Günün AYETi KERİMesi 1
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَبِمَا رَحْمَةٍ مِّنَ اللّهِ لِنتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لاَنفَضُّواْ مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
---"Fe bimâ rahmetin minallâhi linte lehum, ve lev kunte fazzan galîzal kalbi lenfaddû min havlik(havlike), fa’fu anhum vestagfir lehum ve şâvirhum fîl emr(emri), fe izâ azamte fe tevekkel alâllâh(alâllâhi), innallâhe yuhibbul mutevekkilîn: O zaman, Allah'tan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Ve eğer sen, kaba, katı yürekli olsaydın, mutlaka senin etrafından dağılırlardı. Artık onları affet ve onlar için mağfiret dile ve işler konusunda onlarla muşavere et (danış). Azmettiğin zaman, artık Allah'a tevekkül et. Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri (Allah'a güvenenleri) sever." (Âl-i İmrân 3/159)
Sadakallâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَبِمَا رَحْمَةٍ مِّنَ اللّهِ لِنتَ لَهُمْ وَلَوْ كُنتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لاَنفَضُّواْ مِنْ حَوْلِكَ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
---"Fe bimâ rahmetin minallâhi linte lehum, ve lev kunte fazzan galîzal kalbi lenfaddû min havlik(havlike), fa’fu anhum vestagfir lehum ve şâvirhum fîl emr(emri), fe izâ azamte fe tevekkel alâllâh(alâllâhi), innallâhe yuhibbul mutevekkilîn: O zaman, Allah'tan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Ve eğer sen, kaba, katı yürekli olsaydın, mutlaka senin etrafından dağılırlardı. Artık onları affet ve onlar için mağfiret dile ve işler konusunda onlarla muşavere et (danış). Azmettiğin zaman, artık Allah'a tevekkül et. Muhakkak ki Allah, tevekkül edenleri (Allah'a güvenenleri) sever." (Âl-i İmrân 3/159)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاء
---Hunâlike deâ zekeriyyâ rabbeh(rabbehu), kâle rabbi heblî min ledunke zurriyyeten tayyibeh(tayyibeten), inneke semîud duâ’(duâi) :Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.(Âl-i İmrân 3/38)
Sadakallâhu'l-azîm[/b]
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاء
---Hunâlike deâ zekeriyyâ rabbeh(rabbehu), kâle rabbi heblî min ledunke zurriyyeten tayyibeh(tayyibeten), inneke semîud duâ’(duâi) :Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.(Âl-i İmrân 3/38)
Sadakallâhu'l-azîm[/b]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنبِهِمْ فَسَوَّاهَا
---Fe kezzebûhu fe akarûhâ fe demdeme aleyhim rabbuhum bi zenbihim fe sevvâhâ :Fakat, onu yalanladılar, deveyi yere yıkıp öldürdüler. Rableri de günahları dolayısıyla 'onları yerle bir etti, kırıp geçirdi'; orasını da dümdüz etti.(Şems 91/14)
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا
---Ve lâ yehâfu ukbâhâ : Öyle ya, Allah bu işin sonundan korkacak değil ya. (Şems 91/15)
Sadakallâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنبِهِمْ فَسَوَّاهَا
---Fe kezzebûhu fe akarûhâ fe demdeme aleyhim rabbuhum bi zenbihim fe sevvâhâ :Fakat, onu yalanladılar, deveyi yere yıkıp öldürdüler. Rableri de günahları dolayısıyla 'onları yerle bir etti, kırıp geçirdi'; orasını da dümdüz etti.(Şems 91/14)
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا
---Ve lâ yehâfu ukbâhâ : Öyle ya, Allah bu işin sonundan korkacak değil ya. (Şems 91/15)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَفِي مُوسَى إِذْ أَرْسَلْنَاهُ إِلَى فِرْعَوْنَ بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
---Ve fî mûsâ iz erselnâhu ilâ fir’avne bi sultânin mubînin :Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik (Zâriyat 51/38)
Sadakallâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَفِي مُوسَى إِذْ أَرْسَلْنَاهُ إِلَى فِرْعَوْنَ بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
---Ve fî mûsâ iz erselnâhu ilâ fir’avne bi sultânin mubînin :Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik (Zâriyat 51/38)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالُوا إِنَّا تَطَيَّرْنَا بِكُمْ لَئِن لَّمْ تَنتَهُوا لَنَرْجُمَنَّكُمْ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ
---Kâlû innâ tetayyernâ bi kum, le in lem tentehû le nercumennekum ve le yemessennekum minnâ azâbun elîm(elîmun) :(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.(Yâ Sîn 36/18)
قَالُوا طَائِرُكُمْ مَعَكُمْ أَئِن ذُكِّرْتُم بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ مُّسْرِفُونَ
---Kâlû tâirikum meakum, e in zukkirtum, bel entum kavmun musrifûn(musrifûne) : Dediler ki:"Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."(Yâ Sîn 36/19)
Sadakallâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالُوا إِنَّا تَطَيَّرْنَا بِكُمْ لَئِن لَّمْ تَنتَهُوا لَنَرْجُمَنَّكُمْ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ
---Kâlû innâ tetayyernâ bi kum, le in lem tentehû le nercumennekum ve le yemessennekum minnâ azâbun elîm(elîmun) :(Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.(Yâ Sîn 36/18)
قَالُوا طَائِرُكُمْ مَعَكُمْ أَئِن ذُكِّرْتُم بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ مُّسْرِفُونَ
---Kâlû tâirikum meakum, e in zukkirtum, bel entum kavmun musrifûn(musrifûne) : Dediler ki:"Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."(Yâ Sîn 36/19)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
