KULİHVANİ VIII DEFTER
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
DOST
Şu âlem cemâat, İnsan= Cem Evi
Cihanın cenneti Cânân= Can Evi
Sardı dört âlemim aşkın alevi
Ahımla Ruhumu arıtıyor Dost
*
Cevr-i Cihan, Çark-ı Çile nedeni
Çekene çekilmez işler edeni
Bir derde düşürdü sevgilim beni
Ak saçlarım gibi eritiyor Dost
*
Sevdâ Sırrı ayna gözün camında
Görmez bir işaret olgun-hamında
Divane gönlümü Aşk hamamında
Yuyuyor yıkıyor durutuyor Dost
*
Bir haber beklerim Yârin sesinden
Çatlayacak kalbim endişesinden
Gâhi gam-kederi gâh neşesinden
Çilelerle ömrüm çürütüyor Dost
*
Sevilen-Sevene Sır yaratıyor
Tevhid Tarağıyla aşk taratıyor
Sîne sahrasında Tûr aratıyor
Çile çöllerinde yürütüyor Dost
*
Yâ Muhammed! Meded buldur pîrini
Yıkasın yürekten benlik kirini
Yâr takmış boynuma Aşk Zincirini
İhvâni sefile sürütüyor Dost
06.10.1995 16:32 dr..
Gâh : Gâhî. (Gehî) Arasıra, zaman zaman.
Şu âlem cemâat, İnsan= Cem Evi
Cihanın cenneti Cânân= Can Evi
Sardı dört âlemim aşkın alevi
Ahımla Ruhumu arıtıyor Dost
*
Cevr-i Cihan, Çark-ı Çile nedeni
Çekene çekilmez işler edeni
Bir derde düşürdü sevgilim beni
Ak saçlarım gibi eritiyor Dost
*
Sevdâ Sırrı ayna gözün camında
Görmez bir işaret olgun-hamında
Divane gönlümü Aşk hamamında
Yuyuyor yıkıyor durutuyor Dost
*
Bir haber beklerim Yârin sesinden
Çatlayacak kalbim endişesinden
Gâhi gam-kederi gâh neşesinden
Çilelerle ömrüm çürütüyor Dost
*
Sevilen-Sevene Sır yaratıyor
Tevhid Tarağıyla aşk taratıyor
Sîne sahrasında Tûr aratıyor
Çile çöllerinde yürütüyor Dost
*
Yâ Muhammed! Meded buldur pîrini
Yıkasın yürekten benlik kirini
Yâr takmış boynuma Aşk Zincirini
İhvâni sefile sürütüyor Dost
06.10.1995 16:32 dr..
Gâh : Gâhî. (Gehî) Arasıra, zaman zaman.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
BU GÜN
Hasretim diz boyu mor ala dağlar
Yüzüm şen-şâdüman özüm kan ağlar
Yârden ne bir selâm ne bir haber var
Biçâre kalmışım şaşmışım Bu gün
*
Gönlüm bulut bulut sevdâ ağıyor
Çile memesinden hasret sağıyor
Rıza Bazarına rahmet yağıyor
Elâ gözlerimden taşmışım Bu gün
*
Yetiş Pîr Geylanî, Şeyhim Arabî
Yıkıldım gurbette oldum harabî
El aman Ehl-i Beyt, Şah-ı Tûrabî
Bilmeden haddimi aşmışım Bu gün
*
Subhân selsebili sevdâ saçarken
Arı yüreğinde çiçek açarken
Umut ufkun uçtan uca uçarken
Tevhid tuzağına düşmüşüm Bu gün
*
İhvâniyem Yârin adın anarım
Tatlı canım acılara banarım
Yanar dağlar gibi gizli yanarım
Kendi ateşimde pişmişim Bu gün
23.10.1995 08:55
Arabî : Meşrebî Pîrim Muhiddin-i Arabî ve de Melâmi Pîrim Muhammed Nurul- Arabî.
Harabî : Benliği harab olmuş. Viran. Issız. Yıkık. Perişan.
Tûrabî : Benliği toprakla bir olmuş.
Hadd : Hudut. Çizgi. Sınır. * Cürüm. * Salahiyyet. * Şeriatça verilen ceza. * Derece. Son derece. Münteha.
Hasretim diz boyu mor ala dağlar
Yüzüm şen-şâdüman özüm kan ağlar
Yârden ne bir selâm ne bir haber var
Biçâre kalmışım şaşmışım Bu gün
*
Gönlüm bulut bulut sevdâ ağıyor
Çile memesinden hasret sağıyor
Rıza Bazarına rahmet yağıyor
Elâ gözlerimden taşmışım Bu gün
*
Yetiş Pîr Geylanî, Şeyhim Arabî
Yıkıldım gurbette oldum harabî
El aman Ehl-i Beyt, Şah-ı Tûrabî
Bilmeden haddimi aşmışım Bu gün
*
Subhân selsebili sevdâ saçarken
Arı yüreğinde çiçek açarken
Umut ufkun uçtan uca uçarken
Tevhid tuzağına düşmüşüm Bu gün
*
İhvâniyem Yârin adın anarım
Tatlı canım acılara banarım
Yanar dağlar gibi gizli yanarım
Kendi ateşimde pişmişim Bu gün
23.10.1995 08:55
Arabî : Meşrebî Pîrim Muhiddin-i Arabî ve de Melâmi Pîrim Muhammed Nurul- Arabî.
Harabî : Benliği harab olmuş. Viran. Issız. Yıkık. Perişan.
Tûrabî : Benliği toprakla bir olmuş.
Hadd : Hudut. Çizgi. Sınır. * Cürüm. * Salahiyyet. * Şeriatça verilen ceza. * Derece. Son derece. Münteha.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
GÖZLERİM
Geçti bahar-yazım-kışım
Gurbette garib kalmışım
Donmuş içim donmuş dışım
Ağlamaz oldu gözlerim
*
Bahtımı rahmet bürüse
Buz dağı kalbim erise
Sel olsa sînem bürüse
Çağlamaz oldu gözlerim
*
Her yöne bakıp gönlümü
Su gibi akıp gönlümü
Her seher yakıp gönlümü
Dağlamaz oldu gözlerim
*
Aşka uyanan bir kuyu
Şeker-şerbet keser suyu
Başım belâsı uykuyu
Bağlamaz oldu gözlerim
*
Gece-gündüz Yârin gözler
Adın anar Özden özler
Kul İhvânim sazlar sözler
Eğlemez oldu gözlerim
23.10.1995 15:25
Geçti bahar-yazım-kışım
Gurbette garib kalmışım
Donmuş içim donmuş dışım
Ağlamaz oldu gözlerim
*
Bahtımı rahmet bürüse
Buz dağı kalbim erise
Sel olsa sînem bürüse
Çağlamaz oldu gözlerim
*
Her yöne bakıp gönlümü
Su gibi akıp gönlümü
Her seher yakıp gönlümü
Dağlamaz oldu gözlerim
*
Aşka uyanan bir kuyu
Şeker-şerbet keser suyu
Başım belâsı uykuyu
Bağlamaz oldu gözlerim
*
Gece-gündüz Yârin gözler
Adın anar Özden özler
Kul İhvânim sazlar sözler
Eğlemez oldu gözlerim
23.10.1995 15:25
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
YÂR EY!..
Gönül Yârin Yolun tuttu
Bildiği korku-umuttu
Göz yedi rengi unuttu
Aşkın alından alından
*
Yârin yanı yerim-yurdum
Rüzgâr gibi gezdim durdum
Çiçeğin çilesin sordum
Oğul balından balından
*
Bir yol ki Dost giden gelmez
Ayrılanlar ağlar gülmez
Bilen demez-diyen bilmez
Aşkın hâlından hâlından
*
Aşkımı Arşa ekmişim
Seven-Sevilen Tekmişim
Yâr için neler çekmişim
Ağyâr elinden elinden
*
Olur! Olmaz! Ölüm! Doğum!
Söz boğazda bin bir boğum
Harab oldu varım-yoğum
Sevdâ selinden selinden
*
Aşkın kırk çile dokusu
Hırada İkra! okusu
Yâ Yâr var ya da kokusu
Seher yelinden yelinden
*
Âşığım ahım anlayın
Sevdâya seven ünleyin
Ömrüm inliyor dinleyin
Sazın telinden telinden
*
Hisset HAKKın nefesini
Duy-Uy! Dinle! Dost sesini
Bezm-i Belâ Bestesini
Derviş dilinden dilinden
*
Bazar buldum BİRin seçtim
Birlik Bâdesini içtim
Sarhoş oldum geldim-geçtim
Yârin yolundan yolundan
*
Tevhid, tebliğ-gelin uyun!
Tevbe edip ÖZü yuyun
Kulak verin sesim duyun
Çile çölünden çölünden
*
Gör sırrımız seyre serdim
Gelene geçene verdim
Demet-demet derdim derdim
Gönül gülünden gülünden
*
Seni Sefil Kul İhvâni
ALLAH Bâki her şey fâni
Yok eder bin bir Cihanı
Geçmez Kulundan kulundan
29.10.1995 16:51
Cmhryt Byrm..
İkra! : Oku!
Bezm-i Belâ Bestesi : Ruhların, Nefis âlemine çıkmadan önceki meşhur Meclisteki Rübubiyyet Tevhidini Kabul ettikleri sözleri
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler. ( Araf 7/172)
Fâni : Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir. (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur. İ.İ.)
Gönül Yârin Yolun tuttu
Bildiği korku-umuttu
Göz yedi rengi unuttu
Aşkın alından alından
*
Yârin yanı yerim-yurdum
Rüzgâr gibi gezdim durdum
Çiçeğin çilesin sordum
Oğul balından balından
*
Bir yol ki Dost giden gelmez
Ayrılanlar ağlar gülmez
Bilen demez-diyen bilmez
Aşkın hâlından hâlından
*
Aşkımı Arşa ekmişim
Seven-Sevilen Tekmişim
Yâr için neler çekmişim
Ağyâr elinden elinden
*
Olur! Olmaz! Ölüm! Doğum!
Söz boğazda bin bir boğum
Harab oldu varım-yoğum
Sevdâ selinden selinden
*
Aşkın kırk çile dokusu
Hırada İkra! okusu
Yâ Yâr var ya da kokusu
Seher yelinden yelinden
*
Âşığım ahım anlayın
Sevdâya seven ünleyin
Ömrüm inliyor dinleyin
Sazın telinden telinden
*
Hisset HAKKın nefesini
Duy-Uy! Dinle! Dost sesini
Bezm-i Belâ Bestesini
Derviş dilinden dilinden
*
Bazar buldum BİRin seçtim
Birlik Bâdesini içtim
Sarhoş oldum geldim-geçtim
Yârin yolundan yolundan
*
Tevhid, tebliğ-gelin uyun!
Tevbe edip ÖZü yuyun
Kulak verin sesim duyun
Çile çölünden çölünden
*
Gör sırrımız seyre serdim
Gelene geçene verdim
Demet-demet derdim derdim
Gönül gülünden gülünden
*
Seni Sefil Kul İhvâni
ALLAH Bâki her şey fâni
Yok eder bin bir Cihanı
Geçmez Kulundan kulundan
29.10.1995 16:51
Cmhryt Byrm..
İkra! : Oku!
Bezm-i Belâ Bestesi : Ruhların, Nefis âlemine çıkmadan önceki meşhur Meclisteki Rübubiyyet Tevhidini Kabul ettikleri sözleri
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler. ( Araf 7/172)
Fâni : Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir. (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur. İ.İ.)
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
DOSTUN DOSTU
DOST ARKADAŞ!..
Âşık olunur mu HAKKa mihenksiz
Heplik hayret hâli Hiçlik âhenksiz
Yedi renge batıp kalmışız renksiz
Âşıkların ahı Al da Efendim
*
Parmak-Yüzük gibi İle siyim Ben
Et-Tırnak sevgili Bile siyim Ben
Arının çektiği çilesiyim Ben
Bin bir bahar bahtım Bal da Efendim
*
Sünnetullah, HAKKın tavır-tarzıdır
Sevgi sevenlerin gönül farzıdır
Almak satmak değil.. Hâlin arzıdır
Sefil sîne sazım çal da Efendim
*
Elim-Dilim-Belim= Edeb adabı
SU testisi BUZdan kalbimin kabı
HAKKta HAKKtan HAKKa hayat serabı
Tohumun oyunu Dal da Efendim
*
Şeriat : BUZ Adam, tebliğ duyarsa
Tarikat: SU kılar HAKKa uyarsa
Mârifet: BUHARı gayrın soyarsa
Hakikat: BULUTu Hâl da Efendim
*
Sevdâ Sahrasının Selâm Sabahı
Hikmet Sahnesinin Kemâlât Şahı
İbret Aynasında câhil ilâhı
Kimin para kimin Mal da Efendim
*
Buz Su Buhar Bulut Aynı gözüm var
Yanar Dağlar gibi Özde közüm var
Bilen demez diyen bilmez! sözüm var
Sır-Atın dört mıhı Nal da Efendim
*
Kurtulur Kurâna aklını atan
Buz gibi eriyen deryada batan
Nice dedeler var beşikte yatan
Nice bebe gördüm Sal da Efendim
*
Seyrettim bu seher gönül güzelim
Lâ hüve illâ Hu ebed-ezelim
Ben Dostun omzuna düşen gazelim
Bin bir desen işli Şal da Efendim
*
Devranında devr eyledim, bir hoşum
Seyrangâhın seyr eyledim serhoşum
Cevlan cennet, cevl eyledim can kuşum
Hayran hayrı gurbet Elde Efendim
*
Bir güneş ararım Gönül Buzuma
Kurt yavrusu yoldaş olmuş kuzuma
Tevhid Tepesinden oğlum-kızıma
Yüreğim elimde Gel! de Efendim
*
Sînem dağlar!.. Karlı dağlar Hüseyin
Dinmeyen yaramı bağlar Hüseyin
Patladı gözlerim ağlar Hüseyin
Kerbelâm kaybettim Selde Efendim
*
Dağlardadır ırmak adı Âşıklar
Deryadır Damlanın tadı Âşıklar
kendin bilmek Dost Muradı Âşıklar
Emri Tevhid, Tevhid Telde Efendim
*
Muhammed=Muhabbet daimi diri
Ali Şeen Şahı Velâyet biri
Gavsım Abdülkadir Geylanî Pîri
Tevhid Subbuh Subbuh! yelde Efendim
*
Salyangozlar gibi kabuğundan çık
Benlik İlâhının köşkün-tahtın yık!
Ecel Devesi ol-dizin üstü ık!
Secdesiz namazın kıl! da Efendim
*
Benlik Buz dağların aşar Âşıklar
Heplikten Hiçliğe taşar Âşıklar
Bir anda bin bahar yaşar Âşıklar
Muhabbet her mevsim Yılda Efendim
*
Gül naz eder, Bülbül niyaz diledir
Seven sevilenle daim biledir
Bilirsin ki vüsul, usul iledir
RABB dan önce kendin bil! de Efendim
*
Ben Benim kralım BEN Konağında
HAKKtan başkası yok Aşk Çanağında
BENi de bir Ben bil! Yâr Yanağında
Çilemi çilerim Çilde Efendim
*
Sekiz köşe altı yüzlü Zara bak!
Kâbemiz bilyeye döndürdü Dost HAKK
El-ayaksız böyle başsız yaşamak
Tevhidin türküsü Dilde Efendim
*
Umudum uçurdum hem korkusuzum
Uyuttum uykumu Dost! Hem korkusuzum
Sînem su kaynağı suya susuzum
Çile Çölün gönlü Nilde Efendim
*
Tomur-gonca- gülüm Gülşende gibi
Yâr sanki ikimiz bir tende gibi
Ben sende gibiyim sen bende gibi
Dönmeyene Nokta var Milde Efendim
*
Kalb erisin gözden âyet süzülsün
Yetmiş iki dilden Hikmet dizilsin
Ruh-u Muhammedden Kurân yazılsın
Aklı Aynasını sil! de Efendim
*
Serildik Sırata özler göynüyor
Yürekler eriyor gözler kaynıyor
Kün! Fe yekununda Âlem oynuyor
Sesin duyuyoruz Zilde Efendim
*
AHADın Ahmedi Mi pak Dost Dost!
Tevhid=Hava-Ateş-Su-Torak Dost Dost!
Akıl hamd ederse Hükm-ü HAKK Dost Dost!
