Zühd ü Takvâ : XXXVI- XL

XXXVI

 
Müslümanım diyen kişi şartı nedir bilse gerek
Tanğrı’nın buyruğun tutup beş vakt namaz kılsa gerek
 
Müslümanım diyen kişi şartı nedir bilse gerek
Tanrı’nın buyruğun tutup beş vakit namazın kılsa gerek
 
 
 
Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır
Tamudan azadlı oldur kullar azad olsa gerek
 
Sabah tanyeri-şafak sökerken başını yastıktan kaldır, ellerini suya daldır-abdestini al!
Cehennemden kurtulmuş olan o kimsedir.
Kullar azad olsa gerek…
 
 
 
Öğle namazın kılasın her ne dilersen bulasın
Tamudan azadlı oldur kullar azad olsa gerek
 
Öğle namazın kılasın
Her ne dilersen bulasın
Cehennemden kurtulmuş olasın
Kullar azad olsa gerek…
 
 
 
Ol ikindiyi kılanlar arı dirlik dirilenler
Oladır Hakk’a erenler dâim Hakk’a erse gerek
 
Ol ikindiyi kılanlar
Arı bir âhiret hayatına dirilenler
Onlardır Hakk’a erenler
Böyle kullar dâim Hakk’a erse gerek…
 
 
 
Akşamdurur üç farida dağca günahın arıda
İyi amellerin sana şem u çerâğ olsa gerek
 
Akşam namazı farzı üç tür
Dağca günahını arıtır
İyi amellerin sana Âhiret ışığın olsa gerek…
 
Şem : Mum, ışık.
 
Çerâğ : f. Işık. kandil. Lâmba. Mum.
 
 
 
Yatsı namazın o hazır hazırları sever Kadir
İmanın eksiğin bitir iman piş-rev olsa gerek
 
Yatsı namazına ol hazır
Hazırları sever El Kadîr Celle Celâlihu
İmanın eksiğin bitir
İman işin başı olsa gerek…
 
 
Piş-rev : peşrev. f. (Aslı: Pişrev) Önde giden. * Türk müziğinde bir saz eseri. * Güreşten önce pehlivanların ellerini birbirine veya dizlerine çarparak ve biraz sıçrayarak yaptıkları oyun. * Bir çeşit ok.
 
 
 
Her kim Müslüman olmadı beş vakt namazı kılmadı
Bil ki Müslüman olmayan ol tamuya girse gerek
 
Her kim Müslüman olmadı
Beş vakit namazı kılmadı
Bil ki Müslüman olmayan
O cehenneme girse gerek…
 
 
 
Görmez misin Mustafâ’yı nice bekledi vefâyı
Ümmet için ol safâyı ümmet ona erse gerek
 
Görmez misin Mustafâ (sallallahu aleyhi ve sellem)’i
Nice bekledi vefâyı
Ümmet için ol safâyı
Ümmet olan O’na erse gerek..
 
Safâ : Gönül şenliği, eğlence. * Duru olmak, itmi’nan ve meserret üzere olmak. Temiz, sâfi olmak. * Hava açık ve ayaz olmak. * Mekke-i Mükerreme’de bir yerin ismi.
 
 
 
Bekler isen din gayretin vermegil nefse murâdın
Yunus Nebî salavâtın aşk ile değirse gerek
 
Kendin için din gayretini- dikkatle ve sebatla çalışmayı ciddi olarak düşünürsen eğer, 
Sakın nefsin hevâ -heves murâdını ona verme!
Yunus Nebî salavâtın-buyurduğun aşk ile ulaştırsa gerek…
 
وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
    “Ve zen nuni iz zehebe müğadiben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulümati el la ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin : Zünnûn’u da (Yunus’u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.” (Enbiyâ 21/87)
 
Değirmek : Haber iletmek, götürmek.
 
Gayret : Dikkatle ve sebatla çalışmak. * Kıskanmak, çekememek. * Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. * Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek.
 
 
 
XXXVII
 
Anma mısın sen şol günü cümle âlem hayrân ola
N’idesini bilemeyip bî-hod u ser-gerdân ola
 
Aklına getirip – anmaz mısın sen şu o günü ki; o gün, cümle âlem kendinden geçmiş – hayrân olacaklar!
Ne edeceklerini bilemeyip şaşırmış bir çılgına dönecekler!…
 
Ser-gerdan : f. Başı dönmüş, şaşkın. Hayran.
 
Hayran : Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
 
Bî-hod : f. Çılgın, kendinden geçmiş olan, ne yaptığının farkında olmayan. * Bayılmış.
 
 
 
İsrâfil sûrunu ura hep mahlûkat yerden dura
Deriliben haşre yara kadı anda Sübhân ola
 
İsrâfil Sûruna üfüre,
Hep mahlûkat yerden kalkalar,
Dirilerek hesap için toplanılan Mahşere vara,
En büyük mahkemenin Hâkimi-kadısı Sübhân Allah Teâlâ ola…
 
 
 
Zebâniler çeke tuta ilete tamuya ata
Deri yana süğnük tüte katı ulu efgan ola
 
Zebâniler hak edenleri çekip tutup götüre cehenneme ata!
Derisi yana kemiği tüte!
Çok büyük acılar ve inlemeler duyula!…
 
Süğnük : Kemik.
 
Efgan : f. Acı ile bağırıp çağırmalar. Feryatlar ve istimdat.
 
 
 
Mâlik çağıra tamuya çekip meydana getire
Tangrı korkusundan tamu zârî kılıp nâlân ola
 
Mâlik çağıra cehenneme
Çekip meydana getire
Tanrı korkusundan tamu acı acı inleyip figân ede!…
 
Nâlân : f. İnleyen, sızlayan, figân eden.
 
Mâlik : Sâhib. Malı elinde bulunduran. Bir şeyin mülkiyetini elinde tutan. * Her şeyin sâhibi olan Allah. * Cehennem zebânilerine hâkim ve onları idare eden meleğin adı.
 
 
 
Dağlar yerinden ırıla gökler heybetten yarıla
Ildızlar  bağı kırıla düşe yere galtân ola
 
Dağlar yerinden ayrıla
Gökler heybetten yarıla
Yıldızların  bağı kırıla da yerlere dökülüp yuvarlana…
 
Irılmak : Bir yerden tamamen ayrılmak.
 
Galtan : f. Yuvarlanan, tekerlenen.
 
 
 
Yazıklar müzdler dartıla ancak perdeler yırtıla
Bilmediğin günahların anda sana ayân ola
 
Yazıklar-günahlar ile mükâfat-sevablar tartıla
O zaman gizli kalmaya perdeler yırtıla
Bilmediğin günahların orada sana açık seçik belli ola…
 
Müzd : f. Ücret, karşılık, kira. * Mükâfat.
 
 
 
Yunus aydur işbu sözü erenlere toprak yüzü
Diler Hakk’ı göre gözü inâyet ger andan ola
 
Yunus der ki işte bu sözü demekten maksat
 Halkı Hakk Teâlâ’ya ulaştırmada hizmetçi Erenlere toprak gibi yerdedir yüzü.
Eğer Allah Teâlâ yardım eder ise Hakk’ı görmek diler gözü…
 
İnayet : Yardım, lütuf meded etmek. * Mühim bir işle karşılaşıp onunla meşgul olmak.
 
 
 
XXXVIII
 
Anma mısın şol günü (sen) gözün nesne görmez ola
Düşe sûretin toprağa dilin haber vermez ola
 
Aklına getirip – anmaz mısın sen ş’ol günü ki o gün gözün hiçbir şeyi görmez olacak.
Bu beden-sûretin toprağa düşe de dilin bir haber vermez olacak..
 
 
 
Çün Azrail’ ine tuta assı kılmaz ana ata
Kimse doymaz o heybete kalktan meded ermez ola
 
Ne zaman ki Azrail’ine seni tutturursa
Anan atan sana bir fayda sağlayamaz
Kimse dayanamaz o heybete
Halktan bir yardım bir meded ulaşamaz artık sana!..
 
Heybet : Hürmetle beraber koruk hissini veren hal. Sakınıp korkulacak hal. Azamet.
 
 
 
Oğlan gider danışmana salâdır dosta düşmana
Sonra gelmek peşîmâna sana assı kılmaz ola
 
Oğlun din görevlisine gider ki öldüğünü dosta düşmana selâ edip bildirsin.
Artık son nefeste pişman olmak ve tevbeye gelmek de sana bir kâr-fayda sağlayamaz olur…
 
 
 
Evvel gele şol yuyucu ardınca şol su koyucu
İledip keten sarıcı bunlar hâlin bilmez ola
 
İlk önce ölü yıkayıcı gele
Ardından da suyunu ısıtmak için ocağa koyucu
Kefenini saracak olana götüre
Artık bunlar da hâlin bilmez ola…
 
 
 
Ağaç ata bindireler sinden yana göndereler
Yeraltına indireler kimse ayrık görmez ola
 
Ağaç ata-ölü taşınan salacaya bindireler
Mezardan tarafa göndereler
Yer altına indireler
Kimse artık seni bu dünyada görmez ola…
 
 
 
Üç güne dek oturalar hep işini bitireler
Ol dem dile getireler ayrık kimse anmaz ola
 
Kavmin akraban üç gün kadar evinde barkında oturalar
Olmuş – olmamış tüm işlerini sonunda bitireler
O günlerde seni dile getireler
Daha sonra artık kimse seni anmaz ola…
Unutula gidesin bir gün dedelerin gibi…
 
 
 
Yunus miskin bu öğüdü sen sana versen yeğ idi
Bu şimdiki mahlûkata öğüt assı kılmaz ola
 
Yunus miskin bu öğüdü
Sen sana versen daha iyi idi
Bu şimdiki mahlûkata-hayvan gibi insanlara
Öğüt bir kâr-fayda vermez oldu!..
 
 
XXXIX
 
İşit sözünü ey âkıl
Tanla seher vaktinde dur
Öyle buyurmuş ol kâmil
Tanla seher vaktinde dur
 
Sözümü işit ey aklı olan kişi!
Tan yeri atınca seher vaktinde dur, Teheccüd Namazını kıl!
Öyle buyurmuş ol kâmil
Tanla seher vaktinde dur…
 
 
 
İşit ne der horozunuz
Tanla verilir rûziniz
Dost dergâhına tutgıl yüz
Tanla seher vaktinde dur
 
İşitin ne demekte gece yarısı öten bu horozunuz
Demekte ki :”Tan vaktinde verilir maddî-mânevî rızkınız, sırrınız…
Dost dergâhına yüzünü çevir de
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
Rûz : f. Gün, 24 saatlik müddet. * Gündüz.
 
 
 
İşit sözümü ey sağır
Tâ terâzin gele ağır
Yalvar Çalab’ına çağır
Tanla seher vaktinde dur
 
 
İşit sözümü ey sağır!
Tâ ki böylece uyanıp gerekeni yapasın da terâzin gele ağır
Yalvar Çalab’ ına çağır
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
Yatanların yatlı hâli
Hiç nesneye ermez eli
Seher eser rahmet yeli
Tanla seher vaktinde dur
 
Yatanların şu yatılı hâllerini gör!
Hiç bir şeye-nesneye ermez eli
Seher vakti gelince eser rahmet yeli
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
Kuşlar ile durgıl bile
Kıl namazı imâm ile
Yalvar günahını dile
Tanla seher vaktinde dur
 
