Muhiddin-i Arabî buyuruyor:
Her hangi bir musibete uğrarsan, mahzun olma!
Biz ALLAH’ın kuluyuz ve neticede ALLAH’ımıza döneceğiz de!
Hazreti Ömer derdi ki :
“Hiç bir musibet görmedim.
Mutlaka onda, üç nimet vardır:
Birincisi, o musibet dinime gelmedi.
İkincisi, bu gelenden daha büyük olsaydı hâlim ne olurdu. ALLAH, o büyük felâketten korudu.
Üçüncüsü, günahlarıma kefaret oldu.”
Müminin dünyada bir çok musibetlere mübtelâ olması, temizlenmesi içindir.
Müminin dünyada bir çok musibetlere mübtelâ olması, temizlenmesi içindir.
Tâ ki, tertemiz âhirete göçe…
Musibet : Umuma ve cemiyetin ekseriyetine gelen belâ.
Mahzun : Hüzünlü, kederli, derdli.
Kefaret : Kefaret : (Masdar gibi kullanılıyorsa da “keffâr” mübalâğa isminin müennesi olup, asıl mânası: örtücü ve imhâ edici demektir.) Bir mecburiyet altında veya yanlışlıkla işlenmiş günahı affettirmek ümidiyle şeriata uygun olarak verilen sadaka veya tutulan oruç. * Günahtan arınma.
Mübtelâ : Dertli. Hasta. Başı sıkıntılı. Rahatsız. Belâlı. Düşkün. Tutkun. Tutulmuş.