Olur!-Olmaz! olmaz, OL! da Efendim
*
Halk bilemez Özde zehir-zemzemi
HAKKın Ehlullahı hâl-i hem-demi
Arzundur zuhurat fazl ü keremi
Boşalıp Dost ile Dol! da Efendim
*
Bencileyin Kıtmir havlar Âşıklar
Ahmakları aşka tavlar Âşıklar
Avdır avcısını avlar Âşıklar
Şahımın Şahbazı kolda Efendim
*
Zül- Celâlden ikram Cana Cemâl çok
Tevhid= HAKKtan HAKKa HAKK yayında ok
HAKK Esmâsın zuhurunda zıtlar yok
HAKKa kıble Kalbim Solda Efendim
*
Her yerde olanı aramaz Âşık
Tevhidle ikilik taramaz Âşık
Vüsul hasıl oldu varamaz Âşık
Yolcuyu yitirdi Yolda Efendim
*
Benden Sana değil, Senden Sanadır
Aşkın bahası yok söz bahanadır
Halk= Akıl, Hak= Tebliğ, Cennet Canadır
Diri git! Ölmeden Öl! de Efendim
*
Yarıldı yüreğim yaram yaladım
Arzı aşka Tevhid ile uladım
Âşıkların göz yaşıyla suladım
Çilem çiçek açtı Çölde Efendim
*
Sözüm hoş gör! Gözüm, beğler ağası
Açıldı kapanmaz gönül gagası
Erenler Ülkesin ala kargası
Deme : Ne geziyor gölde? Efendim
*
Uyarınca, aşkı duyan bir kuyu
Şeker-şerbet keser bin kuyu suyu
Varını vermektir Ehl-i Beyt huyu
Bize de haber sal- bul! da Efendim
*
Bok Evi Hak Evi dört parmak ara
Tevhid= Terazidir, tartılmak dara
Sözünde dört dörtlük Özde maskara
Gözü benim gibi Çulda Efendim
*
Hâklen bilen, mazur gelip-geçecek
Aklen bilen, ektiğini biçecek
Naklen bilen, Haklen HAKKı içecek
Cümlesi CEM olmuş KULda Efendim
*
HAKK gurbette garib hâlim hoşuyor
Rüzgâr deli derya dalga coşuyor
Leş peşinde nice kuşlar koşuyor
Bülbül Âşık, gönlü Gülde Efendim
*
Âşığım diyenler Yârini ansın
Tatlı canın çile nârına bansın
Vah odun kalanlar derdine yansın
Ateşin derdi yok Külde Efendim
*
Akıldır RABBına aşk muhatabı
Semiğna-Ateğna! HAKKın Hitabı
Sendeki Kâinât Kurân Kitabı
Sözün özü gizli Tülde Efendim
*
Hüdâ dan habersiz gâfil İhvâni
Hüdâ Âşıklara kefil İhvâni
Hâlsiz söz söyleme Sefil İhvâni
Yazık Âşıklara Zül! de Efendim
31.10.1995 13:10
DSİ..
Mihenk : (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yarayan vasıta.
Âhenk : f. Seslerin arasındaki uygunluk. Düzgün tarz ve gidiş.
Ayn : (C.: A'yan-A'yun-Uyûn) Göz. * Pınar, kaynak. Çeşme. * Tıpkısı, tâ kendisi. * Zât. * Eşyanın hakikatı. * Kavmin şereflisi. * Diz. * Altın. * Nazar değme. * Casus. * Her şeyin en iyisi. * Muayene etmek.
Lâ hüve illâ Hu : Ondan başka O yoktur.
Subbuhun Kuddûsun : "Allah (C.C.) subbûhtur, kuddûstür. Zâtına ve sıfatına fena, noksan ve kusur yanaşamaz. Her zaman ve her dilde, her mahluk onu tesbih ve takdis eder." gibi mânâları ifade eder.
Vüsul : Ulaşma, erişme, varma, yetişme.
Ehlullah : Allah'a itaat edip, O'nun sevgisi ile O'na yaklaşmış olan Veli. Allah'ın sevgisine mazhar olan Evliya.
Zuhurat : Meydana çıkmak. * Ansızın meydana gelmek. * Baş göstermek. Görünmek. * Hulul. * Galip olmak. * Âlîkadr.
Tebliğ : Ulaştırmak. Götürmek. * Bildirmek. * Eriştirmek.
Mazur : Özürlü. Özrü olan.
Hoşuyor : Hoş ediyor.
Muhatab : Söyleyeni dinleyen. Kendisine hitab edilen. * Gr: İkinci şahıs.
Gâfil : Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah'ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan. (Günde bir taşı binâ-yı ömrümün düştü yere,Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber. (Niyazi-i Mısrî)
Züll : Hakir olma, alçalma. Zillette oluş. Horluk.
DOST ARKADAŞ!..
Âşık olunur mu HAKKa mihenksiz
Heplik hayret hâli Hiçlik âhenksiz
Yedi renge batıp kalmışız renksiz
Âşıkların ahı Al da Efendim
*
Parmak-Yüzük gibi İle siyim Ben
Et-Tırnak sevgili Bile siyim Ben
Arının çektiği çilesiyim Ben
Bin bir bahar bahtım Bal da Efendim
*
Sünnetullah, HAKKın tavır-tarzıdır
Sevgi sevenlerin gönül farzıdır
Almak satmak değil.. Hâlin arzıdır
Sefil sîne sazım çal da Efendim
*
Elim-Dilim-Belim= Edeb adabı
SU testisi BUZdan kalbimin kabı
HAKKta HAKKtan HAKKa hayat serabı
Tohumun oyunu Dal da Efendim
*
Şeriat : BUZ Adam, tebliğ duyarsa
Tarikat: SU kılar HAKKa uyarsa
Mârifet: BUHARı gayrın soyarsa
Hakikat: BULUTu Hâl da Efendim
*
Sevdâ Sahrasının Selâm Sabahı
Hikmet Sahnesinin Kemâlât Şahı
İbret Aynasında câhil ilâhı
Kimin para kimin Mal da Efendim
*
Buz Su Buhar Bulut Aynı gözüm var
Yanar Dağlar gibi Özde közüm var
Bilen demez diyen bilmez! sözüm var
Sır-Atın dört mıhı Nal da Efendim
*
Kurtulur Kurâna aklını atan
Buz gibi eriyen deryada batan
Nice dedeler var beşikte yatan
Nice bebe gördüm Sal da Efendim
*
Seyrettim bu seher gönül güzelim
Lâ hüve illâ Hu ebed-ezelim
Ben Dostun omzuna düşen gazelim
Bin bir desen işli Şal da Efendim
*
Devranında devr eyledim, bir hoşum
Seyrangâhın seyr eyledim serhoşum
Cevlan cennet, cevl eyledim can kuşum
Hayran hayrı gurbet Elde Efendim
*
Bir güneş ararım Gönül Buzuma
Kurt yavrusu yoldaş olmuş kuzuma
Tevhid Tepesinden oğlum-kızıma
Yüreğim elimde Gel! de Efendim
*
Sînem dağlar!.. Karlı dağlar Hüseyin
Dinmeyen yaramı bağlar Hüseyin
Patladı gözlerim ağlar Hüseyin
Kerbelâm kaybettim Selde Efendim
*
Dağlardadır ırmak adı Âşıklar
Deryadır Damlanın tadı Âşıklar
kendin bilmek Dost Muradı Âşıklar
Emri Tevhid, Tevhid Telde Efendim
*
Muhammed=Muhabbet daimi diri
Ali Şeen Şahı Velâyet biri
Gavsım Abdülkadir Geylanî Pîri
Tevhid Subbuh Subbuh! yelde Efendim
*
Salyangozlar gibi kabuğundan çık
Benlik İlâhının köşkün-tahtın yık!
Ecel Devesi ol-dizin üstü ık!
Secdesiz namazın kıl! da Efendim
*
Benlik Buz dağların aşar Âşıklar
Heplikten Hiçliğe taşar Âşıklar
Bir anda bin bahar yaşar Âşıklar
Muhabbet her mevsim Yılda Efendim
*
Gül naz eder, Bülbül niyaz diledir
Seven sevilenle daim biledir
Bilirsin ki vüsul, usul iledir
RABB dan önce kendin bil! de Efendim
*
Ben Benim kralım BEN Konağında
HAKKtan başkası yok Aşk Çanağında
BENi de bir Ben bil! Yâr Yanağında
Çilemi çilerim Çilde Efendim
*
Sekiz köşe altı yüzlü Zara bak!
Kâbemiz bilyeye döndürdü Dost HAKK
El-ayaksız böyle başsız yaşamak
Tevhidin türküsü Dilde Efendim
*
Umudum uçurdum hem korkusuzum
Uyuttum uykumu Dost! Hem korkusuzum
Sînem su kaynağı suya susuzum
Çile Çölün gönlü Nilde Efendim
*
Tomur-gonca- gülüm Gülşende gibi
Yâr sanki ikimiz bir tende gibi
Ben sende gibiyim sen bende gibi
Dönmeyene Nokta var Milde Efendim
*
Kalb erisin gözden âyet süzülsün
Yetmiş iki dilden Hikmet dizilsin
Ruh-u Muhammedden Kurân yazılsın
Aklı Aynasını sil! de Efendim
*
Serildik Sırata özler göynüyor
Yürekler eriyor gözler kaynıyor
Kün! Fe yekununda Âlem oynuyor
Sesin duyuyoruz Zilde Efendim
*
AHADın Ahmedi Mi pak Dost Dost!
Tevhid=Hava-Ateş-Su-Torak Dost Dost!
Akıl hamd ederse Hükm-ü HAKK Dost Dost!
Olur!-Olmaz! olmaz, OL! da Efendim
*
Halk bilemez Özde zehir-zemzemi
HAKKın Ehlullahı hâl-i hem-demi
Arzundur zuhurat fazl ü keremi
Boşalıp Dost ile Dol! da Efendim
*
Bencileyin Kıtmir havlar Âşıklar
Ahmakları aşka tavlar Âşıklar
Avdır avcısını avlar Âşıklar
Şahımın Şahbazı kolda Efendim
*
Zül- Celâlden ikram Cana Cemâl çok
Tevhid= HAKKtan HAKKa HAKK yayında ok
HAKK Esmâsın zuhurunda zıtlar yok
HAKKa kıble Kalbim Solda Efendim
*
Her yerde olanı aramaz Âşık
Tevhidle ikilik taramaz Âşık
Vüsul hasıl oldu varamaz Âşık
Yolcuyu yitirdi Yolda Efendim
*
Benden Sana değil, Senden Sanadır
Aşkın bahası yok söz bahanadır
Halk= Akıl, Hak= Tebliğ, Cennet Canadır
Diri git! Ölmeden Öl! de Efendim
*
Yarıldı yüreğim yaram yaladım
Arzı aşka Tevhid ile uladım
Âşıkların göz yaşıyla suladım
Çilem çiçek açtı Çölde Efendim
*
Sözüm hoş gör! Gözüm, beğler ağası
Açıldı kapanmaz gönül gagası
Erenler Ülkesin ala kargası
Deme : Ne geziyor gölde? Efendim
*
Uyarınca, aşkı duyan bir kuyu
Şeker-şerbet keser bin kuyu suyu
Varını vermektir Ehl-i Beyt huyu
Bize de haber sal- bul! da Efendim
*
Bok Evi Hak Evi dört parmak ara
Tevhid= Terazidir, tartılmak dara
Sözünde dört dörtlük Özde maskara
Gözü benim gibi Çulda Efendim
*
Hâklen bilen, mazur gelip-geçecek
Aklen bilen, ektiğini biçecek
Naklen bilen, Haklen HAKKı içecek
Cümlesi CEM olmuş KULda Efendim
*
HAKK gurbette garib hâlim hoşuyor
Rüzgâr deli derya dalga coşuyor
Leş peşinde nice kuşlar koşuyor
Bülbül Âşık, gönlü Gülde Efendim
*
Âşığım diyenler Yârini ansın
Tatlı canın çile nârına bansın
Vah odun kalanlar derdine yansın
Ateşin derdi yok Külde Efendim
*
Akıldır RABBına aşk muhatabı
Semiğna-Ateğna! HAKKın Hitabı
Sendeki Kâinât Kurân Kitabı
Sözün özü gizli Tülde Efendim
*
Hüdâ dan habersiz gâfil İhvâni
Hüdâ Âşıklara kefil İhvâni
Hâlsiz söz söyleme Sefil İhvâni
Yazık Âşıklara Zül! de Efendim
31.10.1995 13:10
DSİ..
Mihenk : (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yarayan vasıta.
Âhenk : f. Seslerin arasındaki uygunluk. Düzgün tarz ve gidiş.
Ayn : (C.: A'yan-A'yun-Uyûn) Göz. * Pınar, kaynak. Çeşme. * Tıpkısı, tâ kendisi. * Zât. * Eşyanın hakikatı. * Kavmin şereflisi. * Diz. * Altın. * Nazar değme. * Casus. * Her şeyin en iyisi. * Muayene etmek.
Lâ hüve illâ Hu : Ondan başka O yoktur.
Subbuhun Kuddûsun : "Allah (C.C.) subbûhtur, kuddûstür. Zâtına ve sıfatına fena, noksan ve kusur yanaşamaz. Her zaman ve her dilde, her mahluk onu tesbih ve takdis eder." gibi mânâları ifade eder.
Vüsul : Ulaşma, erişme, varma, yetişme.
Ehlullah : Allah'a itaat edip, O'nun sevgisi ile O'na yaklaşmış olan Veli. Allah'ın sevgisine mazhar olan Evliya.
Zuhurat : Meydana çıkmak. * Ansızın meydana gelmek. * Baş göstermek. Görünmek. * Hulul. * Galip olmak. * Âlîkadr.
Tebliğ : Ulaştırmak. Götürmek. * Bildirmek. * Eriştirmek.
Mazur : Özürlü. Özrü olan.
Hoşuyor : Hoş ediyor.
Muhatab : Söyleyeni dinleyen. Kendisine hitab edilen. * Gr: İkinci şahıs.
Gâfil : Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah'ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan. (Günde bir taşı binâ-yı ömrümün düştü yere,Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber. (Niyazi-i Mısrî)
Züll : Hakir olma, alçalma. Zillette oluş. Horluk.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
BAKIN!..
Şakşakçısı olmuş Nefsi şenliğin
Kavgasına girmiş Benlik-Senliğin
Kalbin kıblesine koymuş Benliğin
Âşığım! diyormuş aşkına bakın!..
*
Bağrını döğüyor döşüne yazık
Darı anbarında düşüne yazık
Zincirin geviyor dişine yazık
Anadan azgına taşkına bakın!..
*
Zâttan sıfat Esmâsının cem isi
İki ata binmiş aşk acemisi
Lafla yürür mü hiç Peynir Gemisi
Öter dilli düdük coşkuna bakın!..
*
HAKKın halifesi Mevlâ Miratı
Hayr ü Şerr sınırı Subhân Sıratı
Sevdâ yollarının yaşlı kır atı
Yularsız-kuskunu düşküne bakın!..
*
Çöp sepeti sanma Kalbin İhvâni
Aldığın doldurma aklın yok , hani?
Kirlettin-kokuttun cümle Cihanı
Yüzü kızarmıyor pişkine bakın!..
31.10.1995 14:09
Mirat : Ayine. Ayna. * Meşhur bir cins lâle.
Kuskun : Eşek sırtındaki palanı bedenine bağlayan kolanın kuyruk altı kısmı.
Şakşakçısı olmuş Nefsi şenliğin
Kavgasına girmiş Benlik-Senliğin
Kalbin kıblesine koymuş Benliğin
Âşığım! diyormuş aşkına bakın!..
*
Bağrını döğüyor döşüne yazık
Darı anbarında düşüne yazık
Zincirin geviyor dişine yazık
Anadan azgına taşkına bakın!..
*
Zâttan sıfat Esmâsının cem isi
İki ata binmiş aşk acemisi
Lafla yürür mü hiç Peynir Gemisi
Öter dilli düdük coşkuna bakın!..
*
HAKKın halifesi Mevlâ Miratı
Hayr ü Şerr sınırı Subhân Sıratı
Sevdâ yollarının yaşlı kır atı
Yularsız-kuskunu düşküne bakın!..
*
Çöp sepeti sanma Kalbin İhvâni
Aldığın doldurma aklın yok , hani?
Kirlettin-kokuttun cümle Cihanı
Yüzü kızarmıyor pişkine bakın!..
31.10.1995 14:09
Mirat : Ayine. Ayna. * Meşhur bir cins lâle.
Kuskun : Eşek sırtındaki palanı bedenine bağlayan kolanın kuyruk altı kısmı.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
BULUT BABA
İnsan-ı Kâmil
Buz Adam : Şeriat İnsanı..
Su Adam: Tarikat İnsanı..
Buhar Adam : Mârifet İnsanı..
Bulut Adam : Hakikat İnsanı..
BUZ san eri çarka gel!
Su ol yürü farka gel!
Buharlaşıp terke gel!
Garka kanat aç Bulut
*
Can evimden gördüğüm
Ne doğum var ne ölüm
Çatladı Çile Çölüm
Rahmetini saç Bulut
*
Dervişim, Âşığım yok
Salım yok beşiğim yok
Evim yok eşiğim yok
Gel kapımdan geç Bulut
*
Erdi HAKKın nazarı
Âşık yazdı yazarı
Bura rıza bazarı
Sevdiğini seç Bulut
*
Bulut-Buhar-Su-buzun
ASLı birdir söz uzun
Susuzun - uykusuzun
Duasını iç Bulut
*
Gürle gel, Tevhid dile
Bin bir damlalar bile
Tevhidden, makas ile
Kefenini biç Bulut
*
Cennet=Aşk Cihanıdır
Fenâ - Bekâ canıdır
Heplik HAKKın şanıdır
Kul İhvânim Hiç Bulut
*
El iken kucak oldu
Soyundu sıcak oldu
İbrahim bıçak oldu
İsmailim koç Bulut
*
Buz Adam Su Adamı
Buhar Adamın gamı
Tevhid olduran hamı
Ne söylersem suç Bulut
*
Nakşî ol nakışın vur
Göz-gönül bakışın vur
Kalb, kalbe akışın nûr
Sıfır sonsuz uç Bulut
*
kadirî kadrin bilip
RABBa rüku eğilip
Su gibi secde gelip
Bencileyin güç Bulut
*
İhvânim izle Pîri
Ölür, kalkarsın diri
Burada buldur Biri
Başım, iki-üç Bulut
31.10.1995 14:49
İnsan-ı Kâmil
Buz Adam : Şeriat İnsanı..
Su Adam: Tarikat İnsanı..
Buhar Adam : Mârifet İnsanı..
Bulut Adam : Hakikat İnsanı..
BUZ san eri çarka gel!
Su ol yürü farka gel!
Buharlaşıp terke gel!
Garka kanat aç Bulut
*
Can evimden gördüğüm
Ne doğum var ne ölüm
Çatladı Çile Çölüm
Rahmetini saç Bulut
*
Dervişim, Âşığım yok
Salım yok beşiğim yok
Evim yok eşiğim yok
Gel kapımdan geç Bulut
*
Erdi HAKKın nazarı
Âşık yazdı yazarı
Bura rıza bazarı
Sevdiğini seç Bulut
*
Bulut-Buhar-Su-buzun
ASLı birdir söz uzun
Susuzun - uykusuzun
Duasını iç Bulut
*
Gürle gel, Tevhid dile
Bin bir damlalar bile
Tevhidden, makas ile
Kefenini biç Bulut
*
Cennet=Aşk Cihanıdır
Fenâ - Bekâ canıdır
Heplik HAKKın şanıdır
Kul İhvânim Hiç Bulut
*
El iken kucak oldu
Soyundu sıcak oldu
İbrahim bıçak oldu
İsmailim koç Bulut
*
Buz Adam Su Adamı
Buhar Adamın gamı
Tevhid olduran hamı
Ne söylersem suç Bulut
*
Nakşî ol nakışın vur
Göz-gönül bakışın vur
Kalb, kalbe akışın nûr
Sıfır sonsuz uç Bulut
*
kadirî kadrin bilip
RABBa rüku eğilip
Su gibi secde gelip
Bencileyin güç Bulut
*
İhvânim izle Pîri
Ölür, kalkarsın diri
Burada buldur Biri
Başım, iki-üç Bulut
31.10.1995 14:49
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
SİTEM
Nice geceler var bile ağladık
Aşk olsun Ak Deniz coştuk çağladık
HAKKa bağsız bağla başı ağladık
Bahasına aşkı aldık sahilde
*
Sarmaş-dolaş kumlarında yürüdük
Zıtların zevk ettik Sırrın sürüdük
Yedi sesi yedi tele bürüdük
Çile cünbüşümüz çaldık sahilde
*
Sevdâ sürüsüne çoban kim firar
Lâ İlâhe=inkâr, İllallah= ikrâr
Düşmüşüm peşine işim ah ü zâr
Bezm-i Belâ!sına daldık sahilde
*
Ak Deniz dilinden bilmem! demişsin
Dost! gayrı sahile gelmem! demişsin
Ben hayâ perdemi delmem demişsin
Kevgire çevirdi!.. kaldık sahilde
*
Zikir-Fikir-Şükür-Sabra sarıldık
Kul İhvâni Kıtmir, sanma darıldık
Huu!.. çekti kumrular.. düştük yarıldık
Damlamız Deryaya saldık sahilde
31.10.1995 15:26
Kevgir : Makarna vs süzgeci.
Nice geceler var bile ağladık
Aşk olsun Ak Deniz coştuk çağladık
HAKKa bağsız bağla başı ağladık
Bahasına aşkı aldık sahilde
*
Sarmaş-dolaş kumlarında yürüdük
Zıtların zevk ettik Sırrın sürüdük
Yedi sesi yedi tele bürüdük
Çile cünbüşümüz çaldık sahilde
*
Sevdâ sürüsüne çoban kim firar
Lâ İlâhe=inkâr, İllallah= ikrâr
Düşmüşüm peşine işim ah ü zâr
Bezm-i Belâ!sına daldık sahilde
*
Ak Deniz dilinden bilmem! demişsin
Dost! gayrı sahile gelmem! demişsin
Ben hayâ perdemi delmem demişsin
Kevgire çevirdi!.. kaldık sahilde
*
Zikir-Fikir-Şükür-Sabra sarıldık
Kul İhvâni Kıtmir, sanma darıldık
Huu!.. çekti kumrular.. düştük yarıldık
Damlamız Deryaya saldık sahilde
31.10.1995 15:26
Kevgir : Makarna vs süzgeci.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
EY ŞEMS (ks)!..
Uçan kuşla - açan çiçek
Düşen yaprak-ağlayan göz
Sende senden sana gerçek
Ehl-i hâlin hâlidir söz
*
Sen söyleme sus gönlüm
Can gözü olanlar ağlar
Doğumla-ölüm düğünüm
Sûret sîretimi bağlar
*
Aşk ü cezbe meczubuyuz
Aşktır Mezheb ü Dinimiz
Şehr-i Şamın Şemsusuyuz
Birini buldu binimiz
*
Aşkın kokusun süründük
Can verdik gönül bağladık
Aynıyız Gayrı göründük
Damlada coştuk çağladık
*
Hızır ile Musa gibisi
Leylâda Mecnun sevgisi
Göz yaşlarımız kavuşsun
Tükensin hasret türküsü
*
Dönüşsüz davetin duyduk
Yerde bir kaç kan lekesi
Son nârân:ALLAH!... mış uyduk
Bu ses Bende Senin sesi
*
Duman renkli bir sarık sar
Başına bulutlar ağsın
Ne huzur kalsın ne karar
Yüreğine esrâr yağsın
*
Mâşuğun aşk kemerinden
Âşığın tevhid Tasması
Külhan külahı serinden
Çıkmaz İhvâni yosması
07.11.1995 10:15
Hazreti Şems (ks) :
1244 : Ekiminde Konyaya geldi
1246 : Martında ilk ayrılışı Şama gidişi
1247 : Konyaya dönüşü
1247 : İkinci ayrılışı Şama gidişi
1247 : İkinci dönüşü Sultan Veledle
1247 : Kimya hatunla evlenmesi.
1247 : Aralık ayı şehâdeti. 7 kişiydiler
Ehl-i hâl : Hâl Ehli olanar.
Sîret : Bir kimsenin içi, hâli, hareketi, ahlâkı. * İnsanın tutmuş olduğu mânevi yol.
Cezbe : Tas: Meczubiyet, istiğrak. Allah'ı hatırlayıp Allah sevgisi ile kendinden geçer bir hale gelme.
Meczub : Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş. * Deli. Divane. Mecnun
Mezheb : Yol. Gidilen yol. Tutulan çığır. * Dinin esaslarında ve esas temel mes'elelerde bir olmakla beraber, teferruatta bazı muhtelif mes'eleler olması sebebiyle birbirinden az farklı müctehidlerin yolları. Müctehidlerden, kendilerine tâbi olunanların seçtikleri meslekleri. Füruatta Hanefi ve Şâfii; ve Akaidde Mâturidi ve Eş'ari gibi.
Uçan kuşla - açan çiçek
Düşen yaprak-ağlayan göz
Sende senden sana gerçek
Ehl-i hâlin hâlidir söz
*
Sen söyleme sus gönlüm
Can gözü olanlar ağlar
Doğumla-ölüm düğünüm
Sûret sîretimi bağlar
*
Aşk ü cezbe meczubuyuz
Aşktır Mezheb ü Dinimiz
Şehr-i Şamın Şemsusuyuz
Birini buldu binimiz
*
Aşkın kokusun süründük
Can verdik gönül bağladık
Aynıyız Gayrı göründük
Damlada coştuk çağladık
*
Hızır ile Musa gibisi
Leylâda Mecnun sevgisi
Göz yaşlarımız kavuşsun
Tükensin hasret türküsü
*
Dönüşsüz davetin duyduk
Yerde bir kaç kan lekesi
Son nârân:ALLAH!... mış uyduk
Bu ses Bende Senin sesi
*
Duman renkli bir sarık sar
Başına bulutlar ağsın
Ne huzur kalsın ne karar
Yüreğine esrâr yağsın
*
Mâşuğun aşk kemerinden
Âşığın tevhid Tasması
Külhan külahı serinden
Çıkmaz İhvâni yosması
07.11.1995 10:15
Hazreti Şems (ks) :
1244 : Ekiminde Konyaya geldi
1246 : Martında ilk ayrılışı Şama gidişi
1247 : Konyaya dönüşü
1247 : İkinci ayrılışı Şama gidişi
1247 : İkinci dönüşü Sultan Veledle
1247 : Kimya hatunla evlenmesi.
1247 : Aralık ayı şehâdeti. 7 kişiydiler
Ehl-i hâl : Hâl Ehli olanar.
Sîret : Bir kimsenin içi, hâli, hareketi, ahlâkı. * İnsanın tutmuş olduğu mânevi yol.
Cezbe : Tas: Meczubiyet, istiğrak. Allah'ı hatırlayıp Allah sevgisi ile kendinden geçer bir hale gelme.
Meczub : Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş. * Deli. Divane. Mecnun
Mezheb : Yol. Gidilen yol. Tutulan çığır. * Dinin esaslarında ve esas temel mes'elelerde bir olmakla beraber, teferruatta bazı muhtelif mes'eleler olması sebebiyle birbirinden az farklı müctehidlerin yolları. Müctehidlerden, kendilerine tâbi olunanların seçtikleri meslekleri. Füruatta Hanefi ve Şâfii; ve Akaidde Mâturidi ve Eş'ari gibi.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
ÖZ ve ZÂR
Öz tatlıdır zârı acı
Özle zâr Tevhidde hacı
Zârın özdeki miracı
Kün! Fe yekun.. Kün! Fe yekun..
*
Âşık Benlik bağın yolan
Aşk ile boşalan-dolan
Olmuş-Olacakla-Olan
Kaf ile Nun.. Kaf ile Nun..
*
Her zerrenin hâli Hayran
Cevlanında seyr-i Seyran
Ezel-ebed dönen Devran
Kimde-Kimden-Kime-Niçun?..
*
Gözüm yaşı mermeri oydu
Kuvvetin kolundan soydu
Ne umut-ne korku koydu
Hakikat hâlinde sükun
*
Kul İhvâni ko davayı
Derdine derd bil devâyı
Tevhidle yıka hevâyı
Hızır hazır hâlini sun!..
04.11.1995 17:12
Mirac : Merdiven, süllem. * Yükselecek yer. * En yüksek makam. * Huzur-u İlâhî. Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M.) Efendimizin, Receb ayının 27. gecesinde Cenab-ı Hakk'ın huzuruna ruhen, cismen, hâlen çıkması mu'cizesi ki; en büyük mu'cizelerinden birisidir.
Hevâ : İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
Öz tatlıdır zârı acı
Özle zâr Tevhidde hacı
Zârın özdeki miracı
Kün! Fe yekun.. Kün! Fe yekun..
*
Âşık Benlik bağın yolan
Aşk ile boşalan-dolan
Olmuş-Olacakla-Olan
Kaf ile Nun.. Kaf ile Nun..
*
Her zerrenin hâli Hayran
Cevlanında seyr-i Seyran
Ezel-ebed dönen Devran
Kimde-Kimden-Kime-Niçun?..
*
Gözüm yaşı mermeri oydu
Kuvvetin kolundan soydu
Ne umut-ne korku koydu
Hakikat hâlinde sükun
*
Kul İhvâni ko davayı
Derdine derd bil devâyı
Tevhidle yıka hevâyı
Hızır hazır hâlini sun!..
04.11.1995 17:12
Mirac : Merdiven, süllem. * Yükselecek yer. * En yüksek makam. * Huzur-u İlâhî. Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M.) Efendimizin, Receb ayının 27. gecesinde Cenab-ı Hakk'ın huzuruna ruhen, cismen, hâlen çıkması mu'cizesi ki; en büyük mu'cizelerinden birisidir.
Hevâ : İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4968
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00