sor-duru-yorum

[gullale]

SOR-DURu-YORuM

Adım çıktı dokuza inmez sekize... Sorularımla düştüm dillere... Kanmayınca, avunmayınca oluyor bunlar ama halden damdan düşen anlar...

İblis, ALLAH'ın meleklerinden. ALLAH melekleri yaratırken bilemedi mi İblis itaatsiz olacak? Bilemedi de yanlışlıkla melek olarak mı yarattı, bilseydi başka bir kategoride Mİ halk ederdi, haşa!!!
O halde bu durmayan, durulmayan aklımın bulanıklığını durultacak, saflaştıracak bilgiyi sunmaya kim gelir? Dedim de Can Yunusumun benden bana dediğini söylemeye durdu dilim...

Şeyhimin illeri
Uzaktır yolları
Açılmış gülleri
Dermeye kim gelir

Şeyhimin ilini
Sorarım yolunu
Şol sebil elini
Öpmeye kim gelir

Şeyhimin ilinde
Asası elinde
Şeyhimin yolunda
Ölmeye kim gelir

Ahd ile vefalar
Zevk ile sefalar
Bu yolda cefalar
Çekmeye kim gelir

Ah ile gözyaşı
Yunus'un haldaşı
Zehr ile şol aşı
Yemeye kim gelir
.................
Şeyhimin özünü
Severim sözünü
Mubarek yüzünü
Görmeye kim gelir

Şeyhimin ilinde
Bir kadeh elinde
Susamış aşıklar
Kanmaya kim gelir

Ah şeyhim sen beni
Yandırdın derd ile
Bu derdin dermanın
Sormaya kim gelir.

Şeyhimin şem,ine
Bu canım pervane
Saladır aşıklar
Yanmaya kim gelir.

Şeyhimin yoluna ölmeye kim gelir diyor Yunusum, istenseydi o da ölürdü eminim...

Başlığa sor-duru-yorum demişim de düşün-dürüyorum da olabilirdi hani. ALLAH yanılmaz, yanlış-eksik-hatalı işi olmaz, O KEMALİN SAHİBİ ve herşeyi ilmince yerli yerince yapandır. Kulihvani yazısında ipuçları vermiş yine BİZe de

"Ey İnsANlar!
zamAN - mekAN
ve imtihAN içindesiniz!
yERlerinizi BİLin!
yERlerinizi BULun!
yERlerinizde OLun!
yERlerinizde YaşAYINNNN!
Siz de bir ANda ANlaşıverirsiniz!
Bir bırakabilseniz ZamANlaşmayı!.." diye

Ama ve lâkin gelde anla gel de yeri bil, bul, ol... Sinema salonlarında ışıkçılar vardır, gözleri olduğu halde karanlıkta göremeyenler ve seyrana dalmak isteyenlere yer gösteren bize bir ışıkçı lâzım illâ ki...

ALLAH, Celle Celâluhu, SEVGİLİMİZ, CANANIMIZ, UMMANIMIZ, HAKANIMIZ... İlmi ile var eyleyen YÜCE SULTAN! Böyle buyurdu;
İblis meleklerden olarak murad edildi halkedildi.Yıllardır bildiğim Melekler itaât ile, emirleri yerine getirmekle, ne vazife üzerine halkedildilerse ancak o vazifeyi yapmakla görevliler... Peki ya bu ne hal?

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

" Bir zamanlar Rabb'in meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti.
(Melekler): A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz, dediler.
(Rabb'in): Ben sizin bilmediklerinizi bilirim, dedi."
BAKARA 30

"Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu
BAKARA 31

"Subhânsın Yarab! Bizim için senin bize bildirdiğinden başka ilim ne mümkün, o Alîm, Hakîm sen, şüphesiz Sensin» dediler...
BAKARA 32

"Ey Adem bunlara onları isimleriyle haber ver buyurdu Bu emir üzerine Adem onlara isimleriyle onları haber veriverince de buyurdu ki ; demedim mi size , Ben her halde Semavüt-ü Arzın gaybini bilirim, ve biliyorum ne izhar ediyorsunuz da ne ketmeyliyordunuz?"
BAKARA 33

"Ve o vakit melâikeye «Adem için secde edin» dedik, derhal secde ettiler, ancak İblis dayattı, kibrine yediremedi, zaten kâfirlerden idi
BAKARA 34

"Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani' oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun?"
SAD 75

"(İblis) dedi ki: «Ben ondan hayırlıyım; beni bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın.»"
SAD 76




Melekler emir üzerine yaratılmış varlıklar ancak sormaktalarsa, onları da avutmayan, kandırmayan birşeyler olmalı... Doğrudan demiyorlar ki "beli SULTANIM" Demek ki onlara da bir sor-duran var...

Denizimde fırtına! sular kabarmış, alt üste gelmiş, durultacak, saflaştıracak meltem rüzgarları esse derya ahalisini seyran etsek, hatta dalsak deryaya karışsak diyorum.

Herşeyin YARATICISI, BİLENİ, TAKDİR EDENİ, MURADIN SAHİBİ burdan ne anlamamızı istiyor? kanmayın, doymayın, avunmayın, gizli hazineyi arayın, bulunn çıkarın diyor, ANlayın diyor...

[Misafir]

SOR-DURu-YORuM


...

İblis, ALLAH'ın meleklerinden. ALLAH melekleri yaratırken bilemedi mi İblis itaatsiz olacak? Bilemedi de yanlışlıkla melek olarak mı yarattı, bilseydi başka bir kategoride halk ederdi haşa!!!

O halde bu durmayan, durulmayan aklımın bulanıklığını durultacak, saflaştıracak bilgiyi sunmaya kim gelir? Dedim de Can Yunusumun benden bana dediğini söylemey durdu dilim

...

DÜŞÜNMEK GÜZEL ŞEY FAKAT BAZEN İNSANOĞLU MERAK ETTİĞİ YA DA DERİNLEMESİNE ÖĞRENMEK İSTEDİKLERİNİ MANTIKLA BEYNİNE SOKMAYA ÇALIŞIR ÇOĞU ZAMAN...
ASLINDA SORARKEN DURU YANI NET YORUMLA GÜZELCE CEVAPLAMIŞSINIZ Kİ EVET İBLİS YANİ ŞEYTAN DA BİR MELEKTİ Kİ ALLAH CC ONU YARATIRKEN HERŞEYLERİ BİLDİĞİ İÇİN HERŞEYLER OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLDU VE OLUYOR YANİ ŞEYTAN NETİCEDE KADERİNDE YAZILMIŞ ŞEKİLDE GÖREVİNİ HAKK'IYLA EN İYİ ŞEKİLDE YAPIYOR.
BU KONUYU MÜNİR DERMAN HZLERİ KİTAPLARINDA ÇOK NET OLARAK AÇIKLAMIŞTIR ÇOK ŞÜKÜR...
NE MUTLU Kİ SİZE DE CAN YUNUSUMUZ YETİŞMİŞ MAŞAALLAH VE NE GÜZEL AÇIKLAMIŞSINIZ KUR'ÂN ÂYETLERİYLE ÖZELLİKLE...
EMEĞİNİZE SAĞLIK.
HAKK RAZI OLSUN SİZLERDEN HER DÂİM.
ALLAH CC BİZLERİ SEVSİN VE SEVDİKLERİ KULLARININ ARASINA KATARKEN SEVDİRSİN BİZLERE DE SEVDİKLERİNİ İNŞAALLAH.

[halimkok]

Değerli Güllâle Can...

Bunları yazmaktaki amacım sana sordurulana cevap vermek değil...

Çünkü benim düşünceme göre sana sordurulana karşılık olarak verilmesi

gereken şey... CEVAP'tan ziyade bir HÂL'dir... ve sen de çok iyi bilirsin

ki HÂL'i ancak o HÂL'de olan anlar...

Ben gönlümdeki bir şeyi paylaşmak istiyorum.

Dünyanın en güzel insanını BİR CERRAH'ın MASA'sında

HER BİR PARÇA'sı birbirinden ayrılmış şekilde gösterseler

eminim ki içimizin kaldırmayacağı bir görüntü olurdu.

Ancak o kimse masadan kalkıktan ve iyileşip te hastaneden ayrıldıktan

sonra görenler dünyanın en güzel insanını görmüş olurdu...

Ayrı ayrı iyi-kötü, güzel-çirkin vs. olan şeyleri ASIL yerinde ve BİR BÜTÜN

halinde görmek ve bakmak en doğrusu olsa gerek diye düşünmekteyim.

Lâkin meselemiz O'dur ki; O BİR'liğe nasıl ulaşmalı...

Allah CC. O HÂL'i yaşayanlardan eylesin inşallah...

Muhammedi Muhabbetle...

[kulihvani]

HAYYYY DOST!..


AKLım GÖKlerde DolAŞsa
ARZ’ından ARŞ’a ULAŞsa
Nûr-u MÎM BULsa-BULAŞsa
YAĞmur YAĞmur YAĞsa Yürek
KABına sığmasa tAŞsa!..

*

cAN’a Cisim BÜRÜtensin
Emekleten YÜRÜtensin
Emel-Ecel ÇÜRÜtensin
Beşikten Mezara BENi
Ellerimle SÜRÜtensin!..

*

Tohum SENsin Çiçek SENsin
Geçmiş SEN Gelecek SENsin
Cümle HAYYal, Gerçek SENsin
DUYmak – UYmak, İstiyorsun
KULağım DELecek SENsin!..

*

SEN Sırrısın SİZdekisin
İZ İZle-ten İZdekisin
ÜryAN GEZen GİZdekisin
BEN BİZ’i ARAr DURurken
BİZden Yakîn BİZdekisin!..

*

İhvanî’nden eden misin?
BEN dediğim Beden misin?
Sonuç musun? Neden misin?
BENi Öne sürüp de SEN
BENde Yaşayan SEN misin?..

Hayyyy Dost Huuuu!..

04.01.09 22:00
Ç ö l de…

[katre-iNur]

Güllale kardeşim ;
Bakara 30 da meleklerin ilim sahibi oldukları , soru sorarak ilimlerinin dışında olan bir konuyu öğrenmeye çalışmakta oldukları düşünülebilir.

Bakara 34 de meleklerden Âdem AS’ a secde etmelerini istediğinde ışıktan yaratılmış olan melekler secde ettiler ve Âdem AS’ın halifeliğini kabul ettiler.
Ateşten yaratılmış olan İblis ise secde etmedi. İblisin secde etmemesi , çekememezlik büyüklenme ve gururdan kaynaklandığına göre hamulesi olan ateşin yani yaratılışının özünü oluşturan ateşin özelliklerine göre davranmasından kaynaklanmış olabilir mi?
Hocam ateşin azı dondurur çoğu yandırır. İtidalli oluşunda ise ısınır yemeğini pişirirsin demektedir.
Tefsirlerde belirtildiğine göre İblis de Allah CC tarafından belli bir ilme sahip olarak yaratılmıştır. Kendi yaratılış hamulesini ve Âdem AS’ın yaratılış hamulesini bilmektedir.

Buradan çıkan sonuç sırf ilim ile kemalata ermek pek mümkün görülmemektedir. O halde kemalata ermek için başka şeyler de gerekmektedir.
Hocamız der ki: İblisin sorunu Muhammedi edebsizliğindendir. Hocamızın sözünden hareketle kemalata giden yolda gereklerden birisi de EDEB olmalıdır.

Peygamber efendimizin (Sallallahu aleyhivesellem): “Herkesin bir şeytanı vardır. Ben kendi şeytanımı Allah CC nun izniyle müslüman yaptım” demiştir. O halde biz ne yapmalıyız? Hangi yolu takip etmeliyiz?
Hocamız der ki : Nefsimiz Allah CC nun emirlerini yaparsa Hizbullah içinde olur. Şeytanın emirlerini yaparsa hizbuşşeytan içinde olur. O halde…

Biz deriz ki : Doğrusunu Allah CC bilir.
Es Selam

[nur-ye]

Güllâlem CANım Hocam ve kardeşlerim ne kadar güzel paylaşımda bulunmuşlar iyi ki varız yoksa canımız sıkılırdı HALlaşamadığımız için!

Derler ki; ''SORmak öğrenmenin yarısıdır, öğrendikçe SORGULAMAların ÇÖZÜMü gelir ardından!....''

Hepimiz MUHAMMEDi EDEPin eğitim-öğretimini almıyormuyuz?

SOR-DURu-YORuM demeden sorgulayamayız ki!

AAHHHH CANım ÇİLE ÇÖLÜmüzün gece karanlığında bilmem ki kaç kez damdan düştük de UYANAMADIK derin uykudan!....
UYANmakta kolay değil ha! BENLİK KİRlerimizin yüzünden zilzurna sarhoş olmuşluğumuzdan UYANmak kolay İŞ değildir....

Derler ki ; ''Bu YOLda ANcak TAHAMMÜL edebilenler YOLda ilerleyebilirler!....''

Kaç kez ayağımız takıldı ellerimiz dizlerimiz paramparça oldu da, acıdan lime lime olduğumuzu unutup yine daldık ÇİLE ÇÖLÜne vazgeçmediğimizi göstermek için.....
Her şeye rağmen vazgeçmediğimizi ispatladığımız da
VAZGEÇİLEMEYEN vazgeçirtmiyor şükür!

MUHAMMEDİ MuHABBetlerimİZle!....

[mim]

Başlığa sor-duru-yorum demişim de düşün-dürüyorum da olabilirdi!

Güllâle ablam çok güzel bir başlık, sayenizde Dostların katkılarıylada DÜŞÜNmeye çalışıyoruz.

Muhabbetimiz daim olsun!...

[mehrican]

Canım NUR-UM..NE GÜZELDE YAZMIŞSIN YAŞADIKLARINI...
ALLAH HEPİNİZDEN RAZI OLSUN...

Kâinattaki en büyük sır 'AŞK' tır.
Sev der, çok sev ama en çok beni sev..
Sevdirir birleştirmez, Gösterir yaklaştırmaz,Özletir hasret bırakır, Âşık eder kavuşturmaz...
Zaten kavuşsa adı ÂŞK olmaz...
Yan der, çıra gibi yan ama tutuşma der...
Tutuşacaksan sadece benim için tutuş...
Bir baş eğmezliktir insanın hayata karşı hırçınlığı.
Ve kendini bildiği andan itibaren aşkı arar.
Kâinattaki her şey O'nu arayıştır aslında..
O'nu keşfetmek üzere programlanmıştır hayat.
Her şeye rağmen AŞK tektir.
Gecelerce yıldızların parıltısını seyredersiniz,
Ne güzel, Ne ulaşılmazdır onların ışığı.
Ama onlarda güneşten alırlar parlaklıklarını.
Güneşi seyredemezsiniz gözleriniz kamaşır.
Gaye-i ışıktır güneş, Vesile-i ışıktır yıldızlar, güneşi yansıtırlar.
Vesile-i AŞK tır insan, Gaye-i AŞK tır ALLAH
Ve perde-i AŞK tır insanı sevmek.
İnsanla perdeler kendini hasret bırakır özletir göstermez.
AŞK-ı dünyevidir insan ve AŞK-ı uhrevidir. ALLAH
O kulunun kalbine nazar etmeye görsün,
Kıvılcımı yaktı mı artık hiç kurtuluşunuz yoktur.
O yarattığı kulunu sevdirerek yaklaştırır kendine.
Sevgilinin zatında aslında kendi nurudur görünen.
Seven O'nu sever, Arayan O'nu arar,
İsteyen O'nu ister, Özleyen O'nu özler.
Peşinden koştuğumuz da O, Kavuşmak istediğimizde O,
Sarılmak istediğimizde O dur..
AŞK; tekdir..
Aslında en büyük lütûftur bu, Kulunun kalbine koyduğu kor ateş.
'Her göz etmez fark, İşitmez her kulak,
Saklı olmaz birbirinden CAN ve TEN
Canı görmek için izin yok ki bil ki sen...
Bir ateştir, yel değildir ney sesi;
Kim ki ateşsizdir; Yok olsun böylesi ' der Mevlana..
İşte yana yana gelir kul ona.
Mucibince amel ederse dünyevi aşktan uhrevi aşka geçiverir.
Aslında Mecnun'a Leyla'dan tecelli eden de onun aşkının nurudur.
Ama o kalbe kendi sevgisinden daha şiddetli bir sevginin girmesine müsaade eder mi hiç?
Kulunu kullanır, önce kulunda hissettirir zatını,
Gönlüne lezzet tat verir...Güllerin kokusunu gül kokusuyla duyurur,
Bülbüllerin sesini dinletir..Şakayıkların renklerini gösterir,
Fark ettirir hayatı...Aldığı soluğu hissettirir,
Sonsuz sevgi pınarından su içirir,
Sevmeyi böyle öğretir kuluna.
Sevince, İlkbahar olur Sonbaharlar âşıklara...
Ve aşkı insana insanla efsane eder ve aşığı aşka müptela eder...
Aşık artık maşuğunun peşinden koşar, her yerde onu arar...
Leylalar Mecnunlar, Yusuflar Züleyha'lar, Ferhatlar Şirinler ve daha nice efsaneler bu aşkla ona erdiler...

ALINTI...

[nur-ye]

MEHRimCANım ismine vurgunum bilirsin beni benden geçirir öyle derin anlamı varki aklımdan HİÇ çıkmayan KUDSİ HADİS-i ŞERİFimi hatırlatır!

22. HADİS-İ ŞERİF: Resulullah (SAV) Efendimiz Rabb’ ından naklen anlatıyor:

"Allah-ü Teâlâ şöyle buyurdu:

Ey Âdemoğlu, seni Kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde Kendim için yarattığımı, senin için yarattığımın ayarına düşürme."

Görüldüğü gibi bu Hadis-i Şerif de Kudsîdir. Burada adeta şöyle buyurulmaktadır:

"Sen, bütün isim ve sıfadatları, ahkâm (hükümleri) ve âsârı (eserleri) şümulüne alan küllî hakikatımın bir mazharısın. Bu âlem ise baştan sona Senin varlığının ayrıntılarıdır. Ve hakikatına ait olan hakikatlerin mazharlarıdır. Bu büyük âlemde Senin misalin, ruha nisbetle cesed gibidir. Sen ruhsun; bu âlem de cesedindir, bedenindir. Bu âlemden gaye Sensin... bir de toplayıcı hakikatın."

Cesedden maksat tedbir sahibi ruhtur. Durum böyle olunca, "ruhun nurlarını kendi beşerî varlığının perdeleri ile örtme."

Şu da bir gerçektir ki, her zuhur yerindeki tecelli, ilahî nurun tecelli sergisinden aldığı nasib kadardır. Bu bir birlik, vahdet tecellisidir ki, ruhun ve sırrın mazharında olur. Bu ruhu, kalb olarak ele almalıyız ve onu tecelli kabulünde daha kemalli görmeliyiz. Yani cisme ve bedene olan tecelliden. Çünkü bunların şümulünde zulmet de vardır.


SADRETTİN KONEVİ k.s 40 Hadis- i Şerif'i
Sitemizin ana sayfasında mevcuttur

http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e&pid=2042

[mehrican]

İstediğim Haktır Benim

Gece gündüz döne döne
İstediğim haktır benim
Allah deyip yana yana
İstediğim haktır benim

Yoluna terkedip canı
Akıtıp gözümden kanı
Ah eyleyip dünü günü
İstediğim haktır benim

Münkirler aşk halin bilmez
Münafıklar yola gelmez
Ağlar bu gözlerim gülmez
İstediğim haktır benim

Kor olayım kül olayım
Taşkın akan sel olayım
Çineneyim yol olayım
İstediğim haktır benim

[nur-ye]

Adım çıktı dokuza inmez sekize... Sorularımla düştüm dillere... Kanmayınca, avunmayınca oluyor bunlar ama halden damdan düşen anlar...

Güllâlem CANım nette gezerken bak bunları buldum. Ne kadar güzel KISSADAN HİSSE değil mi? ''B''eni yaktı, senide yakar eminim!
''YANANın dumanı tüter!'' derler
Bırak tütsün CANcağazım!
Bugünün DİKENİ,yarının ÇİÇEĞİdir!
YAZDIRILIYOR Kİ! yazıyorsun!