Kulihvani 2021 Mevlid Kandili Sohbeti

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9090
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Kulihvani 2021 Mevlid Kandili Sohbeti

Mesaj gönderen nur-ye »

SoHBeTi yapan.: KulihvÂNi
SoHBeT Tarihi.: 18.10.2021
SoHBeT Yeri.: Bursa
SoHBeT Konusu.: Mevlid Kandili
SoHBeTi yazan.: nur-ye


Es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah..

Resim
Yâ RASÛLULLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem!.


ALLAHumme saLLi ve seLLim ve bârik aLâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMîyyi ve aLâ ÂLihi, EhL-i Beytihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

Geçen zamanımız için, şu ÂNımız için ve gelecek ömrümüz için tövbemiz;

Subhaneke allahümme vebihamdike eşhedu enla ilahe ille ente vahdeke la şerike leke estağfiruku ve etubuileyk
Subhaneke allahümme vebihamdike eşhedu enla ilahe ille ente vahdeke la şerike leke estağfiruku ve etubuileyk
Subhaneke allahümme vebihamdike eşhedu enla ilahe ille ente vahdeke la şerike leke estağfiruku ve etubuileyk..


Deyip RABB’ımızdan DUÂ ediyoruz İnşeâ ALLAHu’r-rahmân.
elhamdulillahi rabbul alemin..
salâvâtımıza bütün salâvâtların cemi toplamı olarak kabul edilen ve Hacerü’l- Heytemî’nin “salâvât câmi’a’sı” buyurduğu bütün salâvâtları toplayan salâvâtla, bildiğimiz salâvâtla.. fakat çok önemli olduğunu anlatmak için söylüyorum..

İbni Hacer el Heytemî’nin, Salâvât-ı Şerîfe Câmi’asında,
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den vârid bütün salâvâtları kendisinde toplayan,
hadis-i Şerîf mesnedli ve en fâzilletli salâvât olduğunu belirttiği salâvât:

Resim

TÜRKÇESİ:Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedîn Resim abdike ve nebîyyîke ve Resûlike ve'n nebîyyil-ümmiyyi Resimve alâ alî seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ümmühâtil-minîne ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Resim Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil-âlemîn Resim İnneke Hamîdun Mecîd.

MÂNÂSI: ALLAHım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyil-Ümmîn olan Efendimiz ve sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve müminlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine salât ve selâm eyle! Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü Sen Hamîdsin-Mecîdsin!”

(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)

Resim

Resim

TÜRKÇESİ:
Allahumme bârik alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve Rasûlike ve'n nebîyyil-ummiyyi Resim ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ummihâtil-mu’minîne ve zurriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Resim Kemâ bârekte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil-âlemîn Resim İnneke Hamîdun Mecîd.

MÂNÂSI: ALLAHım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyîl-Ümmîn olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve müminlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine; Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde bereket ihsân eylediğin gibi bereket ihsân eyle! Şüphesiz ki Sen Hamîdsin-Mecîdsin

(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)

İnneke hamidun mecîd.. Şüphesiz ki sen şeksiz şüphesiz Hamidsin Mecidsin.. yâni Hamd’e değersin ve Yücesin her şeyi icâd edensin..
KULluğumuza Lâzım ve Lâyıksın..
Şimdi insan aklı çok ilginçtir bunu zamanı ayarlayamaz çünkü olaylar, insanın içinde bulunduğu hâller, yaşı, etrafı ve her şey etkiler..
Hâlbuki Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i ve ALLAHu zü’l- CELÂL’i =>Teslimiyet ve İstikametle kabullenip yaşamak ister. Nefes alıp vermek gibi bir süreklilik ister, devamlılık ister, bir netice ister!. Bu ise gerçekten zor bir iştir..
İnsanlar öyle gariptir ki, ölüm korkusu yaşama endişesi insanları daima köşeye sıkıştırır!. Onun için de insanlar kendi halini korumakta zorluk çekerler ve bir iş yaptığını sanırlar. Hâlbuki inanç bir iştir.. İnanç yaşamaktı, BİZ BİR-İZ OLmaktır.. Hakk ve Hayr OLmaktır!.
Bu HAYyat Tarzının bu çok çok BİLinmesi BULunması OLunması YAŞAnması Herkes için Lâzım ve Lâyıktır.
Bu Lâzım ve Lâyık kelimelerini her zaman kullanırız.
O kadar önemli ki!.
Dün gece Hicri Takvime göre Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’in Mevlüd-i Şerif’i sürekli dönen bir gecedir. Hicri Takvimin Kamerî 354 gün/yıl oluşundan dolayı takvimden dolayı.
Bizim için ise böyle bir şey söz konusu değil ve bu gün, dün yerine bu güne sohbetimizin içine almayı düşünüyordum.
Çünkü bizim için her yerde, her zaman, her hâlde, ve her nefeste Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’in Güneşi yüreklerimizdedir.
Hepimiz için mevlîd, mevlîddir ?
Bakınız; Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem için canlarımızın, insanlarımızın kısacıkta olsa imkânları nisbetinde Hatm-i Şerifleri ve Dûaları var onu bir ara yapacağız inşâeALLAH
Ama Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’i şöyle bir hatırlayalım..
İki kelimeyi sürekli kullanıyoruz. Lâzım ve Lâyık..
Bir şey Lâzım mı? =>Evet.
O zaman, Lâzım olan şeye Lâyık mısın?.
İşte soru burda.. kısacası şunu demek istiyorum;
Bana Kur’ÂN-ı Kerim ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Lâzım mı? değil mi?.
Buna bir karar vermem Lâzım.
Evet =>Lâzım diyorsam =>Lâyık mıyım?
Bir kapı kilitli kaldı;
Anahtar Lâzım mı? =>Lâzım.
Nasıl bir anahtar Lâzım=>Lâyık bir anahtar Lâzım.
Dünya kadar anahtar var ama açmaz, açamaz.
=>Lâyık olan bir anahtar Lâzım!
Lâzım ve Lâyıklık bu kadar ince bir kelimedir..

İslâmiyyet’e TesLim OLmak Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e, ALLAH celle celâlihu’ya TesLim OLmak Lâzım mıdır? =>Kesinlikle. Lâzımdır ve de Lâyıktır..
Peki sen Lâyık mısın?. Teslim Olmaya ve İstikamete Lâyık mısın? Hayatın içnde insanlar canla başla imtihân olmaktadırlar. Herkes imtihân olmaktadır.
Onun için Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizi; BİLmek-BULmak-OLmak ve YAŞAmak Her Nefs için Lâzım ve Lâyıktır. Seçilmiş, Eşsiz ve sonsuz Örnek büyük ZÂTtır.
ALLAHu zü’L- CeLÂL, Kur’ÂN-ı Kerim’inde Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizi över, bizde överiz..
Bu İnancımızı fiilen kendi hayatımızda YAŞAyarak, BİZde YAŞATarak, sâhib çıkarak, sâhib çıkılarak, devrimizde sahabesi olarak tertemiz YAŞAmak çok önemlidir..
DUYarak, hissederek de demiyorum, FİİLEN YAŞAyarak..
RaBBu’l-Âlemin İnancımız da böyledir..
Korkuyorum morkuyorum!. Korkuyorsun ama, tanıdığın ve tındığın bile yok!.
Ne demek korkuyorsun!. Elimizdeki âlet korkuyor mu içindeki/ÖZündeki CeryÂNdan/Elektirikten..