Seher vakti ötmeye başlayan Kuşlar ile birlikte ol!
Zikirlerine katıl!
Sabah namazını imâm ile kıl!
Yalvar Allah Teâlâ’dan günahının bağışlanmasını dile
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
Okuna Kur’ân u Yâ Sîn
Kulak urup dinleyesin
Dağca günahlar yuyasın
Tanla seher vaktinde dur
 
Okuna Kur’ân u Yâ Sîn
kulak verip dinleyesin
Dağlar gibi günahlarını yıkayasın
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
Okuna hadîs ü kelam
Diyeler aleyhisselâm
Âşık isen belli bilem
Tanla seher vaktinde dur
 
Okuna Hadîs ve Kelâm İlmi
Diyeler aleyhisselâm-Es Selâm O’na olsun
Âşık isen belli olsu ki bilem
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
Helâl ola sana uçmak
Uçmakta hûriler koçmak
Kevser şarabını içmek
Tanla seher vaktinde dur
 
Helâl ola sana cennet
Cennete hûrilere sarılmak
Kevser şarabını içmek
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
Koçmak : Kucaklamak sarılmak.
 
 
 
Miskin Yunus aç gözünü
Uyar gafletten özünü
Ta bilesin kend’ özünü
Tanla seher vaktinde dur
 
Miskin Yunus aç gözünü!
Özünü gaflet uykusundan uyandır
Tâ ki bilesin kendi özün ne hâldedir.
Tanla seher vaktinde namaza dur!…
 
 
 
XL
 
Sana derim ey velî
Dur erte namazına
Eğer değilsen ölü
Dur erte namazına
 
Sana derim ey Dost!
Sabah Namazını kıl!
Eğer değilsen ölü
Sabah Namazını kıl!
 
Erte namazı : Sabah namazı.
 
 
 
Ezan okur müezzin
Çağırır Allah adın
Yıkma dînin bünyâdın
Dur erte namazına
 
Ezan okur müezzin
Çağırır Allah adına
Yıkma dînin temelini
Sabah Namazını kıl!
 
Bünyâd : f. Temel, esas. Yapı, binâ.
 
 
 
Ağar pervâza kuşlar
Tesbih okur ağaçlar
Himmet alın kardaşlar
Dur erte namazına
 
Seher vaktiyle beraber bütün kuşlar gök yüzüne dolup kanat çırparlar
Tesbih okur ağaçlar
Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile ibadete yönelin kardeşler.
Sabah Namazını kıl!
 
Pervâz : f. Kanat açmak, uçmak. Uçan, uçucu. * Nur. * Karargâh. * Saçmak. * Hücre. * Saçak. * Ayna. Dolap. * İnce, uzun tahta. * Uçan, uçucu gibi mânâlara gelerek birleşik kelimeler yapılır.
 
Himmet : Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk’a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım.
 
 
 
Namazı kıl zikreyle
Elin götür şükreyle
Öleceğin fikreyle
Dur arta namazına
 
Namazı kıl zikr eyle!
Elini aç şükr eyle!
Öleceğini fikr eyle-düşün!
Sabah Namazını kıl!
 
 
 
Namaz kıl yarağ olsun
Ahrette gerek olsun
Sinlekte çerağ olsun
Dur erte namazına
 
Namaz kıl ki azığın-hazırlığın olsun!
Âhirette kesin gerek duyacağın şeyler olsun
Mezarlıkta çıran-ışığın olsun
Sabah Namazını kıl!
 
 
 
Namaz kıl îmâm ile
Yatmagil güman ile
Gidesin îmân ile
Dur erte namazına
 
Namaz kıl îmâm ile
Sakın Yatma şüphe ile
Gidebilmek için îmân ile
Sabah Namazını kıl!
 
Güman : f. Zan. Tahmin. Sanmak. şüphe.
 
 
 
Çıka gide can dahı
Şöyle kala ten dahı
Derviş Yunus sen dahı
Dur erte namazına
 
Çıkıp gidecek can dahi
Şöyle kala ten dahi
Derviş Yunus sen dahi
Sabah Namazını kıl!