37. VASİYET

 
Muhiddin-i Arabî buyuruyor:
 
Doğru söyle!
Emanetleri yerine edâ et!
Vaadinde sadık ol! Yalandan ictinab et!
Hain olma, vaadinden dönme!
Birisiyle kavga edersen hakdan ayrılma!
Yalan, hainlik, vaadinde durmamak münafıklık alâmetlerindendir.
Bir insan yalan söylense, onun pis kokusundan Melek, otuz mil uzaklaşır.
Şeytan bile insana fenalığı emredince, insan onu işlerse, ALLAH’dan korkusundan şeytan, onun yanından kaçar.
Hemen nedâmet duymasındandır.
Şu mânevi kokuyu duy!
Şeytanın kaçışından ibret al!
Şeytan insana küfret der de, o küfür edince : 
“Ben hakikaten senden uzağım çünkü ben âlemlerin Rabbi olan ALLAH’tan korkarım!” der.
ALLAHtan korkmayan, şeytandan eşedd değil mi?.
 
 
 
İctinab : Çekinmek. Sakınmak. Uzak olmak.
 
Nedâmet : (Nedm. den) Pişmanlık, nedâmet etmek.
 
Eşedd : Daha şiddetli. Çok fazla şiddetli. Pek fazla şiddetli.
 
كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ إِذْ قَالَ لِلْإِنسَانِ اكْفُرْ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيءٌ مِّنكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ
Kemeselişşeytani iz kale lil’insanikfur felemma kefere kale inniy beriy’un minke inniy ehafullahe rabbel’alemiyne. : Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana «İnkâr et» der. İnsan inkâr edince de: Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım, der.” (Haşr 59/16)