Televizyon korkuyor mu? =>CeryÂNdan.
Buzdolabı korkuyor mu? =>CeryÂNdan.
Ne yapıyorlar, "BİZ BİR-İZ!" yapıyorlar.
"NAHNU" Oluyorlar, Fiilen İŞ yapıyorlar.. Ona denir sağlam televizyon. Çalışmayan bozuk televizyona denmez. Çöpte ki bir televizyona denmez, dense de lafta kalır..
İnsanda böyledir, insanda böyledir..
Nice insanlar vardır çöp sepetinde ya da, daha başka sepetlerde de cebelleşip durmaktadırlar..
"Belhum edallun".. hayvandanda aşağı hayat durumuna düşmüşlerdir..


أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا
Resim---“ Em tahsebu enne ekserehum yesmeûne ev ya’kılûn (ya’kılûne), in hum illâ kel en’âmi bel hum edallu sebîlâ (sebîlen)..: Yoksa onların çoğunun, işittiğini veya (böylece) akıl ettiğini mi sanıyorsun? Onlar sadece hayvanlar gibidir. Hayır, onlar sebîlden (yoldan) daha çok sapanlardır..” (Furkân 25/44)

Bir hayvanın şeref ve haysiyeti bile yoktur onlarda.
O zora düştüğü zaman RaBB’ısına el açar, kurtuluverdiği anda ise hâşâ "sen kimsin?" der gibi.
Çok ağır bir çıkılmaz batağa düşer, bu çok açıktır.
İnsanları, insan şeytanları ve cin şeytanları ayartır.
Cinlerin insanlarla direk irtibat kurmaları mümkün değildir.
Cinler peygamberleri vasıtası ile ki, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’le irtibat kurar.
Onlar da bu hayatın içerisinde.. Ancak, onların bize katılması anlamında değildir..
Bir çok büyüklerimizin cemaatına katıldıkları, meleklerle birlikte katıldıkları hakikattır..
Ben de, Bolu’dayken orda bir meczûb vardı ama açıkça Ehlullahtı..
Karamanlı Câmisine erken gitmiş Kur'ÂN-ı Kerîm okumaya başladım..
Sonra o Meczûbda geldi.. “İğne atacak yer kalmadı, sıkça oturun dinleyin!.” dedi ve onlarla konuşarak Kur’ÂN-ı Kerim dinlediklerini söylemiştir..
Çünki onlarda ALLAHu zü’l-CeLâL’in bizim gibi varlıklarıdır. Kendi sınırları içerisinde, ama bunun tersi de var.
İnsanların şeytanları, cinlerin şeytanlarıyla irtibat kurup ikisi birleşerek şeytandan da şeytan olarak, ikisini de çekerler.
Ve ALLAH celle celâlihu hepimizi bunların şerrinden korusun.
Şunun için söylüyorum;
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e Lâzım olduğunu anlamak gerçekten çok önemli bir husustur.
Bunu iyi anlamak Lâzım! Ve Lâyık olmak çok önemlidir.
“Seviyorum!. Çok Seviyorum!. Ama, sacımın telini vermem!.” Sözünü fiilen yaşar..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’e Boş Lafla canını kurban eder fakat; O’nun hayatını yaşamakta, O’nun güzellik ve özelliklerini Sekinet-i MuhaMMed Aleyhi’s-selam’ı YAŞAmakta hiçte hiç en ufak bir yaklaşım göstermez!. Bu ise, gerçekten acıdır.
Ondandır ki nice DUÂlar vardır, kapıyı açıp girse o’da ellerini açsa HaKk TeâLâ, Lütf-ü Kerem’inden, İzzet-i Şeref’inden kabul edecektir.
Ama o’nun kendi elleri kendi kapısını kapatır da, o DUÂya iştirak etmez!.
Ondandır ki, Mürşid-i Mutlak MuhaMMed Resûllullah aleyhisselâm’ın eşi yoktur..
Her şeyin ve herkesin NÛR’u, Peygamberlerin kardeşi ŞÛUR’u,
NÛR’u, SÜRÛR’u, cÂN CeryÂNımız O-NÛR’uResûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz..
Her yerde, her ÂN, her halde, her nefeste, doğar Güneşi..
ALLAHın izni ile bizim gönüllerimizde bizim gönüllerimizde Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’in Güneşi batmaz ki, doğsun!. Gerçekten..
Eğer batıyorsa, doğuyorsa =>bunda bir iş var, bir yerde kontak vardır..

Merkez-Muhit=>GüZe DÖNer,
İNiş<=>ÇIKış =>DüZe DÖNer,
=>NÛR’u-MİM GüNeşi DOĞar,
GECELer=>GÜNDÜZe DÖNer!.
İHVÂNim=>GÜL YüZe DÖNer!.

"GÜL YüZ" Muhammed Aleyhi’s-salâtı ve selâm’dır.
Biliyorsunuz Gül, Hadis-ı Şerif’leri yayınlıyoruz. Bunlar lâf olsun diye yayınlanmıyor. Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ı YAŞAyalım diye yayınlanmaktadır..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem ÂLeMlerin Rahmet Güneşidir.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem herkes gibi Abdullah’tır, ama=>Abdullah Aleyhi’s-selam’dır..
Herkes gibi bir anadan doğmuştur, herkesin anasından doğduğu gibi doğmuştur, anasından doğduğu gibi doğmuştur.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in “ReSûLuLLAH”lığı =>ALLAHu zü’l-CeLâL’in seçkin kılışındandır. SıRR-ı Mustafâ aleyhisselâmdır..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz, Lâzım ve Lâyık olduğu özellik ve güzelliklerle, özellikler ve güzelliklerle takdir edildiği zaman, her “ALLAH!.” diyene =>"Lâ İLâhe İLLâ ALLAH Muhammede’r- Resûllullah" diyene canla başla sâhib çıkar..
Çünki kendisi Rahmetenli’l- Âlemin’dir.


وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten li’l- âlemin (âlemîne).: Seni Biz, sadece âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ 21/107)

Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz;
ALLAHu zü’l-CeLâL’in =>Rahmet Kablosudur. RaHMetuLLAH’ın =>Çıkış Noktasıdır/Menbâ’ığıdır..
RuBuBîyyetten=>RuSûLîyyete=>Kâinâta Rahmeti aktarandır..
Bir kişi; Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’in Lâzım ve Lâyıklığını anlıyamamışsa, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizle "BİZ"liği kuramamışsa gerçekten acınacak haldedir..
Bu kişi için SıLâ yoktur, SıLâya akış yoktur. Can CeryÂNı ALış yoktur. SALL yoktur. SâLa yoktur. SALÂVÂT yoktur. SELL yoktur. Teslimiyyet yoktur, İstikamet yoktur..
“Efendim ama başı boş yaşıyor!.”
Yaşasın bakalım, kimler yaşadı geldi geçti!.
Ondandır ki, tüm Kâinât, her zeRRe, tüm MuhaMMedî Müminler için Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e Teslimiyyet ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in Yüreği olan Mubârek Kevser Havuzu, Havzası, Ravzası, SELL ve SeLâMetinde ALLAHu zü’l-CeLâL’in
Sırat-ı Mustakîm İstikameti SALL’ı vardır..
Bunun için ise o kişinin; MuhaMMedî ŞÛURu BİLmesi şarttır.
Buna Lâzım olması, Lâzımdır. Bunun Lâzım olduğunu bilmesi, Lâzımdır, ayrıyeten Lâyık olması da, Lâzımdır..
MuhaMMedî NÛRu mutlaka BULması Lâzımdır, ve buna Lâyık olması Lâzımdır.

MuhaMMedî SÛRUR da OLması Lâzımdır, mutlu bir şekilde OLması Lâzımdır.
Yüklenerek, yüksünerek.: “Bu da bana yük oldu!.” diyerek değil, nefes almaktan nasıl gocunmuyorsa bundanda gocunmaması gerekmektedir.
Ve böyle bir MuhaMMedî O’NURu, Şerefi, Haysiyeti Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in O-NURunu YAŞAyış Güneşi’nin adıdır =>MuhaMMed Aleyhi’s-Salâtı ve Selâm’ın NÛRu.

Bu gece veya dünkü gece, deliye her gün bayram, bize de her gün YENİden DOĞuş vardır..
Her ÂN vardır, Şe’ÂNullahta.
Her yerde, her zamanda, her halde, her nefeste yeniden doğuş, yeniden doğuş bu Şerefli Mevlid ANLAyışımızın Temeli budur..
Teslimiyyet SELLi ve İstikamet SALLımızdır.
Onun içindir ki, bizim SALÂT ve SALÂVÂT nefeslerimiz daima Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’edir.
Böyle bir Yüce Hedef =>MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’ı BULamamış bir kişinin her ne yaparsa yapsın; “RESÛLsuz=>ALLAH, ALLAHsız=>RESÛL” yoktur..
KULLuk İŞİ’nin tümü budur. Yaptığı şeyler mesele değildir.
“Ben yaşayıp gidiyorum!. Gidiyorsun da, uçuruma gidiyorsun!.
Gideceksen=>Sırat-ı Mustakîm’de gideceksin, açık-seçiktir!.
Bu piyasada ki gerçek bu.. Herkes ölüme yürümektedir, koşmaktadır..
Bu iş, piyasada ki alevere-dalevereye benzemez.
Tarikatcılık oyunculuğuna, mezhebcilik oyunculuğuna oyunlarına, cemaatcılık oyunlarına benzemez!.
Hırlayan bir boğaz.. Can boğaz gelip gırtlakta hırladığında şöylesi-böylesi yoktur bu işin!.


فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ
Resim---Fe lev lâ izâ belegati'l- hulkûme (hulkûme).: (Haydi sizi görelim), can boğaza dayandığı zaman!.. (Vâkı’a 56/83)


وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ
Resim---Ve entum hîne izin tenzurûn (tenzurûne).: O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).(Vâkı’a 56/84)


وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنكُمْ وَلَكِن لَّا تُبْصِرُونَ[
Resim---Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsirûn (tubsirûne).: O anda, BİZ o'na sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.(Vâkı’a 56/85)

Bundan kaçacak ve kurtulacak birisi de yoktur.
Bu köprüden Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem geçmiştir. Sen kim oluyon.
Bizim hedefimizde birinci nokta olarak ilk nokta olarak Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e teslimiyyet vardır.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e teslimiyyetten kasdım, hâşâ bir kral olarakta tâbi olmak değildir..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz zâten NûRundan yaratıldığımızı kendi vicÂN ''HABLi-l VERîD''imizin Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in NûRu ve Merkezi olduğunu =>aradığımız şeyin içimizde BİZ’de olduğunu ANLAyıştır..


وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halakne'l-insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh (nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min habli'l-verîdi.: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. BİZ ona şahdamarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)

Bunun için HeDef =>Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e YAŞArken ULAŞmaktır.
Âhirette varacağım, şunları yapınca varacağım yok öyle değil!. Bunun için ne Lâzım?. O zaman Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in; YOLunu BİLmek Lâzım.:
=>İLİMle BİLmek Lâzım öyle dolduruşla olmaz bu İŞş!
=>İRÂDE ile BULmak Lâzım. İRÂDEyle doğrumu buldum, eğrimi buldum. Doğruyu bulduğumdan emin olmam Lâzım..
=>İDRAKle orada OLmak Lâzım. Doruğa çekerek kim bütün dünya bu tarafa gitse bile =>Ben Kelâmullah ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’den ayrılmıyorum. Parça parça olsam da şehid olurum demek..
=>Ve bu, bu inancı İŞTİRAKle ALLAHu zü’l-CeLâL’in şâhidliği şerefini fiilen YAŞAmak için, bizim ilk ulaşım YOLumuz nedir?. =>SALÂVÂT…
SALÂVÂT nedir?.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e elimizi uzatışımızdır.
Uzatır mı? Sorusunun cevabı bir cahilliktir, cahilliktir.
Çünki Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem seyyar biş İŞş değildir. Sabit bir PİRİZdir..
Herkeste/her Nefiste olan bir PİRİZdir. Kişiler kendi Akıl ve vicdÂN Fişlerini kendilerinde ki MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm Pirizi’ne HABLİ’L- VERîD Pirizi’ne takmamaktadırlar..
Bunun içinde Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz’in akıllarımıza fikirlerimize, vicdÂNlarımıza Şefaat-Şifâsını ve Şehâdet- Şerefi’ni bize sağlıyacak olan SALÂVÂT SEVdâmızdır.
Bu öyle bir şeydir ki!. Basit gibi gözükür. Basit gibi gözükmez.
Her işin bir vakti vardır. “Dün olsaydı şöyle olurdu!.” Ama bu gün dün değildir bu günde böyle oluyor..
Onun için hiç kimsenin yapacak bir şeyi yok!.

SALÂVÂT öyle bir SıRRdır ki! ALLAHu zü’l-CeLâL’in Kur’ÂN-ı Kerim’inin Emrullah’ına uyarak Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''ALLAHümme SaLLi'' dediği ÂNda =>HAKK Teâlâ ve tüm meleklerinin SALÂVÂTına sende iştirak etmiş olursun.
Bu inançta olmayanlar kâfirdir..
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''İnnallahe ve melaiketehu yusallune alen nebiyyi, ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima'': Allah ve melekleri peygambere Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e salât-u selam ediyorlar. Ey müminler sizde SELL edin, SALL edin.


إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Resim---”İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebîyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ.: Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey mü’minler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb 33/56)

Onun için ne Lâzım, Lâyıklığı nedir?
Teslim olmak.. sellümâ.. teslimâ.. SeLâmetle TesLim OLun!. Alevera yapmayın, bu çok önemli bir husustur. Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’i ANdık, ANarız. Sabaha kadar şöyle yaparız, doğrudur. YAŞAt, YAŞAT! YAŞAt, YAŞAT!.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem ölüp gitmedi.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem ölüp gitmediiii.. Abdullah aleyhi’s-selâm öldü gitti..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in Pirizi herkesin kalb köşesinde ''HABLi-l VERîD'' Noktası olarak durmaktadır..
Takıverdiğin anda RuBuBîyyet CeryÂNı=>ALLAHın NÛRu AKmaya BAŞLAr İÇinden..

Ondandır ki, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in BUYruklarına bakalım;

Ebû Muhammed Ka’b bin Ucre radıyallâhu anhu şöyle anlatır.: “Birgün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yanımıza gelmişti. Kendisine.: “Yâ Rasûlallâh! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, ancak sana nasıl salâvât getireceğiz?” diye sorduk.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.:

ARAPÇASI.:

Resim
TÜRKÇESİ.:

ALLAHümme saLLi aLâ MuhaMMedin ve aLâ âLi MuhaMMed. Kemâ saLLeyte aLâ İbrahîme ve aLâ âLi İbrahîm. İnneke hamidün mecîd..
ALLAHümme bârik aLâ MuhaMMedin ve aLâ âLi MuhaMMed. Kemâ bârekte aLâ İbrahîme ve aLâ âLi İbrahîm. İnneke hamidün mecîd..

MÂNÂSI.:

“ALLAH’ım! (İbrâhîm’e ve) âline salât (rahmet) ettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de salât et. Şüphesiz SEN övülmeye Lâyık ve Yücesin. ALLAH’ım!. (İbrâhîm’e ve) âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi MuhaMMed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz SEN övülmeye Lâyık ve Yücesin!.” deyiniz.” buyurdu.
(Buhârî, Deavât 32; Tirmizî, Vitir, 20; İbn-i Mâce, İkâme, 25))

Resim---Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple ALLAHu TeÂLÂ da ona on misli merhamet eder.” buyurdu.
(Müslim, Salât 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55)

Resim--- Ashâb-ı kirâm’dan Ebû Talha el-Ensârî radiyallahu anhu.: “Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mütebessim bir çehreyle ashâb-ı kirâmın yanına geldi ve Cebrâil aleyhisselâm’ın kendisine şu müjdeyi getirdiğini haber verdi.: “Yâ MuhaMMed! ÜMMetinden biri SANA bir salât getirdiğinde BENim onun günahlarının bağışlanması için on defa istiğfâr etmem, o kimsenin sana bir selâm getirmesi halinde de benim ona on selâm vermem seni sevindirmez mi?” buyurdu.
(Nesâî, Sehv 55).

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Selâm veren kimsenin selâmına mukâbele etmem için ALLAH, rûhumu bana iâde eder.” buyurmuştur.
(Ebû Dâvud, Menâsik, 96)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yeryüzünde ALLAH’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ÜMMetimin selâmını (ânında) BANA ulaştırır.” buyurmuştur.
(Nesâî, Sehv, 46)

Resim---Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namazdan sonra ALLAHa hamd etmeden ve Peygamber -aleyhisselâm-’a salât ü selâm getirmeden DUÂ eden bir adam gördü.
Bunun üzerine: “Bu adam acele etti.” buyurdu.
Sonra o adamı yanına çağırdı ve.: “Biriniz DUÂ edeceği zaman önce ALLAHu TeÂLÂ’ya hamd ü senâ etsin, sonra BANA salât ü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde DUÂ et-sin.” buyurdu.
(Tirmizî, Deavât, 64)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim BANA bir defa salât getirirse, ALLAH o kimseye on defâ salât eder, on hatâsı silinir ve on derece yükseltilir.” buyurmuştur.
(Nesâî, Sehv, 55)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “DUÂ eden bir kimse, PEYGAMBER’e salât okumadığı müddetçe DUÂsı perdelidir. (Hedefine ulaşamaz.)” buyurmuştur.
(Münzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb, III, 165)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yanında ismim zikrolunduğu hâlde bana salavât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün!.” buyurmuştur.
(Tirmizi, Deavât, 100)

Resim---Übey bin Kâb radıyallâhu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e.: “Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Dilediğin kadar yap” buyurdu.
Ben.: ”DUÂlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
Ben.: “Öyleyse DUÂmın yarısını salâvât-ı şerîfeye ayırayım.” dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
Ben yine.: “Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.” buyurdu.
Ben.: “Öyleyse DUÂya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?” deyince:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “O takdirde ALLAH bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.” buyurdu.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 23)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kıyâmet Günü'nde insanların BANA en yakın olanları; BANA en çok salât ve selâm getirenlerdir.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Vitr, 21)

Efendim Kıyamet Günü hangi gün?
İşte insanlar, ölecekler kalkacakları hesab hepsi doğrudur ve haktır.
Peki senin kıyametin ne zaman kopacak?!.
Sen ne zaman “ALLAHu EKBeR!.” diye namaza dururken ellerin havaya kaldırdığında teslim oluyor musun gerçekten.
KIYAMda mısın?, yoksa başka hallerde misin!.
Kıyam.. kıyam, Kıyamet Günü, Kıyama Kalkış Günü herkes bunu öbür tarafa atmıştır. Mahşer günü de vardır!. “Öldüreceğim!. Dirilteceğim!.” Kıyamet Günü de vardır.
Kıyama Kalkış’ı neden hep öbür tarafa atıyorsun!. Bu Şehâdet Âleminde, bu tarafta KIYAMa kalkmayacak mısın?!..
Günde 40 rekat namazda KIYAMdasın. Kıyamet, Kıyam Günüdür.
Kıyam.. Namazın şartlarından bildiğimiz “kıyam”da, Kur’ÂN-ı Kerim okunur.
Kıyamın dışında hiç bir yerde Kur’ÂN-ı Kerim olarak okunamaz.
DUÂ olarak okunabilir, ama Kur’ÂN okuyorum ders iş karışır..

SALÂVÂT o kadar peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın şahsına mahsustur ki!. Kim candan gönülden salât okursa Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem mutlaka cevâb verir.
Kim buyuruyor, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem..
Bana salât-u Selâm veren kimsenin selâmına mukabele etmem için ALLAH celle celâlihu RÛHumu bana iâde eder. Ben mukabele ederim karşılık veririm. Bende ona Salât-u Selâm ELimi uzatırım..
İslamiyyet böyle nâzik, böyle değerli, böyel mantıklı, böyle hayatın içinde olan DÎNdir. Safsata değildir!.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e ve Kur'ÂN-ı Kerîm’e bağlantıyı sağlayan melekeler vardır.
Sende vardır bende vardır.. Efendim iğne ucu kadar boşluk yoktur melâike olmayan.. Yani melekeler sistemi yürütenlerdir. Atomu döndürendir, şunu yapandır, bunu yapandır, tüm bu işlemlerin adıdır..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAHu zü’l-CeLâL’in yeryüzünde Seyyah Melekleri vardır. Onlar ÜMMetimin selâmını ÂNında BANA ulaştırılar.” buyurmuştur.

SALÂVÂTla kişi kötü Ahlâktan kurtulur. MuhaMMedî Selâmete erer.
Eğer kişi Resûllullah ve ALLAHu zü’l-CeLâL’in muhaBBetini tercih edip onu İLİM, İRADE, İDRAKla doruğa çeker, Ahd’e-Vefâ ederse ALLAHu zü’l-CeLâL’e verdiği bu Âlem’e gelirken verdiği kulluk sözüne vefâ ederse MuhaMMedî MuhaBBeti artıkça artar..
Ve MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın Yüce Ahlâkı ile ahlâklanır. Temizlenir, temizlenir, temizlenir MuhaMMedî Ahlâk Sâhibi olur.
SALÂVÂT, ALLAHu zü’l-CeLâL’in sonsuz Rahmetini, Merhametini üzerimize çeker..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem.: “Kim bana bir defa Salât’u -Selâm getirirse ALLAHu zü’l-CeLâL de ona on misli merhamet eder.” buyurmuştur.
On mislinden kasıt nedir?. Rızası bu kadar yüksektir ALLAHu zü’l-CeLâL’in.
Bu bu kadar, bakınız; Bir DUÂnın kabul olmasına sebeb SALÂVÂTtır.
Onun için başında ve sonunda DUÂ etmek şarttır.
Öyle SALÂVÂTı da: “DUÂyı edeceğim de SALÂVÂTla geçiştireyim!.” değil!. Doğru dürüst etmek Lâzımdır.
Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve’s-selâm mescidde birisi namaz kılıyor. ALLAH hamd etmiyor, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e Salât’u -Selâm getirmeden DUÂ eden bir adam gördü. Adam selâmı verdi DUÂya başladı.: “Şunu yap bunu yap!.” diyor. Bunun üzerine.: “Bu adam acele etti.” buyurdu. Yâni “bu adam bu işi yapamadı” dedi yani. Sonra adamı çağırdı ve.: “Biriniz DUÂ edeceği zaman önce ALLAHu TeÂLÂ’ya hamd-u-senâ etsin, sonra BANA Salât’u -Selâm getirsin daha sonra dilediği şekilde DUÂ etsin!.” buyurdu.
Başka Hadis-i Şerifte, DUÂsının sonundada Salât’u –Selâm getirsin kuşun iki kanadı gibi kalkar diye..
Başka bir hadisi şerifte yine peygamber Aleyhi’s-selam bir kişi DUÂ ediyorsa bana Salât’u –Selâm okumadığı müddetçe DUÂsı perdelidir. Buyuruyor. DUÂ ediyor ama hiç salâvât getirmedi bu DUÂ perdelidir. Neden?..
En son nur-ye tarafından 30 Kas 2021, 07:25 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9090
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani Mevlid Kandili Sohbeti

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’sız ALLAH celle celâlihu düşünülemez. Böyle bir sistem yok.
Elimi kullanmadan anahtarı kilide sokacağım açacağım diyor. Sihirbaz mısın? Usulu var, sistem var SİSTEM!
Salât’u –Selâm Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimize lâzım ve lâyık olan, saygı ve hörmeti göstermektir kardeşim!.
Onun için Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yanında ismim zikrolunduğu hâlde bana salavât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Deavât, 100)

Bu bedDUÂ gibidir. Bu hadis sahihtir. Tirmizî’nindir. Ciddiye alan olur, almayan olur, onu bilemem!. Herkestercihini kendisi seçiyor zâten! SALÂVÂT-ı ŞERÎFE bir kimsenin her türlü sıkıntılarının giderilmesine ve günahlarının bağışlanmasına sebebdir.
Bakınız;
Resim---Übey bin Kâb radıyallâhu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e.: “Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Dilediğin kadar yap” buyurdu.
Ben.: “DUÂlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
Ben.: “Öyleyse DUÂmın yarısını salâvât-ı şerîfeye ayırayım.” dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
Ben yine.: “Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?” diye sordum.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.” buyurdu.
Ben.: “Öyleyse DUÂya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?” deyince:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “O takdirde ALLAH bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.” buyurdu.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 23)

Ne anlamamız gerekiyor. Ne anlamamız gerekiyor!?.
Ne buyuruyor Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem.: “Hiç DUÂ etmeyin, hep bana SALÂVÂT-ı ŞERÎFE getirin!.” mi buyuruyor. Onu anlayan anlasın!
Ama şuuuu.: “Sen DUÂ ediyorsun da, benimle can-ciğer olabildin mi?.”
Güneşle, ışığı gibi olabildik mi?
Âletle, cery-ÂN gibi olabildik mi?
Anayla, karnında ki bebeği gibi olabildik mi?.
Yoooo sen başka, O başka!
Fiş, Pirizde değil, türkü çağırıyor.
Hoş, istediğin kadar et. “Efendim ben 3/1 getirdim!.” Getirdin ama bir kontrol et SALÂVÂT-ı ŞERÎFE’yi!.
“Şunu yaptım şunu yaptım!.” sonunda ne diyor.: “Ya Resûllullah ben SALÂVÂT-ı ŞERÎFE getirmekle senin bütün DUÂlarına “âmin!.” dedim.”
Bizim için SEN’in yapmadığın bir DUÂ mı? var. “BİZ BİR-İZ!” buyurdun.
O zaman ne buyuruyor.: “ALLAHu zü’l-CeLâL bütün sıkıntılarını giderir!.” Nedir sıkıntıları?!.
ALLAHu zü’l-CeLâL söyleyeceğin ne gibi sıkıntıların varsa onları söylemeden gider. Ve senin günahlarını bağışlar.
Başka Hadis-i Şerif’ler var yerine “HAKk ve HAYR olanı verir, sevabları verir.” buyurmuştur.
Çünki canlı-cansız hayatta ki KÜLL-i ŞEY’in ALLAHu zü’l-CeLâL’in Sünneti gereği Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem ile
BİZ BİR-İZ!” hâlindedir.
NAHNU” hâlindedir. “İLE”dir, “BİLE”dir.
Çünki KÜLL-i ŞEY O’nun NÛRu’ndan yaratılmıştır. Fi tarihinde yaratılmamıştır.. Her ÂN yeniden yaratılmaktadır.
Efendim cey-ÂN geldi bize!.
Ne zaman geldi?.
“On yıldır geliyor.”
Hayır, CeryÂN her ÂN gelir. On yıl önce bağlandı on yıl gelmez. Bir saniye dursun kebÂN, elktirik kesilir.
Sürekli söylüyorum ben doğdum doğalı nefes alıyorum. Alıyorsun da şu ÂNda ki nefesi alamasan gümbürtüye gidersin!. Ve bu güne kadar nefessiz kalmamışsın yaşıyorsun.
Böyledir, Rahmet Denizidir=>NÛR-u MuhaMMed..
Ve ALLAHu zü’l-CeLâL ZÂTına ait RAÛF ve RAHÎMM İsimlerini Kur’ÂN-ı Kerim’de Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e buyurmuştur:.


لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Resim---“Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz (azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bi’l- mu’minîne raûfun rahîm (rahîmun).: Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün, mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe 9/128)

''Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz (azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum..''
Andolsun ki, yemin olsun ki size sizin içinizden, yine insan gibi insan içinden insan olarak, öyle melek falan değil Azîz ve İzzetli bir “RESÛL” geldi. Sizin üzüldüğünüz şey ona ağır gelir. Niye üzülüyor sanırsınız? O’na ağır geliyor. Çünkü sizin üzülmenize hiç rızası yok. O’nu üzer yâni. Çünkü size haristir, çok düşkündür. Çok çok hırslıdır.
Sizin için çok büyük sevgisi tıpkı.. Bir annenin çocuğuna karşı hırsı kötülüğüne değildir. İyilik hırsıdır. Çocuğuna çok aşırı düşkündür. Babasına bıraksanız o çocuğu, akşama kadar delirir bu çocuğa ne olacak diye annesi ise her hâlinde her zaman her halde ona canını parça parça eder. Çünkü çok düşkündür haristir.

bi’l- mu’minîne RAÛFun RAHÎM..
RAÛF ve Rahiym olan ALLAHu zü’l-CeLâL’dir.
Ama ne buyuruyor “Benim Resûlum MuhaMMed Aleyhi’s-selâm’dır. Sizin için RAÛF ve RAHÎMdir. Çokkkk şefkatlidir.
Neden lâzım BİZe?. Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’i anlamadan sevmek mümkün mü?!.
BİLmeden tanımadan öyle gümbürtüye göbek atmak işi değildir. Bu İŞş!.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “El mer'u ma'â men ehabbe.: Kişi SEVdiği iLe beraberdir." buyurdu.
(Abdullah b. Mes’ud’dan ; Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165)

“Seviyor musun?” “Seviyorum!.”
“Canını verir misin?” “Veririm!.”
“Hadi saçının bir telini ver!.” “Vermem!.”
Vermezsin değil mi?!. Vermezsin!. Vereceğin gün de gelir, bekle!.

Bakın Câbir radiyallahu anhu buyuruyor ki; Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiz yolculuk esnâsında ki genellikle sefer dönüşlerinde arkadan yürür. Binlerce insan, yürümekte güçlük çeken olur. Yaralı olur, zayıflar olur, onları terkisine bindirir ve kendisine DUÂ ederdi. Kendi arkasına bindirir ve ona DUÂ ederdi. Bu halde bu şekilde bize yolculuk bizimle beraber geldin, bize tâbi oldun, ve bu hallere düştün yoksa oturur keyfine bakardın.

Resim---Câbir radıyallahu anhu.: “Rasûlullah Efendimiz; yolculuk esnasında (bilhassa sefer dönüşü) arkadan yürür, yürümekte güçlük çeken zayıflara yardımcı olur, onları terkisine bindirir ve kendisine DUÂ ederdi.” buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 94/2639)

Bakın; bakalım hep beraber bakalım Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem kâinâtta ki bütün mahlukat canlı-cansız hepsi NÛRu’ndan yaratılmıştır.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İns ve cinnin isyankârları hâriç, bütün mahlûkat, benim ALLAH’ın RASÛLÜ OLduğumu tanır.” buyurmuştur.
(İ. Ahmed, Müsned, III, 310)

Tümmm sistem aaaa!..., a’sı ma’sı yok ceryÂNı bütün âletler tanır.
CeryÂNı bütün âletler tanır. CeyrÂNı, ceryÂNı aynı ceryÂNı bütün âletler tanır.
Ama Buz Dağları tanımaz. Zekâsını kullanmayan geri zekâlılar da tanımaz!.

