Salâtı Nuri’l-Kıyâmeti salâvâtı: Evliyâullah’ın önem verdiği bir salâvât.
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin bahri envârike Ve ma’deni esrârike
Ve lisâni hüccetike
Ve arusî memleketike
Ve imâmi hazerâtike
Ve tirâzi mülkike
Ve hazâini rahmetike
Ve tarîki şerîatikel mutelezzizi bitevhîdike
İnsani aynil vucûdi vessebebin fi küllü mevcûdin
Aynî a’yâni halkikel mütekaddimi min nûri ziyâike
Salâten tedûmu bidevâmike ve tebkâ bibekâike la müntehâ leha dûne ilmike
Salâten türdîke ve turdîhi ve terzâ bihâ annâ yâ Rabbel âlemin.
MÂNÂSI: “ALLAH’ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, nûrlarının denizine, sırlarının aslına (ma’denine), delilinin diline (lisanına), memleketinin (kâinâtın) bir tanesine (cihân civanına, gönül güzeline), Zâtının İmâmına, mülkünün nakışına (naz-niyâz), rahmetinin hazinesine, tevhidinle tadlanan şerîatının çekici yoluna salât-ü-selâm eyle! (Rahmetini ihsân et!) Vücûdun “ayn”i olan insan (tek, ilk, örnek, prototip) ve bütün mevcûdatın tümünün varlık sebebi, senin nûrunun (Nûrullah) ziyâsından, en önce nûr (Nûr-u Muhammed, Nûr-u Mîm) olarak mahlûkatının “A’yân”ına “ayn” olana, Senin yok olmayan hayatın devâmınca ve sonsuz bekan (ebedîlik) sürdükçe süren bir salâvâtı bâki kıl! Senin ilmin dışında bu salâvâtın sonu olmasın! Öyle bir salâvât ki Sen’i razı eden, O’nu razı eden ve o salâvât sebebiyle bizden razı olacağın bir salâvât (ulaşım imkanı) ihsân eyle! Ey Âlemlerin RABBi!”