RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen Tahiri »

Resim TANE TANE KONUŞURDU:

Aişe radiyallahu anha: “Resûlullah Efendimiz sözü sizin söylediğiniz gibi (hızlı) söylemezdi. O, tane tane konuşurdu, şayet biri O’nun kelimelerini saymak istese sayabilirdi.” Buyurmuştur.
(Sahîh-i Buhârî’nin “Menâkib” bölümünün 23.bahsi)

ResimİŞİTMESİ:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sahabelerinden Hakîm (radiyallahu anhu) der ki: “Biz, Resulullah Efendimiz'in etrafında toplanmıştık. O bizlere sordu: "Benim işittiğimi sizler de işitiyor musunuz?" bizde“Biz birşey işitmiyoruz” dedik.
Buyurdu ki: “Ben sizin görmediğinizi görür, işitmediğinizi işitirim! Ben göklerdekileri duymaktayım!.. Çünkü göklerde bir karışlık boş yer yoktur, her taraf meleklerle doludur. Meleklerin kimisi secdede, kimisi kıyamdadır.”
(İbn-i Mâce, 2/1402, es-Suyutî, Câmiu's Sağir, 1/126)

Resim USLÛBU HALİ İŞİTTİRMESİ:

El-Berâ radiyallahu anhu: “Bir gün Peygamberimiz bize bir konuşma yaptı. O'nun bu konuşmasını uzak evlerde bulunanlar dahi duydu.” dedi.
Abdurrahmân bin Muâz radiyallahu anhu: “Minâ'da Peygamberimiz bir hutbe okudu. Biz O'nu göremeyecek kadar uzakta oturuyorduk. Yerimizden ayrılmadığımız halde, O'nun sesini rahatlıkla duyabildik.” dedi..
Ümmü Hânî'de radiyallahu anhu bu konudaki hatırasını şöyle anlattı: “Peygamber Efendimiz'in Kabe'de gece yarısı okuduğu Kur'ân'ı, biz evimizde olduğumuz halde duyardık.”
(Suyutî, Câmiu’s Sağir age, 1/127)
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen Tahiri »

Resim Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in KUR’ÂN-ı KERİM OKUyuşu:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Kur'ân-ı Kerîm'i tecvidiyle tane tane okurdu. Fakat nağmeli okumazdı. Evdeyken Kur’ÂN okuduğunda O'nu ancak evde bulunanlar işitebilirdi.
Sahabeden Abdullah b. Ebî Kays (radiyallahu anhu) Âişe'ye (radiyallahu anha)ya sordu.: “Resûlullah Kur'ân'ı sessiz mi yoksa sesli mi okurdu?”
Âişe (radiyallahu anha): “Her iki şekilde de okurdu. Yerine göre sessiz, yerine göre de sesli.” buyurdu.
(Tirmizî, şemâil, 44, bab, 1,4,7,8.)

Resim Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ŞİİR SÖYLEMESİ:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Hendek Savaşı için hazırlık yapılırken bir yandan toprak taşıyor bir yandan da şu şiiri okuyordu:
“Sen olmasan Allah'ım; doğru yolu bulamazdık,
Sadaka veremez, namaz kılamazdık,
Huzur indir üzerimize, sabit kıl ayaklanmızı!.
Karşılaştığımızda saldırmak istiyor düşmanlar.
Bize fitne çıkarmaya çalışıyor onlar. Fakat karşı koyuyoruz biz!.”

(Müslim, Fezâilü's-Sahabe, 135; İmam Ahmed, IV/358,359,362,365)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
sallallahu aleyhi vesellem YÜREği...



"KÛN KemÂLim"dir Efendim!
->cÂN CemÂLimdir Efendim!
AYÂN-beYÂN HÂLde HAYysın
->ARZ-ı HÂLimdir Efendim!.

Resim

ResimYâ RESÛLULLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

CevR-i cihÂN >çARK-ı ÇİLe
ÇÖLÜn GEÇenLer>SEN-bİLe
->“AKLı OL-ÂN ->İnsÂN” İle
->CiNNetin Yâ RESÛLULLAH!.
->ŞeFÂat ->Yâ RESÛLULLAH!.

Resim

“ÜMMet’in >NEŞ’esi” SOLdu
GÜLen GÖZLere KOR DOLdu
->HAKikâtın ->HAYyÂL OLdu
->CeNNetin Yâ RESÛLULLAH!.
-> ŞeFÂat ->Yâ RESÛLULLAH!.

Resim

“Şu ÂN Şe’ÂN”ın ->“BİZ”Lendi
->“SEVENLer”ince ->“İZ”Lendi
MuhaMMedî SıRR ->“GİZ”Lendi
->HiMMetin ->Yâ RESÛLULLAH!.
-> ŞeFÂat --->Yâ RESÛLULLAH!.

Resim

->İNsÂNLar ->CehÂLet İÇti
->hERkES >RABBısını SEÇti
->“zÂLİMLer ELİ”ne ->GEÇti
->ZiMMetin ->Yâ RESÛLULLAH!.
-> ŞeFÂat --->Yâ RESÛLULLAH!.

Resim

->DECcÂLLer ->CiRit ATıYOR!
“PARA”yLa ->KüFüR sATıYOR!
>“TEVHİD GÜNEŞin” bATıYOR!
->ÜMMetin ->Yâ RESÛLULLAH!.
-> ŞeFÂat --->Yâ RESÛLULLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem..


15.03.15 18:04.
brsbrs.tktktrstkkmdhslrnhsıgzlimmmm..



Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet
İZZet-i İhsÂNınla LûTFet-CEM’ et CÂNımıza İnşae ALLAH Yâ RABBenâ celle celâlihu!..


Resim

CiNNet: KuLLukla yükümlü Cinler.
CiNN: Bir cins ateşten yaratılmış olup, dünyanın insandan sonra en mühim sekenesidir. Akıl ve şuur sâhibi olup pekçok şer ve isyan yapabildikleri gibi "Peygamberlerin ve semâvî kitabların irşadlarıyla" insana yetişememekle beraber terakki edip yüksek kemâlatlara çıkabilen mahluktur. İnsanlar gibi dinin bir kısım emirlerini yapmakla ve bazı yasaklarından kaçınmakla yükümlüdürler. Kıyamet ve haşirden sonra cinlerden de dünya imtihanını kazananlar Cennet'e, kaybedenler Cehennem'e girecektir. Kâinat ve içindeki bütün varlıklar hakkında, en birinci söz söyleme hakkı; onların yaratıcısı ve mâliki olanındır. Çünki "Yapan bilir, öyleyse bilen konuşur" bir kaidedir. Cinlerin varlığını da, evvelâ; Kur'an-ı Kerimden öğreniyoruz. Ayrıca Peygamberimiz Resul-ü Ekrem'den (aleyhisselâm) gelen sahih rivayetler ve ashabının cinleri görmesi ve görüşmesi hâdiseleri de pek çoktur. Cinlerin pekçok cinsleri vardır. Bunlar lâtif yaratıklar oldukları için gaybî haberler getirmekte kullanılabilirler. Fakat Hazret-i Peygamber'den (aleyhisselâm) sonra cinlerin gaybî âlemden haber hırsızlamaları Cenab-ı Hak tarafından menedilmiştir.Cinlerin, kötülüğe sevkedenlerine şeytan-ı cinnî de denilir. * Lügatta: Bir şeyi hisseden, setretmek, gizlemek mânasına gelir.
HiMMet: Zâhit-Bâtın MuhaMmed’i Hakikât.. Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım.
ÜMMet: Zâhit-Bâtın MuhaMmed’i Hakikâtı Özünde-ANAsında TüMMLeyenLer..
ZiMMet: bu KuLLuk İmtihÂNı ÇÖLünde Zâhit-Bâtın MuhaMmed’i Hakikât Sahibliği ki EhL-i Beyt aleyhumusselâmdır ELLerimin BİZ BİR-İZ Bağı..
ZiMMet: Himâyeyi te'min eden ittifak. Alâkalı. Uhde. Vicdan. Sorumluluk hudûdunda koruma zorunda kalma.
ZiMMet: Zâhir ve Bâtın Hakîkat-ı Muhammediyye'nin ASLen-NeSlen-FaSLen ve HâLen Fıtraten Sâhibi olmak..


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ey Ali Cenâzemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin mezarıma beni sen koyup örteceksin ZİMMETimi sen îfâ edeceksin ve sen dünyâ ve âhirette sancağımın sâhibisin.”
(Ebû Said (r.a.)'den; Deylemî Musnedu'’l-Firdevs)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimRaSûLuLLaH sallallahu aleyhi ve sellem..

UYum-DUYum UYku-SU:

..GöBEk BAĞım!
>ÇİLLe ÇAĞım!
MîM MenBAĞım!. BEBEğiMm!..
KORKuSUz-UMUT-SUz BeBeK UYkuSU!
Fırından yeni çıkan EKMeK- BeBeK KokuSU!
UYkuSUnda Melek GÜLdürüşü-BeBek GÜLüşü..
ANLAtılmyan-ANLAşılmayan-GÜLÜMsten BeBek DÜŞü..
Önce dudaklarını kıvırıp içe çekerek göğsün şişirip birden AĞlayışı..
Ve ANNenin sımsıcak BAĞrına BASıp Sarmalaması ve Hıçkırık ÇAĞlayışı…

UYUyan SU-yu UYkuSU
DERUNî DELİ DUYguSU
ANNEnin BeBeK KAYguSU
BAŞtaki Saff SON-UÇ UYkuSU

Ve insÂN-A’yÂN-ı SABİTesine Sabitlik- SeBEbi UYkularımız!.
AKLın Gafler ÖRTüsü..
AKLın "Ölüm HÂLi" OL-AN UYku…

وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
Resim---“Ve cealnâ nevmekum subâtâ: Ve uykunuzu bir sübat-dinlenme yaptık”
(Nebe' 78/9)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "en-Nâsü niyâm feizâ mâtû intebehû: İnsanlar UYkudadır. ÖLdükleri zaman Uyanırlar!."
(İmam Ali kerremullahi veche ‘den; Sehâvî, s. 442; Kan", Esrar, s. 368; a.mif., Masnû, s. 199; Aclûnî, D, 414; İzmirli, Mustasvıfe Sözleri, s. 101-103; İbn Arabî, Fütuhat, 1,207.)

NAKLen "yeniden DİRİLiş"i… MuhaMMedî UY-AN-ış..

لَقَدْ كُنتَ فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ
Resim---“Lekad kunte fî gafletin min hâzâ fe keşefnâ anke gıtâeke fe besarukel yevme hadîdun: "Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün keskindir."
(Kaf 50/22)

Akıl ÖRTüsüsüz NAKlen UYku..
ÖLmeden ÖNce ÖLüp DİRİlmeyi DUYuş-UYuş Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm EDEBi..
Ebedî HaYYlığı BİLiş-BULuş-OLuş-YAŞAyış Şefaat Şerefi..
Ölmeden önce ölüp-ölüp de her AN DİRlenler ve işin gERçeği “BİZ BİR-İZ” SeBBeHasında SEYR eden devrÂN divÂNâlarının Gönül BAĞı..

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!: “Mutü kable en temutü: ÖLmeden önce ÖLünüz!” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II-291-2669)

Gübrden GÜLe GEÇiş KÖPRÜsü Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm..

Resim---İmam Ali kerremullahi veche: "Perde açılsa yakînim artmaz!” buyruğu..
(Kitabü'n-Netice, I, 39, Rûh, IX, 122; bk. Mevlânâ, Fihi Mâ Fih, s. 45-74; Kuşeyrî, bu sözü, Amir b. Abdi Kays'tan nakletmişse de meşhur olanın Hz. Ali'ye ait olduğudur. Kuşeyrî, s. 142; Karî, s. 149; Sühreverdî, s. 76.)

NÂRı-CeheNNeMi -> NÛRa-Ebedî CeNNete UYANan İbrahim aleyhi's-selâm NESLi ve NEFesi..:

Resim---Peygamber Efendimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Cennet ehli uyur mu?" diye sorulan soruya: "Uyku, ölümün ikiz kardeşidir; Cennet ehli ise ölmez!" diye cevap vermiştir.
(Tirmizî; Beyhakî, Şuabü'l-Îman, IV, 183, nu: 4745)

KORKusuz UYKusuz cÂN-cÂNÂN CeNNetleri..:

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennette gece yoktur. O, ışık ve nurdan ibarettir..” buyurmuştur..
(Ramuzu’l- Ehadis-2, s. 366/4)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “UYku, ÖLümün kardeşidir. CeNNet ehli uyumazlar.” buyurmuştur..
(Büyük Hadis Külliyatı-5, s.414/10125)

Ve.. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin zÂHİR UYkuSU:

Resim---Abdullah ibni Mesud -radıyallâhu anh- anlatıyor: “Bir gün Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hasırın üzerine yatıp uyumuştu. Uyandığında hasır, vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı. O sırada Hazret-i Ömer geldi ve: "Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Daha yumuşak bir yatak üzerinde yatsan ne olur?!" dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Benim dünya ile ne kadar alâkam var? Ben, bu dünyada, çok sıcak bir günde yolculuk ederken bir ağacın altında azıcık dinlenen, sonra da oradan kalkıp giden bir yolcu gibiyim!.."
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 301; Tirmîzî, Zühd, 44; İbn-i Mâce, Zühd, 3)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki UYku ÂLEMi..
İkram GAYLULEsi-FEYLULEsi-KAYLULEsi..

Bediü’z-zaman Said NURsî kaddesallahu sırrahu buyurmakta:

UYku üç nevidir:
Birincisi:
GAYLULEdir ki, "fecirden sonra tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır." Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine Hadisçe sebebiyet verdiği için, Hilâf-ı Sünnettir. Çünkü; Rızk için sa'yetmenin mukaddematını ihzar etmenin en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet ârız olur. O günkü sa'ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.

İkincisi: FEYLULEdir ki, "İkindi namazından sonra mağribe kadardır." Bu uyku ömrün noksaniyetine, yâni uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü nevm-âlud, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, mânevi cihetiyle de o gün hayatının maddi ve manevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.

Üçüncüsü: KAYLULEdir ki, bu uyku Sünnet-i Seniyyedir. Duha (KUŞLUK) vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için Sünnet olmakla beraber, Ceziret-ül-Arabta vakt-üz-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tâtil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o Sünnet-i Seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku, hem ömrü, hem rızkı tezyide-artırmaya medardır. Çünkü: Yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek, ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızk için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.
(Lemâlar)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin GÜLÜMSEMESİ:

Hz. Aişe (radiyallahu anhu) şöyle anlattı:
- Ben şimdiye kadar, Resûlullah'ın çok aşırı neşelendiğini küçük dilini görününceye kadar güldüğünü görmedim. O yalnız gülümserdi.
Abdullah Ibnu'l-Haris'de (radiyallahu anhu) şunu söyledi:
- Resûlullah'tan daha çok gülümseyeni görmedim.
Resûlullah Efendimiz (aleyhisselâm) arkadaşlarıyla yemek yiyordu Süheyb'i (radiyallahu anhu) gören Peygamberimiz (aleyhisselâm):
- Buyur sen de ye! diyerek sofraya davet etti.
Süheyb (radiyallahu anhu) gözünde bir ağrı olduğunu söyleyerek sofraya oturdu.
Süheyb (radiyallahu anhu) iştahla yemeğe başlayınca Resûlullah (aleyhisselâm):
- Hem gözün ağrıyor, hem de hurma yiyorsun deyince,
Süheyb (radiyallahu anhu) şöyle karşılık verdi:
Ağrımayan tarafımla çiğniyorum yâ Resûlullah!
Süheybi'n (radiyallahu anhu) bu cevabı üzerine Efendimiz (aleyhisselâm) dişleri gözükünceye kadar güldü.

(İmam Ahmed, Müsned, I/379; İbn Mâce, II 1139)


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin AĞLAMASI:

Bir gün Peygamber Efendimiz'e (aleyhisselâm) oğlu İbrahim'in hastalandığı haberi geldi. Resûlullah (aleyhisselâm) Abdurrahman (radiyallahu anhu) ile birlikte aceleyle onun yanına vardı. İbrahim son anlarını yaşıyordu. Efendimiz (aleyhisselâm) onu şefkatle kucağına alıp bağrına bastı. O sırada Peygamberimizin (aleyhisselâm) mübarek yanaklarından gözyaşları süzülmeye başladı.
Abdurrahman (radiyallahu anhu):
Sen de mi ağlıyorsun Ey Allah'ın elçisi? Ağlamayı yasaklamamış mıydın? diye sordu.
Resulullah (aleyhisselâm) şöyle buyurdu:
Ben kendisinde bulunmayan özellikleri sayıp dökerek ölü üzerine bağıra bağıra ağlamayı yasakladım. Benim bu ağlayışım ise merhametten ibarettir. Acımayana, acınmaz...

(M. Asım Köksal, islam Tarihi, VII, 352)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem AKSIRINCA:

İki kişi Allah Resûlü'nün (aleyhisselâm) huzuruna geldi. Bunlardan biri asilzade, diğeri ise değildi.
O esnada asilzade aksırdı.
Fakat; "Elhamdülillah" demedi.
Bir zaman sonra diğeri de aksırdı.
Ama o;"Elhamdülillah" dedi.
Efendimiz (aleyhisselâm) o'na:
- Yerhamükellah dedi.
Asilzade sordu:
- Ona dediğini neden bana demedin?
Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle cevap verdi:
- O Allah'ı anınca ben de andım, Sen Allah'ı unuttun ben de seni unuttum.

(İbn Ebi'd-Dünyâ, el-Edebu'l-Müfred, 226/2)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ASLA ESNEMEDİ:

Mesleme (radiyallahu anhu) şöyle demiştir: “Hiç bir peygamber, asla esnememiştir.”
Yezid bin Asam (radiyallahu anhu) der ki: “Peygamber Efendimiz'de hiç bir vakit esnemezdi!”
Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) şunu söyledi:“Peygamberimiz aksırdığında, yüzünü kapatır ve aksırığını gizlerdi."

(Suyutî, Câmiu's- Sağir, 1/126;İbnü'l-Cevzi, age, 381)

RESÛLULLAH HAYRA YORMAYI SEVER:

Resûlullah (aleyhisselâm) şöyle buyurdu: “(Dinde) Hastalık bulaşması ve uğursuzluk diye bir şey yoktur. Ancak "fe'l" hoşuma gider.
Sahabeler (radiyallahu anhu) sordu: “Ya Rasûlallah! fe'l nedir?”
Efendimiz (aleyhisselâm): “Güzel söz, hayra yorma!” diye cevap verdi.

(Buhârî, VI1/180,175; İbn Mace, 3537)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem-de HEDİYE:


Hz. Aişe (radiyallahu anhu) şöyle derdi: “Resûlullah hediyeyi kabul ederdi. Hediyeye daha güzel bir hediye ile karşılık verirdi. “Bana bir paça bile hediye edilse onu kabul ederim, Ben paça yemeğe bile davet edilsem giderim!” derdi.

(Tirmizî, Şemâil. 192; Ibnü'l-Cevzi, age, 392-393)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
Resim

ResimYâ ŞeFâat Yâ RaSûLuLLAH sallallahu aleyhi vesellem…
Şe'ÂN-da >şU ÂN-da >Es-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.


NÛR-u MîM->İZz
CEM’de >CiM-İZz
CÜMMLe CEM’-İZz
CEM’de ->KiM-İZz?!.

->ŞeFâat et ->yâ RaSûLuLLAH
SENden MEDet yâ RaSûLuLLAH
>SıRR SeLÂMet yâ RaSûLuLLAH
HaYr-u-HiDÂyet yâ RaSûLuLLAH sallallahu aleyhi vesellem!.


ZEVK 6797

RABBu’L- ÂLEMîn-in SESi.. ->TEVHİD TÂCım RaSûLuLLAH!
ÂLEMin ->RAHMet NEFeSi… ->AŞK İLÂCım ->RaSûLuLLAH!
->MeRHaMet-in ->MuHABBet-in -> HAKiKAt-ına -> HİZMEte
MAHkumum>Me’MuR>MECBuRum ve MuHTÂCım RaSûLuLLAH!.


06.05.15 04:44
brsbrs..ynsszvdısszbrsbrsshrlrmmmyrr..



Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!.

''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin

Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''

Dâimen ebeden
İn şâe ALLAH.

Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke. Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


Rabbimiz BİZleri Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin
TEVBEsinde DUÂsında RIZAsında ve ŞEHÂDETinde
İLMinde EDEBinde İRFÂNında ve ERKÂNında
İLMinde İRADEsinde İDRAKında ve İŞTİRAKinde
ZİKRinde FİKRinde ŞÜKRünde ve SABRında
SADAKATında, SAMÎMİYETinde, SABRında ve SELÂMETinde BİZ BİR - İZ eylesin inşe ALLAH.


''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''


Âmin! Âmin!
Yâ Muîn! celle celâluhu
Yâ Lâtif! celle celâluhu
Yâ Kerîm! celle celâluhu
Yâ Rahîm! celle celâluhu
Yâ Rahmân! celle celâluhu
Yâ Hannân! celle celâluhu
Yâ Mennân! celle celâluhu
Yâ Deyyân! celle celâluhu
Yâ Furkân!celle celâluhu
Yâ Sultân! celle celâluhu
Yâ ALLAH! celle celâluhu
Âmin! Âmin Ya MÛİN celle celâluhu!..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


<=Resim=>

HAKk’ın HaYRı EDÂHoŞş!
BİLen Demez! Diyen BİLmez!
NÂZ<->NiYÂZın NiHoŞş!
AHhmak AŞK AYNasın SİLmez!.


ZEVK 6827

KÛN feyeKÛN SeBBehâsı.. ->AŞK’a ->NEFes ReSûLuLLaH!
ALLAH’ın NÛRunun >NÛRu >hERŞEy-hERKes ReSûLuLLaH!
->sEN-i ->YARATAN YARattı.. ->DÜŞÜNce-ni ->KuL İhvÂNi!
sEN Atmadın>BEN Attım!” ->Dost SÖZün SEsi ReSûLuLLaH!.

..sallallahu aleyhi vesellem…

23.05.15 11:14
brsbbrs..tktktrstkkmdçğlkk..


Edâ: Allah'ın celle celâlihu farz olarak emrettiklerini yerine getirmek. Farz vazifelerini ifa etmek.
Nidâ: Seslenmek, çağırmak, haykırmak, bağırmak. Ses vermek.



Yâ RABBeNÂ TeÂLÂ KüLLî ŞEY SENin NÛRundur:

وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Resim---Ve lillâhi mâ fî's- semâvâti ve mâ fîl ard (ardı). Ve kânallâhu bi kullî şey’in muhîtâ (muhîtan): Ve, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Ve Allah, herşeyi kuşatandır.” (Nisâ 4/126)

KüLLî ŞEY’i Yaratan:

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Resim---Ve mâ halaktu'l- cinne ve'l- inse illâ li ya'budûni.: Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım. ” (Zâriyat, 51/56)

Fiillerimizi.. Yaratan:

فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَكِنَّ اللّهَ رَمَى وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلاء حَسَناً إِنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Resim---Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ rameyte iz rameyte ve lâkinnallâhe RaMÂ, ve li yubliye'l- mu’minîne minhu beLÂen hasenâ (hasenen), innallâhe semîun alîm: Onları siz öldürmediniz (Bedir’de o kâfirleri kendi kuvvetinizle öldürmediniz), ama onları Allah öldürdü; (Ey Rasûlüm, bir avuç toprak) attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.” (Enfâl 8/17)

DÜŞÜNcelerimizi.. Yaratan:

وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Resim---Ve mâ teşâûne illâ en YEŞÂALLÂHu RaBBu'l- âlemin (âlemîne): Ve âlemlerin RaBBi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvîr 81/29)

her ÂN “KÛN ->feyeKÛN!”:

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---Yes’ eluhu men fi's- semâvâti ve'l- ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.: Göklerde ve yerde olanlar, O'ndan isterler (dilerler). O hergün (her an) bir şe'n (ayrı bir tecellî, yeni bir oluş-YENİden yaratış) üzerindedir.” (Rahmân 55/29)

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kûn fe yekûn: Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.” (YâSîn 36/82)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
Esselâmu aleyke Yâ RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem!.

Resim

İhvÂNim >RABBım sENinLe
ReSûLULLAH SESin >DİNLe
MuhaMMedîNûR ->Hizmettir
“SıRR-ı SıFıR sEN”in ->SîNLe!.


ZEVK 6877

->KÛN KuDReti ->KîNâtı.. ->TEKMiL TEVHiD TüZeLLiği
“KÛN feye KÛN>KULLUğu”dur >şU ÂN >Şe’ÂN GüZeLLiği
ASLın>fASLI >RaSûLULLAH >Şe’ÂNuLLAH ki >NûRuLLAH
“Ü M M eti”ne ->Ü M İ T U F K u.. ->MuhaMMedî ÖZeLLiği..


08.06.15 ->14:42
brsbrs..tktkttkkmdzmÂNsszzısszz..


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’inTüZeLLiği: SüNNetuLLAHta, HuKuKuLLAHta ve el ÂN ŞeÂNuLLAHta KüLLî ŞeY’in ve HerKESin; her her YERde, her zamÂNda, her HÂLde, her NEFeste ve de her Hususta Fıtraten/Yaratılışı gereği, NÛR-u MÎM'inde toplandığı, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem OLuş ÜMMîLiğidir..

Resim

Sahabe-yi Güzîn radiyallahu anhum soruyor: "Yâ Rasûlallah senin hakkında bilgilenmek istiyoruz. Zât-ı Şerifiniz hakkında bilgi verirmisiniz?" diye..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Enâ eşrefün-nâsi haseben ve lâ fahra, ve ekremün-nâsi kadran ve lâ fahra. Eyyühen-nâs! Men etânâ etaynâhü, ve men ekremenâ ekremnâhü, ve men kâtebenâ kâtebnâhü, ve men şeyyea mevtânâ şeyya'nâ mevtâhü, ve men kàme bihakkınâ kumnâ bihakkıhî. Eyyühen-nâs! Câlisün-nâse alâ kadri ahsâbihim, ve hàlitun-nâse alâ kadri edyânihim, ve enzilün-nâse alâ kadri mürüvvâtihim, ve dârun-nâse biukliküm.: Ben haseb bakımından insanların en şereflisiyim!. Öğünmek yok!. İnsanların kadr-ü-kıymet bakımından da en ekremiyim, asiliyim, en kıymetlisiyim öğünmek yok!. Ey insanlar! Biz bize gelene gideriz!. Kim bize ikramda bulunursa, iyi muamele yaparsa; biz de ona iyi muamele yaparız. Soylu insan muamelesi yaparız. İkramda bulunu o zaman hatırını kollarız!. Kim bizimle anlaşma yaparsa, biz de onunla anlaşırız!. Kim bizim cenâzemize, vefât eden kimsemize son görevleri yaparsa, cenâzeyi teşyî ederse; biz onun cenâzesini teşyî ederiz!. Kim bizim hakkımızı çiğnemezse, yerine getirirse; biz de onun hakkını çiğnemeyiz, biz de onun hakkını yerine getiririz, hakkını veririz!. Ey insanlar! İnsanlarla, onların saygınlıkları ölçüsüne göre, mecliste oturun!. Ve insanların dindârlıklarındaki kuvvete göre, onlarla samimiyetinizi ilerletin, onlarla kaynaşın!. Ve insanları mürüvvetlerinin, mertliklerinin miktarına göre konuklayın!. İnsanlara aklınızı kullanarak, aklınızı kullana kullana muamele yapın; onları öyle dirâyetle idâre edin!.” buyurdu.
(Câbir radiyallahu anhu’dan, Deylemî)

Haseb: Hasbden.. Hasb: Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet. Saygınlık..
Eşref: En şerefli. Daha şerefli. En iyi, en güzel.
Ekrem: En şerefli. Daha şerefli. En iyi, en güzel.
Kadr: İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir, rızkı taksim eylemek. Gına.
Kâtebe-yükâtibü-mükâtebeten: Daha ziyade köleyle efendisi arasında yapılan anlaşma için kullanılan bir kelime. Köle efendisine diyor ki: "Ben kendi ücretimi, bir yerlerden çalışıp ödeyeceğim. Sen beni satacağın zaman ne kadar para alacaksan, o kadar parayı ben sana vereceğim. Anlaşalım!" diyor. Efendisi de: “Pekiyi!.” diyor, köleyle bir anlaşma yapıyorlar, imzalıyorlar. Köle de gece gündüz çalışıyor, çabalıyor, kendi parasını ödüyor. Buna mükâtebe deniyor. Yazıyla bir anlaşma yazmak demek ama, burada özel bir anlamı var..
Cenazeyi teşyî etmek; namazını kıldıktan sonra kabre götürüp, son vazifeleri yapıp, defnetmek demek. Uğurlamak. Gideni selâmetlemek. Yolcu etmek.
Mürüvvât: Mürüvvetin çoğuludur. Mürüvvet, aslında imru'ün kelimesinin masdarı oluyor. Yani KiŞİLik, Erlik, güvenilir, sözünde duran merdlik demektir. Adam gibi, olgun yetişmiş bir insanın davranışları gibi davranan, onu gösteren kimseye mürüvvetli derler. Onları göstermeyen kimseye de, mürüvvetsiz derler. Yani ergin davranmıyor, tam bir olgun adam değil. Hani bâzen böyle döneklik yapanlara: “O adam, adam değil!.” deriz ya..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, bu kayatta arkadaş ve dost olarak, dindâr insan seçmeyi, onlarla daha iyi arkadaşlık yapmayı ve saygınlığına göre insanlara muâmeleyi dikkatlice yapmayı tavsiye ederek; nefsî hissiyâtınıza mağlub olarak insanlarla münâsebetlerimizi kızgınlıklarla, düşmanlıklarla götürmemeyi, aklınmızı kullanıp mantıklı davranmayı öğütlemekte..
ÜZme!. ÜZüLme!. SEV!. SEViL!..

ResimEs SaLâtu ve’s- SeLÂMu Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!.


Muhammed Şemseddin el Hanefî Hz.lerinin salâvâtıdır.

Resim

TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve Rasûlike en nebiyyîl-ümmîyyi Resim ve alâ âlihi ve sahbihi ve ehl-i beytihi adede mâ alimte Resim ve zînete mâ alimte Resim ve mile mâ alimte salâten ente lehâ ehlün ve hüve lehâ ehlün.

MÂNÂSI: Ey Rabbim, kulun, nebin, resûlün, ümmî nebi, Seyyidimiz Efendimiz, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e, onun âline, ashâbına, ehli beytine, ilminde olanlar adedince, ilminde olanlar ağırlığınca, ilminde olanlar dolusunca, Kendi salâtınla ve ona ait salâtla, salât ve selâm ediver!
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

y RaSÛLuLLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

KüLLî ŞEy SOMut SOYutun
RAHMetenLi’L- ÂLEMînisÎn
->TEVHİDin>YEDi BOYUtun
ARŞ-ü-KüRSîYy-ü-ZEMînsÎn!.

HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

şU ÂN ->Şe’ÂN ŞeFÂatı
MeRHaMetinMuHABBeti
MîM-i MeNÂN MeNFÂatı
HAKikatın cÂN CeNNeti!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

TeSLiMiYyet SıRATımız
İmÂN->İBÂdet cÂNımız
->İStiKâMet Mi’RATımız
İKÂN-İRfÂN-ERKÂNımız!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

ABDuLLAHsın BEŞER-i HAKk
NEBîYyuLLAH ->ELESt SESi
RaSûLuLLAH Mahşer-i HaLk
->NeBîYYü’L- ÜMMîî NEFESi!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

İMÂN EYyLe KÜLLî ŞEYyLe
TeSLim Olana EMÂNuLLAH
->TÂBi OLup >İTÂat EYyLe
VeLîYyuLLAH-u-EHLuLLAH!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

HABLi’L- VERîDim ÖZÜ-mde
KÛN ASLım feyeKÛN fASLım
İLK SÖZümde >SON SÖZümde
OLur!. OLMaz!. OL-ÂN hASLım!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


*

kuL ihvÂNin EL KİRİndir
SENi SEVenden->BİRİdir
KıRATIndır->KıtMÎRindir
BİZ BİR-İZ>EZEL BERidir!.


HaLiLuLLAH KeLÂMuLLAH
HABîBuLLAH CeMÂLuLLaH
SALÂtULLAH SeLÂMuLLAH
->ALeyke y RaSÛLuLLAH!.


23.06.15 16:48
brsbrs..tktktrstkkmd..6.rmznn..


Resim35. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun Salâvâti'l-Kübrası


Resim

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim efdale salâtike Resim Ve evfâ selâmike Resim Salâten ve selâmen Resim Yetenezzelâni min ufuki künhi bâtınıizzâtî ilâ feleki semâi mezâhiril esmâi vessıfâti Resim Ve yertekiyâni inde sidreti müntehâl ârifine ilâ merkezi celâlî'n-nûri'l-Mübîn Resim Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike ve Resûlike ilmi yakînil ulemâirrabbâniyyîn Resim Ve ayni yakînil hulefâirrâşidîn Resim Ve hakki yakînil enbiyâil mükerramîn Resim Ellezî tâhet fi envâri celâlîhi ülûl azmi minelmürselîn Resim Ve tahayyerat fi derki hakâiki uzemâi melâiketil müheyminîne münezzelin aleyhi fi'l-Kur'âni'l-Azîm Resim Bilisânin arabiyyin mübîn Resim Lekad mennallahu alel mü'minîne iz bease fihim Resûlen min enfüsihim yetlu aleyhim âyâtihi ve yüzekkîhim ve yuallimuhumul kitabe vel hikmete ve in kânu min kablu lefi dalâlin mübîn.

MÂNÂSI: "ALLAH'ım! En fazîletli salâtınla ve en vefâlı selâmınla salât ve selâm et! Öyle bir salât ve selâm ki o ikisi, Zâtıyın bâtınının ufuk-u künhünden (özünün özünden, nihâyetinden), sıfat ve Esmâların mazhariyet semâsının feleki (eşyânın ilk oluşum noktası, yörüngesi) ne inen; Ârif lerin sadrının nihâyetine (sidret-i müntehasına, irfânlarının son ucuna, akdes noktasına) EL MÜBÎN (celle celâlehu)'nun Celâl nûrunun merkezine (Nûr-u Muhammed) yükselen, bir salât ve selâm olarak Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e olsun! O zât ki Rabbânî Âlimlerin ilme'l-yakinince (yakîne ulaşan ilimlerince), Raşid Halifelerin ayne'l-yakînince (yakîni görüşünce, aynînca) ve mukarreb (Zâtına yakın) peygamberlerin hakke'l-yakînince ( hak olan yakınlarınca),kulun peygamberin ve Resûlündür! O, öylesine bir zât ki O'nun Celâl nûru içinde (hususunda), mürsellerden (peygamberler v.d.) ulü'l-azm (ALLAH'ın emirlerine ve muradına en ziyâde dikkat gösteren Azîm (kesin niyet) sahibi peygamberler ki Nûh (aleyhisselâm), İbrâhim (aleyhisselâm), Musa (aleyhisselâm), İsa (aleyhisselâm)) olanları bile ıssız çölde kalmış gibi yolunu şaşırır; kendisine EL MÜHEYMİN'in ( celle celâlehu)(hep HAYY ve her korkudan emin kılan : Hayy aman!) Azîm (ulu) meleklerince açık seçik beyân edici Arabça bir lisanla indirilen Kur'ân-ı Azîm'de O'nun hakikatlarını (Hakikat-ı Muhammedîyye) anlama (kavrama) hususunda ( herkesi)hayretlere düşüren Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)!"


Resim--- "ALLAH, mü'minlere, aralarında kendilerine ALLAH'ın âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu. Oysa, bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler!" (Âl-i İmrân 3/164)

ResimMuhaMMedî MuHaBbetlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
es SeLÂM yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..

MakaM-ı MahMud'umuz..

KüLLî ŞEYy”-in İŞLediği
SubhÂN ALLAH SALtanatı
ReSûLULLAH’ın ->DEDiği
->Şu ÂN ->Şe’ÂN Şefâatı!.

celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..


ZEVK 6918

KÛN feyeKÛN OYUNu-nda ->ASLın fASLı ->TEVHİD TÂCı
hER zERRe ->RABBın KÂBEsi ->HÂL-i HAZIR HÂLde HACı

NEŞR-i ELESt ->HAŞr-i MAHşer
->SıRR-ı SıFır ->SuBBûh SEFer
“MiM-i MakaM-ı MahMud”-da ->TEKBiR-i TEVHİD Mi’RÂCı!.


10.07.15 01:46
brsbrs.. tktktrsttkmdsszısszzlkk..



Şu ÂN”-ın ->ŞEÂN NEŞesi
HAKk TEVHİD
-in TÜMü TAMı
->MîM MELÂMet ->MEŞÂLEsi
->KaLB-i MuhaMMed MakaMı!.


Resim

MakaM-ı MahMud: Şefâat-ı Uzmâ.. En yüksek Şefâat Makamı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ve ÜMMetinin kavuşacağı, ALLAHu Zü’L- CeLÂL tarafından vaad edilen MakaM-ı MîM..

وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ عَسَى أَن يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَّحْمُودًا
Resim---“Ve minel leyli fe tehecced bihî nâfileten lek (leke), asâ en yeb’aseke rabbuke makâmen mahmûdâ (mahmûden).: Gecenin bir kısmında uyan ve sana özel nafile (ilâve) olarak O’nunla (Kur’ân’la) teheccüd namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı MahMud’a beas etmesi (ulaştırması) yakındır.”
(İsra 17/79)

Resim---Ka'b İbn Malik radiyallahu anhu şöyle dedi: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kıyamet gününde, insanlar haşredilirler. Ben ve ümmetim bir tepenin üzerinde oluruz. Rabbim, bana, yeşil bir elbise giydirir. Sonra bana izin verilir. Ben Allah ne söylememi dilerse söylerim, işte Makam-ı MahMud, bu Makamdır." buyurdu.
(Ebu Davûd, el-ba’s, bab:23; İmam Ahmed, Müsned, III/456; Hakim, Müstedrak, II/363, 514, IV/564; Taberanî, el-Kebir, XIX/73)

Resim---İbn Mes'ud radiyallahu anhu şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben Makam-ı MahMud'da dururum. Yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak getirildiğinizde, ben Makam-ı MahMud'da dururum. Orası, benim ÜMMetim için şefaat edeceğim MakaMdır" buyurdu.
(Taberanî, el-Kebir, X/98: Taberanî, Tefsir, XV/99; İbn Kesir, Tefsir, V/105)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben ilk çağrılan olacağım. Cebrâil, Rahmân'ın sağındadır. Vallahi daha önce onu görmemiştir. Ben şöyle diyeceğim: “Rabbim! Bu, bana SEN’in onu, bana gönderdiğini söyledi.” ALLAHu Zü’L- CeLÂL da: “Doğru!” buyuracak. Sonra şefaatte bulunup şöyle diyeceğim: “Ya Rabbi! Kulların yeryüzünün her tarafındadır.” İşte bu. Makam-ı Mahmud'dur." buyurdu.
(İbn Cerîr et-Taberî, "tefsir, XV/99, XXX'72; İbn Kesir, V<108, Zebidî, İthaf. X/453.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben ilk çağrılan olacağım. Cebrâil, Rahmân'ın sağındadır. Vallahi daha önce onu görmemiştir. Ben şöyle diyeceğim: “Rabbim! Bu, bana SEN’in onu, bana gönderdiğini söyledi.” ALLAHu Zü’L- CeLÂL da: “Doğru!” buyuracak. Sonra şefaatte bulunup şöyle diyeceğim: “Ya Rabbi! Kulların yeryüzünün her tarafındadır.” İşte bu. Makam-ı Mahmud'dur."
(İbn Cerîr et-Taberî, "tefsir, XV/99, XXX'72; İbn Kesir, V<108, Zebıdî, İthaf. X/453. Abdurrahman İbnu’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 663)

Resim

وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ عَسَى أَن يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَّحْمُودًا
Resim---“Ve mine’l- leyli fe tehecced bihî nâfileten lek (leke), asâ en yeb’aseke rabbuke makâmen mahmûdâ (mahmûden).: Gecenin bir kısmında uyan ve sana özel nafile (ilâve) olarak O’nunla (Kur’ân’la) teheccüd namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı MahMud’a beas etmesi (ulaştırması) yakındır.”
(İsra 17/79)

Bu âyet-i celîle hakkında değişik tefsirlerde yer verildiği gibi, İbn Hacer de, Abd b. Humeyd’in yaptığı bir rivâyete yer vermiş ve bu rivâyette: “Makam-ı MahMud’un arşın üzerinde oturmak olduğu”, Mucahid’in görüşü olarak aktarılmıştır. (İbn Hacer, 8/400)

İmam Fahruddin Razî, el-Vahidi’den aktararak, İbn Mesud’un ve Mucahid’in, Makam-ı MahMudu, “ALLAH’ın kendisini arş üzerinde oturtması” olarak yorumladığını ve bunun kabul edilemez olduğunu şu gerekçelerle ortaya koymaya çalışır:

a) Âyette. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin Makam-ı MahMuda “ba’s” olacağı ifâde edilmiştir. Bu kelime hiç bir zaman “oturmak” anlamına gelmez.

b) Âyette “Makam” kelimesi kullanılmıştır. Bu kelime “oturulacak yer” değil, “ayakta durulacak yer” anlamına gelir.

c) ALLAH’ın kulunu Arşın üzerinde -kendi yanında- oturtması, Allah için sınırlı bir yer tespiti anlamına gelir. Sınırlı yer, yaratılan varlıkların özelliğidir, ezelî olan ALLAHu Zü’L- CeLÂL için kullanılamaz. (kaldı ki, böyle bir yorum ALLAH’a cismaniyeti isnad eder ki kabul edilemez).

d) Âyette “...Böylece Rabbinin seni Makam-ı MahMuda göndermesini umabilirsin” denilmektedir. “Sultan filanca adamı gönderdi..” denildiğinde, bu ifâdeden (sultanın gönderdiği o kimseyi yanında oturtacağı değil), gönderilen kimsenin çok önemli bir iş yapacağı/gönderildiği yerdeki insanlar için önem arz eden işlerini düzelteceği, akla gelir.

Bu sebeple, bu yorum birçok yönden sakıncalıdır.
(FahreddinRazi, ilgili âyetin tefsiri)

Hadis İmamlarımız Buharî ve Müslim’de “Makam-ı MahMud”un Şefaat Makamı olduğu konusu açıkça ifâde edilmiştir.
(Buharî, Tefsiru sûreti 17, Tevhid,26; Müslim, İman,237)

Resim

HüLÂsa-yı KeLÂM;
SiLM AKLıyla NAKLuLLAH’a ULAŞan her nEFSin ->bu ÂLEMde TEK-BİR İŞİ var o da ->RABBu’L- ÂLEMîn’e ->ABduLLAH OLmaktır.. İnşÂe ALLAHu TeÂLÂ!..

ALLAHu Zü’L- CeLÂL SÖZü, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Nefesi-Sesi Kur'ÂN-ı Kerîm’imizde;


كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ*
Resim---“Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib.: Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.” (Alak 96/19)
(secde âyeti)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “"KuLun ALLAH'a en yakın olduğu durum, SECDE durumudur"

(Müslim, Salât, 215)



Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet
İZZet-i İhsÂNınla LûTFet-CEM’ et CÂNımıza İnşae ALLAH Yâ RABBenâ celle celâlihu!..


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Esselâmu aleyke Yâ RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem!.

Resim

>feyeKÛNsun
ZeRRe NÛRsun..
>MîM-i NÛNsun
KüRRe NÛRsun!.

DoSt DİLinden DİLLendi ZeVk
Şe’ÂNULLAH ->şÂNında ŞeVk
SONsuz YÖNde ->YÂRı ÇAPsın
FEVkinde TAHt TAHtında FEVk!.

ZEVK 6960

->EŞRefü’n- Nâs.. >EKRemü’n- Nâs.. >FaHr-i Kâinât Efendim!
HAKk-ın ->HaLKı-na HaYRuLLAH ->KaLBi KıRk KaNat Efendim!
->SEN >SEÇiLmiş ->MUSTÂFÂsın!. ->SıRR-ı SıFıR PüR SÂFÂsın!
->MuHAMMedî MüRüVvetsÎn.. ->NÛR-undan ->SAN’at Efendim!.

..sallallahu aleyhi vesellem…

10.08.15 00:16
brsbrs..tktktrstkkmdyngnlmzrrdli..


Resim


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:

Resim

: Enâ eşrefü’n- nâsi haseben ve lâ fahra, ve ekremü’n- nâsi kadran ve lâ fahra. Eyyühe’n- nâs! Men etânâ etaynâhü, ve men ekremenâ ekremnâhü, ve men kâtebenâ kâtebnâhü, ve men şeyyea mevtânâ şeyya'nâ mevtâhü, ve men kàme bihakkınâ kumnâ bihakkıhî. Eyyühe’n- nâs! Câlisü’n- nâse alâ kadri ahsâbihim, ve hàlitu’n- nâse alâ kadri edyânihim, ve enzilü’n- nâse alâ kadri mürüvvâtihim, ve dâru’n- nâse bi’kuliküm.:
Ben haseb bakımından insanların en şereflisiyim!. Öğünmek yok!. İnsanların kadr-ü-kıymet bakımından da en ekremiyim, asiliyim, en kıymetlisiyim; yine öğünmek yok!.
Ey insanlar!. Biz,bize gelene gideriz!. Ve kim bize ikramda bulunursa, iyi muamele yaparsa; biz de ona iyi muamele yaparız. Soylu insan muamelesi yaparız. O zaman hatırını kollarız!. Ve kim bizimle yazılı anlaşma yaparsa, biz de onunla o anlaşmaya uygun olarak imza atar, o anlaşmaya riayet ederiz. Ve kim bizim cenazemize, vefat eden kimsemize son görevleri yaparsa, cenazeyi teşyî ederse; biz onun cenâzesini teşyî ederiz. Kim bizim hakkımızı çiğnemezse, yerine getirirse; biz de onun hakkını çiğnemeyiz, biz de onun hakkını yerine getiririz, hakkını veririz.
Ey insanlar! .İnsanlarla, onların saygınlıkları ölçüsüne göre, mecliste oturun!. Ve insanların dindârlıklarındaki kuvvete göre, onlarla samimiyetinizi ilerletin, onlarla kaynaşın!. Ve insanları mürüvvetlerinin, mertliklerinin miktarına göre konuklayın!. Ve insanları mürüvvetlerinin, mertliklerinin miktarına göre konuklayın!. İnsanlara aklınızı kullanarak, aklınızı kullana kullana muamele yapın; onları öyle dirayetle idâre edin!."
(Câbir radiyallahu anhu’dan, Deylemî)


Hasb: (Haseb) Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet. * Dolayı, cihetiyle, gereğince. İnsanın takvâsından dolayı saygınlığı, sayılması, hürmet görmesi
Fahr: Övünme. Yaptığını sayarak övünme. Övülmeye sebeb olacak kimse. Fazilet. Büyüklük. Şeref.
Kadr: İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir, rızkı taksim eylemek. Gına.
Ekrem: Çok cömert, daha kerim, en kerim.
Teşyi’: Uğurlamak. Gideni selâmetlemek. Yolcu etmek.
İkâme: Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskân eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dâva açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek.
Edyân: (Din. C.) Dinler.
Mürüvvet: İnsaniyet. İnsanlığa uygun olan şeyi yapmak. Güzel ve iyi şeyleri alıp, kötü şeyleri ve hâlleri bırakmak. * Ana baba saadeti. * Mertlik, yiğitlik. * Reculiyet. Muamelede güvenilirlik, sözünde durma..

ResimEs SaLâtu ve’s- SeLÂMu Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!.

30. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : SALÂVATÜ'S-SAÂDETİ

Salâtü's-saâdeti de denilen bu salâvâtı okuma husususunda gönül ehli:
“cuma günleri çokça okuyanlar dünya ve âhiret saadetine ulaşır” demişlerdir.
Saâdet salâvâtını cuma günleri çokça okuyan dünya ve âhirette saâdete ulaşır.


Resim

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn ve alâ âlihi ve sahbihi ve ehli beytihi Resim Adede mâ fi ilmillahi Resim Salâten dâimeten bi devâmi mülkillah.

MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ailesine, ashabına ve ehli beytine; selâm, salât, teslimiyet ve bereket ulaşım arzumuzu ulaştır. ALLAH'ın ilminde olanların adedince ve ALLAH'ın mülkünün devâmınca bir salâtla...”
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin OTURUŞ TARZı:

Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) genellikle diz çökerek otururdu. Bunun yanında, (edeb dairesi içerisinde) bağdaş kurarak, çömelerek, ayağını sarkıtarak v.b. şekillerde de oturmuştur.
Kayle (radiyallahu anhu) der ki: “Resulullah'ı büyük bir mahviyet ve tevazu içerisinde otururken görünce, heybetinden vücûdum titremeye başlamıştı.”

