ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim96. ıncı ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün



Gel ey ‘akl-ı safâ ehli nedür ma‘nâ sorarsañ gel
İçüp ‘aşkıñ şarâbından bu tevhîdi sürerseñ gel..


Gel ey Aklı tamin olmuş, sevinç ve sürûra ulaşalardan olmmuş kişi eğre ki sen bana "mânâ nedir?.” Diye SORsan GeL!.
AŞKuLLAH Şehâdet Şarâbından içip de, TEVHİDULLAH İZini SÜRersen GeL!.


Resim

Takın bu seyfiñ akvâsın cihâdü’l-ekberi añla
Hicâb-ı mâsiva’llâha fenâ virüp kırarsañ gel..


Bu AŞKuLLAH Kılıcının en kuvvetlisi TEVHİDULLAHı KUŞan ki, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi DUYup UYarak Cihâdü’l- Ekberi ki, NEFs Mücâdelesini AÑLA!.
Senin Gönül gözlerini perdeleyen Hakkı ve Hayrı görmez eden ALLAH celle celâlihu’dan başka KüLLî ŞEYy ile olan bağlarını kesip, yok edip de KIRarsan GeL!.


Resim---"Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Recâ'nâ mine'l- cihâdi'l- asgari ilâ'l-cihâdi'l- ekber: Küçük cihâddan büyük cihâda döndük!..." buyurmuştur.
(Aclûnî, Keşfü'l-Hâfâ I-511 (1362); Bagdadî Tarihi XIII-493)

Resim

Şu söz kim söylene dilde müsemmâsı gerek elde
Kitâbıñ ma‘nîsin añla göñül dersin sorarsañ gel..


Şu sözleri söyleyen birisinin ne söylediğini açıklaması gerekir.
Bu AŞK Kitabının mânâsını anla gönül deyip SORarsan GeL!.


Resim

Dilimde söylenen ahbâr hâlimde keşf olan esrâr
Saña ma’lûm idem anı dü ‘âlemden ırarsañ gel..


Benim ANLAtmak için dilimle Zâhiren söylemekte olduğum AŞKULLAH Haberi, Bâtınen İÇ HÂLmdeki SIRRLardır.
Eğer sen, halkın zannınca söylemekte olduğu Dünya ve Âhiret Âlemlerinden ayrılıp beni dinlersen ben sana bu hususta bilgi-ilim VEReyim GeL!.


Resim

Göñül emrâzına kâldan bulunmaz ‘akl-ıla dermân
Bu sırra olmuşam Lokmân eger merhem sararsañ gel..


İÇi Boş laflarla-sözlerle ne akıl ne de gönül derdine dermÂN bulunmaz.
Ki Ben bu AŞKuLLAH SIRRına Lokmân Hekim olmuşuz ki, eğer sen de derdim var dersen yârene merhemimiz SARarsañ GeL!.


Resim

Taş u toprak tavâfından vefâ bulmadı ‘âşıklar
‘Âşıkıñ kalbidür Ka’be hac u ‘umre iderseñ gel..


Haccın ve Tavâfın gerçek mânâsından hebersiz insanların KÂBE’yi bir Taş ve Toprak Binası sanmalarından uzakta ve onların işleriden bir vefâ BULmadılar, ALLAHın EVi olarak BiLen MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLar.
Şahdamarından daha AKREB/AKRABa olduğu BİLincini fiilen yaşayan MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLarın KALBidir KÂBE.. Eğer sen de, Hac ve Umre etmek istersen buyur GeL!.


Resim

Delilim mürşid-i kâmil tanugum tevhîd-i esmâ
Gümâna düşmesün nefsiñ bu menzile irerseñ gel..


Benim bu AŞKuLLAH hususundaki sözlerimde delilim, MuhaMMedî Mürşid-i Kâmil Şâhidim ESMÂULLAH TEVHİDidir.
Sakın senin nefsin şüpheye düşmesin ki eğer VicdÂNın MutLak TEVHİD Hedefini tercih edip ULAŞmaya azmettiyse GeL!.


Resim

Bugün vahdet nişânından âhar yerden cevâb itme
Ledünni bahrınıñ kâlı ki bir katre ararsañ gel..


Bu gün sakın ola VAHDETuLLAH NİŞÂNI-ndan başka yerlerin anlatım sözleriyle ters cevablar verme!
Ledünnî İLiM Denizini İNCİsi olan SÖZLer söylemekteyim ki, sen de bir DAMLAcık ARAmaktaysan GeL!.


Resim

Sinân Ümmî olup sâki eline câm-ı ‘aşk aldı
Koyup nâmûsı ey zâhid mey ü sohbet sürerseñ gel..


Sinân Ümmî kaddesallahu sırrahu BaBam AŞKuLLAH KaLB Kadehini ELine ALan bir MuhaMMedî Hakikat SÂKisi-SUNucusudur.
EYy AŞKuLLAHı zâhirde ARAyıp duran Zâhid, bu âleme mahsus NeFsî bENLik ar ve namusunu bırak da, Şehâdet Şarabı ve SîNe Sohbeti SÜRdürmek istersen GeL!.


Resim

Safâ.: Gönül şenliği, eğlence. * Duru olmak, itmi'nan ve meserret üzere olmak. Temiz, sâfi olmak.
Seyf.: Kılıç.
Akvâ.: Daha kuvvetli. En kuvvetli.
Ekvâ.: Daha kuvvetli, en kuvvetli.
Cihâdü’l-ekber.: Nefis ile mücadele.
Mâsiva.: Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
Müsemmâ.: İsimlendirilen, ad verilmiş olan, bir ismi olan. * Muayyen zaman. Belirli vakit.
Ahbâr.: (Haber. C.) Haberler. (Bak: Haber-İhbar)
Esrâr.: (Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler.
Irmak: Ayırılmak.
Emrâz.: (Maraz. C.) Hastalıklar. Marazlar.
Kâl.: (A, uzun okunur) Söz.
Lokmân Hekim.: Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davud (aleyhisselâm) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya veli olduğu hususunda ihtilaf vardır.
Gümân.: f. Zan. Tahmin. Sanmak. şüphe.
Menzil.: İnilen yer. Konulacak yer. * Yer. Dünya. Ev. * Mesafe..
Âhar.: (Aher) Gayrı, başkası. Diğeri.
Ledünn.: (İlm-i ledünn) Garib bir ilim ismidir. Ona vakıf olan, mesturat ve hafâyayı, gizlilikleri münkeşif bir halde göreceği gibi, esrar-ı İlâhiyyeye de ıttıla' kesbeder. Bu ilm-i şerifin hocası ve sultanı Fahr-i Kâinat Aleyhi Ekmelüttahiyyât vessalâvât Efendimiz Hz. leridir. Bu ilmin ehli ise, Enbiyâ-ı izâm (A.S.) ve Ehlullâh-i Kiram Efendilerimiz Hazretleridir.
Ledünnî.: Ledünn ilmine mensub ve müteallik. Ledünne dair ve ait.
Kân.: f. Bir şeyin menbaı. * Kuyu. Kaynak. * Mâden ocağı. * Bir keyfiyetin. (niteliğin) bol olarak bulunduğu kimse..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim97.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Bugün bu ‘aşkıñ içinde vicdânımız eksik degül
Hudânıñ kurb-ı zâtında seyrânımız eksik degül..


Bu günümüzde, AŞKuLLAH içinde Vicdânımız/İçimizdeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevî hissimiz tamdır ve bir eksiklik asla yoktur.
Şah damarımızdan da AKREB/yaKîN OLan El Hadî Hüdâmız’ın ZÂTî YAKÎNLiğinde seyrÂNımız tamdır ve bir eksiklik asla yoktur..


El Hâdî:
Resim

Resim

Bu ‘aşkıñ haymesin ey şâh kuraldan oldı hôş dergâh
Yedi iklîme hükm eyler sultânımız eksik degül..


O yüce ŞÂH, bu AŞKuLLAH’ın ÇİLLE Çadırını kurdu kuralı bu ÂLEM bizim için
Çok hoşbir DERVİŞ DERGÂHı OLdu..
Bu DERGÂHımızda Yedi İKLİme hükmü geçen SultÂNımız her ÂN ve DâiM VARdır asla eksik değildir..


Resim

Gelicek cezb-i Rabbânî halâldur ‘âşıkıñ kanı
Virür dôst yolına cânı kurbânımız eksik degül..


Ne zaman ki Şahdamarımızdan da AKREB/YaKîN OLaN’ın Rabbânî Cezbi/ÖZden ÖZe ÇEKiciliği gelirse işte o zamÂN MuhaMmedî HAKk ÂŞIKın KANı/CÂNı CÂNÂN’una HeLÂLdir.
O’nun OLANı O’na DOST YOLunda YAŞARken VERir ki, Ebedî ÖLmeyen CÂNı KurbÂNımız eksik değildir..


Resim

Mahabbet şerbetin her kim içerse kendüden geçer
Şarâb-ı ‘aşkı nûş ider mestânımız eksik degül..


Bu KULLuk MeydÂNında AŞKuLLAH Şarabının MaHaBBet Şehâdet Şerbetini kim İÇerse kendi İğreti bENLiğinden vaz geçer..
AŞKuLLAH Şarabını çekinmden İÇen SıRR-ı SIRf SARHOŞLarımız bu MeydÂNda eksik değildir..


Resim

Kemâlım vasfın isterseñ Muhammed Mustafâdandur
Veliler içre devr ider erkânımız eksik degül..


Bu KULLuk MeydÂNındaki KULLuk Kemâlâtımın/GELişip OLgunlaşma AŞAma HÂLLerini öğrenmek istersen, tek kelime ile MuhaMMed Mustafâ aleyhisselâmdandır.
El Velîyy ALLAH celle celâlihu VelîYyuLLAHLarı arasında devredip duran bu İLaHî AŞKuLLAH ErkÂNımız eksik değildir..


El Veliyyü:
Resim

Resim

Kodılar mâsiva’llâhı kılurlar ârzû ol Şâhı
Çekilür dün ü gün turmaz kârbânımız eksik degül..


O VelîYyuLLAHLar ki, ALLAH celle celâlihu’dan başkasını terk ettiler ve bütün istek ve arzuları sadece ol Şâh’a ALLAH celle celâlihu’ya yönelmiştir.
Bu AŞKuLLAH KERVÂNımız dün bugün yarınsız ebeden Çeker Gider ki asla hiçbir ÂN eksik değildir..


Resim

Bu tevhîdiñ müsemmâsın taleb kılan bugün gelsün
‘Âşıklar tâlibân oynar ‘ummânımız eksik degül..


Bu TEVHİDuLLAH için gerekenleri öğrenmek isteyenler HAKk ERENLer Kapısına gelsin ki,
MuhaMmedî HAKk ÂŞIKLarın AŞKuLLAH OYUNunu oynamak isteyenlere Hasbî Hizmet UmmÂNımız sınırsızdır eksik değildir..


Resim

Gelür ol bahr-ı mutlakdan ledünnî ‘ilminiñ feyzi
Dolar kalbe akar dilden ‘irfânımız eksik degül..


Biz MuhaMmedî HAKk ÂŞIKLarın gönlüne, Sonsuz İLMULLAH DERYâsından Rahmeten li’l- ÂLEMîN BULUTLarından durmadan Ledünnî ‘İlminiñ Feyzi yağar.
Kalblerimize DOLup DİLLerimizden ÇAĞLayan MuhaMmedî İrfÂNımız eksik değildir..


Resim

Sinân Ümmî bu meydâna girelden hôş safâ buldı
Bizüm bu derdiñ içinde dermânımız eksik degül


Sinân Ümmî Babam kaddesallahu sırrahu bu TEVHİDuLLAH-AŞKuLLAH MeydÂNına; İlim-İrade-İdrakle girip fiilen İştirak edip yaşayalı beridir sonsuz safâ buldu.
BİZim bu yaşanmdan ANLAtılamayan AŞKuLLAH DERDimizin kendi İÇinde DermÂNımız Hamd OLsun RABBımız TeÂLÂ’ya eksik değildir..


Resim

Vicdân.: İnsanın içindeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevî his.
Hayme.: Çadır.
Cezb.: Kendine doğru çekme. * İçme.
Nûş.: f. İçen, içici. * Tatlı şerbet gibi içilecek şey. * Zevk ve safâ.
Mestân.: (Mest. C.) f. Sarhoşlar.
Vasf.: Sıfat. Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl. Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek.
Erkân.: (Rükn. C.) Rükünler. Esaslar. Temeller. İleri gelen kimseler.
Mâsiva.: Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
Kârbân.: Kervan.
Müsemmâ.: İsimlendirilen, ad verilmiş olan, bir ismi olan. * Muayyen zaman. Belirli vakit.
Tâlib.: (C.: Tulleb-Tullâb-Talebe) İsteyen, istekli. * Talebe, öğrenci.
Ledünn.: (İlm-i ledünn) Garib bir ilim ismidir. Ona vakıf olan, mesturat ve hafâyayı, gizlilikleri münkeşif bir halde göreceği gibi, esrar-ı İlâhiyyeye de ıttıla' kesbeder. Bu ilm-i şerifin hocası ve sultanı Fahr-i Kâinat Aleyhi Ekmelüttahiyyât vessalâvât Efendimiz Hz. leridir. Bu ilmin ehli ise, Enbiyâ-ı izâm (A.S.) ve Ehlullâh-i Kiram Efendilerimiz Hazretleridir.
Ledünnî.: Ledünn ilmine mensub ve müteallik. Ledünne dair ve ait.
Safâ.: Gönül şenliği, eğlence. * Duru olmak, itmi'nan ve meserret üzere olmak. Temiz, sâfi olmak..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim98.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Aç gözüñi bir dem uyan
Sen ey göñül gel ey gönül..
Mahabbet rengine boyan
Sen ey göñül gel ey gönül..


Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm, bir ÂN oLsun aç gözünün de bir uyan, MuhaMMedî MahaBBet rengine boyan =>Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm!.

Resim
Aldanma nefsiñ âline
Yapış bu mürşid eline
İresin ol dôst iline
Sen ey göñül gel ey gönül..


NEFsin DÜNyacı Hevâ-Heves atıp tutmalarına, yüksekten uçmalarına aldanma da MuhaMmedî bir Mürşid-i KâmiL ELi tut kiEL ELe EL ÂLLAH’a EL VELî ALLAH celle celâlihu DOSt DiYÂRına ULAŞasın =>Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm!.

Resim

Tevhîde dönder sözüñi
Dergâha dönder yüzüñi
Pâk eyleyü gör özüñi
Sen ey göñül gel ey gönül..


İÇi boş lakırdıları bırak da HAKk SÖZünü TEVHİDuLLAHa çavir ki ÖZünü PÂK EYyLeyeBİLesin =>Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm!.

Resim

Bilürsin bu cihân fâni
Senden evvel gelen kanı
‘Aşka ulaşdur bu cânı
Sen ey göñül gel ey gönül..


Çok iyibilirsin ki şu CÂNın izafî-iğreti ve gelgeç KULLuk İmtihÂNı içindir ve sonUÇta FÂNİdir.. İyi bak ki sen den önce gelenler ve ataların hani nerdeler?.
Hemence AŞKuLLAHa ULAŞtır bu CÂNı =>Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm!.


Resim

Ümmî Sinân eydür saña
Sözüm budur öñden soña
Çevir yönüñ hakdan yaña
Sen ey göñül gel ey gönül..


Ümmî Sinân Babam kaddesallahu sırrahu der ki.: “Sana SÖZüm Başında da SOnUÇta da Budur!.”
VüCÛD YÜZÜnü ve GÖNÜL YÖNünü HAKk TeÂLÂ’ya Çevir =>Sen EYy GÖNLüm!. GeL EYy GÖNLüm!.


Resim

Âl.: Yüksek. Âlî. Yüce. Bülend.
Kanı.: Hani nerede..
Eydür.: Eyy sana diyorum der....
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim99.unciu ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Ey göñül togrı git hakkıñ yolına
Erenleriñ çıgırından çıkma gel..
Dilerseñ maksûduñ ‘ayân bulına
Cihânıñ nakşına becid bakma gel..


Ey gönlüm HAKk’ın YOLUna dosdoğru git. Gel sen sakın ERENLerin YOLUndan çıkma sakın!
Sen cândan gönülden YÂRE vuslât maksadını açık-seçik bulursun. Sen aklın fikrini şu cihânın gözüken şeylerine içten ve gerçekten bakıp eğlenme!.


Resim

Ne gördüñse evliyânıñ yüzinden
İşle ayrılma anlaruñ izinden
Hazer eyle sakın İblîs sözinden
Dergâhda nâmıñı verüp yakma gel..


Senin Rehberin olan ERENLerin/Evliyânın yüzünde Özünü oku ve işlerini aynen uygulayıp İZLerinden sakın ayrılma!.
Sakın HAKk ERENLer görmezler sanıp İblîs sözüne uyma kendini koru, yoksa ERERNLer Dergâhında raddedilirsin ve namını yakma gel..


Resim

Niçe bir ben deyü da‘vî kılasın
Her ne işledüñse bir gün bulasın
Sözi togrı söyle mü’min olasın
Yılan gibi irdügüñi sokma gel..


Sen ne demeye “ben de ben” deyip benlik davasında kendini haklı görüp veya zannedip üstün fikirlilik iddia etmeye n zamana kadar devam edeceksin.
Halbuki her ne işlemişsen bir gün ektiğini biçersin.
Sözlerini dosdoğru söyle ve sahib çık ki, MuhaMMedî Mü’min OLaBİLesin. Yoksa Yıla gibi eğeri büğrü gidip eriştiğini yakalayıp sokupdurma gel!.


Resim

‘Âlimler ‘ilm-ile erkân iderler
‘Âşıklar ‘âlemi seyrân iderler
‘Ârifler ‘isyânı pinhân iderler
Görüp işitdügüñ ilüp çakma gel..


MuhaMMedî ÂLiMler İlim ile erkân iderler/YOLun esaslarını uygularlar.
MuhaMMedî ÂŞıKlar Madde-Mânâ Âlemlerini seyrân edip İZLerLer.
MuhaMMedî MeLÂMi ÂRiFler inkarı-isyânı insan hâli yapsalar bile gizli yaparlar
Görüp işitdiğin her şeye takılıp, kazık çakıp tutulma gel!.


Resim

Yarın cennet kapuları açıla
hakkıñ rahmetleri halka saçıla
Ola kim eksükleriñden geçile
Kimsenüñ suçuna lakap takma gel..


Âhir Günü geldiğinde CeNNet kapıları açıla. Halkına HAKk TeÂLÂ’nın rahmetleri saçıla.
OLa ki, lâyık olanların eksik-hatalarından vaz geçile. Onun için bu âlemde HAKk TeÂLÂ’nın Halkının Müfettişi ve Müftüsü gibi suçlarına çeşitli lâkablar uydurma gel!.


Resim

Sular gibi çagla aslıñı özle
Fâş itme câhile sırrıñı gizle
Alçaga meyl idüp ‘ummânı gözle
Dagıluban her yañaya akma gel..


Sende AŞKuLLAH ile çağlayan SU-Lar gibi ASLına SILana yönel ve ÖZLe.
ÖZündeki SIRRını Cahil önüne dökme ve gayretle gizle. Mansabsız SULar gibi her yöne dağılıp gitme YOLuna git gel!.


Resim

Bu dünyânıñ yoklugına darılma
Siñek gibi ‘ankebûta sarılma
Bülbül olup gülistândan ayrılma
Aru gibi her çiçegi kokma gel..


Sakın bu Dünyada kanaatı bırakıp tamah ve hırs ile mala mülke saldırıp, Örümceğin ağına takılıp canından olan sinekler gibi Dünyaperestlik tuzağına düşme.
Sen GÜLİSTÂN bekçisi GÜLün ÂŞIĞı BÜLBÜL gibi sabit dur.
ARı gibi çiçekleri koklayarak dolaşma gel!.


Resim

Göre bu dünyâyı irküp dereni
Anca bir sâ‘atdur anuñ virânı
Lokmañı pâk eyle ele gireni
Hayvân gibi bogazıña dıkma gel..


Bak bakalım GÖReBİLecek misin bu Dünyayı biriktirip toplayanları.
GÖReBİLeceğin sanki sadece bir saatlik ömür eserlerinin virâneliğidir..
Eline geçirdiği ve ağzına sokacığın lokmanı haramsız helâl-pâk et!
Hayvanlar gibi eline geçirdiğini bogazına tıkma gel!.


Resim

Ümmî Sinân eydür fânîdür cihân
Anca bir kâmiller olupdur nihân
Bir adım türâbda saña da mekân
Bulunur şimdi havâdan bakma gel..


Ümmî Sinân kaddesallahu sırrahu BaBam der ki.: “Bu Cihân herkese Fânîdir. Ancak bundan müstesnâ olanlar MuhaMMedî KâMiLLer olup ölmeden önce Ölüp DİRİLenlerdir ve halka gizlidirler.
En SONunda bir adımlık toprak mezar sana da mekân seni beklemektedir ki şimdi sen, burnun havalarda bakma Dünyaya gel..


Resim


Maksûd.: Kasdedilmiş. Kasdedilen. * İstenilen şey. İstek. Arzu. Gâye
Becid.: f. Ciddi, gerçek, hakikat. * Cidden, gerçekten.
Hazer.: Çekinme. Zarar verebilecek şeyden kaçınma. Korunma.
Da‘vî.: Takib edilen fikir, iddia. * Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. * Hakkı olanın iddia etmesi. Kendini haklı görüp veya zannedip üstün fikirlilik iddia etmek. * Mes'ele. * İnat. Ayak diremek. * Cenab-ı Hak'tan hayır ve rahmet dilemek. * Bir kimseyi bir şeye sevketmek. * Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
Erkân.: (Rükn. C.) Rükünler. Esaslar. Temeller. İleri gelen kimseler.
Seyrân.: (Aslı: Seyeran) Gezme, gezinme. Bakıp görme. * Hareket etme. * Açılma, ferahlanma, teferrüc.
Pinhân.: f. Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir.
Fâş.: Meydana çıkmış. Yayılmış. * Anlaşılmış olan
Ankebût.: (C.: Anâkıb) Dişi örümcek.
İlmek.: Takılmak, tutulmak.
İrkmek.: Biriktirmek. Toplamak.
Pâk.:
f. Temiz, saf, katıksız. Hep, tamam, mübarek, kudsî..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim100.üncü ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün

Harb-ı zikriñ sohbetinde cânı hayrân eylegil,
Salmasun çek bir özüñde bagrı biryân eylegil..


Nefsin ZİKRuLLAH’a İhLâsLa şüphesiz katılması gerektiğini ANLAtan HAKk ERERNLer SOHBetinde CÂNını RÛHunu HayrÂN etmeye gel..
ÖZündeki ZİKRuLLAH Ateşinden bir kerre de OLsa çekme ki bağrını-sîneni Biryân-Pürân Kebabı etmeye gel..


Resim

Lâ diyen illâ dimez evvel bazârda añladum
Ger nasîbiñ var ise illâda seyrân eylegil..


Lâ=>Yoktur deyip takılıp kalanlar illâ deyip RABBı TeÂLÂ’yı istisnâ edemeyeceğini en evvelki Bezm-i Elest Bazârında İblis’in hâlinden anladım.
Eğer ki, Hakkı Hayrı KULLuk TERcihinde nasîbiñ var ise;

Lâ’da =>DevrÂN etmeye gel..
İLÂHe’de =>SeyrÂN etmeye gel..
İLLâ da =>CevLÂN etmeye gel..
ALLAH’ta =>HayrÂN etmeye gel..

Resim

Perdeler kat kat hicâb oldı saña aç gözüñi
Aslıña irmek dilerseñ cânı ‘uryân eylegil..


Kaplımbağa Kabuğu gibi kat kat Gaflet-Cehâlet-Dalalet-İhânet Perdelerin Hakikat-ı MuhaMMedîyyeni görmene en gel OLdu. Kafa ve Kalb GÖZünü aç da,
Yaşadığın İgreti-GeLgeç bENLik fASLIyın ASLını BİLip-BULup-OLup YAŞAmak DİLersen CÂNını çırılçıpLak etmeye gel..


Resim

İsm-i zâtıñ feyz-i nehrinden suvardılar şehrini
Kalmasun katre vücûduñ bahr-ı ‘ummân eylegil..


ALLAHu zü’L- CELÂL’in ZÂTına mahsus ZÂTuLLAH TECELLÎsi NEHRinin BOLLuk ve Bereketinden SULadıLar ŞE’ÂNULLAH ŞEHRİni,
Sen de =>Bir DAMLA SUdan Yaratıldın bu KULLuk İmtihÂNı ÂLeMinde HÂLiyLe Kirlenen VüCÛDunda bir ZERRe KALmasın DAMLAnı tertemiz OLarak SONSUZ NAHNU-BİZ BİR-İZ DEYÂsına gark Olmaya geL..


Resim

Cehl ü nâ-dân gayretinden kalma kaldur başıñı
Geç bu sûretden seni sen kâmil insân eylegil..


KULLuk Haddini bilmezlik Cehâletinden KurtuLma Gayretinden geri durma HAKk’a kaldır başını,
Bu EŞYÂ BÂZÂRInda SÛREtini Put edinmekten vaz geç de =>ÖZÜNdeki SÎREtine ER ve sen seni KâMiL İnsÂN etmeye gel..


Resim

‘Aşka yâr ol gel berü sen dôstı düşmân añlama
Seyr-i fi’llâh illerine merd cevlân eylegil..


AŞKuLLAH’a YÂR OL ki sakın Gerçek DOStunu düşman sanıp yanlış anlama.
Muhitte ALLAH celle celâlihu, Merkezde Rabbu’L- ÂLEMîn’in şu ŞE’ÂNuLLAHta her ŞEYyde ALLAH İmzalı SEYRÂNGÂHına MuhaMMedî YİGitçe ve Buhar gibi Halka gözükmeden tek tek tavaf etmeye gel..


Resim

Zât-ı hakka dogrı varan kârbân ehlinden ol
Olmasun yañlış işiñde yoluñ âsân eylegil..


Raziyeten-Merziyyeten HAKk TeÂLÂ’nın sonUÇ-ta ZÂT’ına Her ÂN YOL ALmakta OLan MuhaMMedî KARÎBLer KERVÂNInın İÇİnde Olmaya gel..
KULluk YOLculuğu İŞİnde YANLış YOLLara sapma ve YOLunu SEBİLiLLAH Sırat-ı Mustakîm KOLAYLığında etmeye gel..


Resim

Tayyib ü tâhir olunca tâ ki kalbiñden maraz
Bekle sen Lokmân eşigin derde dermân eylegil..


Sen HAKk TeÂLÂ’ya KULLuk Tercihini ve gerekenleri yapmanı engelleyen Kalb Hastalıklarından kurtulabilmek için,
HAKk ERENLER TaBîBi- Lokmân Eşiginde sadakatla Tâlim-Terbiyesinde sabret-bekle ki, tümm derdtlerine dermân etmeye gel..


Resim

Ey Sinân Ümmî ‘ömür harc itme nâsût ehline
‘Ârifâna yek nazar kıl sırr-ı pinhân eylegil..


Ey Sinân Ümmî kaddesallahu sırrahu Babam, şu kısacık KULLuk İmtihÂNı ÖMRünü, her nefsin Kaderince kadarınca İnsÂNLık YaşayışLarına takılıp BOŞ yere harcama işine bak,
MuhaMMedî HAKk ÂrifLere TEK-BİR BAkışLa BİZ BİR-İZ OL ve Câhillerden ÖZ SIRRını ÖZünde SAKLAmaya gel..


Resim

Hicâb.: Perde. Örtü. Hâil. * Utanma. Kendini kusurlu bilip insanlar arasından çekilmek. * Men'etmek. * Allah ile kul arasındaki perde. * Setretmek. Gizlemek
Uryân.: Çıplak.
Feyz.: (C.: Füyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mübareklik. * Şan, şöhret. * İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak. * Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su
Katre.: Damla. Su damlası. * Bir damla olan şey.
Nâ-dân.: f. Cahil, bilmez, haddini bilmez.
Cevl.: Tavaf etme.
Kârbân.: f. Kervan.
Âsân.: f. Kolay. Suhuletli. Yesir.
Lokmân.: Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davud (aleyhisselâm zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya velî olduğu hususunda ihtilaf vardır..
Harç.: Gider, sarfiyat, bir iş için kullanılan madde.
Nâsût.: İnsanlık. İnsanlar ve onlarla alâkalı şeyler.
Pinhân.: f. Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim101.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Ey dirigâ külli râhatlar baña oldı harâm
Derd-i ‘aşkıñ leşkeri cân iklîmin kıldı merâm..


Yazıklar, eyvâhlar olsun bana ki, bu hayatta bütün rahatlıklar haram oldu,
AŞk DERdinin askerleri CÂN ÜLKemi NişÂN Tahtası ve Mermi Atış Alanı YAPtı..


Resim

Niçe bir yanup tutuşursın eyâ cân u ciger
Bir meded yok mı senüñ bir derdiñe ola senüñ arâm..


EYy CÂNım, eyy ciğerim, ne zamana kadar ateşlerle tutuşup yanacaksınız,
Bu derdinize imdad edecek yok mu ki, sizi bu dertlerden kurtarıp, rahat ettirip de dinlendirse..


Resim

Bahr-ı ‘aşkıñ mevci başdan aşdı nidem âh âh
Âcizem âvâreyem ben kancaru gidem varam..


Durmadan “âh!. Âh!.” çekerim, AŞk DENİZinin dalgaları başımdan aştı, gark etti.
Ben zavallı âciz ve başıboş birisiyim bu Gurbet Diyârında, nerelere, ne tarafa yol alıp gidip de varayım?!.


Resim

Ey bu derde ugrayup hâlim bilenden bir kişi
Virmedüñ yâ Rab baña kim derdime dermân soram..


Yâ RABB!. Şu hayatımda bana, AŞk DERdi başından geçmiş, aşkı yaşamış ve benim ÂŞık hâlimden anlayacak bilecek bir kişiyi yoLdaş olarak vermedin ki, ben bu AŞk DERdimin dermÂNının ona soraydım..


Resim

Derd-i ‘aşkıñ cür‘asından bir kadah nûş eyledüm
Anuñ içün âh idüp hasret odına yanaram..


AŞk DERdinin Bir yudumluk kalb kadehinden TeKBiR yudum içtim ki,
Ben o yüzden, o sebeble durmadan AŞk DERdinin hasret ateşine yanarımm..
Ve Durmadan “âh!. âh!.” lar ederim..


Resim

Gözümüñ yaşı akar yandı ciger biryân olup
Ey Hudâ derdiñ kapusından devâsın umaram..


Ciğerlerimi AŞk DERdi ateşLeri yaktı, püryan kebâbı eyledi, ÖZ ÇİLeLerimi kaynattı gözlerimden yaş yerine LaV akar.
EYy KüLLî ŞeYyi, herkesi ve her HÂLi Yaratan EL HÂDî celle celâlihu, bu çâresiz AŞk DERdimin devâsını da, LÜTf-ü-KEREM KAPından umarım..


El Hâdî celle celâlihu.:
Resim

Resim

Yâ İlâhî sen bilürsin hâlimi ey Pâdişâh
Senden olmazsa ‘inâyet gayrı kime yalvaram..


EYy KüLLî ŞEYy’in El İlâhı, Yaratmakta olduğun Kâinâtının SuLtÂNı-Pâdişâhı,
Bana SENden inâyet-Hidâyet ve Selâmet olmazsa ben, SENden bAŞKa kimin kapısına gidip de yalvarayım..


El İlâhu celle celâlihu.:
Resim

Resim

Bu fırâk-ı hasret içinde ‘aceb ben bî-nevâ
Niçe bir hıdmet kıluban yâ niçe iş başaram..


Ben, bu acı ayrılık hasreti içinde bî-nevâ/zavallı, nâsibsiz, muhtaç ve çâresiz hâlde,
CÂNda CÂNÂN’ıma, nasıl makbul HİZMet edip de VUSLât-KAVUŞum İŞİmi BAŞaraBİLirim!.


Resim

Yagma kıldı ‘aklı cânı göñli ‘aşkıñ ‘askeri
Kancaru ‘azm eyleyem yâ kancaru gidem varam..


Bu İlâhî AŞKın AskerLeri, GÖNüL ÜLKemi bastı, AKLımı ve CÂNımı yağmaladı talan etti,
Ben bu HÂLde nereye, nasıl ve ne tarafa YOLa Çıkıp, YOL ALıp da YÂRimin İLİne VARaBİLeyim..


Resim

Kalmışam hayrân u sergerdân olup hayretdeyem
Bilmezem bu mürg-ı sevdâyı ne yaña uçuram..


Ben bu AŞKuLLAH ÇÖLünde, başı dönmüş, ne yapacağını bilmeyen, şaşırmış, sersemlemiş bir HÂLde
Dehşetle, HAYRette ve HAYRandayım.
Bu KARA SEVdâ KUşumu ne tarafa UÇURayımm..


Resim

Hecriñ odı bükdi elif kaddimi dâl eyledi
Bilmezem bu çarhıñ elinden nice baş kurtaram..


Bu terkedişin, bu ayrılığın ve bu hasrette KALışın ATEŞi, ELif gibi dosdoğru olan boyumu bükülmüş bir dal eyledi,
BİLmiYORum “ben BAŞım”ı, durmadan dönen şu Çark-ı FELeğin Kader fırtınası ve Kader Rüzgarından nasıl kurtarıp da EmÂNet AKIL fASLımı =>HAYy ASLıma ULAŞtırırım!.


Resim

Çün dürişdüm râh içinde kılmaduñ ey hak revâ
İstedüm bir hâle hâldaş yola yoldaş aparam..


EYy NEFsim, çokça uğraşıp didinmeme rağmen, SIRAt-ı Mustakîm YOLumuzda Lâzım ve Lâyıkın gereğince Uygun İŞLer etmedin,
Çok istedim ki bu AŞKuLLAH YOLumda, HÂLimden ANLayan YÂRdımcım OLan beni sürükleyip YÂR’ime götürürecek bir YÂR YOLDAŞımı BİLip-BULup YOL Alayım..


Resim

Senden âhar kimseden yokdur vefâ bildüm bugün
Aglayu geldüm ki fazlıñ kapusında oturam..


Ben bu günümde ve KULLuk İmtihÂNı HANı'mda, SENden bAŞKa hiçbir KİMseden bir vefâ yokmuş ANLAdım.
Gözyaşı döküp ağlayarak FAZL-u-KEREM KAPIna gELdim oturdum..


Resim

Umaram kim ol habîbiñ hurmeti-y-çün nâ-gehân
Bir nazar kılup diyesin kim baña gel bi-çâram..


SENin EŞsiz HaBîBin RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem HÖRMEtine hemence, bir ÂNda,
Bir Nazar Kılıp, göz atıp da buyrasın ki.: “BANA geL ey BENden bAŞKasında ÇÂREsi Olmayanım!.”


Resim

Ey Hudâ senden Sinân Ümmî temennâ kıldıgı
Mürvetiñden ol Resûlüñ bâbına el kavşuram..


EYy Hidâyetin MutLak Sâhib EL HÂDî ALLAH celle celâlihu, Sinân Ümmî kaddesallahu sırrahu BaBamın SENden Minnettâr kalacağı isteği-umudu.: “Hakkı ve Hayrı EMRedip KULLarından isteyen YÜCEliğinden, SENin RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’iyin KeReM KAPIsına ULAŞıp EL BAĞLAyım İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.”


Resim

Dirigâ.: f. Yazık, eyvahlar olsun!
Leşker.: f. Asker.
Merâm.: (Mermi. C.) Mermi atma yeri. Mermiler. * Nişan okları.
Arâm.: f. Durma, dinlenme. * Yerleşme, rahat etme, karar kılma. * Eğlenme.
Mevc.: Dalga. Denizin dalgası. * Titreşim. * Mc: Devir, devre.
Kancaru.: Nereye, neresi, ne tarafa.
Cür‘a.: Tek yudum. Bir içimlik. Bir yudumluk.
Nûş.: f. İçen, içici. * Tatlı şerbet gibi içilecek şey. * Zevk ve safâ.
İnâyet.: Yardım, lütuf meded etmek. * Mühim bir işle karşılaşıp onunla meşgul olmak.
Bî-nevâ.: Zavallı, nasibsiz, muhtaç, çaresiz..
Sergerdân.: Başı dönen, ne yapacağını bilmeyen, şaşırmış, sersemlemiş bir durumda olan.
Mürg.: f. Merg. Kuş.
Hecr.: ayrılma, terketme; ayrılık.
Kadd.: Boy, bos.
Çarh.: Çark, tekerlek. * Felek, gök, sema. * Ok yayı. * Elbisede yaka. * Tef.* Devreden, dönen. * Çakır doğan. * Talih.
Dürüştüm: Uğraştım.
Râh.: (Reh) f. Yol. Tarz. Usûl. Meslek.
Revâ.: f. Lâyık, uygun.
Aparmak.: sürükleyip götürmek, alıp götürmek, alıp gitmek, almak.
Âhar.: (Aher) Gayrı, başkası. Diğeri.
Nâ-gehân.: f. Birdenbire, ansızın, âniden.
Temennâ.: Eli alnına götürerek selâmlama işareti yapma. * Minnettar olma.
Mürvet.: Mürüvvet.: İnsaniyet. İnsanlığa uygun olan şeyi yapmak. Güzel ve iyi şeyleri alıp, kötü şeyleri ve hâlleri bırakmak. * Ana baba saadeti. * Mertlik, yiğitlik. * Reculiyet..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim102.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün



Men Hudânıñ tevhîdi bâgında devlet ehliyem
Hamdü li’llâh çok şükür zâtında vahdet ehliyem..


Ben El HADî ALLAH celle celâlihu’ın TEK-BİRLik-NAHNu-TEVHiDuLLAH Bağına ULAŞıp Başına Devlet KUŞu konup VUSLâta ERENLerdenim
ALLAHu zü’L- CELÂL’a Hamd-ü-Senâm ve sonsuz Şükürlerim OLsun ki, ZÂTuLLAH AHADîYyet TEKe TEKLiği DERYÂsında AHMEDî DAMLasıyım..


Resim

Bâreka’llâh hôş tecellî eyledi ol Pâdişâh
Mustafânıñ vechiniñ şevkından ‘işret ehliyem..


SistemuLLaH'ın YARAtıcısı ve YÖNEticisi PâdiŞÂHı OLan SUBHÂN ALLAH celle celâlihu bereketler versin.
Ki bEN, Mustafâ aleyhisselâm’ın Zâtına Mahsus SEÇİLmişLİğinin AŞKuLLAH Şevkinde/şiddetli arzu NEŞ’Esinde-IŞığında İLâHî ZEVk ve SEFâ EHLiyim..


Resim

Hôş safâdur san‘atım Allâhu a‘lem kim bugün
Hak Ta‘âlâ ‘aşkınıñ bâgında halvet ehliyem..


Yüce ALLAHu zü’L- CELÂL BİLir ki, benim şu ÂNda çalıştığım SUBHÂNî San‘atım, MuhaMMedî Mârifet Hünerim, HÂL-i HAZIRın En Muhteşem ve HOŞş SAFâ/Manevî Gönül Şenliğinde bu gün bEN,
HAKk TeÂLÂ’nın AŞKkının Bâgında FeNâFİLLAH HaLvet EHLiyim..


Resim

Kısmet evvel [ol] nasîbin almayandan gizlüdür
Âteş-i ‘aşk-ıla pişmiş yahşı ni‘met ehliyem..


ALLAHu zü’L- CELÂL’in Bir KULun Kaderinde =>Hayat Irmağında Akıtmakta OLduğu NASÎBi OLan BALIğa, OLta atıp sebebe baş VURup çabalayıp yakalayıp KISMeti yapması şarttır SÜNNETULLAHta.
İşte ben, bu AŞKULLAH ATEŞi İÇinde Çabalayıp Nasîbini Kısmeti eden Yiğit Ni’metuLLAH EHLiyim..


Resim

Mürşid-i kâmil çerâgından münevverdür cihân
Pir ‘azîzim himmetinden nûr-ı ‘izzet ehliyem..


Her KULun bu CihÂNdaki Ham AKLını =>İLAHî-MuhaMMedî KeMâLâtLa =>NÛRuLLAHLa KALB KANDİlini ÇİLE ÇERÂğıyLa DİRİLtip NÛRLandırıLan GÖNÜL GÖZLeri TÜMM CİHÂNı NÛRULLAH GÖRür..
AzîZ PİRim ELinden CÂN CERYÂNım OLarak ALdığım HiMMet NÛRuyLa İZZEt EHLiyim..


YEDULLAH =>YED-i RESÛLULLAH =>YED-i EHL-i BEYt =>YED-i VELÎYyuLLAH =>YED-i ABDULLAH..

يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---“Yekûlûne le in reca’nâ ile’l- medîneti le yuhricennel eazzu min hel ezell (ezelle), ve lillâhi’l- izzetu ve li resûlihî ve li’l- mû’minîne ve lâkinne’l- munâfikîne lâ ya’lemûn (ya’lemûne).: Derler ki.: "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır!." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) ALLAH'ın, O'nun RESÛLÜ'nün ve MÜ'MİNLERindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.” (Münâfikûn 63/8)

Resim

Tevhîdiñ deryâsına bahrî olan gelsün berü
Ol Rahîmiñ rahmeti nehrinde mürvet ehliyem..


TEVHÎDULLAH-TEKe TEKk-BİRLik DERYÂSI’na MuhaMMedî DALgıçLığın TÂLim ve TERBiyesini GÖRenLer Buyursun DALsın!.
Ben ise, Er RAHÎMiñ RAHMeti NEHRİnde MuhaMMedî MÜRÜVVET Mertlerinden, İLk Sözünün eri YİĞİTLerdenim..


Er RahîM celle celâlihu.:
Resim

Resim

Sundı Lokmân kalb-i emrâzıñ devâsın yâ Ganî
Derdlü cânlara salâdur ‘ilm-i hikmet ehliyem..


Ey Ganîyyu ALLAH celle celâlihu, LütfuLLAH Lokmânı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Kalb Derdimin Devâsı Şefâat Şifâsını SUNdu bana ki,
Benim gibi Kalb Derdi Ağrısı olup, Devâsı olan Şefâat Şifâsını arayan CÂNLara MuhaMMedî Hasbî Hizmet Salâmdır/ÇiLLe ÇAĞRImdır ki ben HİKMEt İLMi EHLiyim..


El Ganiyyü celle celâlihu.:
Resim

Resim

‘Îd-i vasla irmeg-içün çillegâhım erbe‘în
‘Îd-i ekber hacc-ı ekber oldı nusret ehliyem..


El VEDÛD ALLAH celle celâlihu’ya VUSLÂ Bayramına ERmek İÇin KIRkLar ÇİLLeHÂNEsi OLdu SÎNEm,
CÂNımı =>CÂNÂN’a KURBÂN Ettiğim ÂN Îyd-i Ekber =>Arefesi Cuma gününe rastlayan KurbÂN Bayramım ve Hacc-ı Ekberim OLan GÜNde ben =>El Muheymînu’n- Nasîr RABBım TeÂLÂ’nın sonsuz Yardım, İnâyet, Hidâyet ve SeLâmetine ERENLerdenim..


En Nasîru celle celâlihu.:
Resim

Resim

‘Âşık oldur ma‘şûkuñ şevkında ser-gerdân ola
‘Aşk-ıla buldum vefâlar özge sohbet ehliyem..


MuhaMMedî HAKk ÂŞık ol kimsedir ki, SEVdiği Ma‘şûku’un AŞKuLLAH Şevkinde/şiddetli arzu NEŞ’Esinde, IŞIğında, başı dönmüş, hayret ve dehşet içinde olur.
Ben de, AŞKuLLAH ile İLAHî Vefâlar buldum ki, herkesten başka MuhaMMedî HABİBî Sohbet EHLiyim..


Resim

Gün gibi dîzârı şevkından müşerref oldı cân
Kalmadı zulmet siyâhı hakka vuslat ehliyem..


SEVgiLinin GÜNEŞ gibi GÜL GüzeLi Yüzünün IŞIğıyLa ŞerefLendi CÂN,
GönLümde İLÂHî GÖRüşümü engelleyen Perde KaranlıkLarı Kalmadı ki, ben çok Şükür VusLât EHLiyim..


Resim

Şöhret ü nâm sâhibidür añlamañ Ümmî Sinân
Dem-be-dem dôst eşiginde nâsdan ‘uzlet ehliyem..


Sakın sakın Ümmî Sinân kaddesallahu sırrahu BaBamı da, kendi bENLiğinin Şöhret ve Şanına SÂHibLerden sanmayın!.
Ben Dem-be-dem, Dâima, Demâdem, Her Yerde, Her ZamÂN, Her HÂLde ve Her NEFeste İnsÂNLarda uzakta =>Başım =>Ebedî DOSt, EL VELîyy ALLAH celle celâlihu’nun MuhaMMedî HAKk ÂŞıkLar Eşiğinde YÂRLe YALnızLık YURDUndayım.. El hamdu lillâhi rabbil âlemin!.


