Aşağıdaki Yazılar Sabri Tandoğan'ın (ALLAH(C.C.) Ondan razı olsun) Kitaplarından,İnternet sitesinden ve röpartajından derlenmiştir...
---------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6
Konu: Doktor Münir Derman
Bazı kimseler vardır, onlarla tanışmak, görüşmek bir insanın bütün hayatını değiştirebilir. Dünya görüşüne yeni bir ışık, yeni bir renk getirebilir. O şahsı tanıdıktan sonra, hayat bambaşka bir hüviyet kazanır. İşte Doktor Münir Derman böyle bir insandı. Bir gönül sultanı, bir Allah dostu idi.
Altmışlı yılların başı, Ankarada bir dergi çıkıyor: İslâm Dergisi. Görür görmez çok beğendim, hayranlık duydum ve derhal abone oldum. Her sayısı birbirinden dolgun, birbirinden zengin. Hem bilim adamlarının, hem gönül insanlarının birbirinden güzel yazıları...
O yazıları tekrar tekrar okuyor, doyamıyordum. Yalnız bir imza vardı ki, hayranlığımın da ötesinde beni büyülemişti. Doktor Münir Dermanın yazıları Allah Dostu der ki... başlığı altında çıkıyor, okuya okuya ezberliyordum. Gün geldi, kendisiyle tanışmak, elini öpmek, içimde biriken soruları sormak istedim. Soruşturdum, Eskişehirde Devlet Hastanesinde operatör olduğunu öğrendim, telefon ettim, görüşme isteğimi bildirdim. Hayhay evlâdım dedi, Eskişehire buyurun, sizi bekliyorum. Ve şükürler olsun beklenen gün geldi, Eskişehirde Münir Beyin odasındaydım. Hürmetle ellerinden öpüyorum, sohbet başlıyor. O gün ne kadar mutlu olduğumu, ne kadar huzurla dolduğumu anlatamam. Karşımda olağanüstü bir insan vardı, sorularıma verilen cevaplar beni çok kısa bir zamanda içten fethetti ve o günden itibaren Münir Beyi kelimelerle ifadesi mümkün olmayan büyük bir aşkla, heyecanla sevdim. Bütün varlığımla ona bağlandım. Artık her hafta sonu Eskişehire gidiyor, birbirinden güzel inci dakikaları yaşıyordum.
Münir Bey çok yönlü bir insandı; bir yönüyle değerli bir bilim adamıydı. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan, kılı kırk yaran titizliğiyle her ameliyattan evvel tıp atlasını açar, ameliyat edeceği organı en ince ayrıntılarıyla incelerdi. Yüzlerce defa aynı ameliyatı yapmış olsa bile, yeni de incelemesini sürdürürdü. Hayatta derdi, Tesadüf diye bir şey yoktur, o sadece lügatlarda olan bir kelime. Belli sebeplerden, belli sonuçlar doğar. Altı dil biliyordu, Eskişehirde hizmet süresi bitip emekli olduktan sonra Almanyaya gitmişti, oradaki profesörler Münir Beyin Almancasına hayran olmuşlardı. Lise tahsilini yaptığı Trabzonda okulunu birincilikle bitirmiş, mükafat olarak Fransaya gönderilmişti. Sorbonda psikoloji tahsili yaptı, orada da çevresindeki insanlar Münir Beyin Fransızcasının mükemmelliğine hayran olmuşlardı. Sorbonu başarı ile bitirdikten sonra Ezher Üniversitesine gitti, orada İslâmî ilimler tahsil etti. Sonra Ankaraya geldi, Dil Tarih Fakültesinde tarih ve felsefe okudu. İstanbul Tıp Fakültesinde tıp tahsili yaptı. Münir Beyin insan aklının ve havsalasının alamayacağı kadar muhteşem bir kültürü vardı. Edebiyata çok meraklı bir insanım ama ömür boyu Münir Bey kadar Türk diline hâkim bir kimse görmedim. Gerek konuşma üslûbu, gerek yazı tarzı beni her zaman büyüledi. Münir Beyin sohbetinde bulunmak başlı başına bir güzellikti, bir ilim ve sanat olayıydı. Bazen sabahlardınız ama yine de doyamazdınız. Münir Bey hayatta gördüğüm en büyük Allah ve Peygamber âşığı idi. Kırk velî zattan ilim tahsil etmeye çalıştım, her birinde ayrı ayrı güzellikler, meziyetler gördüm. Ama Münir Beydeki Allah ve Peygamber aşkını kimsede görmedim. Çok küçük yaştan itibaren, hocası Ömer İnan Efendi Hazretleri tarafından özel olarak yetiştirilmişti. Münir Beyi bir kere de olsa gören ve dinleyen insanın bütün dünyası değişirdi, artık o günden itibaren hayata ve insanlara farklı bakar, eşyadan olaylara kadar her şeyi farklı algılardı. Allah kelâmı yazacağım diye kaleminin yongalarını çöpe atmaz, bir torbada saklardı. Tırnaklarını edeben atmaz, bir yerde biriktirir, sonra onları saygıyla toprağa gömerdi. Çok az yemek yerdi, birkaç kaşık çorba içer çekilirdi. Suyu çok soğuk sever, kış günü bile buzlu su içerdi. Hayatının hiçbir döneminde paraya, mala, mülke önem vermedi. Pantolon ve gömlekle gezerdi, Münir Beyi tanıdığım süre içinde hep öyle gördüm. Çok mütevâzı idi, herkesle çok çabuk kaynaşır, dost olurdu. Almanyada on yıl operatörlük yaptıktan sonra Ankaraya geldi, Ulucanlarda Hanecioğlu Oteline yerleşti. Yaşadığı sürece ne evi barkı, ne malı mülkü, ne serveti oldu. Hastasından ücret almadı. Fakir hastalarının ilâçlarını kendi yaptırır, yol ücretlerini verirdi. Münir Bey çok az uyku uyurdu, gecenin önemli bir kısmını ibadetle geçirirdi. Emekli olduktan sonra birçok eser kaleme aldı. Münir Beyin kitapları okumakla doyulacak gibi değildir. Aynı eseri otuz kere de, kırk kere de okusanız doyamazsınız, yine okumak istersiniz. Münir Beyin yanına oturduğunuz zaman mübârek bedeninden mis gibi bir koku yayılırdı. Hiçbir kokuya benzemeyen mânevi bir koku idi bu. Sohbetlerde birçok kimse yanında oturmak için çareler arardı. Münir Beyin annesi Şahver Hanımefendi, muhteşem bir İslâm hanımefendisi idi. Bir gün Eskişehire gitmiştim, hocam: Sabri oğlum, annem hasta, hastanede yatıyor, görmek, geçmiş olsun demek ister misin? demişti. Beraber gittik, o günü hiç unutamıyorum, beyazlar içinde sanki bir melek yatıyordu. Elini öptük, sohbet açıldı gelenlere: Biliyor musunuz? dedi, Ben cambaz olmak isterdim. Hayretler içinde kalmıştık, seksen küsur yaşındaki bir muhterem İslâm hanımefendisinin cambaz olmak isteği bizleri şaşırtmıştı. Niçin der gibi yüzüne baktık, sebebini izah etti: Efendim dedi, Eğer cambaz olsaydım, eğilir ayaklarımın altını öperdim, bu ayaklar seksen küsur sene beni üzerinde taşıdı, kahrımı çekti, onlara teşekkür etmek istiyorum, saygılarımı, minnetlerimi belirtmek istiyorum ama gücüm yetmiyor. Aradan bunca yıl geçti, o cevaptaki edebi, inceliği ve zarâfeti unutamadım. Ne zaman hatırlasam ürperirim, gözlerim dolar.
Münir Bey anlatmıştı: Küçük bir çocuktum, beş yaşındaydım, sokakta arkadaşlarımla oynamış, terlemiştim. Su içmek için eve geldim, annem: Aman yavrum dikkâtli ol, Sürpik Teyze Bayram ziyaretine geldi, onu rahatsız etmeyelim dedi. Su içtim, tekrar oynamak üzere dışarı çıktım. Bir süre sonra yine susadım, eve geldim annem, Sürpik Teyzenin olduğunu, ses çıkartmamam gerektiğini söyledi. Canım sıkılmıştı: Aman anne dedim, Bu gavur karısı ne zaman gidecek? İlk ve son olarak, o gün annemden bir tokat yedim, beni şiddetle azarladı, Böyle konuşmaya utanmıyor musun? dedi. Sürpik Hanım komşumuz, Allah razı olsun bayramda ilk gelen ziyaretçi o oldu. İşte rahmetli Münir Bey, böyle muhterem bir annenin evlâdıydı. Anneden alınan terbiye, bir ömür boyu evlâdı takip ediyor ve üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor. Tanıdığım velî bir zat, çocuklarını terbiye etmek için öğüt isteyenlere: Aman efendim der, Siz önce kendi kendinizi eğitin, size bakarak çocuklarınız da edepli ve saygılı olurlar. Tanıdığım, beğendiğim, hayran olduğum Münir Beyle uzun yıllarımız beraber geçti, bu süre içinde kendisini İslâm edebine, inceliğine, Peygamber ahlâkına uymayan bir tek davranış içinde görmedim. Mübârek sultan, her an için saygı dolu, edep ve incelik dolu, son derece dikkâtli ve uyanık bir ruh hâli içindeydi. Nur içinde yatsın, Allahın rahmeti, Peygamberin şefaati üzerine olsun.
----------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5 : Şahsiyet ve Tekâmülü konusunda
...Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, aziz ve değerli hocam Münir Derman Hazretleri de, hayattan şikâyet eden, yılgınlık gösteren insanlara karşı, Bunlar lâkırdı amma sonu ne? derdi ve ilâve ederdi. Seccaden sana yetmiyor mu?....
-------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: Örnek Olabilmek konusunda
...Rahmetli Hocam operatör doktor Münir DERMAN; Sözleriyle değil, fiilleriyle örnek olanlara uyun, gerisine gülün geçin derdi. ...
---------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: En Büyük Mürşit konusunda
...Öteden beri hayret ederim. Peygamber Efendimizin gerek sözleri, gerek yaşantısı en ince nüanslarına kadar açık seçik ortada iken, bazı kimselerin kendilerine kapı kapı dolaşıp, yalvar yakar mürşit aramaları biraz tuhaf kaçmıyor mu? Pırıl pırıl güneş ışığı başucumuzda iken, aydınlanmak için mum ışığı aramak sizin de garibinize gitmiyor mu? Bu ne gaflet? Ne aradın da İslâmda bulamadın? Rahmetli hocam Dr. Münir Derman bu gibi durumlarda Evlâdım, seccaden sana yetmiyor mu, ne arıyorsun? derdi. ...
-----------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: Karışık Kafalar konusunda
...Rahmetli hocam Op. Dr. Münir Derman Oğlum serseriliğin birçok çeşidi vardır. Önüne gelen her kitabı okuyan, onun eleştirisini yapamayan, sadece okuduğu kitapların sayısı ile övünen insanlar, ne kadar zavallıdırlar. derdi. Her işittiğine inanan, her sakallıyı hoca sanan, her ukalâlık yapanı âlim sanan kimseler için, ne sıfat kullanılır, onu siz söyleyin. ...
--------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6 Leman Hanım konusunda:
...Rahmetli hocam Doktor Münir Derman sohbetlerinde sık sık karıncadan dostun olsun derdi. Şu kâinat sahnesinde, bir insanın en büyük başarısı, bir insanın gönlüne girebilmektir. Hele bu insan bir Allah Dostu olursa. ....
------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6 Mânevi Açıdan Yoksulluk ve Yoksul konusunda:
...Rahmetli operatör Doktor Münir Derman, bir Ramazan günü, akşam iftara bize gelecekti. Yolda bir vizon kürklü hanım, saygısızca Münir Beye çarpıyor. Münir Bey de garibim yaz kış bir tişört, bir pantolon giyer. Güzeller güzeli bir insan. Birden asabileşiyor. Bakıyor kadın çok sert bir şekilde çarptığı halde özür dilemiyor. Hanımefendi diyor, Bu sizin sırtınızdaki kürk manto, vaktiyle bir hayvanın sırtındaydı. Ona bir değer kazandırmadı, size mi kazandıracak? Münir Bey hayatı boyunca, yalnız operatörlükten, hastaneden aldığı maaştan başka bir kuruş ne zengin, ne fakir hiçbir hastasından para almadı. Sadece binlerce hastaya Allah rızası için baktı. Ama gönlü ince bir insandı, büyükler büyüğü bir insandı. Biz de hemen her gün onu saygıyla, edeple, tazimle anıyoruz. ...
-----------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 :Öğretmedeki Sır konusunda
...Rahmetli Operatör Doktor Münir Derman hep sohbetlerinde tekrarlardı. Dili ile değil, fiili ile öğüt verenlere uyun derdi. Bir insanın kendi söylediği güzellikleri kendisinin yaşamaması ne acı bir olaydır. ...
---------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 : Dikkatin Sırrı konusunda
...Rahmetli Hocam Dr. Münir Derman, Şimdiki zamanda insanın hakiki dostu, Allahla aynı sayıdadır. derdi. ...
------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 : Saygının Önemi Konusunda
...Rahmetli Doktor Münir Bey anlatmıştı. Vaktiyle bir devlet büyüğünün, bir valinin, bir kaymakamın huzuruna çıkılırken edeple, dikkâtle abdest alınırmış. ...
-------------------------------------
Aşağıdaki yazı http://siratimustakim.blogcu.com/ adresinden alınmıştır
Dr. Münir Derman (k.s)
- Hocanız ve sizi en fazla etkileyen zat diye nitelediğiniz, mürşidiniz Dr. Münir Derman hakkında detaylı hatıralar almak isterdim ama vakit bir hayli geçti. Sizi en çok etkileyen yönleri, ya da zahiren şahit olduğunuz kerametleri?
- Çok var efendim nasıl anlatsam. Mesela bir tarihte bundan 35 sene önce eşim o zaman savcı idi. Elinde egzama çıktı. Benden rica etti Sabri dedi heyette dosya okurken elim cılk yara, egzamalı halde çok utanıyorum. Dua eder misin dedi. Rânâ gel Münir Beye dua ettirelim dedim. Münir Bey de o gün Eskişehir e gidecek. Gardayız. Tren hareket etmek üzere neredeyse kampana çalacak.
Efendim Rânâ nın eline okur musunuz dedim. Gel kızım dedi elini eline aldı şehadet parmağını ağzına götürüp ıslattı ve yarayı meshetti. Geçmiş olsun dedi. O oldu, yaradan eser kalmadı. Halbuki o ana kadar ne cilt profesörlerine gitmiş idik. Münir Bey okudu, geçti.
Ve Rânâ nın eli bir hafta gül koktu!.. Bir de hastanede ateist bir doktorla tartışması var Münir Beyin.
- Nasıl, lütfen buyurun.
- Ateist doktor ateş yakar doğa kanunu demiş. Münir Bey Allah dilemezse yakmaz demiş. Bak göstereyim demiş Münir Bey. Çakmak taşırdı merhum. Elini uzatmış ve avucunun altına çakmağı çakmış. Tam 45 dakika avucuna ateş tutmuş. Normalde bu durumda el kömür olur. Nice sonra avucunu o doktora göstermiş, hiçbir şey yok ve ateş yakmamış. Münir Bey kükremiş, gördün mü Allah dilemedikçe yakmadı demiş. Ateist doktor gözyaşına boğulmuş hayretten ama, iman bana zor geliyor demiş!.. Nasip meselesi dedik ya!
- Münir Derman Bey yaz kış kısa kollu gömlek ve pantolonla gezermiş öyle mi?.
- Evet bir tişört, gri bir pantolon. Hatta çoğu kere tişörtün içine atlet de giymezdi. Öyle gezerdi. Mesela bize geleceği zaman biz 10 bardak su koyardık buzluğa. Öyle su içerdi ki bardağın yarısı buz, yarısı su olurdu. Hem de zemheride!.. Bazen öyle bir aşk ateşi basardı ki gömleğinin birkaç düğmesini açardı. Ondan bir koku yayılırdı ki gül kokusu, manevi bir koku, sanki cennet efendim. Hiçbir kokuya benzemezdi!
- O kokuyu herkes hisseder miydi?
- Hayır efendim herkes hissedemez! Bu gönül bağı ile alakalı!..
- Münir Beyin kabri Ankara Memluk Köyünde. Biz yarın gitmek istesek yakın mıdır?..
- Uzak efendim. Nasip olursa bir daha ki Ankaraya gelişinizde birlikte gideriz.
- Allah razı olsun sizden. Çok vaktinizi aldık, yorduk sizi.
- Hepimizden efendim. Davetimizi kabul ettiniz, şeref verdiniz, Allah sizden de razı olsun.
***
ALLAH'IN RAHMETİ VE SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN
- Ana sayfa Forum ana sayfa MÜNİR DERMAN (K.S.) Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
-
- Zaman: 26 Nis 2024, 10:47
- Tüm zamanlar UTC+02:00
Doktor Münir Derman
- Sufican
- Aktif Üye
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Allah razı olsun
Dosd Muhammedi Münir Derman Hocamdan şefaat diliyoruz. Saygı ve sevgilerimizi sunuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun....
- Sufican
- Aktif Üye
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00
Re: Allah razı olsun
AMİN din kardeşim...Hakan yazdı:Dosd Muhammedi Münir Derman Hocamdan şefaat diliyoruz. Saygı ve sevgilerimizi sunuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun....
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 11
- Kayıt: 01 Nis 2014, 01:12
Re: Doktor Münir Derman
huzurunda ögrencisi olmak nasip olmadı en azından kitaplarından faydalanıyoruz o bile çok büyük nimet Allah razı olsun ...
“Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler” sayfasına dön
Geçiş yap
- SİTE GENEL
- ↳ MuhammediNur.com Önsöz
- ↳ Ana Sayfa Haber Arşivi
- ↳ 2007
- ↳ 2008
- ↳ 2009
- ↳ 2010
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2011
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2012
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2013
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ Yönetici Odası
- ↳ Sohbet Odası
- ↳ Münir Derman (k.s.)
- FORUM GENEL
- ↳ Tanışalım mı? ~Hoş geldiniz~
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Duyurularımız
- ↳ Yenilikler
- ↳ Önerileriniz
- ↳ Yardım
- ↳ Anma ve Kutlama Mesajları
- ↳ Bayram ve Kandil Mesajları
- ↳ Mübarek Gün ve Geceler
- ↳ Tebrik ve Taziye
- ↳ Basın ve Güncel haberler
- İSLAM
- ↳ Esmaü’l – Hüsna
- ↳ Kur'an-ı Kerim
- ↳ ►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄
- ↳ ►Günün Ayeti◄
- ↳ Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- ↳ ►Salavat-ı Şerifeler◄
- ↳ ►Sünnet-i Seniyye◄
- ↳ ►Hadis-i Şerifeler◄
- ↳ ►Günün Hadisi◄
- ↳ ►Sahabeleri◄
- ↳ Ehl-i Beyt (A.S.)
- ↳ ►Hz. Ali Keremallahu Veche◄
- ↳ ►Nehc'ül-Belağa◄
- ↳ Allah (c.c.) Dostları
- ↳ ►Abdulkadir Geylani◄
- ↳ ►Ahmed Kuddisi◄
- ↳ ►Ahmed Er Rufaî◄
- ↳ ►Ahmed Yesevi◄
- ↳ ►Ataullah İskenderi◄
- ↳ ►Aşık Sümmani◄
- ↳ ►Bawa Muhyiddin◄
- ↳ ►Celaleddin-i Rumi◄
- ↳ ►Hacı Bektaşı Veli◄
- ↳ ►Haluk Nurbaki◄
- ↳ ►İmam-ı Busiri◄
- ↳ ►İmam-ı Gazali◄
- ↳ ►İmam-ı Şazeli◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık◄
- ↳ ►Muhiddin-i Arabi◄
- ↳ ►Niyazi Mısri◄
- ↳ ►Sadreddin Konevi◄
- ↳ ►Said Nursi◄
- ↳ ►Seyyid Muhammed Nur'ül Arabi◄
- ↳ ►Somuncu Baba◄
- ↳ ►Şems-i Tebrizi◄
- ↳ ►Ümmi Sinan◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Yusuf-i Hakiki◄
- ↳ ►Diğerleri k.s.◄
- ↳ İz Bırakanlar
- ↳ ►Aşıklar◄
- MÜNİR DERMAN (K.S.)
- ↳ Münir Derman (k.s) Kimdir?
- ↳ Münir Derman (k.s) Eserleri
- ↳ ► Münir Derman(k.s) Eserleri
- ↳ Münir Derman (k.s) Sohbetleri
- ↳ TAKDİM
- ↳ SOHBET - 1
- ↳ SOHBET - 2
- ↳ SOHBET - 3
- ↳ SOHBET - 4
- ↳ SOHBET - 5
- ↳ SOHBET - 6
- ↳ SOHBET - 7
- ↳ SOHBET - 8
- ↳ SOHBET - 9
- ↳ SOHBET - 10
- ↳ SOHBET - 11
- ↳ SOHBET - 12
- ↳ SOHBET - 13
- ↳ SOHBET - 14
- ↳ SOHBET - 15
- ↳ SOHBET - 16
- ↳ SOHBET - 17
- ↳ SOHBET - 18
- ↳ SOHBET - 19
- ↳ SOHBET - 20
- ↳ SOHBET - 21
- ↳ SOHBET - 22
- ↳ SOHBET - 23
- ↳ SOHBET - 24
- ↳ SOHBET - 25
- ↳ SOHBET - 26
- ↳ SOHBET - 27
- ↳ SOHBET - 28
- ↳ SOHBET - 29
- ↳ SOHBET - 30
- ↳ SOHBET - 31
- ↳ SOHBET - 32
- ↳ SOHBET - 33
- ↳ SOHBET - 34
- ↳ SOHBET - 35
- ↳ SOHBET - 36
- ↳ SOHBET - 37
- ↳ SOHBET - 38
- ↳ SOHBET - 39
- ↳ SOHBET - 40
- ↳ SOHBET - 41
- ↳ SOHBET - 42
- ↳ SOHBET - 43
- ↳ SOHBET - 44
- ↳ SOHBET - 45
- ↳ SOHBET - 46
- ↳ SOHBET - 47
- ↳ SOHBET - 48
- ↳ SOHBET - 49
- ↳ SOHBET - 50
- ↳ SOHBET - 51
- ↳ SOHBET - 52
- ↳ SOHBET - 53
- ↳ SOHBET - 54
- ↳ SOHBET - 55
- ↳ SOHBET - 56
- ↳ SOHBET - 57
- ↳ SOHBET - 58
- ↳ SOHBET - 59
- ↳ SOHBET - 60
- ↳ Münir Derman (k.s) Albümü
- ↳ Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
- KUL İHVÂNİ
- ↳ Kul İhvâni Kimdir?
- ↳ Kul İhvâni Söz ve Sohbetler
- ↳ ►Sohbetleri◄
- ↳ ►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄
- ↳ ►Divanından Sistemler!◄
- ↳ Kuran-ı Kerim Sohbetleri
- ↳ Kul İhvani Divanında Esmalar
- ↳ Divanında Muhammedi Tasavvuf
- ↳ Divanında Sall ve Namaz
- ↳ Kul İhvâni ŞERHleri
- ↳ ►Salavat Şerhleri◄
- ↳ ►Allah Dostları Divan Şerhleri◄
- ↳ ►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄
- ↳ Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri
- ↳ ►Kul ihvâni ŞİİRleri◄
- ↳ ►Kul ihvâni ZEVKleri◄
- ↳ Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri
- ↳ Muhammedi Teknik Tasavvuf
- İLİM
- ↳ İlim
- ↳ ►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄
- ↳ Tasavvuf
- ↳ ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄
- ↳ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►Ç◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►İ◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►Ö◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►Ş◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►Ü◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄
- ↳ Namaz
- ↳ İslamda Kadın
- ↳ ORUÇ
- TARİH/EDEBİYAT – DÜŞÜNCE/FİKİR
- ↳ Tarih
- ↳ ►İslam Tarihi◄
- ↳ ►Peygamberler Tarihi◄
- ↳ Türk Edebiyatı Klasikleri
- ↳ ►Kitap tavsiyesi◄
- ↳ Hikaye, Makale ve Yazılar
- ↳ ►Kendi Yazdıklarınız◄
- ↳ ►Nasihat ve Güzel Sözler◄
- ↳ ►Günün Sözü◄
- GÖNÜLDEN ESİNTİLER
- ↳ Dost Emin
- ↳ Şiirler
- ↳ Kendi Şiirleriniz
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ ►Günün Duası◄
- GENEL
- ↳ Serbest Kürsü
- ↳ ►İslami Sohbetler◄
- ↳ ►Soru - Cevap◄
- ↳ ►Tartışmalı Konular◄
- ↳ ►Gençlik Köşesi◄
- ↳ Toplum ve aile
- ↳ ►Şifalı Bitkiler◄
- ↳ ►Beden ve Ruh Sağlığı◄
- ↳ ►İbretlikler◄
- ↳ Resim ~ Video Galerisi
- ↳ İslami Resimler
- ↳ Görsel Tasarım
- ENGLİSH FORUM
- ↳ Islamic Articles
- ↳ ►Munir Derman◄
- ↳ ►Bawa Muhaiyaddeen◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık Hekim◄
- ↳ ►Kulihvani◄
- ↳ ►Islam General◄
- ↳ ►Poetry◄
- ↳ Dictionary of Tasawwuf
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►J◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►Q◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►W◄
- ↳ ►X◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