7. sayfa (Toplam 9 sayfa)

Gönderilme zamanı: 24 Nis 2008, 16:32
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَلَهُ الْحَمْدُ فِي الْآخِرَةِ وَهُوَ الْحَكِيمُ الْخَبِيرُ
---“Elhamdü lillahillezi lehu ma fis semavati ve ma fil erdi ve lehüm hamdü fil âhirah ve hüvel hakimül habir :
Hamd, göklerde ve yerde bulunanların hepsinin sahibi olan Allah'a mahsustur. Âhirette de hamd O'na mahsustur. O, hikmet sahibidir, (her şeyden) haberi olandır.”
(Sebe’ 34/1)

Gönderilme zamanı: 26 Nis 2008, 03:15
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَى وَمَا هُم بِسُكَارَى وَلَكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ
... “Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetlidir!” (Hacc 21/2)

Gönderilme zamanı: 26 Nis 2008, 03:18
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَسْأَلُونَكَ عَنِ الأَنفَالِ قُلِ الأَنفَالُ لِلّهِ وَالرَّسُولِ فَاتَّقُوا اللّهَ وَأَصْلِحُوا ذَاتَ بِيْنِكُمْ وَأَطِيعُوا اللّهَ وَرَسُولَهُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
“Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin.” (Enfal 871)

Gönderilme zamanı: 26 Nis 2008, 17:30
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَاب

“Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve indehu ümmül kitab :
Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.”
(Ra’d 13/39)

Gönderilme zamanı: 26 Nis 2008, 17:31
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

“İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun :
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir.”
(Yâ Sîn 36/72)

Gönderilme zamanı: 27 Nis 2008, 09:52
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

“Lev enzelna hazelkur'ane 'ala cebelin lereeytehu haşi'an mutesaddi 'an min haşyetillahi ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum yetefekkerune. : Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.” (Haşr 59/21)

Gönderilme zamanı: 27 Nis 2008, 09:54
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
“Muhammedür Rasûlüllah vellezine meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incil ke zer'in ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukihi yu'cibüz zürraa li yeğiyza bihimül küffar veadellahüllezine amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran aziyma : Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.” (Fetih 48/1)

Gönderilme zamanı: 27 Nis 2008, 09:55
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
“İnnellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima : Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzâb 33/56)

Gönderilme zamanı: 05 May 2008, 09:53
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ الرَّحْمَنُ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيرًا

“Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.” (Furkân 25/59)

Gönderilme zamanı: 10 May 2008, 08:56
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
الَّذِينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهِ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَّحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ

“Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).”
(Mü’min 40/7)

Gönderilme zamanı: 10 May 2008, 09:01
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ
وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ

---“Femmel yetiyme fela takher. Ve emmessaile fela tenher. : Öyleyse yetimi sakın ezme. El açıp isteyeni de sakın azarlama.” (Duhâ 93/9-10)

Gönderilme zamanı: 12 May 2008, 00:27
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
“İnni tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahizüm binasiyetiha inne rabbi ala siratim müstekiym :
«Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır.»”
(Hûd 11/56)

Gönderilme zamanı: 22 May 2008, 10:08
gönderen Mecnun
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا
“Sünnetellahi fillezine halev min kabl ve len tecide li sünnetillahi tebdila : Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.”
(Ahzâb 33/62)

Gönderilme zamanı: 24 May 2008, 08:36
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم


قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ دِينًا قِيَمًا مِّلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
“Kul inneni hedani rabbi ila siratim müstekiym dinen kiyemem millete ibrahime hanifa ve ma kane minel müşrikin : De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.” (En’âm 6/161)

Gönderilme zamanı: 07 Haz 2008, 09:14
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَأَذِّن فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالًا وَعَلَى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِن كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ

لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَّعْلُومَاتٍ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ

“İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kâbe'ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.” (Hac 22/27-28)

Gönderilme zamanı: 14 Haz 2008, 07:54
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
“İnneni enallahü la ilahe illa ene fa'büdni ve ekimis salate li zikri : Muhakkak ki BEN, yalnızca BEN Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.”
(Tâ Hâ 20/14)

..

Gönderilme zamanı: 14 Haz 2008, 11:47
gönderen KeriMerve

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

27-.Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,

28-. Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.

29-Artık kullarımın arasına gir.

30- Cennetime gir.

(fecr suresi 27/28/29/30)

Gönderilme zamanı: 16 Haz 2008, 07:20
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
“Ve mel hayatüd dünya illa leibüv ve lehv ve leddarul ahiratü hayrul lillezine yettekun e fe la ta'kilun : Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?” (En’âm 6/32)

Gönderilme zamanı: 17 Haz 2008, 07:32
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ آيَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ


93.De ki: “Hamd Allah’a mahsustur. O âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

Neml 27/93

Gönderilme zamanı: 22 Haz 2008, 19:40
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

Sebe' 34/28: "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler."

Gönderilme zamanı: 27 Haz 2008, 15:40
gönderen aNKa
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
وَادْخُلِي جَنَّتِي


Resim--- "Ey itminâna (tatmîne, kani' olmaya, sükûn ve sükûta, hazırda, huzurda, ibâdet ve itâatle kemâle) ulaşmış nefs, sen RABB'inden razı olmuş olarak, RABB'in de senden razı (hoşnut) olarak, RABB'ine (celle celâluhu) dön!... Kullarımın içine gir (arasına katıl) ve cennetime gir!..."
(Fecr 89/27-30)

Gönderilme zamanı: 28 Haz 2008, 10:40
gönderen nur-ye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ

“Yes'eluhu men fiyssemavati vel'ardi kulle yevmin huve fiy şe'nin. : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.( O, her gün yeni bir tecellidedir)”
(Rahmân 55/29)

Gönderilme zamanı: 04 Tem 2008, 11:14
gönderen NuruM
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
“Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)

Gönderilme zamanı: 06 Tem 2008, 20:58
gönderen sdemir
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

"Ey İnsanlar! Size RABB'inizden bir mev'izâ (öğüt), sadırlardakine bir şifâ ve mü'minler için bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.De ki: ALLAH'ın fazlı ve rahmetiyle işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya malı olarak) topladıklarından daha hayırlıdır." (Yûnus 10/57-58)

Gönderilme zamanı: 12 Tem 2008, 10:18
gönderen mervengin
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

27.Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,

28. Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.

29. Artık kullarımın arasına gir.

30
- Cennetime gir.
(fecr suresi/27.30)