SEYYİD ve ŞERİF

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

SEYYİD ve ŞERİF

Mesaj gönderen Tahiri »

ResimSEYYİD ve ŞERİF

Başlangıçta, Hasan radiyallahu anhu ve Hüseyin radiyallahu anhu'ın her ikisi ve onların çocukları için seyyid ifadesi kullanılmaktaydı.
Ancak sonraları Hasan radiyallahu anhu'ın soyundan gelenlere şerif, Hüseyin radiyallahu anhu'in soyundan gelenlere de seyyid denilmeye başlanmıştır.
Seyyid ve şerifler, Emevîler döneminin sert ve acımasız muameleleri hariç tutulursa, şekli ne olursa olsun sonraki bütün yönetimlerce, lâyık oldukları şekilde saygı görmüşlerdir.
Tarihteki bütün İslâm devletlerinde bu zümrenin işleriyle ilgilenen bir müessesenin bulunması ve bunun başında bulunan kimsenin“Nakîbul-Eşrâf” en yüksek makamlarından sayılması bunun en açık delilidir.

ResimSEYYİD: Efendi, bey, mevla, ileri gelen baş, reis. Nesebi Hz. Hüseyin radiyallahu anhu yoluyla Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaşan ve onun izinden giden kimseleri ifade eden arapça bir sıfat. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem herkesin imamı, büyüğü, önderi olduğundan kendisine bu isim de verilmiştir.

ResimŞERİF: Şerefli, mübarek. Nesebi Hz. Hasan radiyallahu anhu yoluyla Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaşan ve onun izinden giden kimseleri ifade eden arapça bir sıfat.


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem, Seyyidu's-Sakaleyn(iki âlemin efendisi), Seyyidul-En'am (yaratılmışların en büyüğü), Seyyidul-Enbiyâ (bütün peygamberlerin efendisi) gibi sıfatlarla vasıflandırılmıştır.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'den nakledilen hadis-i şeriflerde şöyle buyurulmaktadır:

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve selem : "Ben Ademoğlunun seyyidiyim" buyurmuştur.
(Ebu Davud, Sünne, 13; İbn Mâce, Zühd, 37).

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve selem: "Ben kıyamet gününde insanların seyyidiyim" buyurmuştur.
(Buharî, Enbiyâ, 3; Müslim, İman, 367, 369).

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve selem: “Fatıma radiyallahu anhu ise, cennetteki kadınların seyyidesidir.” buyurmuştur.
(Buhârî, Fedâilul-Ashâb, 29; Menâkıb, 25).

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, minberde bulunduğu bir sırada yanındaki Hasan radiyallahu anhu'ı işaret ederek: "Bu oğlum Seyyiddir. Umulur ki Allah onun vasıtasıyla iki müslüman fırkanın barışmasını sağlar" buyurmuştur.
(Buhari, Sulh, 9; Fedailul-Ashab, 22; Tirmizi, Menakıp, 31).

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve selem, minberde bulunduğu bir sırada yanındaki Hasan radiyallahu anhu'ı işaret ederek: "Bu oğlum Seyyiddir. Umulur ki Allah onun vasıtasıyla iki müslüman fırkanın barışmasını sağlar" (Buhari, Sulh, 9; Fedailul-Ashab, 22; Tirmizi, Menakıp, 31).

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve selem: "Hasan ve Hüseyin cennet ehlinin gençlerinin iki seyyididirler" buyurmuştur.
(Tirmizi, Menâsık, 31)

ResimEnes b. Malik radiyallahu anhu, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'i: "Biz, Abdulmuttalib'in çocukları cennet ehlinin seyyidleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdî" derken dinlediğini söylemektedir
(İbn Mace, Fiten, 34). Fatıma radiyallahu anhu ise, cennetteki kadınların seyyidesidir” buyurmuştur.

Başlangıçta, Hasan radiyallahu anhu ve Hüseyin radiyallahu anhu'ın her ikisi ve onların çocukları için“seyyid” ifadesi kullanılmaktaydı.
Ancak sonraları Hasan radiyallahu anhu'ın soyundan gelenlere şerif, Hüseyin radiyallahu anhu'in soyundan gelenlere de“seyyid” denilmeye başlanmıştır.
Seyyid ve şerifler, Emevîler döneminin sert ve acımasız muameleleri hariç tutulursa, şekli ne olursa olsun sonraki bütün yönetimlerce, lâyık oldukları şekilde saygı görmüşlerdir.
Tarihteki bütün İslâm devletlerinde bu zümrenin işleriyle ilgilenen bir müessesenin bulunması ve bunun başında bulunan kimsenin“Nakîbul-Eşrâf”en yüksek makamlarından sayılması bunun en açık delilidir.
Resim
Cevapla

“Ehl-i Beyt (A.S.)” sayfasına dön