Maddî insan ya da canlı yaratmasının yaşamasının tek sebebi tek ana kaynağı bütün canlıların beslenmesinin temeli güneşten alınan bir nesneye bağlıdır.. Enerji denmesine rağmen enerji olduğunu sanmıyorum ısı ve ışıktan yararlanmasına rağmen bunun dışında bir şey alınıyor “DİRİLİKÖZü” DİRİLik diye bir şey alınıyor..
Bu enerji değil ancak sadece güneşten alınıyor, elektrik enerjisinden ve diğer enerjilerden asla alınamıyor.. Beslenme zincirinin temeli olan bitki, bunu sadece en küçük varlık olan, canlı varlık olarak güneşten alabiliyor ve bunu almadığı sürece beslenme hayvana geçemiyor asla.. ot yiyeni yemeyen hayatta olamaz.. illâ ot yiyecek.. ot yiyen bir hayvan ot yiyecek ki, ot ise güneşten aldığı bu nesneyi kendi içinde foto sentez vs. yaparak gıdaya çevirecek..
DİRİLik Enerjisine çevirecek.. Yeşil Enerji, YEŞİLATEŞ olarak..
الَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ الشَّجَرِ الْأَخْضَرِ نَارًا فَإِذَا أَنتُم مِّنْهُ تُوقِدُونَ --- "Ellezî ceale lekum mine’ş- şeceri’l- ahdari nâren fe izâ entum minhu tûkıdûn (tûkıdûne).: O (Allah) ki, size YEŞİL AĞAÇtan bir ATEŞ yaptı da şimdi siz ondan YAKıp duruyorsunuz.” (YâSîn 36/80)
Bahsedilen bu "YEŞİLATEŞ"in formülü bulunmuş değil.. Bu formül nedir bilmiyoruz henüz.!.
MC0: Madde
MC1: Kuvvet
MC2: Enerji
MC3:………..
.
.
MC7: nedir.. bilmiyoruz nedir ama var..
.
.
.
.
MCn: İlahî Kudrette sonsuz değer..
Teknik bunu bir gün ortaya çıkarır, henüz daha üçte dolaşıyor.. enerjinin üstüne çıkmış değil o.. Oğlum Alper Vahid’in söylediğine göre MC3 ü bulmuşlar onu ama henüz açıklayamıyorlarmış.. yâni ortaya atamıyorlar ama bulmak üzereler.. bir üstü bulacaklardır, çünkü var..
Bu güneşin muhteşemliği iki tane hidrojenin 8000 C0 santigrat derece güneşin içinde sıcaklık.. Güneş bir H2 Hidrojen deposu muazzam bir Hidrojen deposu.. ve durmadan iki hidrojen eşleşiyor He2 Helyum meydana getiriyor ve bir artı bırakıyorlar bundan bu kadar enerji, ışık, ısı vs.. her helyum oluşta güneş muazzam bir ısı ışık vs. yayıyor.. ultraviolesi, şunu bunu aklımızın ermediği binlercesi yayılıyor durmadan durmadan..
Hidrojen’in esas hüneri GÜNEŞtedir.
GÜNEŞin Merkezindeki/İçindeki/ÖZ-ündeki sıcaklık 20x106 C0 dir. Muhitindeki/Dışındaki/Sathındaki 8000 C0 dir.
İnsan oğlunun İLâHî Veri olan AKıL ve İLİMLe ÇÖZdüğüne GÖRe:
GÜNEŞte 1 saniyede:
1 sâniye dense de BİLen BİLirki “AN” dadır.
Bir ANda 1 Hidrojen 1 Hidrojen'le Oksijen'siz YANarak!! EŞ-Leşip BİZ-İZ dediklerinde doğan BİZ-BİR-İZ Helyum'u ve El-HAYY HAYYatın Temel Gıda Kaynağı, Isının Işığın Menbağı YEŞİLATEŞin Can bağı ARTIK-a Ne Demeli!!!
الَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ الشَّجَرِ الْأَخْضَرِ نَارًا فَإِذَا أَنتُم مِّنْهُ تُوقِدُونَ --- “Ellezî ceale lekum mine'ş-şeceri'l-ahdarinâren fe izâ entum minhu tûkıdûn(tûkıdûne) : O ki sizeYEŞİL AĞAÇtan bir ATEŞ yaptı da şimdi siz ondan tutuşturup duruyorsunuz” (Yâ-Sîn 36/80)
Nedir bu ATEŞli YEŞİL AĞAÇ?.
MCn genel formüldür.
C üssündeki n= sıfırdan sonsuza kadar değerler alır.
n=0 olduğunda C0= 1 eder ve MC0=M olup MADDE-dir..
n=1 olduğunda C1= C eder ve MC1=MC olup KUVVET-tir..
n=2 olduğunda C2= C2 eder ve MC2=MC2 olup ENERJİ-dir..
İnsanoğlu şimdilerde n=3 nedir bulmaya çalışmaktadır.. MC3=?!.
İşte bu noktada derim ki n=3 ve ötesindeki bir gücü göndermekte RABBu'l-âlemin Güneşle ki bu “HAYy” ın ANA ihtiyacıdır ve her ÂN ambalajlanıp SALLınmaktadır durmadan…
Bu ARTIK içinde gelen Isı, Işık veyâ her ne ise sâdece bu gelenle Bitkiler fotosentez yapabilmekte TÜM CÂNLıLarın İLk ve ANA Besinini yapmaktadırlar.
Sonra OT yiyenleri ET yiyenler yer de İnsÂN ise her ikisini de yiyerek gıdâlanır.
Böylece ömür boyu hücrelerinin enerjsini YEŞİLAĞAÇ-ATEŞten alır..
Dış ısınmada da temel ısı kaynakları da bitkisel ve dolayısıyla GÜNEŞ'tir.
Odun, kömür, petrol vs.. Hepsi temelde GÜNEŞ kökenlidir ve SU iLe İçİçedir..
İnsanlar oturup güneşin ne zaman biteceğini tahmin ediyorlar, düşünüyorlar ama Şe’ÂNuLLAHta her ÂN, KÛNfe yeKÛN olduğunu bilmiyorlar, bitmenin tükenmenin hesabını yapanlar.. Bırakın onu, bir atmosfer içinde sürtünerek dönen dünyanın içini mazotla doldursak kaç günde bitirir dönmek enerjisinden dolayı 1600 km/saat hızla giden bir araba gibi düşünüverse oturur kalır yerine..
Yâni demek istiyorum ki o kadar teknik daha geride ne derse dersin buna ama bir gün teknik bunları çözecektir ama Kur’ÂNı kerimde görüyoruz söylediğim şeylerin tümü görüyoruz Kur'ÂN-ı Kerîm zâten kendi başına bir ilimdir, geçimişi geleceğe ve şu ÂNı bir açan ilimdir..
İslamÂleminin geri kalışı Kur’ÂN-ı Kerim'siz kalışından olmuştur, Kur’ÂN-ı Kerimi çağa çağıramayışından olmuştur, Kur’ÂN-ı Kerimi bir hikâye kitabı masal kitabı sanışından olmuştur.. Çünkü hearfleri okumuş ama hiç anlamaya çalışmamıştır.. Ben de çok severim Kur’ÂN-ı Kerim'ın güzel okunmasını ve hayranımdır..
Bu gün biz cumayı Alperle, Hamidiye kaynaklarının meşhur Hamidiye suyunun, Sultan II. Abdulhamid’in İstanbula taşıtıp götürdüğü içme suyunun kaynağı olan yerdeki Hamidiye Câmisinde kıldık.. Orda bir imam Ali Hoca vardı, Türkiye Kur’ÂN-ı Kerim okuma birinciliği almış bir Hoca.. Zâten câmiye girerken muazzam bir YÂ-SîN Sûresi okuyordu su gibi şırıl şırıl çok rahat çok harikâ okuyuşu vardı.. Ben de çok severim Kur’ÂN-ı Kerimin öyle tertemiz okunmasını, tertille okunmasını.. fakat elbette mânâsının da anlaşılmasını..
Ordaki yeşil ağacın, yeşilateşin bir süs değil de, yeşilateş yeşil enerji değil midir şekerin içindeki bize enerji veren değil mi ki yediklerimizin içinden aldığımız enerjiyi nerden alıyoruz.. yâni bunlar sessiz yangınlar, oksijen yangınları demirin yanması değil midir demirin oksitlenmesi.. yanmaktan kasıt nedir?.
oksijenle birleşmesidir.. hidrojenin yanması değil midir su?.
işte bütün bunlar nardan nurun doğuşu “Lâ ilâhe” İnkârından “İLLâ ALLAH” İkrârının doğuşu değil midir?.
ZEVK1264
YEŞİL AĞAÇ=>Hidrokarbon =>AŞK GÜNEŞ’in HAY AYNası
Her SeHeR SAÇLarın Tarar =>EHLULLAH ın =>HASLar HASı
“FûLKi'L-MeŞHun” =>AŞK GEMİSİ =>DİRİLik DÖken SAHİLe
GöNüL Lambam YANmıyorsa =>ENGEL OLan==>BENLİK PASı!.
وَآيَةٌ لَّهُمْ أَنَّا حَمَلْنَا ذُرِّيَّتَهُمْ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ --- “Ve âyetun lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fîl fulkil meşhûn (meşhûni) : Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.” (Yâsîn 36/41)
الَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ الشَّجَرِ الْأَخْضَرِ نَارًا فَإِذَا أَنتُم مِّنْهُ تُوقِدُونَ --- “Ellezî ceale lekum mine'ş-şeceri'l-ahdarinâren fe izâ entum minhu tûkıdûn(tûkıdûne) : O ki sizeyeşil ağaçtan bir ateş yaptı da şimdi siz ondan tutuşturup duruyorsunuz” (Yâ-Sîn - 36/80)
Yeşilağaç, hidro karbon.. Aşk Güneşin Hayy Aynası, hidrokarbondur.. evet yeşilağaç hidrokarbon, canlılığın temel taşıdır yâni Aşk Güneşin Hayy Aynasıdır gerçekten.. her seher saçların tarar Ehlullahın Haslar Hası..
İşte bunlar; güneşten fotosentez yapmazlar da, aydan fotosentez yapan gece bitkileri gibidirler.. yâni manevî gıda hep geceleri alınmıştır.. Ki bu çok doğru sözdür.. her seher saçların tarar Ehlullahın Haslar Hası..
Şimdilerde azaldı artık yok gibi ya da gizlendiler..
Ama eskiden, geçen yıllarda çokça çoktular hamd olsun..
Ben de, yıllarca yâni ALLAH'ın izniyle yaşamışızdır ki, gecelerin seherlerinde HAKk’ın AŞK Kapıların en açık olduğu, insan nefsinin insan ruhuylu uyuştuğu, RABBiyle görüştüğü, yâni ulaştığı çok güzel ÂNlardır.. Manevî gıdalar ki, insanları bitkilere benzetsek fotosentezi de böyledir.. AŞK Gecesin Ay’ı altında ki, yâni EhL-i Beyt aleyhumu's-selâmın MuhaMMedî Tâlim-Terbiyesi altında.. AŞK için geceler çok uygundur zâten..
Böyle olmazsa, insan gece gibi olmazsa, her tarafa ayan beyânsa, her tarafa dönükse-kıblesizse bundan bir şey çıkmaz!.
Gece gibi setr olmuş, Aya teslim olmuş, güzellik içerisinde ise AŞKa ancak yol bulur ve haslar hası olur..
Fûlki’l-Meşhun Aşk Gemisi ki bunlar, SEVd Sahiline DİRİ-lik DÖKen VElîYyuLLAH İnsanlardır.. İşte bunlar İlâhi AŞK Gemileridir.. Fûlki’l-Meşhun ŞahÂNe Gönül Gemilerdir ki gittikleri her yerde sahillere DİRİ-lik DÖKenler..
Kısacası Hayat Sahilinin ERGİNLik Rıhtımına-EŞine ULAŞan Benden/Bedenden =>Nefisler EmÂNetlerini =>Çocuklarını İndirirler, torunlarını indirirler ki Bu HAYy Zinciri HÂLinde Kıyamete kadar gelecek NESİL-Lerini dökerler GöNüL..
İyİ ANLAyamıyorsam ki, AKıL Lambam yanmıyorsa, engel olan yalıtkan benlik pasımdır NAKLe hasret bırakan.. Evet benim gönül lambam yanmıyorsa, ışıksız kalmışsam.. İşte demin dediğimiz Gözün Nurunu yarattı ilk defa.. bu göz gözün nuru güneşe bakarken de vardır.. Şah damarından yakın olana bakarken de aynı göz kullanılacaktır..
Beden Gözü, bir yumurta kabı gibi gözükür.. basit gibi gözükür.. oysa içerdeki RABBu’l- âlemini koruyan odur.. setreder O’nu.. onun için bir deneyin isterseniz bir yumurtayı ki, bir toplu iğnenin ucuyla delin.. GÖReceksiniz ki iki gün sonra içeriye giremezsiniz kokundan.. ve siz cinâyetle onun içindeki bütün civcivleri öldürürsünüz kıyamete kadar gelecekken..
İşte bu HAYy Sistemini, DÜZEN DENGEsini bozmaktır..
Fûlki’l-Meşhun Menbağını yok etmektir.. Siz ŞahÂNe Gemiyi deldiniz.. Musâ aleyh's-selâmın Beden Gemisini mahvettiniz.. Yâni SüNNetuLLAH Sistemi ÇÖKer ve Size ÇOKkk YAZıkk OLur!.
KÛN feyeKÛN>OYUN YOLu YOLda =>KÂMİLi=>CÂHİLi!. =>CÂNLarın DİŞİyLe DOLu =>HAYyat DENİZi=>SAHİLi!.
ATEŞ KUŞAĞI’n=>KUŞANAN,
=> ATEŞ KUŞU DERVİŞLeRin!.
YARıM NEFESte=->YAŞANAN,
DOLu<->BOŞu>DERVİŞLeRin!.
KUL İHVÂNim =>CÂNı YANAN,
SIDk-u-HUŞÛ’=>DERVİŞLeRin!.
BİZ BİR-İZ =>NAHNU İNANAN,
SIRR BERDUŞu=>DERVİŞLeRin!.
NÛRun ALÂ NÛR=>NAHNUsu!.:
YEDuLLAH =>Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ELi => TÜMM NEBÎLer ELi =>EhL-i Beyt aleyhumusselâm ELi => EVLiYÂuLLAH ELi hepsi deHAK TeÂLÂ’nın NÛRLarının zuhur ediş yeridir..
Şe’ÂNuLLahta her ÂN, Mustafâ aleyhisselâm NÛRunda, TÜMM ŞUUNları/FİİLLeri CEM’ ederek bir Şehâdet Şerefi Şânı eden..
إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا ---''İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsihî, ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecran azîmâ (azîmen).:Muhakkak ki onlar, sana tâbî oldukları zaman Allah’a tâbî olurlar. Onların ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettiği için ellerinde de tecelli etmiş olduğundan) Allah’ın eli vardır. Bundan sonra kim (ahdini) bozarsa, o taktirde sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah’a verdiği yeminleri, ahdleri yerine getirmediği için derecesini nakısa düşürür). Ve kim de Allah’a olan ahdlerine vefa ederse (yeminini, misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir)." (Fetih 48/10)
Bu ÂLemde CÜMMLe ZeRRe KüRRE, hiç durmadan SeBBehâ edip/yeniden YARAtış YÜZÜşü içinde DEVR edip dönerek ASL-ını ARAmaktadır.
KÜLLî ŞEyy ÖZÜnde yüklenen proğramı gereğince/ Kuş kuşça, insÂN İnsÂNca kendi YOLUnda, her bir Hayat Sahnessinde DEVRÂN SEYRÂN CEVLÂn İÇİnde, başı dönmüş, şaşkın ve HAYRÂN ca GEZmektedir..
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ "YUSEBBİHU LİLLÂHi mâ fî's- semâvâti ve mâ fî'l- ardı'l- MELİKi'l- KUDDÛSi'l- AZÎZi'l- HAKÎM (hakîmi) :Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gâlib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet sâhibi ALLÂHI TESBÎH (ve TENZÎH) ETMEKDEDİR."(Cumâ 62/1)
Yusebbihu.:tesbih eder. Sebbaha.:yüzmek.. Yerdeki göklerdeki ZeRReler yâni ATOMlar;
“NeŞR” lerinden “HaŞR” lerine kadar DÖNdüler, DÖNmekteler ve DÖNecekler. RABBLarına DÖNene kadar..
Bu SeBBaHa Yüzüş RAKSı hep sürecek, her ÂN YENİden YARATılanlara ŞE’ÂNULLAHta..
Ve ne zamÂN AKILlarımız DEVR-ÂNı ANLArsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbihu Zikr-i Dâimindeyiz!. İnşâe ALLAH!.
YÂRe SÖZümüz VaR==>IYD-ı ELESt’e CÂN, KÛN EMRİne==>feyeKÛN’u==->BESte CÂN,
HeR YeRde HeR HÂLde SON NEFESte CÂN, ÂŞIKk AŞKksız OLmaz!.==>OLuR İŞ DEĞiL!.
AŞKk GÜNEŞİm=>IŞIKk SAÇaN=>SEVGİLim,
GÖLGEm GiBi==>SIRRım AÇaN=>SEVGİLim,
KAÇsam KOVaN KOVsam KAÇaN>SEVGİLim,
SESim=>SEN’den NE SÖYLEsem BOŞ DEĞiL!.