Resim

Bâreka’llâh.: Allah mübarek etti. Allah mübarek etsin. Hayırlı ve bereketli olsun.
İşret.: Hâlin zevk neşesi.
Halvet.: Yalnızlık. Tek başına kalmak. Tenhaya çekilme. * Gizlilik.
Yahşi.: pek güzel, çok güzel, iyi, güzel
Çerâg.: f. Işık. kandil. Lâmba. Mum. * Kutlu, mutlu.
Münevver.: (Nur. dan) Mc: Kur'ÂNî ve imanî eser okumakla ve ibadet ve taatla nurlanmış. Nurlandırılmış, ışıklı. * Uyanık. İntibaha gelmiş. Akıllı âlim. İmanî ve İslâmî tahsil ve terbiye görmüş. * Parlatılmış.
İzzet.: Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. * Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve mu'teber olmak. * Bulunmaz derecede az olan şey.
Bahrî.: Denize âit, denize mensup, denizle alâkalı.
Mürüvvet.: İnsaniyet. İnsanlığa uygun olan şeyi yapmak. Güzel ve iyi şeyleri alıp, kötü şeyleri ve hâlleri bırakmak. * Ana baba saadeti. * Mertlik, yiğitlik. * Reculiyet.
Lokmân Hekîm.: Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davûd (aleyhisselâm) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya veli olduğu hususunda ihtilaf vardır.
Emrâz.: (Maraz. c.) Hastalıklar. Marazlar.
Salâ.: Namaza davet için çağırmak. Minarede okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalât" veya "Salât" dır.)
Erbe‘în.: Kırk.
Îd.: Bayram günü. Bayram.
Îd-i ekber.: Arefesi Cuma gününe raslayan Kurban Bayramı.
Hacc-ı ekber: Genel kabul gören görüşe göre, Hac mevsimi dışında Kâbe'ye yapılan ziyarete (umreye) hacc-ı asğar; hac mevsiminde yapılan ziyarete de hacc-ı ekber denir. Bayramın birinci gününe de “hacc-ı ekber” denilir (Zeylaî, Tebyîn, II, 33).
Ser-gerdân.: f. Başı dönmüş, şaşkın. Hayran.
Özge.: başka..
Didâr (F. dîzâr): Güzel yüz, çehre, sevgili, görünme.
Dem-be-dem.: Dâima, demâdem..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim103.üncü ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Göñlüme yagan hemîşe ‘ilm ü ‘irfândur benüm
Söyledigi bu dilimiñ sırr-ı Kur’ândur benüm..


Tevhid TEKkesi olan gönlüme hiç durmadan yağan RAHmet=>İLim ve İrfÂndır benim.
Bu DİLimin her ÂN söylediği ise, Kur'ÂN-ı Kerîm’in SIRRıdır benim..


Resim

Genc ü mâlım baglamışam ben fenâ urganına
Ger metâ‘ımdan sorarsañ dürr ü mercândur benüm..


Şu GeLGeç Yurdu izafî DÜNyâda mal mülk ve emel hazinelerimin tümünü YOKLuk İPİne bağlamışım.
Eğer ki bu KULLuk BAZARI’nda Ticaret Malımı/sermayemi soracak olursan=>Mânâ incisi ve mercanıdır benim..

Resim

Cân Yûsufın satmaga geldüm ki meydân şehrine
Anuñ-içün gevherimiñ kıymeti cândur benüm..


En kıymetlim her şeyim Cân Yûsufumu şu DevrÂN-SeyrÂN-CevLÂn-HayrÂN Şehâdet Şehri MuhaBBet Meydânına köle gibi satmaya geldim.
Onun için mücevherimin değeri kıymeti CÂNdır benim.. Yani MuhaMMedî EDeb-İlim-İrfÂN-ErkÂN’ın bedeli Bir damlacık CÂNına kıyıp Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem UMMANında ebedi HAYy kılmaktır benim..


Resim

Virmezem kim kadrini bilmez ele bu la‘limi
Râzımı keşf eyledigim kâbil-i şândur benüm..


Kadir ve kıymetini bilmeyen ahmaklara bu kırmızı AŞKk Taşımı verip de teslim etmezem.
Bana RABBım TeÂLÂ’nı fıtraten ezelden yüklediği SıRRımı kendimde keşfedişim, Şu ÂNda SüNNetuLLAH üzere KÛn feyeKÛN OLAN ŞE’ÂNuLLAH ŞÂNımı-Keyfiyyet Mâhiyetimi ANLAyış kâbiliyyetimdir benim..


Resim

Ehl-i kâliñ ‘aklı irmez kim ne bilsün sürdügüm
Mustafâdan Murtazâdan âyin erkândur benüm..


Ham aklının ürünü İçi boş laff edenlerin, BİZim SÖZlerine elbette aklı eremez.
Çünkü benim İZLediğim İslâm Dinî âdâbı, âdeti, örfü ve kanunun temel ve esasları MuhaMMed Mustafâ aleyhisselâm ve Aliyyu’l- Murtazâ kerremallahu vechehu’dandır benim..


Resim

Kalb-i emrâzıñ devâsı bâbınıñ miftâhıyam
Pîr ü üstâdım sorarsañ bil ki Lokmândur benüm..


Her Yerde, Her ÂNda, Her Hâlde ve Her NEFes, Gönül gönüle ve EL ELe NAHNU=BİZ BİR-İZ Olduğum, İmam-ı Mutlak MuhaMMed Mustafâ aleyhisselâm ve VeliyuLLAH Aliyyu’l- Murtazâ kerremallahu vechehu’dandır ve ben deKalb Hastalıklarının Devâ HastahÂnesinin Kapısının ANAhtaryım.
Bu Hususta Pîr ve Üstâdım sorarsan bil ki, Musâ aleyhisselâm’ın Hocası Lokmân aleyhisselâmdır benim..


Resim

Sâkıyem meydâna girdim ‘aşk elinden sundugum
Ehl-i derd ‘âşıklarıñ derdine dermândur benüm..


Ben şu AŞKuLLAH Meydanına AŞKk SÂKisi/SUNucusu Olarak girdirildim ki, AŞK ELİnden Elimle DİLimle SUNduğum,
AŞKuLLAH DERdiyle Detlenen MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLara DOStt’an dermândır benim..


Resim

‘Ayn-ı vuslat şerbetidür kim benüm nûş itdigim
Anca ‘âşık sohbetinde mest ü hayrândur benüm..


Benim her nefeste durmadan içitiğim, MuhaMMedî Vuslât Menbağından-ÇiLLe Çeşmesinden Şehâdet Şerbetidir benim.
Böylesine ham akılların ANLAyamacağı SIRR SERHOŞLuğum, Hayrette HayrânOLuşum ancak ve ancak MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLarın AŞKK Sohbetlerindedir benim..


Resim

Mevc turmaz sad hezârân dürleri taşra atar
Gör vücûdum katresini bahr-ı ‘ummândur benüm..


Şu vücudumun bir TEK DAMLası NAHNU=BİZ BİRiZ UMMANı OLan Yaratıldığı NÛR-u MuhaMMed’den=> NÛRuLLah’ta olduğundan,
Yüz binlerce hakikat-ı MuhaMMedt İNCİLerini Göklere savurur ve hiçbir Halk DALgası engelleyemez beni/BİZi..


Resim

Fâsık u nâdân ne bilsün kim benüm esrârımı
Yoluma bel baglayanlar bil ki merdândur benüm..


Elebete bu Dünyada kendini ebedî sanan zavallı, haddini bilmez câhil, ALLAHu Zü’L- CELÂL'in emirlerine karşı zıt hareket eden, büyük günahı işlelemekten çekinmeyen ve küçük günahta ısrar eden kimseler, benim İLÂHî-MuhaMMedî SIRRLarımı nasıl BİLsinLer.
Onun içindir ki YOLuma=>MÜRŞİD-i MutLak Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e EL VERip BEL BAĞLAyan ERENLer ERLerimdir benim..


Resim

Kim ki meydânımda bir cân virdise biñ cân alur
Bir bekâdur kim fenâsız şâd u handândur benüm..


Kim ki Şu ÇAĞımda AŞKk MEYDÂNımda bir CÂN fedâ edip verdise bin CÂN İLe DİRİLir.
Bu ise asla gelip geçici Olmayan DERYÂdaki DAMLa gibi sonsuz VAR OLuş MuhaMMedî Mesrûrluğu, Şehâdet Şenliği ve BİZ BİR-İZ Bahtiyârlığı es SELÂM SEVincidir benim..


Resim

Kârbânım başıdur benüm ‘Âliyyü’l-Murtazâ
Menzilimiñ intihâsı Mustafâ cândur benüm..


YÂRım NEFESLik CÂNımLa =>MuhaMMedî Mensûbu Olduğum AŞKuLLAH KERVÂNImın BAŞında Âliyyü’l-Murtazâ kerremallahu vechehudur VARış Menzilimin sonUÇu=>İlâhi SEÇilişte ELEnip TEKe TEK KALan MuhaMMed Mustafâ aleyhisselâm CEM’ CÂNI’dır benim..

Resim

Re’s-i mâlımdan sorarsañ kim belâ-yı derd-i ‘aşk
Cânımıñ diñlencesi derd-ile devrândur benüm..


“AŞKuLLAH KERVÂNImın Ticârette BAŞ MALI NEdir?.” Diye Sorarsan kısaca=> AŞKk DERDinin YAKîne ERmden bitneyen BELÂ’sıdır.
Bu CihÂN CEheNNEMi’nde KULLuk DENEmesinden geçen İbrâhimî CÂNımın nefeslenip dinlendiği derd iLe Devr-i DEVRÂN eden Dünyâ Âlemidir benim..


Resim

Dü cihânıñ nakşına dil virmeyendür ser velî
Şerh idüben söyledigim kâmil insândur benüm..


AŞKuLLAHta MuhaMMedî BAŞ VELî =>Dünyâ-Âhiret İki cihânın nakşına/verecekleri ücretlere gönül virmeyendir.. CemâLuLLAH DİLEyendir..
Bu ZEVKLerimde AçıkLamaya Çalıştığım Bu HAZZLara âşine OLan MuhaMMedî Kâmil İnsândır benim..


Resim

Gerçi kim ‘isyân-ı gayba kalmışamdur her nefes
İllâ cânım hayretinden dôsta kurbândur benüm..


Gerçi bu KULLUk DiYÂRında her nefes =>GAYBî/OLduğu HÂLde gÖRüLmeyen RABBımı Tamm Yaşamayışımın verdiği İsyÂN Kaldığımda var.
Ne varki CÂNım HÂL-i HaZıR her HÂLde Hayretler İçin El VELî DOSt ALLAH celle celâlihu’ya KURBÂNdır benim..


Resim

Âh-ı firkatdan olupdur dil fenâ-ender-fenâ
Halk içinde nâm u ‘ırzım hâke yeksândur benüm..


Gönlüm şu Esfelînde, İLLiYyînden ayrılış âhıyla gönül, HAKk TeÂLÂ’da fenâ BULuş-YOKk OLuş Şuurundanda fâni.
Halk İçinde ise, onların çok değer verdiği şöhretim ırzım namusum yerle bir oldu benim..


Resim

Bu Sinân Ümmî za‘îfiñ yarası yanmak diler
Anuñ-içün kim bu cânım ‘aşka mihmândur benüm..


Şu MuhaMMedî HAKk ÂŞık, halk içinde zayıf güçsüz Sinân Ümmî kaddesallahu sırrahu BaBamın gönül yarası, hani yörüklerde iyi olmayan hayvan yaralarını kızğın demirle dağlandığı gibi AŞKuLLAH ATEŞiyle dağlayıp ZİKRuLLAHLa yanmak istemektedir..
Onun içindir ki yarım nefeslik CÂNım bu CihÂNda ancak AŞKuLLAH ATEşinde Misâfir YAŞAmaktadır benim..


Dağlamak.:
1-) Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak.
(2-) Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak..
(3-) (çok sıcak, soğuk veya acı bir şey) Yakmak..
(4-) Acısı yüreğine işlemek.



Resim

Hemîşe.: f. Dâima. Her zaman.
Genc.: f. Define, hazine. Gömülü hazine. Kenz.
Metâ‘.: Fayda. Menfaat. * Kıymetli eşya. Tüccar malı.
Gevher.: f. Akıl ve edeb. * Asıl ve neseb. * Elmas, cevher, mücevher. İnci. * Bir şeyin künhü ve esası. Hakikat..
La‘l.: Kırmızı. Al renk. * Dudak. Kırmızı ve kıymetli bir süs taşı..
Râz.: f. Gizli sır, saklı şey.
Kâbil.: Kabul eden. Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan.
Şân.: (C.: Şuun) Büyük sevap. * Şeref. * Irz, namus. * Nam, şöhret, şan, ün. * Mahiyet. * Gösteriş, çalım. * Tabiat, huy, âdet. * Hal, keyfiyet.
Âyin.: Merâsim. Usûl. Görenek. Dinî âdâb. Âdet, örf ve kanun.
Erkân.: (Rükn. C.) Rükünler. Esaslar. Temeller. İleri gelen kimseler..
Kâl.: (A, uzun okunur) Söz.
Emrâz.: (Maraz. C.) Hastalıklar. Marazlar.
Lokmân.: Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davud (aleyhisselâm) zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya veli olduğu hususunda ihtilaf vardır.
Sâki.: (Saky. dan) Sulayan, içecek su veren, sucu. * Kadeh sunan. İçki sunan.SAKİ'
Nûş.: f. İçen, içici. * Tatlı şerbet gibi içilecek şey. * Zevk ve safâ..
Hayrân.: Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş..
Mevc.: Dalga. Denizin dalgası. * Titreşim. * Mc: Devir, devre.
Katre.: Damla. Su damlası. * Bir damla olan şey.
Sad.: f. Yüz sayısı.
Hezârân.: f. Binler. Binlerce. Pek çok. * Bülbüller.
Fâsık.: (Fısk. dan) Günahkâr. Hak yolundan hâriç olan. Allah'ın emirlerine karşı zıt hareket eden. Büyük günahı işleyen veya küçük günahta ısrar eden kimse.
Nâdân.: f. Cahil, bilmez, haddini bilmez..
Esrâr.: (Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler..
Merdân.: (Merd. C.) Merdler. İnsanlar, erkekler, yiğitler.
Bekâ.: Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma.
Fenâ.: (Beka'nın zıddı) Yokluk. Yok olma. * Geçici dünya. * Geçip gitme. * Tas: Kendi varlığından geçmek. * Kötü. * Devamlı olmayan. * Çok kocamış olmak.
Handân.: f. Gülen, gülücü, mesrur.
Kârbân.: f. Kervan.
Menzil.: İnilen yer. Konulacak yer. * Yer. Dünya. Ev. * Mesafe.
İntihâ.: Son, nihayet, uç.
Re’s.: Baş, kafa. * Tepe. Uç. * Başlangıç. * Reis.
Devrân.: Devir, felek, zaman, deveran, dünya.
Gayb.: Gizli olan. Görünmeyen. Belirsiz. * Güman. Hislerle veya akıl ile bilinmeyen şey..
Firkat.: (Fürkat) İftirak. Dostlardan ve sâir sevdiği şeylerden ayrılış. Firak..
Hâk.: f. Toprak. Turab
Yeksân.: Beraber. Bir. * Düz. * Her zaman..
Mihmân.: f. Misafir..
Fenâ-ender-fenâ.: fenâ haline erme şuurundan da fani olmaktır (fenâ ender-fenâ).
Fenafillah.: Allah’ın varlığında fanî olmak demektir..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim104.üncü ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Ey dirîgâ yine benüm oldı işim neyleyem,
‘Aşk-ıla hôş oldı bu âvâre başım neyleyem..


“Yazıklar olsun! eyvâhlar olsun!” yine sürekli işim gücüm oldu ne yapayım neyleyim!.
Şu başı boş başım yine ancak AŞKk ile hoş olmakta ne yapayım neyleyim!.


Resim

Nûş idelden câmını ‘aşkıñ elinden bir kadeh,
Âh u efgân oldı etmeg-ile aşım neyleyem..


AŞKuLLAH Şarabını elinden bir kadeh içeli beridir=>ahh ile feryâd etmek oldu ekmeğim aşım ne yapayım neyleyim!.

Resim

Gâfil iken nâ-gehânî geldi bu sevdâ bana,
Ey mu‘abbir niçe ta‘bîr ola düşüm neyleyem..


Ben de çokları gibi dünya derdinde gâfil iken birden bire bu kara sevdâ geldi başıma,
Gönül DÜŞLerini yoran Dost, nasıl yorumlanır benim bu düşüm ne yapayım neyleyim!.


Resim

Yagma kıldı bu vücûdum mülkünü derd-i Hudâ,
Kılmadı assı bu nefsânî savaşım neyleyem..


El Hadi ALLAH celle celâlihu AŞKuLLAH Derdi tüm vüCÛDumu ele geçirdi,
Nefsim çok savaştı bu dünyadan vazgeçmemeye, sağlamlığım yetmedi ne yapayım neyleyim!.


El Hâdî celle celâlihu.:
Resim

Resim

Yedi deryâ cûş idüben mevcini kıldı beyân,
Mahva irdi kim bu toprag-ıla daşım neyleyem..


Yedi Nefs deryâm coştu köpürdü ve dağlar gibi dalgaların üstüme saldı,
Beden toprağımı ve taş gibi donmuş kalbimi mahvetti yerle bir kıldı ne yapayım neyleyim!.


Resim

Cân bekâ iklîminiñ evsâfına düşdi gider,
Ten vücûdında fenâ buldı merâsim neyleyem..


RÛHum/CÂNım=>Bekâ Yurdunun sıfatlarının peşine düştü gidiyor,
Şu ÂLEMdeki Ten vücûdumda “benlik” davâ merâsimim yok oldu ne yapayım neyleyim!.


Resim

Âh ki bu derdiñ elinden yaralandı yüreğim,
‘Âleme rüsvây oluban toldı fâşım neyleyem..


Ah ki ne ah!. Bu AŞKuLLAH Derdi elinden yaralandı yüreğim,
Ele âleme rezil oldum, kepâzeliğim ortaya çıktı her yere yayıldı/dağıldı ne yapayım neyleyim!.


Resim

Ey Hakîmâ kim bu derdime kaçan dermân ola,
Yâ nice bir akısardur kanlu yaşım neyleyem..


Ey El Hakîmu celle celâlihu!. Benim bu AŞKuLLAH Derdime kimler ne zaman dermân olacak?
Ya da ne kadar akacaktır bu kanlı göz yaşım benim ne yapayım neyleyim!.


El Hakîmu celle celâlihu.:
Resim

Resim

Küfr ü îmân nisbetinden el yudurdı ‘aşk bana,
Anca kim artar hemân baġrımda başım neyleyem..


Küfr ve İmân ZITLarının mukayese uğraşısından el yudurdu bu AŞKuLLAH!.
Ne var ki bu AŞKuLLAH Derdi arttıkça artar da başım hep hep bağrıma düşük durur ne yapayım neyleyim!.


Resim

Bu Sinân Ümmî hemişe derd-i yâre mübtelâ,
Ey dirîgâ yok-durur bu yolda işim neyleyem..


Bu Sinân Ümmî kaddesallahu sırrahu BaBam hiç durmadan YÂR ALLAH celle celâlihu DERDine tutulmuş haldedir.
Bu Hayat YOLunda AŞKuLLAH Derdi feryadımmdan başka da bir işim gücüm yok benim ne yapayım neyleyim!.


Resim

Dirîgâ: f. Yazık, eyvahlar olsun!
Âvâre.: f. Başıboş, serseri, boş gezen. İşsiz güçsüz.
Efgân.: f. Acı ile bağırıp çağırmalar. Feryatlar ve istimdat.
Nâ-gehân.: f. Birdenbire, ansızın, âniden.
Mu‘abbir.: (İbâret. den) Rüyâ tabir eden. Görülen rüyalardan mânâ çıkaran.
Ta‘bîr.: (Tâbir) İfade, anlatma. Söz. Mânası olan söz. Deyim. * Terim. * Rüya yorma.
Ass.: Katı ve sağlam olmak, berk olmak.
Evsâf.: (Vasf. c.) Vasıflar, sıfatlar.
Rüsvây.: f. Rezillik, itibarsızlık, haysiyetsizlik.
Merâsim.: (Mersem. c.) Resmi merasimler. Âdet hükmündeki gösterişler.
Fâş.: Meydana çıkmış. Yayılmış. * Anlaşılmış olan.
Hemişe (f): Boyuna, durmadan.
Mübtelâ.: Dertli. Hasta. Başı sıkıntılı. Rahatsız. Belâlı. Düşkün. Tutkun. Tutulmuş..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim105.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün

Ey derd-i yâr olan kişi gör ben kimüñ mihmânıyam,
İy âh u zâr olan işi derd ehliniñ dermânıyam..


Bu geL-geÇ KULluk İmtihÂNı Dünyasında, YÂR Derdine düşen kişi gör ki burada ben kimin Halife-Misafiriyim.
Bu ÂLemde âh u zâr Sahibi ve İŞi gücü dert olanların derdinin dermânıyım..


Resim

Gerçi sıfât-ı cism-ile beñzer bu ten cismi ile,
İllâ ki mevc-i ism-ile ol Vâhidiñ ‘ummânıyam..


Gerçi beni gördüğünüz de Cisim Sıfatıyla bu Ten Cismimi görürürsünüz.
Ancak gerçek şu ki ben, O’nun Dalgasının İsmi olmakla =>TEKe TEKk Vâhidîyyet UMMÂNındayım.. O’nda Yokum.. varım..


Resim

Kenz-i kelâmu’llâh olan ‘aşk-ı nihânıñ sırrıdur,
Söyler dilim anuñ gibi ‘irfân u ‘ilmiñ kânıyam..


Kim ki, Kur'ÂN-ı Kerîm’i OKUrken, Kur'ÂN-ı Kerîm de onu OKUrsa ki, KELÂMULLÂH’ın AŞkk Kaynağı ve GizLi İlahî AŞKIn SIRRı olan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in, MuhaMMedî bir Mü’min olarak DİLim O’nun DİLidir.. ben O’nun ADIna İLİM ve İrfÂN Menba’ı, Aşkk Kaynağıyım..

Resim

Harf ü hurûfuñ haddine irmedi ‘aklım ey zâhid
Bir noktadur añladıgım der-hâtır-ı Furkânıyam..


Ey zâhire-gördüğüne hükmeden sofu, senin anlattığın harfin-harflerin anlatış hududuna aklım ermedi.
Benim tek ANLAdığım Bir TEKk NOKTAdır ki=>Furkân/Kur'ÂN-ı Kerîm’den hatırımda kalan.. Besmelenin “be” harfinin noktasıdır..


Resim---Ubade bin Samid radiyallahu anh.: “Nebî sallallahu aleyhi vesellem.: "Fâtihatu’l-Kitabı okumayan kimsenin namazı yoktur!.” buyurdu.” buyurmuştur.
(Buharî 765; Müslim 394; Ebu Avane 2/124; Ebu Davûd 822, Neseî 909, Tirmizî, 247, İbni Mâce 837)

İmam ALİ kerremallahu vechehu.: “Bütün semavî kitapların esrarı Kur’ÂN’dadır. Kur’ÂN’daki, her şey "Fâtiha"dadır. Fâtiha'daki her şey "Besmele"dedir. Besmeledeki her şey Besmelenin “ba”sındasdır. Besmelenin “ba”sındaki ise onun altındaki, “nokta”dadır.” buyurmuştur.
(Kudurî, Yenabiu’l-Mevedde; Faahreddin Razî, 1/98)

Resim

Bezm-i Elestiñ meyiniñ mahmûrıyam ben her nefes
Evvelde cân mestânedür sanmañ ki ‘aşk-ı fânıyam..


Ben her nefesimde=>RÛHLarın halk edilişinde SUNUlan “EmÂNet Şehâdet Şarabı”nın başı dönmüş, kendinden geçmiş sermest sersemiyim.. hep etkisi altındayım..
Sakın sen beni de İlahî Aşkı gelip geçen fâni olanlar gibiyim sanma.. kendinden geçmiş sermest sersemiyim Taa Ezelden Ebede süren bir CÂN SALLanışımdır Sarhoşcasına..


Resim

Cân u cihânıñ terkini ol lutf-ıla kıldı revâ
‘İsmâ‘îlem Mennânımıñ bayrâmınıñ kurbânıyam.


O El VEDÛDu’L- Muheymîn ALLAH celle celâlihu, bana Lutfuyla KuLLuk İmtihânı'mda Sırat Köprülerim Olan Cihân ve Cân’a kulluğu tercih etmeyişimi Nasib-kısmet yaşattı-şâhidi kıldı..
Ben O, EL MENÂN celle celâlihu’nun KurBÂN-CÂN Bayrâmının İsmâ‘îl aleyhisselâm KurBÂNıyım..


El Mennanu celle celâlihu.:
Resim

El Vedûdü celle celâlihu.:
Resim

El Müheyminü celle celâlihu.:
Resim

Resim

Ef‘âlına evsâfına ugrar geçer kerbânımuz
Bi-hamdi’llâh öñden soña tevhîd-i zât insânıyam..


İçinde yaşamakta olduğumu KULLuk İmtihANı ÇİLLe ÇÖLümüzde, Kaderimiz kadar FİİLLer ve SıfatLar uğraklarına uğrar denenir ve geçer gider KÛN=>feyeKÛN KERVÂNımız..
ALLAHu zü’L CeLÂL’e hamdimle bu KULluk YOLculuğunun Başından sonuna ZÂTuLLAH TEKeTEKLiği TEVHidinin Yaşayan Şâhidi MuhaMMedî bir İNSÂNıyım O’nun..


Resim

Yedi ana tokuz ata on altı nesliñ aslıyam
On sekiz biñ şehrim tamâm cümlesiniñ ben cânıyam..


Anadan/Tarladan 7-Yedi, Babadan/Tohumdan 9-dokuz ve toplamda 7+9=16 NESLin=>ASLI’yım..
18.000 ŞEHRim var ve ben CÜMMLesiniñ ben CÂNıyım..


On sekiz bin âlemden birisi bu dünyadır. Bu dünya gibi on yedi bin dokuz yüz doksan dokuz âlem daha vardır. Eski deyimle bunlara “felek” denir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, bu on sekiz bin bu dünya gibi dünyalar içinde insan yaşayan âlemlere rahmet olarak hepsine peygamber olarak gönderilmiştir. 18 bin âlem vardır, içinden birisi bu dünyamızdır.
(Delâil-i Hayrat Şerhi “Kara Dâvûd”, Sayfa: 429; Mir'at-ı Kâinat, Cild 1, Sayfa: 77)

“Ni'meti her şeye şâmil kendisinden başka ilâh olmayan yüce ALLAH celle celâlihu 18 bin âlem yarattı. Bu sizin dünyanızın tümü o 18 bin âlemden ancak biridir.”
(Delail-i Hayrat Şerhi, “Kara Davud”, Sayfa: 429; Mir'at-ı Kainat, Cild 1, Sayfa: 77)

Resim

Havf u recânıñ havzına nehr-i nihân oldı revân
Kalmadı şekkim zerrece ol Vâhidiñ handânıyam..


Aşk u Cezbe=>Zühd ü Takvâ=>Sıdk u Huşû=> Havf u Recâ Havuzuna/UMMÂNI’na=>AKmıyor gibi AKAN, GİZLi/SıRR-ı SIRf NEHRi SALL edip ULAŞtı..
Asla-zerrece şüphem kalmadı ki=>El VÂHİD celle celâlihu’nun SIRR SüRûRLu-SEVinçLisiyim.


El Vâhidu celle celâlihu.:
Resim

Resim

Mısır diyârı mülküme şâh oldugumda sicn olur
Yokdur karârım hergizin ben Yûsuf-ı Ken‘ânıyam..


Ne zaman ki.: “Mülküm olan Mısır Diyârına şâh oldum!.” Dersem, bu ÂLEmde orası bana “ZindÂN” olur..
Ve Kaderim kadar âleminde, Halifesi/KULu olarak asla bir kararda duramam Ken‘ân İLi’nin Yûsuf aleyhisselâm'ı gibi Yûsufîyim..


Resim

Şimdiki hâlimden haber soranlara budur sözüm
Tâlibleriñdür hânesi ‘ummân-ı ‘aşkıñ kânıyam..


Şu ÂN’ımdaki hâlimden haber soranlara sözüm şudur ki,
Ancak, MuhaMMedî Hasbî-Habibî Hizmette=> HAkk’ı Duyup=>HAYRa Uymaya Tâliblerin/İsteyip Tercih edenlerin GÖNÜL HÂNEsi=>AŞKk UMMÂNı’nu MuhaMMedî KAYnağıyım..


Resim

Nefsim degül söyledügüm rûhum hâlıdur didügüm
Bunda gelüp ugradugum ol şâhımıñ fermânıyam..


Benim ANLAttığım sizlere söylediğim Dünyâ’ya yönelik Nefsimin Hevâ-Hevesleri değildir.. Dediklerim FUADımın DİLi ve RÛHum HÂLİdir.
Bu âlemlere gelip Letâif Şehirlerine uğradığım ise ol ŞÂHım celle celâlihu’nun FERMÂN’ı OLuşumdan..
Beden-FiiL ve DÜŞÜNceLerimi de YARATANın FERMÂN’ı..


Resim

Görüñ ‘aşk-ıla hem-râham terk-i bekâ terk-i câham
Men lâhût-ı mürg-i Şâham sanmañ Ümmî Sinânıyam..


Geli GÖRün ki ben, bir MuhaMMedî HAKk ÂŞığı OLarak AŞKuLLAH-La NAHNU YOLdaşıyım Kendi başıma EbedîLik Makamı istemeyi vs. terk eyledim.
SAkın sakın benim ÜMMî SiNâN kaddesallahu sırrahu olduğumu sanmayın ben artık=>OL ŞÂHım celle celâlihu’nun Sır-Gaybî ÂLeMine mensûb CÂN KUŞUyum..


Resim

Mihmân.: f. Misafir.
İye (t): Sahip, ulu, er.
Mevc.: Dalga. Denizin dalgası. * Titreşim. * Mc: Devir, devre.
Ummân.: Büyük deniz. Okyanus.
Kenz.: Define, hazine. Yer altında saklı kalmış kıymetli eşya, para veya altın gibi şeyler..
Nihân.: f. Gizli, saklı. Bulunmayan. Mevcut olmayan. * Sır..
Kân.: f. Bir şeyin menbaı. * Kuyu. Kaynak. * Mâden ocağı. * Bir keyfiyetin. (niteliğin) bol olarak bulunduğu kimse..
Hurûf.: (Harf. c.) Harfler. İsim ve fiil olmayan kelimeler.
Der-hâtır etmek: Hatırlamak, hatırına getirmek:
Der-hâtır.: (Fars. der- eki ve Ar. ḫāṭır ile der-ḫāṭır) Hatırda..
Revân.: f. Giden, akıcı. * Derhal. * Ruh, can. Nefs-i nâtıka. * Edb: Su gibi akıp giden güzel söz..
Handân.: f. Gülen, gülücü, mesrur..
Şekk.: (c.: Şükuk) Şüphe, zan. Bir şeyin varlığı ile yokluğu arasında tereddüt etmek..
Sicn.: (c.: Sücun) Hapis, zindan.
Hergiz..: f. Aslâ, kat'iyyen. Hiçbir suretle..
Ken‘ân İli.: Filistin. Hz. Yâkub'un (aleyhisselâm) memleketi.
Hem-râh.: (c.: Hem-râhân) f. Yol arkadaşı, yoldaş..
Bekâ.: Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma. * İlm-i Kelâm'da : Varlığının asla sonu olmayan Cenâb-ı HAKk'ın bir sıfatıdır. * Bâki olmak. Ebedîlik..
Câh.: (câhe) f. Makam, mansıb. Kadr, itibar.
Lâhûtî.: Uluhiyet âlemine mensub ve müteallik olan. Sır âlemi. Gaybî âleme ait. Ruhanî âlemle alâkalı..
Mürg.: f. Merg. Kuş..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim106.ıncı ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün


Bugün ‘aşkıñ bâzârında dürr ü mercân satar dilim,
Yârıñ cemâli bâgında verd ü reyhân satar dilim..


Bu GüN AŞKULLAH Bâzârı'nda =>Hakikat-ı MuhaMMedîyye'nin 7 Deryânsı'ndan çıkardığım İnci-MecÂN satmakta beleşinden ALana,
Bu GüN YÂR’in => HaBîBuLLAH-CEMÂLuLLAH BÂGI’nda HaKikat-ı MuhaMMedîyye GÜLü ve ReyhÂN VUSLât kOKUsu SATar DİLim..


Resim

Dört kitâbıñ aslı ezel tevhîd-i zâtıñ sırrıdur,
Dellâllıgı degdi bize sırr-ı Kur’ân satar dilim..


ZeBur-Tevrat-İncil-Kur'ÂN-ı Kerîm Dört Kitâbın ki => Zebur-Tevrat-İncil-Kur'ÂN-ı Kerîm’in ASLı-ESASı tâa EZELden beri =>ZÂTuLLAH’ın TEVHÎDinin SIRRıdır,
Bu Yüce İŞİn, DELLÂLLıgı/MuhaMMedî Hasbî-Habîbî HİZMEtçiliği GöNülden->GÖNüLe BİZe ULAŞtı ki=>Ondan dolayı; Her Yerde, Her ÂNda, Her HÂLde ve Her Nefeste Kur'ÂN-ı Kerîm SATar DİLim..


Resim

‘Âlem-i nâsût ehline yokdur benüm bey‘im şirâm,
Ehl-i vahdet ‘âşıklara gizli ‘irfân satar dilim..


Dünyâ DERdine DALmış, Nefisperest İnsÂNLar ÂLemi EhLine=>takas edeceğim ya da satacağım bir şeyim OLamaz,
VAHDETULLAH EHLİ ->MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLara ->MÂRifetin BİZden->BİZe GİZi’nde MuhaMMedî İRFÂN SATar DİLim..

Resim

Âhir zamân Lokmânıyam gelsün beri derdin bilen,
Hikmet ‘ilmine ireli derde dermân satar dilim..


MuhaMMedî MELÂMetin NAHNU KERVÂNI'nın Âhir ZamÂN LokmÂN Hekîmi'yim Bu KULLuk DENEmesi ÂLEMi'nde EN ÖNEMLi TEk DERDinin NE OLduğunu ki ->NEFsini BİLen/TANıyan ->beri/YakîN GELsin,
Ne zamÂN ki=>EL->ELe->EL-YEDULLAH’a CÂN CERYÂNI/Nûr-u MuhaMMed=>NÛRULLAHLa=>HİKMEtuLLAH İLİMine Kavuştum =>O ÂNdan beri hER dERde DERMÂN SATar DİLim..


Resim

Zann u gümândan kurtulan gelsün şehâdet dârına,
Alsun ene’l-hakdan haber kâmil îmân satar dilim..


Bu KULLuk DENEmesi ÂLEMinde=> İkİ ŞEYLik TERCİHi ŞEy-t-ÂNLığı Zannı’ndan/şüphesinden, sanmasından sezmesinden ve Gümân’ından/. olumsuz şüphe çıkmaz sokağı tahmininden Nefsini/AKLını kurtaran => MuhaMMedî MELÂMetin NAHNU ŞEHÂDET DİYÂRI HAKk ERENLer GÖNLüne GELsin.
GELsin ki =>ENE’l- HAKk’tan Hak Haber ALsın ki =>MuhaMMedî KÂMİL ÎMÂN’a ER-İŞ SATar DİLim..

HAKk’tan=>HAKk’ta=>HAKk’La=>HAKk’a..
=>LÂ HUve =>İLLÂHUuu!. ALLAH celle celâlihu..


Resim

Hızmet eşiginden giren genc-i me‘ânî evine,
Gelsün bugün ‘attârıyam nûr-ı Yezdân satar dilim..


GÖNÜLLerde GömüLü MÂrifet-i MuhaMMed Hazinesi EVİ’ne => MuhaMMedî Hasbî-Habîbî HİZMEt EŞİĞi'nden GİR!.en,
GeLsün ki =>Bugün ben iğneden ipliğe, GÜLden kOKUsuna her ne ARArsan VAR OLanı BELeş veren ATTÂRıyım ki =>kısacası NÛRULLAH SATar DİLim..


Resim

Ümmî Sinân eydür gelen kimdür baña mihmân olan,
Cân Yûsufın kimdür alan Mısra sultân satar dilim..


Ümmî Sinân Babam kaddesallahu sırrahu der ki =>Yok mu KİMse SÖZüme-SOHBEtime GELen ve GÖNLüme Mihmân/Misâfirim OLan,
CâN YûSuF’um KÖLE BİLip SATın ALan KİMse Yok mu ki.. O’nu Mısra/Beden ÜLkesine RÛH gibi SULTÂN SATar DİLim..


Resim

Dürr.: (Dürdâne, dürre) f. İnci. İnci tanesi.
Mercân.: Denizde geniş resif meydana getiren ve mercanlar takımının örneği olan hayvan ve bunun kalkerli yatağından çıkarılan çoğu kırmızı renkte ve ince dal şeklinde bir madde. Bu madde boncuk gibi süs eşyası olarak kullanılır. Mercanlar ancak 40 metre kadar derinlikte yaşayabilirler.
Verd.: (Vürd - Vird) Gül.
Dellâl.: İlân edici. Yüksek sesle bildiren. * Müşterileri çeken. Davet eden. * Hakka davet eden.
Nâsût.: İnsanlık. İnsanlar ve onlarla alâkalı şeyler.
Bey‘.:Satmak. * Fık: Bir malı diğer bir mal ile değiştirmek.
Şirâ.: Satın alma, satın alınma..
İrfân.: Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemal. * İkrar. * Mücazat. * Fık: Esrar-ı İlâhiyeye, iman ve Kur'an hakikatlarına vukufiyet.
Lokmân.: Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen büyük zatlardan olup öğütleri ve ahlâkî, tıbbî sözleri ile tanınmıştır. Peygamber Davud (aleyhisselâm zamanında yaşadığı rivayet edilmektedir. Peygamber veya veli olduğu hususunda ihtilaf vardır..
Zann.: şüphe. Zannetmek, sanmak. Sezme.
Gümân.: f. Zan. Tahmin. Sanmak. şüphe..
Dâr.: Yer, mekân, konak.
Genc.: f. Define, hazine. Gömülü hazine. Kenz..
Me‘ânî.: Mekân, menzil.
Attâr.: (Itr. dan) Güzel koku veya iğne iplik gibi şeyler satan..
Mihmân.: f. Misafir..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ÜMMİ SİNAN DİVANI ŞeRHi

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÜMMî GÜNeŞ'in NÛRu..

Resim107.inci ŞİİR,

Resim HARF-i LÂM

Resim Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün

‘Âşıklarıñ ALLAH SENi,
Görmek isterler SULTÂNım!.
Sâdıklarıñ SAÑA cânı,
Virmek isterler SULTÂNım!.


MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLarın =>ALLAHım SENi =>GÖRmek isterler SULTÂNım!.
Sâdıkların SANA cânın =>VERmek isterler SULTÂNım!.

Resim

Meydâna komışlar başı,
Akar gözleriniñ yaşı,
Dâ’im nazarıña karşu,
Turmak isterler SULTÂNım!.


Onlar ki, MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLar =>AŞKuLLAH Meydânına koymuşlar başı. akar gözlerinin yaşı.. Onlar SENin Dâ’im nazarında olmak için sürekli akıl ve gönülden SEN iLe NAHNU-BİZ-BiR-İZ DURmak isterler SULTÂNım!.

Resim

Tesbîhiñ almış dillerin,
SAÑA virmiş gönüllerin,
SENüñ visâliñ güllerin,
Dirmek isterler SULTÂNım!.


OnLarın DiLLerini =>Her Yerde-Her ÂNa-Her HÂLde-Her Nefes =>SENin Nahnu-BİZ-BiR-İZ TeSBîHin ALmışLar..
OnLar GönüLLerini =>Her Yerde-Her ÂNa-Her HÂLde-Her Nefes =>SENin Nahnu-BİZ-BiR-İZ SIRRında SANA VERmişLer..
OnLar =>Her Yerde-Her ÂNa-Her HÂLde-Her Nefes =>SENin Nahnu-BİZ-BiR-İZ KAVUŞum-ULAŞım-VUSLât GüLLerini DERmek İsterler SULTÂNım!.

Resim

Bir dem seni gören gözler,
Her dem hayâliñi gözler,
İrüp dergâhıña yüzler,
Sürmek isterler SULTÂNım!.


Göz AÇıp-KAPAyıncaLık bir ÂNda-bi DEM’de SENin CEMÂLini GÖRen GÖZLer,
Ayrılamaz her dâim SENin O gördüğü HAYÂLini GÖZLer/BEKLer..
EsfeLîn Diyârından =>HABLi’L-VERîdi’nde ÖZdeki İLLİYyîn Dergâhına iki yüzün, SÜRmek isterler SULTÂNım!.

Resim

Ey bizi yokdan var iden,
Hûb Cemâline yâr iden,
Hasret bâgını aradan,
Kırmak isterler SULTÂNım!.


Ey Bizi;
=>Biz bu ÂLEMde yokken =>VARı’ndan/NÛRu’ndan VAR eden,
=>Târiften münezzeh ZÂTî Cemâli’ni YÂR eden,
=>ARAdaki Hasret Bağını KIRmak isterler SULTÂNım!.

Resim

Götürseñ varlık zahmetin,
Getürseñ birlik vahdetin,
Sırdan mukarreb sohbetin,
Kurmak isterler SULTÂNım!.


Şu KULLuk İmtihÂNı DiYÂRında Bize VERdiğin geçici-iğreti “bENLik EmÂNeti”n zahmetin alıp götürsen.
ZâTına Mahsus “VAHDEtü’L-VüCÛD TEKkLiği”ni getirsen de bizi =>“VAHDEtü’L-MevCÛD ÇOKkluğundan-YOKkluğundan” kurtarsan.
ENgeLLeyici SıRRLardan da ÖZdeki =>Sa-Ha-Be/sohbet =>BİZ MuhaMMedî Hakikat Sâhibliği MîM MECLisini KURmak isterler SULTÂNım!.

Resim

‘Aşk odına yana yana,
Ulaşup Nûr-ı SÜBHÂNa,
Bi-nişâna lâ-mekâna,
İrmek isterler SULTÂNım!.


Bu MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLar ki, AŞKuLLAH ATEŞine YANa YANa =>ULAŞıp Nûr-u SÜBHÂNa ki =>Bu ÂLEM Değer Yargıları dışındaki nişânsız ve mekânsızlığa ERmek isterler SULTÂNım!.

Resim

Kalmaz ‘âşık niyazından,
Kaynayu gelür özinden,
Senden gayrıyı gözinden,
Irmak isterler SULTÂNım!.


MuhaMMedî HAKk ÂŞIKLar;
=> AŞKuLLAH Niyazından asla geri kalmazlar,
=> Çünkü bu AŞKuLLAH Ateşi ÖZLerinden Kaynayıp gelmektedir.
=> Ve SENde gAYRı OLan/Mâsivâyı GÖRmekten gÖZLerini AYIRmak isterler SULTÂNım!.

Resim

Ümmî Sinânıñ hâlini,
AHMED’e irgür elini,
Sırr-ıla Zâtıñ Yolını
Sormak isterler SULTÂNım!.


MuhaMMedî HAKk ÂŞIKk ÜMMî SiNâN kaddesallahu sırrahu BaBam’ın HÂLini, HÂLLet =>AHMED aleyhisselâm’a ULAŞtır ELini ki =>ANcak ZÂTın’ın BİLdiğin =>ZÂTın YOLUnu SORmak isterler SULTÂNım!.


Resim

Vasl.: Âşığın sevdiğine kavuşması. Kavuşmak. * Birleştirmek, ulaştırmak
Visâl.: (Vasıl. dan) Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma. Kavuşma. Ayrılıktan kurtulma..
Hûb.: f. Hoş, güzel, iyi..
Mukarreb.: (Kurb. dan) Yakınlaşmış. Yakınlaştırılmış. Yakın. * Büyük zât veya padişah gibi kimselere hizmette yaklaşmış olan.
Bî-nişân.: Nişânsız ve belirleyici bilinen özelliği olmayan..
Lâ-mekân.: f. Mekânsız, yersiz, yurtsuz..
Irmak (t).: Bir yerden tamamen ayırmak..
Resim
Cevapla

“►Allah Dostları Divan Şerhleri◄” sayfasına dön