Bizim için böyle bir şey var mı?. Yok herhalde!
“Onu sokacağım CeheNNeme!.” buyuruyor Firavûn için.. çok ağır karşılık!., Firavûnluk yapanlar için de! ALLAH bizi bağışlasın İnşâeALLAHu’r- RAHMÂN!.
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ --- “Ellezîne tagav fî’l- bilâd (bilâdi).: Onlar ki beldelerde (ülkelerde) azgınlık yaptılar.” (Fecr 89/11)
“Ellezî”.. ne yapmış bu Firavûn?. Bu kadar nedir bu büyük suçları.
“Ellezîne tağav fil bilâd… kazıklar sâhibi olan, kazıklara sâhib olan, ona sâhib çıkan, evtâdlara sâhib çıkan.
Yani 4 rûkne sâhib çıkan. KUTB-ÜL AKTÂB, Kutb-ül evtâb gibi ana unsurların, tümüne sâhib çıkmıştır..
4 unsura sâhib çıkmıştır. Bunları kendinde bilen, kendinde sanandır.
“Ellezî” o ki, “tağav fil bilâd”, o Tagutluk yaptı.. “Taga” kökünde..;
Tagva.: Tuğyan. Azgınlık.. Tagi.: Azgın. Azmış. Asi. Mütekebbir ve ahmak olan. Tugyan.: Zulüm ve küfürde çok ileri gitmek. Azgınlık, taşkınlık. Taşkın mizaçlılık.. Tagut.: İnsanları ALLAH celle CeLâL'ya karşı isyana sevkeden. İsyankâr. * Her bâtıl mâbud. * Şeytan. * İslâmiyetten önce Kâbe'deki putlardan birinin ismi.. hep bu köktendir.
Azgınlık.. “fil bilâd”.. beldelerde.. Şeriat’ta, Tarikat’ta, Mârifet’te, Hakikat’te, elde, yüzde, gözde şurda, burda, çolukta, çocukta, dünyada, ahîrette ne aklınıza gelirse..
Beldeler, beldeler beledler yani biledde değil? Bedde, şedde, cedde, bunlar köktür..
Veled, beled aynı “vedde” kökünderdir.
Beldelerin çoğu yan yatmış, bunlar ki beldelerde taşkınlık etmişlerdir.
Kuvvetlerine aldanmışlar, arzularına uymuşlar.
Bunlar Hak ve Adâlet sınırını aşmış, tüm halkın hiç razı olmadan haklarını çiğnemiş, taşlaşmış kişilerdir.
“tağav”, bunlar beldelerde zorbalık işi yapacak Şeytân Bazarı kuruyorlar.
Bazarda herkese hatta, HAKk’a HAYR’a çağıranlara da zorbalık yapıyorlar..
فَاَكْثَرُوا فٖيهَا الْفَسَادَ ---”Feekserû fîhe’l- fesâd.: Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.” (Fecr 89/12)
“Feekserû fîhel fesâd.: çoğalttılar, o beldelerin içinde fesâd.. dâima “del” harfidir. Niyettir. Muhteşem yaşadı fesadı yaşadı çoğalttı yaşattı.. zannetmek, hep bir numaralı günahtır..
Tüm günahlar hasedden doğar. Yalan da hasedden doğar. ALLAH korusun.
Tasavvufta hasedden önce başka bir hastalık aranmaz.
Hased kokusu alınan bir insan karantinaya alınmış gibi, tek kişilik hücreye atılır gibi.. Hased, böyle zor temizlenen bir hastalıktır hased.
Berbattır ALLAH korusun!.
Bundan kurtuluşun yolları, yine tasavvuftadır.. İÇ arınmayla mümkündür.. Çünki hased, cam gibi olan RÛHu sinek pisliği gibi kirletir.. İÇine girilemeyen RÛHun kirlenmesi ancak ampül gibi DIŞını boyar gibidir.. böylece bir katran gibi yapışır..
Sinek pisliği gibi ata, ata 100 mumluk lambayı 10 mumluğa düşürür. İÇinde 100 mumluk İMÂN var ama ampül kirli ve DIŞarıya 10 mumluk IŞIK vurmaz!. Hased böyle bir pisliktir!
Ruh değişmez çünkü Ruh emir âlemindendir.
Ruh öyle bir şeydir ki cam gibidir, katiyyen içine bir şey almaz sadece sigarayı üfürdüğün gibi dışardan ya da ampulün sinek pisliği ya da toz pisliği gibi dışardan pislenir.
Onun için tecliyesi-cilalanması gerekir ruhun.
İçini temzilemek diye bir şey yok. Giremez içine çünkü bir şey.
Ruh emir âlemindendir. RaBB’in emridir ve Emr Âlemindendir.
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُم مِّن الْعِلْمِ إِلاَّ قَلِيلاً --- “Ve yes’elûneke anir rûh(rûhı), kulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ilmi illâ kalîlâ(kalîlen): Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir.” (İsrâ 17/85)
Hased.. “Onda olmasın bende olsun!.” dediği anda vereni-alanı, kaderi-hayatı tümünü altüst ediverir!.
Bunu sürekli akılda tutulup hatırlaması lâzım...
Kişi manevîyyatta gerçekten bu İŞi doğru dürüst yapıyorsa, kendi makineleri, kalbi çalışıyorsa gerçekten anlıyabiliyorsa dinliyebiliyorsa güzeldir.
İnsan bir yerde eğitim ve öğretim v.s gördüyse bir AMACı vardır.
Hiç gördük mü ki, bir ilk okul çocuğu sıraya oturup da.: “Öğretmenim sana bir şeyler öğretmeye geldim!.” desin. Ya da bu edebin dışında hareket etsin.
Boşuna mı gidiyor çocuklara oraya!. Ögretmenin ve öğrencini bir yeri vardır.. Mutlaka bir fayda sağlaması lâzım.
Yoksa tüm emeğe ve herkese yazık!.
“fesâd.”.. zaman geçtikçe, kalbi yalanla, mideyi haramla doldurur.
Zamanla ağzından haramdan başka bir şey girmez.
Ve adamın ağzından yalandan başka şey çıkmaz hale gelir.
Tam terse çevirir hakka dönemez, hakta duruşa sabredemez ve durmadan “fesâd.” çıkarır!.
Her ÂNda bozgunculuk yaptırır durur!.
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ ---”Fesabbe aleyhim RABBuke sevta azâb.:Bu yüzden RABBin onların üzerine azâb kamçısı yağdırdı.” (Fecr 89/13)
“Fesabbe aleyhim RABBuke sevta azâb”..
“Fesabbe”.. SaBBe bildiğim kadariyle SaBBe, bir kova suyu tepeden döküvermek birden bire!. çarptı, salladı, indirdi, kırbaçladı..
Ama bunu sindirecek her tarafını ıslatacak şekilde. Başından geçirmek gibi, âniden döküvermek gibi. Kızgın SU’yu balkondan yukarıdan aşağıya bir ÂNda yolda yürürken birisinin başına boca ediyorsun gibi.. sevta.: kamçı..
40-50 tane ipten kamçı örmüşsün sen örüyorsun, ben örüyorum kamçımızı!.
Bunun tümünü “fesad” için sarıyorsun.. Bütün Şeytân ahlâklarından Azâb Kamçını ellerinle ÖRüYORsun!.
Bu RABBB/İLEliğine =>İblis Örtüsü örtüp Nefsin heva hevesin Rabb edinişin sâhib çıkışın, kendi adına oluşudur..
İnsanoğlu kendi kendine azâb eder!. ALLAH celle celâlihu azâb etmez hâşâ!. Kendi yarattığına kendisi zulm etmez, azâb etmez.
Herkes kamcısını kendisi örer, azâbını da kendi hazırlar.. Kendi kendini de döver yani!. Dünyasında da döver, ahirette de döver!. ALLAH hepimize yardımcı olsun, bağışlasın İnşâeALLAHu’r- RAHMÂN!.
İşte birbirine karışmış, türlü türlü Tagutluk, Azgınlık içinde olanları dinlememek!. ResûllullahSALLallahu aleyhi ve SELLem’i DUYup, Uymamak!.
“DUYduk ama isyân ediyoruz!.” diyenlerden olmamak!.
Burda bütün “Tagut”Luklarda “RABB ALLAH celle celâlihu” Bir ŞEYye=>Açık-GiZLi PUT’a benzetilmiştir..
Ve şiddetle SaBBe.. sanki şiddetle dövmek, başa sopa yağdırmak gibi o kadar ki, kaynar su dökercesine, döndürürcesine dövmek anlamında anlatmak istiyor ALLAHu zü’L-CeLâL..
“Fesabbe aleyhim”.. üzerlerine yağdırıverdi. Gökten şiddetli yağmur yağar gibi yağdırıverdi.
Bu Hayatta HizbüşşeytÂNLığı tercih edip yaşayan Tagutluk yapan KuLunu yaşarken ördüğü azâb kamçısıyla vurdu kırdı, hak ettiğini yaşattı ve yaşatacak!.
--- “Ellezîne tagav fî’l- bilâd (bilâdi).: Onlar ki beldelerde (ülkelerde) azgınlık yaptılar.” (Fecr 89/11)