Resim---İmâm ALi kerremallahu vechehu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte Mekke’deydim. Beraberce Mekke’nin bazı yerlerine giderdik. Dağların ve ağaçların arasından geçerken Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in karşılaştığı bütün dağlar ve ağaçlar.: “es-Selâmu aleyke yâ Rasûlâllah!.» diyorlardı.”buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 6/3626)

Kim buyuruyor İmâm-ı Ali kerremallahu vechehu. Kütüb-i Sitte hadisi bunlar. Kur’ÂN-ı Kerim gibi inandığımız hadislerdir.
Yaaa bu DÎN böyle Yüce bir DÎNdir.

Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLemin, Küllî ŞEY’e şâmil olan merhameti, canlı-cansız bütün varlıkları kapsamaktadır. İnsanların bir dağ ve kaya parçası olarak gördüğü Uhud Dağı için:
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Biz Uhudu severiz. Uhud da bizi sever." buyurmuştur.
(Buharî, Cihad, 71; Müslim, Hac, 504.)

Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem hiç bir zaman kendisini Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm olarak bilen, teslim olan ve gereğini yapan sünnetini işleyen bir akıldan bağını kesmemiştir, kesmez.
İnsanlar beşer olarak görenler de var.: “Ölünce ne olacak?.” deyince ne buyuruyor bakınız;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “…Vefâtımdan sonra amelleriniz bana arz olunur. Güzel bir amelinizi gördüğümde ALLAH’a hamd ederim. Kötü bir şey gördüğümde de sizin için CENÂb-ı HAKk’a istiğfâr ederim.” buyurmuştur.
(Heysemî, IX, 24)

Sen bağlantıyı kur.
Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm buyuruyor.
Dikkat edin dikkat edin, dikkat edin ben hayatımda sizin için bir emniyyet vesilesiyim. Bir sibop gibi yâni, sigorta gibi!.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dikkat edin! Ben hayatımda sizin için bir emniyet vesîlesiyim. Vefât ettiğimde ise, kabrimde.: “Yâ Rabbi, ümmetî ümmetî!..” diye ilk Sûr’unu üfürünceye kadar İsrâfil’in, nidâ edeceğim (“Ümmetî!. Ümmetî!.” diyerek)…” buyurmuştur.
(Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, XIV, 414)

Vefât ettiğimde ise kabrimde “Yâ RaBBî!. Ümmetî!. Ümmetî!.” diyerek ilk SÛRun üfürünceye kadar yâni yeryüzü yeryüzü birbirine karışıncaya kadar İsrâfil Aleyhi’s-selâm ilk SÛRu üfünceye kadar.:“Ümmetî!. Ümmetî!.” diyerek diye nida eyliyeceğim.” buyurmuştur Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem.
Bakınız Kur’ÂN-ı Kerim.. Biz hep ne söylüyoruz, Kelâmullah ve Resûllulah diyoruz. Çok hârikadır.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’i ve Kelâmullah’ı BİLmek, BULmak, “BİZ BİR-İZ” olmak ve “BİZ BİR-İZ”’i fiilen yaşayıp ALLAHu zü’l-CeLâL’in şâhidi olmak, çok önemli bir husustur.
Ve bu ALLAHu zü’l-CeLâL’in bir vâ’didir yâni, sözüdür.

ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ وَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ
Resim---Summe evresne’l- kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsih (nefsihî), ve minhum muktesid (muktesidun), ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâh (iznillâhi), zâlike huve’l- fadlu’l- kebîr (kebîru).: Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba vâris kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesiddir. Onlardan bir kısmı da ALLAH'ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazldır.” (Fâtır 35/32)

Ne buyuruyor ALLAHu zü’l-CeLâL “Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi Kur’ÂN-ı Kerim’e vâris kıldık.”
İşte mesele bu! .Adamlar.: “Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın vârisiyiz!.” deyip insanları sultasının altına alıp tarikat marikat cemaattir deyip, sömürüye geçiyor!.
Kendi yolunu bilmiyor, yolcu topluyor.
Halbuki elimizde El HAYy olan ALLAH celle celâlihu’un NûRu, Kur’ÂN-ı Kerim’imizin, Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın iki eli gibi açık sayfalarında Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in gönül ellerinde açık Kur’ÂN-ı Kerim’den bahsediyorum..
İşte burada seçilmiş kullarından olmak için böyle bir SADAKATın SAMİMîYYETin SABRın ve SELÂMET istemenin, sâhibi olmak gerekir.
Bu LÂZIMdır bize, LÂYIK olmak gerekir.
Amaaa insanların bir kısmı nefsine zulmedici.:

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Resim --- "Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiru’z- zunûbe cemîâ (cemîan), innehu huve’l- gafûru’r- rahîm (rahîmu).: De ki: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki ALLAH, günahların hepsini mağfiret eder (sevâba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)." (Zümer 39/53)

Hadi işine der. Şu işim var bu işim var. şu var bu var bana ne der, falan der, cehenneme kadar..
Onlardan bir kısmı muktesiddir yâni orta yoldur böyle iktisadlı davranır ora gider bura gider.

ALLAHın izni ile ALLAHın hayırlarında yarışanlar var ya, o bir kısmı var ya. İşte onlar ALLAHın yüce Kebir olan Ekber olan faziletine ermiş insanlardır. Bu üstünlük değildir..
MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ı fiilen YAŞAmaktır.
Kadın erkek o bu bazardadır. Ana olmak baba olmak için üremek için falandır..
Ama öbür tarafa geçiverdiğin anda herkes kadınlık elbisesinde erkeklik elbisesinde, “Abdullah” mı, değil mi?” Ona bakılır.
ALLAHın Kulu’mu yoksa kimin kuludur?!” diye.
Ve unutmamalıyız ki; bakın ALLAHu zü’l-CeLâL Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’le nasıl BİRLikte yürüyor.
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Nasıl yaşarsanız öyle vefât edersiniz, öyle haşr olursunuz.” buyurmuştur.
(Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 663)

Nasıl yaşadınız üç kağıtçı kötü şöyle böyle dedikoducu zırt-vırt öyle ölürsünüz!.
Kalkarken de öyle kalkarsınız. Yok HAKkta HAYRda Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in demin buyurdu ya.
HAKk’ta HAYRda yarışanlar.: “Ben bu hayırıda yapacağım, onu da yapacağım bunuda yapacağım Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’dan ayrılmayacağım Kur’ÂN-ı Kerim’den ayrılmayacağım!.” diyor mu? Diyor.
O zaman böyle ölecek meleklerin avuçlarında, yâni kucağında ölecek, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in yüreğinde ölecek güyâ bedenen olarak diyorum. Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem çocukları
Ama orada HAŞR olacak ve orada NEŞR olacak.
İşte budurrr MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın güneşi olmak. “Hasbî Habîbî Hizmetçiler” dediklerimiz şahsımda dahil sende dahil bende dahil kim gönlü istiyorsa göbeyinden atıyorsa onlar Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizin gökyüzündeki yıldızları gibidir. Bana uyanlar gökteki yıldızlar gibidir. Uymayanlarda şeytanın taşlanan halleri gibidir ALLAH korusun..
ALLAHu zü’l-CeLâL cümle ÜMMet-i MuhaMMed Aleyhi’s-selâm’a Kelâmullah’ı DUYmak, Resûllullah Aleyhi’s-selâm’e UYmayı nâsib ve kısmet eylesin İnşâe ALLAHu Teâlâ

RaBBena! Biz ZÂTına karşı olan bizim için DUÂ et Ya RaBBu’l-Âlemin SEN’in DUÂna “Âmin!.” diyelim.:

KuLLuk Fakriyetimizi BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- VEKİL celle celâlihuuuu..
KuLLuk Âcziyetimizi BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- KEFİL celle celâlihuuuu..
KuLLuk İLLetimizi BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- KAFÎ celle celâlihuuuu..
KuLLuk ZİLLetimizi BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- NASIR celle celâlihuuuu..
Ve ALLAHımıza KULLuğumuzu BİLip; Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimize ÜMMetliğimizi BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- MEVLÂ celle celâlihuuuu..
Yüce RABBımıza KuLLuğumuzu BİLip; HASBÎNALLAHu ve N’ime’l- NASîR celle celâlihuuuu..
Sadakalahu’l- Âliyyü’l- Azîm..

