10. VASİYET

 
Muhiddin-i Arabî buyuruyor:
 
İşlerine riâyet ettiğin gibi, sözlerine de riâyet et!
Sözlerinde amellerin cümlesindendir.
Ağızdan çıkan her sözün, mutlaka yanında gözcüler vardır.
ALLAH-ü Zül Celâl, ALLAH yolunda şehid olanlara ölü diyenleri yalancılıkla itham ediyor.  
“Onlar, Ölü değil diridir” buyuruyor.
“Şehid” insanda Nûr-u “M”  bulunduğundan HAKK, Şehid’e kıymet vermiştir…”
Sözüne dikkat et!
ALLAH, çirkin lâkırdıların aşikâre söylenmesini sevmez.
Şeriat’ın ölçüsüyle konuş, aşırı gitme! . .
Meselâ “Burç değişti, yıldız şöyle oldu da yağmur yağdı” diyenler, ALLAH’a küfür, yıldıza imân ettiler.
Hadîs-i Şerifte:
“İnsanları yüzü koyun cehennem’e sürükleyen, dillerinin söylediği sözlerdir.” Buyruldu. . .
Yine Hadis-i Şerifte:
“Bir adam ALLAH’ın gazabını celbeden bir kelime söyler, ona da ehemmiyet vermez halbuki o kelime onu Cehennemin yetmiş yıllık derinliklerine uçurur.
Bir kimse de, ALLAH’ın razı olacağı bir kelime söyler de onun götüreceği yeri bilmez.
Halbuki o kelime, ona yükseklerin yükseğine çıkarır” buyrulmuştur.
 
 
 
Riâyet : İyi karşılamak, ağırlamak, hürmet etmek. * Uymak, tâbi olmak. * Otlamak veya otlatmak. * Hıfzetmek, korumak.
 
Şehid : Şâhid olan. * Meşhude. Allah (C.C.) yolunda canını feda eden müslüman. Hak için hayatını feda ederek ölen. Allah’ın rızasına eren.
 
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ
Ve la tekulu li mey yuktelü fi sebilillahi emvat, bel ahyaüv ve lakil la teş’urun : Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara 2/154)