KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta HAYVANLaR

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta HAYVANLaR

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta HAYVANLaR..

Dabbe.: Yürüyen mahluk. Debelenen.
Hayvan.: Canlı şey, insanla beraber her canlı. İnsan olmayan idraksiz canlı yaratık. * Yük kaldıran, araba çeken ve binilen hayvan, beygir, katır v.s. Mc: Akılsız ve idraksız insan, ahmak.. (Aslı "Hayevan"dır)
Hayvanât-ı Vahşiyye.: Vahşi hayvanlar, yabanî hayvanlar..
Hayvanât-ı Berriye.: Kara hayvanları, karada yaşıyan hayvanlar..
Hayvanât-ı Bahriye.: Deniz hayvanları, denizde yaşayan hayvanlar..
Hayvanât-ı Ehliyye.: İnsanlara alışık olan hayvanlar, evcil hayvanlar..
Hayvâniyyet.: Hayvanlık, canlılık, zî-hayat olmak. Akıl ve idrakten mahrumiyet..
En’âm.: Deve, sığır, koyun gibi hayvanlar. Kur'ÂN-ı Kerimin altıncı Sûresinin adı ve bir kısım Kur'ÂN âyetlerinden ve Sûrelerinden müteşekkil Duâ Kitabı..

MuhaMMedî Şefkat ve SEVgi Menbağı OLan İSLÂM DİNimizde,
ALLAHu zü’L- CeLâL, Yarattığı Âdemoğluna tümm esmâlarını AKLen Yükleyerek Yeryüzünde Halifesi kılmış ve yaratıklarını İNSÂNın Emrine musahhar/amâde/hizmetine hazır kılmış ve onları fıtraten SünnetuLLaH’ta uygun halde yaratmıştır..

Kur'ÂN-ı Kerîmde “sahhara”.: HazırLanmış, hazır oLan.:
İbrâhim 14/32,33; Nahl 16/12,14; Hac 22/37,65; Lokmân 31/20; Zuhrûf 43/13; Câsiye 45/12,13..


اللّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَأَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَّكُمْ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ لِتَجْرِيَ فِي الْبَحْرِ بِأَمْرِهِ وَسَخَّرَ لَكُمُ الأَنْهَارَ
Resim---“Allâhullezî halaka’s- semâvâti ve’l- arda ve enzele mine’s- semâi mâen fe ahrece bihî mine’s- semerâti rızkan lekum, ve sehhare lekumu’l- fulke li tecriye fi’l- bahri bi emrih (emrihî), ve sehhare lekumu’l- enhâr (enhâra).: Semâları ve arzı yaratan ve semâdan suyu indiren, böylece onunla sizin için ürünlerden rızık çıkaran ve denizlerde emri ile akıp gitmesi için gemileri size musahhar kılan ve nehirleri de sizin emrinize veren ALLAH'tır.” (İbrâhim 14/32)

وَسَخَّر لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَآئِبَينَ وَسَخَّرَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ
Resim---“Ve sehhare lekumuş şemse vel kamere dâibeyn(dâibeyni), ve sehhare lekumul leyle ven nehâr(nehâra).: Ve ikisi de (âdetleri üzere SünnetULLAH ile) devamlı hareket halinde olan güneşi ve ay'ı size musahhar kıldı. Geceyi ve gündüzü de size musahhar kıldı.” (İbrâhim 14/33)

لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ
Resim---“Len yenâlellâhe luhûmuhâ ve lâ dimâuhâ ve lâkin yenâluhut takvâ minkum, kezâlike sahharahâ lekum li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum, ve beşşiril muhsinîn (muhsinîne).: Onların etleri ve kanları kesin olarak ALLAH'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takvâ ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidâyet vermesine karşılık ALLAH'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver!.” (Hac 22/37)

أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ
Resim---“E lem terev ennellâhe sehhare lekum mâ fî’s- semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu zâhireten ve bâtıneh (bâtıneten), ve mine’n- nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbi’n- munîr (munîrin).: Göklerde ve yerlerdeki herşeyi, ALLAH'ın size musahhar (emrinize âmade) kıldığını görmediniz mi? Ve sizin üzerinizdeki görünen ve görünmeyen (açık ve gizli) ni'metlerini tamamladı. Ve insanlardan bir kısmı (hâlâ) ilmi, bir hidâyete erdiricisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmaksızın, ALLAH hakkında mücâdele ederler.” (Lokmân 31/20)

وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِّنْهُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لَّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
Resim---“Ve sahhare lekum mâ fî’s- semâvâti ve mâ fî’l- ardı cemîan minh (minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).: Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre âmade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.” (Câsiye 45/13)

Canlı varlıkların bir çok yönleriyle, insana en yakın olanı hayvanlardır. Bunlardan bilhassa evcil olanlar, insanların günlük hayatlarında olduğu gibi, günümüzde de onlara muhtaçtır. Her çeşit maddî ilerlemeye rağmen gelecekte de hayatımızın vazgeçilmez birer tamamlayıcısı olmaya devam edecekleri muhakkaktır.
İnsanoğlunun uzak ve yakından hayatına giren şeylerle münasebetlerine ölçü getiren, prensipler vaz eden İslamiyet, her an hizmet ve istifadesinde olan hayvanlarla ilgili olarak da bazı esaslar koymuştur.

Kur’an-ı Kerim, hayvanların da insanlar gibi birer topluluk olduğunu, kitapta onları da ihmal etmediğini bildirir.:


وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلاَّ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم مَّا فَرَّطْنَا فِي الكِتَابِ مِن شَيْءٍ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
Resim---“Ve mâ min dâbbetin fî’l- ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fî’l- kitâbi min şey’in summe ilâ RABBihim yuhşerûn (yuhşerûne).: Ve yeryüzünde yürüyen/debelenen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra RABB'lerine haşrolunacaklar (olunurlar).” (En’âm 6/38)

Bu âyet, dikkatlerimizi hayvanlar âlemine çekmekte, onların da insanlar gibi, sınıf sınıf olduğunu söylemekte, yürüyen veya sürünen hayvanlardan her türünün bir topluluk olduğuna işâret etmektedir..

Kur'ÂN-ı Kerîm’de, Bakara/(İnek-Öküz.) Sûresi, En’âm/ (Deve, sığır, koyun gibi hayvanlar.) Sûresi, Nahl/(Bal arısı.) Sûresi, Ankebût/(Örümcek) Sûresi, Neml/(Karınca.) Sûresi gibi bazı sûreler de isimlerini adı geçen bu hayvanlardan almıştır..

Pek çok Vahşî ve EhLî Hayvanın İsmi ÇeşitLi VesiLeLerLe Kur’ÂN- Kerim’de ZikrediLmektedir.:


بَعُوضَةً =>Sivrisinek =>Bakara 2/22..
عجل
=>Buzağı =>Bakara 2/51..
السَّلْوٰى
=>Bıldırcın =>Bakara 2/57..
قِرَدَةً
=>Maymun =>Bakara 2/65..
بَقَرَةٌ
=>İnek =>Bakara 2/69..
الْخِنْزٖيرِ
=>Domuz =>Bakara 2/173..

الْمَعْزِ
=>Keçi =>En’âm 6/143..
الْجَمَلُ
=>Deve => En’âm 6/144..
الضَّاْنِ
=>Koyun =>En’âm 6/146..

الْجَرَادَ
=>Çekirge =>A’râf 7/133..
الضَّفَادِعَ
=>Kurbağa =>A’râf 7/133..

الذِّئْبُ
=>Kurt =>Yûsuf 12/13,14,17..

الْخَيْلَ
=>At =>Nahl 16/60..
النَّحْلِ
=>Arı =>Nahl 16/68..
الْبِغَالَ
=>Katır =>Nahl 16/8..

كَلْبُ
=>Köpek =>Kehf 18/22..

حَيَّةٌ
=>Yılan =>Tâ-Hâ 20/20..

ذُبَابًا
=>Sinek =>Hacc 22/73..

النَّمْلِ
=>Karınca =>Neml 27/18..
الطَّيْرَ
=>Kuş =>Neml 27/20..

الْعَنْكَبُوتِ
=>Örümcek =>Ankebût 29/41..

الْحَمٖيرَ
=>Eşek =>Cumâ 62/5..

الْحُوتِ
=>Balık =>Kalem 68/48..

قَسْوَرَةٍ
=>Aslan =>Müddessir 74/51..

الْفٖيلِ
=>Fil =>Fil 105/1..


Kur’ÂN-ı Kerim insan hayatında büyük rol oynayan hayvanlar için;


وَالأَنْعَامَ خَلَقَهَا لَكُمْ فِيهَا دِفْءٌ وَمَنَافِعُ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ
Resim---“Ve’l- en’âme halakahâ, lekum fîhâ dif’un ve menâfiu ve minhâ te’kulûn (te’kulûne).: Ve hayvanlar; onları da O, yarattı. Sizin için onda, (soğuktan) koruyan şeyler ve menfaatler (faydalar) vardır. Ve de ondan (hayvanlardan) yersiniz.” (Nahl 16/5)

وَلَكُمْ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسْرَحُونَ
Resim---“Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn (tesrehûne).: (Onları), akşamları otlaktan döndürdüğünüz zaman ve sabahları otlatmaya çıkardığınız zaman sizin için onda bir güzellik vardır.” (Nahl 16/6)

وَتَحْمِلُ أَثْقَالَكُمْ إِلَى بَلَدٍ لَّمْ تَكُونُواْ بَالِغِيهِ إِلاَّ بِشِقِّ الأَنفُسِ إِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Resim---“Ve tahmilu eskâlekum ilâ beledin lem tekûnû bâlıgîhi illâ bi şıkkı’l- enfus (enfusi), inne RABBekum le RAÛFun RAHÎM (rahîmun).: Ve kendinizin yorulmadan ulaşamayacağınız (ancak çok meşakkatle gidebileceğiniz) beldeye, ağır eşyalarınızı (onlarla) taşırsınız. Muhakkak ki sizin RABBiniz, gerçekten Raûf'tur (çok şefkatli, çok merhametli) ve RAHÎM'dir (rahmet nuru gönderen).” (Nahl 16/7)

وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَمِيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزِينَةً وَيَخْلُقُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---“Ve’l- hayle ve’l- bigâle ve’l- hamîre li terkebûhâ ve zîneh (zîneten), ve yahluku mâ lâ ta’lemûn (ta’lemûne).: Onlara binmeniz için ve de ziynet olarak (süs hayvanı olarak), atlar, katırlar ve merkebler ve daha bilmediğiniz şeyler yaratır.” (Nahl 16/8)

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
Resim---“E fe lâ yanzurûne ile’l- ibili keyfe hulikat.: Onlar hâlâ deveye bakmıyorlar mı ki, nasıl yaratılmış?” (Gâşiye 88/17)

وَإِلَى السَّمَاء كَيْفَ رُفِعَتْ
Resim---“Ve ile’s- semâi keyfe rufiat.: Ve semâya nasıl yükseltilmiş?” (Gâşiye 88/18)

وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ
Resim---“Ve ile’l- cibâli keyfe nusıbet.: Ve dağlara, nasıl dik olarak yerleştirilmiş?” (Gâşiye 88/19)

وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ
Resim---“Ve ile’l- ardı keyfe sutıhat.: Ve yeryüzüne, nasıl düzleştirilmiş (bakmıyorlar mı)?” (Gâşiye 88/20)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta HAYVANLaR

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem ise, ÜMMetine sadece insanlara değil, bütün canlılara karşı şefk veatlı merhametli olmalarını öğretmiştir.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Merhametli olanlara, merhamet sahibi olan ALLAH merhamet eder. Yerde olanlara merhametli olun ki, gökte olanlar da size rahmet etsin!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 16.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Üsâme b. Zeyd radiyallahu anhu’ya.: “Ey Üsame, acıkan ciğer sahibi her hayvan hususunda dikkatli ol. Kıyamet günü ALLAH’a şikâyet edilirsin “ buyurmuştur.
(Nesaî, Dahaya,42.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Haksız olarak bir serçeyi öldürenden, Cenâb-ı HAKk kıyamet gününde hesap soracaktır!.” buyurmuştur.
(Nesaî, Dahaya,42.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kuşların yuvalarının bozulmamasını, yumurta ve yavrularının alınmamasını da emretmiştir.. buyurmuştur.
(Ebu Davûd; Cenâiz, 1.)