(Buhârî, 1,105; Tirmîzî, Şemail, 8. bölüm. 13.hadis)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin YEMEK TARZI:

Efendimiz (aleyhisselâm) sirke, bal, zeytin yağı ve sebze gibi bazı yemekleri çok severdi. Bir gün Ummü Hânî'nin evine gitti ve: “Yiyecek birşeyler var mı?" diye sordu. O'da (aleyhasselâm): “Sirkeden başka bir şey yok!" deyince, “Sirke olan evde hiçbir şey yok denemez!” buyurdu.
Arabistan'da "Hîs" denen bir yemek türü vardır. Tereyağına peynir ve hurma konarak hazırlanır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bu yemeği de çok severdi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem soğuk ve tatlı içecekten hoşlanırdı. Sütü de çok severdi. Sütü bazen katıksız bazen de içine biraz su karıştırarak içerdi. Kayısı, hurma ve üzüm tanesinin de hoşafını içerdi.
Sofraya gelen yemeği beğenmediği takdirde elini uzatmazdı. Ama hiçbir zaman da kötü demezdi. Önündeki yemeğe elini daldırıp eliyle karıştırmazdı. Başkalarını da bundan menederdi.
Hiçbir zaman bir yere dayanarak yemek yemezdi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, yemek yerken önünden yerdi.

(Tirmizî, Şemail, 175; Ebu Davûd, Et'ime, 49; Ebu'ş-Şeyh, Ahlâku’n-Nebi, 192)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin YEMEĞİN BEREKETİ:

Bir grup Müslüman (radiyallahu anhu) Resûlullah'a (aleyhisselâm) gelerek: "Biz yiyoruz, yiyoruz ama bir türlü doymuyoruz" dediler. Efendimiz (aleyhisselâm): "Herhalde tek tek yiyorsunuz" deyince: "Evet" dediler.
Resûlullah'a (aleyhisselâm) onlara şu tavsiyede bulundu:
"O halde sofraya topluca oturun ve besmele çekerek başlayın. Göreceksiniz ki Allah yemeğinizin bereketini artıracaktır."
Selman (radiyallahu anhu), Resulullah (aleyhisselâm) bereketle ilgili şunları söylemişti: "Yemeğin bereketi hem yemekten önce, hem de yemekten sonra elleri yıkamaktadır."

(İbn Mâce, II, 1093, nr. 3286)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin HURMA VE EKMEK:

Şiddetli göz ağrısı çektiği bir sırada Suheyb-i Rumî (radiyallahu anhu) Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i evinde ziyaret etmişti. Peygamberimiz (aleyhisselâm) o sırada yemek yiyordu. Sofrasında ekmek ve hurma vardı. Süheyb'e (radiyallahu anhu): "Buyur ye!" dedi. Süheyb (radiyallahu anhu) hemen sofraya oturup yemeye başladı. Sultân-ı Kevneyn Efendimiz (aleyhisselâm) ona takıldı: "Hem gözün ağrıyor hem de hurma yiyorsun ha!." Hazır cevab olan Süheyb (radiyallahu anhu) şöyle karşılık verdi: "Ağrımayan tarafıyla çiğniyorum yâ Resûlullah!." Bu cevab Resûlullah'ın (aleyhisselâm) çok hoşuna gitmiş, azı dişleri görününceye kadar gülmüştü."
(İbn Mâce, Tıb,3)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin HER İSTEDİĞİMDE:

Ebu Ubeyd (radiyallahu anhu) Peygamberimiz (aleyhisselâm) için bir tencere et yemeği pişirdi. Etin kol kısmı Resûlullah'ın (aleyhisselâm) hoşuna giderdi. Bunu bilen Ebu Ubeyd (radiyallahu anhu) kol kısmını ona ikram etti. Efendimiz (aleyhisselâm) onu yedikten sonra: "Bana bir kol daha ver" dedi. O da bitince: "Bana bir kol daha ver" dedi. O da: "Ya Rasûlullah! Bir koyunun kaç kolu vardır?" dedi. Efendimiz şu cevabı verdi. "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun! İsteğimi yerine getirseydin, her istediğimde kol eti verebilirdin."
(İmam Ahmed, Musned, III/484,485)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimRaSûLuLLaH sallallahu aleyhi ve sellem..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin KUL PEYGAMBERliği.. Abdihu-Resûluhu:

Bir gün Resûlullah Efendimiz (aleyhisselâm) Hazreti Âişe'ye (radiyallahu anha) şöyle buyurdu: “Âişe! ben istersem, altın dağları arkamdan yürür. Bir melek bana gelerek: Rabbi'nin Sana selâmı var. Diyor ki: "Hükümdar-peygamber olarak mı, yoksa kul-peygamber olarak mı yaşamak istersin?” dedi. Meleğin yanındaki Cebrâil, bana alçak gönüllü olmam işâretini verdi. Ben de kul-peygamber olarak yaşamayı seçtiğimi söyledim.”
Peygamberimiz (aleyhisselâm) o günden sonra bağdaş kurup, sofraya iyice yerleşerek yemek yemedi. Diz çökerek yerdi ve hep şöyle buyururdu: “Ben, sıradan bir insanın yediği gibi yer ve sıradan bir kulun oturduğu gibi otururum.”

(İbn-i Sa'd.Tabakât, I,381)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin DİNLENMİŞ SUyu:

Peygamberimiz (aleyhisselâm), dostu Ebû Bekir’le (radiyallahu anhu) birlikte, Medineli bir sahabeyi ziyarete gitti. Sahabe bahçesini sulamaktaydı. Efendimiz o'na: “Su testisinde gecelemiş suyun varsa bize ikram et, yoksa şu sudan içeriz” buyurdu. O'da: “Var Ya Resûlullah, testide dinlenmiş suyum var” dedi. O sudan Resulullah'a (aleyhisselâm) ikram etti. Suyu içtikten sonra Peygamberimiz de (aleyhisselâm) Ebû Bekir'e (radiyallahu anhu) ikram etti.
(Buhârî, VI, 247-249)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


SEN >MuhaMMed MustÂfÂsın!
->SıRR-ı SIFIR ->PüR SefÂsın!
KÂiNÂt-ta ->KüLLî ŞEY-yin
->A S Lına ->vASL-ı VefÂsın!.

ZEVK 7221

->YuseBBihu ->SEMÂsında -> SıRR-ı SÂLiHîn EFeNDim!
CEMMüL- CEMin CEMÂ-sında ->FaZL-ı FÂLiHîn EFeNDim!
RAHMetenLiL- ÂLEMînSîN
ARŞ-u-KüRSîY-yü-ZEMînSîN..
KÛN feyeKÛN ->K Â i N Â t-ı ->BAHT-ı TÂLiHîn EFeNDim!.


10.11.15 05:55
brsbrsmm..MakseMceM’i-sbhSALLi..



HÂL-i HAZıR >HAYy ABDuLLAH!
ÜMMüL- ÂLEM ->NEBîYyuLLAH!
->HABîBuLLAH -->HAMîDuLLAH!
->ŞEFÂAT ---->YÂ RASÛLuLLAH!.


Resim


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Yüce RuHunda,
BİZ BİR-İZ e es SeLÂm OLsun inşae ALLAHu Teâlâ!..


Resim

ResimEs-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.

Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!.

''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''

Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


MuhaMMedi MuHABBEtlerimİZle!....

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim



NÛRuLLAH’tan NÛR-u MîM-İZ
“BİZ BİR-İZ”-İZ dAMLa-DenİZ
>“HABîBuLLAH -> YüReği”nde
DoSt DUÂSInda ->BİZ BİR-İZ!.


ZEVK 7242

İnsÂN DEnen şu MevCÛDun.. ->KaLB KAzANı ->AKıL TASı
VâciBu’L- VüCÛD ALLAH’ın.. ->BâtıN - ZÂHiR ->MünteHÂsı

“RaHmetenLi’L- ÂLEMîn”dir
->“ÂHiR-i RÛ-yi ZeEMîn”dir..

VeLîYYuLLAH-ı EL VELîYy ->“DOST”tan >“DOST”ta >DOST DUÂsı!.


18.11.15 14:03
brsbrsmm.. tktkt rstkkmdylnzlkvdhznn..



YOLundAN->Yâ ReSûLuLLaH!
>ELindEN ->Yâ ReSûLuLLaH!
DÛA NEdiR AKLen - nAKLen?
>DİLindEN ->Yâ ReSûLuLLaH!

..sallallahu aleyhi vesellem..


CÛD: Cömertlik. Sahilik. Eli açık olmak. Muhtaçların vaziyetlerini, durumlarını bildirmeğe meydan vermeksizin lütuf ve ihsanda bulunma hâleti. Mücahede-i diniye ve neşr-i hakaik-ı Kur'aniye ve imaniye hizmetinde mutemed zâtlara lüzumunda maddeten de iştirak etmek fedakârlığı. DÂİmiyyet CiMi..CÜMMLesi..
MevCÛD: Var olan. Bulunan. Hazır olan. Topluluğun hepsi. * Kâinat. Mükevvenat.
VâciBu’L- VüCÛD: Vücudu mutlak var olan, yokluğu mümkün olmayan Cenâb-ı Hak..
MünteHÂ: Son, en son derece, en son yer, nihayet. Son uç.
Ru-Ruy: f. Yüz, cihet. Sebeb. Çehre.
RÛ-yi ZeEMîn: Yeryüzü.



وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ
Resim---“Vemâ erselnâke illâ rahmeten li'l-Âlemîn: Ve biz seni, ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ 21/107)

El Veliyyü:
Resim

Ve DUÂMız Olmasaydı.:

قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Resim---“Kul mâ ya’beu bikum rabbî lev lâ duâukum, fe kad kezzebtum fe sevfe yekûnu lizâmâ(lizâmen): De ki: "Sizin duânız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır."
(Furkân 25/77)

LeBbeYyke Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem!.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Büyük zorluklara dûçar olduğunuz zaman: "ALLAH bize yeter. O ne güzel vekildir" zikr-i cemîlîne devam ediniz." buyurdu.

(Ebû Dâvud, Vitr, 25; Tirmizî Kıyâme, 8; İbn Hanbel, Müsned, I/336)


الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
Resim---“Ellezîne kâle lehumun nâsu innen nâse kad cemeû lekum fahşevhum fe zâdehum îmânâ (îmânen), ve kâlû hasbunâllâhu ve ni’me’l- vekîl (vekîlu).: O (ahsen) kimseler ki, insanlar onlara: "Muhakkak ki, insanlar, sizin için (size saldırmak için) toplandılar. Artık onlardan korkun." dedikleri zaman, (bu söz), onların îmânını artırdı. Ve "ALLAH bize kâfîdir ve O, ne güzel vekildir." dediler.”
(Âl-i İmrÂN 3/173)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Cenâb-ı Hak, duâda fazla ısrar edenleri sever." buyurdu. (2) )
(Kenzû'l- İrfân 57; Camiu's-sağîr'den)


Muli’: Tutkun, düşkün, ihtiraslı.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Eğer bir kul, Cenâb-ı HaKk'a bir hususta duâ eder de icâbet olunmazsa onun yerine bir hasene, yani bir sevâb yazılır." buyurdu.

(Kenzû'l- İrfân 57; Camiu's-sağîr'den)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir babanın oğlu için duâsı, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duâsı gibi makbuldür." buyurdu.
(Keşfü'l- Hafâ, 1/495; Deylemî'den)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "İyilik görenlerin/Muhsinlerin, iyilik gördükleri/ihsan eden kimseler hakkında ettikleri hayır duâları redd’olunmaz." buyurdu.

(Tirmizî, Birr, 5.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Ezân ile ikâmet arasında yapılan duâ müstecâbdır. Bu arada hemen duâ ediniz." buyurdu.

(Tirmizî, Salat, 44, Deavât, 128; Ebû Dâvud, Salât, 35.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Kaderden sakınmak kaderi def etmez/menfâat vermez. Lâkin sâlihlerin duâsı, nüzûl etmiş ve edecek olan elem ve musîbeti def’ etmeğe ve kaldırmağa medâr/sebeb, vesile olur. İş böyle olunca ey ALLAH'ın kulları, duâ ediniz." buyurdu.

(Tirmizî Deavât, 101; İbn Hanbel, Müsned, 5/224)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Kur'ân-ı Azîmü'ş-şan her ne vakit hatm olunursa, sonunda/bitiminde yapılan bir duâ müstecâbdır." buyurdu.

(Kenzü'l-irfan, 59 ; Camiu's-sağîr; Dârimî, Fezailü'l-Kur'ân. 33.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir kimsenin, sevdiği bir kimse aleyhinde olan duâsının kabul olunmamasını Cenâb-ı Hakk'tan istedim." buyurdu.

(Keşfü'l-hafâ, 1/404; Dârekutnî)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir farz namazını huşû' ile edâ eden kimsenin o namazın sonunda yapacağı bir duâsı müstecâb olur." buyurdu.

(Buhârî, Cihâd, 180; Müslim, îman, 39; Ebû Dâvud, Zekât, 5; Tirmizî, Zekât, 6; İbn Mâce, Zekât, 6;Dârimî, Zekât 1; Muvatta, Da'vetü'l-mazlûm, 1; İbn Hanbel, Müsned, 1/333.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
Resim
: "Mazlumun bedduâsından sakınınız. Zîra bir kıvılcım sür'atiyle semâya icâbete yükselir. Fâcir de olsa mazlûmun duâsı müstecâbdır." buyurdu.

(Keşfü'l- hafâ, 1/405; İbn Hanbel, Müsned'den)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Cenâb-ı ALLAH buyurmuştur ki: "Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim."
Zîrâ bu hal ya gafletten, yahut kibirden ileri gelir”
buyurdu.

(İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, 3/477)


وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Resim---“Ve kâle rabbukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn (dâhırîne).: Rabbiniz dedi ki: "Bana dua edin, size icâbet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir."
(Mü’min 40/60)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Müslüman kardeşinin ayıb ve çıplak yerlerini setrederek onu dünyâda rüsvay etmeyen kimsenin ayıblarını Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde setreder." buyurdu.
(13) (13)
(Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Ebû Dâvud, Edeb, 28; Tirmizî, Birr; 19; İbn Mace, Mukaddime, 17; İbn Hanbel, Müsned, 3/91, 252)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir yerde yangın vuku' bulduğunu gördüğünüz zaman ''ALLAHü Ekber!” diyerek tekrar tekrar tekbîr alınız. Zîra tekbir yangını söndürür." buyurdu.

(Keşfü'l- hafâ, 1/89.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: " Yangın, ateşg ördüğün de “ALLAHı Tekbir et!.Şüphesiz k, tekbir onu söndürür!.” buyurdu. (15) (15)
(İbn Hanbel, Müsned, 1/307; Tirmizî, Deavât, 9)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Ana ve babaya iyilik ömrü artırır. Yalan söylemek rızkı noksanlaştırır, duâ kazaya siper olur." buyurdu.

(Buhârî, Mevâkîtü-salât, 5; Müslim, İmân, 137; Ebû Dâvud, Edeb, 130; Tirmizî, Salât, 13; Neseî, Mevâkît, 51; İbn Mâce, Edeb, l.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Kendisine ilticâ ile bir ricâda bulunan kimsenin ricâsını kesip atanın duâ ve ricâsını da ALLAH kesip atar." buyurdu.

(Keşfü'l-hafâ, 2/272 (Ahmed b. Hanbel, Müsned'den)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir mü'mine yapılan zillet ve hakareti görüp de men'ine muktedir olduğu halde yardımda bulunmayanları Cenab-ı Hak mahşerde zelîl eder." buyurdu.

(İbn Hanbel, Müsned, 3/487)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Her kim duâlarının kabûlünü, gam ve üzüntülerinin def’ olup kaldırılmasını arzu ederse sıkıntıda bulunanların imdâdına yetişsin/kurtarsın.." buyurdu.

(Müslim, Müsakat, 32; İbn Hanbel, Müsned, 3/32.)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "İşlerde istihâre edenler, yani ALLAH'dan hayır dileyerek rızâsına muvafık hareket edenler zarar etmezler/hebâ olmazlar.. İstişâre edenler de işin sonunda pişman olmazlar. İdâr-i maîşetinde isrâf etmeyip i'tidâl yolunu iltizâm edenler/iktisad edenler de fakr u zarurete düşmezler/hebâ olmazlar.. " buyurdu.

(Keşfü'l- hafâ, 2/185; Taberânî'den)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Bir işe başlamak istediğin zaman âkıbetini iyice tefekkür edip/tedebbür edip, hayr u sevâbı mûcib ise devam et, şerr ü ı kâbı mûcib ise ictinâb et/nihayet ver!" buyurdu.

(Kenzü'l- İrfan)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
"Hikmet, on parçadır. Dokuzu uzlette, diğer biri de sükûttadır. Yâni mâlâyâniden, kendisini ilgilendirmeyen ve lüzumsuz bulunan şeylerden korunmaktır." buyurdu.

(Keşfü'l- Hafâ, 1/363; İbn Adiyy'den)


Sumut: Susma, sükut.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
Resim
: "Akâid-i fâside ve bid'at sâhiplerinin amellerini, ibâdetlerini Cenâb-ı ALLAH kabul etmek istemez. Eğer tevbe edip ehl-i sünnet ve'l-cemâat i'tikadına rûcû' ederlerse kabûl eder. buyurdu.

(İbn Mâce, Mukaddime, 7)


Resim---Ebû Hüreyre radıyALLAHu anh der ki: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:

"Her bir peygambere etmesi için bir duâ verilmiştir. Ben ise ümmetime şefâat olmak üzere duâmı âhirete bırakmak istiyorum." buyurdu.

(Müslîm, îman, 334, 335 vd. Buhârî, Deavat, I; Tirmizî, Deavât, 130; İbn Mâce, Zühd, 37; Dârimî, Rikak, 85; Muvatta", Kur'ân, 26)


Resim---Enes bin Mâlik'den gelen rivayette ise Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:

"Her bir nebî ALLAH'dan bir dilekte bulundu. Yahud, her bir peygamberin ALLAH'a edeceği bir duâsı vardı. Her biri duâsını yaptı ve kabul olundu. Ben ise duâmı kıyâmet gününde ümmetim için şefâat kıldım." buyurdu.


Enbiyây-ı izâmın her duâsının müstecâb olması kuvvetle umulur ise de, kat'î olmayıb yalnız bir duâlarının kesin olarak kabûl edileceği kendilerine bildirilmişdir. O duâ, her bir nebîye ALLAH tarafından husûsî olarak verilen duâdır.

Ezcümle Hazret-i Âdem -aleyhisselâm bu müstecâb duâsını tevbesinin kabûl olması için; Hazret-i Nuh aleyhisselâm- kavmininin helâki ve berâberindeki mü'minlerin kurtulması için, Hazret-i İbrahim-aleyhisselâm- -i Mükerreme ve Beytullah için, Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- Fir'avn'ın helâki için, Hazret-i îsâ -aleyhisselâm- gökten bir mâide, sofra indirilmesi için etmişler ve müstecâb olmuşdur.

Hazret-i Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ise, bu kesinlikle kabul olunacağı ALLAH tarafından te'min olunan duâsını, ümmetine şefâat için âhirete bırakmıştır. Ne mutlu O'nun sünnetine sımsıkı sarılan BİZ mü'minlere… el hamdulillahirabbilâlemînn..


Müstecâb: Hoş görülen. * İstediği kabul edilen. İcâbet olunmuş.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Yâ ReSûLuLLaH!.
sallallahu aleyhi vesellem


SıRR-ı SıFıR ->SeFeR TASı
SeBiLiLLAHsın Mustafa aleyhisselâm..
AŞKuLLAH’ın ->AŞK AYNası
ÂRiF-i BiLLAHsın Mustafa aleyhisselâm..


->ÂN İÇİ-nde -> ZamÂN DeHRi
->ELESt->MaHşeR İnsÂN NeHRi
->“TEK-e TEK KüRRe-si” -> AKıL
NAKLen TÜMMLer ZeMZeM->ZeHRi..


ZEVK 7248

“A”dan >“Ze”ye.. ZÂTtan >ZuHur.. >bir DamLa SUyun MiSÂLi
İnsÂNoğLu-n ->ASLen >fASLı.. ->HÂL İÇİ-nde ->BiN-BiR HÂLi

ZıTLarın ZeVKi SEViYye
Şe’ÂN-ın ŞEVKi SEViYye
TAHTının FEVKi SEViYye
MAHŞERe SEVKi SEViYye..
Zü’L- CeLÂL-inden ->İKrÂmı.. ->"CeMÂL CEM’i"-nde ->KeMÂLi!.


25.11.15 21:04
brsbrsm..tktktrstkkmdcvLÂN..



Resim

EbDÂL’e SOR! >EbRÂR’e SOR!.
YÂRe YANgın ->AhYÂR’e SOR!.
KuL İhvÂNim ->ŞAŞıp-DÜŞme!
“TEKe TEK”te -> AHRÂR’e SOR!.


Resim “A”dan >“Ze”ye.. ZÂTtan >ZuHur..:

Zât ->Sıfat ->EsMâ ->Eşyâ ->OLay ->Zaman ve ->Zann..

ULuhiyyet
Rububiyyet
Rahmaniyyet
Rahîmiyyet
MâLikiyyet
Beşeriyyet… (AkıLLiyyet)


Resim ZıTLar ZeVKi SEViYyesi.:

Resim e (hemze) Resim SEViye-İstivâ..
Lâ İLâhe Resim İLLâ ALLAH Resim ALLAH..
İnkâr Resim İkrâr Resim TeVHiD..
BâtıL Resim Hakk..
Şerr Resim Hayr..
Nâr Resim Nûr..
CehenNNeM Resim CeNNet Resim Es SeLâm..
Vâid (Ezâ) Resim Vâad (Ecr)..
Günah Resim SevÂB Resim MizÂN..
Haram Resim HeLâL..
Gübre Resim GüL Resim el HAYY
ZuLmet Resim AydınLık..
OLmasın! Resim OLsun!. Resim OL-AN...


Resim AKLın (İns-in, insanın) ASLı.. bir damla SU-Mâe..:

ZÂTından DAMLacık SU ->NÛR-u Mîm
DUYup-UYuLan >DUYgU->NÛR-u Mîm
EL VÂHiDu’L- KAHHÂR... ->KaDERince
->LÂ İLâHe ->İ L L Â HU<- NÛR-u Mîm!.


وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِن مَّاء فَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاء إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Resim---“Vallâhu halaka kulle dâbbetin min mâin, fe minhum men yemşî alâ batnih(batnihi) ve minhum men yemşî alâ ricleyn(ricleyni) ve minhum men yemşî alâ erba’(erbain), yahlukullâhu mâ yeşâu, innellâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun): Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.”
(Nûr 24/45)

خَلَقَ الإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُّبِينٌ
“Halakal insâne min nutfetin fe izâ huve hasîmun mubin(mubînun) : İnsanı bir nutfeden yarattı. Böyleyken o apaçık bir hasım olup çıktı.”
(Nahl 16/4)

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
Resim---“E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne) : O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?”
(Enbiyâ 21/30)

>RABBu’L- ÂLEMînin SÖZü
->El ZILLu’l-Kur'ân-ı Kerim..
->hER NEFesin SESİn ->ÖZü
->El FAZLu’l- Kur'ân-ı Kerim!.


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Rahîmiyyetinden doğÂN ->Kur'ÂN-ı Kerîm..

SEN MuhaMMedü’L- EMînsÎN..
SıRR-ı SeMâ ->Rûy-i ZeMînsÎN..
SeBeB-SoNuÇ HATMi >SENsÎN..
SEN ->RaHMetenli’l-ÂLeMînsÎN..

RaHMet
RaHmÂN
RaHÎm..


RaHîmeyn: RahmÂN-RahÎM
RahÎM.. RahÎM.. RahÎM.. RahÎM.. aleyhisselâm..


وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim--- “Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn (âlemîne): (Rasûlum!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”

(Enbiyâ 21/107)

EbDÂL’e SOR! >EbRÂR’e SOR!.
YÂRe YANgın ->AhYÂR’e SOR!.
KuL İhvÂNim ->ŞAŞıp-DÜŞme!
“TEKe TEK”te -> AHRÂR’e SOR!.:


Resim “BiR DAMLacık SU”nun >fASLı.:

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
Resim---E ve lem yerellezîne keferû enne’s- semâvâti ve’l- arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ mine’l- mâi kulle şey’in hayy (hayyin), e fe lâ yu’minûn (yu’minûne): O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?”
(Enbiyâ, 21/30)

وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِن مَّاء فَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاء إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Resim---Vallâhu halaka kulle dâbbetin min mâin, fe minhum men yemşî alâ batnih (batnihi) ve minhum men yemşî alâ ricleyn (ricleyni) ve minhum men yemşî alâ erba’(erbain), yahlukullâhu mâ yeşâu, innellâhe alâ kulli şey’in kadîr (kadîrun): Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.”
(Nur, 24/45)

Resim “KûN feyeKÛn ->BU”nun >hASLı.:

ve her ÂN “KÛN ->feyeKÛN!. YENİden yaratmkata OLÂN da SENsin”:

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---“Yes’ eluhu men fi's- semâvâti ve'l- ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.: Göklerde ve yerde olanlar, O'ndan isterler (dilerler). O hergün (her an) bir şe'n (ayrı bir tecellî, yeni bir oluş-YENİden yaratış) üzerindedir.”
(Rahmân 55/29)

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim--- “İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kûn fe yekûn: Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.”
(YâSîn 36/82)

Resim ->EL VÂHiDu’L- KAHHÂR >ALLAH.:

..Vahdet-i UHuD->Vahdet-i ŞüHÛD->Vahdet-i SüCÛD->Vahdet-i MevCÛD=> Vahdet-i VüCÛD<=kaHHÂRRiyyet=> Vahdet-i VüCÛD =>Vahdet-i MevCÛD->Vahdet-i ŞüHÛD->->Vahdet-i SüCÛD->Vahdet-i UHuD..

(LÂ diyen HerŞey/kes)..-> İLÂhe -> İLLâ => ALLAH <= TEVHÎD => ALLAH -> İLLÂ -> İLÂhe-> ..(LÂ diyen yok.. VAR OLan Vâhidu'l- Kahhâr ALLAH)

يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
Resim---''Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li menil mulku’l- yevm(yevme), lillâhi’l- vâhidi’l- kahhâr: O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır." (Mü’min 40/16)

Resim “LÂ Huve ->İLLâ HUu! ->O’ndan bAŞKa O YOKtur”un >ASLı!.:

هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Resim---“Huvallâhullezî LÂ İLÂHE İLLÂ HUVE, el meliku’l- kuddûsu’s- selâmu’l- mû’minu’l- muheyminu’l- azîzu’l- cebbâru’l- mütekebbir (mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn (yuşrikûne).: O Allah ki; O’NDAN BAŞKA İLÂH YOKtur, Melik’tir (hükümrandır), Kuddüs’tür (mukaddestir), Selâm’dır (selâmete erdirendir), Mü’mindir (emniyet verendir), Müheymin’dir (koruyup gözetendir), Azîz’dir (yücedir), Cabbar’dır (cebredendir), Mütekebbir’dir (pek büyük olandır). Allah, şirk koşulan şeylerden münezzehtir (uzaktır).”
(Haşr 59/23)

Resim ÂRiF-i BiLLAHsın.:

NEFSine ÂRiF ->RABB’ına ÂRiF..:


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe RaBBehu: Nefsini TANıyan ->RABBini TANır! ” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Resim ->EbDÂL-EbRÂR-AhYÂR-AHRÂR!.:

Şimdi şu ÂNda, Şe’ÂNULLahta nice BeDeLsiz EBdÂLLar, KıYaSsız EBrÂRLar, SeBeBsiz AHyÂRLar, ŞaRTsız-mutlak HüRrLer AHrÂRLar vardır bu ŞeHÂdet ÂLEMinde..
ElHamdulillahirabbilâleminnn..


EBDÂL: en bedel olan.
EBRÂR: en iyi olan.
AHYÂR: en hayırlı olan.
AHRÂR: en hür olan..



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

MeDeD Yâ EhL-i Beyt DİLi!
MîM-i MuhaMMed mENZiLi!
kuL İhvÂNi-in AŞKa DÖNdür
AŞK MUHiTin
->MeRKeZ MİLi..

..aleyhumusselâm


ResimYâ RaSÛLALLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

cÜMMLe CihÂN cENge GİRdi
->ŞeY-t-ÂNî AHENge >GİRdi
TüRLü TüRLü ->RENge GİRdi
-> ALımız ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

TEVHİDini ->İBLİS ->Ditti
EBDÂL-EBRÂR ->ÇEKti Gitti
ÇİÇEKLer ->KURUdu ->Bitti
->BALımız >Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

YETİM-ÖKSÜZ >ÇİLe ÇEKer
Şefâat KIL! ->MEDED YEter
GÜNden GÜNe >dAHa BEter
->HÂLımız >Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

TEKe TEKLer >TEK-siz KALdı
GÖNüLLer GERÇEK-siz KALdı
->YEDi rENk ÇİÇEK-siz KALdı
->DALımız ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

BİLemediKk -> NAsıL N’OLdu
NEFiSLer HAKk BAĞIn YOLdu
->HeLÂL İkEN >HARAM OLdu
->MALımız ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

YETİMLer ->BOYNun BÜKtüLer
>ÖKSÜZ GÖZ YAŞIn DÖKtüLer
“Dostum!.” DİyENLer SÖKtüLer
->NALımız -> Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

YEDi YÖNdEN ->SALdırıLdı
ÜMMet NÂR’a ->DALdırıLdı
->ALKıŞ-LarLa ->KALdırıLdı
->SALımız >Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

DÜNyâ DERdi ->HOŞa ÇIKtı
->İnsÂN AKLı ->COŞa ÇIKtı
->İKİ ÂLEM-de >BOŞa ÇIKtı
->ELimiz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

SÖZe KULAK AS!.maz OLdu
NEFiS SESin KES!.mez OLdu
SEHERLerde >ES!.mez OLdu
->YELimiz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

NE HiS KALdı ->NE dE DUYu
>BEDENLerimiz >KÖR KUYu
ÖZden ->GÖZe ->SÎNE SUYu
->SELimiz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

CÜMMLe CihÂN CeLÂL OLdu
HARAMLarın -> HeLÂL OLdu
->SUStu AĞıZLar >LÂL OLdu
->DİLimiz –>Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

KORKu GüÇLü >UMUT SÖNdü
ÖN >ARKa OLdu >ARKa ÖNdü
->BiR KıSıR DÖNgüye >DÖNdü
->YOLumuz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

->CÂHiLLer ->ÂLİM EZiYOR
EHLuLLAH CÂNdan BeZiYOR
“DİRİyim!. Dİye -> GeZiYOR
->ÖLümüz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

CihÂN NÂRda ->DüNyâ GuRBet
MecNÛN HASsret! LEYLâ GuRBet
->KeRBeLÂ-da ->“SU”ya HASret
->ÇÖL-ümüz -> Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

ÇÖLümüz ->ÇaMuRa HASsret
SoFRamız ->HaMuRa HASsret
>gONCAya ->ToMuRa HASsret
>GÜLümüz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

KuL İhvÂNim ->biRr MaSALdı
->KIRAT-ımın KÂR-ı -> NALdı
->KıtMÎR-iN ->TEVHİD-i KALdı
->ÇULumuz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

CEVR-iCihÂN ->ÇİLLe ÇAĞda
->KARAKIŞ ->HÂZÂNı BAĞda
->HAVALarda ->KEŞİŞ DAĞda
->KÜLümüz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem

*

KuL İhvÂNim ->AŞK >KAYRıLdı
SEVmeyEN ->AHmak ->AYRıLdı
->“SıRR-ı SIFIR”-da ->SIYRıLdı
->TÜL-ümüz ->Yâ RaSÛLALLAH!.

..sallallahu aleyhi vesellem



04.12.15 13:18
brsbrsm..ULUcâmidecumÂ..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin YEMEK DUASI:

Resim---Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anhu) anlattı: "Peygamberimiz (aleyhisselâm) yemek sonrası sofra kaldırıldığında şu duayı yapardı: "Bize yediren, Bizi içiren, Bizi müslümanlardan kılan Allah'a hamdolsun." buyurdu.
(Ebu Dâvud, Sünen, 3850)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin AVUÇLA SuİÇMESİ:

Resim---Hazreti Ömer'in oğlu Abdullah ve arkadaşları (radiyallahu anhum) Peygamberimizle (aleyhisselâm) birlikte yolculuk ediyordu. Yolda önlerine bir su havuzu çıktı. Suyu görür görmez, hemen eğilerek ağızlarıyla içmeye başladılar. Bu manzarayı seyreden Efendimiz (aleyhisselâm) onları şöyle uyardı:“Arkadaşlar! Öyle eğilip ağzınızla içmeyiniz. Ellerinizi güzelce yıkayıp avuçlarınızla içiniz. Çünkü avuçtan daha güzel bir kap yoktur.”
Bir defasında da: “Suyu devenin içtiği gibi hiç dinlenmeden bir içişte içmeyiniz. İki veya üç defa dinlenerek içiniz, içmeye besmele ile başlayınız. Bardağı dudağınızdan ayırınca da "Elhamdülillah" deyiniz.” buyurmuştur.

(İbn Mâce, Sünen, II, 1134, nr. 3433)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin SAĞ TARAFı KULLanışı:

Resim---Resûlullah aleyhisselatü vesselâm bir gün Enes’in (radiyallahu anhu) evindeydi. Sağında bir bedevi, solunda Hazreti Ebu Bekir (radiyallahu anhu) karşısında da Ömer (radiyallahu anhu) oturuyordu. Enes (radiyallahu anhu) onlar için koyundan süt sağdı. Resûlullah (aleyhisselâm) ikram edilen sütten içti. Enes (radiyallahu anhu) sütü Hazreti Ömer'e (radiyallahu anhu) takdim etti. Hazreti Ömer (radiyallahu anhu) ise önce Hazreti Ebu Bekir'in (radiyallahu anhu) içmesini istedi. Resûlullah (aleyhisselâm) ise sağ tarafında oturan bedeviye uzatarak: “Sağa! Sağa!.” buyurdu.
(Buhârî, Sahih, 111,144; VII,142)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


RABBu’L- ÂLEM ResimSÂLât EYyLe
Resim RASÛLün Resim SÂLâVât EYyLe
KuL İhvÂNi’m Resim GeCE-GÜNdüz
NÂZ<->NİYÂZ Edip ResimNÂ’t EYyLe!.


ZEVK 7451

Yâ ReSûLuLLaH
sallallahu aleyhi vesellem!.


EL İMÂN’ın ÜMM-ü SENsÎN.. Resim MUhAMMed EMîNsÎn EL-HAHk!
GÖKLerin NÛR GÜNEŞi-sÎN.. Resim SEN RÛY-i ZEMîNsÎn EL-HAHk!
İhvÂNin KervÂN KıTMÎR-in
SENi SEVen ResimSEFîL BİRİ-n
SONsuz SALÂt-ü-SALÂVÂt.. ResimRAHMetenL’iL- ÂLEMînsÎn EL-HAHk!.


..celle celâlihu
sallallahu aleyhi vesellem...


09.02. 16. 15:01
Brsbrsmm.. tktktrstkkmdvktt..


EMîN: Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz. * Kendisinden korkulmayan. * Kendine inanılan. İtimat edilen. * İnanan, güvenen. * Çok iyi bilen, şüphe etmeyen.
RÛ: f. Yüz, cihet. Sebep. Çehre.
RÛY-i ZEMîN: Yeryüzü.
ÜMM: ÜMMete Ana, anne, vâlide. Nine. * Asıl, esas. * Başlıca olan şey.
EL-HAHk!: Hakkın ta kendisi. Tam doğrusu. Tam gerçekten. * Hakkı, hakkı ile izhar ve beyan eden. * Varlığı hiç değişmeyen, ibadete lâyık ve her hakkın sahibi, ALLAH celle celâlihu Âdil-i Mutlak ve Vâcib-i lizâtihi// Kendisi. Bizzât. Kendiliğinden VARlığı Lüzumlu, mecburi olan ALLAH celle celâlihu..


El Hakku:
Resim

RAHMetenL’iL- ÂLEMînsÎn ResimEL-HAHk!.:

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim ---“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten li'l-âlemîn(âlemîne): (Rasûlum!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ 21/107)



Resim RİYAZu’s- SÂLİHİN’de SALÂVAT:

1400-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeble Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.” buyurdu.
(Müslim, Salât 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55)

1401-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.” buyurdu.
(Tirmizî, Vitir 21)

1402–) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb–ı kirâm: – Yâ Resûlallah! Vefat ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur? diye sordular. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: – “Allah Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesâî, Cum`a 5; İbni Mâce, İkamet 79, Cenâiz 65)

1403-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimse perişan olsun.” buyurdu.
(Tirmizî, Daavât 101)

1404-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kabrimi bayram yeri haline çevirmeyiniz. Bana salâtü selâm getiriniz. Zira nerede olursanız olun sizin salâtü selâmınız bana ulaşır.” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Menâsik 97)

1405-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ ruhumu iade eder.”
(Ebû Dâvûd, Menâsik 96. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 527.)

1406-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” buyurdu.
(Tirmizî, Daavât, 101. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 201)

1407-) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, namazdan sonra Allah’a hamd etmeden, Peygamber aleyhisselâm’a salâtü selâm getirmeden dua eden bir adamı işitti. Bunun üzerine: “Bu adam acele etti” buyurdu. Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına şöyle buyurdu: “Biriniz dua edeceği zaman önce Allah Teâlâ’ya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salâtü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Vitir 23. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 65; Nesâî, Sehv 48)

1408-) Bir gün Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza gelmişti. Kendisine: “Yâ Resûlallah! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavât getireceğiz? diye sorduk. O da şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli MuhaMMed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ MuhaMMedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım!. İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allahım!. İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz.” buyurdu.

(Buhârî, Daavât 32, Tefsîru sûre (33), 10; Müslim, Salât 66. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Tirmizî, Vitir 20; Nesâî, Sehv 51; İbni Mâce, İkâme 25.)

1409-) Biz Sa‘d İbni Ubâde radıyallahu anh ile birlikte otururken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi. Beşîr İbni Sa‘d ona: “Yâ Resûlallah! Allah Teâlâ, sana salavât getirmemizi emretti. Sana nasıl salâtü selâm getireceğiz?” diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sükût buyurdu. Sükûtun uzaması sebebiyle biz içimizden, “keşke sormasaydı” diye geçirdik. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ MuhaMMedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, ve bârik alâ MuhaMMedin ve alâ âli MuhaMMed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım!. İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de rahmet et. Allahım!. İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin” deyiniz. Selâm ise bildiğiniz gibidir.” buyurdu.
(Müslim, Salât 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (33), 23.)

1410-) Ashâb–ı kirâm: “Yâ Resûlallah! Sana nasıl salavât getireceğiz? diye sordular. Şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ MuhaMMedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîm, ve bârik alâ MuhaMMedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bârekte alâ İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım!. İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e, âilesine ve zürriyetine de rahmet et. İbrâhim’e hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e, âline ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz.” buyurdu.
(Buhârî, Enbiyâ 10, Daavât 33; Müslim, Salât 69. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Nesâî, Sehv 54; İbni Mâce, İkâme 25.)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


AKLı ->YAŞatan ->İNsÂNı
GEÇmiş-GELecek->şU ÂNı
NÛR-u MuhaMMed mAHŞERi
->SEBBEha!. SIRRın >ŞE’ÂNı!.

ZEVK 7467

ZÂTuLLAH-ın ->NÛRuLLAHı.. ->KÛN feyeKÛN ->KÂiNÂtı
RABB-a ->SILÂ ->RASûLuLLAH ->SIRR-ı SIFIR SALÂvÂtı

AKLInı SALLa ->NÛRuna
Şu ÂN ->ŞE’ÂN ŞÛURUna

“NAHNU”sundan ->“ENÂ-ZÂTI”n ->SIRAT SıRTında SALÂtı..


14.02.16. 14:15
brsbrsmm.. tktkttkmcvLÂnnn..



ZÂTından ->SıFat->ESMÂSı
->ESMÂSından ->EŞyâ TASı
SALÂvat -> AŞK MüREKkeBi
NÛR-u MîMdir ->AŞK HOKKAsı!.


Resim


ALLAH’ın ->“EN” ->ÂHADi.
ALLAH’ın ->“NahNu” ->VÂHiDi.:

“HAKk ZÂTı”nda-> ENÂ-ALLAHu Zü’L- CeLÂL!.:
HaLkında “NahNu” -> RABBu’l- ÂLeMîn celle celâlihu.:



Kâf ü NûN: KÛN feyeKÛN.. OL!. Hemence OLur!.
MuHitte.. “feyeKÛN-OLdu >sİZ”i.. ->ULuHiYyet “ENâ!.”sı >“BEN ALLAH’ım!.”
MeRKezde.. “KÛN!. OL!. BİZ”i ->RUBubiYyet “NahNu!.”su.:


“EnALLAH!”:

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
Resim---“İNNENî ENAllâhu lâ ilâhe illâ ENÂ fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî: Muhakkak ki BEN, yalnızca BEN ALLAH'ım. BENden başka ilâh yoktur. BANA kulluk et; BENi anmak için namaz kıl.”
(TâHâ 20/14)


Resim KÜTÜBÜ SİTTE’de ReSûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem’e SALÂVÂT HADİSLERİ:


Resim 906-6260-) Abdullah İbnu Mes’ud radıyallahu anh şöyle dedi: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a salâvât okuyunca salâvâtı güzel yapın. Zira siz bilemezsiniz, belki bu salâvâtınız ona arz edilir.” Kendisine: “Öyleyse (güzel olan salâvâtı) bize öğretin!” dediler. O da: “Şöyle söyleyin:
Allahümme’c'al salâteke ve rahmeteke ve berekâtike alâ seyyidi’l- Mürselîn ve imâmi’l- Muttakîn ve Hatemi’n-Nebiyyîn Muhammedin abdike ve Resûlike imâmi’l- hayri ve kâidi’l- hayrı ve Resûli’r- rahmeti.
Allahümme’b'ashu makâmen mahmûden yağbituhu bihi’l- evvelûn ve’l- âhirûn.
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ sallayte alâ İbrahime ve alâ al-i İbrahime inneke hamidun mecid.
Allahümme bârik alâ Muhammedin ve ala âli Muhammedin kemâ barekte alâ İbrahime ve alâ âl-i İbrahime inneke hamidun mecid.
: Allahım!. Salâtını, rahmetini, bereketlerini peygamberlerin efendisi, müttakilerin imamı ve peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed’e kıl. O senin kulun ve elçindir, hayrın imamı, hayrın komutanı, ve rahmet peygamberidir.
Allahım!. Onu makam-ı Mahmud üzere dirilt, ondan önce gelenler de sonra gelenler de bu makamı sebebiyle ona gıbta ederler.
Allahım!. Muhammed’e, Muhammed’in âline salât et, tıpkı İbrahim’e ve İbrahim’in âline salât ettiğin gibi. Sen hamîd ve mecîdsin.
Allahım!. Muhammed’i ve Muhammed’in âlini mübarek kıl, tıpkı İbrahim’i ve İbrahim’in âlini mübarek kıldığın gibi, sen hamîd ve mecîdsin.”


Resim 907-6261-) Amr İbnu Rabi’a radiyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Bana salâvât okuyan bir mü’min yoktur ki ona melekler rahmet duası etmemiş olsun. Bu, bana salâvât okuduğu müddetçe devam eder. Öyleyse kul bunu, ister az ister çok yapsın!” buyurdu.

Resim 908-6262-) İbnu Abbâs radiyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Kim bana salâvât okumayı unutursa, cennetin yolunu terketmiş olur.” buyurdu.

Resim 1896-) Ebû Mes’ud el Bedrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Biz Sa’d İbnu Ubâde’nin meclisinde otururken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanımıza geldi. Kendisine, Beşîr İbnu Sa’d: “Yâ ReSûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem!. Bize Allah Teâla Hazretleri, sana salât okumamızı emretti. Sana nasıl salât okuyabiliriz?” diye sordu. Efendimiz şu cevab verdi: “Şöyle söyleyin:”Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrahîme ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin kemâ bârekte alâ âl-i İbrahime inneke hamîdun mecîd. (Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âline rahmet kıl, tıpkı İbrahim’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i ve Muhammed’in âlini mübârek kıl. Tıpkı İbrahim’in âlini mübârek kıldığın gibi.” (Resulullah ilâveten şunu söyledi): “Selâm da bildiğiniz gibi olacak.”
(Müslim,Salât 65, (405), Kasru's-Salât 67,(1,165,166); Tirmizî,Tefsir, Ahzâb,(3218); Ebû Dâvut, Salât 183, (980,981); Nesâî, Sehv 49, (3, 45, 46))

Tirmizî dışındaki Kütüb-i Sitte kitaplarında, Ebû Humeyd es-Sâidî (radıyallâhu anh)’den gelen bir rivayet şöyledir:
“Ashab sordu: “Yâ ReSûLuLLaH! Sana nasıl salât okuyalım?” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): Şöyle söyleyin, dedi: “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ salleyte alâ İbrâhime ve bârik alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ bârekte alâ İbrâhime inneke hamîdun mecîd.(:Allahım!. Muhammed’e zevcelerine ve zürriyetine rahmet kıl, tıpkı İbrahim’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i, zevcelerini ve zürriyetini mübârek kıl, tıpkı İbrahim’i mübarek kıldığın gibi. Sen övülmeye layıksın, şerefi yücesin).”

(Buhârî, Daavât 33, Enbiya 8; Müslim, Salât 69, (407); Muvatta, Kasru's-Salât 66, (1, 165); Ebû Dâvut, Salât, 183, (979); Nesâî, Sehv 54, (3, 49))

Ka’b İbnu Ucre’den gelen bir rivâyet de şöyle: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanımıza gelmişti: “Yâ ReSûLuLLaH , dedik, sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik. Ama, sana nasıl salât okuyacağız (bilmiyoruz)? ”
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Şöyle söyleyin!" buyurdu:
“Allahümme salli alâ Muhammed’in ve alâ âl-i Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrahîme inneke hamîdun mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîd.” buyurdu.

(Buhârî, Daavât 33: Müslim, Salât 66, (406); Ebû Dâvud, Salât 183, (976);Nesâî, Sehv 51, (3, 47); Tirmizî Vitr,20, (483))

Resim 1897-) Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Kim bana (bir kere) salât okursa Allah da ona on salât okur ve on günahını affeder, (mertebesini) on derece yükseltir.” buyurdu.
(Nesâî, Sehv 55, (3, 50))

Yine Nesâî’de Ebû Talha (radıyallâhu anh)’dan gelen bir rivâyet şöyle: “Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), yüzünde bir sevinç olduğu halde geldi. Kendisine: “Yüzünüzde bir sevinç görüyoruz!” dedik. “Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: “Ey Muhammed! Rabbin diyor ki: “Sana salavât okuyan herkese benim on rahmette bulunmam, selâm okuyan herkese de benim on selâm okumam sana (ikram olarak) yetmez mi?” buyurdu.
(Nesâî, Sehv 55, (3, 50))

Resim 1898-) İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissâlatu vesselâm): “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât okuyandır.” buyurdu.
(Tirmizî, Salât 357, (484))

Yine Tirmizî’de Hz. Ali (kerremallahu vechehu)’den kaydedilen bir rivâyette şöyle denir: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği halde bana salavât okumayandır. ” buyurdu.

(Tirmizî, Daavât 110, (3540))

Resim 1899-) Hz. İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissâlatu vessalâm): “Yeryüzünde Allah’ın seyyâh melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (ânında) bana teblîğ ederler.” buyurdu.
(Nesâî, Sehv 46. (3, 43))

Resim 5868- Yine Ebu Hureyre anlatıyor: “Resulullah: “Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!” buyurdu.
(Tirmizî, Daavat 110, (3539))


Resim


ASLının ->FASLı >AbdULLaH
iBÂdet-Le ->ASLen ->ALLAH
->HABîBî HİZmet ->İHvÂNim
HaSbî HİZMet ->ReSûLULLAH!.


..celle celâlihu
sallallahu aleyhi vesellem...



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Dahilek Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem!.
SANA Sığınırım SANA GÜVENirim Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem!.



Resim aleyhisselâm

Latîf EKreM KuL ihvÂNi
ASL-ı NESL-i NECîBin BİL!.
Bu ÂLEMde hER ŞEYy fÂNi
HaLKa dEğiL >HAKk’a EĞiL!..


ZEVK 7505

ŞU ÂN ŞE’ÂN TECELLîsi ->SIRr SANÂt!. Yâ ResûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem
NÛRuyun >hER ÂN ZuHÛRu ->KÂiNât!. Yâ ResûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem

KûN feyeKÛN KÂRBÂNında
CÂNÂNı CEMM’dir CÂNında

KuL İHvÂNin “KıTMÎRin”-dir.. ->ŞEFâat!. Yâ ResûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem!.


09.03.16 15:15
brsbrsmm..tktktrstkkmdylnzlkk…

KÂRBÂN: f.. Kervan.



Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem EFENDimİZden bir DEMet ŞEFÂAt DUÂ GÜLü Sunalım İnşâe ALLAHu TeÂLÂ.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her peygamberin müstecâb (Allah'ın kabul edeceği) bir duası vardır. Her peygamber o duayı yapmada acele etti. Ben ise bu duamı kıyamet gününde, ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım (kullanmayı âhirete bıraktım). Ona inşaallah, ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nâil olacaktır." buyurdu.
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Buharî, Müslim, Muvatta, Tirmizî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Şu üç dua muhakkak kabul edilir:
1-) İftara kadar oruçlunun duası,
2-) Haksızlığa uğrayanın duası,
3-) Adaletten ayrılmayan devlet büyüğünün duası.
Bu duaların her üçünü de ALLAHu TeâLâ kabul etmek üzere bulutlar üstünde göğe yükseltir. Ve onlara semanın kapılarını açarak şöyle buyurur: “Ululuğun büyüklüğün hakkı için müddet sonda olsa bile sana yardım ederek ve seni kabul edeceğiz.”
buyurdu.

(Suyutî, Câmiu’s-Sağir)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Şu üç dua muhakkak kabul edilir:
1-) Babanın evladına duası,
2-) Misafirin duası,
3-) Haksızlığa uğrayanın duası."
buyurdu.

(Suyutî, Câmiu’s-Sağir)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Şu beş dua muhakkak kabul olunur:
1-) Öcünü alıncaya kadar haksızlığa uğrayanın duası,
2-) Evine dönünceye kadar hacının duası,
3-) Savaştan dönünceye kadar gâzinin duası,
4-) İyileşinceye kadar hastanın duası,
5-) Mü’min kardeşinin ardından dua eden mü’minin duası.”
buyurdu.

(Suyutî, Câmiu’s- Sağir)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yunus Peygamber balığın karnındayken şu duayı okuyordu: ''Lâ ilâhe illâ ente sūbhâneke innî kūntū mine’z zâlimiyn: SENden başka EL İLÂH yoktur. SENi bütün noksanlıklardan uzak tutarım. Ben, öz nefsime yazık eden zâlimlerden oldum.” Bu duayı okuyarak her hangi bir dilekte bulunan mü’minin dileğini yüce Allah muhakkak yerine getirir.” buyurdu.
(Suyutî, Câmiu’s- Sağir)

Resim---Hz. Enes (radiyallahu anhu’dan) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
"Ezânla kâmet arasında yapılan dua reddedilmez” buyurunca sahabe: "Yâ Resûlullah öyleyse, nasıl dua edelim?" dediler.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
"ALLAH'tan; dünya ve âhiret için afiyet isteyin!" buyurdu.

(Enes radiyallahu anhu’dan; Ebu Davud, Tirmizî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Müslüman kişi için üç vakit vardır, onlarda dua ederse, sıla-yı rahmi kıran ve günah olan bir şey taleb etmedikçe, kendisine mutlaka icâbet edilir:
1-) Namaz için müezzin ezân okurken susuncaya kadar,
2-) Savaşta iki saf karşılaşınca ALLAH celle celâlihu aralarında hükmedinceye kadar,
3-) Yağmur yağarken kesilinceye kadar."
buyurdu.

(Kütüb-i Sitte)

Resim---Hz. Büreyde radiyallahu anhu anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah'ım, şehadet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden taleb ediyorum; Sen, kendisinden başka ilâh olmayan ALLAH'sın, BİRsin, SAMEDsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur."
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun, bu kimse, ALLAH'tan İsm-i Azamı adına talebde bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Azamla dua ederse ALLAH ona icâbet eder, kim onunla talebde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir." buyurdu.

(Tirmizî, Ebu Davud)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her kim geceleyin herhangi bir sebeple uyanır da şu duayı yaparsa duası mutlaka kabul edilir: “ALLAH’tan başka gerçek El ilâh yoktur. Ancak tek El İlâh olan ALLAH vardır. O’nun ortağı da yoktur. Her şey O’nundur ve O’nun her şeye gücü yeter. O ALLAH’ı her türlü noksanlıktan tenzih edip büyük kabul ederim. Her türlü eksiksiz övgüler O’na aittir. O’ndan başka hiçbir gerçek El İlah yoktur. Ancak O vardır. O ALLAH en büyüktür. Her türlü güç ve kuvvet onundur” der ve sonra: “Rabbim beni bağışla!.” der veyâ dilediği duayı yaparsa duası kabul olunur. Sonra biraz daha gayret edip abdest alır ve namaz kılarsa namazı da mutlaka kabul edilir.” buyurdu.

(Ubade Bin Samit radiyallahu anhu’dan; Buharî, Ebu Davud)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Gecenin son üçte biri kalınca Rabbimiz dünya semâsına iner ve şöyle buyurur: Bana dua eden var mı duasını kabul edeyim. Benden isteyen var mı? Kendisini bağışlayayım.” buyurdu.
(Ebu Hüreyre radiyallahu anhu’dan; Buharî, Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “ALLAH’a kabul edileceğini gerçekten bilerek dua ediniz. Biliniz ki ALLAH, umursamazlık ve oyun eğlence türünden yapılan duaları kabul etmez.” buyurdu.
(Ebu Hüreyre radiyallahu anhu’dan; Tirmizî)



Resim

الجامع الصغير

EL CÂMiu's- SAGiR


CeLÂLuDDin es-Suyutî
(h.911/m.1505)


Celaluddin es-Suyutî tarafından derlenen eser 10.000 hadisi muhtevidir. Bir sayıma göre 10.934 hadis bulunduğunu söyleyenler varsa da bu günkü baskısında sayı olarak 10.031 hadis bulunmaktadır. Müellif bu eserindeki hadisleri, daha önce yazdığı Cem'ul-Cevami' adlı eserinden seçmiş, ulaşılması ve bulunması kolay olsun diye, hadisin ilk kelimesine göre harf sırasına dizerek tertiplemiştir.

Genellikle kavlî hadislerden kısa ve öz hadislere yer vermiştir. Daha çok akaid, tıb, adab, terğib-terhib, dua, ilim, tevbe, zikir, şemail ve fezail ile ilgili hadisleri almış, fıkhi hüküm bildiren hadislere nadiren yer vermiştir. Az da olsa fiili hadisler de bulunmaktadır. Hz. Peygamberin yasaklarına ( باب المناهي ) adıyla tahsis ettiği özel bir bölüm ( نهي ) ibaresiyle başlayan rivayetleri ihtiva etmektedir. Müellif hadisleri alfabetik olarak sıralarken her harfin sonunda o harfle başlayan ve ( ال ) takısı alan kelimelerle başlayan hadisleri yine kendi içerisinde alfabetik olarak vermektedir.

İddiasına göre uydurmacıların rivayetinde tek kaldığı hadisleri almamıştır, yani eserde uydurma rivayet yoktur, eser sahih, hasen ve zayıf hadislerden oluşmaktadır. Ancak hadis seçiminde ve hadisler hakkında verdiği hükümlerde sıklıkla tenakuza düştüğü de bir gerçektir. "Sahihtir" veya en azından "uydurma değildir" hükmüyle "el-Camiu's-Sağir"e aldığı bazı hadisleri bizzat kendisi uydurma hadislere tahsis ettiği el-Leali'l-Mesnua fi'l-Ehadisi'l-Mevzua isimli kitabına alarak uydurma olduklarına hükmetmekte ve böylece kendisinin ifâdeleri olan aşağıdaki görüşleriyle tenakuza düşmektedir.

Suyutî'nin gerek uydurma olduğuna kendisinin hükmettiği, gerekse diğer muhaddislerce uydurmacı olarak nitelenen bazı ravîlerden aldığı hadisler derlenip yine harf sırasına göre tertiplenerek ayrı bir kitap halinde basılmıştır: Ebu'l-Feyz Ahmed, "el-Muğir ale'l-Ehadisi'l-Mevzua fi'l-Camii's-Sağir", Beyrut-1982. Gerçi hadis ravîleri hakkında verilen hükümler çoğunlukla o hükmü veren kişinin ravî hakkındaki bilgisine bağlı içtihadi hükümlerse de, bir hadis hakkında aykırı fikirleri görmek isteyenlerin, el-Camiu's-Sağir'i kullanırken bu kitaptan da istifâde etmeleri onların daha sağlıklı neticeye ulaşmalarını sağlayacaktır.

Bazı hadislerin sıhhat dercesi hakkında Suyutî'nin verdiği hükümlerde isabetsizlikler konusunda tenkit yazanlardan biri de Abdurrauf el-Münavi(ö.1030)'dir. Münavî, Suyutî'nin kitabı üzerine yazdığı "Feyzu'l-Kadir fi Şerhi'l-Camii's-Sağir" adlı eserinde onu tenkit etmiştir. Bazı hadislerin derecesi konusunda Suyutî'ye aykırı hüküm vermiş ve hükmünün gerekçelerini de açıklamıştır. Bu eser "el-Camiu's-Sağir"in en çok ilgi gören şerhidir, Kâhire-1357'de basılmıştır.

Suyutî bu eserine aldığı hadislerin metnini senetsiz olarak kaydetmekte, hadis metninin sonunda hadisi tahric eden(yani eserine alan) müellifleri rumuzlar halinde göstermekte ve hadisin hangi sahabe tarafından rivayet edildiğini kaydetmekte, yine burada, hadisin sıhhat durumunu rumuzlarla belirtmektedir.

Eserinin mukaddimesinde şöyle demektedir;
"Bu kitapta Peygamber sözlerinin ve peygamberi hikmetlerin binlercesini bir araya getirdim. Kısa ve öz hadisleri tercih ettim, rivayet madeninden en değerli olanlarını seçtim. Hadislerin tahricinde son derecede dikkatli davrandım, kabuğu terk edip özü aldım. Yalancı ve uydurmacıların rivayetlerinden uzak durdum. Bu nedenle kitabım şimşeğin ve yıldızın üstünlüğü gibi bu sahada yazılan diğer kitaplardan daha üstündür. Önceki hiçbir kitapta bulunmayan hadis ilminin seçme inceliklerini de içine almıştır. Talebelerin kullanması kolaylaşsın diye hadisin ilk harfinden başlayarak harf sırasına göre tertip ettim ve el-Camiu's-Sağir adını verdim, çünkü bu eser Cem'ul- Cevami' adını verdiğim ve Peygamberimizin tüm hadislerini derlemeyi amaçladığım büyük eserlerimden seçilmiştir."


Bu kitapta kullanılan rumuzlar şunlardır:

( خ ): Buhari
( م ): Müslim
( ق ): Buhari-Müslim(Müttefekun aleyh)
( د ): Ebu Davud
( ت ): Tirmizi
( ن ): Nesai
( ة ): İbn Mace
( 3 ): Ebu Davud-Tirmizi-Nesai
( 4 ): Ebu Davud-Tirmizi-Nesai-İbn Mace
( حم ): Ahmed b. Hanbel
( ك ): el-Hakim/Müstedrek
( تخ ): Buhari/Tarih
( خد ): Buhari/Edebu'l-Müfred
( حب ): İbn Hibban/Sahih
( ع ): Ebu Ya'la/Müsned
( ص ): Said b. Mansur/Sünen
( قط ): Darekutni/Sünen
( هق ): Beyhaki/Sünen
( ش ): İbn Ebi Şeybe/ Musannef
( حل ): Ebu Nuaym/Hilye
( عق ): Ukayli/Duafa
( عد ): İbn Adiyy/el-Kamil
( خط ): Hatib/Tarih
( هب ): Beyhaki/Şuabu'l-İman
( عم ): Abd b. Ahmed/Zevaidu'l-Müsned
( طب ): Taberani/Mu'cemu'l-Kebir
( طس ): Taberani/Mu'cemu'l-Evsat
( طص ): Taberani/Mu'cemu's-Sağir
( عب ): Abdurrezzak b. Hemmam/el-Cami
( فر ): ed-Deylemi/Müsnedu'l-Firdevs


Derlemede kullanılan kaynak kitaplar ve müellifler için kullanılan bu otuz rumuzdan başka, hadislerin sıhhat dereceleri için de şu rumuzlar kullanılmaktadır:
( صح ): Sahih Hadis
( ح ): Hasen Hadis
( ض ): Zayıf Hadis


Bu eser çok kullanılan başvuru kaynaklarından biri olması nedeniyle rumuzlardan bazılarının açılımını kolaylık olması bakımından şu hadis üzerinde gösterelim:

1411-خيركم من تعلم القرأن وعلمه (خ ت) عن علي (حم د ت ة) عن عثمان (صح)
el-Camiu's-Sağir'in 1411. hadisi olan bu rivayet:
a-) Ali b. Ebi Talib'in rivayeti olarak Buhari'nin Sahih'i ve Tirmizi'nin Sünen'inde yer almaktadır.
b-) Osman b. Affan'ın rivayeti olarak da Ahmed b. Hanbel'in Müsned'i, Tirmizi'nin Sünen'i, İbn Mace'nin Sünen'i ve Ebu Davut'un Sünen'inde yer almaktadır.
Sahih bir rivâyettir.

Suyutî'nin bu eseri gayet yararlı ve güzel tertip edilmiş bir eserdir. Müslümanlar arasında meşhur olan bu eser, insanların karşılaştıkları hadislerin kaynağını bulmak için başvurduğu kaynaktır. Osmanlı döneminde de gayet yaygın olarak bulunan ve kullanılan bu esere alimler çok sayıda şerhler, haşiyeler ve muhtasarlar yazmış, bu eserdeki hadislerden seçmeler oluşturmuşlardır. Suyutî bu eserini tertip ve tezhipte gerçekten iyi çalışmıştır
.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Yâ RESÛLALLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..


İNCi-AY-GÜL-DEnİZ SENsÎn
VüCÛD-u VâVsın BİZ SENsÎn
ResimbU ÂLeM ResimALLAH’ın NÛRu
ResimBEŞ İNCİsÎn ki Resim İZ SENsÎn..

ResimÂLeM ResimfeyeKÛN OYUNu
NÛR-u MîMdir ResimBAŞı-SONu
ARZ’danResimARŞ’ına AŞKuLLAH
ResimLÂciVERDin ResimYEDi ResimTONu!.

ZEVK 7513

“NÛRULLAH”tan Resim NÛR-u MÎM-sÎn Resim TEVHîD TEK-BİR Resim BİRİNCİ-sÎn!
Resim ÜZme!. Resim ÜZüLme!. Resim SEV!.Resim SEViL!.Resim “SEVenLer’in SEViNCİ”-sÎn!

MERKEZResimRABBım MUHiTResimALLAH
ResimHABLi’L- VERîD Resim RESÛLALLAH..

RAZîYYetEN Resim MEVLÂ ALLAH
MERZiYYetEN Resim RESÛLALLAH..


TEKMiL TEvHîD TÜLLü ResimHAYy Dost
GÖNLü ALLAH GÜLLü ResimHAYy Dost
Resim İHVÂNi BÜLBÜLLü Resim HAYy Dost
Resim LÂCivERt GÖNüLLü Resim HAYy Dost!.

ResimVAR ÖMRüMüN ResimAŞK IŞIğI.. ResimSEN ResimGÖNLümüN ResimİNCİsi-sÎn!.. Yâ RESÛLALLAH!..


..celle celâlihu..
..sallallahu aleyhi vesellem


14.03.16. 13:34
brbrsm..tktktrstkkmdsaviLeBiLe..


Resim

GÜLünden Resim “GÜLü”ne ARZdır
GÜL SEVmek BÜLBÜLe FARZdır
“VAR”ın VERmek KARZ-ı HASeN
ÇıRıLÇıPLAK KALMakResim“KARZ”dır!

AKLıResimAŞK’a BATAN GELsîN
AKLın NAKLe KATAN GELsîN
ALLAH’ınResim“KARZ”en DÂVeti
ResimYÜREĞİndEN ATAN GELsîN!.

“Şe’ÂN ŞEHÂDEti”nResim ERmek
ResimSıRRını Resim“SIRAT”a SERmek
“KÛN feyeKÛN ->OYUN”u ki Resim
ResimKARZı ResimCÂNÂNa CÂN VERmek!.

İhvÂNim ResimAŞKuLLAH SERde
NÂSiB ResimMuhaMMedî MERDe
AHhmaKlara SÖZümüZ YoKk
ResimSÖZün ERİ ÂŞıKk ResimNERde!.

BİLMeyEN Resim BİLemez BİZi
BULmayAN Resim SÜRemez İZi
MUSÂ’ya HAKk!. ResimFİRÂVÛN’u
ResimYUTar Resim“BİZ BİR-İZ DENİZi”

..aleyhisselâm...

ELESt SANA Resim“BELÂ’!.”m SANA
ResimRABB’ın SÖZü Resim KELÂM SANA
Resim İhvÂN-in Resim KERVÂN KıtMÎRiN
ResimSALÂt ResimSANA ResimSELÂM SANA!.



ResimSALÂVÂT-I FETHİYYE

Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’ in kâinâtı şereflendirdiği
güneş gibi doğduğu gecemizde

41 kerre ikram olsun!


Resim

ResimEs-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.

Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah


Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN İHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ’L-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMi’L-MÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEME’N-NEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİ’L-MÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİ’L- ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ’L-EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ’L- AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDİ’L-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİ’L-ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMİ’L- HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİ’L-HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİ’L-MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂKİYİ’L-HAVZİ’L-MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERİ’N-NÂSİ TEBEAN YEVMİ’L-KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VE’L-AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VE’S-SİRÂCİ’L-MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYİ’R-RAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYİ’T-TEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİ’S-SALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED

Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.


MÂNÂSI :

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın Elçisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın Sevgilisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın Dostu!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın en tertemizi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın her an kendisine teveccüh edeni!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın yaratıklarının Hayr Kapısı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın seçtiği!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın süslediği-ziynetlendirdiği!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın gönderdiği Resûlü!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın şereflendirdiği şeref kaynağımız!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın güç ve kuvvet verdiği Efendimiz!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın keremli kıldığı Resûl-ü Ekrem!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin seyyidi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey takvâ ehlinin İmamı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin sonuncusu!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey suçlu-günahkârların şefâatçısı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âlemlerin Rabbı’nın elçisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey evvelin seyyidi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âhirin seyyidi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin baş çekeni!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey ümmetin şefâatçısı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey büyük himmet sahibi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Livâi’l-Hamd Sancağını taşıyan!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Makâmi’l- Mahmûd Sahibi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Havzi’l-Mevrûd Sâkisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey kıyamet gününde insanların pek çoğunun tâbi olacağı Efendimiz!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Âdemoğlunun seyyidi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey geçmişin ve geleceğin en keremlisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bize müjdeli haberler getiren!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey insanları hakka ve hayra uyarıcı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ın izniyle kullarını dâvet edici ve Nûrullahı saçıcı Nur-u Mim kaynağı!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Rahmet Peygamberi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Tevbe Peygamberi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allah’ı görerek namaz kılan!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey her bir şeyin başı olduğu gibi âkibeti de olan Efendimiz!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey iki âlemde insanları izinde toplayan Efendimiz!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Hakkın ve hayrın seçilmiş hürü!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bâtılın ve şerrin mahvedicisi-yok edicisi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Ahad (cc) nun ilk hamd eden Ahmedi!

ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Şeriâtın, Tarikatın, Mârifetin Hakikat Hayatı ve Nur-u Mim’i Muhammed!

ALLAH Teâlâ’ nın, meleklerinin, peygamberlerinin, arşını taşıyanların ve bütün yarattıklarının selâmları sana, azîz ailene, ehl-i beytine, annelerimize ve sahabelerine olsun!

ALLAH Teâlâ’ nın rahmeti ve bereketi de üzerinize olsun!

Âmin Yâ Muîn Celle Celâlihu!..


Resim

Resim
KâBe'nin 6 YÜZ İNCİsînde 6 MuhaMMed aleyhisseLâm..


“VAR”ın VERmek KARZ-ı HASeN
ÇıRıLÇıPLAK KALMak Resim“KARZ”dır!

AKLı AŞK’a BATAN GELsîN
AKLın NAKLe KATAN GELsîN
ALLAH’ın Resim“KARZ”en DÂVeti
ResimYÜREĞİndEN ATAN GELsîN!.:


KARZ: Borç, ödünç. Kesmek, kat'etmek. NAZLı YÂRe Şiir NeŞretmek.
KARZ-ı HaSEN: Sadece SeBiLiLLAH-ALLAH RıZÂsı için verilen ödünç ki.. Türkçesi PEŞinen VERiLen-Vaz GEÇiLen CÂNnnn...



مَّن ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ أَضْعَافًا كَثِيرَةً وَاللّهُ يَقْبِضُ وَيَبْسُطُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Resim---"Menzellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehû ed’âfen kesîrah (kesîraten), vallâhu yakbidu ve yebsut (yebsutu) ve ileyhi turceûn (turceûne).: Kim Allah’a güzel bir borç verirse, o taktirde, o (verdiği) kendisine kat kat çoğaltılarak ödenir. Ve Allah, (ilâhi kanun gereği kişinin rızkını) daraltır ve genişletir. Ve O’na döndürüleceksiniz.”
(Bakara 2/245)

وَلَقَدْ أَخَذَ اللّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَآئِيلَ وَبَعَثْنَا مِنهُمُ اثْنَيْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ اللّهُ إِنِّي مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ الصَّلاَةَ وَآتَيْتُمُ الزَّكَاةَ وَآمَنتُم بِرُسُلِي وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ اللّهَ قَرضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَلأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ
Resim--- “Ve lekad ehazallâhu mîsâka benî isrâîl (isrâîle), ve beasnâ minhumusney aşera nakîbâ (nakîben) ve kâlellâhu innî meakum le in ekamtumu’s- salâte ve âteytumu’z- zekâte ve âmentum bi rusulî ve azzertumûhum ve akradtumullâhe kardan hasenen le ukeffirenne ankum seyyiâtikum ve le udhılennekum cennâtin tecrî min tahtıhâ’l- enhâr (enhâru), fe men kefere ba’de zâlike minkum fe kad dalle sevâe’s- sebîl (sebîli).: Ve andolsun ki Allah, İsrailoğulları’ndan misak almıştı. Ve onlardan on iki nâzır görevlendirdik. Ve Allahû Teâla: “Eğer namazı mutlaka ikâme ederseniz, zekât verirseniz ve resûllerime îmân edip onlara yardım ederseniz ve Allah’a (Allah için) güzel bir borç verirseniz, muhakkak ki ben sizinle beraberim ve de mutlaka sizin günahlarınızı örterim ve sizi, mutlaka altından ırmaklar akan cennetlere koyarım.” dedi. Artık, bundan sonra sizden kim inkâr ederse mutlaka sevvâ edilmiş (Allah’a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yoldan sapmış olur.”
(Mâide 5/12)

مَن ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ وَلَهُ أَجْرٌ كَرِيمٌ
Resim---"Men zellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehu ve lehû ecrun kerîm (kerîmun).: Kim ki Allah’a (Allah için) güzel bir borç verir, o taktirde o (borç), ona kat kat ödenir. Ve onun için kerim ecir vardır.”
(Hadîd 57/11)

إِنَّ الْمُصَّدِّقِينَ وَالْمُصَّدِّقَاتِ وَأَقْرَضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعَفُ لَهُمْ وَلَهُمْ أَجْرٌ كَرِيمٌ
Resim---"İnnel mussaddikîne ve’l- mussaddikâti ve akradûllâhe kardan hasenen yudâafu lehum ve lehum ecrun kerîm (kerîmun).: Muhakkak ki, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah’a (Allah için) güzel borç verenler (sadakalar ve borçlar) onlara kat kat ödenir. Ve onlar için kerim ecir vardır.”
(Hadîd 57/18)

إِن تُقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
Resim---"İn tukridûllâhe kardan hasenen yudâıfhu lekum ve yagfir lekum, vallâhu şekûrun halîm (halîmun).: Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz, onu size kat kat arttırarak öder ve sizi mağfiret eder. Ve Allah; Şekûr’dur (şükredilendir, şükrün karşılığını verendir), Halîm’dir.”
(Teğâbün 64/17)

إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Resim---"İnne rabbeke ya'lemu enneke tekûmu ednâ min suluseyi’l- leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne meake, vallâhu yukaddiru’l- leyle ve’n- nehâre, alime en len tuhsûhu fe tâbe aleykum, fakraû mâ teyessere minel kur’ânî, alime en se yekûnu minkum mardâ ve âharûne yadribûne fî’l- ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne yukâtilûne fî sebîlillâhi fakraû mâ teyessere minhu ve ekîmu’s- salâte ve âtû’z- zekâte ve akridullâhe kardan hasenen, ve mâ tukaddimû li enfusikum min hayrin tecidûhu indallâhi huve hayran ve a'zame ecrâ (ecren), vestagfirûllâh (vestağfirûllâhe), innallâhe gafûrun rahîm (rahîmun).: Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olanlardan bir topluluğun, gecenin üçte ikisinden daha azında, (bâzân) onun yarısında ve (bâzân da) onun üçte birinde (Kur’ÂN okumak, zikir yapmak, kânitîn olmak, teheccüd namazı kılmak için) kalktığını biliyor. Ve geceyi ve gündüzü Allah takdir eder, onu sizin asla hesaplayamayacağınızı (gecenin zaman dilimlerini doğru tayin edemeyeceğinizi) bildi. Bu sebeple sizin tövbenizi kabul etti. O halde Kur’ÂN’dan size kolay geleni okuyun! Sizden bir kısmınızın hasta olacağını, diğerlerinin yeryüzünde, Allah’ın fazlından (rızık) isteyerek dolaşacaklarını ve diğer bir kısmının da Allah’ın yolunda savaşacaklarını bildi. Artık O’ndan (Kur’ÂN’dan) size kolay geleni okuyun, namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah için güzel bir şekilde borç verin! Ve nefsiniz için hayır olarak ne takdim ederseniz, onu Allah’ın indinde daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak bulursunuz. Ve Allah’a istiğfar edin (tövbe edip Allah’tan mağfiret dileyin)! Muhakkak ki Allah; Gafûr’dur, Rahîm’dir.”
(Müzzemmil 73/20)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RASULULLAH sallallâhu aleyhi ve sellem

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


NÛR-u MuhaMMed “İZİ”yİZ
->RaSÛl-ü-ALLAH “BİZİ”yİZ
->“SıRR-ı SıFıR SALÂVÂt”La
DAMLa DAMLa >“DENİZİ”yİZ!.


ZEVK 7533

YüseBBihu SEM’A’sında ->SıRRın SEDîDi ->NÛR-u MîM
KÛN feyeKÛN hER ÂNında ->NESL-i CEDîDi NÛR-u MîM
RABBu’L-ÂLEMîne SALÂt
ALEMe RAHmet SALâVât
MERKEZde AKRABA RABBı ->HABLi’L- VERîDi NÛR-u MîM!.


22.03.16 19:06
brbrsmm..tktktrstkkmdsLÂMette..


SEDîD: Doğru. Yanlış ve yalan olmayan.
CEDîD: Yeni, kullanılmamış.
NESL-i CEDîD: her ÂN yeniden yaratılan Halk..
HABLi’L- VERîD: Tek İp.. Şahdamarı..


KüLLî ŞEYy’in ->HEPİSİ-nde Yaratanının İMZÂsı Varr..:

اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ
Resim---"Allahu hâliku kulli şey’in ve huve alâ kulli şey’in vekîl(vekîlun).: Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, herşeye vekildir.”
(Zumer 39/62)

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---"İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kûn fe yekûn(yekûnu).: O (Allah), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O’nun emri, sadece ona: "Ol!" demektir. O, hemen olur.”
(YâSîn 36/82)

“YuSEBBihu!. SEMÂ’Sı”-nda:
SeBBeHa.. TeSBih!. feSEBBih!.:


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---YUSEBBİHU lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi ALLÂHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR.
(Cumâ 62/1)


Yusebbihu: tesbih eder.
Sebbaha: yüzmek..

Yerdeki göklerdeki ZeRReler yani ATOMlar vede Kürreler-Galaksiler,
NeşRlerinden HaŞRlerine kadar döndüler, dönmekteler ve dönecekler.
Bu SeBBaHa yüzüş RAKSı hep sürecek her AN yeniden Yaratılan ŞE'ENULLAHta..
Ve ne zamAN AKILLarımız DEVR-ÂNı ANLarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâimindeyiz
inşae ALLAH..
İşte her ZeRReye bahşedilen bu Rüşd Raksı, Yeniden Yartış Hareketi Merkezin DENGE için ÇEKimine karşı Merkezkaç DÜZEN Kuvvetini doğurup VARlığı oluşturmaktadır her ÂN ŞeÂNullahta…

NESL-i CEDîDi.: her ÂN Şe’ÂNuLLAHta KÛN fe yeKÛN Yeniden HALK ediş-Yaratış..

إِن يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَدِيدٍ
Resim---"İn yeşe’ yuzhibkum ve ye’ti bi halkın cedîd (cedîdin).: Eğer dilerse sizi giderir (yok eder) ve (sizin yerinize) yeni bir halk getirir.”
(Fâtır 35/16)

أَفَعَيِينَا بِالْخَلْقِ الْأَوَّلِ بَلْ هُمْ فِي لَبْسٍ مِّنْ خَلْقٍ جَدِيدٍ
Resim---"E fe ayînâ bil halkı’l- evvel (evveli), bel hum fî lebsin min halkın cedîd (cedîdin).: İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler.”
(Kaf 50/15)

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halakne’l- insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh (nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min HABLİ’L- VERÎDi: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.””
(Kaf 50/16)

Resim

Riyazu’s- Salihin’de SALÂVÂT KONUSUNDAki HADİSLER:

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeble ALLAH Teâlâ da ona on misli merhamet eder.” buyurdu.

(Müslim, Salât 70. Ayricâ bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55; Riyazu’s- Salihin, 1400)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.” buyurdu.
(Tirmizî, Vitir 21, Riyazu’s- Salihin, 1401)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem:“Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeble o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; Zirâ sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb–ı kirâm: “Yâ ResûlALLAH! Vefat ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur?” diye sordular. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: “ALLAH Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26. Ayricâ bk. Nesâî, Cum`a 5; İbni Mâce, İkamet 79, Cenâiz 65; Riyazu’s- Salihin, 1402)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: “Yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimse perişan olsun.” buyurdu.
(Tirmizî, Daavât 101; Riyazu’s- Salihin, 1403)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: “Kabrimi bayram yeri haline çevirmeyiniz. Bana salâtü selâm getiriniz. Zirâ nerede olursanız olun sizin salâtü selâmınız bana ulaşır.” buyurdu.

(Ebû Dâvûd, Menâsik 97; Riyazu’s- Salihin, 1404)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: “Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için ALLAH Teâlâ ruhumu iade eder.” buyurdu.

(Ebû Dâvûd, Menâsik 96. Ayricâ bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 527; Riyazu’s- Salihin, 1405)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi vesellem: “Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” buyurdu.
(Tirmizî, Daavât, 101. Ayricâ bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 201; Riyazu’s- Salihin, 1406)

Resim---Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem namazdan sonra ALLAH’a hamd etmeden, Peygamber aleyhisselâm’a salâtü selâm getirmeden duâ eden bir adamı işitti. Bunun üzerine: “Bu adam acele etti” buyurdu. Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına: “Biriniz duâ edeceği zaman önce ALLAH Teâlâ’ya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem’e salâtü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde duâ etsin” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Vitir 23. Ayricâ bk. Tirmizî, Daavât 65; Nesâî, Sehv 48; Riyazu’s- Salihin, 1407)

Resim---Bir gün Resûl–i Ekrem sallALLAHu aleyhi ve sellem yanımıza gelmişti. Kendisine: – Yâ ResûlALLAH! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavât getireceğiz? diye sorduk. O da şöyle buyurdu: – “Allâhümme salli alâ MuhaMMedîn ve alâ âli MuhaMMed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ MuhaMMedîn ve alâ âli MuhaMMed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: ALLAHım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin. (ALLAHım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin) deyiniz.”
(Buhârî, Daavât 32, Tefsîru sûre (33), 10; Müslim, Salât 66. Ayricâ bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Tirmizî, Vitir 20; Nesâî, Sehv 51; İbni Mâce, İkâme 25; Riyazu’s- Salihin, 1408)

Resim---Biz Sa‘d İbni Ubâde radıyALLAHu anh ile birlikte otururken Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem yanımıza geldi. Beşîr İbni Sa‘d ona: “Yâ ResûlALLAH! ALLAH Teâlâ sana salavât getirmemizi emretti. Sana nasıl salâtü selâm getireceğiz?” diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem sükût buyurdu. Sükûtun uzaması sebebiyle biz içimizden, keşke sormasaydı, diye geçirdik. Sonra Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ MuhaMMedîn ve alâ âli MuhaMMed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, ve bârik alâ MuhaMMedîn ve alâ âli MuhaMMed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: (ALLAHım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de rahmet et. ALLAHım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin) deyiniz. Selâm ise bildiğiniz gibidir.” buyurdu.
(Müslim, Salât 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (33), 23; Riyazu’s- Salihin, 1409)

Resim---Ashâb–ı kirâm: “Yâ ResûlALLAH! Sana nasıl salavât getireceğiz?” diye sordular. Şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ MuhaMMedîn ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîm, ve bârik alâ MuhaMMedîn ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bârekte alâ İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: (ALLAHım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi MuhaMMed’e, hanımlarına ve zürriyetine de rahmet et. İbrâhim’e hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e, hanımlarına ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin) deyiniz.” buyurdu.
(Buhârî, Enbiyâ 10, Daavât 33; Müslim, Salât 69. Ayricâ bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Nesâî, Sehv 54; İbni Mâce, İkâme 25; Riyazu’s- Salihin, 1410)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön