BİR YÜREĞİN TEVHİDİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

BİR YÜREĞİN TEVHİDİ

Mesaj gönderen Gul »

Resim
BİR YÜREĞİN TEVHİDİ
Resim
Resim

TEVHİDResim

“Her meydana çıkıp zuhur eden, o zuhur eden şeyin içinde kalandır.”
Hüve’l- ZÂHİR hüvel- BÂTIN...
Tevhid: “1”e girip kaybolma.
DEYYÂN ile buluşma.
Tam birleşme olmaz.
Şirk olur.
İnsan Kul’dur.
“Bir yay boyu” var ya...
Mi’rac, ALLAH’a yanaşmanın son hududuna varmaktır.
Yaratıcı kudretin kendisine prensip aldığı ALLAH’ın ahlâkı yâni “Sırat-ı müstakim” dir.
Dünya ve âhiret hepisi birdir.
Dünyada başlar.
İslam tevhiddir demek budur.
Sırat-ı müstakim devamlıdır.
ALLAH’ın ahlâkı ile ALLAH’a varmak demektir.
“Sen Kâbe gibi kendini hürmetle be-nâm et!” söylemiş biri...
Hülâsa :
VÂHİD’de AHAD’ı bulma...
VÂHİD başka, AHAD başka ha...
Bu kısa lâflar ne demektir.
Dinle;
Bir damla suyu denize döksen ikilik denizde kaybolur.
Deniz denizdir.
Damla da damladır.
Deniz coşsa, dalgalansa burada irade denizin olur.
Damlanın değil.
Kısa amma büyük mânâ ifade eder bu kelimeler..
O koskoca deryada damlayı bulmak imkânsız...
Ne akıl ile ne de kimya ile bulamazsın...
Damla ve deniz bir oldu.
Derya...
Tesbihata girdi damla..
Durmadan hareketde olan atom elektron halkasında hepsi...
Bu tesbihata girmek onu anmaktır ki bu da zikirdir.
“Semâlar ve yerler herşey onu tesbih ediyor. O’nun aziz ve hakim olduğunu”.
Bu kâinat bütün atom elektronları ile bir intizam içinde kaynaşmada. Tesbihat bu.
Sen de bu tesbihatın içine girmek için şuûrsuz gibi görülen bu raksa girmen gerek!
Bu da zikirdir.
“Fezkuruni ezkürkum”.
“Beni anınız ben de sizi anarım!”.
Anarsanız anarım demektir.
Anmazsanız hayır gibi görünüyor.
Zira insan serbest bırakılmıştır.
Teker teker her kula hitap vardır bu âyetde.
“Anınız!” da “Sizi anarım!” var ya o zaman içeri girebilirsiniz.
Anmak nasıldır?
Kur’ân-ı Kerimde ve hadislerde “Kalb” lâfzı geçer.
Herkesin bildiği et parçası...
Evet doğrudur.
Ama işi nedir?
1-Maddî işi:Maddî element
2-Manevî işi:Manevî element
İkisi de görünür görünmez tarafın perdeleridir.
“Kalb-i selim” diye bir lâf vardır.
Bunda birşey gizlidir.
Eskilerin kalb sanuberi dedikleri sözler...
Kalb-i selim: Öteye bakan maddî işin manevî tarafı...
Mânâ lûgatında da birine “Fuad” diğerine “Denes” derler ki bu da nefs ile bulaşık veya arı tarafı demektir.
Bu uzun bir bahistir.
Kalbin her ikisi de çalışmada...
Anatomisi düşünülürse :
4 göz : 2 bir taraf, 2 bir taraf.
Sol tarafın işi başka.
Sağ tarafın işi başka.
Her gözün de işleri başka başkadır...
Kalbin anatomisini dikkatle tetkik edelim:
Çok basit olarak burada bizi alâkadar eden kısmıyla...
Kalb iki bölgedir.
Sol kalb, sağ kalb.
Her ikisinde de iki boşluk vardır.
Sol kalbde oksijenli kan.
Sağ kalbde karbondioksitli kan...
Kalpden çıkan damarlara arterya=Şiryan
Kalbe gelen damarlara Vena= Verid ismi verilir.
Kalbden akciğerlere, akciğerlerden kalbe, kalbden vücuda, vücuddan kalbe, kalbin pompalama, emme hareketleri sırasında gelen giden damarların kapaklarında, alt üst kalb kapaklarında, sesler husule gelir.
Bunlar ihtizazların toplam sesleridir.
Bu seslerin bir kısmı kulakla duyulur.
Damarlarda da hissedilerek ses gibi anlaşılır.
Nabız el ile yoklandığında hissedilir.
Fakat âdetâ bu duygu sesdir.
Sol kalbe akciğerlerden 4 damara vena pülmonaris= Veridiri evi. Temiz kan gelir.
Sol üst göz, temiz kanla dolduğu zaman sol üst gözü, sol alt göz arasında mitral denilen bir kapakçık vardır.
Bu açılır temiz kan alt göze dolar.
Kapak kapanır.
Bu açılıp kapanmada bir ses çıkar (açılma ve kapanma sesi).
Sol alt gözden çıkan aortaya kalb kuvvetli olarak temiz kanı pompalar ve kan vücuda dağılır.
Bu kapağın açılmasında ve kapanmasında iki ses duyulur (kapağın açılma ve kapanma sesi).
Bu seslerin birisi duyulur birisi duyulmaz.
Burası boşalırken yukarısı tekrar dolar. O zaman burası boştur.
(Buraya dikkat).
Sağda’ da aynı minval üzere bu fonksiyonlar devam eder.
Vücuda dağılan oksijenli kan işini görür, aldığı karbondioksidi dışarı vermek için tekrar sağ üst kalbe iki damarla dökülür.
Vena kava süperiyor. Vena kava imferiyor...
Sağ üst göz dolduğu zaman (Dikkat!) sol alt göz boştur.
Sağ alt gözdeki kapak açılır, kan sağ alt göze dolar.
Bu Sûretle dolaşım tamamlanır.
İşte kanın temizlenme mekanizması hava ile teması böyledir.
Birine küçük, diğerine büyük dolaşım denir...
Sağlı sollu, altlı üstlü çapraz bir tarzda bu fonksiyon,
işleme devam ederken kalbin genişleyip büzülmesi,
kapakların açılıp kapanması senkron bir sûrette devam eder.
Bu fonksiyonların aralarında 0.11 saniyelik bir zamanla 0.45 saniyelik bir duraklama vardır.
Bu aralarda ihtizazlar kalbin sıkışıp genişlemeleri sırasında sesler çıkar.
Bu seslere biz kalb sesleri diyoruz.
Bu seslerdeki gecikme veya duraklamalarda kalbin rahatsızlıkları anlaşılır. Bunların hepisi birçok sinirsel elektrik merkezlerine bağlıdır.
Kalpde “aşof-tavara-kaytflek-pürkenş” bezelerinden çıkan elektrik akımı ve dimağdan gelen sempatik ve parasempatik ismi verilen koşturucu ve durdurucu sinirlerin tesiri ile kalb bir intizam dahilinde işler.
Elektrikiyetin kalbde nasıl husule geldiği uzun bir meseledir ve mükemmel izahı vardır...
Bu küçük malumat tıp dışı bir bilgidir.
Tıpta bu bir ihtisas, bir meslek öğrenimidir...
Kalbin sol taraf aortanın çıkış ve alt kısmında, bir et parçası vardır.
Buna oriküla ismi verilir.
Vücudda ölüm en son orikülanın durmasıyla biter.
Orikülanın altdan yukarı doğru 4 tane yarık mevcuttur:
Bu arap harfleriyle ALLAH kelimesidir.
Bundan 40 sene evvel otopsilerde kalb üzerinde tarafımdan müşahade edilmiş ve büyük anatomi kitablarında resimler de bunu teyid etmektedir.
Kimseyi alâkadar etmediğinden bunu o zaman neşretmiştik.
Sonra bazı dergiler de kendileri bulmuş ve keşfetmiş gibi neşretmişlerdir.
Resim
Resim
Şekide 1 den 6 ya kadar rakam konulmuştur.
Bunlara dikkat edilerek:
Açılma, kapanma, sıkışma, gevşeme esnasında husule gelen sesleri tetkik edersek :
1. Sesle ........6. ses birlikte
2. Sesle........5. ses birlikte
3. Sesle........4. ses birlikte
4. Sesle........6. ses birlikte
Bu sesler 8 dir 4 ses halinde duyulur.
Şimdi :
1. Ses : Bir kapak açılır kan sol alt göze geçer.
2. Ses : Alt gözdeki kan aorta deliğinden vücuda sevkedilir.
3. Ses : Ki bu mide nahiyesinde duyulur.
Karın büyük damarı çarpması el ile duyulur.
4. Ses : 5. ile 6. sesin birleşmesi iki ses tek duyulur.
Bu izaha göre 4 duyulan 4 duyulmayan 8 ihtizaz sesi vardır.
Ancak duyulmayanlar bazı kalb hastalarında duyulur.
Şimdi maddeden ayrılarak, maddeyi manevî sözlere tercüme edelim:
Nefes alma : “HAYY” ile hava alınır.
Nefes verme : Hava ile “HU” verilir. Nefes verme budur.
Bu hareket 4 kalb sesinin başlangıcının ve neticesindedir.
Kalb bu Nefes alıp vermede “HAYY” ile “HU” yu ses hâline çevirir.
Bu ses ihtizaz hâlinde bütün vücuda yayılır.
Hastalıklarda tedavinin cümlesi, bilinmek istenmeyen hakikate dönmek arzularının inkarıdır.
“El emrazı hedaya-yı min Azze ve Celle li’l-abid : Hastalıkların hepsi Aziz ve Celil olan ALLAH’ın kula verdiği hediyelerdir.”
Bir ihtardır:
Düşün!..
Aklını başına al!..
Emirlere dön!..
Vücudun maddî ve manevî endamını kaybetme!.. demektir.
Soluk verirken “HU” derim.
İçimdeki “HAYY”ı dışarıya verir,
Tekrar “HAYY” derim, “HU”yu içime alırım.
“HAYY” Vücudun canlılığı, işlemesidir ki şuûrsuzdur.
Bu alıp-vermede bir ses çıkar
Resim
Resim
Bir nefes alır havayı içime ciğerlerime doldururum.
Kalbde “lâhe” derken aldığım “HAYY”ı HAKK’ın merkezi olan yerden “HU”yu oradan bütün vücudun her yerine üflerim.
Böylelikle ayrılırım maddeden.
Hatta mekandan.
O’nunla birlikte olmak için.
O kim?
O işte…
Tevhidin mekanizması bu…
Mekanik olarak maddeden ayrılıp “BİR” de kaybolup “TEK” olma…
Bu irade ve düşünceyle karışık fiilden yavaş yavaş iç âleme girip ülfet peyda edilince iş değişmeye başlar.
1- Nefes alıp verme
2- kalbin akciğerlerde temizlenip oksijenle dolu kan geldiği zaman ve vücuda sevkedildği zaman, vücudda oksijeni bırakıp karbondioksitli kan olarak tekrar kabe, oradan akciğerlere gider(müddet yukarda izah edildi).
Onu iyice anlayıpâdeta zihnen takip edip o mekanizmayı iştiraka geçirmek zamanla olur
Göbekten başlayıp yukarı doğru soldan sağa dimağda düşünüecek:
Neler ?
Şunlar :
“L” : Yok demektir.
Ne yok?
Bağlanacak. Yardım istenecek.
“İLÂHE” : Bu da değil.
“İLL” : Ancak bağlanacak, ibâdet edilecek
“ALLAH” : “O” var.
Kalb vuruşu bittikten sonra tekrar nefes almadan “Muhammed Resûlullah” sözle değil. Hayal edilecek.

“L” → “İLÂHE” → “İLL” → “ALLAH”
Kalb →... Ruh →..... Sır →...... Hafi →..... Vâhid →Ahad→Vahid
“L”
Resim
Resim
Hepini hülasa edersek:
Zikirde söylenenlafız ve kelimeler sağ karıncıktan başlar: “L”
Akciğere → oradan sol kulakçığa : “İL”
Oradan → solkarıncığa : “HE”
Oradan → Vücuda, Vücuddan → sağ kulakçığa
Sağ kulakçıktan → sol karıncığa : “İLL”
Akciğeden → sol Kalbe orikülaya : “ALLAH”
Kalb Elektrosunda:

PQ=0:18 → “L” (kısa)

QRS=0.06 → “İLÂHE” (çabuk uzun)

ST=0.42 → “İLL” (çabuk çok kısa)

“ALLAH” (uzun sessiz)

L İLÂHE İLLALLAH’da bütün Kalb zikirdedir.

“HU” da : Sol kulakçı oriküla “ALLAH” demede Vücud yok : RUH zikirdedir.
Resim
Resim
SON SÖZ :
ALLAH’ı idrakten âciz olduğunu Beşer hissettiği dakikada O’nu idrak etmiştir.
ALLAH’ı bulamayacağını anladığı dakikada İnsan ALLAH’ı bulmuştur
Burada “Beşer”, bir de “İnsan” kelimeleri kullandık.
Çok dikkat et bunlara.
Mânâları bir görünür amma bu işde değildir.
Unutma: “ALLAH’ın rahmeti hududsuzdur.” Âyet.
O rahmete ehil olmazsan bile ALLAH’ın rahmetinin sana ulaşmaya kudreti vardır.
Bunu unutma!
Bu “unutma” lafını da unutma!
Düşün!
Kolaylıklar çoktur.
Güçlükleri insan kendi kendine yapar.
“Hızır” vardır. Biliyor musun?
ALLAH’ın imkan âleminin her yerinde.
HAKK’ın bunalmış kullarına yardımının mümessilidir.
İstisnasız her kula..
Resim

Be-nâm : f. Meşhur. Namlı. Mütemayiz. Seçkin. Mâlum bir isimle tesmiye edilen.
Sen Kâbe gibi kendini hürmetle be-nâm et : Sen kendini Kâbe gibi hürmetle meşhur et!

هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

“Huvallahul halikul bariyulmusavviru lehum'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati vel'ardi. Ve huvel'aziyzulhakiymu. :
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.” (Haşr 59/24)
فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ

“Fezküruni ezkürküm veşküru li ve lâ tekfürun :
Öyle ise siz beni (ibâdetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!” (Bakara 2/152)

Kalb sanuberi : Kalb kozalağı
Fuad : Kalb, gönül, yürek.
Denes : (C.: Ednâs) Kir, pas, pislik, murdarlık,necaset.

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: BİR YÜREĞİN TEVHİDİ

Mesaj gönderen Gariban »

Derman Hocamızın bu yazısında bahsettiği "aşof-tavara-kaytflek-pürkenş" isimli bezler aslında doku olarak geçmekte ve isimleri dikkate aldığımızda bu dokulardan üçünü tesbit edebildik.
aşof - tavara: Bunun kardiyolojideki meşhur ismi ingilizce anatomi atlaslarında Aschoff - Tawara olarak gecmekte. AV Node: AV düğümü de denmekte. Bu iki isim iki meşhur doktorun soyadları olarak biliniyor. Bu düğümü onlar keşfettiklerinden tibba bu şekilde geçilmiştir.

Ludwig Aschoff ve Sunao Tawara ingilizcedeki isimleri. Aşağıda Derman Hocamın bahsettiği elektriksel akiş ve Asof-Tavara doğumunu AV Node olarak anımasyonda görebilirsiniz.


Resim

pürkenş fiberleri olarak bahsedilen bez ise ingilizce purkinje olarak geçip o da ismini Çekoslovak bir doktor ve bilim adamı olan Jan Evangelista Purkyně'den almaktadır. Fiberin yapısı bir ağaç şeklinde olup aşağıda 63 yaşındaki bir insanın kalbinden alınmıs modelini görmektesiniz :


Resim

elektriksel akışın bir anime edilmis modeli ise şu linkten görebilirsiniz:

Resim
Resim
Cevapla

“Münir Derman (k.s) Eserleri” sayfasına dön