İmam-ı Âzam’ın Tesbih Duası

Tercüme: Latif Yıldız
 
 
 
ARABÇASI :
 
 
 
 سُبْحَانَ الْاَبَدِيِّ الابَْدِ
سُبْحنَ الْوَاحِدِ الْاَحَدِ
سُبْحَانَ الْفَرْدِ الصَّمَدِ
سُبْحَانَ رَافِععِ السَّمآءِ بغَيْرِ عَمَدٍ
سُبْحَاَنَ مَنْ بَسَطَ الْاَرْضَ عَلَى مَآءٍ جَمَدٍ
سُبْحَانَ مَنْ خَلَقَ الْخَلْقَ فَاَحْصَاهُمْ عَدَداً
سُبْحَانَ مَنْ قَسَمَ الرِّزْقَ وَلَمْ يَنْسَ اَحَداً
سُبْحَانَ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِيبَةً وَلَا وَلَداً
سُبْحَانَ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُلَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ
سُبْحَانَ مَنْ يَرَانِي وَيَعْرِفُ مَكَانِي وَيَرْزُقُنِي وَلَا يَنْسَانِي
 
 
TÜRKÇESİ :
 
Subhâne’l- Ebediyyi’l- Ebed.
Subhâne’l- Vâhidi’l- Ehad.
Subhâne’l- Ferdi’l- Samed.
Subhâne’l- Râfi’s- semâi bigayri amed.
Subhâne’l- Men beseta’l- erda alâ mâin cemed.
Subhâne’l- Men halka’l- halka fe ehsâhum adedâ.
Subhâne’l- Men kaseme’r-rızka velem yensa ehadâ.
Subhâne’l- lezî lem yettehız sâhîbeten velâ veledâ
Subhâne lem yelid velem yüled velem yekün lehu Küfüven ehad.
Subhâne men yerânî ve yağrifu mekânî  ve yerzukunî velâ yensânî.
 
 
 
MÂNÂSI :
 
El Ebediyyi’l- Ebed olan Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
El Vâhidi’l- Ehad olan Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
El Ferdi’l- Samed olan Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Gökleri direksiz olarak yükselten Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Yer yüzünü donmuş su üzerinde yayan-döşeyen Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Yaratıklarını yaratan ve adetlerini en iyi bilen Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Yarattıklarının tümünün rızkını taksim edip asla geciktirip-tehir etmeyen Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Asla bir eş ve evlâd edini- kabullenmeyen Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Asla doğurmamış ve doğmamış ve O’nun asla hiçbir dengi olamayan Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
Her an bana hakim olan, varlığımı bilen, rızkımı veren ve beni hiç unutmayan Allahu zü’l Celâl’i tenzih ederim!
 
.
KELİME AÇIKLAMALARI:
 
El Ebedü : Ebedî olan. Varlığının sonu olmayan. Sonuzluğun sahibi ezelin de ezeli olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL.
El Ehadu : Her türlü bilinemezlikte zâtına mahsus tek, bir ve eşsiz olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL..
El Vâhidu : Zât-ı Şerîfinden şirket (ortaklık) olmayan; eşi, benzeri, cüz’ü parçası, tümleyeni olmayan kesretsiz mutlak tek olan Zâtı itibariyle mûnferid (tek). Sayının ilki, teki ve emsâlsizi…Mutlak, tek, yalnız, eşsiz, münferit ve yegâne olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL…
El Ferdu: Tek, bir, yekta. Eşi, benzeri olmayan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL…
Es Samedu : Herşey kendisine muhtaç olduğu hâlde, kendisi hiçbir kimseye ve hiçbir şeye asla muhtaç olmayan; kasdedilen, yönelilen, ihtiyaçları teminde itimad edilen; yüksek, yüce ve yeterliliği mutlak olan…
Er Refiu : Hakedeni ref’ eden, yükselten, saygın, şerefli ve değerli kılan… Mutlak kaldırıcı, yükseltici, kemâlâtı tamamlatıcı, hâlden hâle yükseltme kudretinin sahbi olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL.
El Muhsî : İhsa eden, ilmiyle herşeyi sayan ve ayrıntılarıyla bilen, zerre olsun kürre olsun nazarından hiçbir şey kaçamayan. Halkının sayısını mutlak ilmiyle bilen ve muhafaza eden ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL.
El Men : O Yüce Zât.
 
Tenzih: Suç ve noksanlıktan uzak saymak. Cenab-ı Hakk’ı (C.C.) her çeşit kusur, noksan, şerik gibi hallerden uzak bilip söylemek. * Kabahati yok olduğu anlaşılmak ve onu ifade etmek.
Amed: Sütunlar. Direkler, kolonlar.
Besat : (Bisât) Düz. * Döşenmiş. * Geniş. * Yayvan kab. * Düz açık yer.
Cemd : Donmak.
Cemed : Dondurmak. * Buz, kar.
Sâhib : Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. Eş, hanım.
Veled: Erkek çocuk. Oğul. Çocuk. * Döl, yavru.