...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen halimkok »

Resim

Hz.Muhammed Mustafa Sav Efendimiz buyurdular ki;

"Ben ilim şehriyim; Ali ise kapısıdır."

"İLİM ŞEHRİ" nerededir?

Doğuda mı, Batıda mı, Kuzeyde mi, Güneyde mi?
Nasıl gidilir oraya?

"İLİM ŞEHRİ" ni bulsak KAPI' sını da hemen bulabilir miyiz?
Ve hemen girebilir miyiz içeri?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen halimkok »

لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ
La yukellifullahu nefsen illa vus'aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet,
Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.
(BAKARA suresi 286. ayet)


Peki ;

Allah’ ın yüklediği yük nedir?
Gücün yetmesi ne demektir?
Gücün yetmemesi ne demektir?

Ömrümüz boyunca her şeye gücümüz yetiyor mu?

Allah cc. hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez ama…

"Bir kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklerse neler olabilir?”

Şeklinde bir soru sorulabilir mi?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen halimkok »

وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْاَقَاوٖيلِ
Velev tekavvele 'aleyna ba'dal'ekavîl.
لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمٖينِ
Leehazna minhu bilyemîn.
ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتٖينَ
Summe lekata'na minhulvetîn.

Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
HÂKKA SURESİ 44-46. Ayetler.


Allah cc. Herhangi bir insanın yaptığının cezasını ahirete bırakırken...

Âlemlere Rahmet olarak gönderdiği Habibi, Resulü (Sav) için;

"Şah damarını keserdik" buyurmasının nedeni ne olabilir?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen MINA »

"İLİM ŞEHRİ" ni bulsak KAPI' sını da hemen bulabilir miyiz?
Ve hemen girebilir miyiz içeri
?


18. yüzyılda yaşamış ünlü İngiliz ressam William Holman Hunt, bir tablosunda bir bahçe resmetmiştir.

Bir adam kapıya elleriyle abanmış, sanki içeriden bir cevap beklemektedir. Bu tablo Londra Kraliyet Akademisi’nde sergileniyorken, bir san'at eleştirmeni tablonun ressamına döner ve “Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü kavrayamadım” der. “Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı? Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da...

” Hunt gülümser. “Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki… Bu kapı, insan kalbini simgeliyor. Bu kapı ancak içeriden açılabildiği için, dışında bir kola da gereksinim yoktur” der.


“Kalbin kapısı içerden açılır, sadece zili çalman ve beklemen gerekir.
Açılırsa ne mutlu, eğer açılmazsa, beklerken öğrendiklerin yeter sana...”

Kaç kere çaldınız bir kalbin kapısını,

Kaç kere açıldı ardına kadar,

Ve kaç kere yüzünüze kapandı,

Büyük bir acıyla…

İçindeki sızının geçmesi kaç yılını aldı.

Kaç kere kapı aralığından bakılıp, ne istediğin soruldu.

Tam açılacağına ümitlendiğinde tekrar kapandı yüzüne…

Kaç gece sabahladın bir kapı önünde,

Sesin çıkmadan, yüreğinle de konuşabildiğini hissettiğin zamanlarda,

Beklerken büyüdüğünü hissettiğin oldu mu?

Dışarıdan ne kadar zorlasan da,

Kalbin kapısı sadece içerden açılır.

Beklemen gerekir, sabırla ve ümitle…

Kolu, tokmağı olmaz kalp kapısının

Ancak içeriden açılır,

Doğru çalmayı bilirsen onu,

Sonuna kadar açılır sana…

Fazla zorlarsan ve incitirsen,

Bencilce yüklenirsen üzerine…

Kırılır, bozulur, belki de hiç açılmaz olur.

Korkutur, incitirsen onu,

Tekrar tekrar kilitlenir,

Belki de anahtarı atılır derin sulara…

Doğru kapıyı bulup, çalmaya niyetlendiğinde

İçindeki sesten anlarsın doğru yolda olduğunu,

Her adımında çarpan yüreğin duracakmış gibi gelir sana

Bilirsin doğru yerdesin, doğru kapıyı çalıyorsun

Israrla ve güzel bir ümitle beklersin açılmasını…

Eğer kapı tokmağına değmediyse ellerin,

Sevgiyle ve ısrarla çalmadıysan,

En başta ümitsizse kalbin,

Önce yüreğini boşalt bütün yüklerinden...

Bütün öfkelerini affet...

Esiri olduğun ve esir ettiklerini,

Uçur yüreğinden

Ve tekrar çal kapıyı…

Bütün kalplere hükmedenin kapısını çalmadan,

Diğer kapıları çalmak yorar yüreğini,

Önce O’nun kapısını,

Sonrada O’nunla diğerlerinin kapısını çal...


BANU YAŞAR / Psikolog & Psikoterapist


Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen MINA »

ve belkide suyu taşırmayan gül yaprağı gibi OLmalı...




Uzakdoğu’da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu.

Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.

Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya çan, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki Budist rahip, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı.

Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı.

Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.

İçerideki Budist rahip saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı.
"Suyu taşırmayan bir gül yaprağına" her zaman yer vardı.
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen halimkok »

Katılımın ve paylaşımın için sağ olasın Değerli Mina Can…
Rabbim razı olsun inşallah…


* * * *

Böyle sorular sorduğumda…
Ya da sorular sorulduğunda aklıma öğrencilik yıllarım geliyor.
Hani öğretmen bir soru sorardı sınıfta ve ardından;
“Kim cevap verecek?” diye başka bir soru sorar ve bakardı sınıfa kim parmak kaldıracak diye…

Bu şekilde sorulunca bildiğimize inansak dahi parmak kaldıramazdık.
Parmak kaldırıp soruyu bilip… Öğretmenin takdirini, sınıftakilerin de hayranlığını kazanmak güzeldi amma… Ya bir de bildiğimizde yanılıyorsak… O zaman da mahçup olma
Korkusu sarardı içimizi…

Ve sonrasında bizim yapamadığımızı bir başkası yapar soruyu cevaplardı
Ve bize de büyük bir pişmanlık düşerdi… “Tüh be… Keşke parmak kaldırsaydım... Biliyordum cevabını…” diye söylenir dururduk yanımızdaki sıra arkadaşımıza…

Bazen de öğretmen parmak kaldırmamızı beklemezdi;
“Halim sen cevap ver” derdi… Veya Ahmet-Mehmet… Birimizi seçerdi…

Ben genelde çalışkan bir öğrenciydim… Cesaretliydim de…
Hatta bir keresinde ortaokul yıllarımda bir bayan öğretmen;
“Sınıfın en yakışıklı erkeği cevaplasın” demişti.
Direkt ben kalkmıştım tahtaya… Burada risk iki kat daha fazlaydı…
Hem sınıfın en yakışıklısı olma iddiası… Hem de bu soruyu ancak ben bilirim iddiası…
Eh Allah cc yüzümüze bakmışta yüz akıyla çıkabildik o sınavdan da…
Karizmayı fena çizdirirdik yoksa…

Amma velakin lise yıllarında iş değişti… Çalışkan olsam dahi ilgi alanım farklılaştı…
O yüzden sık sık derslerde dikkatim başka yönlere kayıyordu…
O zamanlar hayattaki tek düşündüğüm, tek ARZUM… ARZU idi…

Sınıftaki masamın üzerine;

ARZUM;
İki heceli,
Dört harfli bir adı,
Bir kere öğrendi gönlüm,
Bir daha unutamadı

diye yazmıştım...

Ben öyle derin hülyaların içinde iken;
“Halim söyle bakalım…”
Diye bir ses duydum…
Baktım ki sınıftayım… Öğretmen bana bakıyor… Çok açık ki bir soru sormuş ve cevap bekliyor…

Ayağa kalktım… Ben de öğretmenin yüzüne baktım…
Hani bekliyorum ki belki soruyu tekrar sorar… Ha anlasam soru nedir… Mesele nedir..
Ama daha çok ta şaşkın ve mahçup haldeyim…
Çünkü o şekilde suçüstü yakalanmaya pek alışık değilim…
Çünkü iyi kötü okulda bir şöhretim vardı… Hemen hemen tüm öğretmenler beni bilirdi…
Neyse işte ben bu sefer olacakları düşünüyorum kara kara…

Zaman geçmek bilmiyor… Oysa en fazla iki veya üç dakika sürmüştür…
Dünya saati ile yani…
Çünkü ben o ara hangi alemlere girdim çıktım bir ben biliyorum bir de Allah cc…

En sonunda öğretmenim dedi ki; Aferin Halim… Tebrik ederim…
Bu soruya verilecek tek cevap susmaktır. Çünkü soru temelden sakat bir soru…
Neden?

Diyerek nedenlerini izaha başladı öğretmen ve ben de yerime oturdum…

Yani diyeceğim şu ki;
Ben soruyu sordum amma herkes susuyor...
Sorduğum sorular temelden sakat olan sorular değil ki…
Susanları tebrik edeyim ben de öğretmenim gibi…

Yok öyle…
Herkesin aklında gönlünde az veya çok bir şeyler vardır…
Kaldı ki ne ben öğretmenim ne de herkes öğrenci…
Amacımız, madem ki;
“Soru ilmin yarısıdır”

Cevabı bilmesek dahi en azından sorular soralım… diyerek düşünmeye…
Rabbimiz katında makbul olan TEFEKKÜR’ e yöneltebilmek…
Sizler de soru sorun… Ola ki BİLEN BİRileri de cevapları verir…
Bu değil mi Âlemde derdimiz, zevkimiz zaten…

Muhammedi Muhabbetlerimle…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen halimkok »

halimkok yazdı:Resim

Hz.Muhammed Mustafa Sav Efendimiz buyurdular ki;

"Ben ilim şehriyim; Ali ise kapısıdır."

"İLİM ŞEHRİ" nerededir?

Doğuda mı, Batıda mı, Kuzeyde mi, Güneyde mi?
Nasıl gidilir oraya?

"İLİM ŞEHRİ" ni bulsak KAPI' sını da hemen bulabilir miyiz?
Ve hemen girebilir miyiz içeri?

ÂLEM-ler HEP, ŞEHR-i İLİM,
KAPI HAYY-at, HAYY’ dır ÂLİM (kv),
GÖNÜL HİRA’ sında DİL’ im,
“İKRA” diyen SÖZ-ünle BAK.


HÂLimce…
30.09.2010 – 15:45

Hz. Ali (kv) KÂBE' de doğmuştur. KÂBE GÖNÜL'dür... YÂR' in MeKâNıdır...
O ancak Mü' min KUL' un KALB' ine sığmıştır...
GÖNÜL' de doğan AŞK' la doğar... AŞK' ta doğar...

AŞK HABBE-SÎN' de doğan DİRİ' dir... HAYY' dır...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: ...SORU İLMİN YÂR-IS' ıdır...

Mesaj gönderen der-ya »

Havvas Nedir ?
Havvas İlmi Nedir ? Havas nedir,havas ilmi nedir,havas ve büyü arasındaki fark

Resim

Bu ilim asırlardır gelmiş geçmiş alimlerin ve ulemanın bir sır gibi gizlediği ve açıkça öğretmediği ve öğretmekten de çekindiği vebal altında kalmaktan korktuğu ilimlerdendir.

Havas ilmi Kur'ân ve sünnet üzeri yapılan manevî bir tedavi şeklidir. Bir ismi de RUKYE ilmidir. Rukyecilik Allah Resûlü (SAV)'in tedavi şeklidir. Bu tedavi, mânâ âleminin doktorlarından ve mürşidlerinden alınan himmet ile yapılır. Bir adı da gizli ilimlerdir Allah'ın ilmidir, bu ilme sahip olmak için çok uzun bir eğitim sürecinden geçilir. Bu ilmi öğrenebilmek için bir öğretici bir mürşid esastır. Bir şeyhten yetki ve himmet alınmadan yapılmaz Havas ilmi, Rahmani cihetten melekler,hüddamlar ve manen güçlü mümin cinlerle irtibata geçerek kâfir cinlerle mücadele etmek için Allah tarafından verilen bir ilimdir. Elde edilmesi çok zordur.

Bu ilmin delillerinden bir taneside FETİH SURESİNİN 4ayetinde geçer


HAVAS ile BÜYÜ arasındaki farklar

Havas İlahi Kaynaklı İlimdir
Büyü Şeytanları Kullanarak sonuç elde edilir

Havas Allahdan Gelen Tecellilerle Yol Alır
Büyü Şeytandan gelen Yalan haberlerdir


Havasın amacı İnsanın 46 Kromozomundaki Allahın Koyduğu Bilgileri Keşfetmek ve Bulmaktır ki, Bu da Zikirle olur
Büyü İnsanı Geliştirmez. Sadece Yalan haberler duyar ve Şeytanları kullanarak insanları etkiler.

Havasın Diğer Amacı İnsanı Nefsini Temizlemek ve Islah etmektir.
Büyü ise tam tersine İnsanı nefsini azdırır ve bir zamandan sonra büyü yapan insanın Allah Katındaki derecesi Hayvanlardanda Aşağı düşer.


alıntı
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön