KUL İHVANİ'MİZLE İZNİK'TE Kİ ALLAH DOSTLARI ZİYARETİMİZ!

Basın, Haberler ve Gündemle alakalı konular. (Siyaset ve politika yasaktır!)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

KUL İHVANİ'MİZLE İZNİK'TE Kİ ALLAH DOSTLARI ZİYARETİMİZ!

Mesaj gönderen nur-ye »

KUL İHVANİ'MİZLE İZNİK'TE Kİ ALLAH DOSTLARI ZİYARETİMİZ!

ResimKIRGIZLAR TÜRBESİ


Yenişehir Kapı dışında surlardan 250 m. ileride İznik-Yenişehir asfaltının sağındadır. İznik'in Türkler tarafından fethi sırasında yararlılıklar gösteren Kırgız Türklerinin anısına, Orhan Gazi tarafından 1331 tarihinde inşa ettirilmiştir. İçinde yedi büyük ve bir çocuk lahdi bulunmaktadır. Türbe, mimarisi ile kalem işi süslemeleri bakımından büyük değer taşır.

ResimEŞREFİ RUMİ (EŞREFZADE) CAMİİ VE TÜRBESİ

Eşrefzade Mahallesi, Ali Çandar Sokağın hemen girişinde bulunan cami, II. Bayezit'in oğlu Şehinşah'ın eşi Mükrime Hatun tarafından XVI. yüzyılda yaptırılmıştır. Caminin ve türbenin duvarları Sultan IV. Murat tarafından (1640-1643) çinilerle kaplatılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından tamamen yıkılan cami 1950 yılında aslına benzer boyutlarda yeniden inşa edilmiştir. Eski camiye ait sadece minare ayaktadır. Minarenin külah bölümü yıkılmıştır. Çini kuşakların yer aldığı gövdesi ise çemberler İle sarılarak sağlamlaştırılmıştır. Caminin hemen yanında hazire şeklindeki türbede XV. yüzyılın büyük mutasavvıfı ve şairlerinden olan ve kendisini "gah muti gah asiyem, gah alim gah amiyem" diye tanıtan Eşref-i Rumî yatmaktadır

ResimYEŞİL CAMİ


İznik'in sembolü olan ve en muhteşem kültür varlıklarımızın başında gelen Yeşil Cami, adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Yapımı 1378'de Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından başlatılmış, ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1391'de tamamlatmıştır. Mimarı Hacı Musa'dır. Erken Osmanlı döneminin tek kubbeli camileri arasında en görkemlilerindendir. Son cemaat yeri sütunlu ve ayaklıdır. Mermerlerden yapılmış caminin mihrabında görülmeye değer ve zengin bir taş işçilik vardır. Uzunlamasına dikdörtgen biçimindeki iç mekânı kubbe ve tonozlarla örtülüdür. Kubbesi 10.5 metre çapında ve kuşunla kaplıdır. Eşsiz minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi mavi ve yeşil renkli çinilerle zikzaklı mozaik tekniğiyle bezenmiştir

Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim ŞEYH KUTBUDDİN CAMİİ VE TÜRBESİ

Nilüfer Hatun İmaretinin (İznik Müzesi'nin) güneye bakan tarafının karşısında olup Sultan II. Bayezit'in vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından XV. yüzyılda yaptırılmıştır. Şeyh Kudbeddin Camii tamamen yıkılmış durumdadır. Caminin, yanındaki türbeden bir süre sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbeli ve kare planlı kubbede İznik'in tanınmış müderrislerinden olan ve 1418'de vefat eden Şeyh Kudbeddin yatmaktadır.


Resim MAHMUT ÇELEBİ CAMİİ

Mahmut Çelebi Mahallesinde Ayasofya Kilisesi'nin yüz metre güneyindedir. Kitabeye göre bu eser, Sultan II. Murat'ın kayın biraderi ve Çandarlı Halil Hayrettin Paşa'nın torunu (İbrahim Paşa'nın oğlu) vezir Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında yaptırılmıştır. Yeşil Cami'nin küçük bir örneğidir.



Resim YEŞİL CAMİ
İznik'in sembolü olan ve en muhteşem kültür varlıklarımızın başında gelen Yeşil Cami, adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır. Yapımı 1378'de Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından başlatılmış, ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1391'de tamamlatmıştır. Mimarı Hacı Musa'dır. Erken Osmanlı döneminin tek kubbeli camileri arasında en görkemlilerindendir. Son cemaat yeri sütunlu ve ayaklıdır. Mermerlerden yapılmış caminin mihrabında görülmeye değer ve zengin bir taş işçilik vardır. Uzunlamasına dikdörtgen biçimindeki iç mekânı kubbe ve tonozlarla örtülüdür. Kubbesi 10.5 metre çapında ve kuşunla kaplıdır. Eşsiz minaresi caminin sağ köşesinde yer alır. Gövdesi mavi ve yeşil renkli çinilerle zikzaklı mozaik tekniğiyle bezenmiştir
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim NİLÜFER HATUN İMARETİ (ŞEHİR MÜZESİ)
Bugün müze olarak kullanılan bu çok değerli ve önemli yapı 1388 yılında I. Murat tarafından annesi Nilüfer Hatun anısına inşa ettirilmiştir. Binanın planı ters T harfi şeklindedir. Bina bir kat küfeki taşı üç kat tuğla sistemiyle inşa edilmiş olup, zengin ve renkli bir taş ve tuğla işçiliğine sahiptir. 19. yüzyılın sonlarına kadar imaret işlerini sürdüren yapı Kurtuluş Savaşı'nda Yunan işgali esnasında büyük ölçüde tahrip olmuştur. Cumhuriyet döneminde 1960'lı yıllara kadar depo olarak kullanılmıştır. 1960 yılında restore edilen Nilüfer Hatun İmareti aynı yılın ağustos ayında müze olarak halkın hizmetine açılmıştır. Müzede İznik ve çevresinden çıkarılan arkeolojik buluntular ile Ilıpınar, İznik Roma Tiyatrosu ve İznik'teki çini fırınları kazılarından çıkarılan eserler sergilenmektedir. Müze bahçesinde Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri (sütun başlıkları, lahitler, kabartmalar, korkuluk levhaları, ambonlar, siterler, yazıtlar, çörtenler, sütun tanburları, vaftiz havuzları, pişmiş toprak levhalar ve mezar taşları) yer alır.


Resim SARI SALTUK TÜRBESİ
XIV. yüzyıl yapısı olan türbe, Lefke Kapı dışında Bizans devri su kemerlerinin güneyinde bir bağ içinde yapılmış bîr makam türbesidir.



ResimABDÜLVAHAB SANCAKTARİ TÜRBESİ

İznik, Bizanslıların elinde iken şehri kuşatan İslam ordusundan Abdülvahab adındaki bir kişiye ait olduğuna inanılan bu yatır, kentin doğusundaki şehre ve göle egemen tepededir. Türbe kitabesizdir. Söz konusu şahsın VIII. yüzyılda kuşatma esnasında İslam ordularına büyük yararlılıklar gösterdiği kabul edildiğinden Türkler, İznik'i aldıktan sonra anısına bir türbe yaptırmışlardır. Abdülvahab, efsaneye göre VIII. yüzyılda yaşamış bîr sancaktardır. İslam orduları İznik'i kuşatırken şehit düşmüştür. Türbeye bayraklar asılmakta, adaklar adanmaktadır. Bu nedenle türbe halk arasında "Bayraklı Dede" olarak da anılır.


ResimDAVUDİ KAYSERİ TÜRBESİ VE ÇINARI

İznik Müzesinin Kuzeyinde, Davudi Kayseri Sokakta bulunmaktadır. 1260’lı yıllarda doğduğu düşünülen Davud-i Kayseri hakkında yeterli bilgi yoktur. Öğrenim hayatına Kayseri’de başlamış ve daha sonra Mısır’a gitmiştir. Osmanlı devleti’nin ilk medresesi olan Süleyman Paşa Medresesi’nin ilk müderrislerindendir. Hadis, fıkıh gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe ve mantık gibi akli ilimlerde dersler ve eserler vermiştir. Düşünce sistemi ve görüşleri açısından dönemine ve döneminden sonraki düşünürlere öncülük etmiştir. Davud-i Kayseri’nin mezarı yaklaşık 1251 yıllık bir çınarın yanında olduğu bilinmekteydi ancak türbe ile ilgili herhangi bir belirti günümüze ulaşmamıştı. Türbe çalışmaları ve çevre düzenleme çalışması tamamlanarak ziyarete açılmıştır.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sagolasin Nur-Ye abla,
Desene orada ziyaret edilecek cok yer var Masaallah.

Selam ve sevgiyle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Çok sağolasın gariban CANım,
gerçekten de öyle zamanımız sınırlıydı ki pek çok yeri gezemedik. Renginaz ablam arabasıyla götürdü bizleri gezdirdi. Yeni yeni kullanıyor senelerdir söyleye söyleye arabayı kullandırdık şükür. sağolsun var olsun.
İZNİK gölünü tamamının arabayla geçtik. Sen şimdi mühendisin İznik gölünün çevresinin kaç km. olduğunu soracaksın ama km sıfırlatmadım ablama. :-D

Hocam müsait olunca İznik'te çekindiğimiz resimleride buraya ekler İNŞAALLAH!

MUHAMMEDi SEVgi ve SAYgılarımla...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Abla İznik gölünün çevresini söyleme, gelince ben ölçerim inşaallah, sürpriz olsun :)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Ablam seni İznik Gölünde ölçüm yaparken düşündüm. Girintilerini ölçerken kerevitlerede sorarsın sen şimdi! :lol:
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Yaa evet, çocukluk boyunca Marmara denizinde istavritlere sorduk , iznik gölünde de kerevitlere sorarız , zaten bizle hepsi konuşmakta hamdolsun...

Selam ve sevgiyle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


İstanbul'da ki istavritler dedi ki; ''gariban bize çok sordu azıcık dinlenelim de İznikt'e ki kerevitler konuşsun!..'' dediler.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Abla bu istavritler çok akıllı zaten İSTediğin AN BUL makta bunlar aradığını, doğru demekteler...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Ablam saat farkı var aramızda geçte oldu ama UYku UYudu zaten BİZde!


İstavritler dedi ki; '' kerevitleri de bizim gibi yormayın İSTEDİĞİN AN BULuyorsun ZATen!..'' dediler.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

KUL İHVANİ'MİZLE İZNİK'TE Kİ ALLAH DOSTLARI ZİYARETİMİZ!


ResimEŞREFİ RUMİ (EŞREFZADE) CAMİİ VE TÜRBESİ

Eşrefzade Mahallesi, Ali Çandar Sokağın hemen girişinde bulunan cami, II. Bayezit'in oğlu Şehinşah'ın eşi Mükrime Hatun tarafından XVI. yüzyılda yaptırılmıştır. Caminin ve türbenin duvarları Sultan IV. Murat tarafından (1640-1643) çinilerle kaplatılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından tamamen yıkılan cami 1950 yılında aslına benzer boyutlarda yeniden inşa edilmiştir. Eski camiye ait sadece minare ayaktadır. Minarenin külah bölümü yıkılmıştır. Çini kuşakların yer aldığı gövdesi ise çemberler İle sarılarak sağlamlaştırılmıştır. Caminin hemen yanında hazire şeklindeki türbede XV. yüzyılın büyük mutasavvıfı ve şairlerinden olan ve kendisini "gah muti gah asiyem, gah alim gah amiyem" diye tanıtan Eşref-i Rumî yatmaktadır





AŞK BENİ


Aşk beni yağma kıluptur sen beni sorma bana
Ben beni bulımazım nite haber verem sana

Nuş ideliden ol harabat-ı muganın camını
Aklım esrük canım esrük ne sorarsan sır ana

Ol şarabı kim ben içtim farig-i peymaneyem
Sakisi ol baki nurdur cehd edüp eriş ana

Bu vücudum katresin bahre irürdüm mest olup
Bu kamu mevc-i deryadur direm önden sona

Suretim aşık veli içim dolu maşuk benim
Aşık u maşuk birdir hemen kalma tana

Gel bu birlik şerbetinden bir kadeh nuş eylegil
Bir bakıp bir göresin dağılmayasın dört yana

Ben bu birlik dediğim yokluktur anlarsan sözüm
İkilik bu varlığın komaz varasın aslına

Sen bu yokluktan kaçarsın bir işit yokluk nedir
Bir mücella ayinedir Dost yüzün görmekliğe

Eşrefoğlu Rumi ikilik defterin yaktı oda
Bir olup birlik bulup birle birliğe



EŞREFOĞLU RUMİ EFENDİ


(dİvanından)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

zahidzenderun yazdı:
EY ALLAHIM


Ey Allahım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma

Seni sevmek benim dinim imanım
İlahi dini imandan ayırma


Sararıben solup döndüm hazana
İlahi hazanımı daldan ayırma


Şeyhim güldür ben anın yaprağıyam
İlahi yaprağım gülden ayırma


Ben ol Dost bahçesinin bülbülüyem
İlahi bülbülüm gülden ayırma


Balığın canını suda dediler
İlahi balığım gölden ayırma


Eşrefoğlu senin kemter kulundur
İlahi kulu sultandan ayırma




EŞREFOĞLU RUMİ EFENDİ

( AMİN )
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Kitabesi


Resim

Resim

Câmisi


Resim

Resim

Câmi Avlusunda Açıkta Kabr-i Şerifi
En son kulihvani tarafından 25 Eki 2009, 22:35 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »




Gözlerim

Kulluğa bel bağlayıp Sultanı gözler gözlerim,
Derdine düş olmuşum dermanı gözler gözlerim..

Aline ashabına vardır bizim ikramımız
Ebu Bekir,Ömer,Osman,Ali gözler gözlerim..

Baktığım ol gördüğüm ol, istediğim oldur ol
Ya nice gözlemesin didârı gözler gözlerim..

Eşrefoğlu Ruminin sözleri cevherdir veli
Daima iman ile Kur’an’ı gözler gözlerim..



Eşrefoğlu Rumi hazretleri



Albüm:Visâl
Resim
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sdemir »

Cihanı hiçe satmaktır; adı aşk
Koyup canı gitmektir; adı aşk
Bela gökten yağmur gibi yağarken
Ana başı tutmaktır; adı aşk.


Eşrefoğlu rumi k.s.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Bir göz ki olmaya ibret nazarında

Ol düşmanıdır sahibinin başı üzerinde!




Eşref-i Rumi k.s
Resim
Cevapla

“Basın ve Güncel haberler” sayfasına dön