KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta KEVSER

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta KEVSER

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

KELÂMULLAH’ta-RESÛLULLAH’ta,
=>KEVSER..


Kur'ÂN-La NEFsin DİRİLtmek,
=>ANLAmakLa->YAŞAmakLa!.
CÂN’dan ÇABA=>EMEk GERek,
=->KALBin’i KEVSERLe PakLa!.

CeNNet Etmek İÇin->ÖMRüN,
TAHkîk İMÂN=->SÂLiH AMEL!.
HAVZ-ı KEVSER’in GÖRÜRSüN,
=>İĞNE DELiği’Nde=>CEMEL!.


ZEVK 10.262


BİLerek=>İNKÂR BATAĞı==>HİZBu’ş-ŞEYTÂNLık’tır=>EBTER,
NEFSin-RABBin BİLiş BAĞı=>HİZBuLLAH’tır=>HAVZ-ı KEVSER,
=>İLiM=>İRÂDe=>İDRAKLa,
SIRR-ı NAHNU=->İŞTİRAKLa,
=->MuHABBEt MAHŞERi=>ÂLeM=>SEViLeN=>SEVeNi=>SEVER!.


17.02.2022.. 23:07..
brsbrsm...tktktrstkkmzdehayrânnmızzz..


TECRimen TaHtiha’L-ENHAR,
GÖNÜLde==>KEVSER IRMAğı!.
İHVÂNİ’m=>BIRakma ZİNHAR,
HALkı’n->HAKk’a ÇAĞIRMAğı!.


Resim
KEVSER.: Kıyamete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları. * Bereket. * Kesretten mübâlağa. Çokluğun gayesine varan şey. Gayet çok şey. * Pek çok hayır. Hikmet, ilim. Kur'ÂN, İslâm, tevhid. İlm-i Ledünn. Ma'rifetullah. * CeNNet Irmaklarının Kaynakları. * Cennet'te bir Havuz veya Nehir..
HAVZ-ı KEVSER.: Kevser Havuzu..
TAHkîk.: Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak. * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek demektir..
SÂLiH.: (Salâh. dan) İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. Haklı olan, i’tikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. * Faziletli, Ehl-i Takvâ olan..
HİZBuLLAH.: ALLAH için din uğrunda ciddi gayret sâhibi olan ve din düşmanlarıyla aslâ Hakiki Dost olmayan Mücâhid Cemaat. "Hizbü’l- Kur'ÂN" tabiri de aynı mânada kullanılır. (Kur'ÂN-ı Kerîm'de 5:56 ve 58:22 âyetlerinde zikredilir.)
HİZBu’ş-ŞEYTÂN.: Şeytana ve Nefislerine tâbi olanların grubu. ALLAH'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı..
ZİNHAR.: Sakın ola ki, kesinlikle, hiçbir zaman, asla..
CEMEL.: Erkek deve. İbil..



إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُواْ عَنْهَا لاَ تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاء وَلاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ
Resim---“ İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûne’l- CeNNete hattâ yelice’l- cemelu fî semmi’l- hiyât (hiyâti) ve kezâlike neczî’l- mucrimîn (mucrimîne).: BİZİM âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya, işte onlara göğün kapıları açılmayacak ve deve (veya halat) iğne deliğinden geçinceye kadar onlar CeNNete giremeyeceklerdir. İşte suçluları böyle cezâlandırırız.” (A’râf 7/40)

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُمْ بِإِيمَانِهِمْ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Resim---“İnnellezîne âmenû ve amilû’s- sâlihâti yehdîhim RABBuhum bi îmânihim, tecrî min tahtihimu’l- enhâru fî cennâtin naîm (naîmi).: Muhakkak ki İman edenlerve amilû’s- sâlihât (sâlih amelle nefs tezkiyesi) yapanlar, îmânlarından dolayı RABB'leri, onları hidâyete erdirir. Onlar, altlarından ırmaklar akan Naîm CeNNetlerindedirler.” (Yûnus 10/9)


Resim
KELÂMULLAH’ta =>KEVSER..
NÛRuLLAH=>NÛR-u MuhaMMed=>KÂiNÂt..

