ON DoKuZ KAPı Kul İhvani
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ON DoKuZ KAPı Kul İhvani
19′uncu yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’in, bir bahçeyi anlatan tablosu Londra Kraliyet Akademisi’nde sergileniyordu. Hunt’ın “Evrenin Işığı” adını verdiği bu tabloda gece elinde fenerle bahçede duran filozof görünüşlü bir adam vardı. Adam, tek eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden sanki bir yanıt bekliyormuşcasına duruyordu.
Tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt’a sordu:
“Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü kavrayamadım” dedi.
“Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı? Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da…”
Hunt gülümsedi.
“Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki…” dedi ve tablosunun anlamını açıkladı.
“Bu kapı, insanın kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışarıda kol olması gerekmiyor…”
ON dOKuz Kapı..
SEVgim korkum oldu SEVdâm umuttu
> Kaderin tuzağı > ayağım tuttu
meLÂMet hırkasın giydirdi bana
YOKluğum öğretti VARlığım yuttu…
*
Kaf Kalesi Anka Kuşum kafesi
Âdeme üfrülen > HaVVa nefesi
RaBBımın SÖZüne Resûlün Sesi
Kur'ândır OKUnan beLÂ bestesi…
*
seBBaha raksında sıRRım SÖZledim
NûRumu doğuran NâRım KÖZledim
YâRimi yürekte SEVdim – ÖZledim
zamANı AN-ladım > yolu GÖZledim…
*
AL yazma bağladım başım ALLadım
ALİ ARIm yedi dağda BALLadım
> Hâl İÇinde Hâl-i ÂLİ HALLadım
BeBeğimi > beşiğimde SALLadım…
*
ağYÂR aklı Ermez AŞK âhengime
kör karanlık bakar yedi rengime
cAN cİSİMde çıktı CANlar cengime
SÜRünce kıratım meşk mihengime…
*
Karakışta kahren gönül güllerim
> Ataşa veririm korum küllerim
Yâr yâresin yâr AŞKıyla küllerim
Pervânesi olur AŞK bülbüllerim…
*
ÇİLEm çiçek açar tek tek… terasta
Zehirim zemzemim teke TEK Tasta
Bilmezler yüreğim > YÂRime yasta
AŞK benzim soldurur sanırla hasta…
*
Göklerde BULutum sıRR-ı sel benem
HaVVaya nefesim esen yel benem
> Âşıklara SAZım yedi tel benem
Oynayan oynatan çalan el benem..
*
Devr-i devrÂNında divÂN duranım
Elestinde tevhid > tuzak kuranım
Kâbe kavseyn AVı Avcım vuranım
OKU/OKUnurum nAKLen Kur'ânım…
*
Gençlik geldi-geçti > çileler çağım
Tohumdan tohuma çiçek yaprağım
Görünmez olursa bir gün gül bağım
Küll renkli BULutlar sarsın toprağım
*
Dostlar ah etmesin ağlamasınlar
Damlasın dağlayıp çağlamasınlar
BİZ BİR-İZ-e kara bağlamasınlar
Yanar dağ yüreğim dağlamasınlar…
*
Çile yuva yaptı garib başıma
Ok kirpik göz attı eğri kaşıma
Yâr zehir-zemzemi kattı aşıma
“bu Bana âşıktır!.” Yazdı taşıma..
*
BİLinmez BİLmecem Bildim Bilinçli
Bâzen kederlendim bâzen SEVinçli
BeBekçe Ağladım > İçerden İÇli
Terkettim TEKledim HEP ile HİÇli..
*
Yürüyüp-koşmadım hep emekledim
Hep gurbetler gezdim yollar ekledim
TEKeTEK tERasta İKİ-m TEKledim
>Belki gelir diye > yolun bekledim…
*
DELİrdim derunî devrÂNın gördüm
seBBeha seyrinde seyrÂNın gördüm
can evimde cANlı cevlÂNın gördüm
HÂL İÇİnde HÂLde hayrÂNın gördüm…
*
ÇOKlukta YOKlukta hep yalnız kaldım
Resûlullah SEVdim hizmete daldım
Dört dişli anahtar >ALİ-den aldım
Belki bir efsÂNe > belki maSALdım…
*
Boncukçu-Sepetçi-Anahtarcısı
Derbentli DELisi > elde VARcısı
Yanardağ-buzdağı korcu-karcısı
KÂR ü beLÂcısı.. kisb ü kÂRcısı…
*
Bâzen diz boyunu geçer efkârım
Göğe dirteklenir > ah ile zârım
Sanma sakın ben SEVdâdan bîzârım
Yedi mevsim açar gönül gülzârım…
*
> ÂLEMde var olan > vardır ÂDEMde
“Üzme! Üzülme! Sev! SEVil!” bu DEM de
DEM bu DEMin DEMi.. DEMdir bu DEMde
Kul ihvÂNi zamAN sende AN > HEM de…
13.09.12 22: 24
brsbrs.. tktktrstkks..