İslam’da avcılığın meslek edinilmemesi tavsiye edilmiştir.:

Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Avcılığın peşine düşen gaflete düşer” buyurmuştur.
(Ebu Davûd; Sayd, 4; Tirmizî; Fiten, 69.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in bilhassa evcil hayvanlarla ilgili olarak üzerinde durduğu bir husus, onların fıtrî görevlerine uygun düşmeyen davranışlardan kaçınmaktır. Çünkü bu, onlar için bir nevi eziyet ve işkencedir. Binek hayvanlarını durdurup, üzerinden inmeden sohbet etmeyi yasaklamıştır.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bunlara sâlimen binin, sâlimen terkedin, onları yollardaki ve pazarlardaki sohbetlerinizde oturak yerine koymayın, zira ALLAH, onları, sizi bir yerden bir yere taşımaları için emrinize verdi.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd; Cihâd, 61.)

Diğer rivâyetlerde yasaklanan muhtelif eziyet çeşitlerinden bazıları.:

Canlı hayvanların hedef edinilerek atış yapılmaması..

(Buharî; Zebaih, 25; ibn-i Mâce-, Zebaih, 10)

Bilhassa yüzüne vurularak dövülmemesi ve yüzünden enlenmemesi (dağlayarak işaretlenmemesi)..
(Ebu Davûd; Cihad, 58- Tirmizî, Cihad, 30.)

Yüzüne veşm (dövme) yapılmaması, dövüşmeleri için kızıştırılmamaları..
(Ebû Dâvud; Cihad, 56- Tirmizî; Cihad, 30.)

Hayvanı kulağından tutarak çekilmemesi..
(İbn-i Mâce, Zebâih, 3.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem,, hayvanları keserken bile ona merhamet ve şefkatli olunmasını emretmiş, bu cümleden olarak bilhassa bıçağın bilenerek keskinleştirilmesini, hayvanın gözünden saklanmasını ve süratle kesilmesini tavsiye etmiştir..
(İbn-i Mâce, Zebâih, 3..)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Cennet bana yaklaştı.O kadar ki, eğer isteseydim salkımlarından bir tanesini (alıp), size gitirebile- cektim. Cehennem de bana o kadar yaklaştı ki.: “Ey RABBim, ben de onlarla beraber miyim?.” demeye başladım."(Orada bir de ne göreyim?) Bir kadını, bir kedi tırmalayıp duruyor. “Bu da ne oluyor?" diye sordum. (Bu kadın) bu kediyi ölünceye kadar hapsetti. Ne yiyeceğini verdi, ne de yeryüzünden yiyecek temin etmesi için onu salıverdi!."dediler” buyurmuştur.
(Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, D.İ.B.Yayını, Ankara 1974,C2, S.713: C.7, S.227, 228.)

Ecdadımızın hayvanlara gösterdiği şefkat ve sevgiyi, en iyi gözlemleyen, İslâm beldelerini ziyâret eden bazı Avrupalı Seyyahlar olmuştur. Konuyla ilgili olarak merhum İsmail Hami Danışmend, Batılı kaynakları tarayarak kapsamlı bilgiler vermektedir. Söz konusu seyyahların, Müslümanların hayvanlar ve diğer varlıklarla ilgili bazı gözlemleri şöyledir.:
"Hayrat ve hasenat hayvanlara bile şâmildir. Hiç kimse onlara eziyet etmeye kalkışmaz. Eğer bir ata bir katıra veya bir deveye sahibi haddinden fazla yük taşıtacaka olursa, zabıta memurları, onun gaddarlığına mâni olmak ve fazla yorulan hayvanı dinlendirmeye mecbûr etme yetkisine sahibtir. Her gün bu gibi muamelelere tesadüf edilir. Her halde bunlar, Türk Milletine şeref verecek şeylerdir..”

(İsmail Hâmi Danişmend, Garb Menbalarına Göre Eski Türk Seciyye ve Ahlâkı, 1st 1961, s. 148.)

Fransız Şâir Lamartine, şu gözlemlerini kaydetmektedir.:
“Türkler, canlı ve cansız mahlukatın hepsiyle iyi geçinirler: Ağaçlara, kuşlara, köpeklere, velhasıl Allah’ın yarattığı her şeye hürmet ederler; bizim memleketlerde başı boş bırakılan veyahut eziyet edilen bu zavallı hayvan cinslerinin hepsine şefkat ve merhametlerini teşmil ederler. Bütün sokaklarda mahalle köpekleri için muayyen aralıklarla su kovaları sıralanır; bazı Türkler, ömürleri boyunca besledikleri güvercinler için ölürken vakıflar kurarak, kendilerinden sonra da yem serpilmesini sağlarlardı.”

(Özdemir, Yükselmiş: çevre Sorunları ve İslâm, D.İ.B.Yayını, Ankara 1995S. 124, 125.)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta HAYVANLaR

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, Muazzam bir Muhabbet ve Engin bir Tevâzu’ içinde çocuklarla her fırsatta ilgilenmiş, şakalaşmış, selâm vermiş, hasta olduklarında ziyâretlerine gitmiş, onların kusurlarını hoş karşılamıştır..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, hayvanları ve hayvanları sevenleri de çok çok sevmiştir.:


Resim---Enes b. Mâlik radiyallahu anhu’n kardeşi Ebu Umeyr’in, kendisiyle oynadığı “Nuğayr” denen serçeye benzer, kırmızı gagalı küçük bir kuşu vardı. Nuğayr ölünce, Ebu Umeyr üzülmüştü. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onu görünce.: “Ya Ebâ Umeyr, ne oldu Nuğayr?” diyerek onunla şakalaşmıştır.
(Buharî, Edeb 112; İbn Mâce, Edeb 24.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in en sevdiği kedisi “Muezzâ”, bazı kaynaklarda karamel rengi bazılarında da siyah beyaz olduğu söylenen Habeş kedisidir.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Uhud Seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiblenerek adını “Muezzâ” koymuş. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Muezzâ’nın soyundan geldiği kabul edilir..

Evde kedi beslemek sevâbdır, çocuğun merhamet duygusunu geliştirdiği ve eve bereket getirdiği için Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem özellikle tavsiye etmiştir.
Nice Evliyâ Zâtların, çoğunun etrafında kedilerin olduğu düşünülürse bu bir rastlantı olmasa gerek..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kedisi Muezzâ’yı o kadar çok severmiş ki, Muezzâ bir gün sedirde oturan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Muezzâ’yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiştir..

Sahâbeler içinde en fazla (5374 adet) hadis rivâyet eden Abdurrahman bin Sahr ed-Devsî radiyallahu anhu‘ya, kedilere düşkünlüğü sebebiyle Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Ebû Hureyre (kedicik babası) lakâbını vermiştir.


Resim---Ebû Hureyre radiyallahu anhu.: “Bir kedi bulmuştum, onu elbisemin yeninde taşırdım; bundan dolayı Ebû Hureyre (kedicik babası) künyesiyle çağrılır oldum.” demiştir.
(ez-Zehebî, Tezkiretü'l-Huffâz, Haydarâbâd 1376/1956, I, 32.)

Resim---Eviyâ Çelebi, Ebû Hureyre radiyallahu anhu için der ki: “Sağlığında binlerce kedisi vardı. Kabri (aslında makâmı) Mısır’da Gizâ Şehrinde olan bu sahâbenin mezarının (makâmının) etrâfında da nice yüzbin kedi vardır.”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:
“Hubbü’l- hırratı mine’l- imân .: Kediyi sevmek imandandır.” Buyurunca sahabeleri.: “Niçin?” diye sormuşlar.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ebu Hureyre bilir!.”
buyurmuştur.

(Buharî, Hadis No: 2161.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bir insan, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediye yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı.” buyurmuştur.
(Buharî, Hadis No: 1977.)

Resim---Kebşe radiyallahu anha -ki, İbnu Ebi Katade’nin nikahı altında idi- anlatıyor.: “Ebu Katade (radiyallahu anhu) yanıma girdi. Kendisine abdest suyu hazırladım. Bu sırada, sudan içmek üzere bir kedi geldi. Ebu Katade kabı uzattı, kedi içti.”
Kebşe sözlerine devamla der ki: “Ebu Katade kendisine bakmakta olduğumu gördü ve: “Ey kardeşimin kızı, buna hayret mi ediyorsun?” dedi.
Ben de: “Evet!” demiş bulundum.
Bunun üzerine.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kedi necis değildir. Kedi sizin tarafınızda çokça dolaşır buyurdular”
buyurdu” dedi..

(Buharî, Hadis No: 3513.)

Resim---Davûd İbnu Salih İbni Dinar et-Temmar, annesinden anlatıyor: “Efendim beni, Hz. Aişe (radiyallahu anha)’ya bir miktar yemekle gönderdi. Gelince Hz. Aişe’yi namaz kılıyor buldum. Bana, elimdekini koymamı işaret etti. (Ben de bıraktım). Ancak bir kedi gelerek üzerinden yedi. Hz. Aişe (radiyallahu anha), namazından çıkınca, kedinin yediği yerden yemeği (bir miktar) yedi. Sonra da şu açıklamayı yaptı.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kedi necis değildir, o sizi çokça dolaşan birisidir”
“Ben ayrıca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in kedinin artığıyla abdest aldığını gördüm.”
demişti.

(Buharî, Hadis No: 3514.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Bir kadın, bir kediyi kapalı bir yere hapsetti. Kediye yiyecek, içecek vermedi. Dışarıda bir şey bulup yemesi için serbest de bırakmadı. Kedi öldü ve kadın da bu yüzden Cehenneme müstahak oldu." demişti.
(Buharî, 3/553; Müslim.)

Resim
BİZ BİR-İZ!.

ZoM UYKUda>UYUR GEZeR,
AKLın SOKaR=>YATAKLaRa!.
UYKUda==>-EZiLiR<->EZeR,
GİReR<->ÇIKaR>BATAKLaRa!.

Ya da SIRILSIKLam SERHOş,
=>İÇtiği KaDARdır ==>AKLı!.
MUTsuz-UMUTsuz ve>BiRHOş,
KEndin SaNıR=>BiR TEk HAKLı!.


ZEVK 9754

kAHkAHasında=>HıÇKIRIk==>HEP’indeki<->HİÇ’indeki,
KADERi KaDARdır=>İNSÂN=>BELki-KISMet-TALih-ŞANSı!
GİZLi KALmıŞş BiR OYUNdur=>ÇOCUKLuk-tan =>İÇindeki,
MIRMIRLAR’ın MASALI’ndan=>MuHTeŞeM BiR KEDi DANSı!.


20.09.2020. 02:09
brsbrsmd..tktktrstkkmdylnzlkkk..


RABB’ı BÂKi=>AKLı FÂNim,
ZAmÂN-MeKÂN-OLAY DEğiL!.
Atıp<->Tutma KuL İHVÂNim,
KULLuk İŞi==>kOLAY DEğiL!.


Resim

HAKk ERENLeR SERVERi,
ÖZde İZ CÂNÂN CÂNım!.
=>HASBî HİZMEt NEFERi,
YÛNUS EMRE SULTÂNım!.

KuL İHVÂNi==>KITMÎR’in,
CÂNda CÂNÂN BİZ BİR-in,
HAMD OLsun=>İZİNdeyiz,
=>HASBî HİZMEt SEFERi’n!.

nOt.:
BaBacığım;
BiZ KadınLar KEDiye BENzeriz;
BinLerce kez başımızdan aşağı sırtımız sıvazlanırsa =>mırrr!. mırrr!.” mırrrLarız.
Ancak her nasıls bir kerre tersten sıvazlanırsa hemence =>hırrr!. hırrr!.” hırrrLarız
!..
AhSEN YILDIZ..



MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...
ResimKUL İHVÂNİ
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön