Allah Dostu Sohbet 4

ALLAH DOSTU
Münir DERMAN (ks)
DEMİŞDİ Kİ…

SOHBET MD-04

EŞŞEK BONCUĞU

(Münir Derman ks. Hocam, Almanya’da bir papazla olan konuşmasını anlatmakta)

“Nazar denilen bir şey vardır.
Sizde sizin dile tercüme edilmez.
Senin kafanı ezsem, öğütsem.
Tekrar yapsam yine girmez kafana!
Şimdi dinle beni!
Bizim Peygamberimizin bir sözü vardır!” dedim
“Nazar; insanı mezara, deveyi kazana götürür!”

Çocuğa kızarsın, kızılır.
Bir şey görürsün korkarsın.
İşte bazı gözler vardır ki konsantre olur onu çeker!
Nazarın fennî, ilmî hatta fiziksel olarak izâhı vardır.
Bu başka hikaye..

Onun için bunu anam koydu bana!” dedim.
“Benim nazar alacak bir yerim yok!” dedim.
“Yalınız eskiden bizim memlekette” dedim
“Eşşeklere takardılar bunu!” dedim.
Eşeklerin buralarında var idi!.
“Hoca ayıb ediyorsun!”
“Şimdi gel senen!. Burda eşşek var mı?” dedim.
“Gidip konuşalım!.”
“Felân köyde var!”
Bindik arabaya gittik.
“Sen dur şurda! Ben soracağım!” dedim
“Bu eşşek Almanca bilmez!” dedim Papaza.
Eşşeğe sordum.
Dedim: “Sen yalnız saman, arpa, ot mu yersin?”
“Evet!” dedi.
“Diğer binlerce çeşit yiyecek var niçin yemezsin onlardan?”
Papaz bakıyor öyle!..
(Bir hanım sormakta:)
“Almanca mı soruyorsunuz.”
M.D:
“Eşşeknen konuştum da ona almanca tercüme ediyorum bunu..”
(Bir hanım sormakta:)
“Eşekle Türkçe mi?
M.D:
“Heee!.”
(Bir hanım sormakta:)
“Siz Türkçe mi konuştunuz eşekle?”
(Bir hanım sormakta:)
“Eşşekçe konuştum!.”
(gülüşmeler..)
(Bir hanım sormakta:)
“Cidden mi konuştunuz hakikaten?”
M.D:
“Canım bana onu sorma!.”
(Bir hanım sormakta:)
“Mânâda mı?”
M.D:
“Canım bırak ben öyle de konuşurum.
Sen bul bana en azgın köpeği konuşuyum onunlan!”

Şimdi burada, hanımnan kızım gülüm müsaade etti Frankfurta aslanlan konuştuk.
Onu da okuyacağım size.
Orda nasıl konuştuğumu söyleyeceğim.

Eşek dedi ki “Bana şimdiye kadar böyle suâl soran olmadı. Madem ki sordun söyleyeyim.” dedi.
“Efendi dedi niye saman yiyorum biliyor musun?
Bu asırda eşekliğimi muhafaza ve devam ettirmek için.
Çünkü bu devirde yaşamak için başka çâre yok.
Sana bir şey söyleyeceğim!” dedi eşek.
“Ben gece anırırım.
Allah’a sığının haaa!
Çünkü şeytanı gördüğümde anırırım!” dedi.
“Ben onu biliyorum!” dedim.
Resûl-i Ekrem efendimiz bir hadisinde söylüyor.
“Ben de bilirim onu!” dedi eşek.
“Peki gündüz niçin anırırsınız?” dedim ona.
“Haaa!” dedi.
“Orda bir sır vardır Efendim ama söylemem!
Yalnız şu kadarını söyleyebilirim.
O da eşşeklik icabıdır!”
Bir aralık eşek boynumdaki mavi boncuğu gördüüüüüüü!
Papaz Efendi gibi.
Sırıttı.
Hemen: “Niçin takıyorum biliyor musun?” dedim.
“Nasıl bilmem efendim?” dedi eşek.
“Eskiden bize nazar almayalım diye takarlardı inanmış insanlar.
Şimdikiler bizi anlayamıyorlar!”
“Boncuğu nereden anlayacaklar beyim kaçıncı asırdayız!” dedim.
“Şimdi böyle böyle mavi boncuk takan da yok!” dedim.
“Hele Almanya da hiç yok!
Zâten şimdi bu günkü asırda bize o kadar işte kalmadı.
Onun için nazar hikayesi de mevzubahis olmaz.
Her şey makine ile yapılıyor.
Yalnız biz eşeklerin bir korkusu var.
Bir pastırmacının eline düşmek.
Allah korusun bizi!”
“Amma sizdeki boncuğu çok sevdim Vallaaa! Hem de çok faidelilir bu!” dedi eşek!
“Sus sus faidesini söyleyeceğim ben!” dedi.
“Bu devirde tepen katırlar çok.
Dünya tepen katırlarla dolu.
Boynundaki boncuk mâlum, Eşşek Boncuğu.
Katırın babası da biziz.
Bu boncuğu gördüler mi hürmeten seni tepmezler!” dedi eşek!..

KELİMELER:

Nazar: Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek. * Gözdeğmesi. * İltifat. * İtibar.
Mevzubahis: Kendisinden bahsedilen. Bahis konusu.