beyin kanaması

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
ajan1111
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 1
Kayıt: 24 Mar 2016, 15:46

beyin kanaması

Mesaj gönderen ajan1111 »

ben ağustos 2013'te trafik kazası sonucu beyin kanaması geçirdim. beni yaşatmak için trakeostami açmışlar. ordan nefes alabilmişim, beslemişler. şuanda konuşamıyorum. konuşmaya çalıştığım an yutkunma ihtiyacı duyuyorum. boğaz ve dil gerek harfleri çıkaramıyorum. çok boğuk boğuk çıkıyor. yemek yedikten sonra sanki tüm yediğim yemekler boğazımda kalmış gibi hissediyorum. hep yutkunma ihtiyacı duyuyorum. sureleri ve duaları söylüyormuş gibi dudak hareketleri yapıyorum. böyle bişey olur mu?

bir senelik yoğun bakım sürecim olmuş 7 ay bilincim bile yokmuş. Şuan yürüyemiyorum anca ayakta dikilebiliyom malum oturarak namaz kılıyorum.
Şimdik normal namaz kılarken alnımızı koyduğumuz yere kadar müsait olması gerekiyorya oturarak namaz kılarken ne kadar yerin nasıl müsait olması lazım?

böyle namaz kılarken nelere dikkat etmeliyiz?

mecburen teyemmüm abdesti alıyorum topraktan yapılma kiremit parçasıyla teyemmüm abdesti alıyorum bunda nelere dikkat etmeliyim?
Bu abdest olur mu?

cuma günleri abim sağolsun cumaya götürüyor. biz kendi işimizi yapıyoruz, kendi dükkanımız var. bazen abimin işleri oluyor beni cumaya götüremediği oldu. cuma namazının kazasıda yok diye biliyorum. böyle durumda ne yapmam geerekir? şimdiye kadar gidemediğim cuma namazları için ne yapabilirim? ara ara gece teheccüt namazı kılıyorum. yeterli olabilir mi?

herşeyden öte böyle bir durumum var. nasıl yorumlamalıyım?.
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: beyin kanaması

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Değerli kardeşimiz, MuhaMMedî NûR gönül sitemize güzellikler getirdiniz.
ALLAHu zü’l- Celâl’ın Uluhiyyet sıfatları; Kaza, kader, İrade ve Meşiyyeti-Dilemesi sadece mutlaka Kendi Zâtına mahsus-özel olmasıdır..
İçinde yaşamakta olduğumuz Şehâdet Âleminde, ALLAHu zü’l- Celâl’ın KADERİ-takdiriyle, İmkÂNlarımız içinde KuLLuk İmtihÂNlarımız sürüp gitmekte son nefesimize kadar.. geçirmiş olduğunuz Kaza ve yaşamakta olduğunuz Kaderde size ve ailenize, yüce sabırlar duâ ederim..
Tüm olan olumsuzluklara rağmen, yaşıyor olup da, RABBımız TeÂLÂ’ya şükredebilmek târifi imkansız bir ebedî mutluluğun peşin ceNNetidir inşâe ALLAHu TeÂLâ..

İslam Dinimizde İslamın Şartlarının yerine getirilmesini önleyen-engelleyen imkansızlıklara özür denilmiştir ve o kimseyi sorumlu olmaktan çıkarmış veya kolaylık göstermiştir. Bizzât Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin uygulayıp ya da uygulattığı hususlardır ve şüphesiz doğrudur.. Sizin zorla abdest almaya çalışmanız bile islamın yasakladığı husus olur ve size kolaylığı emreder..
inşâe ALLAHu TeÂLâ, geceleri Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem özellik ve güzelliğindeki teheccüdleriniz, gönlünüzdeki MuhaMMedî GüL Reyhâsı, RÛHunuzu Ravza –yı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e ki RaBbu’l- Âlemîn RıZÂsına Yaşarken ULAŞtıracaktır!.



Resim

TEYEMMÜM:

Teyemmümün farzları 2 dir:
1- Niyet.
2- Elleri temiz toprağa iki kere vurarak, yüzün ve kolların tamamını meshetmek... Birinci vuruşta yüz, ikincisinde de kollar meshedilir.

Lûgatta teyemmümün anlamı, bir şeyi kasdetmek'tir. Din deyiminde teyemmümün anlamı ise; Su bulunmadığı veya suyu kullanmaya güç yetmediği-fiziki engel olduğu hallerde, toprak cinsinden temiz bir şeyle abdestsizliği gidermek için yapılan bir işlemdir..
Teyemmüm; kısaca toprakla temizlenmek demektir. Abdest almak veya gusletmek için, su bulunmazsa veya su olduğu halde fiziki bedensel engelden dolayı kullanılması mümkün olmayan durumlarda, temiz toprak, kum, kireç ve taş gibi toprak cinsinden temiz bir şey ile, Hanefi Mezhebinde vakit girmeden önce de teyemmüm edilir..

OTURARAK NAMAZ:

Namazda ayakta durmaya gücü yetmeyen kişi veya ayakta durması hastalığının artmasına veya uzamasına sebep olacak bir rahatsızlığı bulunan kişi oturduğu yerde namazını kılar. Oturarak namaz kılan kişi biraz eğilmek sûretiyle rükuunu yaptıktan sonra, alnını yere koymak suretiyle secdelerini yapar. Secdeye gücü yetmeyen ise, ima ile namazını kılar.
Yere oturamayan kişi, ayakta veya bir sandalyeye oturarak namazını kılabilir. Böyle namaz kılan kimse, hem rükuu, hem de secdeyi ima ile yapması gerekir

İŞÂRETLE-İMÂ İLE NAMAZ:

İslâm dini kolaylık üzerine bina edilmiştir. Ayrıca sorumluluklar ve kulluk da kulun gücüne göredir. Bu nedenle hastalık, hafifletme, kolaylaştırma sebebi sayılmıştır. Buna göre, ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyen veya ayakta durmakta zorlanan kimse oturarak namazını kılabilir. Rükû veya secde etmeye gücü yetemeyen kimse imâ ile namazı kılar. İmâ, namazda rükû ve secde yerine başla işaret etmektir. Bu şekilde namaz kılan kişi rükû için başı biraz eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğer. Secdede başını yere koyamayan kimsenin, bir şeyi başına kaldırarak ona secde etmesi câiz-uygun değildir. Böyle kişi imâ ile namaz kılar. Oturarak namaz kılamayan, sırt üstü yattığı yerden işaretle imâ eder. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rüku ve secdeye gücü yetmiyorsa, ayakta veya oturarak imâ edebilir; ancak oturarak imâ etmesi daha uygundur. Kaş veya göz ile ima ederek namaz kılınmaz. Başı ile imâ etmeye gücü yetmeyen kimsenin namaz kılması gerekmez islam Dininde muaftır-afvolunmuştur..

CUMA NAMAZI:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
"Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye li’s- salâti min yevmi’l- cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerû’l- bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn (ta’lemûne).: Ey iman edenler!. Cuma günü namaza nidâ olunduğu zaman (çağrıldığınız zaman) hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz.” (Cuma 62/9)

Cuma namazı farz olan kişinin, en başta, diğer ibadetlerde de olduğu gibi Müslüman olması ve teklif çağında bir kişi olması gerekir. Yani ergenlik çağına ulaşmış ve akıllı bir kimse olmalıdır. Cuma namazına özgü diğer şartlar da şunlardır:

1-) Erkek olmak,
2-) Özürsüz olmak,
3-) Hür olmak,
4-) Mukim olmak.-Yolcu olmayıp yerli olmak.

Kadınlara Cuma namazı farz olmamakla beraber, zaman, zemin ve şartları müsait olduğunda Cuma kıldıkları takdirde farz olarak kılmış olurlar ve o gün öğle namazını kılmazlar. Kılmadıklarında ise kendilerine farz olmadığı için üzerlerinde zimmet olmaz. O gün sadece öğle namazı kılarlar.
Cuma namazının bir kimseye farz olması için ‘özürsüz olmak’ önemli bir şarttır. Özürlerin başında muhtelif hastalıklar ve körlük ve kötürümlükler gibi çeşitli engellilik halleri gelir. Böyle özürler olunca Cuma namazı farz olmaktan çıkar. Kezâ Cuma namazına gittiği takdirde zarar görecek şiddette hava ve yol muhalefeti de özür sayılmıştır. Meselâ havanın aşırı yağışlı olması, yolların kapalı olması ve başka bir yolun olmaması Cuma namazı için birer özürdür. Keza can, mal ve namus güvenliğinin olmadığı yer ve zamanlarda da Cuma namazı farz olmaktan çıkar. Keza hür olmayan kimselere de Cuma namazı farz değildir. Cuma namazının farz olması için gerekli bir diğer şart da ikâmettir. Yani kişinin seferi olmaması gerekir.

Bir yerde Cuma namazının sahih biçimde edâ edilebilmesi için ise şu şartlar olmalıdır:
1-) Cuma namazını kıldırabilecek ehliyet sahibi bir imam bulunmalıdır.
2-) Cuma namazı kılınacak yer, herkes tarafından bilinen, umuma açık bir mabet olmalıdır. Büyük şehirlerde muhtelif mahallelerde açılan ve halk tarafından bilinen mescitlerde veya iş merkezlerinin uygun katlarında teşekkül ettirilen umuma açık mescitlerde, yakında cami bulunmaması veya cami bulunsa da dolu olması halinde Cuma namazı kılınabilir.
3-) Cuma günü öğle vakti girmiş olmalıdır.
4-) Cemaat bulunmalıdır. Hanefî mezhebine göre imamdan başka üç kişi bulunsa Cuma namazı kılınır. Ebu Yusuf’a göre imamdan başka iki kişi de yeterlidir. İmam-ı Mâlik’in cemaat şartı en az otuz, İmam-ı Şafii ve Ahmet bin Hanbel’in şartı ise en az kırk kişidir.
5-) Cuma namazından önce hutbe okunmalıdır.
Cuma namazının sahih olması için bir diğer şart da;
6-) Bir toplum namazı olması hasebiyle, Cuma namazı kılınacak yerin konup göçülen bir yer değil, ikamet edilen bir yerleşim birimi olmasıdır. Hanefî âlimlere göre, başında yöneticisi bulunan yerleşim birimleri Cuma namazı meselesinde şehir ya da şehir hükmündedir. Başka bir ifadeyle günümüzde farzı kılacak sayıda cemaatin yerleşik bulunduğu köy, belde ve şehir dâhil bütün yerleşim birimleri şehir hükmündedir ve buralarda Cuma namazı kılınır.

Cuma namazının farzı ikidir:

1-) İki Hutbe Okumak.:
Hutbenin rüknü, Allah’ı zikirden ibârettir.
Hutbeyi abdestli okumak, hatibin setr-i avret içinde bulunması ve hutbeyi ayakta okuması vâciptir.
Hutbenin sünnetleri ise: İki hutbe arasında bir tesbih miktarı oturmak; her bir hutbede hamd, Kelime-i Şehâdet, salât ve selâm okumak; birinci hutbede bir âyet okuyarak insanlara öğüt vermek; ikinci hutbede Müslümanlara duâ etmek; ikinci hutbeyi daha hafif tutmak; hutbe esnasında cemaate dönmektir.

2-) Cemaatle birlikte iki rek’ât namaz kılmak..

Daha Kısaca anlatımla;
Hanefî Mezhebimizde Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:

I-) Cuma Namazının Vücub-farz oluş Şartları 9 dur:

1- Mukim olmak, seferi olmamak.
2- Sağlam olmak, hasta olmamak.
3- Hür olmak.
4- Mahpus olmamak. Düşmanın yakalama korkusu olmamak.
5- Âkıl ve bâliğ olmak.
6- Kör olmamak.
7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir.
8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir.
9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak..

II-) Cuma Namazının Edâ-yerine getiriş Şartları 7 dir:
Edâ şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur.

1- Namazı şehirde kılmak. Bugün muhtarı veya jandarması bulunan köyler şehir hükmündedir.
2- İzinli olarak kılmak. (Gayrimüslim ülkelerde, cemaatin seçeceği imam, Cuma namazını kıldırır. Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat zuhr-i ahir son öğle namazı kılmalıdır.)
3- Cumayı, öğle namazının vaktinde kılmak.
4- Vakit içinde hutbe okumak.
5- Hutbeyi namazdan önce okumak.
6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir.
7- Câmi herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak câiz olmaz..


Resim

Bu gün de CUMÂ ve Esas OL-ÂN ise;
AKL-ı SiLM Sahibi her KULun, Şahdamarından da AKRABA-YAKIN RABBIsına;
Her YERde, Her Zaman, Her HÂLde ve de Her NEFeste KULLuk YAPaBİLmesi Şehâdet Şefâat Şerefidir..
HüLÂsa-yı KeLÂM.. MuhaMMedî Mü'minLere Es SeLÂMm!.


Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet
İZZet-i İhsÂNınla LûTFet-CEM’ et CUMÂMIza İnşae ALLAH!..

Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: beyin kanaması

Mesaj gönderen der-ya »

kulihvani yazdı:Resim



Bu gün de CUMÂ ve Esas OL-ÂN ise;
AKL-ı SiLM Sahibi her KULun, Şahdamarından da AKRABA-YAKIN RABBIsına;
Her YERde, Her Zaman, Her HÂLde ve de Her NEFeste KULLuk YAPaBİLmesi Şehâdet Şefâat Şerefidir..
HüLÂsa-yı KeLÂM.. MuhaMMedî Mü'minLere Es SeLÂMm!.


Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet
İZZet-i İhsÂNınla LûTFet-CEM’ et CUMÂMIza İnşae ALLAH!..

Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....

Resim

Maddi..Mânevi ŞİFAlar dileriz
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön