nice prof cübbeli benlikçiler çıkacak ve ahkam kesecekler de neden doyurucu bir eser yazamadıklarını düşünmeyecekler. Azîz gençler, hiç unutmayınız ki biz hasbî ve habibî hizmette isimsiz ilkleriz ve gençlerimizi kendimize değil de Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)‘in izine ve “BİZ”ine çağırıyoruz. Hedefimizde yalnızca ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL’in rızasını ve Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)‘in gönül hoşnutluğunu kazanmak kemâli vardır.

Hikmet Kur’ân-ı Kerîm’de 20 âyette geçer ve 10 âyette kitab kelimesi ile birliktedir. Muhammedî Edeb anlayışıyla ilmi kullanış yolu hikmettir. Bilmek, anlamak ve uygulamak uygunluğu ve disiplini olan hikmet ve hikmet ehli oluş şuûru…Kendinde gizli gerçeğin farkına varış ve faydalanış hikmeti, insanın özündeki sebeb-sonuç arasındaki amaç anlayışıdır. Bu ise açılan ilham penceresinden İlâhî ilham rüzgârının girmesi ve derûni duyuş damlalarıdır. Muhammedî Mârifet meşkidir…Teoridekinin pratikte işleniş sanatı…Yazılan şeker kelimesi de, sözle söylenen şeker de ve elde tutulan şeker de, şeker değildir. Şekerin, yenilen ve her hücrede var olanın “biz”le “bile” oluşunu anlayıştan ötede bizzât yaşayış mutluluğunun sırrı hikmet…İnsan aklının bâtınî (iç) tasavvur bilgisiyle (teorik), zâhirî (dış) tasdik uygulayışı edebinin (pratik) kemâlâtı hikmetin hâl-i hazırıdır. İlimde iffet, edebde şecâat, hükümde hikmet, ahdinde sebât ve fiilde adalettir Muhammedî Şuûr hikmeti…Nefsin (aklın) kendini, hayatı ve kâ inâtı kendi özünden seziş ve yaşayış hikmeti…Aklın ve naklin umut uygunluğu…Derûnî duyuş (hakk) ve uyuş (hayr) davranışı…

El Hakîmü : Hikmet sahibi olup, başkasını müdahale ettirmeden hükmeden ve idâre eden; Gâlib olup Hak ve adâlet üzere yürüten, her işi lâzım, lâyık ve yerli yerinde olan. Hakîm-i Mutlak. Mutlak hikmet sahibi Alîm ve Hakîm olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL. Hüküm ve hikmet sahibi, hükmünü hikmetle uygulayan ve uygulatan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL.

El Hakemü : Haklı-haksızı tek ayırıcı ve son hükmü verecek olan Hakem. Mutlak hükmedici ve uygulatıcı olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL.

Haküme : Hâkim olmak. Hikmetli olmak.
Hakeme : Hükmetmek. Yönetmek. İdâre etmek. Birini istediğinden alıkoyup menetmek.
Tehakeme : Tahakküm. bir işte tasarruf edip isteğince hükmetmek.
Hikmet : Hikmet. Felsefe. Adâlet. İlim. Hilim. Nebîlik. Kur’ân-ı Kerîm. İncil. Veciz söz.


EL HAKÎMÜ (celle celâluhu) ZEVKİ:

İlim ve irfânın zirvesi hikmete vesiledir. Hikmete hâmil hakikatidir.