ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9095
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE VE
TÜM ŞEHİTLERİMİZE RUHLARI ŞAD OLSUN!...
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya,
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dedirir, Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Avustralyayla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ
Hani tâuna da zuldür bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise, hakkıyla sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âffetti o yüz
Medeniyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra melundaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâiklar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor amâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırhı bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yayımlı tûdanlar, alevde seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kala mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü tesis-i İlahî o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun-i beşer;
Bu göğüslerse Hudânın ebedî serhaddi;
o benim sun-i bediim, onu çiğnetme dedi.
Âsımın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, Yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi
Bedrin arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.
Hercü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyetler eder istiâb.
Bu, taşındır diyerek Kâbeyi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâyı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lezbir etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak sasavletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhadini,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, asâra gömülsen taşacaksın Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
http://www.youtube.com/watch?v=yPNrLtBhAGU&NR=1
http://www.youtube.com/watch?v=ptoh1Xso ... re=related
http://www.youtube.com/watch?v=ptoh1Xso ... re=related
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Lütfen dinleyiniz.
Çanakkale Şehitlerine-Şehit onbaşı KINALI ALi
ŞEHİDLERİMİZİN SEVGİSİ GÖNÜLLERİMİZDE....
RUHLARI ŞAD OLSUN!
RABBİM (CC) ŞEHİTLERİMİZİN ŞEFAATLARINI BİZLEREDE NASİP ETSİN
İNŞAALLAH!...
En son mim tarafından 12 Mar 2008, 13:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Hadis No : 1138
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) sordular:
---"İçinizden kime şehid dersiniz?"
"Ey Allah'ın Resulü," dediler, Allah yolunda öldürülen şehiddir." "Öyleyse," dedi, Resulullah (sav), "ümmetimin şehidleri azdır." "Peki," dediler, "daha kimler şehiddir, ey Allah'ın Resulü?" "Allah yolunda öldürülen şehiddir. Allah yolunda ölen şehiddir. Taunda ölen şehiddir. Karnı sebebiyle ölen şehiddir, boğularak ölen şehiddir."
Kaynak: Müslim, İmaret 165, (1915); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 6, (1, 131); Tirmizi, Cenaiz 65, (1063)
Hadis No : 1141
Ravi: Said İbnu Zeyd
Tanım: Resulullah (sav)'ı dinledim şöyle buyurdular: "Kim malını müdafaa sırasında öldürülürse şehiddir. Kim kanını müdafaa sırasında öldürülürse şehiddir. Kim dinini müdafaa sırasında öldürülürse şehiddir. Kim ailesini müdafaa sırasında öldürülürse o da şehiddir."
Kaynak: Tirmizi, Diyat 22, (1418, 1421); Ebu Davud, Sünnet 32, (4772); Nesai, Tahrim 22, (7,115,116); İbnu M
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- derunilale
- Saygın Üye
- Mesajlar: 268
- Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00
Hayy Allah razı olsun güzel dostlar..
Herkes Gülüşümü Görüyor
Kimse savaşımı görmüyor...
Herkes sesimi duyuyor
Düsündüğümü kimse bilmiyor...
Herkes yazdıklarımı okuyor
Gözyaşlarımı kimse görmüyor...
Herkes beni tanıdığını sanıyor
Ama kimse benim kim olduğumu bilmiyor...
Künyem gelsin benden sana hediye
Şehidin ardından oku methiye
Kuruşunda yetim hakkı var diye;
Boş yere tek kurşun atmadım ANNE
Dedeniz Maraş'da şehit olmuştu
Babanı Antep'de kurşun bulmuştu
Dün gece düşlerim nurla dolmuştu;
Şeref bildim vatan satmadım ANNE
Bayrak sevgisiyle dolu bedenim
Yüreğimde; nefret, kin yoktur benim
Mermi yedim anne; üşüyor tenim,....
Kimseye düşmanca bakmadım ANNE
Düşman namert olmuş yiğitlik yoktur
İtlere et veren; satılmış çoktur
Hainler yol almış; karnı pek toktur.
Vuruldum, vuruldum bitmedim ANNE
HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN diyorum
Öndekine dua gönderiyorum
Aklaşsın kazanlar; ben geliyorum.
Ecdadımı inkâr etmedim ANNE
Öğretmen kabrime gelemiyormuş
Gelenlerin sonu kötü olurmuş
Efendiler öyle emir buyurmuş,
Gelmeyeni ayrı tutmadım ANNE
Şehide FATİHA okunmasın mı?
Dua; oya oya dokunmasın mı
Öğretmenim bana bakınmasın mı?
Doğruya yalanı katmadım ANNE
Emirle gelecek gelmesin bana
Gözlerime bak sen; yeterim sana
Timsah gözyaşlılar gitsin yoluna,
Kimseyi aldatıp; ütmedim ANNE
Ben musalladayım; gelen olursa
Silmeyin bu taştan; kanım kurursa
Birileri burda, nutuk okursa;
Beyhuda lafları, yutmadım ANNE
Kimselere kızıp bağırmadım ben
İtleri yemeğe çağırmadım ben
Haramla helâli yoğurmadım ben.
Haram lokmaları tatmadım ANNE
Emir kullarına dokunmayınız
Kimseden korkup; sakınmayınız
Evlat verdik diye yakınmayınız,
ŞEHİT OLDUM ŞEHİT; YİTMEDİM ANNE
RAMAZAN ÇAKIR
Herkes Gülüşümü Görüyor
Kimse savaşımı görmüyor...
Herkes sesimi duyuyor
Düsündüğümü kimse bilmiyor...
Herkes yazdıklarımı okuyor
Gözyaşlarımı kimse görmüyor...
Herkes beni tanıdığını sanıyor
Ama kimse benim kim olduğumu bilmiyor...
Künyem gelsin benden sana hediye
Şehidin ardından oku methiye
Kuruşunda yetim hakkı var diye;
Boş yere tek kurşun atmadım ANNE
Dedeniz Maraş'da şehit olmuştu
Babanı Antep'de kurşun bulmuştu
Dün gece düşlerim nurla dolmuştu;
Şeref bildim vatan satmadım ANNE
Bayrak sevgisiyle dolu bedenim
Yüreğimde; nefret, kin yoktur benim
Mermi yedim anne; üşüyor tenim,....
Kimseye düşmanca bakmadım ANNE
Düşman namert olmuş yiğitlik yoktur
İtlere et veren; satılmış çoktur
Hainler yol almış; karnı pek toktur.
Vuruldum, vuruldum bitmedim ANNE
HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN diyorum
Öndekine dua gönderiyorum
Aklaşsın kazanlar; ben geliyorum.
Ecdadımı inkâr etmedim ANNE
Öğretmen kabrime gelemiyormuş
Gelenlerin sonu kötü olurmuş
Efendiler öyle emir buyurmuş,
Gelmeyeni ayrı tutmadım ANNE
Şehide FATİHA okunmasın mı?
Dua; oya oya dokunmasın mı
Öğretmenim bana bakınmasın mı?
Doğruya yalanı katmadım ANNE
Emirle gelecek gelmesin bana
Gözlerime bak sen; yeterim sana
Timsah gözyaşlılar gitsin yoluna,
Kimseyi aldatıp; ütmedim ANNE
Ben musalladayım; gelen olursa
Silmeyin bu taştan; kanım kurursa
Birileri burda, nutuk okursa;
Beyhuda lafları, yutmadım ANNE
Kimselere kızıp bağırmadım ben
İtleri yemeğe çağırmadım ben
Haramla helâli yoğurmadım ben.
Haram lokmaları tatmadım ANNE
Emir kullarına dokunmayınız
Kimseden korkup; sakınmayınız
Evlat verdik diye yakınmayınız,
ŞEHİT OLDUM ŞEHİT; YİTMEDİM ANNE
RAMAZAN ÇAKIR
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
- derunilale
- Saygın Üye
- Mesajlar: 268
- Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00
Değerli ali ağabeyim emeğine sağlık..Hakk memnun olsun..
Kükreyen asra bakın yeter
Dayanırmı bu orduya azgın seller
Bırakın zevk ile uğraşsın eller
Bize bu dava için ölmek yaraşır
MUSAB´IN giydiği gömlek yaraşır
Geceden gündüze uzan hele bir
Hepsine birden ruh veren Tekdir
Seher vakti BİLAL´İN okuduğu tekbir
Bize bu tekbir için ölmek yaraşır
Ölüme koşarken gülmek yaraşır
Koş gazaya yiğidim yaşatmak için
Binlerce şeytana taş atmak için
Son okları NEFSİNE saplamak için
Bize bir HİLAL uğruna ölmek yaraşır
Beyaz bulutlar sardı etrafı kar yağacak
Kimbilir kimlerin kalbi buz tutacak
Bize bir söz için ölmek yaraşır
ASHABI RUHLARA DÖNMEK YARAŞIR...
(UKBE ERKAN)
Kükreyen asra bakın yeter
Dayanırmı bu orduya azgın seller
Bırakın zevk ile uğraşsın eller
Bize bu dava için ölmek yaraşır
MUSAB´IN giydiği gömlek yaraşır
Geceden gündüze uzan hele bir
Hepsine birden ruh veren Tekdir
Seher vakti BİLAL´İN okuduğu tekbir
Bize bu tekbir için ölmek yaraşır
Ölüme koşarken gülmek yaraşır
Koş gazaya yiğidim yaşatmak için
Binlerce şeytana taş atmak için
Son okları NEFSİNE saplamak için
Bize bir HİLAL uğruna ölmek yaraşır
Beyaz bulutlar sardı etrafı kar yağacak
Kimbilir kimlerin kalbi buz tutacak
Bize bir söz için ölmek yaraşır
ASHABI RUHLARA DÖNMEK YARAŞIR...
(UKBE ERKAN)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9095
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
18 MART ÇANAKKALE
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar
Şehitlerimizi saygı, minnet ve sadakatle anıyoruz...
Ruhları şad olsun!
İNŞAALLAH!
Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar
Şehitlerimizi saygı, minnet ve sadakatle anıyoruz...
Ruhları şad olsun!
İNŞAALLAH!
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
- Nurten
- Özel Üye
- Mesajlar: 724
- Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00
- Nurten
- Özel Üye
- Mesajlar: 724
- Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Gürleyen top sesleri Mehmetçiğin sesidir.
Çanakkale ulusun bütünleştiği yerdir.
Denizde Nusrat'ımız,karada bataryalar,
Hamidiye atışta,birde Mesudiye var.
Düşmana yok verecek bir karış toprağımız,
Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız.
Conkbayırı,Kilitbahir,hele Anafartalar,
Tarih sayfalarına yeni bir destan yazar.
Korkumuz yok,birleşsin gelsin yeni ordular,
Atatürk'ün izinde yenilmez Mehmetçik var...
Düşmana yok verecek bir karış toprağımız,
Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız.
Çanakkale köpürür düşmana geçit vermez.
Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez.
Öyle bir zafer ki bu asırlarca silinmez.
Haykırır tüm ulusum ÇANAKKALE GEÇİLMEZ.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9095
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI
Kul İhvanî
Britanya, Fransa, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ordularına karşı,
72 saat içinde 253 000 şehidle kazanılan Çanakkale savaşında:
Deniz savaşları
Arı Burnu
Seddülbahir
Anafartalar
Conkbayırı destanlarının yazıldığı gün
Şehidlerimizin ruhuna rahmetler yağsın!
Çanakkale Destanımız.. Buyurunuz!..
HAYY DOST!..
