Aşığım,bilsen nasıl sevdim...
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Ağlamaktan korkma gözüm!
Ağlamaktan korkma gözüm!
Bir hurûşuyla eder bin hânei ikbâli pest
Ehli derdin seyli eşki inkisârın görmüşüz
Nabî
(Dertlilerin, güceniklikle akıttıkları gözyaşlarının sellerini gördük.
Bir kere coşup çağladığı vakit, binlerce ikbal sarayını yerle bir ediveriyordu )
Gözyaşım,
Dizeler güzeli dedim sana inci inci, ve güzeller incisi koydum adını dizi dizi
Yabanlara gönderdiğimsin hem akın akın, hem canımı verdiğimsin uzak yakın
Sevgilinin geleceği yolları sulayıp süpürmek için sakladım seni
Kirpiklerimi süpürge ettim; sultanlar ayağına düşürmek için tuttum ve bırakmadım seni.
Gözyaşım,
Bütün boşluklarını sen doldurdun ömrümün
Söylenmedik sözler yerine sen vardın yanımda.
Sevdaya dair yeminlerden sonra sen vardın.
Köhne zamanın direnci adına, acı çağların yaşlısı ve genci adına yine sen vardın.
Dikenler gülden habersiz iken, gözler dilden de fersiz iken; zamanından geriye düşmüş acılar için, mânâda biçimleri yitiren sancılar için; aynalarda eriyen sırlardan taşarak, ucu kıyamete çıkan asırları aşarak; gerçekten daha gerçek kelamlarda ve Güzeller Güzelinden vuslat müjdeli selamlarda sen vardın
Hep sen vardın...
* * *
Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden.
Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden.
Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
Bir gözyaşı, bir cevherdir ateşten kaynayan ve alev gibi yanan. Özü sudur ama avuçta bir yalım, gönülde bir yangın olur.
Bir ateş düşünün, dumanı âh ile çıkar da külleri göz yaşına karışır ya
Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya
Alev can ipliğini yakınca, acıdır ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarışır ya
Aşıka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaşında boğulur akıbet...
Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler
Fazilettir, diyettir
Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.
Şaire unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatır, şehrazad üveyikler uçuran acıları bir gözyaşı anlatır.
Sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkları gözyaşıdır okuyan satır satır.
Toplasan gözyaşlarını âşıkın, dalgalı bir deniz olur; süzülürken bağrından, yakar geçer iz olur.
Yalnız doğar gibi her insan, yalnız akar her damla ve yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır nisan. Bir kere ölür de kahır yüklü savaşlarda nice aylar batar ve Filistinde sapanlar çakıl taşları, takaroflar kurşun yerine gözyaşı atar.
Ceylanları âmâ düşürünce avcılar, avcıları ceylanlar vurur, ve hamuru sevdaların, gözyaşıyla yoğrulur. En son, yağmur kuşları konar kuşpalazı çocukların salıncaklarına, gözyaşı şefkat olur.
Gözyaşı ki, kişinin kendisiyle kavgasının sonunda akarsa tomur tomur mercandır; ve eğer pişmanlıklarla tartılırsa mübarek bir heyecandır.
Gül yüzlülerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır Ve damla damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır.
Tohumu eken bilir
Göz yaşın döken bilir
Gül kadrin diken değil
Çileyi çeken bilir
Ve ey gözyaşım,
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uğurlar gibi git
Bir atımlık mesafede yalnızlığın kurşunlanan coşkusuyla gel, geleceği savaşa mecbur annelerin korkusuyla git
Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel;goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git
Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git.
Yalın kalem savaşlara meftun acılarla gel, pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git Ve ağlamaktan korkma gözüm!..
İSKENDER PALA
Bir hurûşuyla eder bin hânei ikbâli pest
Ehli derdin seyli eşki inkisârın görmüşüz
Nabî
(Dertlilerin, güceniklikle akıttıkları gözyaşlarının sellerini gördük.
Bir kere coşup çağladığı vakit, binlerce ikbal sarayını yerle bir ediveriyordu )
Gözyaşım,
Dizeler güzeli dedim sana inci inci, ve güzeller incisi koydum adını dizi dizi
Yabanlara gönderdiğimsin hem akın akın, hem canımı verdiğimsin uzak yakın
Sevgilinin geleceği yolları sulayıp süpürmek için sakladım seni
Kirpiklerimi süpürge ettim; sultanlar ayağına düşürmek için tuttum ve bırakmadım seni.
Gözyaşım,
Bütün boşluklarını sen doldurdun ömrümün
Söylenmedik sözler yerine sen vardın yanımda.
