1.
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Din nasihattır!” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların İmamlarına-idarecilereine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İmân, 95)
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. ” buyurdu. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.)
6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. ” buyurdu. (Tirmizî, İlm, 14.)
7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mü’min, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mü’min, iki defa aynı yanılgıya düşmez) ” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.)
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlâkın gereğine göre davran. ” buyurdu. (Tirmizî, Birr, 55.)
9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. ” buyurdu. (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334)
10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandandır. ” buyurdu. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58)
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” buyurdu. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248i)
12
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.” buyurdu. (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12)
13
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.” buyurdu. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31)
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” buyurdu. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248i)
15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mü’min) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.” buyurdu. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)
16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. .” buyurdu. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helâl olmaz. ” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 57, 58)
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “(Mü’min) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme!. ” buyurdu. (Tirmizî, Birr, 58)
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar..” buyurdu. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539)
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. .” buyurdu. (Tirmizî, Birr, 3)
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.” buyurdu. (Tirmizî, Radâ’, 11; İbn Mâce, Nikâh, 50)
Peygamberimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurdu. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141)