Cümle Cihan-Canlar cengi
Şehâdet tevhid mihengi
Kuzuların kına rengi
Kanın alı Çanakkale
Gönül gözün merceğinden
Tahkik Tevhid gerçeğinden
Şehidlerin çiçeğinden
Oğul balı Çanakkale
Elâ gözden kömür yüklü
Yaşanmamış ömür yüklü
Nice gonca-tomur yüklü
Dostun dalı Çanakkale
Ak yeleli atlar gibi
Dalga dalga patlar gibi
Can, cennete atlar gibi
Hâlin hâli Çanakkale
İlâhî Aşkın yazanı
Muhammedî meşk mizanı
Elestin sabah ezanı
Mahşer malı Çanakkale
Dizginsiz-gemsiz kır atın
Suyu kan akan Fıratın
Nazın köprüsü Sır-atın
Niyaz nalı Çanakkale
Ağlamayıp-gülmeyenler
Gitti gider gelmeyenler
İlel ebed ölmeyenler
Sevdâ salı Çanakkale
Cehennem narı buzunda
Cenneti terin tuzunda
Anadolu omuzunda
Şehid şalı Çanakkale
Muhammedî Nur her biri
Ölüp-dirilenler, diri
El ele şehid zinciri
Hakkın Eli Çanakkale
Bülbülken güller bağında
Can vermiş gençlik çağında
Ruhların Elest dağında
Belâ! beli Çanakkale
Şâhid ol! Tevhidin şehid
Mâlik yevmid-din şehid
Üç günde üç yüz bin şehid
Derdi deli Çanakkale
Yandıran-yananla yakan
Narı görmez nûra bakan
Damla damla Dosta akan
Sırlar seli Çanakkale
Can bahası gereğinde
Can, bayrak Dost Direğinde
Âşıkların yüreğinde
Seher yeli Çanakkale
Bitmeyen şehid düğünü
Yaşamak için bu günü
Yarın düşünürsek dünü
Bin bir yılı Çanakkale
Şimdi yaşıyorlar diri
O sahillerde her biri
Binlerce şehid tekbiri
Dostun dili Çanakkale
Azgınlar yolun yöndüren
Düşman ateşin söndüren
Cümle cihanı döndüren
Merkez mili Çanakkale
Canın verip-geçip serden
Dirilip gelip mahşerden
Bir avuçta bin bir yerden
Şehid dolu Çanakkale
Kurân ulaşınca akla
Şah olur şehid olmakla
Hakkta Hakktan Hakka Hakkla
Hakkın Yolu Çanakkale
Dinle! Dînin bestesini
Şehidlerin nefesini
Duyarsın diri sesini
Sanma ölü Çanakkale
.
Gurbet-hasret, sıla-selâ
Elest-Mahşer, Kâlu: Belâ!
Her avuç toprak Kerbelâ
Çile Çölü Çanakkale
.
Şehâdet zülfü taranan
Ölümsüz diri aranan
Ara-sıra aralanan
Tevhid Tülü Çanakkale
.
Vedûd Allah Rızasında
Bir damla, Tevhid tasında
Rasûlullah Ravzasında
Gönül gülü Çanakkale
Anlayana bir ah! yeter
Ateş yanar-duman tüter
Kul İhvâni Sefil öter
Aşk Bülbülü Çanakkale
16.03.2007 15:44
Solingen- Almanya
KELİMELER:
Ceng : Savaş, harb.
Miheng : Mihenk. (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yaraya n vasıta.
Meşk : İnancın yaşanması.
Mizan : Terazi, ölçü, tartı. * Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas.
Elest :
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. * Çok kalabalık.
Sırat Köprüsü : Cennet''''''''e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
İlel ebed : Ebede kadar. Nihayetsiz.
Mâlik yevmid-din : Din gününün sahibi Allah (cc).
Tekbir : "Allahü ekber" demek. Allah''''''''n her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.
ÂYET:
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
--- Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler. (Araf 7/172)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5162
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Ebû Hureyre (r.a.)dan. Hz Peygamber (s.a.v.): Müslümanın Allah yolunda aldığı her bir yarasının kıyamet günündeki durumu, yaralandığındaki kan akar halde olup rengi kan renginde, kokusu ise misk kokusu şeklindedir.buyurmuştur.
(Kütüb-i Sitte Serisi:1, Hadis no: 176, Sahih-i Buhari)
Mis kokulu şehitlerimize Allah(c.c.) rızası için, Peygamberimiz (s.a.v)'in adına, hesabına, şerefine bir fatiha suresi hediye edelim inşaAllah.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillahirrahmanirrahîm.
Rahmân, Rahîm Allahın ismiyle
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
El hamdu lillahi rabbil alemîn.
Hamd, o rabbiâlemîn,
الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Er rahmanir rahîm.
O rahman, rahîm,
مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Maliki yevmid dîn.
O din gününün maliki Allâh'ın.
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
İyyake na'budu ve iyyake nesteîn.
Sade sana ederiz kulluğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab!
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
İhdinas siratal mustekîm.
Hidayet eyle bizi doğru yola
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Siratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve laddâllîn.
O kendilerine in'am ettiğin mes'utların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapgınların.
ÂMİN.
(Kütüb-i Sitte Serisi:1, Hadis no: 176, Sahih-i Buhari)
Mis kokulu şehitlerimize Allah(c.c.) rızası için, Peygamberimiz (s.a.v)'in adına, hesabına, şerefine bir fatiha suresi hediye edelim inşaAllah.
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Bismillahirrahmanirrahîm.
Rahmân, Rahîm Allahın ismiyle
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
El hamdu lillahi rabbil alemîn.
Hamd, o rabbiâlemîn,
الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
Er rahmanir rahîm.
O rahman, rahîm,
مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ
Maliki yevmid dîn.
O din gününün maliki Allâh'ın.
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
İyyake na'budu ve iyyake nesteîn.
Sade sana ederiz kulluğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab!
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
İhdinas siratal mustekîm.
Hidayet eyle bizi doğru yola
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Siratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve laddâllîn.
O kendilerine in'am ettiğin mes'utların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapgınların.
ÂMİN.
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9095
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
Şehitlerimizi Saygı, Sevgi, Minnet ve Sadakatle anıyoruz...
Ruhları Şâd olsun إِن شَاء اللَّهُ
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
nur-ye yazdı:
Şehitlerimizi Saygı, Sevgi, Minnet ve Sadakatle anıyoruz...
Ruhları Şâd olsun إِن شَاء اللَّهُ
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
- Ahmed
- Admin
- Mesajlar: 1140
- Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
Ruhlarınız şad olsun!
Bu mübarek günde sizi saygı ve sevgi ile anıyoruz!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12907
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
ŞaHiD-i ŞAH
RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem
cAN VEReNler
ŞEHİDULLAH şefaatları üzerimize olsun…
ZEVK 4385
Mustakîm SıRaT Siperi.. cAN Çömleği ÇaNaKKaLe
cANların ÇİLE Cenginde.. KAN İle yANAN MeşâLe
RASÛLULLAH Yüreğinde.. NûR-u MîM-in CEM’ CEMREsi
YED’ULLAH Eli YEŞERen.. MîM-in MeŞKi GÜL-le LâLe..
18.03.11. 12:12
Ayazağa câmii..stnbl…
Şehidlerimizin Şahadet RAHM-ETleri Üzerimize olsun inşae ALLAH..
- Hacer
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 506
- Kayıt: 03 Nis 2007, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
Çanakkale Şehitleri (Mehmet Akif Ersoy’un Anısı, Anıları)
Ne Mehmet Akif ne Eşref Bey o gece uyuyabildiler… Mehmet Akif daha sonra, yine beraber geçen hayat safhalarında o geceyi daima hatırladı. Çünkü o gece Mehmet Akif, Çanakkale destanını yazmadan canını almaması için Allah’a yalvardı: Bu, bir çocuk yakarışı idi. Masum, tertemiz, hiçbir fani hissin ucuna dokunamadığı bir yalvarış…
Eşref Bey anlatır: Hayatımda, Mehmet Akif kadar vakar ve ciddiyetini muhafaza eden insanlara az rastlamışımdır: Bu, mücerret bir tevekkül duygusunun neticesi değildi: Kadere rıza gösterme felsefesinin yanında, dünya nimetlerine olan istiğnanın da tezahürü idi. Biz İstanbul’dan çıkarken, ailesine, Teşkilat-ı Mahsusa’nın hiçbir murakabe ve teftişe tabi olmayan müstakil kasasından para bırakması için öyle ısrar etmiştim ki, beni reddederse kıracağını anladıktan sonra muvafakat etmiş ve emin olunuz, kızararak:
- Siz ne isterseniz yapınız. Rica ederim, bu mevzulara beni muhatap yapmayınız., demişti. Fani nimetler için bu kadar müstağni bir insanın, şahsi mevzular üzerinde hassas olmaması mümkün müydü?
El-Muazzam istasyonundaki o çöl gecesi, heyecan ve edebi kudretini, vatanının ve milletinin saadeti, istiklali, fazileti uğruna vakfetmiş büyük bir şairin, rabbani ve ilahi olduğuna şüphe olmayan heyecan ve vecdi andıran istiğrakına şahit oldu. Akif, adeta cezbe halinde idi… Çok az konuşan bu büyük şair, şimdi, bir çağlayan halinde idi. Benimle değil, adeta kendi kendisine konuşuyordu: Milletinin büyüklüğüne, kahramanlığına, yiğitliğine inanmıştı. İnanıyordu… Medeniyet ve teknik, işte bütün vasıtalarıyla Çanakkale’ye yığılmıştı: Para, vasıta, malzeme, insan, her şey boldu. Ya biz? Biz bunların sadece birisinden değil, her şeyinden mahrumduk. Neyimiz vardı? Mehmetçiğin imanı…. Asım’ın nesli dediği ve babasının talebesi Köse İmam’ın oğlu olan Asim, 1914-1918 Birinci Dünya Harbi’nin ve daha sonra 1918-1932 Milli Mücadele devrinin destanını yaratmış olan o eşsiz, o fedakar, o kahraman neslin bir örneği idi: Çanakkale’de, Sarıkamış’ta. Galiçya’da, Filistin’de, daha sonra İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da kahramanlık destanı yaratmış olan o bulunmaz nesil, Asım’ın nesli idi… Akif o gece. bu neslin maddi manevi terkibini, gelecek nesillere anlatmadan canını almaması için Allah’a yalvardı. Hem nasıl yalvarış!.. Kalın, davudi, erkek bir sesi vardı. Kelimelerin ve harflerin hakkını vererek konuşurdu. Adeta, kendi nefsine karşı ant içiyor ve bu ahdi, gönülden inandığı Tanrının yüce varlığına iletiyordu:
- Yarabbi!.. Bana bu destanı bir aciz kulunun ifadesinin azamisi içinde yad edebilmenin saadet ve imkanını bahşet. Bu ulvi vazifeyi bana nasip et, sonra emanetini al. Yarabbi!.. Bana bu lütfü çok görme. În’am ve ikramının namütenahi hazinesinden bu aciz kulunun şu duasını bargah-ı uluhiyetinde kabul eyle…
Ve duası, hıçkırıklarla kesiliyordu. Sabahı böylece bulduk. Onu teskin etmek ne mümkündü ne de aklıma böyle bir müdahale geliyordu. Bu, bir heyecan ve ilham manzarası idi ve ben onu görebilmiş olmakla mubahı mahdut fanilerden idim. Sesim değil, nefesim çıkmıyordu:
Şimdi sizlere bir hakikati iblağ edeyim… Çanakkale Destanını Mehmet Akif, Hicaz yolculuğu devam ederken, daha yolda yazdı ve ancak ondan sonradır ki, tabii hüviyetine girebildi.
Necid Çöllerinde Mehmet Akif, Boğaziçi Yayınları, 1992
Mithat Cemal KUNTAY
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN....
İstiklâl Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl.
Hakkıdır, HAKK'a tapan milletimin istiklâl.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler HAKK'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da HUDÂ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Rûhumun senden İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne nâmahrem eli!
Bu ezanlar ki şehâdetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek Arş'a değer belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, HAKK'a tapan milletimin istiklâl!
Mehmed Akif Ersoy
Şehidlerimizin kıymetini bilmek demek onları belli zamanlarda anmak değildir.
Onlar bu topraklar üzerindeki İslâm rûhunun kâim olması için zâhirlerini fedâ ettiler.
Bizler de; RABBu'l- Âlemîn'in beyyinesi, kayyimesi, tayyibesi ve tahhiresi olan Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz ve Kur'ân-ı Kerîm'imizin, tebliğ, tenzir, tebşir ve teşhîdinde bir zerre, bir katre miskal hizmet için kalan nefeslerimizi vakfetmek niyyetiyle cehd edelim in şâe ALLAH...