Sevdaya dair yeminlerden sonra sen vardın.
Köhne zamanın direnci adına, acı çağların yaşlısı ve genci adına yine sen vardın.
Dikenler gülden habersiz iken, gözler dilden de fersiz iken; zamanından geriye düşmüş acılar için, mânâda biçimleri yitiren sancılar için; aynalarda eriyen sırlardan taşarak, ucu kıyamete çıkan asırları aşarak; gerçekten daha gerçek kelamlarda ve Güzeller Güzelinden vuslat müjdeli selamlarda sen vardın
Hep sen vardın...
* * *
Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden.
Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden.
Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
Bir gözyaşı, bir cevherdir ateşten kaynayan ve alev gibi yanan. Özü sudur ama avuçta bir yalım, gönülde bir yangın olur.
Bir ateş düşünün, dumanı âh ile çıkar da külleri göz yaşına karışır ya
Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya
Alev can ipliğini yakınca, acıdır ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarışır ya
Aşıka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaşında boğulur akıbet...
Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler
Fazilettir, diyettir
Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.
Şaire unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatır, şehrazad üveyikler uçuran acıları bir gözyaşı anlatır.
Sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkları gözyaşıdır okuyan satır satır.
Toplasan gözyaşlarını âşıkın, dalgalı bir deniz olur; süzülürken bağrından, yakar geçer iz olur.
Yalnız doğar gibi her insan, yalnız akar her damla ve yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır nisan. Bir kere ölür de kahır yüklü savaşlarda nice aylar batar ve Filistinde sapanlar çakıl taşları, takaroflar kurşun yerine gözyaşı atar.
Ceylanları âmâ düşürünce avcılar, avcıları ceylanlar vurur, ve hamuru sevdaların, gözyaşıyla yoğrulur. En son, yağmur kuşları konar kuşpalazı çocukların salıncaklarına, gözyaşı şefkat olur.
Gözyaşı ki, kişinin kendisiyle kavgasının sonunda akarsa tomur tomur mercandır; ve eğer pişmanlıklarla tartılırsa mübarek bir heyecandır.
Gül yüzlülerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır Ve damla damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır.
Tohumu eken bilir
Göz yaşın döken bilir
Gül kadrin diken değil
Çileyi çeken bilir
Ve ey gözyaşım,
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uğurlar gibi git
Bir atımlık mesafede yalnızlığın kurşunlanan coşkusuyla gel, geleceği savaşa mecbur annelerin korkusuyla git
Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel;goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git
Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git.
Yalın kalem savaşlara meftun acılarla gel, pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git Ve ağlamaktan korkma gözüm!..
İSKENDER PALA
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Dostlar Bilin Şimdiden Geri Nam-u Nişan Olmaz Bana
Dostlar Bilin Şimdiden Geri Nam-u Nişan Olmaz Bana
Dostlar bilin şimdiden geri nam-u nişan olmaz bana Ben dost havasına düştüm belli beyan olmaz bana
Hakk'ın tecellisi yetti cismim toprağın tozuttu
Hep benliğim benden gitti yadlı yaman olmaz bana
Ne canım kaldı ne tenim ne oyum derim ne benim
Ben beni bilmezem kimim ad ile san olmaz bana
Nazar eylen bana n'oldum ölümü yok dirlik buldum
Soru hisap hep ben oldum sırat mizan olmaz bana
Acayip devrana erdim la'sı yok illa'dır virdim
Ben Mevla'm didarın gördüm özge seyran olmaz bana
Çünki ben yar ile yarım Mansur oldum dikin darım
Nesimi'yem yüzün derim assı ziyan olmaz bana
Görün Seyyid Seyfullah'ı kendi de bulmuş Allah'ı
Ben dostu gördüm billahi şekk-ü güman olmaz bana
Nizamoğlu
Dostlar bilin şimdiden geri nam-u nişan olmaz bana Ben dost havasına düştüm belli beyan olmaz bana
Hakk'ın tecellisi yetti cismim toprağın tozuttu
Hep benliğim benden gitti yadlı yaman olmaz bana
Ne canım kaldı ne tenim ne oyum derim ne benim
Ben beni bilmezem kimim ad ile san olmaz bana
Nazar eylen bana n'oldum ölümü yok dirlik buldum
Soru hisap hep ben oldum sırat mizan olmaz bana
Acayip devrana erdim la'sı yok illa'dır virdim
Ben Mevla'm didarın gördüm özge seyran olmaz bana
Çünki ben yar ile yarım Mansur oldum dikin darım
Nesimi'yem yüzün derim assı ziyan olmaz bana
Görün Seyyid Seyfullah'ı kendi de bulmuş Allah'ı
Ben dostu gördüm billahi şekk-ü güman olmaz bana
Nizamoğlu
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Rabbim! ...
RABBİM! ...
Rabbim! ...
Bir insan koy kalbime...
Ama o senin de sevdiğin bir insan olsun
Ve beni öyle bir insana sevdir ki
O insanin kalbinde Sen olasın..!
Ben o insanın kalbinde seninle olayım...
Beni öyle bir insanla buluştur ki...
Benden önce onunla buluşmuş olan
Sen olasın...
Onunla el ele tutuştuğumda
İkimizin üzerinde Sen`nin elin olsun
Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden Sana bakayım...
Bize öyle sevgi verki!
Sevgimizden MUHAMMED! (s.a.v.) sevilsin...
Öyle sevelim ki birbirimizi!
Hz Hatice göklerden bize seslensin! ...
Ve desin ki! ! !
'Bak Ya Muhammed! bak şu sevgililere
Onlar bizde biz onlardayız...
İsmail Acarkan
Rabbim! ...
Bir insan koy kalbime...
Ama o senin de sevdiğin bir insan olsun
Ve beni öyle bir insana sevdir ki
O insanin kalbinde Sen olasın..!
Ben o insanın kalbinde seninle olayım...
Beni öyle bir insanla buluştur ki...
Benden önce onunla buluşmuş olan
Sen olasın...
Onunla el ele tutuştuğumda
İkimizin üzerinde Sen`nin elin olsun
Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden Sana bakayım...
Bize öyle sevgi verki!
Sevgimizden MUHAMMED! (s.a.v.) sevilsin...
Öyle sevelim ki birbirimizi!
Hz Hatice göklerden bize seslensin! ...
Ve desin ki! ! !
'Bak Ya Muhammed! bak şu sevgililere
Onlar bizde biz onlardayız...
İsmail Acarkan
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- illaedep
- Aktif Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: 25 Eki 2007, 02:00
Herkese Aradığını Veren Bir O Var.
O yüzden Dostlar endişelenmeden beklemeli, sebatkar olmalıyız. Verende O Alanda O. Bize düşen sadece SEYİR ise seyretmenin keyfini çıkartanlardan olalım İNŞALLAH.
- Sufican
- Aktif Üye
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00
Re: Rabbim! ...
Amin cümlemize inşallah Allah razı olsun,Beklemeli "illaedep" dostumuzunda söylediği gibi verende alanda O(C.C.)...zahidzenderun yazdı:Onunla el ele tutuştuğumda
İkimizin üzerinde Sen`nin elin olsun
Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden Sana bakayım...
- Seleme
- Dost Üye
- Mesajlar: 94
- Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Aşık ol Aşık
Aşık ol Aşık
Ey talib-i Hak
Âşık ol âşık
Ey şeyh-i mutlak
Âşık ol Âşık
Gayriyi terk it
Aşk yoluna git
Sana baş öğüt
Âşık ol Âşık
Masivayı sil
halvet olsun dil
Hakı sende bil
Âşık ol Âşık
Çille vü halvet
Bais-i gaflet
Aşkı kıl adet
Âşık ol Âşık
Düşme esmaya
Kalma rü'yaya
Er müsemmaya
Âşık ol Âşık
Aşkı kim buldu
Yolu doğruldu
Hak ile oldu
Âşık ol Âşık
Aşkdır maye
Elde sermaye
Gaybi bul paye
Âşık ol Âşık
Ey talib-i Hak
Âşık ol âşık
Ey şeyh-i mutlak
Âşık ol Âşık
Gayriyi terk it
Aşk yoluna git
Sana baş öğüt
Âşık ol Âşık
Masivayı sil
halvet olsun dil
Hakı sende bil
Âşık ol Âşık
Çille vü halvet
Bais-i gaflet
Aşkı kıl adet
Âşık ol Âşık
Düşme esmaya
Kalma rü'yaya
Er müsemmaya
Âşık ol Âşık
Aşkı kim buldu
Yolu doğruldu
Hak ile oldu
Âşık ol Âşık
Aşkdır maye
Elde sermaye
Gaybi bul paye
Âşık ol Âşık
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ZEVK 1950
Başımın belâsı AŞKı, üste verip satacağım
Beleşe alan olmazsa, Kaf Dağından atacağım
Çırılçıplak çile çile, çektiren çekenle bile
Cennet - cehennem arası Sırat Sırtın yatacağım!..
03/03/2002 00:39
Sırat Sırtı : Sırlar. Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
AŞKINA PERVANEYİM
aşkına pervaneyim
Seninle daim asudeyim
Sensiz avareyi beyhudeyim
Cemalini görmeye amadeyim
Ateşten tenine bir damla sudeyim
Maksude ermeye latif bir perdeyim
Ben nefesinde terkibi bendeyim
FARUK TENGÜZ
aşkına pervaneyim
Seninle daim asudeyim
Sensiz avareyi beyhudeyim
Cemalini görmeye amadeyim
Ateşten tenine bir damla sudeyim
Maksude ermeye latif bir perdeyim
Ben nefesinde terkibi bendeyim
FARUK TENGÜZ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- ceylin
- Saygın Üye
- Mesajlar: 213
- Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
AGLAMA GOZLERiM
Gurbet elde bir hal geldi basima
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Derman arar iken derde dus oldum
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Pir Sultan Abdalim boyle buyurdu
Ayrilik gomlegi bicti giydirdi
Ben ayrilmazidim felek ayirdi
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Pir Sultan Abdalim doldu eksildi
Dunya Sultan Suleymana kalmadi
Dedim yare gidem nasip olmadi
Aglama gozlerim mevla kerimdir
PİR SULTAN ABDAL
Gurbet elde bir hal geldi basima
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Derman arar iken derde dus oldum
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Pir Sultan Abdalim boyle buyurdu
Ayrilik gomlegi bicti giydirdi
Ben ayrilmazidim felek ayirdi
Aglama gozlerim mevla kerimdir
Pir Sultan Abdalim doldu eksildi
Dunya Sultan Suleymana kalmadi
Dedim yare gidem nasip olmadi
Aglama gozlerim mevla kerimdir
PİR SULTAN ABDAL
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- derunilale
- Saygın Üye
- Mesajlar: 268
- Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00
- Sufican
- Aktif Üye
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00
Yüreklerize sağlık konuyu daha önceden ben açmışım ama http://www.muhammedinur.com/modules.php ... tan+korkma
burası daha hoş olmuş Rabbim razı olsun selametle...
burası daha hoş olmuş Rabbim razı olsun selametle...
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Değerli arkadaşlar..,
Konuya katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim..
SUFİ nin bahsettiği olaya çook dikkat ederim...
Önceden açılmış konuları tekrarlamamak adına..
Benim Konumun baslangıc tarihi 14 Ekimdir ,
Sufinin bahsettiği yazının tarihi ise 8 Kasım...
Formu dikkatli takib etmeye tekrara düşmemeye özellikle dikkat etmeye çalışıyorum..
Hepinizden ALLAH RAZI OLSUN
Devam edelim İnşallah...
.....................
Ve ÖZDEMİR ASAF dİyor ki..;
AĞLAMAK
Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere
Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre
Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlayabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli
Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli.
Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların.
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak
Özdemir Asaf
Konuya katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim..
SUFİ nin bahsettiği olaya çook dikkat ederim...
Önceden açılmış konuları tekrarlamamak adına..
Benim Konumun baslangıc tarihi 14 Ekimdir ,
Sufinin bahsettiği yazının tarihi ise 8 Kasım...
Formu dikkatli takib etmeye tekrara düşmemeye özellikle dikkat etmeye çalışıyorum..
Hepinizden ALLAH RAZI OLSUN
Devam edelim İnşallah...
.....................
Ve ÖZDEMİR ASAF dİyor ki..;
AĞLAMAK
Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere
Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre
Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlayabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli
Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli.
Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların.
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak
Özdemir Asaf
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Güzel gönlüne sağlık ve selâmetler olsun,
sevgili zahid canımız..
Yarım nefeslik NEFS in bir yüzü kahkaha bir yüzü hıçkırık...
Arsızlıktan değil İNSAN oluştan...
Ağlayan hayvan gördüm..
Gülen duymadım...
İkisi de hoş..
İkisi de BİZim için..
Ağlanmadık nice doğum
Gülünmedik nice ölüm
Yaşanmadık nice esmâ var!..
-Daha bu Âlemde -
Özün zuhuru
Sözün sükutu
Muhammedi Muhabbetlerimle...
sevgili zahid canımız..
Yarım nefeslik NEFS in bir yüzü kahkaha bir yüzü hıçkırık...
Arsızlıktan değil İNSAN oluştan...
Ağlayan hayvan gördüm..
Gülen duymadım...
İkisi de hoş..
İkisi de BİZim için..
Ağlanmadık nice doğum
Gülünmedik nice ölüm
Yaşanmadık nice esmâ var!..
-Daha bu Âlemde -
Özün zuhuru
Sözün sükutu
Muhammedi Muhabbetlerimle...
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
BİR DOST ARIYORUM
BİR DOST ARIYORUM
Şu benim garip gönlümü bilecek
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Benimle ağlayıp benle gülecek
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Dünya bomboş olmuş her taraf ıssız
Her nereye baksam gönül ışıksız
Bir anasız kuzu kalmışım öksüz
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Şu benim garip gönlümü bilecek
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Benimle ağlayıp benle gülecek
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Dünya bomboş olmuş her taraf ıssız
Her nereye baksam gönül ışıksız
Bir anasız kuzu kalmışım öksüz
Bir dost arıyorum garip gönlüme
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
BİLMİYORUM BANA NE OLDU
Bilmiyorum bana ne oldu
Rengim sarardı soldu
Hasretin bağrımı deldi
Gel gel gel gayri gel
Öz gönülden yarim olan
Halden bilip gönlüm alan
Şu benim derdimden bilen
Gel gel gel gayri gel
Aşkınan boynumu büktüm
Nice gözyaşları döktüm
Bunca hasretini çektim
Gel gel gel gayri gel
Garibim bilen olmadı
Gönlümü alan olmadı
Sabır tükendi kalmadı
Gel gel gel gayri gel
NEŞET ERTAŞ
Bilmiyorum bana ne oldu
Rengim sarardı soldu
Hasretin bağrımı deldi
Gel gel gel gayri gel
Öz gönülden yarim olan
Halden bilip gönlüm alan
Şu benim derdimden bilen
Gel gel gel gayri gel
Aşkınan boynumu büktüm
Nice gözyaşları döktüm
Bunca hasretini çektim
Gel gel gel gayri gel
Garibim bilen olmadı
Gönlümü alan olmadı
Sabır tükendi kalmadı
Gel gel gel gayri gel
NEŞET ERTAŞ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- ceylin
- Saygın Üye
- Mesajlar: 213
- Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
ZAHİD SULTANIM
ZAHİD SULTANIM
Ben bu aşkın mecnunuyum
Hay benim Zahid Sultanım
Mah cemaline meftunum
Hay benim Zahid Sultanım
Sözlerin hep hakikattir
Tarikın hak şeriattir
Bilenlere ne devlettir
Hay benim Zahid Sultanım
Rasulün aşkına yandım
Aşkın şarabına kandım
Deli divaneye döndüm
Hay benim Zahid Sultanım
Hak bize vermiş bir nimet
Her insana olmaz kısmet
Efendime candan hizmet
Hay benim Zahid Sultanım
Sen gittin biz kaldık yetim
Himmet bizlere Efendim
Alemlere sultan sendin
Hay benim Zahid Sultanım
(Şairini bilemediğim için aktaramıyorum)
Ben bu aşkın mecnunuyum
Hay benim Zahid Sultanım
Mah cemaline meftunum
Hay benim Zahid Sultanım
Sözlerin hep hakikattir
Tarikın hak şeriattir
Bilenlere ne devlettir
Hay benim Zahid Sultanım
Rasulün aşkına yandım
Aşkın şarabına kandım
Deli divaneye döndüm
Hay benim Zahid Sultanım
Hak bize vermiş bir nimet
Her insana olmaz kısmet
Efendime candan hizmet
Hay benim Zahid Sultanım
Sen gittin biz kaldık yetim
Himmet bizlere Efendim
Alemlere sultan sendin
Hay benim Zahid Sultanım
(Şairini bilemediğim için aktaramıyorum)
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
SUSKUNLAR !...
SUSKUNLAR !..
En mükemmel konuşmalar suskunlar ın gönlünden doğar
Çok mükemmel konuşuyordu.
Kelimeler gökte süzülen kuğular gibi çıkardı Onun dudaklarından.
Ve kelimeler öbek öbek kelebekler gibi cümleler halinde kanat çırparak kulaktan kulağa dolaşırdı...
Şâir değildi.
Vezin ve kâfiye için zorlamazdı kendisini.
Sözcük bulmak için duraklamaz ve düşünmezdi, sadece tek tek kelimelerin hakkını verir ve cümleler arasında nefes alırdı..
Şarkı söylemezdi, ağıt yakmazdı.
Sesi kulakları okşar, ses titreşimleri çakıl taşlarını canlandırır akan suları durdururdu.
Konuşurken bağırmazdı.
İnsanların kulak zarlarını zorlamazdı.
Ona uzak olan da yakın olan da aynı seviyede işitirdi.
Dilinden hiçbir hatalı kelime çıkmazdı.
İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve cansızların görünüşleriyle eğlenmezdi.
Edebe, hayâya, ortama aykırı laflar sarfetmezdi.
Diliyle kimseyi dövmez, sözcükleri iğne gibi sivriltip yüreklere batırmazdı.
Sevenlerinin ve sevmeyenlerinin hoşuna gitmeyecek tek bir harf ve kelime kullanmamıştı.
Tüm insanlar ve sınırsız âlemler Onun dilinden de emîn idi.
Konuştuğu zaman Onun dilinden yayılan mânâ helezonlarını; aklı yeni eren çocuklar, olgun kişiler ve pîr-i fânîler seyrederlerdi.
Anlamak için insanların kendisini zorlamaya gerek yoktu.
Açık konuşurdu.
Uzatmazdı.
En kestirmeden hedef anlama ulaşıverirdi.
Onun özündeki mükemmellik konuşmasına da yansımıştı.
Harfsiz, kelimesiz, cümlesiz, sayfasız, başlangıçsız ve sonsuz olan mânâyı öyle bir okumuştu ki; taklit edilemez bir kitap olarak dizgilemişti
Ve Onun dudaklarından dökülen vahiy bilgisi taklit olunamayan tek kitap olarak kaldı.
Düşünen insan merak etmişti.
Onun sözleri niçin taklit edilemiyordu?
Allah kelâmı olduğu için! cevâbı, milyonlar ve milyarları tatmin ederken, bâzıları itiraz ediyordu. Allah Kelâmı; sesli, kelimeli, harfli, cümleli değildi ki, O tekrar etmiş olsun diyordu.
Bu işin bir sırrı olmalıydı?
Konuşma mükemmelliğini oluşturan bir şey olmalıydı?
O şey ne olabilirdi?
Mükemmel ve muhteşem beyini mi?
Sınırsızı algılayan bilinci mi?
Yüreğinin sâfîliği mi?
Ağzının temizliği mi?
Evet.
Hepsine ve daha fazlasına evet.
Fakat yine de insan mutmain olamıyor.
Bir sebep daha olmalı.
Son ve en son sebep olmalı.
Acaba ne olmalı?
İşte cevap!
İçinde zerre kadar konuşma arzusu yoktu Onun.
O bir suskundu. Yâni gereksiz lâf etmezdi. Hatta içindeki gerekli bilgileri dahi konuşmak istemiyordu.
Evet, yanlış duymadınız. Onun içinde zerre kadar konuşma isteği yoktu.
Mâdem ki isteksiz konuştu, bir de istekli konuşsaydı ne olurdu?
En isteksiz konuşmasıyla evrenlerin en mükemmel kitabını dizgilediyse
Bir de bizler gibi hep ben konuşayım sevdâlısı olsaydı???
Daha kaç cilt taklit olunamaz sözler dizgilerdi?
Bir başka soru.
Konuşmak istemediği halde niçin konuştu?
Mâlum niçin konuştuğu
Hz. Cebrâil kanatlarıyla Onu öyle bir sıktı ki
Öyle bir sıktı ki.
Yine de konuşmayacaktı.
Okuduğunu dillendirmeyecekti.
İçinde biriktirecek, biriktirecek
İnsanlara ilminin tamamını hîbe olarak vermeden alıp götürecekti öteki âleme.
Gizli kalacaktı hazine sandığı gibi ebedî inci ve mercan sözlerini saklı tutacaktı..
Fakat insanların özleri Hz. Cebrâil olup Onu o gizli mağarada yakaladı.
İnsanların ilim ve irfan ihtiyaçları Cebrâilin kanatları olup Onu kucaklayıp öyle bir sıktı ki!..
Göğüs kemikleri çatırdadı.
Nefessiz kaldı.
Kalbindeki hakikat ve mârifet mânâları göğsündeki basınçtan kurtulmak için Onun ses tellerine çarptı ve;
Ikra Bismi Rabbikellezî halak
Halekal insâne min alak
Ikra ve Rabbukel Ekrem
Ellezî alleme Bil kalem
Allemel insâne ma lem yalem
Sözleri âyet kalıplarına dökülerek Hakın zâtından insanın gönlüne inzâl oldu.
Yeryüzünde hangi insan şu yukarıdaki âyetleri ve diğerlerini okursa
Anlaya anlaya ya da anlamaya anlamaya okursa
Sadece ağzının içindeki dille ve ya gözüyle sesleri tekrar ediyor olsa bile
Gökte kanat çırpan melekleri yeryüzüne kandiller gibi sarkıtan
Çakıl taşlarını canlandıran
Akan suları durduran
Ömer bin Hattabın taş kalbini balmumuna döndüren
Ebû Cehili ve Ebû Lehebi kulak hırsızlığına kışkırtan
Kuranda şifrelenmiş Muhammedî düşünce frekansları o insanın tüm zerrelerini sonsuzluk moduna yükseltecektir.
Bir de mânâlarını idrâk ederek okumak
Ve Onda kendini bulmak.
İşte gerçek şifâ
* * *
Târih tekerrürden ibâretmiş derler ya.
Her nedense:
Hâlâ,
En güzel konuşmalar içinde hiç konuşma arzusu olmayanlardan duyuluyor.
En güzel düşünceler düşünmek istemeyenlerden doğuyor.
En güzel sonsuzluk ve cennet müjdeleri sonsuza ve cennete küsmüş gönüllerden ulaşıyor.
En güzel yaşam zevki yaşama ve zevklere eyvallah etmeyenlerden dağılıyor evrene.
Allahı ve Resûlullahı en güzel tanıtanlar Allahı ve Resûlullahı idrâk edemeyeceğini anlayanlardan çıkıyor.
Kuranı en güzel okuyanlar başkalarını dikkate almadan sadece kendisi için okuyanlardan çıkıyor.
Çokluğu en güzel şekilde tekleyenler varlığı parça parça kategorilere ayıranlardan çıkıyor.
İnsanların gönüllerinin en derinlerine girebilenler kendi özlerinin en derinlerine sızabilenlerden çıkıyor.
Ey suskunlar!
Siz belki konuşmak istemiyorsunuz ama bizim sizleri dinlemeye ihtiyacımız var.
Hâlâ asr-ı saadette olduğu gibi.
Kemal GÖKDOĞAN
En mükemmel konuşmalar suskunlar ın gönlünden doğar
Çok mükemmel konuşuyordu.
Kelimeler gökte süzülen kuğular gibi çıkardı Onun dudaklarından.
Ve kelimeler öbek öbek kelebekler gibi cümleler halinde kanat çırparak kulaktan kulağa dolaşırdı...
Şâir değildi.
Vezin ve kâfiye için zorlamazdı kendisini.
Sözcük bulmak için duraklamaz ve düşünmezdi, sadece tek tek kelimelerin hakkını verir ve cümleler arasında nefes alırdı..
Şarkı söylemezdi, ağıt yakmazdı.
Sesi kulakları okşar, ses titreşimleri çakıl taşlarını canlandırır akan suları durdururdu.
Konuşurken bağırmazdı.
İnsanların kulak zarlarını zorlamazdı.
Ona uzak olan da yakın olan da aynı seviyede işitirdi.
Dilinden hiçbir hatalı kelime çıkmazdı.
İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve cansızların görünüşleriyle eğlenmezdi.
Edebe, hayâya, ortama aykırı laflar sarfetmezdi.
Diliyle kimseyi dövmez, sözcükleri iğne gibi sivriltip yüreklere batırmazdı.
Sevenlerinin ve sevmeyenlerinin hoşuna gitmeyecek tek bir harf ve kelime kullanmamıştı.
Tüm insanlar ve sınırsız âlemler Onun dilinden de emîn idi.
Konuştuğu zaman Onun dilinden yayılan mânâ helezonlarını; aklı yeni eren çocuklar, olgun kişiler ve pîr-i fânîler seyrederlerdi.
Anlamak için insanların kendisini zorlamaya gerek yoktu.
Açık konuşurdu.
Uzatmazdı.
En kestirmeden hedef anlama ulaşıverirdi.
Onun özündeki mükemmellik konuşmasına da yansımıştı.
Harfsiz, kelimesiz, cümlesiz, sayfasız, başlangıçsız ve sonsuz olan mânâyı öyle bir okumuştu ki; taklit edilemez bir kitap olarak dizgilemişti
Ve Onun dudaklarından dökülen vahiy bilgisi taklit olunamayan tek kitap olarak kaldı.
Düşünen insan merak etmişti.
Onun sözleri niçin taklit edilemiyordu?
Allah kelâmı olduğu için! cevâbı, milyonlar ve milyarları tatmin ederken, bâzıları itiraz ediyordu. Allah Kelâmı; sesli, kelimeli, harfli, cümleli değildi ki, O tekrar etmiş olsun diyordu.
Bu işin bir sırrı olmalıydı?
Konuşma mükemmelliğini oluşturan bir şey olmalıydı?
O şey ne olabilirdi?
Mükemmel ve muhteşem beyini mi?
Sınırsızı algılayan bilinci mi?
Yüreğinin sâfîliği mi?
Ağzının temizliği mi?
Evet.
Hepsine ve daha fazlasına evet.
Fakat yine de insan mutmain olamıyor.
Bir sebep daha olmalı.
Son ve en son sebep olmalı.
Acaba ne olmalı?
İşte cevap!
İçinde zerre kadar konuşma arzusu yoktu Onun.
O bir suskundu. Yâni gereksiz lâf etmezdi. Hatta içindeki gerekli bilgileri dahi konuşmak istemiyordu.
Evet, yanlış duymadınız. Onun içinde zerre kadar konuşma isteği yoktu.
Mâdem ki isteksiz konuştu, bir de istekli konuşsaydı ne olurdu?
En isteksiz konuşmasıyla evrenlerin en mükemmel kitabını dizgilediyse
Bir de bizler gibi hep ben konuşayım sevdâlısı olsaydı???
Daha kaç cilt taklit olunamaz sözler dizgilerdi?
Bir başka soru.
Konuşmak istemediği halde niçin konuştu?
Mâlum niçin konuştuğu
Hz. Cebrâil kanatlarıyla Onu öyle bir sıktı ki
Öyle bir sıktı ki.
Yine de konuşmayacaktı.
Okuduğunu dillendirmeyecekti.
İçinde biriktirecek, biriktirecek
İnsanlara ilminin tamamını hîbe olarak vermeden alıp götürecekti öteki âleme.
Gizli kalacaktı hazine sandığı gibi ebedî inci ve mercan sözlerini saklı tutacaktı..
Fakat insanların özleri Hz. Cebrâil olup Onu o gizli mağarada yakaladı.
İnsanların ilim ve irfan ihtiyaçları Cebrâilin kanatları olup Onu kucaklayıp öyle bir sıktı ki!..
Göğüs kemikleri çatırdadı.
Nefessiz kaldı.
Kalbindeki hakikat ve mârifet mânâları göğsündeki basınçtan kurtulmak için Onun ses tellerine çarptı ve;
Ikra Bismi Rabbikellezî halak
Halekal insâne min alak
Ikra ve Rabbukel Ekrem
Ellezî alleme Bil kalem
Allemel insâne ma lem yalem
Sözleri âyet kalıplarına dökülerek Hakın zâtından insanın gönlüne inzâl oldu.
Yeryüzünde hangi insan şu yukarıdaki âyetleri ve diğerlerini okursa
Anlaya anlaya ya da anlamaya anlamaya okursa
Sadece ağzının içindeki dille ve ya gözüyle sesleri tekrar ediyor olsa bile
Gökte kanat çırpan melekleri yeryüzüne kandiller gibi sarkıtan
Çakıl taşlarını canlandıran
Akan suları durduran
Ömer bin Hattabın taş kalbini balmumuna döndüren
Ebû Cehili ve Ebû Lehebi kulak hırsızlığına kışkırtan
Kuranda şifrelenmiş Muhammedî düşünce frekansları o insanın tüm zerrelerini sonsuzluk moduna yükseltecektir.
Bir de mânâlarını idrâk ederek okumak
Ve Onda kendini bulmak.
İşte gerçek şifâ
* * *
Târih tekerrürden ibâretmiş derler ya.
Her nedense:
Hâlâ,
En güzel konuşmalar içinde hiç konuşma arzusu olmayanlardan duyuluyor.
En güzel düşünceler düşünmek istemeyenlerden doğuyor.
En güzel sonsuzluk ve cennet müjdeleri sonsuza ve cennete küsmüş gönüllerden ulaşıyor.
En güzel yaşam zevki yaşama ve zevklere eyvallah etmeyenlerden dağılıyor evrene.
Allahı ve Resûlullahı en güzel tanıtanlar Allahı ve Resûlullahı idrâk edemeyeceğini anlayanlardan çıkıyor.
Kuranı en güzel okuyanlar başkalarını dikkate almadan sadece kendisi için okuyanlardan çıkıyor.
Çokluğu en güzel şekilde tekleyenler varlığı parça parça kategorilere ayıranlardan çıkıyor.
İnsanların gönüllerinin en derinlerine girebilenler kendi özlerinin en derinlerine sızabilenlerden çıkıyor.
Ey suskunlar!
Siz belki konuşmak istemiyorsunuz ama bizim sizleri dinlemeye ihtiyacımız var.
Hâlâ asr-ı saadette olduğu gibi.
Kemal GÖKDOĞAN
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]