Bu son söylediğimiz veN’ime’l- NASîR ALLAHu zü’l-CeLâL’in DUÂsıdır.
Biz de bunu diyoruz.: Yüce RABBımıza DUÂ ediyoruz ki Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimize TESLİMÎYYEtimizi TÜMM-le!
ZÂTına, RABBımıza yâni, İSTİKÂMEtimizi TAMMamla, DUÂlarımızı kabul buyur!. En kabul olan yerde ki. DUÂların içerisinde kabul buyur.
Yâ RaBBenâ celle celâlihuuu!.
Bî-Rahmetike Yâ ERHAMe’r-RAHÎMîn!
Bî-Rahmetike Yâ ERHAMe’r-RAHÎMîn!
Bî-Rahmetike Yâ ERHAMe’r-RAHÎMîn!
İRHAMnâ
Yâ RABBenâ celle celâlihuuuu!.

Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâlihu
Âmine Yâ RAHÎM Yâ Vedûd ALLAH celle celâlihu
Âmine Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâlihu
Âmine Yâ Settâr Yâ ALLAH celle celâlihu
Âmin Âmin Âmin Âmine Yâ Muîn ALLAH celle celâlihu

Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm '' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn
Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi...''

ALLAH celle celâlihu, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimize, Âli’ne, Ehl’i-Beyt’ine, Ümmet’ine Salât-u-Selâm eylesin!.
Tâbiki neyi anladık, şunu anladık; DUÂ, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’in gönül ellerinde ise kabul!.
Bunun için ise, kimin ne yapacağını ALLAHu zü’l-CeLâL bilir. Bu bir gönül işidir. İman gönül işidir. Amel akıl işidir. Çok önemlidir.
ALLAH hazır ve nazırda ALLAHu zü’l-CeLâL Lütf’ü-Kerem’ini hazır eylesin!.

Şimdi bakınız. Bu güzel günde güzellikler yapan insanlar var.
Bunlar bu günün güzelliğine, özelliğine hazırlıklar yapmışlardır.
Şöyle azı çoğu yoktur, kabul olanı esastır. ALLAH celle celâlihu hepsini Kabul eylesin İnşâe ALLAHu Teâlâ!.
Almanya’da ki Hatice Ana var, Kur'ÂN-ı Kerîm-matik devamlı Kur’ÂN-ı Kerim okur ALLAH razı olsun. Bizde ona candan yürekten şükran ederiz. Bir Hatm-i Şerif’i var yine..
Kadriye Anamızın, Kadriye’mizin bir Hatm-i Şerif’i var.
İki Hatm-i Şerif var yine bana yazdığına göre Hatice Külahçı kardeşimizin 5 Yasin-i Şerif’i, 1000 İhlas-ı Şerif’i, 2000 SALÂVÂT-ı ŞERÎFE’si var. Diğer taraftan onun bunun yapmasından da önemli olan BİZim için yapmışsa BİZimdir..
Kendisi için yapmışsa BİZ desek de demesek de kendinindir, onu bilmiyoruz..
BİZ’den kastımız da biz değildir, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’dir..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’de olmayan BİZe de lâzım değildir, lâyıkta değildir..
Şunu demek istiyorum yanlışa düşmemek için bunu söylüyorum!.

Yine Kadriye Ananın Kur’ÂN hatmi, yanında 15 Yasin-i Şerif, 5000 Tevhîd-ı Şerif okumuştur. BİZde BİZ okumuşuz sen ben biz okumuşuz.
Hacı MahMud’umuz 5 İhlas-ı Şerif hatmi, 100 Ferih Sûresi, 20 bin SALÂVÂT-ı ŞERÎFE, 30 bin Tevhîd-ı Şerif okumuştur.
Zehra’mız 15 bin Tevhîd-ı Şerif, 850 Kadir Sûresi okumuştur. Yine Zehra’nın çocukları Hamza, Muhammed canlarımız 1000’er Tevhîd-ı Şerif’leri ile katılmıştır.
Aynur canımız 5000 Salavat-ı Şerif’e okumuştur.
Ayşe’miz 5000 Tevhîd-ı Şerif,
Damla canımız 1000 Tevhîd-ı Şerif okumuştur. Damla’nın da Ömercan çocuğu dünyaya gelmiştir. O’na da ALLAHu zü’l-CeLâL’den HAKk ve HAYR ömürleri diliyoruz. O’da İnşâe ALLAHu Teâlâ Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizin Özellik ve Güzelliklerini içerisinde yaşar gözü aydın ve nurlu olsun ALLAH HAYRlı bereketli kılsın diyoruz.
Aynı şekilde bildiğim kadarıyla bu gün yok ama Emine’nin de, bir torunu olmuştur. Gizem Canımızın o'na da, ALLAHu zü’l-CeLâL’den HAKk ve HAYR DUÂ ederiz Yunus Emre’mize
Zübeyde canımızın 1000 Tevhîd-ı Şerif’i var,
Esma’nın Yasin-i Şerif, bir Fetih Sûresi okumuştur.
Bütün bunlar bir AŞK Aşuresidir. “BİZ BİR-İZ”Aşuresidir.
Seni beni yok! İşte buuu muazzam bir özellik ve güzelliktir, bu ancak, ancakkk emin olun ki bak! MuhaMMedî Memet’ten başka hiç bir yerde ömrüm boyunca görmedim.
Benden öncekiler yılların büyük çapta tarikatçısı Siirt’li Hocam onlar da demişlerdir ki.: “Abdullatif HAKk olan budur, doğrudur, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLemem’de olmayan BİZde yoktur, kimsede yoktur!.”
Bu Kur’ÂN-ı Kerim ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem BİZim için bu kadar önemlidir. Bu budur, bunun dışında her şey geçersizdir. Ne yaparsa yapsın geçersizdir. Ne derse desin geçersizdir.

Euzubillahi mine’s- şeytani’r-racim,
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm..
Bu hatimlerimizi BİZ DUÂlarımızla buyuralım son verelim İnşâe ALLAHu Teâlâ yine 135 te kaldık Hakan’ım

Euzubillahi mines şeytanirhacim Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm 3 İhlas-ı Şerif okuyan Kur’ÂN-ı Kerim’i okumuştur.

Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Kul huvallâhu ehad. Allâhus samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.'' ALLAHu Ekber..

Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Kul huvallâhu ehad. Allâhus samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.''
ALLAHu Ekber..

Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Kul huvallâhu ehad. Allâhus samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.''
ALLAHu Ekber..

Muvazeteyn.. Felâk-Nâs..

Muvazeteyn okuyanlar ALLAHu zü’l-CeLâL’in koruması altına geçmişlerdir, her türlü, her türlü insan cinler, cin şeytanları, bütün şer ve şeytanlıkların tümünü sıyırıp atar. Kişinin kendi yüreğine bakar. Yüreği sağlamsa mesele yok!.
“El ver!.” de.. Eli tutmuyorsun!. Eli tutmuyor. İstediğin kadar el ver.
Neden tutmuyor?.. Çünkü, öbür eli şeytanın elinde, bunlar ALLAH korusun!.

Onun için; Felak Suresi
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Kul e'ûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased. '' ALLAHu Ekber

Nâs Suresi
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Kul e'ûzü birabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi. Minelcinneti vennâs.'' ALLAHu Ekber..
; ister cinden gelsin, ister insanlardan gelsin bütün hannaslıklardan ALLAHa sığınırız.
Açık-seçik bu kadar söz! Nokta bile koyamaz. Bizim inacımız böyle
Fatiha-ı Şerif
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm ''Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. Âmin!.

Elleri boş olanlar, ellerini şöyle azıcık öne doğru açıyorlar. Bitişik değil yâni, omuzların hizasında açılıyor
Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm diyoruz, sağ omuzumuza bakarak Bismillâhi’r- Rahmâni’r- Rahîm!.
'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn
Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi...'' ... diyoruz. Şöyle omuzunuzdan aşağıya serinliğini hissedecek kadar avcumuzda şöyle son nefesimizi yâni ve ümmeti dediğimizde üf yapım avcumuza kadar üfürüyoruz. Kendi kendimizi mesh ediyoruz, nefesimizle, sol omuzumuzu dönüp bir daha SALÂVÂT-ı ŞERÎFE;
'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn
Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi...'' diyoruz sol omuzumuzdan başlayıpsağ avcumuza kadar şöyle bir daha üf yapıp kendi nefesimizle Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimizin nefesi gibi kendimizi mesh ediyoruz.
Böyledir, niye böylesi yoktur. Abdeste niye kafamıza elimizi sürüyoruz falan bırak sen sür. Sonra ellerimizi birleştiriyoruz, ORTAda. Bir SALÂVÂT-ı ŞERÎFE daha getiriyoruz;
'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn
Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi...'' diyoruz ve DUÂ ediyoruz. Diyoruz ki ey yüce RABBımız celle celalihu
Candan yürekten SADAKATla SAMİMİYYETle, SABIRla ihlasla sabırla ve SELÂMET içinde İnşâe ALLAHu Teâlâ. Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiz için okunan SALÂVÂT-ı ŞERÎFE’ler ZÂTın için okunan Tevhîd-ı Şerif’ler, DUÂlar, Hatim-ı Şerif’ler tüm bunlardan doğan özellik ve güzellikleri nurdan nura “nurun ala nur” güzelliklerini Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’imize Mubarek Münevver, Müstesnâ Mutahhar, Muhteşem Muazzam, Mustafâ NÛRu Şerefine arz ediyoruz.
Diğer Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm Efendilerimize de arz ediyoruz. Aleyhi’s-selâm Efendilerimizin Rûhlarınada arz ediyoruz. Kur’ÂN’da ve Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’de Kadir ve Kıymetleri bildirilen Annelerimizin de Ruhlarına arz ediyoruz.
Ehl’i-Beyt Aleyhi’s-salâtı ve selâm Efendilerimizin baştan sona cümlesinin ruhlarına arz ediyoruz..
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizin dar ve zor günlerinde Sâhib çıktığı ve Sâhib çıkılan Aşere’i-Mübeşşere, Ashab’ı-Güzin Radiyallahu anhu ecmayin hazretlerinin cümlesine arz ediyoruz.
Her zaman genceçik canlarını inanarak Sırat-ı Mustakîm yolunda fedâ eden Şehidlerimizin cümlesinin ruhlarına arz ediyoruz..
NÛRULLAH ve NûR-u MuhaMMed Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın NÛRu Ehl’i-Beyt Aleyhi’s-selâm’ı ALLAH Dostlarının Gönlünden gönlüne, elden ele, gönülden gönüle taşıyan bütünnnn VelîyuLLah ve EhLuLLah kaddasallahu sırrıhu‘nun cümlesine candan yürekten ruhlarına bizde bu bunlara, bunlarında bizimle beraber iştirak hâlinde bulunmaları için arz ediyorum..
Yeryüzüne gelmemize sebeb olan atalarımıza, ebelerimiz, dedelerimiz, âhirete geçenlerimiz, analarımız, babalarımız, eşler, çoluklar-çocuklar, akrabalar, kolu-komşu, bunları okuyanların gönüllerinden geçenler, saymakla değil herkesin gönlünden geçen güzelliklerle geçenler, DUÂsı kesilenler, DUÂ bekleyenler, “ İlahe İllâ ALLAH Muhammede’r Resûllullah”, Eşhedü En lâ İlahe İlla ALLAH ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhu ve Resûluhu.” diyenler bunların ruhuna Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLemem’in Şefâat Şifâsı ile Şehâdet Şerefiyle BİZ de Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLemEfendimizin Adına ve Hesabına arz ediyoruz..
Bu muhteşem BİZliği “BİZ BİR-İZ”liği İLEliği ve BİLEliği BİZe YAŞAttığın için Yüce RABBımız!.:
SANA sonsuz şükrediyoruz!.
Son nefesimize kadar hatta ortadan çekilip Kahhâr ALLAHu zü’l-CeLâLihu’nun Kahhârîyyeti’ne kadar her ZAMAN, her HÂLde, her YERde, her NEFESte BİZi KeLâMuLLAH ve ReSûLLuLLAH=> Sırat-ı Mustakîm YoLu’nda SENin VECHin için, Rızân için, SebîLiLLAH senin yolunda BİZi ve BİZim neslimizi Hasbî, Habîbî Hizmetçi kıl İnşâe ALLAHu RAHMÂN!.
Tüm çeldiriçilerden-yıldırıcılardan tüm kötülüklerden koru, HAKkın ve HAYRın Rahmetenli’l-Âlemîn’in göz yaşları gibi rahmet hizmetçileri kıl İnşâe ALLAHu RAHMAN!. diye DUÂ ediyoruz ALLAHın izni ve inâyetiyle..
Hepinize candan-gönülden DUÂ ederim, DUÂlarınızı beklerim!.

Evet Ahmet ben şimdi gördüm onu, Ahmet Coşkun canımın güzel bir kızı var. Betül canımız, kızımız küçük kızımız vardır, esmer güzelidir kendisi.
O cancağızım da bir Yasin-i Şerif okumuş 100 SALÂVÂT-ı ŞERÎFE okumuş.
Bu ne kadar güzel bir şeydir. Çocuklarımız da Peygamber Aleyhi’s-salâtı ve selâm’ın yüreğinde büyüyorlar.
Kendileri kadar büyüyorlar, bizim kadar değil. Herkes kendisi kadar büyüyor, ama yalnız kendisi kadar büyüyor yâni şeytan kadar büyümüyor.
Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem çocukları kadar büyüyor. ALLAH celle celâlihu bahtiyar etsin çocuklarımızı, bizden ayırmasın, BİZi Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’den ayırmasın.
Hepimizi “BİZ BİR-İZ” etsin. Gönül DUÂlarınızı bekliyorum. DUÂlar ediyorum, ALLAHa emanet ediyorum.

Es-selatu ve's-selâm Resim'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn
Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi... ''Resimdiyorum ALLAHımız bizi bağışlasın HAKkta ve HAYRda bir etsin.
Resim
Es-Selâmu aleyküm Rahmetullahi ve Berakatihu ALLAHa emanet olun İnşâe ALLAHu’r Rahman.



Resim
Resim
Cevapla

“Kuran-ı Kerim Sohbetleri” sayfasına dön