İncili Çavuş

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

İncili Çavuş

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

1925'te basılan İncili Çavuş isimli kitabın kapağı (23.Kasım.2002 Cumartesi, Hürriyet gazetesi, (Murat Bardakçı'nın arşivinden))

İncili Çavuş Resim

(XVII’inci asır) Fıkra kahramanı. Sultan I. Ahmed ile IV. Murad zamanın­da yaşayan Saray müsahiblerinden olan bir kimsedir. Bir defa, 1626’da İran’a elçi olarak gönderilmiştir. Hayatı ve kimliği konusunda sağlam bilgiler yoktur.
Hazırcevap ve nüktedan olduğu bilinir. Fıkraları, halk ara­sında günümüze kadar anlatılmıştır. İncili Çavuş fıkraların­da halk, İdarecilerini tenkit eder ve alaya alır. İncili Çavuş, Türk siyasi ve kültür hayatında esprilerini üstün insan zekasının imkanlarıyla donatarak, kendisini kabul ettirmiş bir büyük mizah ustasıdır. O, sözde kara mizah yapmadan ama espriyi Türk irfan hayatı içerisinde kendi yerine oturtarak vermesini bilen bir halk adamıdır. Saraydaki önemi de buradan ileri gelmektedir. Nasrettin Hoca, nasıl kendi çağında toplumun hiciv duygularını temsil etmişse, İncili Çavuş da bunu espriyle dile getirmiş ve kültürümüzdeki yerini almıştır.
Bunun için de Tomarza yakınındaki bu köyün adı İncili olarak değiştirilmiştir. Dönemin padişahından kendisine himmet istenmesi söylenince, köyüne su İstediği ve bunun da yerine getirilerek Travşın köyüne büyük çaplı su kanallarının yapıldığı söylenir. Kavuğundaki inci süsü taşıdığı için bu adı aldığı rivayet edilir. Asıl adı ise Mustafa’dır. İstanbul Edirne Kapı Mezarlığı’nda yatmaktadır. Mezar taşında Hicri 1040 (Miladi 1630) ölüm tarihi olarak yazılmıştır.

İncili Çavuş fıkraları, İ.Hakkı Konyalı (Tarih Hazinesi, Aralık- 1950) ve Sabri Koz (1982) tarafından derlenerek yayımlandı.



‎"Padişah İncili Çavuş’u çağırmış.

Nasılsın İncili?”

Sağlığınıza duacıyım padişahım.”

Bak İncili, sana bir at emanet edeceğim,ona iyi bak. Ama sakın bana gelip “at öldü” deme. Eğer bir gün bana gelip “at öldü” dersen, kelleni alırım.

İncili Çavuş atı almış gitmiş, ahıra bağlamış. 3 yıl 5yıl geçmiş bir gün at ölmüş. Padişaha gidip durumu anlatacak, kelle korkusu var. Gitmezse, padişah çağıracak, soracak yine kelle korkusu var. Kurtuluş yok,gidip anlatmalı bir biçimde. Gitmiş Padişaha.

Padişah; “Hoş geldin İncili nasılsın?

Sağlığınıza duacıyım Padişahım.”

At nasıl at? Ata iyi bakar mısın?

Padişahım atın gözleri hiç açılmıyor.”

Eee” demiş Padişah

Karnı inip kalkmıyor. Kuyruğu oynamıyor. Ayağa kalkmıyor. Nefes almıyor…

Hiddetlenmiş Padişah, sözünü kesmiş İncili Çavuş’un. Ayağa kalkmış bağırmış: “Sus bre İncili. Sen şuna ‘At öldü’ desene.”

İncili boynunu bükmüş: “Vallahi Padişahım onu siz dediniz, ben söylemedim.”"
Resim
Cevapla

“İz Bırakanlar” sayfasına dön