Teşehhüdde Duası

    Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  teşehhüd oturuşunda daima et tehiyyatüyü okurdu :
 
أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ .
 
: Ettahiyetülillahi ves’-salâvâtü ve’t-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahi’s-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu :
 
“Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber! Selâm sana!
Allah’ın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allah’ın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allah’tan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz O’nun kulu ve elçisidir.”
 
(Buharî, 10/148, 150, 80/17; Müslim, 402; Tirmizî, 289; Ebu Davûd, 968; Nesâî, II-237,238, 239;  İ. Ahmed I-376,382, 408)
 
 
İmam Nesâî, Ebu’z-Zübeyir (ra) yoluyla :
 
    “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize teşehhüdü, sanki Kur’ân’dan bir sûre öğretiyormuşçasına öğretirdi:
 
ِسْمِِ اللّٰهِ ، وَ بِاللّٰهِ ، أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ . أَسْاَلُ اللّٰهَ الْجَنَّةَ ، وَ أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ النَّرُ .
 
: Bismillahi, ve billahi, Ettahiyetülillahi ves’-salâvâtü ve’t-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahi’s-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, eselüllahe’l-cennete, ve eûzübillahi mine’n-narü :
 
“Allah’ın adıyla ve Allah ile!
Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber!
Selâm sana! Allah’ın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allah’ın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allah’tan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz O’nun kulu ve elçisidir.
Allah’tan cenneti dilerim.
Cehennemden Allah’a sığınırım!
 
(Nesâî, II-243; İbn Mâce, 902)