3 MÎM AŞKına...
bAKmayın TAŞlayan tAşkına… şAŞkına… AŞKına…
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Esselâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Allahumme ente’s- selâmu ve minkes’s-selâm tebarekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikram
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
إِذْ أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمُ اثْنَيْنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزْنَا بِثَالِثٍ فَقَالُوا إِنَّا إِلَيْكُم مُّرْسَلُونَ
---İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebûhumâ fe azzeznâ bi sâlisin fe kâlû innâ ileykum murselûn(murselûne) :Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. (Yâsîn 36/14)
Sadakallâhu'l-azîm
bAKmayın TAŞlayan tAşkına… şAŞkına… AŞKına…
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Esselâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke yâ Rasûlullah
Allahumme ente’s- selâmu ve minkes’s-selâm tebarekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikram
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
إِذْ أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمُ اثْنَيْنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزْنَا بِثَالِثٍ فَقَالُوا إِنَّا إِلَيْكُم مُّرْسَلُونَ
---İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebûhumâ fe azzeznâ bi sâlisin fe kâlû innâ ileykum murselûn(murselûne) :Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. (Yâsîn 36/14)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قُلِ ادْعُواْ اللّهَ أَوِ ادْعُواْ الرَّحْمَنَ أَيًّا مَّا تَدْعُواْ فَلَهُ الأَسْمَاء الْحُسْنَى وَلاَ تَجْهَرْ بِصَلاَتِكَ وَلاَ تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً
---Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen) :(Sen onlara) de ki: İster «Allah» deyin, ister «Rahmân» deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur.» Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç. (İsrâ 17/110)
وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
---Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun) :Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir. (Bakara 2/115)
Sadakallâhu'l-azîm
Dün gece akşam namazını kıldığım 1500lü yıllarda Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan adına yapılmış olan Sultan camisinde bir kardeşimle tanıştım. Kendisiyle camiyi geziyor, fotoğraf çekiyor ve de daire şeklinde yazılıp duvarlara asılmış esmaları okuyorduk. Ya Burhân esmasını okuduğunda bu esmanın anlamını sordum ve o da ; "kendisine kendisi delil olarak yeten ALLAH" dedi. Ve sonra esmaları okumaya devam ettik... "Yâ Müsteânü" dediğinde durdu ve bu ismi bilmiyorum dedi. Sonrada "isteâne: yardım etmek" olduğuna göre bununla ilgisi olabilir" dedi. Sonrada duvarlarda asılı olan yazıları okumaya devam etti. Arapçayı o kadar iyi biliyordu ki hemen hemen bütün yazıları okuyup anlamlarını anlatıyordu bana. Bu durum karşısında hayranlığımı gizleyememiş bunu dile getirmiştim .O da bana dönüp: "Ben bu kadar iyi okuyamıyordum, şimdi burda böyle okumaya başladım, sizin yanınızda oldu bu, çok şanslısınız" dedi...Ama bu ne benim ne onun şansıydı bu şans BİZimdi . Çünkü BİZ BİR idik ve BİRlikte İZliyorduk SULTAN CAMİsini...
Muhammedinur sitemizle tanıştığım günden beri hayatıma giren "HAKKı DUYup HAYRa UYmak" isteğiyle içim o kadar coşmuştu ki kalbime ıhlamur kokusuyla beraber bu iki ayeti kerime doğmuştu. Işığın olduğu yerde artık tercih edilmemesi gereken bir karanlık yoktu...
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قُلِ ادْعُواْ اللّهَ أَوِ ادْعُواْ الرَّحْمَنَ أَيًّا مَّا تَدْعُواْ فَلَهُ الأَسْمَاء الْحُسْنَى وَلاَ تَجْهَرْ بِصَلاَتِكَ وَلاَ تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً
---Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen) :(Sen onlara) de ki: İster «Allah» deyin, ister «Rahmân» deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur.» Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç. (İsrâ 17/110)
وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
---Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun) :Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir. (Bakara 2/115)
Sadakallâhu'l-azîm
Dün gece akşam namazını kıldığım 1500lü yıllarda Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan adına yapılmış olan Sultan camisinde bir kardeşimle tanıştım. Kendisiyle camiyi geziyor, fotoğraf çekiyor ve de daire şeklinde yazılıp duvarlara asılmış esmaları okuyorduk. Ya Burhân esmasını okuduğunda bu esmanın anlamını sordum ve o da ; "kendisine kendisi delil olarak yeten ALLAH" dedi. Ve sonra esmaları okumaya devam ettik... "Yâ Müsteânü" dediğinde durdu ve bu ismi bilmiyorum dedi. Sonrada "isteâne: yardım etmek" olduğuna göre bununla ilgisi olabilir" dedi. Sonrada duvarlarda asılı olan yazıları okumaya devam etti. Arapçayı o kadar iyi biliyordu ki hemen hemen bütün yazıları okuyup anlamlarını anlatıyordu bana. Bu durum karşısında hayranlığımı gizleyememiş bunu dile getirmiştim .O da bana dönüp: "Ben bu kadar iyi okuyamıyordum, şimdi burda böyle okumaya başladım, sizin yanınızda oldu bu, çok şanslısınız" dedi...Ama bu ne benim ne onun şansıydı bu şans BİZimdi . Çünkü BİZ BİR idik ve BİRlikte İZliyorduk SULTAN CAMİsini...
Muhammedinur sitemizle tanıştığım günden beri hayatıma giren "HAKKı DUYup HAYRa UYmak" isteğiyle içim o kadar coşmuştu ki kalbime ıhlamur kokusuyla beraber bu iki ayeti kerime doğmuştu. Işığın olduğu yerde artık tercih edilmemesi gereken bir karanlık yoktu...
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا
---Kâle nûhun rabbi innehum asavnî ve't-tebeû men lem yezidhu mâluhu ve veleduhû illâ hasârâ(hasâran) :(Öğütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve çocuğu kendi ziyânını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular. (Nûh 71/21)
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
---Ve mekerû mekren kubbârâ(kubbâren) :Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular.(Nûh 71/22)
وَمَكَرُواْ وَمَكَرَ اللّهُ وَاللّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
---Ve mekerû ve mekarallâh(mekarallâhu), vallâhu hayru'l-mâkirîn(mâkirîne) :Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Âli İmrÂN 3/54)
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
---“Er ricâlu kavvâmûne alâ'n-nisâi bi mâ faddalallâhu ba’dahum alâ ba’dın ve bi mâ enfekû min emvâlihim. Fe's-sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun li'l-gaybi bi mâ hafizallâh(hafizallâhu). Vellâtî tehâfûne nuşûzehunne feızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fî'l-medâcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlâ(sebîlen). İnnallâhe kâne aliyyen kebîrâ(kebîran): Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.(Nisâ 4/34)
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ هُوَ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Zâlike bi ennallâhe huve'l-hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihî huve'l-bâtılu ve ennallâhe huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru) : Bu mükemmel kudret ve ilimle tanımlama, Allah’ın bizâtihî varlığında şüphe olmayan hak bir ilâh olmasından, Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki taptıkları, yalvardıkları şeylerin bâtıl oluşundan, bizâtihî Allah’ın yüce ve büyük olmasından kaynaklanmaktadır.” (Hacc 22/ 62)
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Zâlike bi ennellâhe huve'l-hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihi'l-bâtılu ve ennallâhe huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru) : Bunlar, bizâtihi Allah’ın varlığında şüphe olmayan hak bir ilâh olmasından; onların, Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden taptıklarının, yalvardıklarının bâtıl olmasından kaynaklanmaktadır. Yüce ve ulu olan O’dur, Allah’tır.” (Lokman 31/30)
وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِندَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Ve lâ tenfeu'ş-şefâatu indehû illâ li men ezine leh(lehu), hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlû'l-hakk(hakka), ve huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru): Allah’ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasına şefaat fayda sağlamayacak, izin verdiği kimselerden başkasının şefaati de fayda vermeyecek. Nihayet şefaat edenlerin ve edilenlerin yüreklerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” diye sorarlar. Onlar da: “Hakkı, doğruları söyledi” derler. Yüce ve büyük olan O’dur.” (Sebe' 34/23)
ذَلِكُم بِأَنَّهُ إِذَا دُعِيَ اللَّهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ وَإِن يُشْرَكْ بِهِ تُؤْمِنُوا فَالْحُكْمُ لِلَّهِ الْعَلِيِّ الْكَبِيرِ
---“Zâlikum bi ennehû izâ duiyallâhu vahdehu kefertum, ve in yuşrek bihî tu’minû, fe'l-hukmu lillâhi'l-aliyyi'l-kebîr(kebîri): Bu ceza, sizin, bir olan Allah’a dâvet edilirken inkâra, küfre sapmanız; ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşulunca da, şirki tasdik etmeniz, kabullenmeniz sebebiyledir. Hükümranlık, yargı ve icra yüceler yücesi ve büyük olan Allah’ındır.” (Mü'min 40/12)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا
---Kâle nûhun rabbi innehum asavnî ve't-tebeû men lem yezidhu mâluhu ve veleduhû illâ hasârâ(hasâran) :(Öğütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve çocuğu kendi ziyânını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular. (Nûh 71/21)
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا
---Ve mekerû mekren kubbârâ(kubbâren) :Ve büyük büyük hileli düzenler kurdular.(Nûh 71/22)
وَمَكَرُواْ وَمَكَرَ اللّهُ وَاللّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
---Ve mekerû ve mekarallâh(mekarallâhu), vallâhu hayru'l-mâkirîn(mâkirîne) :Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Âli İmrÂN 3/54)
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
---“Er ricâlu kavvâmûne alâ'n-nisâi bi mâ faddalallâhu ba’dahum alâ ba’dın ve bi mâ enfekû min emvâlihim. Fe's-sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun li'l-gaybi bi mâ hafizallâh(hafizallâhu). Vellâtî tehâfûne nuşûzehunne feızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fî'l-medâcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlâ(sebîlen). İnnallâhe kâne aliyyen kebîrâ(kebîran): Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.(Nisâ 4/34)
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ هُوَ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Zâlike bi ennallâhe huve'l-hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihî huve'l-bâtılu ve ennallâhe huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru) : Bu mükemmel kudret ve ilimle tanımlama, Allah’ın bizâtihî varlığında şüphe olmayan hak bir ilâh olmasından, Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki taptıkları, yalvardıkları şeylerin bâtıl oluşundan, bizâtihî Allah’ın yüce ve büyük olmasından kaynaklanmaktadır.” (Hacc 22/ 62)
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Zâlike bi ennellâhe huve'l-hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihi'l-bâtılu ve ennallâhe huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru) : Bunlar, bizâtihi Allah’ın varlığında şüphe olmayan hak bir ilâh olmasından; onların, Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden taptıklarının, yalvardıklarının bâtıl olmasından kaynaklanmaktadır. Yüce ve ulu olan O’dur, Allah’tır.” (Lokman 31/30)
وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِندَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
---“Ve lâ tenfeu'ş-şefâatu indehû illâ li men ezine leh(lehu), hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlû'l-hakk(hakka), ve huve'l-aliyyu'l-kebîr(kebîru): Allah’ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasına şefaat fayda sağlamayacak, izin verdiği kimselerden başkasının şefaati de fayda vermeyecek. Nihayet şefaat edenlerin ve edilenlerin yüreklerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” diye sorarlar. Onlar da: “Hakkı, doğruları söyledi” derler. Yüce ve büyük olan O’dur.” (Sebe' 34/23)
ذَلِكُم بِأَنَّهُ إِذَا دُعِيَ اللَّهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ وَإِن يُشْرَكْ بِهِ تُؤْمِنُوا فَالْحُكْمُ لِلَّهِ الْعَلِيِّ الْكَبِيرِ
---“Zâlikum bi ennehû izâ duiyallâhu vahdehu kefertum, ve in yuşrek bihî tu’minû, fe'l-hukmu lillâhi'l-aliyyi'l-kebîr(kebîri): Bu ceza, sizin, bir olan Allah’a dâvet edilirken inkâra, küfre sapmanız; ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşulunca da, şirki tasdik etmeniz, kabullenmeniz sebebiyledir. Hükümranlık, yargı ve icra yüceler yücesi ve büyük olan Allah’ındır.” (Mü'min 40/12)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke yâ hâdiye'l -mudıllîn
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِ وَأَجْمَعُواْ أَن يَجْعَلُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمْرِهِمْ هَذَا وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
---“Fe lemmâ zehebû bihî ve ecmeû en yec’alûhu fî gayâbetil cubb(cubbi), ve evhaynâ ileyhi le tunebbiennehum bi emrihim hâzâ ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne) : Yûsuf’u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, “Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin” diye vahyettik. (Yûsuf 12/15)
Sadakallâhu'l-azîm
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِ وَأَجْمَعُواْ أَن يَجْعَلُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمْرِهِمْ هَذَا وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
---“Fe lemmâ zehebû bihî ve ecmeû en yec’alûhu fî gayâbetil cubb(cubbi), ve evhaynâ ileyhi le tunebbiennehum bi emrihim hâzâ ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne) : Yûsuf’u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, “Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin” diye vahyettik. (Yûsuf 12/15)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ
---Yâ ma'şerel cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin) : Ey cinn-ü insin ma'şeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman (Rahmân 55/33)
Sadakallâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ
---Yâ ma'şerel cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin) : Ey cinn-ü insin ma'şeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman (Rahmân 55/33)
Sadakallâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالَ اجْعَلْنِي عَلَى خَزَآئِنِ الأَرْضِ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٌ
---Kâlec’alnî alâ hazâini'l-ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun). : Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi. (Yûsuf 12/55)
Sadak'allâhu'l-azîm
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
قَالَ اجْعَلْنِي عَلَى خَزَآئِنِ الأَرْضِ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٌ
---Kâlec’alnî alâ hazâini'l-ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun). : Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi. (Yûsuf 12/55)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
---Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne) :Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.(Bakara 2/185)
Sadak'allâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
---Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne) :Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.(Bakara 2/185)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي
---Enıkzifîhi fît tâbûti fakzifîhi fîl yemmi felyulkıhil yemmu bis sâhıli ye’huzhu aduvvun lî ve aduvvun leh(lehu), ve elkaytu aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea alâ aynî :Musa'yı sandığa koy; sonra onu denize (Nil'e) bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. (Tâhâ 20/39)
Sadak'allâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي
---Enıkzifîhi fît tâbûti fakzifîhi fîl yemmi felyulkıhil yemmu bis sâhıli ye’huzhu aduvvun lî ve aduvvun leh(lehu), ve elkaytu aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea alâ aynî :Musa'yı sandığa koy; sonra onu denize (Nil'e) bırak; deniz onu kıyıya atsın da, benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Musa! Sevilmen) ve benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. (Tâhâ 20/39)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
sallallahu aleyhi ve sellem
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَإِن تَوَلَّوْاْ فَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَوْلاَكُمْ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ
---Ve in tevellev fa'lemû ennallâhe mevlâkum, ni'mel mevlâ ve ni'men nasîr(nasîru) :Eğer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!. (Enfâl 8/40)
Sadak'allâhu'l-azîm
sallallahu aleyhi ve sellem
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَإِن تَوَلَّوْاْ فَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ مَوْلاَكُمْ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ
---Ve in tevellev fa'lemû ennallâhe mevlâkum, ni'mel mevlâ ve ni'men nasîr(nasîru) :Eğer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!. (Enfâl 8/40)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ
---Subhânellezî halakal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitulardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn(ya’lemûne): Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) yücedir. (Yâsîn 36/36)
Sadak'allâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ
---Subhânellezî halakal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitulardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn(ya’lemûne): Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) yücedir. (Yâsîn 36/36)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
حَتَّى إِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلاَّ مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلاَّ قَلِيلٌ
---Hattâ izâ câe emrunâ ve fâret tennûru kulnâhmil fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu ve men âmen(âmene), ve mâ âmene meahû illâ kalîl(kalîlun) :Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle.” Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti. (Hûd 11/40)
Sadak'allâhu'l-azîm
Es Salâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rahmeten lîl alemin sallallahu aleyhi ve sellem
Bu sabah işyerinde olan bazı tuhaflıklar karşısında hafif kendimi gergin hissedince "bütün cinslerde buraya toplanmış" diye öyle bir kendimden geçerek söylenmeye başladım. Sonra gönlüme bir rahatlık geldi ve Hûd Sûresi 40.âyeti kerimeyi hatırladım.
Unutmayı bir rahmet, hatırlamayı başka bir rahmet kılan Rabbimden utandım.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
حَتَّى إِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلاَّ مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلاَّ قَلِيلٌ
---Hattâ izâ câe emrunâ ve fâret tennûru kulnâhmil fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu ve men âmen(âmene), ve mâ âmene meahû illâ kalîl(kalîlun) :Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle.” Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti. (Hûd 11/40)
Sadak'allâhu'l-azîm
Es Salâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rahmeten lîl alemin sallallahu aleyhi ve sellem
Bu sabah işyerinde olan bazı tuhaflıklar karşısında hafif kendimi gergin hissedince "bütün cinslerde buraya toplanmış" diye öyle bir kendimden geçerek söylenmeye başladım. Sonra gönlüme bir rahatlık geldi ve Hûd Sûresi 40.âyeti kerimeyi hatırladım.
Unutmayı bir rahmet, hatırlamayı başka bir rahmet kılan Rabbimden utandım.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
الَّذِي أَحَلَّنَا دَارَ الْمُقَامَةِ مِن فَضْلِهِ لَا يَمَسُّنَا فِيهَا نَصَبٌ وَلَا يَمَسُّنَا فِيهَا لُغُوبٌ
---''Ellezi ehallena daral mükameti min fadlih la yemessüna fiha nesabüv ve la yemessüna fiha lüğub : O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.'' (Fatır 35/35)
Sadak'allâhu'l-azîm
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
الَّذِي أَحَلَّنَا دَارَ الْمُقَامَةِ مِن فَضْلِهِ لَا يَمَسُّنَا فِيهَا نَصَبٌ وَلَا يَمَسُّنَا فِيهَا لُغُوبٌ
---''Ellezi ehallena daral mükameti min fadlih la yemessüna fiha nesabüv ve la yemessüna fiha lüğub : O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.'' (Fatır 35/35)
Sadak'allâhu'l-azîm
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-salâtu ve's-selâmu aleyke YÂ MEN KERREMULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Ve iz kâle rabbuke li'l-melâiketi innî câilun fi'l-ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfiku'd-dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne).
(Ey Habîbim!) Bir zaman RABBin, meleklere: 'Şübhesiz ki ben, yeryüzünde (insanı)bir halîfe kılacak olanım' buyurmuştu; (melekler:) 'Orada fesad çıkaracak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi kılacaksın? Hâlbuki biz, hamdin ile (seni) tesbîh ediyoruz ve seni takdîs ediyoruz' dediler. (RABBin) 'Sizin bilemeyeceğiniz şeyleri, şübhesiz ki ben bilirim!' buyurdu.
(Bakara 2/30)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
(Ey Habîbim!) Bir zaman RABBin, meleklere: 'Şübhesiz ki ben, yeryüzünde (insanı)bir halîfe kılacak olanım' buyurmuştu; (melekler:) 'Orada fesad çıkaracak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi kılacaksın? Hâlbuki biz, hamdin ile (seni) tesbîh ediyoruz ve seni takdîs ediyoruz' dediler. (RABBin) 'Sizin bilemeyeceğiniz şeyleri, şübhesiz ki ben bilirim!' buyurdu.
(Bakara 2/30)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-salâtu ve's-selâmu aleyke YÂ MEN KERREMULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
إِنَّ رَبَّكُمُ اللّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الأَمْرَ مَا مِن شَفِيعٍ إِلاَّ مِن بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلاَ تَذَكَّرُونَ
İnne rabbekumullâhullezî halaka's-semâvâti ve'l-arda fî sitteti eyyâmin summe'stevâ ale'l-arşi yudebbiru'l-emr(emre), mâ min şefîin illâ min ba'di iznih(iznihî), zâlikumullâhu rabbukum fa'budûh(fa'budûhu), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
RABBınız ALLAHdır ki Gökleri ve Yeri altı günde olarak yarattı sonra Arş üzerine istivâ buyurdu emri tedbir ediyor hiç şefaatçi yok ancak onun izninden sonra, işte bu evsafın sâhibi ALLAHdır RABBınız, o halde ona ibâdet ediniz, artık düşünmez misiniz!
(YÛNUS 10/3)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
RABBınız ALLAHdır ki Gökleri ve Yeri altı günde olarak yarattı sonra Arş üzerine istivâ buyurdu emri tedbir ediyor hiç şefaatçi yok ancak onun izninden sonra, işte bu evsafın sâhibi ALLAHdır RABBınız, o halde ona ibâdet ediniz, artık düşünmez misiniz!
(YÛNUS 10/3)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-salâtu ve's-selâmu aleyke YÂ MEN KERREMULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُسْتَطَرٌ
Ve kullu sagîrin ve kebîrin mustetar(mustetarun).
Ve küçük büyük hepsi satra geçmiştir
(KAMER 54/53)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
Ve kullu sagîrin ve kebîrin mustetar(mustetarun).
Ve küçük büyük hepsi satra geçmiştir
(KAMER 54/53)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً وَآتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِّنْهُنَّ سِكِّينًا وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّ فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلّهِ مَا هَذَا بَشَرًا إِنْ هَذَا إِلاَّ مَلَكٌ كَرِيمٌ
---Fe lemmâ semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a’tedet lehunne mutteke’en ve âtet kulle vâhidetin minhunne sikkînen ve kâletihruc aleyhinn(aleyhinne), fe lemmâ re’eynehû ekbernehu ve katta’ne eydiyehunne ve kulne hâşe lillâhi mâ hâzâ beşerâ(beşeren),in hâzâ illâ melekun kerîm(kerîmun) :Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Herbirine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusufa): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil... Bu ancak üstün bir melektir!(Yûsuf 12/31)
Sadak'allâhu'l-azîm
Gönlümün çıkmazı Züleyha'ya...
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed....
İmam ALİ Keremullahiveche DUÂsı:
“Ey ALLAH'ım! Sen'den her şeyi kuşatan rahmetini, her şeye gâlip gelen otoriteni, her şeyi dolduran saltanatını, kimsenin karşı çıkamadığı kuvvetini, her şeyi aydınlatan nûrunu, her şeyi kapsayan ilmini, her şeyin kendisiyle yok olduğu ismini, her şey yok olduktan sonra bâki kalacak olan yüzünü (rızânı) isterim.
Ey Nur! Ey Kuddus! ( bu ifadeyi üç kez kullandı.) Ey ilklerin ilki! Ey sonların sonu! Ey ALLAH! Ey Rahmân! Ey Rahîm! İntikamın inmeden önce benim günahlarımı bağışla. Pişman olduğum günahlarımı bağışla. Kısmetleri tutup engel olan günahlarımı bağışla. Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla. Belâların inmesine sebeb olan günahlarımı bağışla. Gökyüzünün rahmet yağmurlarına engel olan, ölümü çabuklaştıran, arzu ve istekleri karartan ve duâların kabulüne engel olan günahlarımı bağışla. Hayâ perdesini ortadan kaldıran günahlarımı bağışla!"
(Musannef İbn Ebi Şeybe, 6/66)
İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allâhumme Rabbiye ve sa’deyke Salâvâtu’llâhi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n-nebiyyîne ve’s-sıddîkîne ve’ş-şuhedâi ve’s-sâlihîn Ve mâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillâhi hâtemi’n- nebiyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-muttâkîne Ve Rasûli Rabbu’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike's-sirâce’l-münîr Ve aleyhi’s-salâtu ve’s-selâmu ve rahmetullâhi ve berakâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başım-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhâmet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddîkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e, Hatemu’l-Enbiyâ'ya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Rasûlune, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, duâ, ulaşım) olsun!”
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ أَرْسَلَتْ إِلَيْهِنَّ وَأَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَأً وَآتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِّنْهُنَّ سِكِّينًا وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّ فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلّهِ مَا هَذَا بَشَرًا إِنْ هَذَا إِلاَّ مَلَكٌ كَرِيمٌ
---Fe lemmâ semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a’tedet lehunne mutteke’en ve âtet kulle vâhidetin minhunne sikkînen ve kâletihruc aleyhinn(aleyhinne), fe lemmâ re’eynehû ekbernehu ve katta’ne eydiyehunne ve kulne hâşe lillâhi mâ hâzâ beşerâ(beşeren),in hâzâ illâ melekun kerîm(kerîmun) :Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Herbirine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusufa): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil... Bu ancak üstün bir melektir!(Yûsuf 12/31)
Sadak'allâhu'l-azîm
Gönlümün çıkmazı Züleyha'ya...
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed....
İmam ALİ Keremullahiveche DUÂsı:
“Ey ALLAH'ım! Sen'den her şeyi kuşatan rahmetini, her şeye gâlip gelen otoriteni, her şeyi dolduran saltanatını, kimsenin karşı çıkamadığı kuvvetini, her şeyi aydınlatan nûrunu, her şeyi kapsayan ilmini, her şeyin kendisiyle yok olduğu ismini, her şey yok olduktan sonra bâki kalacak olan yüzünü (rızânı) isterim.
Ey Nur! Ey Kuddus! ( bu ifadeyi üç kez kullandı.) Ey ilklerin ilki! Ey sonların sonu! Ey ALLAH! Ey Rahmân! Ey Rahîm! İntikamın inmeden önce benim günahlarımı bağışla. Pişman olduğum günahlarımı bağışla. Kısmetleri tutup engel olan günahlarımı bağışla. Nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla. Belâların inmesine sebeb olan günahlarımı bağışla. Gökyüzünün rahmet yağmurlarına engel olan, ölümü çabuklaştıran, arzu ve istekleri karartan ve duâların kabulüne engel olan günahlarımı bağışla. Hayâ perdesini ortadan kaldıran günahlarımı bağışla!"
(Musannef İbn Ebi Şeybe, 6/66)
İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allâhumme Rabbiye ve sa’deyke Salâvâtu’llâhi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n-nebiyyîne ve’s-sıddîkîne ve’ş-şuhedâi ve’s-sâlihîn Ve mâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillâhi hâtemi’n- nebiyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-muttâkîne Ve Rasûli Rabbu’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike's-sirâce’l-münîr Ve aleyhi’s-salâtu ve’s-selâmu ve rahmetullâhi ve berakâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başım-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhâmet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddîkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e, Hatemu’l-Enbiyâ'ya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Rasûlune, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, duâ, ulaşım) olsun!”
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-salâtu ve's-selâmu aleyke YÂ MEN KERREMULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
أَرْسِلْهُ مَعَنَا غَدًا يَرْتَعْ وَيَلْعَبْ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Ersilhu ma anâ gaden yerta’ ve yel’ab ve innâ lehu lehâfizûn(lehâfizûne).
Yarın bizimle berâber gönder gezsin oynasın şüphesiz, biz onu gözetiriz
(YÛSUF 12/12)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
Ersilhu ma anâ gaden yerta’ ve yel’ab ve innâ lehu lehâfizûn(lehâfizûne).
Yarın bizimle berâber gönder gezsin oynasın şüphesiz, biz onu gözetiriz
(YÛSUF 12/12)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Es-salâtu ve's-selâmu aleyke YÂ MEN KERREMULLÂH
sallallâhu aleyhi ve sellem
sallallâhu aleyhi ve sellem
Eûzu bi'llâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
هَذَا ذِكْرٌ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَآبٍ
Hâzâ zikr(zikrun), ve inne li'l-muttekîne le husne meâb(meâbin).
İşte bu bir zikirdir ve şübhesiz korunan muttakîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var.
(SAD 38/49)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
Hâzâ zikr(zikrun), ve inne li'l-muttekîne le husne meâb(meâbin).
İşte bu bir zikirdir ve şübhesiz korunan muttakîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var.
(SAD 38/49)
Sadaka'llâhu'l-Azîm...
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Euzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytÂNi’r-racîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
Euzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytÂNi’r-racîmi min hemâzetihi ve nefhahihi ve nefsihi
Bismillâhirrahmânirrahîm
Eûzu bike RaBBi en yahdurûni
Bismillâhirrahmânirrahîm
EuzubillahimineşşeytÂNirracim
Bismillâhirrahmânirrahîm
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
---Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn(şeyâtîni) : De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.” (Mu’minûn 23/97)
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
---Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn(yahdurûni) : “Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Mu’minûn 23/98)
Bismillâhirrahmânirrahîm
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
---Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka) :Yaratan Rabbin adıyla oku. (Alak 96/1)
سَلَامٌ قَوْلًا مِن رَّبٍّ رَّحِيمٍ
---Selâmun kavlen min rabbin rahîm(rahîmin) :Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır). (Yâsîn 36/58)
إِنَّهُ مِن سُلَيْمَانَ وَإِنَّهُ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
---İnnehu min suleymâne ve innehu bismillâhir rahmânir rahîm(rahîmi) : Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.(Neml27/30)
Sadak'allâhu'l-azîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
Euzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytÂNi’r-racîmi min hemâzetihi ve nefhahihi ve nefsihi
Bismillâhirrahmânirrahîm
Eûzu bike RaBBi en yahdurûni
Bismillâhirrahmânirrahîm
EuzubillahimineşşeytÂNirracim
Bismillâhirrahmânirrahîm
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
---Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn(şeyâtîni) : De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.” (Mu’minûn 23/97)
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
---Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn(yahdurûni) : “Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Mu’minûn 23/98)
Bismillâhirrahmânirrahîm
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
---Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka) :Yaratan Rabbin adıyla oku. (Alak 96/1)
سَلَامٌ قَوْلًا مِن رَّبٍّ رَّحِيمٍ
---Selâmun kavlen min rabbin rahîm(rahîmin) :Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır). (Yâsîn 36/58)
إِنَّهُ مِن سُلَيْمَانَ وَإِنَّهُ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
---İnnehu min suleymâne ve innehu bismillâhir rahmânir rahîm(rahîmi) : Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.(Neml27/30)
Sadak'allâhu'l-azîm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Günün AYETi KERİMesi 1
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Âdemoğlunun seyyidi!
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي إِنِّي أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
---Ve ahî hârûnu huve efsahu minnî lisânen fe ersilhu maiye rid’en yusaddıkunî, innî ehâfu en yukezzibûn(yukezzibûni) :"Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum." (Kasas 28/14)
Sadak'allâhu'l-azîm
ALLAH Teâlâ’ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Âdemoğlunun seyyidi!
Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي إِنِّي أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
---Ve ahî hârûnu huve efsahu minnî lisânen fe ersilhu maiye rid’en yusaddıkunî, innî ehâfu en yukezzibûn(yukezzibûni) :"Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum." (Kasas 28/14)
Sadak'allâhu'l-azîm