Yâ Cenâb-ı Aşk!...

Konu başlıkları sadece Kul İhvani'ye aittir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Yâ Cenâb-ı Aşk!...

Mesaj gönderen kulihvani »

ZEVK 3064

Cenâb-ı AŞK ! ! ! !

Bâde”mizin “ASLı “NESLi “Ehl-i Beyt ü Ali Şahtır
Nur-u Mîmin Mîm'inde Nun, Nun BİZ'imdir “Nurullahtır
Gerçi Kervan Kıtmîriyiz, Kul İhvanîyiz - fâniyiz
Evvel-Âhir- Zâhir- Bâtın”Bâki olan “BİR”ALLAHtır.

31.12.07 22:12
a n t a l y a
En son kulihvani tarafından 02 Oca 2008, 01:29 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
ceylin
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 213
Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen ceylin »

cenab ı aşka dair

Son... son-uç... sonra......

Cenabı Aşk... ızdırabın meyvesi, mükafatı... o bir lütuf

Tereddüt etmemeli, ızdırabın hikmeti anlaşıldığı an o kendiliğinden yok olur
ve kişiyi aşkın kapısından, aşk kapısından içeri sokar. O seni kapıdan
sokmak için vardır. İçeri girdiğinde ızdırab yok olur...........



HAK RAZI OLSUN LATİF BABA O GÜZEL YÜREĞİNE SAĞLIK . ....


selam ve dua ile
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/ucankuslar.gif[/img]
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/colyuru_1.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Yâ Cenâb-ı Aşk!...

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimCeNÂBAŞKk!.Resim



ResimDOSTt DOSTt!.
ResimResim

Aşkı Olan Tapmaya Paraya PuLa
BOŞALTA İÇİNİ -> DoLuyu BuLa
Kim Ki İster ->Bu Uykudan KurtuLa
Subhân’a Secdede Sesim Duysun Dost…


Aşk, aşkın narında; benliğini, nisbetlerini, aklını, anlayışını, kısaca kendinin var ettiği herşeyi yakmaktır.
Aşk, yanıp kül olmak, külünden doğup mâşuk olmaktır.


Burda Yunus Emre Kaddesallahu sırrahu:
“Musaya didâr olmuşum
Lenterâniiyi neylerem!.”
buyurmaktadır.

Aşk, kendini mâşuka teslim etmek her yüzde mâşuku görmektir.
Aşk, kâinâtın her zerresini sevmek, her oluşuma secde etmektir.
Mecnûn, yoldan geçen Kitmiri sevmeye öpüp okşamaya başladığında etrafındakiler: “tamam deli olduğunu anladık da bu kadarını ummuyorduk!.” demişler..
Onlara sormuş ki: “Ne oldu?”
“Artık köpekleri de okşar öper oldun!.” demişler.
“Ah ah aaah!. O benim Leylâ’mın sokağının köpeği!” demiş.


Niyazî Mısrî Sultan Kaddesallahu sırrahu ise;

“Eğer Âşık isen YÂRe
Sakın aldanma ağYÂRe!”
buyuruyor

“Gerçekten âşığım sevdâlıyım!.”
Diyorsan, dünyaya olan ilgi ve alâkanı çek, sana meydan lutfedilmeden önce birlikte olduğun kişilerden ortamlardan uzaklaş!.
Hakk âşıklarıyla birlikte ol ki, sana da aşk kokusu bulaşsın!
Meydanın edebiyle ahlâkıyla bildirilen zikri tâlim ile birlikte yıllarca gayrılarla doldurduğun, puthâne yaptığın gönlünü artık temizle boşlat ki, gerçek sahibi olan SULTÂN celle celâlihu doldursun!

Anla artık sen gaflet uykusunda idin, şirk batağında kendi ilâhlığını ispat derdinde idin.. Hakk celle celâlihu ile aranda kilometreler vardı, sen ayrı Hakk ayrı idi.. ki sen zâten dibindibi “esfel”de idin.. hatta daha da aşağıda idin!.
Oysa Cenâb-ı ALLAH celle celâlihu, seni insan sıfatında Âdem Mazhariyetinde halk etti.. ALLAH’a celle celâlihu ya verdiğin sözü unutmuş idin!. yine lutfundan rahmeti, gazabını aştığı için sana dostlarının bulunduğu meydan gösterildi. Yaratıcının kendisi olduğu halk denilenin Hakk ın varlığıyla var olabileceği bildirildi.
Kendini değil Hakkı yücelt: “Ben yokum sen varsın!” de ama KÂ’L ile değil H’AL ile de bunu!
ÖZüne DÖN ve bu uğurda her dâim niyaz ve gayret içerisinde ol!.


Resim

İki ata binmesin insin yürüsün
Arınsın durunsun kirin kürüsün
Sırr-ı Süveydâda sevdâ sürüsün
Âşık Aşk Namazı… Aşka uysun Dost…


Bu Meydan, kendi varlığından arınasın Tevhid Hamamında yıkanıp paklanasın diyedir.
Buradan aldığın ilmi ezberleyip: “Bende biliyorum bende anlatıyorum bana da değer verilsin!” diye değil!
Bu Meydanın sana verdiklerini kullanıp kendini isbat edesin diye değil.
Zâten üzerinde şirk olan nisbet elbisesi vardır birde bu elbise üzerine ilim elbisesi giyme bulunduğun meydanın güzelliklerini sahiblenmeden o güzelliklerle zevk bul!.
Zikrin dâim olsun, zikir aşkı doğursun ve aşk narında yanmak nasibin olsun! Allah celle celâlihu nun varlığını, kudretini her zerrede var olan mevcudiyetini kavra!
Bu kavrayış seni secdeye götürecek: “Yâ Rabbî! Ben hiçim senin varlığın karşısında ne gibi bir varlığım olabilir var olan Sensin! Seninle Seni bilir Seninle Seni zikreder Seninle Sana secde derim!” dersin.
“Yâ Rabbî! Sana yokluğumu sunuyorum!” dersin.
Yok olduğun yerde yok olduğun Hakk’ın güzellikleriyle seyrana başlarsın.


Resim

AnLatsak anLamaz ahmak nâfiLe
Cennet ister ->canı kuru >Laf iLe
->Seherde dökülen göz yaşı ->çiLe
GönLün mermer perdeLerin oysun Dost…


Bu lisân aşk lisânıdır!
Bu lisândan ancak aşkı tatmış aşk tezgahından geçmiş olanlar anlar! Hakk’ın Sırlarıdır bu sözler âşığa te’sir ederler.


“Zâhid bizi nice bilsin
Sırrımıza nice ersin!” denir bu Meydanlarda!
Sen bu sırrı kendine anlat: “Anladım!” deme!
ANlamak noksanlıktır bir daha kendine anlat ki anlattığını kalb gözüyle görenedek.
Bu aşka yolu uğramamış olanlar her nazarda kendilerini görenlerin sevdasıda nisbetli olur!
Onlar beklentisiz ve çıkarsız sevmeyi bilmezler!
Onlar özünde sana seni bildirmek içindir hor görme hakir görme sakın!
Onlar aslında senin benim yapamayacağımız yapmak istemeyeceğimiz görevi en güzel şekilde yapabilenlerdir!
Bu pencereden bak!
Sakın kendini onlardan üstün görme tevhid: “Kâinattaki her zerreyi yerinde sevmektir!”
Senden aşağıda hiç bir zerreyi görmemektir unutma!.
Oralarda bırakmadığı için yalvar Allah celle celâlihu ya!
Oralara düşmemek için yalvar Allah celle celâlihu ya!
Niyazın göz yaşın eksik olmasın toprağa düşen yağmur gibi!
Gönlüne düşen göz yaşın gönlünde Allah kosunu uyandırsın!.
Gönlünden Allah celle celâlihu Zevkleri fışkırsın!.


Resim

Dünyaya çakıLı zikkesin söksün
Eteğin doLduran taşını >döksün
KâmiL Dergâhı’na varıp diz çöksün
Sûreti – Sîreti “Sır”da soysun Dost…


Beşeriz beşeriyetin getirdiği sorumlulukarı yerine getirmek Allah celle celâlihu nun kurduğu düzene uymaktır kulluk.
Allah korusun deyip kırmızı ışıkta geçmek kulluk değil ahmaklıktır.
Sen kırmızı ışıkta dur Cenâb-ı Allahın “Habibim!” dediği Cenâb-ı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizden bildiridiği ahkâmına, edebine, güzel ahlâkına uymakla korunması altına girmiş olursun!
Terk-i dünya dağa çıkmak mağarada yaşamak değildir!
Yaşamın içerisinde sorumluluklarını yerine getirip sahiplenmeden bulunmaktır.
Efendim burada: “Para cebinde sevilir, evlat gönlüne girerse şirk olur!” buyuruyor.
“Biz iki denizi birbirine saldık karıştırmadık!” âyeti burayı ne kadarda güzel anlatmaktadır.

Anlayanlardan yaşayanlardan oluruz inşallah.
Bu yaşantı ve sorumluluklarımızı yerine getirme bize varlık giydirmemeli. Yaptığın işlerle böbürlenip kendini zikrettirme unutma ki fâil, mevsuf, mevcûd Allah celle celâlihu dur.
Dâim Âcziyet içerisinde ol!
Âcziyette SULTAN gizlidir SULTAN’a vakıf ol!.
O her dâim seninle sen onunla olmaya gayret et!.

Padişahla makamında dost olmuş hâlvet olmuş olan zât padişahı tebdili kıyafetle çarşıda gezerken görünce diğerleri gibi sırran gözüyle görmez!
O elbisenin altındaki SULTAN’ı görür!
“Durun sizin köylü, çoban diye elbiseye nazarla gördüğünüz ve muhatab aldığınız aslında SULTANdır!” da demez sırrı faaş etmez!
Onlar birbirlerine karşıdan bakıp tebessüm ederler.
İşte huzur mutluluk ve zevk burda saklıdır!
Zevke erenlerden olma gayretimiz hiç eksilmesin!.


Resim

İhvâni’m ezeLden muhabbet mestim
“Kâlu belâ” sında >hak Aşkperestim
->Kırılırsa bir gün gurbette >testim
Toprağımı dağ başına koysun >Dost…


Erilen zevler girilen demler Cenâb-ı Allah celle celâlihu nun sevmesinin, bilinmekliğini istemesinin muradından zâhir olan sebeblerdir.
Yaşam dediğimiz halk dediğimiz eşyâ dediğimiz her ne var ise bu muradın doğrultusunda sebeb olmuşlardır.
Ben kamerim, karanlığın içersindeki loş aydınlığım hâşâ benim değildir! Güneşin fâkirden tecellîsidir bu aydınlık güneşten kaynaklanmaktadır.
Güneşe olan sevdâm ana olan teslimiyet ve samimiyetimdendir.
Benden öncede böyleydi benden sonrada böyle olacaktır.
Bu aşk ebedî dâim olacak âşıklar tek olan aştan nasibleri kadar alacaktır tadacaklardır.
Aşkın tene elbiseye ihtiyacı yoktur.
Bir gün gelecek ve fakirde elbise değiştirecektir.
İşte o gün geldiğinde kabrimiz âşıkların gönlü olsun!
Bizden doğan âşıklardan biz de doğalım!
Gönlümüz âşık gönüllere yanık gönüllere BİR damla serpinti olsun!.
İnşâallahu Teâlâ!


Hu Dost!
Hocam, hoşgörünüze sığınıp âcizane gönlünüzden zevk almaya çalıştık...
Resim



-biR Dost-
Resim
Cevapla

“►Kul ihvâni ŞİİRleri◄” sayfasına dön