ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
ÇANAKKALE RIZÂ RÛHu!.
Yâ RaBBenâ!.
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yâ Rabbî!
Senin uğrunda ölen ordu budur Yâ Rabbî!
Tâ ki yükselsin ezânlarla müeyyed nâmın,
Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!.
Yahya Kemal Beyatlı.. (1884 - 1958)
Müeyyed: Te'yid edilmiş. Doğrulanmış.
ÇaNaKkaLe RÛHu-n YAŞAmak!
KAN BeDeLi -> VATAN OLMak!
->“ŞEHÎDLerin -> OMUZU”nda
->DALGALaNaN YüCe BAYRAKk!.
ZEVK 7521
hER İLK BAHAR KAN RENgiNde >ÇiÇek AÇar GüL ve LÂLe
İSLÂM MiLLeti ->TEKk YÜREKk -->İMÂN ve ÂMeL MEŞÂLe
ONBEŞLi ÇoCuK ŞEHÎDLer
BULut BULut NÖBet BEKLer
CihÂNa ->kARŞı ->CENGİnde ->ÇiLLe ÇARKı ->ÇaNaKkaLe!.
18.03.16 05:20
brbrsmm..tktktrstkkkmdcvLÂNnn..
ŞeHÂdet AŞK İLÂCIdır
HÂL-i HaZıR CEM’ HACIdır!.
CÂNda CÂNÂN >BİZ BİRİZi
ŞeHîD -> Şe’ÂN SERTÂCIdır!.
وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا
---"Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ve’s- sıddîkîne ve’ş- şuhedâi ve’s- sâlihîn (sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ (rafîkan).: Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehidlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.” (Nisâ 4/69)
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ
---"Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât (emvâtun), bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn (teş’urûne).: Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.” (Bakara 2/154)
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ
---"Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât (emvâtun), bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn (teş’urûne).: Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.” (Âl-i İmrân 3/169)
فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُواْ بِهِم مِّنْ خَلْفِهِمْ أَلاَّ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
---"Ferihîne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî, ve yestebşirûne billezîne lem yelhakû bihim min halfihim, ellâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn (yahzenûne).: Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehid olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.” (Âl-i İmrân 3/170)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bu gece rüyamda iki adam gördüm. Yanıma gelip beni bir ağaca çıkardılar, sonra da bir eve götürdüler. O ev, şimdiye kadar benzerini görmediğim güzellik ve kıymette idi. Sonra o iki kişi bana: “Bu eşsiz ev, şehidlerin sarayıdır, dedi.” buyurdu.
(Buhârî, Cihâd, 4; Cenâiz, 93)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizden biriniz, karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehid olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.” buyurdu.
(Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 26/1668; Nesâî, Cihâd, 35; İbn-i Mâce, Cihâd, 16)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allah yolunda şehid olmak, sonra diriltilip tekrar şehid olmak yine diriltilip tekrar şehid olmak isterdim.” buyurdu.
(Buhârî, Îman, 26; Müslim, İmâre, 103, 107)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah Teâlâ’dan bütün kalbiyle şehidlik dileyen bir kimse, yatağında ölse bile, Allah ona şehidlik mertebesini ihsân eder.” buyurdu.
(Müslim, İmâre, 157; Nesâî, Cihâd, 36)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemsahabelerine: “Siz kimleri şehid sayıyorsunuz?” diye sormuştu.
Sahâbîler: “Ya Rasûlallah! Kim Allah yolunda öldürülürse o şehiddir!” dediler.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Öyleyse ümmetimin şehidleri oldukça azdır.” buyurdu.
Ashâb-ı kirâm: “O hâlde kimler şehidtir ya Rasûlallah!” dediler.
Rasûl-i Ekrem sallâllâhu aleyhi ve sellem: “Allah yolunda öldürülen şehidtir; Allah yolunda ölen şehidtir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehidtir; ishâlden ölen şehidtir; boğularak ölen şehidtir.” buyurdu.
(Müslim, İmâre, 165; İbn-i Mâce, Cihâd, 17)
---Uhud şehidleri zikredildiğinde Varlık Nûru Efendimiz, o mübârek şehidlerin fazîletini beyan sâdedinde: “Vallâhi ashâbımla birlikte Ben de şehid olup Uhud Dağı’nın dibinde gecelemeyi ne kadar isterdim!” buyurmuştur.
(İ. Ahmed, III, 375)
---Uhud Savaşı sırasında Kuzman adlı bir Medîneli, savaşta yedi kişiyi öldürmüş, kendisi de ağır bir yara alarak ölmüştü.
Buna rağmen Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kuzman cehennemliktir!”buyurdu.
Çünkü o, son nefesinde kendisine: “Şehidliğin mübârek olsun ey Kuzman!” diyen Katâde bin Nûmân’a: “Ben kabîlem için savaştım; şehidlik için değil!” demiş ve kılıcına abanarak intiharla canına kıymıştı.
(Vâkıdî, I, 263)
---ÂLİ kerremallahu vechehu: “Şehid olsam dirilsem bir daha şehid olsam tekrar dirilsem yine şehid olsam o şehadet şerbetinin lezzetine kanmış olmam” buyurmuştur..
18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI
Britanya, Fransa, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ordularına karşı,
72 saat içinde 253 000 şehidle kazanılan ÇaNaKkaLe savaşında:
Deniz savaşları
Arı Burnu
Seddülbahir
Anafartalar
Conkbayırı destanlarının yazıldığı gün
Şehidlerimizin ruhuna rahmetler yağsın!
ÇaNaKkaLe Destanımız.. Buyurunuz!..
HAYY DOST!..
Cümle Cihan-Canlar Cengi
Şehâdet >Tevhid Mihengi
->KUZULarın >KıNa Rengi
Kanın ALı ÇaNaKkaLe
Gönül Gözün Merceğinden
Tahkik Tevhid Gerçeğinden
->Şehidlerin -> Çiçeğinden
OğuL BaLı ÇaNaKkaLe
Elâ Gözden Kömür YükLü
Yaşanmamış Ömür YükLü
Nice Gonca-Tomur YükLü
Dostun DaLı ÇaNaKkaLe
Ak YeLeLi AtLar Gibi
DaLga DaLga PatLar Gibi
Can ->Cennete AtLar Gibi
HâLin HâLi ÇaNaKkaLe
İLâhî Aşk-ın -> Yazanı
Muhammedî Meşk Mizânı
“ELest” in ->Sabah Ezânı
Mahşer Malı ÇaNaKkaLe
Dizginsiz-Gemsiz KırAtın
Suyu Kan Akan >Fırat-ın
Nazın Köprüsü >Sır-At-ın
Niyaz NaLı ÇaNaKkaLe
AğLamayıp-GüLmeyenLer
Gitti-Gider >GeLmeyenLer
İLeL-Ebed -> ÖLmeyenLer
Sevdâ SaLı ÇaNaKkaLe
Cehennem Narı Buzunda
CeNNeti ->Terin Tuzunda
->AnadoLu -> Omuzunda
Şehid ŞaLı ÇaNaKkaLe
MuhamMMedî Nûr Her Biri
Ölüp <- >Dirilenler -> Diri
->EL ->ELe ->Şehid Zinciri
->HaKk’ın ELi ÇaNaKkaLe
BüLbüLken GüLLer Bağında
Can Vermiş GençLik Çağında
RuhLarın ->“ELest” Dağında
“BeLâ’!.” BeLi ÇaNaKkaLe
Şâhid OL! Tevhidin Şehid
Mâlik YevmiD-Din Şehid
Üç Günde Üç Yüz Bin Şehid
Derdi DeLi ÇaNaKkaLe
Yandıran-YananLa Yakan
Narı Görmez >Nûra Bakan
DamLa DamLa Dost-a Akan
SırLar SeLi ÇaNaKkaLe
Can Bahası-> Gereğinde
Can>Bayrak Dost Direğinde
“HAKk ÂŞıKLar >Yüreği”nde
Seher YeLi ÇaNaKkaLe
Bitmeyen Şehid Düğünü
YAŞAmak İçin >Bu Günü
YaRıN DüŞüNürsek Dünü
Bin Bir YıLı ÇaNaKkaLe
Şimdi YaşıyorLar Diri
O SahiLLerde Her Biri
BinLerce Şehid Tekbiri
DOst-un DiLi ÇaNaKkaLe
AzgınLar YoLun Yöndüren
Düşman Ateşin Söndüren
CümLe Cihanı Döndüren
MERkez MiLi ÇaNaKkaLe
Canın Verip-Geçip Serden
DiriLip GeLip >Mahşerden
Bir Avuçta >Bin Bir Yerden
Şehid DoLu ÇaNaKkaLe
Kur'ÂN ULaşınca AkLa
Şah OLur Şehid OLmakLa
Hakkta Hakktan Hakka HakkLa
HAKk-ın YoLu ÇaNaKkaLe
DinLe! DîNin Bestesini
->ŞeHiDLerin Nefesini
DUYarsın ->DiRi Sesini
Sanma ÖLü ÇaNaKkaLe
.
Gurbet-hasret, sıLa-seLâ
ELest>Mahşer>KâLu>BeLâ!
Her AVuç ToPRak >KerbeLâ
ÇiLe ÇöLü ÇaNaKkaLe
Şehâdet ZüLfü Taranan
ÖLümsüz Diri ->Aranan
->Ara - Sıra ->AraLanan
TeVHiD TüLü ÇaNaKkaLe
.
Vedûd ALLah ->Rızasında
Bir DamLa, Tevhid Tasında
RasûLuLLah ->Ravzasında
GöNüL GüLü ÇaNaKkaLe
AnLayana Bir “Ah!” Yeter
Ateş Yanar>Duman Tüter
->KuL İhvâni SefiL ->Öter
->Aşk BüLbüLü ÇaNaKkaLe
16.03.2007 15:44
Solingen- Almanya
Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
ALLAHım!.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin Yüce RûHunda, Dün Bedir'de, o gün ÇaNaKkaLe'de bu günse sayısız yerde, renkte ırkta mazlum müslümanlara can-siper ŞEHİDLerimize RAHMetler yağdır!.
“BİZ BİR-İZ” lik ŞUÛRu nasib et ÜMMet-i MuhaMMEde!
Es SaLÂt u v'es SeLÂm olsun inşâe ALLAHu Teâlâ!..
Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya RasûLuLLaH!.!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''
Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.
MuhaMMedi MuHABBEtleriMle!....
KELİMELER:
Ceng : Savaş, harb.
Miheng : Mihenk. (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yaraya n vasıta.
Meşk : İnancın yaşanması.
Mizan : Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas.
Elest :
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. Çok kalabalık.
Sırat Köprüsü : Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
İlel ebed : Ebede kadar. Nihayetsiz.
Mâlik yevmid-din : Din gününün sahibi Allah (cc).
Tekbir : "Allahü ekber" demek. Allah'n her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.[/size]
ÂYET:
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
--- Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler. (Araf 7/172)
ŞeHÂDet HAKk’a KANmaktır
CÂN BÂHÂ-sı -> İNANmaktır
->MuhaMMedî ->MÂ-VeRâda
GÜNEŞ gibi ->HeP YANMaktır!.
VATANın SÎNeSi SANCAK
Bizi-BİR-KIL Ey Yüce HAK
->ŞEHîDLerin >AL KANIdır
ÇANAKKALE-de ALBAYRAK!.
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ
"Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât (emvâtun), bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn (teş’urûne).: Ve ALLAH YOLUnda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar DİRİdirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.” (Bakara 2/154)
NEFSi-RÛHu BİZ BİR-İZde
HeR DAMLa DİRİ DeNİZde
SONSUz RANMetLer DUÂmız
bEN-sEN-O CEM’ OLmuşBİZde
ZEVK 8058
KINALı KUZU HERBİRi.. ANA GÖZ YAŞI ÇANAKKALe
EBEDî DİRİ ŞEHîDLer... MeZÂR TAŞI ÇANAKKALe
Nİce DiYÂRdan ERLerdir
NEFERLerdir ZAFERLerdir
HAKkın İSTİKLÂL SAVAŞı.. İŞ-in BAŞI ÇANAKKALe!..
18.03.17 04:08
brsbrsm..tktktrstKkmdsvdÂ..
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
DALgaLanan AL BAYRakta
ŞEHîDLerin NEFeSi Var!.
DALga DALga DALga HAKkta
HAKk’tan HaLKına SESi Var!.
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
Dağı taşı, şehit kanı
Toprak unutmaz yatanı
Bağrında binlerce canı
Şehit şehri Çanakkale
Kesildi düşmanın yolu,
Mezar oldu Gelibolu,
Kırıldı kanadı kolu,
Geçilmezdir Çanakkale
Kaz her yeri, kemik mermi
Şehit cepheden döner mi
Yanan yürekler söner mi
Yangın yeri Çanakkale
Ol istiklâl savaşından
Anaların göz yaşından
Binlerce şehit na’şından
Açan umut Çanakkale
Al bayrağı baş ucunda,
Tüm şehitler avucunda,
ALLAH ALLAH urucunda
Diri şehri Çanakkale
Vurulup yatmış kefensiz
BİZ BİR İZ’de sensiz bensiz
Binlerce cana bedensiz
Beden olmuş Çanakkale
garibAN
18.03.2017-KâMiLoBa
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ
--- "Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât (emvâtun), bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn (teş’urûne).: Ve ALLAH YOLUnda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar DİRİdirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.” (Bakara 2/154)
ŞÜHEDÂ MESt-i MEStÂNLar
BİZ BİR-İZ NAHNUsu BESte
KANLa YAZILan DEStÂNLar
YAZILmakta HeR NEFESte!.
ZEVK 9175
ONBEŞLiLerŞEHîD OLur!. ONBEŞLiLerÇİÇEk AÇAR
KAN KIRMızı GELİNCİKLer!. KAN AKAN DERELerde
DERELer DOLUsu AKAN ŞEHîD KANı KOKU AÇAR
ÇANAKKALE İÇİnde CÂN!. BiR Ağıt İNLerSEHERLerde!.
18.03.19. 06:18
brsbrsam..tktktrstkkmzthremrsrrrseherlerimm
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
DALgaLanan AL BAYRakta
ŞEHîDLerin NEFeSi Var!.
DALga DALga DALga HAKkta
HAKk’tan HaLKına SESi Var!.
GÜLüm kOKUsunun SESi..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
BiR YÜREk HAKk’a İNANıR,
NE YOKLuk>NE ACI TANıR!.
ÖLÜMe GÜLER=>ŞEHÎDLeR,
HeR DAMLA KANda YAŞANıR!.
YÜCe ALLAH DİNi =>İSLÂM,
ŞEHîD CÂNı =>ÇANAKKALe!.
SUSmayan =>Yâ-SÎNi İSLÂM,
=>AKAN KANı=>ÇANAKKALe!.
ZEVK 9579
ALLAH’a İMÂNa UYANıŞ ==>SIRR SABAHı ÇANAKKALe,
İSLÂM ÂLEMi HeR Evden=>DOSt DERGAHı ÇANAKKALe!.
VAtAN=>KANın YOĞURduğu,
BiNBiR ÇİLLe=>DOĞURduğu,
SON OĞLUn>SAVAŞa SALAN,
ARDı SIRA==>ÖKSüZ KALAN,
=>YALıN AYAk ANALarın=>ŞEHîD “AHh!.”ı ÇANAKKALe!.
18.03.2020. 03:18
brsbrsam..tktktrstkkmzsrrrseherlerimm..
HeR SEHER İNLER GöK YüZü,
ŞEHîDLeR DİNLER GöK YüZü,
ATEŞte YANAR===>BOĞAZı,
“SU”suz SERİNLER GöK YüZü!.
çakırcân'ıma..
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
DALgaLanan AL BAYRakta
ŞEHîDLerin NEFeSi Var!.
DALga DALga DALga HAKkta
HAKk’tanHaLKına SESi Var!.
Ruhi SU - Çanakkale Türküsü
https://yandex.com.tr/video/preview/?fi ... BC+ruhi+su
YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.
ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...
ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-ŞEHiDLerimizin ŞEHÂDETLerine BİZi de CEM’ et!.
İnşâe ALLAH!..
M.M.M. MuhaBBetLerimLe...
KUL İHVÂNİm..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ.:
Lebbeyke ALLAHümme RABBiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r- Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ RABBe’l-ÂLeMîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu MuhaMMed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
nOt.:
ÇANAKKALE RÛHu..: GünLük Hayatımızda Hastahânede yatanlar tedavi OLunca TABURcu OLur..
TABURcu KeLimesinin KAYnağı.: ÇANAKKALE İstikLÂL SAVAşımızda Binlerce yaralıdan ayağa KALkaBİLeLerin İLk SÖZü.: “TABURuma DÖNmek İstiYORum!” OLmuştur. Bu SÖZ O kadar çokça DUYuLmuş ki o gündür bu gündür Hastahâneden ÇIkışLara “TABURcu OLmak” dENmektedir!.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
==>KINALı KUZULar KANı,
KAN AĞLAmış->DAĞı-TAŞı!.
=>OMUZLAmış BiR VATANı,
SIRTINda=>SEYİT ONBAŞı!.
ZEVK 9901
VAtAN BEDELi=>ŞEHÂDEt====>HAYy ŞÛURU ÇANAKKALE!
CÂNLar VERiş İLE’L- EBEt==->HAKk’ın NÛRU ÇANAKKALE!
KAN DERYÂsında GÜL AÇar===>CÂN SÜRÛRU ÇANAKKALE!
TEKk NEFESte TÜM BiR MiLLEt =>HUu ONÛRU ÇANAKKALE!
18.03.2021 03: 18
brsbrsm...tktktrstkkmizdeşehâdetseherimizzz..
SALDIRmış ÇAKAL SÜRÜsü,
SIRTInda=>KuZu BÜRGÜsü,
BEDİR RÛHu=>ÇANAKKALE,
AY-YILDıZ->GÖKLerin Süsü!.
=>İHVÂNİm VATAN ÖRTÜsü!.
İHVÂNim=>ATANı ANLAt,
DENİZde=>BATANı ANLAt,
->KOCASEYİT YÜREğiyLe,
Şu CENNEt VATANı ANLAt!.
HeR SEHER İNLER GöK YüZü,
ŞEHîDLeR DİNLER GöK YüZü,
ATEŞte YANAR====>BOĞAZı,
“SU”suz SERİNLER GöK YüZü!.
çakırcân'ıma..
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına,
EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
DALgaLanan AL BAYRakta
ŞEHîDLerin NEFeSi Var!.
DALga DALga DALga HAKkta
HAKk’tanHaLKına SESi Var!.
Ruhi SU - Çanakkale Türküsü
https://yandex.com.tr/video/preview/?fi ... BC+ruhi+su
YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.
ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...
ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-ŞEHiDLerimizin ŞEHÂDETLerine BİZi de CEM’ et!.
İnşâe ALLAH!..
M.M.M. MuhaBBetLerimLe...
KUL İHVÂNİm..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :
İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ.:
Lebbeyke ALLAHümme RABBiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r- Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ RABBe’l-ÂLeMîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu MuhaMMed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
nOt.:
ÇANAKKALE RÛHu..: GünLük Hayatımızda Hastahânede yatanlar tedavi OLunca TABURcu OLur..
TABURcu KeLimesinin KAYnağı.: ÇANAKKALE İstikLÂL SAVAşımızda Binlerce yaralıdan ayağa KALkaBİLeLerin İLk SÖZü.: “TABURuma DÖNmek İstiYORum!” OLmuştur. Bu SÖZ O kadar çokça DUYuLmuş ki o gündür bu gündür Hastahâneden ÇIkışLara “TABURcu OLmak” dENmektedir!.
KOCASEYİT ONBAŞI.:
Köyünde onu herkes öldü bilmektedir.
Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür.
Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası ile karşılaşır.
“-Sen kimsin?
-Ben Seyidim.
-Biz seni öldü biliyoruz.
-İşte sağ döndüm. Benim hanım evli mi?.
-Hayır evli değil. Bir çocuğun var içeride, çocuğu korkutursun. Bağırarak git, haberi olsun.”
Kapıdan eşinin ismini seslenir. 8 yaşında bir kız çocuğu kapıya gelir. “Anne” diyor, “kapıda sakallı biri var korktum.” Annesi geliyor kapıya bakıyor ki, adamı. “Korkma kızım o senin baban.” Ve 9 yıl sonra kızıyla böyle tanışıyor.
O kız, sonradan nine olduğunda torunlarına.: “Baba deyip de bir müddet kucağına oturamazdım” der.
Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.
Çanakkale’de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp İngiliz zırhlısını vuran kahraman.
1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.
Mavi gözlü ve ufak tefektir.
Gariban Anadolu köylüsü.
Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.
1909’da askere gider.
1912’de Balkan Savaşı’na katılır.
1914’te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.
18 Mart1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevlidir.
(Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası'na isabet eder. Mecidiye Tabyası'nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk'tur.
Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır.
Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat’ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar. Bu başarısından ötürü onbaşı rütbesine yükseltilmiş bir de ödül olarak çift tayın verilmiş.
O da bir hafta sonra kursağından geçmeyince istememiş.
Seyit Ali, 1909'da gittiği askerden, 1918'de onbaşı olarak döner. 1915’teki zaferden sonra 3 yıl daha Çanakkale’de askerliğe devam eder. 1918’de terhis olur.
BİR TEK ATATÜRK HATIRLAR.:
Kocaseyit, harpten döndükten sonra burada köyünde kimseye savaş ile ilgili bir şey anlatmaz. 9 yılda yaşadıklarını kendine saklar. Kolay değil, yaşanan olaylar, büyük travmalar yaratmıştır muhtemelen. 1929’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir açılış için Havran'a gelir. Açılıştan sonra Havran Nahiye Müdürü’ne der ki.: “Burada bir Seyit Onbaşı olacaktı onu görmem lâzım.”
Ancak Havran Nahiye Müdürü, Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmez.: “Buluruz tabii Paşam” deyip, Edremit askerlik şubesinden Seyit’i sordurur. Manastır köyünde bulunur. Şubeden 2 jandarma görevlendirilip salınır. Sabah çıkan jandarmalar akşamüstü köye gelir. Kocaseyit, dağa kömüre gitmiştir. Jandarmalar evinin önünde akşamadek bekler. Akşam geç saatte evine gelen Seyit, jandarmayı görünce, kaçak kömür için geldiklerini sanır. Ama bozuntuya vermez. Askerlere.: “Suçum ne ki” diye sorar. “Hayır, suçun yok biz seni bekliyoruz. Seni Paşa çağırıyor.”
Seyit, sevinir. Gece yarısı vardıklarında nahiye müdürü, Seyit’i perişan vaziyette görünce, önce onu bir güzel yıkatır, berberde saç sakal traşı yaptırır. Sabah da elbisesini verir. Atatürk’ün yanına çıktığında, biraz sohbetten sonra Paşa.: “Ne istersen, iste sen büyük kahramanlık yaptın.” der.
Maaş bağlatılmasını teklif eder. Seyit Ali.: “Hayır paşam" demiş, "Biz görevimizi yaptık maaş için değil!” der. Tek bir isteği olur Atatürk’ten.: “Ben dağda kaçak odunla kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit'te gece kaçak satıyorum. Senin emrinle o dağdaki ormancılar baltamı almasa. Rahat çalışsam, maaş da istemem!.”
Atatürk, nahiye müdürüne talimat verir, Seyit’e dokunulmasın diye.
Ancak iki yıl sonra yeni gelen nahiye müdürü bu emri uygulamaz, Seyit’e pek rahat verilmez. Seyit Ali Onbaşı, bir süre daha dağda odun kömürü yapar. Yaşlanmaya başlayınca zorlanır, Havran’da bir fabrikada hamallığa başlar. Seyit Ali Çabuk, 1939'da 50 yaşındayken, zatürreye yakalanır ve yaşamını yitirir.Köyündeki mezara gömülür.
Kocaseyit’in öyküsü, bir yerde Türkiye’nin tüm kahramanlarının öyküsüdür..
Oduncu KOCASEYİT..
ÇANAKKALE KAHRAMANI KOCASEYİT.:
Çanakkale muharebeleri sırasında kaldırdığı 276 Kg.lık top mermisini kaldırıp taşımasıyla ünlenen ve tarihe geçen Kocaseyit 1889 yılında Havran ilçesinin Çamlık(eski adı Manastır’dır) Köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Cuburoğulları ailesinden Abdurrahman annesi ise aynı köyden Emine Kadın’dır. Aynı köyden Şakir kızı Emine ile evlenerek beş çocuğu dünyaya gelmiştir. Cumhuriyet döneminde “Çabuk” soyadını aldı.
Kocaseyit Askerlik çağına gelince pek çok yaşıtıyla birlikte topçu neferi olarak, Çanakkale’de bulunan Mecidiye Tabyası’nda görev alır. Düşman donanmasının 18 Mart 1915 tarihinde başlattığı deniz harekatında yaptıklarıyla tarihin seyrini değiştiren olaylardan birisini gerçekleştirir. Bu tarihi olay şu şekilde anılmaktadır..
Saat 05.30 sularında müttefik filosundan bazı gemiler, kendilerini son dakikalar içinde oldukça rahatsız eden Rumeli Mecidiye’sini yeniden ve çok şiddetli bir ateş altına almışlardı. Takım Subayı Fahri Efendi’nin emri ile sığınağa koştular. Ancak; geri kalanların bir kaçı tam istihkamın içinde patlayan mermi cephâneliği uçurduğu zaman oluşan müthiş basınçla yerlere yuvarlandılar. Bir kısmı şehit olan bu erlerin geri kalanları arasında Çamlık köyünden Seyit de bulunuyordu. Kendine geldiği zaman karşısında takım arkadaşı Ali’yi gördü. Başka kimse yoktu etrafta.
– Nerede arkadaşlar? diye sordu.
– Arkadaşlar mertebelerini buldular. 14 şehit 24 yaralımız var. Ayakta bir senle ben kaldık..
Seyit kalkıp denize doğru baktı. Düşman gemileri karaya iyice sokulmuştu. Tabyanın içinde ise üçüncü toptan gayrısı yine toprağa gömülmüştü. Seyit önce gemilere, sonra topa ve sonunda yerde duran 276 Kg.lık mermilere baktı. Kendi deyimiyle mermi ona.: “Beni namluya sür!.” diyordu.
Arkadaşına.: “Gel Ali!.” dedi. “Yardım et de şu mermiyi sırtıma alayım!.”
Ali Önce topun eğilip yan yatmış metaforasına(top vinci) sonra da arkadaşının yüzüne baktı.: “Kaldıramazsın Seyit!.” dedi. “Bir deneyelim hele!.”
İlk mermi kısa düştü. Bir tane daha getirip namluya sürdü. Bu seferki de kısaydı. Fakat üçüncü mermi en öndeki geminin arka tarafında ve su kesiminde patladı. Bu gemi Ocean’dı ve dümen tertibatı bozulduğu için derhal orasını harmanlamaya başladı. Etrafındaki gemiler kaçıştılar. Seyit dördüncü mermiyi almaya giderken etraf sakinleştiği için sığınaktan çıkan Batarya Kumandanı Hilmi Bey yanında iki Alman subay ile geldi.:
– Senmiydin Seyit? Vurdun gemiyi.." dedi.
Dördüncü mermi boşa gitti. Dümensiz seyreden Ocean herkesin gözleri önünde arkadan bir mayına çarparak kısa sürede sulara gömüldü.
Kocaseyit’in muharebenin mukadderatının değişmesinde büyük önemi bulunan başarısı kısa sürede duyuldu. Kendisine mükafat olarak onbaşılık rütbesi takıldı. Ve isteği olup olmadığı sorulunca.: “çift tayın” istedi. Ancak arkadaşlarının yanında çift tayın yemeği onuruna yediremedi ve birkaç gün sonra çift tayından vazgeçti. Daha sonraki günlerde fotoğrafını çekmek isterler. 276 kg.lık top mermisini o günkü gibi sırtına alması lâzımdır. Ancak birkaç defa denemesine rağmen kaldıramaz. O tehlikeli zamanda mermileri kolaylıkla basamaklardan topa çıkaran bu kahraman o gün mermiyi yerinden bile oynatamamıştır. Kendisine sorulduğu zaman, iman gücüyle vatan aşkıyla kendisine kuvvet geldiğini, o zaman bu mermiyi nasıl kaldırdığını kendisinin de anlayamadığını söylemişti. Fotoğraf çekmek için tahtadan bir mermi yaparak o tarihi günü ebedîleştirmişlerdir.
Harbin sona ermesiyle memleketine dönen Seyit Onbaşı, bundan sonraki günlerini köyünde geçirmiştir. Odun kömürü yaparak Havran’a pazara götürür, geçimini öyle temin edermiş. Daha sonraki yıllarda Havran’da Hacı Osmanoğullarının zeytinyağı fabrikasında HAMALLIK yapmıştır. 1939 yılında zatürreye yakalanmış ve Aralık ayında köyünde vefât etmiştir.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12895
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÇANAKKALE RIZÂ RÛHU
=>YEKktir ALLAH!.
=->TEKktir ALLAH!.
===->TEKe TEKktir,
GERÇEKktir ALLAH!.
=>EHL-i BEYt ELi->ALi ŞAH,
RASÛLULLAH-KELÂMULLAH,
==>ŞEHîDLERiN BAŞIn TÂCı,
YILDıZ-HİLÂL İNŞÂE ALLAH!.
=>SIRR SEVîYye==->RESÛLî İZ,
TEKk VüCÛDda HÜCREyİZ bİZ,
KALB KULAğım=>İŞit ve DUYy,
=>BURSA BÂZÂRı=>BİZ-BİR-İZ!.
ZEVK 10.288
HEYy ONBEŞLi!. HEYy ONBEŞLi!.=>MİLLEt GÖZü ÇANAKKALE,
======>KINALI KUZU ATEŞLi!.===->MİLLEt SÖZü ÇANAKKALE,
KAN DERYÂSIn=>AÇAN GÜLü,
KARTAL PENÇe=>BİZ BÜLBÜLü,
===>İSLÂM=>ALLAH’ın DÎNİ’dir!.==>MİLLEt ÖZü ÇANAKKALE!.
18.03.2022.. 13:19
brsbrsm...tktktrstkkmzdecumacemimizzz..
GİdERsEN SEN de KOKLaRsın,
=>ŞEHîDLeRin KAN kOKUsun,
ŞEHÂDEt YAYı’n=->OKLaRsın,
OKUrsun=>İKRÂ=>OKU!.sun!.
==>ŞEHÂDEt ŞEHR-i NEBÎYyi,
SEYREYyLeRsin SIRR SEVgiyi!.
HeR MeZÂRda BiR DİYÂR-dan,
==->Lî-VECHİLLAH SEVGİLİyi!.
HER DİYÂR-dan BiR YİĞİt VAR,
ŞEHÂDEt SEDDİ-nde=>DUVAR,
“OMuZ OMuZa==->TEVHİD”in,
==>VATAN KILdığı=->Bu DİYÂR!
çakırcân'ıma..
CüMMLe ŞEHîDLerimizin AzîZ RÛHLarına,
EL FâTiHa Mâe's- SaLâvât..
DALgaLanan AL BAYRakta
ŞEHîDLerin NEFeSi Var!.
DALga DALga DALga HAKkta
HAKk’tanHaLKına SESi Var!.
Ruhi SU - Çanakkale Türküsü
https://yandex.com.tr/video/preview/?fi ... BC+ruhi+su
YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.
ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...
ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet,
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-ŞEHiDLerimizin ŞEHÂDETLerine,
Şu CUMÂ GÜNümüz Hörmetine BİZi de CEM’ et!. İnşâe ALLAH!..
M.M.M. MuhaBBetLerimLe...
KUL İHVÂNİm..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :
İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ.:
Lebbeyke ALLAHümme RABBiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r- Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ RABBe’l-ÂLeMîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu MuhaMMed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
nOt.:
ÇANAKKALE RÛHu..: GünLük Hayatımızda Hastahânede yatanlar tedavi OLunca TABURcu OLur..
TABURcu KeLimesinin KAYnağı.: ÇANAKKALE İstikLÂL SAVAşımızda Binlerce yaralıdan ayağa KALkaBİLeLerin İLk SÖZü.: “TABURuma DÖNmek İstiYORum!” OLmuştur. Bu SÖZ O kadar çokça DUYuLmuş ki o gündür bu gündür Hastahâneden ÇIkışLara “TABURcu OLmak” dENmektedir!.
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “CeNNete giden hiç kimse, yeniden dünyâya dönmeyi ve dünyâlık adına herhangi bir şeyin kendisi için olmasını istemez. Şehîd olan kimse bunun dışındadır. O, gördüğü o büyük mükâfattan ötürü, on defa daha (ALLAH YOLU’nda) ÖLmek için dünyâya dönmeyi temenni eder/arzu eder.” buyurdu.
(Enes radiyallahu anhu’den; Buharî, Cihâd, 21; Müslim, İmâret, 109-1877)
---Câbir radiyallahu anhu anlatıyor.: “Bir gün Resûlullah ile karşılaştım, bana.: “Ey Câbir! Seni üzüntülü görüyorum, hayırdır?” diye sordu.
Ben de.: “Yâ Resûlullah!. Babam Uhud Savaşı’nda şehîd oldu. Arkasında çoluk-çocuk ve bir de borç bıraktı.” dedim.
O da.: “ALLAH’ın babanı nasıl (güzel) karşıladığına dâir sana müjde vereyim mi?” dedi.
Ben de.: “Buyurun Yâ Resûlullah!.” deyince,
Şöyle buyurdu.: “ALLAH (şimdiye kadar) kiminle konuştuysa, ancak bir perde gerisinde konuştu. Fakat babanı diriltip kendisiyle vicahi/yüz yüze konuştu ve buyurdu ki.: “Ey kulum! Arzu ve isteklerini söyle, sana vereyim.” O da.: “Yâ RABB! Beni diriltmeni ve bir defa yolunda öldürmeyi istiyorum!.” dedi.
Şanı Yüce RABBü’L-ÂLEMîN.: "Daha önce (Ezelî İlmimde) şu kararı verdim ki, onlar (hiç kimse, ölümünden sonra) tekrar dünyâya geri gönderilmez." İşte şu âyet bu konuda inmiştir.: “ALLAH YOLU’nda ÖLdürülenleri ÖLü sanmayın!.” (Âl-i İmrân 3/169)” buyurdu.
(Tirmizi, Tefsiru sureti Al-i İmran, h.no: 3010.. Tirmizi, bu hadis rivayetinin “Hasen” olduğunu belirtmiştir.)
وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاء عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ
---“Ve lâ tahsebennellezîne kutilû fî sebîlillâhi emvâtâ(emvâten), bel ahyâun inde rabbihim yurzekûn(yurzekûne).: Ve Allah'ın yolunda öldürülenleri, sakın ölüler sanmayın. Hayır, (onlar) hayydırlar (canlıdırlar), Rab'lerinin katında rızıklandırılırlar.” (Âl-i İmrân 3/169)
Diğer bir rivâyet de şöyledir.:
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şehîdlerin ruhları, yeşil kuşlar şeklinde CeNNette diledikleri gibi dolaşırlar. Daha sonra, ALLAH’ın ARŞI’na bağlı KANDİLLere konarlar. Onlar bu durumda iken ALLAH onlara.: “Dileyin benden ne dilerseniz!.” buyurur. Şehîdler.: “RABBimiz! Ne isteyebiliriz ki, CeNNetin her yerini dilediğimiz gibi dolaşıyoruz” derler. Mutlaka bir şeyler istemeleri konusunda teklif gelince onlar söyle derler.: “Ruhlarımızı cesetlerimize tekrar geri gönder. SENİN YOLUNda ÖLeLim!.” Bunun dışında bir şey istemedikleri görülünce artık onlara bir şey sorulmaz.” buyurdu. [b/]
(İbn Mâce, Cihâd, 16; bk. Müslim, İmâre, 121)
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in' şehîdlerin ruhlarına.: “Dilediğinizi BEN’den isteyin!.” şeklindeki hitâbı; onlara olan ikram derecesinin yüceliğini gösterir. Çünkü ALLAH celle celâlihu onlara insanın hatırına gelemeyecek ni’metleri bile ikrâm ve ihsân buyurur. Buna rağmen başkaca bir isteklerinin bulunup bulunmadığını ısrarla sorar. Fakat şehîdlerin ruhları isteyecekleri hiç bir şeyi bulamayınca ve ALLAH'ın kendilerinin mutlaka bir şey istemelerini taleb ettiğini görünce.: “Dünyâya geri gönderilmelerini ve böylece tekrar ALLAH YOLU’nda savaşıp ŞEHÎD edilme." isteğinde bulunurlar.. (Nevevî, Şerhu Müslim)