ALLAHu zü’L- CeLâL => Kur'ÂN-ı Kerîm’inde.:
RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem’e KEVSER verilmiştir.:

NaMaZ KILarak=>BEDENen,
KuRBâN KESerek=>MALen,
RABB’in için =>RUHEN CeLâL NÛRuna Gark OL!..


إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
Resim---“İnnâ a’taynâke’l- kevser (kevsere).: Muhakkak ki BiZ, sana Kevser'i verdik.” (Kevser 108/1)

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Resim---“Fe salli li RABBike venhar.: O halde RABB’in için namaz kıl ve kurban kes.” (Kevser 108/2)

إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Resim---“İnne şânieke huve’l- ebter (ebteru).: Muhakkak ki sana (nesli kesik diye) buğzeden, o kendisi ebterdir (soyu kesiktir).” (Kevser 108/3)

Kevser; Cennette bir nehrin adı olduğu gibi, Kur'ÂN, peygamberlik ve pek çok hayır., diye de tefsir edilmıştır..


*
**
****


İtâ.: Vermektir, verme işi görev gereğidir, temlik (mülk olarak verme) ifâde etmez..
İnnâ a’taynâkel kevser.:
innâ.: muhakkak ki biz.
a'taynâ-ke.: biz sana verdik.
el kevsere.: kevser..
İtâ.: Vermektir, verme işi görev gereğidir, temlik (mülk olarak verme) ifâde etmez..

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e,
=>Kur’ÂN-ı Kerîm->NaKL->İLim->CeNNet vermek gibidir..

Elif” le olduğunda İlâHî veriştir ve,
=>mülk=>MÂLİKü’l- MÜLK’e aittir ve kullanılmak ve kemâl bulmak için lutfen veriştir..

İtâ.: temlik (mülk edinme) ifâde eder.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ait,
=>AKL-ı KüLL->Kevser Havuzu->Rusuliyyet->Hilafet vs. gibi..

Ayn” ile veriş ise,
=>A’yan-ı Sabite- Ubid’iyyet verilene veriştir ve verilenin mülkü gibidir, Ni’meten-Rahmeten veriştir.

KEVSER:
1-) Alabildiğine çokluk (maddî-mânevî); kalabalık nesil..
2-) En bol, faydalı ve hayırlı olan..
3-) Her tarafı saran toz..
4-) CeNNet Irmağı-CeNNet Havuzu..
5-) Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in soyu Ehl-i Beyt aleyhisselâm’ı..
6-) Nûbüvvet..
7-) Kur’ÂN-ı Kerîm..
8-.) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in meziyyetleri.
9-) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şanı..
10-) Makam-ı Mahmûd..
11-) İlim..
12-) Ümmetin Ûlemâsı..
13-) MuhaMMedî Âşıklar..
14-) Kevser Sûresi denilmiştir..
15-) Bizce “Nûr-u MuhaMMed”dir..
16-) Bizce “Ni'MEt-i UZMÂ'”dır..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta KEVSER

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

RESÛLULLAH’ta =>KEVSER..

KEVSER =>Sıfat olarak sözlükte.: “Çok, pek çok” gibi anlamlara gelirken,
KEVSER =>İsim olarak.: “İyilik ve hayır” manalarını taşır.
KEVSER =>En genel kabulle, ALLAHu TeÂLÂ’nın CeNNette Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e vermeyi vaad ettiği Irmak/Nehir olarak anlaşılmıştır..
Hadis-i Şerîflerde KEVSER’in özellikleri konusunda detaylı tasvirler bulunur. “HAVZ” da =>KEVSER NEHRİnin bir uzantısı olarak değerlendirilmiştir..

Arapçada =>Birbirinden ayrı olarak kullanılan “HAVZ” ve “KEVSER” kelimeleri,
Türkçede =>“Havz-ı KEVSER” şeklinde bir tek terime dönüşmüştür. Kur’ÂN’da “HAVZ” ifâdesi yer almazken, KEVSER ifâdesi Kur'ÂN-ı Kerîm'de bir âyette geçer..:


Resim

RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem’e KEVSER verilmiştir.:

NaMaZ KILarak=>BEDENen,
KuRBâN KESerek=>MALen,
RABB’in için =>RUHEN CeLâL NÛRuna Gark OL!..


إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
Resim---“İnnâ a’taynâke’l- KEVSER (KEVSERe).: Muhakkak ki BiZ, sana KEVSER'i verdik.” (KEVSER 108/1)

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Resim---“Fe salli li RABBike venhar.: O halde RABB’in için namaz kıl ve kurban kes.” (KEVSER 108/2)

إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Resim---“İnne şânieke huve’l- ebter (ebteru).: Muhakkak ki sana (nesli kesik diye) buğzeden, o kendisi ebterdir (soyu kesiktir).” (KEVSER 108/3)
KEVSER; CeNNette bir nehrin adı olduğu gibi, Kur'ÂN, peygamberlik ve pek çok hayır., diye de tefsir edilmıştır..

*
**
****


KEVSER’in sözlük anlamı olan “çok, pek çok” karşılığını dikkate alan bazı âlimler, KEVSER IRMAĞının Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e verilen hayırlardan sadece biri olduğunu hatırlatmış, buradaki “KEVSER” kavramının Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e verilen diğer nimetlerden =>“Nübüvvet, Kur’ÂN, İslâm, İslam Âlimleri, Hikmet, Tevhid, Manevî Ni’metler, ÜMMetin Çokluğu, Güzel Ahlâk, İlim, Şefaat Hakkı, DUÂlarının Makbul Olması..” gibi durumları da ifâde edebileceği üzerinde durmuşlardır. Böylece KEVSER, geniş bir Lütuf Dâiresi içinde anlaşılmaya ve yorumlanmaya çalışılmış, CeNNette vaad edilen KEVSER NEHRi bunlardan sadece biri olarak kabul edenler olmuştur.
Küsur, Kesîr ve KEVSER gibi çokluk belirten kelimeler hep aynı kökten gelir..

HAVZ’ın başına ilk kimlerin geleceği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüşse de en çok tercih edilen yorumların başında oraya ilk ulaşanların Kur’ÂN ve SüNNete BağLı OLanLar” olduğu yer alır.
HAVZ ve KEVSER Hadislerinde, bazı kimselerin HAVZa gelmek isteyecekleri ancak oradan uzaklaştırılacakları bilgisi de vardır. Peygamberimiz aleyhisselâm’in bu duruma şaşıracağı ve kendisine cevap olarak “Onların senden sonra neler yaptıklarını (nasıl irtidat edip dinden çıktıklarını) bilmiyorsun.” denileceği rivâyet edilir.


Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Kıyamet gününde ashabımdan bir cemaat yanıma gelmek isteyecek, fakat HAVUZUMdan uzak tutulacaklar. “Yâ RABBî/Ey RABBim!. Bunlar benim ashabım!." diyeceğim.
Şöyle buyuracak.:
“Onların senden sonra (dinde) neler icâd ettiklerini bilmiyorsun. Onlar gerisin geri dinden döndüler!." buyurmuştur.

(Ebû Hureyre radiyallahu anhu’dan; Buharî, Rikâk,53; Müslim, Fezail, 27)

Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Kıyamet Gününde HAVUZ başında sizden yanıma gelenleri bekleyeceğim. Ancak bazı kimseler bana gelmekten alıkonulacaktır.”
Ben.: “Yâ RABBî/Ey RABBim!.Bunlar bendendir, benim ÜMMetimdendir.” diyeceğim.
“Onların senden sonra neler yaptıklarını biliyor musun?. Vallahi onlar gerisin geriye (eski küfürlerine) döndüler!” denilecektir."
buyurmuştur.

(Buharî, Rikâk,53; Müslim, Fezail,28).

Resim--- Ebu Hüreyre radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Kabristan’a gelerek.: “Selâm size ey Mü'minler diyârı! İnşaallah biz de size katılacağız, din kardeşlerimizi görmüş olmayı çok arzu ederdim!.” buyurdu.
Sahâbiler.: “Biz senin din kardeşlerin değil miyiz Yâ Resûlullah?” deyince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Siz benim ashabımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir.” buyurmuşlar.
Bunun üzerine sahâbiler.: “ÜMMetinden henüz (dünyaya) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın Yâ Resûlullah?” deyince,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ne dersin, bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde sakar ve sekir bîr takım atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı?.” buyurdu.
Sahâbiler de.: “Hay hay!. Elbette tanır Yâ Resûlullah.” diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İşte onlar da abdestten dolayı böyle sakar ve sekir gelecekler. Ben HAVUZa onlardan önce varacağım. Dikkat edin ki, bir takım adamlar benim HAVUZUMun başından kayıp develerin kovulduğu gibi kovulacaklar.
Ben onlara.: “Heyy!. Beri gelin!.” diye nidâ edeceğim.
Bunun üzerine bana.: “Onlar senden sonra hakikaten dinde bid’âtler yaptılar!.” denilecek.
Ben de.: “(öyleyse) Uzak olsunlar!. Uzak olsunlar!.” diyeceğim.”
buyurmuştur.

(Müslim, Tahâret, 38-39)

Bunlara örnek olarak verilenler arasında =>Toplumda fitne ve fesad çıkaranlar, isyancılar, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in SüNNeti’nden yüz çevirip TÖVBE etmeden ÖLenLer.. gibi kimseler bulunur.
Hadis-i Şerîfin şerhleri incelendiğinde örnekleri çoğaltmak ve detaylandırmak mümkündür..


Resim--- Enes radiyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir ara hafif bir uykuya daldı. Sonra uyandı ve tebessüm ederek başını kaldırdı.
Sahâbiler.: “Yâ Resûlullah!. Neden güldünüz?.” diye sordular.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Az önce bir âyet indi.” dedi, ardından besmele çekti ve.: “(Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana KEVSER'i verdik.” (KEVSER, 1) diye başlayan âyetleri sonuna kadar okudu.
Sonra bize.: KEVSER'in ne olduğunu bilir misiniz?” diye sordu.
Bizler.: ALLAH ve RESÛLÜ daha iyi bilir!.” dedik.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: KEVSER =>RABBim’in bana CeNNette vaad ettiği bir NEHİRdir. Onun birçok hayrı vardır. Üzerinde bir HAVUZ bulunmaktadır; ÜMMetim Kıyamet Günü gelip gidip O’ndan İÇer. O HAVUZ’un KÂSELeri gökyüzünün yıldızları sayışıncadır.” buyurdu.

(Müslim, Salât, 53; Ebû Davud, Salât, 124; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/102; Begavî, Şerhu's-Sünne, nr. 579; Ebû Yala, Müsned, nr. 395).

Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “(Mi'rac'a çıktığımda Cebrâil'le birlikte) CeNNette geziyordum. Bir ara gözüme bir NEHİR ilişti. Her iki tarafında kubbe şeklinde inciler bulunmaktaydı.: “Ey Cibrîl bu nedir?.” diye sordum. Cebrâil.: “Bu, RABBinin sana verdiği KEVSER'dir.” dedi. Daha sonra Cebrâil Elini NEHRin dibine vurdu. NEHRin dibindeki çamur hâlis MİSK oluverdi.” buyurdu.
(Enes radiyallahu anhu’den; Buhârî, Rikâk, 53; Tirmizî, Tefsir, 89; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/191, 332; ibn Hibbân, es-Sahîh, nr. 6474).

Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: KEVSER HAVUZUMun karşılıklı iki tarafının arası, Medine ile San'a (veyâ) Medine ile Umman arası kadardır." buyurdu.
(Enes radiyallahu anhu’den; Buhârî, Rikâk, 53; Müslim, Fezâil, 39; ibn Mâce, Zühd, 36; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/225; Tayâlisî, Müsned, nr). 2105.

Resim--- Abdullah b. Ömer radiyallahu anhu.: “KEVSER Sûresi nâzil olduğunda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “O, CeNNette bir NEHİRdir. Karşılıklı her iki tarafı da altındandır. SU’yu sütten beyaz, baldan tatlı ve miskten daha hoş kokuludur. Mercân ve İnci Kayalarının üzerinden akar.” buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/112; Nesâî, es-Sünenü'l-Kübrâ, nr. 11704; Tayâlisî, Müsned, nr. 2045; Hâkim, el-Müstedrek, 3/543).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, KEVSER nedir?” diye soran SahâbiLerine.: O bir NEHİRdir. ALLAH onu bana CeNNette verdi.” Buyurduğunu işiten Hanım SahâbiLerden O’nu bizzat tebrik edenler olmuştur..
Kaynaklarda, HAVZ ve KEVSER Hadislerini rivâyet eden Sahâbilerin sayısının 50 ile 80 arasında olduğu zikredilir.
CeNNete gireceklerin HAVZIN SUYU’ndan içerek dünyâya ait Kötü Huylardan ARInacakları GÖRüşü de savunulmuştur..


Resim--- Hazret-i Enes radiyallahu anhu anlatıyor ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Ben CeNNet’te yürürken önüme bir NEHİR çıktı. Onun iki kenarı da İnci Kubbelerinden ibâretti. Meleğe dedim ki.: “Bu nedir?” Melek.: “İşte bu, ALLAH’ın sana verdiği KEVSER’dir.” dedi. Sonra Melek Eli’ni nehrin toprağına uzatıp ondan misk çıkardı. Ardından ben, Sidretü’l-Müntehâya yükseltildim. Orada büyük bir NÛR gördüm.” buyurdu.
(Tirmizî, K. Tefsir el-Kur´ân, Sûre: 108, Hadis no: 3360.)

Sahâbeden Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Hz. Aişe, Enes b. Malik, Mücâhid ve Ebu Âliye radiyallahu anhum.: KEVSER”den maksadın, ALLAHu TeÂLÂ’nın, CeNNet’te RESÛLULLAH’a verdiği bir IRMAK olduğunu" söylemişlerdir..


Resim--- Diğer bir rivâyette Hazret-i Enes radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den.: KEVSER nedir?” diye soruldu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: KEVSER, ALLAH’ın CeNNette BANA verdiği bir NEHİRdir. Toprağı misktir. O, sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Ondan kuşlar SU İÇmeye gelir. O kuşların boyunları deveboyunları gibidir.” buyurunca, Ebubekir radiyallahu anhu.: “Yâ Resûlullah!. Bunlar ne hoş şeylerdir!” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Onları yemek daha hoştur.” buyurdu.
(İ.Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.3, S. 236.)

Resim--- Hazret-i Enes radiyallahu anhu bir diğer rivâyetinde şöyle anlatıyor.: “Bir gün Resûlullah aramızda bulunurken uyukladı. Sonra başını gülümseyerek yukarı kaldırdı. Dedik ki: "Yâ Resûlullah! SENi güldüren nedir?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şimdi bana bir Sûre indirildi.” dedi. Ve Besmele çekerek KEVSER Sûresini okudu. Sonra.: “Siz KEVSER’in ne olduğunu biliyor musunuz?” dedi. Dedik ki.:
"ALLAH ve RESÛLÜ, daha iyi bilir!.”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: O, ALLAH’ın BANA vaadettiği bir NEHİRdir. O’nun başında çokça hayırlı şeyler vardır. O, bir HAVUZdur. Kıyamet Gününde ÜMMetim ondan SU İÇmeye gelecektir. O’nun SU İÇme Kapları yıldızların sayısı kadardır. ÜMMetimden bazıları yakalanıp o NEHİRden uzaklaştırılacaklardır. BEN diyeceğim ki.: “Yâ RABbî!. Ey RABBim!. O, BENİM ÜMMetimdendir!”
RABBim.: buyuracak. ki.: “Onların SENden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun!” buyuracak.”
buyurdu.
(Müslim K. es Salâh, Bâb: 53 Hadis No 400.)

Hadisin diğer bir rivâyetinde geçen.:
O NEHRin üzerinde HAVUZ vardır.” (Müslim K. es Salâh, Bâb: 53 Hadis No 400.) ifâdesinden, HAVUZun =>KEVSER NEHRİ’nin bir bölümü olduğu anlaşılıyor..
İkrime ve Mücâhid de =>KEVSER’in =>“Çok hayırlı şeyler, Kur’ÂN-ı Kerim, ve Hikmet olduğunu" söylemişlerdir. (Taberî Tefsiri, 9/241245.)

Peygamber Efendimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem=>CihÂN CeNNetinde KEVSERle müjdeleniyor..
Sahabeden Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Hz. Aişe, Enes b. Malik, Mücâhid ve Ebu Âliye =>KEVSER”den maksadın.: ALLAH TeÂLÂ’nın, CeNNet’te Resûlullah’a verdiği bir IRMAK olduğu”nu söylemişlerdir.

Resim

tÜMM MuhaMMedî Mü’minler için Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e Teslimiyyet ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in Yüreği olan Mubârek Kevser Havuzu, Havzası, Ravzası, SELL ve SeLâMetinde ALLAHu zü’l-CeLâL’in
Sırat-ı Mustakîm İstikameti SALL’ı vardır..
Bunun için ise o kişinin; MuhaMMedî ŞÛURu BİLmesi şarttır.
Buna Lâzım olması, Lâzımdır. Bunun Lâzım olduğunu BİLmesi, Lâzımdır, ayrıyeten Lâyık olması da, Lâzımdır..
MuhaMMedî NÛRu mutlaka BULması Lâzımdır, ve buna Lâyık olması Lâzımdır.

Resim

MuhaMmedî GüzeL AhLâk;
AKLın =>HABÎBULLAH’ın Havz-ı Kevser-i Kevneyninde=>Câhillik Cenâbetliğinden temizlenip İmân ve Amel-, Sâlih Kanatlı AŞKk Kuşu OLup ARŞ’ın Sâhibi SUBHÂN ALLAH’a Uçuş Rotasıdır.. Yârin YOLUdur-YOLLuğudur-YOLDAŞıdır..
“HüLâsa-i KeLâm, bütün ÂŞIKLara es SeLâm!” diyoruz..

Resim

AHMED aleyhisselâm, Livâu’l- HAMD Hamd Sancağı'nın-KEVSER HAVUZU'nun tek Sâhibi...


Resim--- Kütüb-i Sitte Dışındaki Hadis İmamları Müsnedlerinde.:
10-) “Bana arzın anahtarları verildi
اُعْطِيتُ مَفَاتِيحَ اَرْضِ "
11-)AHMED diye İsimlendirildim"
وَسُمّيتُ اَحْمَدَ "
12-) “Ümmetimin en hayırlı ümmet kılındı"
وَجُعِلَتْ اُمَّتِى خَيْرَ اُمَمِ "
13-) “BENİM geçmiş ve gelecek günahlarım affedildi"
غُفِرَ لِي مَا تَقَدّمَ مِنْ ذَنْبِى وَمَا تَأخّر "
14-) “BANA KEVSER VERildi
س وَاُعْطِيتُ الْكَوْثَرَ "
15-)“ARKADAŞINIZ Kıyamet Günü LİVÂu'L- HAMD'in SAHİBİDİR"
اِنَّ صَاحِبَكُمْ لَصَاحِبُ لِوَاءِ الْحَمْدِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ "
16-) “ŞEYTAN’ım kâfirdi, ALLAH o’na karşı bana yardımcı oldu da MÜSLÜMAN oldu."
كَانَ شَيْطَانِي كَافِراً فَأعَانَنِى اللَّهُ فَاسْلَمَ "
(İbnu Hacer, Ahmed İbnu Hanbel ve Bezzâr'ın Müsned'leri)

RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem,
Resim ÂLEMLERe RaHMet KEVSERi OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR.:

Resim
SILÂ.. İSÂLE.. SALL.. SALÂ.. SALÂVÂt..
SELL.. TESLiMîYyet=>İSTİKÂMet..

TüMM Kâinât ve TüMM MuhaMMedî Mü’MiNLer için,
RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’e =>TESLiMîYyet,
Ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Mübârek Kevser HAVuzu-HaVzâsı-RaVzası SELL’inde =>ALLAHu zü’L- CeLÂL’in SIRAt-ı MüstâkîM İSTİKÂMet SALLı..
MuhaMMedî ŞÛUR’u BİLiş,
MuhaMMedî NÛR’u BULuş,
MuhaMMedî SÜRÛRda OLuş,
MuhaMMedî O-NÛR’u YAŞAyış GÜNEŞİ’nin;
HeR YeRde=>HeR ÂNda=>HeR HâLde=>HeR NeFeSte YENiden DOĞuŞ Şerefidir MevLid ANLAyışımızdır..
Bu Yüce ANLAYIŞımızın Dâim-Kâim ANA YOLu=>SELL-ü-SALLdır..
SALât ve SALâvât NEFESLerimizidir..

Resim

İbni Hacer el Heytemî’nin, “Salâvât-ı Şerîfe Câmiâsı”nda,
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den vârid bütün salâvâtları kendisinde toplayan, hadis-i Şerîf mesnedli ve en fâzilletli salâvât olduğunu belirttiği SaLâVât..


Resim---Ebû Muhammed Kab bin Ucre radıyallahu anhu.: “Birgün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yanımıza gelmişti. Kendisine.: “Yâ RasûLuLLAH! SaNa nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, ancak SaNa nasıl SaLaVât getireceğiz?” diye sorduk.
RasûLuLLAH sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurdu.:


Resim ARAPÇASI.:


Resim

Resim TÜRKÇESİ.:
ALLAHümme salli alâ MuhaMMedin ve alâ âli MuhaMMed. Kemâ salleyte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahîm. İnneke hamidün mecîd. ALLAHümme barik alâ MuhaMMedin ve alâ âli MuhaMMed. Kemâ barekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd..


Resim MÂNÂSI.:
“ALLAH’ım! İbrâhîm’e ve âline salât ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de salât et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin!. ALLAH’ım! İbrâhîm’e ve âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz SEN övülmeye lâyık ve yücesin!.” deyiniz!.”
buyurdu.
(Buhârî, Deavât 32; Tirmizî, Vitir, 20; İbn-i Mâce, İkâme, 25)

Resim
BiR HeDeFe=>YAŞArken VARmamız için;
YOLunu İLİMLe BİLmek, İRADEyLe BULmak, İDRAkLe OLmak ve İŞTİRAkLe ŞehâdetuLLAH Şerefini FiiLen YAŞAmak İÇin İLK ULAŞım YOLumuz SALÂVâttır..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Şefât Şifâsı ve Şehâdet Şerefi OLan SALÂVât SEVDâmız İLe;

Resim SALÂVâtLa=>ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm EMRuLLAHı’na UYarak, HAKk TeÂLÂ ve MeLekLerinin SaLavâtına o ÂN’da İŞTİRAk etmiş OLuruz.:


إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Resim---”İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebîyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ.: Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey mü’minler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb 33/56)
Resim SALÂVât=>GünahLarın affediLmesine vesîLedir/sebebdir, fırsattır..:


Resim
ResimResim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...


aleyhumu's- SEMm..


الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


...M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

ResimResimResim
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön