HER GÜN BİR AYET EKLEYELİM - 3
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
HER GÜN BİR AYET EKLEYELİM - 3
Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.(Enâm, 38)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Ey îmân edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları, şeytanın murdar ve kötü işinden başka bir şey değildir! Bunlardan uzak durun ki felâh bulasınız! Şeytan, şarap ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin salmak, sizi Allahı zikretmekten ve namazdan alıkoymak ister. Artık bu murdar şeylerden vaz geçtiniz, değil mi? (Mâide 90-91)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Re: Sabit: Her Gün Bir Âyet Ekleyelim-III
Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır. Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.(Naziat, 37-41)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
''Kitapta İsrailoğulları'na şu hükmü verdik: "Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü. Sonra onlara karşı size tekrar 'güç ve kuvvet verdik', size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık.'' (İsra Suresi, 4-6)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيراً مِّنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لاَّ يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لاَّ يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لاَّ يَسْمَعُونَ بِهَا أُوْلَـئِكَ كَالأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُوْلَـئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
"Andolsun biz cinleri ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalblleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar (şaşkın) . İşte asıl gafiller onlardır." (A'râf 7/179)
"Andolsun biz cinleri ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalblleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar (şaşkın) . İşte asıl gafiller onlardır." (A'râf 7/179)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَلَوْلَا اِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللّٰهُ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ اِنْ تَرَنِ اَنَا اَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًا
---- ''Ve lev la iz dehalte cenneteke kulte ma şaellahu la kuvvete illa billah, in terani ene ekalle minke malev ve veleda.: Bağına girdiğin vakıt «maşaallahu la kuvvete illa billah» dese idin olmaz mıydı? eğer malca, evlâdca beni kendinden az görüyorsan
KEHF suresi 18/39. ayet
وَلَوْلَا اِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللّٰهُ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ اِنْ تَرَنِ اَنَا اَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًا
---- ''Ve lev la iz dehalte cenneteke kulte ma şaellahu la kuvvete illa billah, in terani ene ekalle minke malev ve veleda.: Bağına girdiğin vakıt «maşaallahu la kuvvete illa billah» dese idin olmaz mıydı? eğer malca, evlâdca beni kendinden az görüyorsan
KEHF suresi 18/39. ayet
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5156
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ
Lâ tuharrik bihî lisâneke li tacele bihî (Kıyâmet,75/16)
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ
İnne aleynâ cemahu ve kurânehu.(Kıyâmet, 75/17)
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ
Fe izâ karanâhu fettebikurânehu.(Kıyâmet, 75/18)
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ
Summe inne aleynâ beyânehu.
(Kıyâmet, 75/19)
"(Habibim) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve onu okutmak Bize aittir. O hâlde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et." (Kıyâmet 75/16-19)
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
----"Muhammedür rasulüllah vellezine meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incil ke zer'in ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukihi yu'cibüz zürraa li yeğiyza bihimül küffar veadellahüllezine amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran aziyma: Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir. (Fetih 48/29)
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
----"Muhammedür rasulüllah vellezine meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incil ke zer'in ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukihi yu'cibüz zürraa li yeğiyza bihimül küffar veadellahüllezine amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran aziyma: Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir. (Fetih 48/29)
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُّسَمًّى ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِ مَا يَمْلِكُونَ مِن قِطْمِيرٍ
---- Yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli ve sehhareş şemse vel kamere kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku), vellezîne tedûne min dûnihî mâ yemlikûne min kıtmîr (kıtmîrin).
Geceyi gündüze sokuyor, Şems-ü Kameri ram etmiş her biri (müsemmâ bir ecele) mukadder bir gayeye akıp gidiyor, işte bu gördüklerinizi yapan Allah, rabbınız, mülk onun, ondan beride çağırdıklarınız bir kıtmîr idare edemezler [FÂTIR 35/ 13]
1. yûlicu : içine sokar
2. el leyle : gece
3. fî en nehâri : gündüzün içine
4. ve yûlicu : ve içine sokar
5. en nehâre : gündüz
6. fî el leyli : gecenin içine
7. ve sehhare : ve emre amade kıldı, emri altına aldı
8. eş şemse : güneş
9. ve el kamere : ve kamer, ay
10. kullun : hepsi, bütün
11. yecrî : akar, akıp gider
12. li ecelin : bir ecele kadar, bir süre
13. musemmen : belirli, belirlenmiş
14. zâlikum : şte bu
15. allâhu : Allah
16. rabbu-kum : sizin Rabbiniz
17. lehu : onun
18. el mulku : mülk
19. ve ellezîne : ve onlar
20. ted'ûne : tapıyorsunuz
21. min dûni-hi : ondan başka
22. mâ yemlikûne : sahip olamazlar, malik olamazlar
23. min kıtmîrin : hurma çekirdeğinin zarı
---- Yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli ve sehhareş şemse vel kamere kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku), vellezîne tedûne min dûnihî mâ yemlikûne min kıtmîr (kıtmîrin).
Geceyi gündüze sokuyor, Şems-ü Kameri ram etmiş her biri (müsemmâ bir ecele) mukadder bir gayeye akıp gidiyor, işte bu gördüklerinizi yapan Allah, rabbınız, mülk onun, ondan beride çağırdıklarınız bir kıtmîr idare edemezler [FÂTIR 35/ 13]
1. yûlicu : içine sokar
2. el leyle : gece
3. fî en nehâri : gündüzün içine
4. ve yûlicu : ve içine sokar
5. en nehâre : gündüz
6. fî el leyli : gecenin içine
7. ve sehhare : ve emre amade kıldı, emri altına aldı
8. eş şemse : güneş
9. ve el kamere : ve kamer, ay
10. kullun : hepsi, bütün
11. yecrî : akar, akıp gider
12. li ecelin : bir ecele kadar, bir süre
13. musemmen : belirli, belirlenmiş
14. zâlikum : şte bu
15. allâhu : Allah
16. rabbu-kum : sizin Rabbiniz
17. lehu : onun
18. el mulku : mülk
19. ve ellezîne : ve onlar
20. ted'ûne : tapıyorsunuz
21. min dûni-hi : ondan başka
22. mâ yemlikûne : sahip olamazlar, malik olamazlar
23. min kıtmîrin : hurma çekirdeğinin zarı
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
---- Ve mel hayatüd dünya illa leibüv ve lehv ve leddarul ahiratü hayrul lillezine yettekun e fe la ta'kilun : Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? (Enâm 6/32)
وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
---- Ve mel hayatüd dünya illa leibüv ve lehv ve leddarul ahiratü hayrul lillezine yettekun e fe la ta'kilun : Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? (Enâm 6/32)
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- Ahmed
- Admin
- Mesajlar: 1134
- Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00
"Ve minhüm men yekulü Rabbena atine fiyddünya haseneten ve fiyl ahırati haseneten vekına azaben nar;"
Onlardan kimi de: Rabbimiz, bize dünyada bir hasene (iyilik, güzellik) ver, ahirette de bir hasene ver; ve bizi Narın azabından (Hakdan perdelenmekten) koru, der.
Bakara(2/202)
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلاَّ امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
---- Fe enceynâhu ve ehlehû illemraetehu kânet mine'l-gâbirîn (gâbirîne) : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve âilesini kurtardık; o (karısı) ise (helâke uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.
(A'râf 7/83)
فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلاَّ امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
---- Fe enceynâhu ve ehlehû illemraetehu kânet mine'l-gâbirîn (gâbirîne) : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve âilesini kurtardık; o (karısı) ise (helâke uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.
(A'râf 7/83)
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
"Peygamber, müminlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de müminlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allahın Kitabına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) müminlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitapta yazılıdır."
(Ahzâb, 6)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?
(Mâide, 90, 91)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.(Azhâb, 32)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
İşte bu müjdedir ki Allah iyman edip iyi iyi işler yapan kullarına tebşir buyuruyor. De ki; buna karşı sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir istemem ve her kim çalışır bir güzellik kazanırsa ona onda daha ziyade bir güzellik veririz, çünkü Allah gafurdur, şekûrdur.
(ŞÛRÂ:23)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]