SON NEFES

İbret almasını bilenler için
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hacer
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 505
Kayıt: 03 Nis 2007, 02:00

SON NEFES

Mesaj gönderen Hacer »

SON NEFES

6 Nisan 2004 tarihinde uçakta okuduğum bir Gazeteden çok etkilendiğim bir yazıyı siz değerli Muhammedinur ailesiyle paylaşmak istiyorum.
Ünü ülke sınırlarını aşmış meşhur bir kanser hekimi olan Dr. Haluk Nurbaki’nin hatıralarından birini aktaracağım sizlere..
Bakın ne anlatıyor rahmetli Haluk Nurbaki Hoca!.
"Kırk yıllık bir kanser uzmanı olarak sayısız olayla karşılaştım ve bunları, belgeleyerek özel bir arşiv yaptım..
Fakat, bunlardan biri var ki, beni fevkalade müteessir etmişti..
1976 yılında yaşanmış bir olaydı bu" diyor ve devam ediyor!..
Kanser hastanesinde baş hekimken, Serap adında genç bir hanım hastam vardı..
Serap, göğüs kanserine yakalanmıştı..onu özel bir ilgiliyle tedavi altına aldım.. ve kısa bir süre sonrada Allah´ın izniyle iyileştiğini gördüm..
Ancak Serap’ında bütün diğer kanserliler gibi ilk beş yıllık zamanı çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu..
Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra bir ihale için İzmir´e gitmek iştedi..
Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim..
Fakat duydum ki Serap, bilet bulamamış ve otobüsle gitmiş!..
Ve bindiği otobüsün kaza geçirmesi sebebiylede, 6 saat mahsur kalmış!..
Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yağıldı.
Serap, bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığı akciğerdeki tezahürü yüzündende devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyordu ve söylediği her kelimeden sonra ağzını cihaza yapıştırarak nefes almak durumunda kalıyordu..
Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak : " Doktor bey, ben size dargınım " dedi!..
Ve devam etti : "Siz dindar bir insansınız "niçin bana Allah´ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz? ".
Serap’ta dini inançların zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında doğrusu şaşırmıştım..
Ve onu üzmemeye de çalışarak : "Doktora ulaşmak kolaydır, parayı verdin mi istediğine tedavi olursun, ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın" dedim!..
Konuşmaya mecali olmadığından : "Ben o isteği duyuyorum" mânâsında başını salladı!.. artık ümitsiz bir tibbî tedavinin yani sıra, ebedi hayatın reçetesi olan iman dersimiz başlamış ve son günlerini yaşayan Serap için bu dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü"
Anlattığım iman hakikatlerini bütün ruhuyla mecz ediyor ve arada bir soru soruyordu..
Vefatına bir hafta kala : " Doktor bey, ben ölürken ne söylemeliyim?.." dedi !..
“Senin durumun çok özel. Kelime-i Şehâdet sana uzun gelir, o anı fark ettiğinde MUHAMMED (sav) de, sana yeter!” dedim!..
O haliyle tebessüm ederek yine başını salladı..
Çok ızdırabı olduğu için Serap’a sürekli morfin yapıyor ve onu uyutmaya çalışıyordu!..
O arada, bir seyahat sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim..
Dönüşümde annesi telefon ederek : " Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor, sabahlara kadar inliyor ve çok ızdırab çekiyor" dedi!..
Hemen eve gittim ve Serap’a iğine yaptırmamasının sebebini sordum..
Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum!..
“Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanırsam ve son nefesimde “MUHAMMED (sav)!” diyemezsem!”
Serap, bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa, son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti..

Hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan gece istihareye yattım ve Serap’ın acizliği hürmetine olacak ki salı gününe kadar yaşayacağına dair bir işaret sezdim!.
Ertesi gün ona : " Hiç korkma, iğneyi vurdurabilirsin!" dedim!. Serap, bir vedâ niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu : "Doktor bey; Azrail bana nasıl görünecek?."
“Kızım dedim, o bir melek değil mi?." Hiç merak etme sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir!."

Salı günü Serap´ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim..
Ancak vefatına yetişememiştim!.
Ailesi perişandı..
Sadece, kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanım gelerek:
"Doktor Bey, biliyor musunuz, evde biraz önce bir mucize yaşandı" dedi!.
Ve devam etti :"Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını
attı ve yataktan kalkması imkansız denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı..
Bütün ev halkı hayretten donup kaldık!.
Vefat etmeden öncede : “Söyleyin doktor Beye, AZRAİL ONUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!” dedi !.
Ve yatağında kelime-i şehâdet getirerek vefât etti!."


Allah (cc) bizlere de böyle ölüm nasip eder inşallah…
Resim
Kullanıcı avatarı
illaedep
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 122
Kayıt: 25 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen illaedep »

Harika bir hikaye daha öncede okumuştum ama hiç bu kadar zevk almamıştım.

Nasılda Sadık kalmış Hz.Muhammede ki acısına Sabretmiş.
Nasılda
Samimi bir şekilde öğrenmek istemiş ki Selamete ermiş...
Kullanıcı avatarı
goekhan
Üye
Üye
Mesajlar: 44
Kayıt: 14 May 2006, 02:00

Mesaj gönderen goekhan »

Inşallah bizim sonumuzda böyle olur.
Herkes yaşamıştır mutlaka bende yaşadım.......acizlik ve çaresizlik bunları yaşamak en zor olandır, ne kadar'da Dil den diyorsak ...yaşamadan ne olduğunu bilmiyoruz.
Kendim için bazen düşünüyorum neden bunları yaşıyorum diye öte yandan da bunlara sabrım hariç beni Kul yapabilecek hiçbir şeyim yok, o yüzden bunlara da şükür.
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


Ey Hayat



Ey hayat denilen meret,
Ya yerdesin ya gökte.
Ya sen bendesin,
Ya ben sende.
Söyle!
Nasıl kurulur senle bu denge?
Böyle giderse,
Ne sen bende kalırsın,
Ne de bu can bedende..




Mustafa Aytekin
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Resim
Ne duruyorum, ne, yürüyorum,
Üzengideki ayak gibi...
Ne susuyorum, ne konuşuyorum,
Kitaptaki yazı gibi...
Ne varım, ne yokum,,
Gülsuyundaki koku gibi..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Sevgili Bacım, bir kaç kez okumama rağmen bu anı beni çok duygulandırır. Ve her defasında Haluk NURBAKİ hocamın sevgili sıcacık, buğulu sesinden dinlemiş gibi olurum. Yine Göz yaşlarımı tutamadım.

Sevgili GÖNÜL DOSTuma ve serap kardeşimize sonsuz rahmet dileriz.
Resim
Cevapla

“►İbretlikler◄” sayfasına dön