RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

ORUÇ VE RAMAZAN İLE İLGİLİ AYETLER


Resim---"Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı."
(Bakara Sûresi 183)

Resim---"Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır."
(Bakara Sûresi 184)

Resim---"(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. "
(Bakara Sûresi 185)

Resim---"Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. "[/i](Bakara Sûresi 186)

Resim---"Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin."
(Bakara Sûresi 196)

Resim---"Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
(Nisâ Sûresi 92)

Resim---"Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz."
(Mâide Sûresi 89)

Resim---"Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir." (Mâide Sûresi 95)

Resim---"Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele."
(Tevbe Sûresi 112)

Resim---“Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı (oruç) adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de."
(Meryem Sûresi 26)

Resim---"Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır."
(Ahzân Sûresi 35)

Resim---"Kim (köle azat etme imkânı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ard arda iki ay oruç tutmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. Bunlar, Allah’a ve Resûlüne hakkıyla iman edesiniz, diyedir. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler için elem dolu bir azap vardır."
(Mücâdele Sûresi 4)

Resim---"Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir."
(Tahrim Sûresi 5)

Resim---"Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Sûresi 1-5)

ORUÇ İLE İLGİLİ HADİSLER

Resim---2403-)İbni Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”
(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22)

Allah’tan korkunuz:
Resim---2403-)Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah'ı sallallahu aleyhi vesellem Vedâ hutbesi’nde şöyle buyururken dinledim demiştir: “Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.”
(Tirmizî, Cum’a 80)

İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurmuştur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Oruçlular cennete reyyân denilen bir kapıdan girecektir:
Resim---2403-)Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:“Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.”
(Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166.)

Bir gün oruç tutmanın ecri:
Resim---2403-)Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:“Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.”
(Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

Ramazan orucunun sevabı:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Oruçlu kimse ile çekişmesin:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’”
(Buhârî, Savm 9)

Yalan söyleyenin orucu:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.”
(Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Ramazan’dan bir iki gün önce oruç tutmayın:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:“Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.”
(Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21)

Nice oruç tutanlar vardır ki…
Resim---2403-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır:“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.”
(İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Ramazan hilali:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazan’ın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, Şâban’ı otuza tamamlayınız.”
(Buhârî, Savm 11)

Oruç tut sıhhat bul:
Resim---2403-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyurmuşlardır:“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!”
(Heysemî, 203 III, 179)

Müslüman ölünce orucu solundadır:
Resim---2403-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyurmuşlardır: “Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.” (Heysemî, III, 51)

Oruç kalkandır:
Resim---2403-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün: “Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” buyurdu. Ashâb-ı Kirâm: “(Oruçlu) onu ne ile zedeler?” diye sorunca Resûl-i Ekrem: “Yalan ve gıybetle…” cevâbını verdiler.
(Nesâî; Sıyâm, 43)

Oruçlu bilmeyerek yer içerse:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.”
(Buhârî, Savm 26, Eymân 15)

RAMAZAN İLE İLGİLİ HADİSLER

Ramazan’ın son on günü Peygamberimiz:
Resim---2403-)Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”
(Buhârî, Savm 5)

Resim---2403-)Ayşe (r.a.) şöyle dedi: “Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah geceleri ibadetle ihyâ eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı.”
(Buhârî, Leyletü’l-kadr 5)

Ramazan ayında Peygamberimizin cömertliği:
Resim---2403-)İbni Abbâs (r.a.) şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil’in (a.s.), kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil (a.s.),ramazan’ın her gecesinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Cebrâil (a.s.) ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.”
(Buhârî, Bedü’l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed’ul-halk 6, Fezâilü’l-Kur’ân 7, Edeb 39)

Ramazan ayında Peygamberimizin ibadetleri:
Resim---2403-)Ayşe (a.s.) şöyle dedi: Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi.
(Buhârî, Leyletül-kadr 5)

İki Ramazan arası günahlar:
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.”
(Müslim, Tahâret 16)

Ramazan’da yapılan umrenin ecri:
Abdullah İbni Abbâs’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar.”
(Buhârî, Umre 4)

Ramazan’ın fazileti:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Eğer kullar, Ramazan’ın fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…” buyurmuştur.
(Heysemî, c. III, sf. 141)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Sahur yapmanın ecri:

Resim---Enes’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.”
(Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45)

Sahur ile sabah namazı arası:
Resim---Zeyd İbni Sâbit (r.a.) dedi ki: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte sahur yemeği yedik sonra da sabah namazını kıldık.

Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçti? diye soruldu. “Elli âyet okuyacak kadar” cevabını verdi.
(Buhârî, Savm 19; Müslim, Sıyâm 47)

Sahurda ibadet:
Resim---İbni Ömer (r.a.) dedi ki, Resûlullah’ın iki müezzini vardı: Bilâl ve İbni Ümmü Mektûm. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Bilâl geceleyin erkence ezan okur. Siz İbni Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip içiniz.” İbni Ömer, “Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti” demiştir.
(Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17)

İFTAR İLE İLGİLİ HADİSLER

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem
Resim---Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizî, Savm 82)

Oruç açmakta acele ediniz:
Resim---Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Oruç açmakta acele ettikleri sürece Müslümanlar hayır üzere yaşarlar.”
(Buhârî, Savm 45; Müslim, Sıyâm 48)

Akşam namazından önce orucu açmak:
Resim---Ebû Atıyye dedi ki, ben ve Mesruk, Hz. Ayşe’nin yanına gittik. Mesruk ona:
– Muhammed’in ashâbından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, dedi. Bunun üzerine Ayşe:
– Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu.
Mesruk da:
– (İbni Mesut’u kastederek) Abdullah’tır, cevabını verdi. Bunun üzerine Ayşe:
– Resûlullah da öyle yapardı, dedi.
(Müslim, Sıyâm 49-50.)

Oruç açmakta acele etmek:
Resim---Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem dedi ki: “Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır.”
(Tirmizî, Savm 13)

Orucunuzu hurma varsa hurma ile açın:
Resim---Sahâbeden Selmân İbni Âmir ed-Dabbî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir.”
(Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Zekât 26, Savm 10.)

Resim---Enes (r.a.)dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem akşam namazından önce bir kaç taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi. Kuru hurma da bulamazsa, birkaç yudum su içerek iftar ederdi.
(Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 10)

TERAVİH İLE İLGİLİ HADİSLER

Teravih namazının ecri:
Resim---Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî, Îmân 37 ; Müslim, Müsâfirîn 173, 174.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Teravih namazını sünnet kıldı: Peygamber Efendimiz buyurur:
“Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de (terâvîh) namazını sünnet kıldım.”
(İbn-i Mâce, Salât, 173)

KADİR GECESİ İLE İLİGİLİ HADİSLER

Kadir Gecesi’ni değerlendirmenin ecri:

Resim---Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî, Îmân 25, 27, 28, 35, Savm 6, Terâvih 1, Leyletü’l-kadr 1; Müslim, Müsâfirîn 173-176.)

Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son 7 gecesi arayın:
Resim---Abdullah İbni Ömer’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, bir grup sahâbî, rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler (ve bunu Hz. Peygamber’e bildirmişler)di. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
– “Kadir gecesi ile ilgili rüyalarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!”
(Buhârî, Leyletü’l-kadr 2, Ta’bîr 8; Müslim, Sıyâm 205 -206.)

Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son 10 günü arayın:
Resim---Hz.Ayşe’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan ayının son on gününde câmiye kapanır ibadete soyunur ve şöyle buyururdu: “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günü içinde arayınız!”
(Buhârî, Leyletü’l-kadr 3; Müslim, Sıyâm 219.)

Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son 10 günü tek gecelerde arayın:
Resim---Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günündeki tek gecelerde arayın!“
(Buhârî, Leyletü’l-kadr 3)

Peygamberimizin Ramazan’da son 10 günü:
Resim---Hz. Ayşe şöyle dedi: Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.
(Buhârî, Leyletül-kadr 5;)

Kadir Gecesi nasıl dua edilir:
Resim---Hz. Ayşe şöyle dedi:
– Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim? diye sordum.
– “Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et” buyurdu.
(Tirmizî, Daavât 84.)

Resim---Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Ramazan’da diğer aylardan daha fazla (kulluk yapmaya) çalışırdı. Ramazan’ın son on gününde de Ramazan’ın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi.
(Müslim, İ’tikâf 8. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 72;)

İTİKAF İLE İLGİLİ HADİLER

Peygamberimizin itikafı
Resim---İbni Ömer (r.a.) şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan’ın son on gününde i’tikâfa çekilirdi.
(Buhârî, İ’tikâf 1, 6; Müslim, İ’tikâf 1-4.)

Resim---Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler.
(Buhârî, İ’tikâf 1; Müslim, İ’tikâf 5.)

Peygamberimizin son itikafı:

Resim---Ebû Hüreyre (r.a.) dedi ki, Hz. Peygamber her Ramazan on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği senenin Ramazan’ında yirmi gün itikâfa girdi.
(Buhârî, İ’tikâf 17.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

FİTRE (FITIR SADAKASI) İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamberimiz fitreyi farz kılmıştır
Resim---Abdullah İbn Ömer’den şöyle dediği nakledilmiştir:“Hz. Peygamber fıtır sadakasını (fitreyi) köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.”
(Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12 .)

Fitre Bayram namazından önce verilir:
Resim---Abdullah İbn Ömer’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Peygamber fitrenin, insanlar Bayram Namazı’na çıkmadan önce verilmesini emretmiştir”
(Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV, 183.)

Fitrenin ölçüsü:
Resim---Abdullah İbn Ömer’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ’ (ölçek) hurma ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.”
(Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12 .)

Resim---Ebû Said el-Hudrî (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste fitre verilebilecek maddeler ve miktarları şöyle belirlenir: “Biz Peygamber devrinde fitreyi, yiyecek maddelerinden 1 sâ’ olarak verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir) idi.”
(Buhârî, Zekât, 74; A. İbn Hanbel, III, 73, 98.)

Resim---İbn Abbas (r. anhümâ)’nın naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Resûlullah oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul bir zekât, kim de namazdan sonra öderse, herhangi bir sadaka olur.”
(Buhârî, Zekât, 70, 71, 77; Müslim, Zekât, 12 , 13, 16)

Resim---Abdullah b. Sa’lebe (r.a) şöyle nakletmiştir: “Resûlullah Ramazan Bayramı’ndan bir veya iki gün önce bir konuşma yaparak şöyle buyurdu: “Buğdaydan, arpadan veya hurmadan 1 sâ’ını hür veya köle, küçük veya büyükler için sadaka olarak veriniz.”
(A. İbn Hanbel, V, 432.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

SADAKA İLE İLGİLİ HADİSLER

Sadakanın ecri:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz sadaka ve infâkın geniş ve şümûllü olan mânevî bereketini anlatarak şöyle buyurmuşlardır: “Allah bir lokma ekmek, bir avuç hurma ve yoksulun faydalanacağı buna benzer bir şey vesîlesiyle üç kişiyi Cennet’ine koyar:
1) Evin sahibi ve onun (sadakanın) verilmesini emreden kişi,
2) Verilecek şeyi hazırlayan evin hanımı,
3) Sadakayı yoksulun eline veren hizmetçi.”

Bunları ifade ettikten sonra Resûlullah sözlerini şöyle tamamlamışlardır:
“Hiçbirimizi unutmayan Allah Teâlâ’ya hamd olsun!”
(Heysemî, III, 112)

Sadaka malı eksiltmez:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle haber verirler: “Sadaka vermekle mal eksilmez. Allâh Teâlâ, affeden kulunun değerini artırır. Allâh rızâsı için alçak gönüllü olanı Allâh yüceltir.”
(Müslim, Birr, 69)

Sadaka günahların azabını söndürür:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Suyun ateşi söndürdüğü gibi sadaka da günah(ın azâbını) söndürür.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Îmân, 8/2616. Ayrıca bkz. İbn-i Mâce, Fiten, 12)

Sadakanın ecri:
Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sadaka, Rabb’in öfkesini söndürür ve kişiyi kötü ölümden uzaklaştırır.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Zekât, 28/664)

Sadaka ömrü uzatır:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Müslümanın verdiği sadaka, ömrünü uzatır (bereketlendirir), kötü ölümü önler ve Allah Teâlâ onunla kibri, fakirliği ve övünmeyi giderir.” buyurmuştur.
(Heysemî, III, 110)

Sadaka belaları önler:
Resim--- Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sadaka vermekte acele edin! Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” buyurmuştur.
(Heysemî, III, 110)

Ahirette sadakanın ecri:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “İnsanlar arasında hüküm verilinceye kadar, herkes sadakasının gölgesinde olacaktır.”
(Ahmed, IV, 147-8; Heysemî, III, 110)

Yarım hurma da olsa sadaka ver:
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamayan, güzel ve hoş sözle korunsun.”
(Buhârî, Edeb, 34)

Sadaka ömrünü uzattı:
Resim---Peygamber Efendimiz’in haber verdiğine göre bir grup insan Hazret-i Îsâ’nın yanına uğramıştı. Onlar ayrıldıktan sonra Îsâ yanındakilere:
“–Bunlardan biri, Allah dilerse bugün ölecek!” buyurdu.
Akşam olunca, o insanlar sırtlarında odun demetleriyle tekrar Hazret-i Îsâ’nın yanına geldiler. Îsâ:
“–Odunları yere bırakın!” buyurdu. Sonra o gün öleceğini söylediği kişiye:
“–Odun demetini çöz!” buyurdu. O zât demeti çözdüğünde, içinden siyah bir yılan çıktı. Hazret-i Îsâ:
“–Bugün hangi sâlih ameli işledin?” diye sordu. O kişi:
“–Bugün herhangi bir sâlih amel işlemedim!” dedi. Îsâ:
“–İyi düşün, ne yapmıştın?” buyurdu. Bu sefer o zât:
“–Bir amel işlemedim, fakat elimde bir ekmek parçası vardı. O esnâda yanıma bir yoksul gelip bir şeyler istedi. Ben de ekmeğin bir kısmını ona verdim.” dedi.
Bu cevap üzerine Hazret-i Îsâ:
“–İşte bu sâyede (belâ) senden uzaklaştırılmış!” buyurdu.
(Heysemî, III, 109-110; Ahmed, Zühd, I, 96)

Sadakasız cennet zor:
Resim---Beşîr bin Hasâsiyye (r.a.) şöyle anlatır: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’e bey’at etmek için geldim. Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hazret-i Muhammed’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet etmemi, namaz kılmamı, zekât vermemi, İslâm üzere haccetmemi, Ramazan orucunu tutmamı ve Allah yolunda cihâd etmemi şart koştu.
Ben şöyle dedim:
“–Ey Allâh’ın Resûlü! Vallâhi bunlardan ikisine gücüm yetmez. Onlar da cihâd ve sadakadır. Müslümanlar, cepheden kaçan kimsenin Allâh’ın gazabına uğramış olarak döneceğini söylüyorlar. Ben ise cihâd meydanına varınca, nefsimin korkuya kapılıp ölmeyi istememesinden endişe ediyorum. Sadakaya gelince, vallâhi benim küçük bir koyun sürüsü ve on deveden başka bir şeyim yoktur. Onlar da âilemin maîşet kaynağı ve binek hayvanlarıdır.”
Resûlullah elini yumdu, salladı ve şöyle buyurdu:
“–Cihâd (Allah yolunda hizmet) yok, sadaka yok, peki ne ile Cennet’e gireceksin?!”
Ben hemen:
“–Yâ Resûlâllah, Sana bey’at ediyorum!” dedim ve koştuğu bütün şartlar üzerine bey’at ettim.
(Ahmed, V, 224; Hâkim, II, 89/2421; Beyhakî, Şuab, V, 8; Heysemî, I, 42)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »


Oruç tutacak kimsenin sahur yemeği yemesi müstahabdır. Bunun vakti, gecenin sonudur. Alimlerden Ebu'l-Leys'e göre, gecenin son altıda biridir. Sahur yemeği, insana oruç için kuvvet verir. Sahurun geciktirilmesi müstahab ise de, ikinci fecrin doğup doğmadığından şübhe edilecek bir zamana kadar geciktirilmesi mekruhtur.
Sahur, seher vaktinde yenecek yemektir. Bu yemeği yemeğe "Sahur Yemek" denir. Seher de, ikinci fecirden biraz öncesine kadar olan vakittir.


İftarı acele yapmak, yani akşam namazından önce oruç açmak müstahabdır. Böylece oruç hali, namazda kalbin huzuruna engel olmaz. Fakat hava bulutlu olunca, iftar için acele edilmez, ezan okunmuş olsa bile... Minare gibi çok yüksekte bulunan kimse, güneşin batışını görmedikçe iftar edemez. Aşağıda bulunanların güneşin batması ile iftar etmeleri ona tesir etmez.


Akşamleyin iftar ederken şöyle dua (*) yapılması sünnettir:
Şöyle de dua (**) edilir:


Orucu hurma gibi tatlı bir şeyle açmak mendubdur.


Oruçlu kimsenin, yakınlarına ve fakirlere fazlaca yardımda bulunması müstahabdır.


Oruçlunun mümkün olduğu kadar gece ve gündüz Kur'an okumak, zikir yapmak, Peygamberimize Salat ve Selam getirmek ve ilimle uğraşmak suretiyle meşgul olması müstahabdır.

Oruçlunun boş ve yararsız sözlerden dilini tutması da müstahabdır. Gıybetten, söz taşımadan kaçınmak ise her zaman vacibdir. Ancak bu kaçınmanın gerekliliği Ramazanda daha çok kuvvet kazanır.


Oruçlu için İtikaf da müstahabdır. İleride anlatılacaktır.


Ramazan orucunu tutmaya engel olacak derecede bedene takatsizlik verici işlerde bulunmak caiz değildir. Öğleye kadar çalışıp sonra dinlenmelidir. Mümkün bazı işleri, ücret karşılığında başkasına gördürmelidir.
Sonuç olarak denir ki, kesin bir zaruret bulunmadıkça, insanın kendisini pek ağır işlerle yorarak oruç tutamaz hale getirmesi caiz görülemez.

(*) "Allahumme leke Sumtü ve bike amentü ve aleye tevekkeltü ve alâ rızkıke aftartü ve sevmelğedi min şehriramazane neveytü. Feğfir lî ma kaddemtü ve ma ahhertü."
Anlamı: "Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana iman ettim, sana güvendim, senin rızkınla iftar ettim (orucumu açtım). Ramazan ayının yarinki gününü oruç tutmaya da niyet ettim. Artık benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla..."
(**) "Ya vasi'al-mağfireti, iğfir-lî ve livalideyye ve lil-müminine yevme yekumu'l-hisab..." Anlamı: "Ey bağışlaması bol olan Rabbim! Beni, ana-babamı ve mü'minleri hesab gününde bağışla...

(Büyük İslam İlmihali)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

Oruçla ilgili yeni öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istedim!...

(BAKARA suresi 187. ayet) (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَاكِفُونَ فِي الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ آيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ


Resim---Ühille leküm leyletes siyamir rafesü ila nisaiküm, hünne libasül leküm ve entüm libasül lehünn, alimellahü enneküm küntüm tahtaune enfüseküm fe tabe aleyküm ve afa anküm, fel anebaşiruhünne vevteğu ma ketebellahü leküm, ve külu veşrabu hatta yetebeyyene lekümül hüytul ebyadu minel haytil esvedi minel fecri sümme etimmüs siyame ilel leyl, ve la tübaşiruhünne ve entüm akifune fil mesacid, tilke hududüllahi fe la takrabuha, kezalike yübeyyinüllahü ayatihi lin nasi leallehüm yettekun

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet ettiğinizi (güvenmediğinizi) bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.


"Kur'ÂN-ı Kerim; " El Haytu'l, mine'l Hayti'l evsedi, Mine'l fecri, etümmü's siyame ile'l leyl..." der. Burada denilir ki "fecirde güneş doğmadan evvel, ufukta görünen beyaz hat çizgi aklığını, gece karanlığından ayırt edinceye kadar" ye. iç. Ondan sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Dikkat edilecek nokta şu. Bu ayetlerdeki ince nokta "geceye kadar" ibâresidir. Bu söze çok iyi dikkat etmek gerekir. Gece akşam namazından sonra başlar. KurÂN'daki "Haytu'l- ebyadu" tâbiri fecir zuhurundan ufukta görünen beyaz çizgi demektir. "Hayti'l- evsedi" tâbiri ise güneşinden gurubuna müteakip, ufukta görünen karanlık hattır. "Kable'l- gurub" akşam değildir.
Buna göre orucu açmak âyette; "ile'l- leyl, geceye kadar orucu tamamla." denilmiştir. Dikkat et "leyl" yani gece, akşam namazından sonra başlar. Yani denilmektedir ki; "Namazını kıl, orucu sonra aç." işin inceliği burda...

Takdirlerinize sunuyorum...


Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim
ResimResim

Yâ REFÎu celle celâluhu!. REFÎu’d- derecâti zu’l- Arşi, yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevme’t- telâk (telâkı)...: DERECELERİ YÜKSELTEN ARŞ'IN SÂHİBİ (ALLAH), “toplanma ve buluşma” günü ile uyarıp korkutmak için, kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediğine indirir..
رَفِيعُ الدَّرَجَاتِ ذُو الْعَرْشِ يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ أَمْرِهِ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ لِيُنذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِ
(Mü’min 40/15)

Resim

Yâ ŞEFİu celle celâluhu!. Menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih...: İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir?..
… مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ …
(Bakara 2/255)

Resim

Yâ KEBÎRu celle celâluhu!. İnnallâhe kâne ALİyyen KEBÎRâ...: Muhakkak ki ALLAH ÂLİ'dir (yücedir), KEBÎR'dir (büyüktür)..
إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا…
(Nisâ 4/34)

Resim

Yâ HAKku celle celâluhu!. Fe teâlALLAHu’l- MELİKu’l- HAKk(hakku), lâ ilâhe illâ HÛ(huve), RABBu’l- arşil- kerîm (kerîmi)...: İşte HAKk MELİK olan ALLAH, ÇOK YÜCE'dir. O'ndan başka İLÂH yoktur. (O), kerim arş'ın RABBidir..
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ
(Mü’minûn 34/116)

Resim

Yâ BERRu Yâ BÂRRU celle celâluhu!. İnnâ kunnâ min kablu ned’ûh (ned’ûhu), innehu huve’l- BERRu’r- RAHÎM (RAHÎMu)...: Muhakkak ki biz, daha önceden O'na (ALLAH'a) duâ ediyorduk. Muhakkak ki O; BERR'dir (çok cömert, çok lütufkârdır), RAHÎM'dir (RAHÎM esmâsı ile tecelli edendir)..
إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلُ نَدْعُوهُ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ
(Tûr 52/28)

Resim

Yâ VİTRu celle celâluhu!. Ve’ş- şef’ı ve’l- Vetri...: Ve çift olana ve tek olana..
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ
(Fecr 89/3)

Resim

Yâ GAFFÂRu celle celâluhu!. Fe kul tustagfırû RABBekum innehu kâne GAFFÂRâ (gaffâran)...: (Nûh aleyhisselâm) ve dedim ki: “Artık RABBinizden mağfiret dilediğinizi söyleyin. Muhakkak ki O; GAFFÂR'dır (mağfiret edendir).”
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا
(Nûh 71/10)

Resim

Yâ GAFÎRu celle celâluhu!. Ve ente hayrû’l- GÂFİRîn...: SEN, MAĞFİRET EDENLERİN EN HAYIRLISIsın..
فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ…
(A’râf 7/155)

Resim

Yâ HAMÎDu celle celâluhu!. Lâ ye’tîhi’l- bâtılu min beyni yedeyhi ve lâ min halfih (halfihî), tenzîlun min HAKÎMin HAMÎD (hamîdin)...: Bâtıl, O'nun önünden ve arkasından O'na ulaşamaz. HAKÎM (hüküm ve hikmet Sâhibi) ve HAMÎD (Kendisine hamdedilen) (ALLAH) tarafından indirilmiştir..
لَا يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ تَنزِيلٌ مِّنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ
(Fussilet 41/42)

Resim

Yâ MENNÂNu celle celâluhu!. Yemunnûne aleyke en eslemû kul lâ temunnû aleyye islâmekum, belillâhu yemunnu aleykum en hedâkum li’l- îmâni in kuntum sâdikîn (sâdikîne)...: Teslim olmaları ile seni minnette bırakmak istiyorlar. De ki: “Sizin İslâmiyet'inizle beni minnet altında bırakmayın.” Hayır, bilâkis, sizi îmâna ulaştırarak ALLAH sizi minnettar kılar, eğer siz sadıklarsanız..
يَمُنُّونَ عَلَيْكَ أَنْ أَسْلَمُوا قُل لَّا تَمُنُّوا عَلَيَّ إِسْلَامَكُم بَلِ اللَّهُ يَمُنُّ عَلَيْكُمْ أَنْ هَدَاكُمْ لِلْإِيمَانِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
(Hucurât 49/17)

Resim

Yâ BÂKİyyu celle celâluhu!. Ve yebkâ vechu rabbike zû’l- CELÂLi ve’l- İKRÂMi...: Ve CELÂL ve İKRAM Sâhibi RABBinin Vechi (Zâtı) BÂKİ kalacaktır..
وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
(Rahmân 55/27)

Resim

Yâ AHADu celle celâluhu!. Kul huvALLAHu AHAD...: De ki: “O ALLAH, BİR'dir (TEK'tir).”
قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ
(İhlâs 112/1)

Resim

Yâ SAMEDu celle celâluhu!. ALLAHu’s- SAMED...: ALLAH SAMED'dir (herşey O'na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir)..
اللَّهُ الصَّمَدُ
(İhlâs 112/2)

Resim

Yâ METÎNu celle celâluhu!. İnnALLAHe huve’r- REZZÂKu zu’l- KUVVEti’l- METÎNu...: Muhakkak ki ALLAH; O, RIZIK VERENDir, GÜÇ, KUVVET SÂHİBİdir..
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
(Zâriyât 51/58)

Resim

Yâ HÂDÎyyu celle celâluhu!. Ve kezâlike cealnâ li kulli nebiyyin aduvven mine’l- mucrimîn (mucrimîne), ve kefâ bi RABBike HÂDİyen ve NASÎRâ(nasîran)...: Ve işte böylece nebîlerin hepsine mücrimlerden düşman kıldık. Ve senin RABBin, HİDÂYETE ERDİREN ve YARDIMCI OLARAK KÂFİDİR..
وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِّنَ الْمُجْرِمِينَ وَكَفَى بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا
(Fatır 35/31)

Resim

Yâ BEDÎ'yyu celle celâluhu!. BEDÎu’s- semâvâti ve’l- ard (ardı), ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn (yekûnu)...: Gökleri ve yeri bedî olarak (örneksiz) yaratandır. Bir işi kadâ ettiği (olmasını istediği) zaman, o şeye sadece “OL!” der. O, hemen OLur..
بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَإِذَا قَضَى أَمْراً فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ
(Bakara 2/117)

Resim

Yâ ALÎMu celle celâluhu!. Huve’l- EVVELu ve’l- ÂHİRu ve’z- ZÂHİRu ve’l- BÂTINu, ve huve bi kulli şey’in ALÎMu...: O, EVVELdir (ilktir) ve ÂHİRdir (sondur), ZÂHİRdir (alâmetleri tüm varlıklarda görünendir) ve BÂTINdır (gizli olandır). Ve O, HERŞEYİ EN İYİ BİLENdir..
هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
(Hadîd 57/3)

Resim

Yâ ÂLİMÜ celle celâluhu!. Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, ÂLİMul gaybi ve’ş- şehâdeh (şehâdeti), huve’r- RAHMÂNu’r- RAHÎM (RAHÎMu)...: O ALLAH ki, O'ndan başka İLÂH yoktur. Gaybı (görünmeyeni) ve görüneni de O BİLİR. O; RAHMÂN'dır, RAHÎM'dir..
هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ
(Haşr 59/22)

Resim
ResimResim
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir
Resim Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)


Oruçlular cennete reyyân denilen bir kapıdan girecektir
Sehl İbni Sa'd’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez." (Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166.)


Bir gün oruç tutmanın ecri
Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar."
(Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

Ramazan orucunun sevabı
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Oruçlu kimse ile çekişmesin
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’"
(Buhârî, Savm 9)

Yalan söyleyenin orucu
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez."
(Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Ramazan’dan bir iki gün önce oruç tutmayın
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun."
(Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21)

Nice oruç tutanlar vardır ki...
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır:
“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.”
(İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Ramazan hilali
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazan’ın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, Şâban’ı otuza tamamlayınız."
(Buhârî, Savm 11)

Oruç tut sıhhat bul
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyurmuşlardır:
“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!”
(Heysemî, 203 III, 179)

Müslüman ölünce orucu solundadır
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyurmuşlardır:
“Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.”
(Heysemî, III, 51)

Oruç kalkandır
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün:
“Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” buyurdu.
Ashâb-ı Kirâm: “(Oruçlu) onu ne ile zedeler?” diye sorunca Resûl-i Ekrem: “Yalan ve gıybetle...” cevâbını verdiler.
(Nesâî; Sıyâm, 43)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile cuma bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan'a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesîledir." buyurmuştur.
(Müslim, Tahâret, 16)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »


Ramazan nedir?

Ramazan; oniki Arap aylarından birisidir ve İslâm dîninde yüceltilen, saygıdeğer bir aydır. Nitekim birtakım hususiyetler ve fazîletlerle diğer aylardan ayrı tutulmuştur.

Bu hususiyetler ve fazîletler şunlardır:


1. Allah Teâlâ bu ayın orucunu, İslâm dîninin dördüncü rüknü (esası) kılmıştır.

Nitekim Allah Teâlâ, Ramazan ayı hakkında şöyle buyurmuştur:

(( شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ185)) [ سورة اليقرة الآية: 185 ]

"Ramazan ayı, insanlara hak yolu gösteren, doğruyu ve hak ile bâtılın birbirinden ayırt etmenin açık delilleri olarak Kur’an'ın (Kadir gecesinde) indirildiği aydır. O halde sizden kim, Ramazan ayını idrak ederse, onda oruç tutsun.Kim de onda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah, sizin için (dîninde) kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, orucu bir aya tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine, orucun sonunda (Ramazan bayramında tekbir getirip) Allah’ın adını yüceltmeniz, sizi doğru yola iletmesi (ve size kolaylık sağlamasına karşılık Allah’a) şükretmeniz içindir."[1]

Resim---İbn-i Ömer'in -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu rükünleri şöyle açıklamıştır:

بُنِيَ الْإِسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ: شَهَادَةِ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ، وَإِقَامِ الصَّلاَةِ، وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ، وَصَوْمِ رَمَضَانَ، وَحَجِّ الْبَيْتِ. [ متفق عليه ]

"İslâm, beş esas üzerine bina olunmuştur: Allah'tan başka hak ilahın olmadığına ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şâhitlik etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Beytullah'ı haccetmektir."[2]

2. Allah -azze ve celle- bu ayda Kur'an'ı indirmiştir.

Nitekim Allah Teâlâ yukarıda geçen âyette şöyle buyurmuştur:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ ... [ سورة اليقرة من الآية: 185 ]

"Ramazan ayı, insanlara hak yolu gösteren, doğruyu ve hak ile bâtılın birbirinden ayırt etmenin açık delilleri olarak Kur’an'ın (Kadir gecesinde) indirildiği aydır..."[3]

Başka bir âyette şöyle buyurmuştur:

إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ [ سورة القدر الآية: 1 ]

"Şüphesiz biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik."[4]


3. Allah Teâlâ, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini bu ayda kılmıştır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ 1 وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ 2 لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ 3 تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِنْ كُلِّ أَمْرٍ 4 سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ 5)) [ سورة القدر ]

"Şüphesiz biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi (içerisinde Kadir gecesi olmayan) bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle (bu gecede takdir olunan) her türlü iş için iner de iner.O gece, tan yerinin ağarıncaya kadar esenlikle doludur."[5]

Yine şöyle buyurmuştur:

(( إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ 3 فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ 4 أَمْراً مِنْ عِنْدِنَا إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ 5)) [سورة الدخان الآيات: 3-5]

"Şüphesiz biz onu (Kur'an'ı) mübârek bir gecede (Kadir gecesinde) indirdik. Çünkü biz, (Allah'ın hucceti kulları üzerinde ikâme olsun diye elçiler gönderip kitaplar indirerek insanlara fayda ve zarar veren şeylerle insanları) uyarırız. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş (eceller ve rızıklar) o gecede ayırt edilir (takdir edilir). Rabbinden bir rahmet olarak biz (insanlara) elçiler göndeririz."[6]

Allah Teâlâ, Ramazan ayını, Kadir gecesi ile üstün kılmıştır. Bu mübarek gecenin konumunu ve önemini beyan etmek için de Kadir sûresi inmiş ve pek çok hadis gelmiştir.

Resim---Bunlardan birisi de Ebu Hureyre'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadistir. Bu hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

أَتَاكُمْ رَمَضَانُ شَهْرٌ مُبَارَكٌ فَرَضَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ تُفْتَحُ فِيهِ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَتُغْلَقُ فِيهِ أَبْوَابُ الْجَحِيمِ وَتُغَلُّ فِيهِ مَرَدَةُ الشَّيَاطِينِ لِلَّهِ فِيهِ لَيْلَةٌ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ مَنْ حُرِمَ خَيْرَهَا فَقَدْ حُرِمَ. رواه النسائي وأحمد صححه الألباني في صحيح الترغيب

"Size, bereket ayı olan Ramazan ayı geldi. Allah -azze ve celle- (bu ayın) orucunu üzerinize farz kıldı. Bu ayda (kullara rahmeti yaklaştırmak için) semânın kapıları açılır, (kulları azaptan uzaklaştırmak için) cehennem kapıları kapanır ve inatçı şeytanlar zincire vurulur. Bu ayda Allah için bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. Bu gecenin hayrından (rahmetinden) mahrum bırakılan kimse, gerçekten her türlü hayırdan mahrum bırakılmış demektir."[7]

Resim---Yine Ebu Hureyre'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَامَ لَيْلَةَ الْقَدْرِ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ. رواه البخاري ومسلم ]

"Kim, Allah'ın vâdettiği sevaba inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Kadir gecesini namaz kılarak geçirirse, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."[8]


4. Allah Teâlâ, vâdettiği sevâba inanarak ve sevâbını Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutmayı ve gecelerini ibâdetle geçirmeyi, geçmiş (küçük) günahların bağışlanması için bir vesile kılmıştır.

Resim---Nitekim Ebu Hureyre'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ. رواه البخاري ومسلم ]

"Kim, Allah'ın vâdettiği sevaba inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."[9]

Resim---Yine Ebu Hureyre'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ. رواه البخاري ومسلم

"Kim, Allah'ın vâdettiği sevaba inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Ramazan gecelerini namaz kılarak geçirirse, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır."[10]

Müslümanlar, Ramazan gecelerini kıyamla geçirmenin sünnet oluşu konusunda ittifak etmişlerdir. Nitekim İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin-, Ramazan gecelerini kıyamla geçirmekten kastın; Terâvih namazı olduğunu, yani kıyam maksadının, Terâvih namazını kılmakla hâsıl olacağını belirtmiştir.


5. Allah -azze ve celle- Ramazan ayında cennetlerin kapılarını açar, cehennem kapılarını kapatır ve şeytanları zincirlere vurur.

Resim---Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ، وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ، وَصُفِّدَتِ الشَّيَاطِينُ. متفق عليه ]

"Ramazan geldiği zaman cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."[11]


6. Ramazan'ın her gecesinde Allah'ın cehennemden azad ettiği kimseler vardır.

Resim---Nitekim Ebu Ümâme'den -Allah ondan râzı olsun- merfû olarak rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

إِنَّ لِلَّهِ عِنْدَ كُلِّ فِطْرٍ عُتَقَاءَ. رواه أحمد وصححه الألباني في صحيح الترغيب

"Şüphesiz Allah'ın, her iftar vaktinde (cehennemden) azat ettiği kimseler vardır."[12]

Resim---Yine Ebu Said el-Hudrî'den -Allah ondan râzı olsun- merfû olarak rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

نَّ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عُتَقَاءَ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ -يَعْنِي فِي رَمَضَانَ-، وَإِنَّ لِكُلِّ مُسْلِمٍ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ دَعْوَةً مُسْتَجَابَةً. رواه البزار وصححه الألباني في صحيح الترغيب

"Şüphesiz Allah'ın, Ramazan'ın her gece ve gündüzünde(cehennemden) azat ettiği kimseler vardır. Yine Ramazan'ın her gece ve gündüzünde her müslümanın kabul olunan bir duâsı vardır."[13]


7. Ramazan orucu, geçen yılki Ramazan ayından sonra işlenen küçük günahlara -büyük günahlardan kaçınılırsa- keffâret olur.

Resim---Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

اَلصَّلَوَاتِ الْخَمْسُ، وَالْجُمْعَةُ إِلَى الْجُمْعَةِ، وَرَمَضَانُ إِلَى رَمَضَانَ، مُكَفِّرَاتٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ إِذَا اجْتُنِبَتِ الْكَبَائِرُ. رواه مسلم

"Büyük günahlardan kaçınılırsa, beş vakit namaz, iki Cuma namazı ve iki Ramazan orucu, aralarında işlenen günahlara keffâret olur."[14]


8. Ramazan orucu, on ayın orucuna denktir.

Resim---Nitekim Ebu Eyyub el-Ensârî'nin -Allah ondan râzı olsun-, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den rivâyet ettiği şu hadis buna delâlet etmektedir:

مَنْ صَامَ رَمَضَانَ ثُمَّ أَتْبَعَهُ سِتًّا مِنْ شَوَّالٍ كَانَ كَصِيَامِ الدَّهْرِ. رواه مسلم

"Kim, Ramazan orucunu tutar, sonra ona Şevval'den altı gün eklerse (Şevval'den de altı gün oruç tutarsa), bütün sene oruç tutmuş gibi olur."[15]

Resim---Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:

جَعَلَ اللهُ الْحَسَنَةَ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا، فَشَهْرُ رَمَضَانَ بِعَشْرَةِ أَشْهُرٍ، وَسِتَّةُ أَيَّامٍ بَعْدَ الْفِطْرِ تَمَامُ السَّنَةِ. [ رواه ابن ماجه والنسائي

"Allah Teâlâ bir iyiliğe karşılık on mislini vermiştir. Buna göre Ramazan ayı orucu on aya, Ramazan bayramından sonra tutulan altı gün oruç ise, (iki aya, toplamda) senenin tamamına denktir."[16]

Resim---Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:

صِيَامُ شَهْرِ رَمَضَانَ بِعَشَرَةِ أَمْثَالِهَا, وَصِيَامُ سِتَّةِ أَيَّامٍ بِشَهْرَيْنِ، فَذَلِكَ صِيَامُ السَّنَةِ. [ رواه ابن خزيمة

"Ramazan ayı orucu on aya, (Ramazan'dan sonra tutulan) altı günlük oruç ise, iki aya denktir ki bu, bir senelik oruç demektir."[17]

9. Ramazan gecelerinde imam, Terâvih namazını bitirinceye kadar onunla birlikte namaz kılan kimseye gecenin tamamını ibâdetle geçirmiş gibi ecir yazılır.

Resim---Nitekim Ebu Zer'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَامَ مَعَ الْإِمَامِ حَتَّى يَنْصَرِفَ كُتِبَ لَهُ قِيَامُ لَيْلَةٍ. [ رواه الترمذي وصححه الألباني في صحيح الترمذي

"Teravih namazını imamla birlikte sonuna kadar tamamlayan kimseye, o geceyi bütünüyle ibâdetle geçirmiş gibi sevap yazılır."[18]

10. Ramazan'da yapılan umre, bir hacca denktir.

Resim---Nitekim İbn-i Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لِامْرَأَةٍ مِنَ الْأَنْصَارِ سَمَّاهَا ابْنُ عَبَّاسٍ فَنَسِيتُ اسْمَهَا: مَا مَنَعَكِ أَنْ تَحُجِّي مَعَنَا؟ قَالَتْ: لَمْ يَكُنْ لَنَا إِلَّا نَاضِحَانِ فَحَجَّ أَبُو وَلَدِهَا وَابْنُهَا عَلَى نَاضِحٍ وَتَرَكَ لَنَا نَاضِحًا نَنْضِحُ عَلَيْهِ، قَالَ: فَإِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فَاعْتَمِرِي، فَإِنَّ عُمْرَةً فِيهِ تَعْدِلُ حَجَّةً. [ البخاري ورواه مسلم ]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Ensâr'dan bir kadına:

-Senin bizimle beraber haccetmene engel olan şey nedir? diye sordu.

(Hadisin râvisi İbn-i Cüreyc; İbn-i Abbâs, bu kadının adını söyledi, fakat ben adını unuttum, dedi.)

Kadın:

-Bizim su taşıyan iki devemizden başka malımız yoktur. Oğlum ile babası de­velerin birine binerek hacca gittiler. Bize su taşımak için yalnız bir deve bıraktılar, dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

-Öyleyse Ramazan geldiği zaman umre yap.Çünkü Ramazan'da yapılan umre, hacca denktir."[19]

Resim---Müslim'in başka bir rivâyeti ise şöyledir:

... فَعُمْرَةٌ فِي رَمَضَانَ تَقْضِي حَجَّةً أَوْ حَجَّةً مَعِي.

"Ramazan'da yapılan bir umre, bir hac iktiza eder veya benimle bir hacca denktir."


11. Ramazan'da itikafa girmek sünnettir. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- hayatının sonuna kadar itikafa girmeye devam etmiştir.

Resim---Nitekim Âişe'nin -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste o şöyle demiştir:

أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَعْتَكِفُ الْعَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ حَتَّى تَوَفَّاهُ اللَّهُ تَعَالَى , ثُمَّ اعْتَكَفَ أَزْوَاجُهُ مِنْ بَعْدِهِ. رواه البخاري ومسلم

"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- Ramazan'ın sonongününde, Allah onu vefât ettirinceye kadar itikâfa girdi.O'nun vefatından sonra da hanımlarıitikâfagirmeye devam ettiler." [20]


12. Ramazan'da Kur'an'ı karşılıklı okumak ve bol bol tilâvet etmek müekked müstehaptır. Kur'an'ı karşılıklı okumak; kendisi başkasına, başkası da kendisine okumasıdır.

Resim---Bunun müstehap olduğuna delil şu hadistir:

أَنَّ جِبْرِيلَ كَانَ يَلْقَى النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم فِي كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ الْقُرْآنَ. رواه البخاري ومسلم

"Cebrâîl -aleyhisselâm-, Ramazan’ın her gecesinde O'nunla buluşur, (karşılıklı) Kur’ân okurlardı." [21]

Kur'an okumak, mutlak olarak müstehaptır. Fakat Ramazan'da Kur'an okumak, daha müstehaptır.


13. Ramazan'da oruçluya iftar vermek (iftar ettirmek) müstehaptır.

Resim---Nitekim Zeyd b. Halid el-Cuhneî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنْ فَطَّرَ صَائِمًا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ, غَيْرَ أَنَّهُ لَا يَنْقُصُ مِنْ أَجْرِ الصَّائِمِ شَيْئًا. رواه الترمذي وابن ماجه وصححه الألباني في صحيح الترمذي

"Kim, bir oruçluyu iftar ettirirse, ona oruçlunun sevabının aynısı verilir (onun kadar sevap kazanır). Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez."[22]

Allah Teâlâ en iyi bilendir.


[1] Bakara Sûresi: 185

[2] Buhârî, hadis no: 8. Müslim, hadis no: 16

[3] Bakara Sûresi: 185

[4] Kadir Sûresi: 1

[5] Kadir Sûresi

[6] Duhân Sûresi: 3-5

[7] Nesâî, hadis no: 2106. Ahmed, hadis no: 8769. Elbânî; 'Sahîhi't-Terğîb', hadis no: 999'da hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

[8] Buhârî, hadis no: 1768. Müslim, hadis no: 1268

[9] Buhârî, hadis no: 2014. Müslim, hadis no: 760

[10] Buhârî, hadis no: 37. Müslim, hadis no: 759

[11] Buhârî ve Müslim

[12] Ahmed, hadis no: 21698. Elbânî, 'Sahîhu't-Terğîb, c: 1, s: 491'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

[13] Bezzâr rivâyet etmiş, Elbânî, 'Sahîhu't-Terğîb, c: 1, s: 491'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

[14] Müslim, hadis no: 233

[15] Müslim, hadis no:1164

[16] Nesâî ve İbn-i Mâce rivâyet etmişlerdir.

[17] İbn-i Huzeyme rivâyet etmiştir.

[18] Tirmizî, hadis no: 806. Elbânî, 'Sahîh-i Tirmizî'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

[19] Buhârî, hadis no: 1782. Müslim, hadis no:1264

[20] Buhârî, hadis no: 1922. Müslim, hadis no:1172

[21] Buhârî, hadis no: 6. Müslim, hadis no: 2308

[22] Tirmizî ve İbn-i Mâce rivâyet etmişler, Elbânî de 'Sahîh-i Tirmizî'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön