Şakkul- Kamer
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Şakkul- Kamer
Şakkul- Kamer
Şakkul- Kamer (ayin ikiye ayrılması) mucizesi burada tahakkuk etmiştir..
KULluk Fakriyyeti-Acziyyeti-Zilleti-İlleti Gerçeğini göz ardı edenler Rasûlullah sallallahu aleyhi veselleme: AY-ı İkiye bölsen ya! dediler..
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem de şehadet parmağıyla şak-şak etti Kameri!..
Ayrıldı, uzaklaştı, döndü BİR-leşti..
Kamer-AYY, AKIL gibi, Ehl-i Beyt aleyhumusselâm gibi değişken ve Güneşten alır verir..
Şems-Güneş, Nakil gibi, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Madde ve Mânada Kaynak
Ayy, Güneşe ÂŞIK-mış!..
Ayy Âşık OL-muş GüN-EŞ-e
SEV-enler DÜŞ-müş PeŞ Peş-e
AŞK-ı BİL-ene BeLeŞ-e
VeR BeNi YâR! BeNi BeNi!..
YâR BeNi VeR! BeNi BeNi!..
ÂYET KAYNAĞI:
اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانشَقَّ الْقَمَرُ
--- İkterebetis sâatu ven şakkal kamer(kameru) :Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve ay yarıldı. (Kamer 5 /1)
وَإِن يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُّسْتَمِرٌّ
--- Ve in yerev âyeten yuridû ve yekûlû sihrun mustemirr(mustemirrun) :Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler. (Kamer 5 /2)
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
--- Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun) :Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır. (Kamer 5 /3)
وَلَقَدْ جَاءهُم مِّنَ الْأَنبَاء مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ
--- Ve lekad câehum minel enbâi mâ fihî muzdecer(muzdecerun) :Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi. (Kamer 5 /4)
حِكْمَةٌ بَالِغَةٌ فَمَا تُغْنِ النُّذُرُ
--- Hikmetun bâligatun fe mâ tugnin nuzur(nuzuru ) : (Ki her biri) Doruğunda, olgunlaşmış hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor. (Kamer 5 /5)
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَى شَيْءٍ نُّكُرٍ
--- Fe tevelle anhum, yevme yedud dâi ilâ şeyin nukur(nukurin) :Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün... (Kamer 5 /6)
İnşakka: yarıldı (ay ikiye) bölündü
HADİS KAYNAĞI:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında hicretten beş sene evvel Mekkede bir akşam vakti dolunay halindeki ayın ikiye bölündüğü rivayeti Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud, Beyhakî ve diğer Hadis İmamlarınca nakledilmiştir.
Şakkul- Kamerin sahabe arasında rivayet edenleri:
Enes İbn Malik, Abdullah İbn Mesud, Abdullah İbn Ömer, Cübeyr İbn Mutim, Ab¬dullah İbn Abbas ve İmam Ali kerremullahi veche dir.
--- İbni Mesudradiyallahu anhu: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında ay iki parçaya ayrıldı. Bir parça dağın üst tarafında, bir kısmı da diğer tarafında idi. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: Şâhid olunuz! buyurdu
--- Abdullah İbni Mesudradiyallahu anhu: Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile beraberdik, ay yarıl¬dı ve iki parça oldu. Bize: Şâhid olunuz! buyurdu
Abdullah İbn Abbas radiyallahu anhu: Ay Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında yarıldı.
Enes İbn Malik radiyallahu anhu: Ay iki fırkaya ayrıldı.dedi
(Buharî, Sahih, Kitabut Tefsir, Kamer Sûresi.)
Ay yarıldığında müşrikler: Bu İbni Ebi Kebşenin (Peygamberimiz kastediliyor) büyüsüdür! demişler.
Sonra: Muhammed bizi büyülese dahi tüm insanları büyüleyemez ya, dışarıdan gelenleri bekleyelim ve bir de onlara soralım! de¬mişler, seferden gelenler olayı doğrulamışlar.
(İbn Kesir, İbn Kesir, Hadislerle Kuran Tefsiri, C. 14, S. 7583.)
İnanmayanlar oldu, olmakta ve olacaklar!
وَأَقْسَمُواْ بِاللّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ لَئِن جَاءتْهُمْ آيَةٌ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا قُلْ إِنَّمَا الآيَاتُ عِندَ اللّهِ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَا إِذَا جَاءتْ لاَ يُؤْمِنُونَ
--- Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yuminunne bih(bihâ), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuşirukum ennehâ izâ câet lâ yuminûn(yuminûne) : Müşrikler, kuvvetli olarak Allaha yemin ettiler ki, eğer kendilerine istedikleri gibi bir âyet (mûcize) gelirse, muhakkak ona iman edeceklerdir. De ki: -Âyetler ancak Allah katındadır. Ey müminler ! Siz farkında değilsiniz; o âyet (mûcize) geldiği vakit de iman etmiyecekler. (En'âm 6/109)
Ve DE-diler ki:
قَالُواْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا :
--- kâlû seminâ ve aseynâ..: .. İşittik ve isyan ettik, dediler (Bakara 2/93)
kâlû: dediler
semi'nâ: işittik
ve aseynâ: ve biz asi olduk, isyan ettik..
İnananlar da oldu, olmakta ve olacaklar!..
Ve DE-diler ki:
وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا :
--- ve kâlû seminâ ve atanâ..: .. İşittik ve itaat ettik, dediler (Bakara 2/285)
ve kâlû: ve dediler
semi'nâ: biz işittik
ve ata'nâ: ve biz itaat ettik!..
İşte budur KULluk Tercihi, TEVHİD-de..
MuHABBEt-i Nur-u MîMle..
- dostemin
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 530
- Kayıt: 19 May 2007, 02:00
Re: Şakkul- Kamer
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem e salat ü selam olsun!..kulihvani yazdı:
Şakkul- Kamer
Şakkul- Kamer (ayin ikiye ayrılması) mucizesi burada tahakkuk etmiştir..
KULluk Fakriyyeti-Acziyyeti-Zilleti-İlleti Gerçeğini göz ardı edenler Rasûlullah sallallahu aleyhi veselleme: AY-ı İkiye bölsen ya! dediler..
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem de şehadet parmağıyla şak-şak etti Kameri!..
Ayrıldı, uzaklaştı, döndü BİR-leşti..
Kamer-AYY, AKIL gibi, Ehl-i Beyt aleyhumusselâm gibi değişken ve Güneşten alır verir..
Şems-Güneş, Nakil gibi, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Madde ve Mânada Kaynak
Ayy, Güneşe ÂŞIK-mış!..
Ayy Âşık OL-muş GüN-EŞ-e
SEV-enler DÜŞ-müş PeŞ Peş-e
AŞK-ı BİL-ene BeLeŞ-e
VeR BeNi YâR! BeNi BeNi!..
YâR BeNi VeR! BeNi BeNi!..
ÂYET KAYNAGI:
اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانشَقَّ الْقَمَرُ
İkterebetis sâatu ven şakkal kamer(kameru) :Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve ay yarıldı. (Kamer 5 /1)
وَإِن يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُّسْتَمِرٌّ
Ve in yerev âyeten yuridû ve yekûlû sihrun mustemirr(mustemirrun) :Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler. (Kamer 5 /2)
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr(mustekırrun) :Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır. (Kamer 5 /3)
وَلَقَدْ جَاءهُم مِّنَ الْأَنبَاء مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ
Ve lekad câehum minel enbâi mâ fihî muzdecer(muzdecerun) :Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi. (Kamer 5 /4)
حِكْمَةٌ بَالِغَةٌ فَمَا تُغْنِ النُّذُرُ
Hikmetun bâligatun fe mâ tugnin nuzur(nuzuru) :(Ki her biri) Doruğunda, olgunlaşmış hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor. (Kamer 5 /5)
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَى شَيْءٍ نُّكُرٍ
Fe tevelle anhum, yevme yedud dâi ilâ şeyin nukur(nukurin) :Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün... (Kamer 5 /6)
İnşakka: yarıldı (ay ikiye) bölündü
HADİS KAYNAGI:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında hicretten beş sene evvel Mekkede bir akşam vakti dolunay halindeki ayın ikiye bölündüğü rivayeti Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud, Beyhakî ve diğer Hadis İmamlarınca nakledilmiştir.
Şakkul- Kamerin sahabe arasında rivayet edenleri:
Enes İbn Malik, Abdullah İbn Mesud, Abdullah İbn Ömer, Cübeyr İbn Mutim, Abdullah İbn Abbas ve İmam Ali kerremullahi veche dir.
İbni Mesudradiyallahu anhu: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında ay iki parçaya ayrıldı. Bir parça dağın üst tarafında, bir kısmı da diğer tarafında idi. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: Şâhid olunuz! buyurdu
Abdullah İbni Mesudradiyallahu anhu: Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile beraberdik, ay yarıldı ve iki parça oldu. Bize: Şâhid olunuz! buyurdu
Abdullah İbn Abbas radiyallahu anhu: Ay Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında yarıldı.
Enes İbn Malik radiyallahu anhu: Ay iki fırkaya ayrıldı.dedi
(Buharî, Sahih, Kitabut Tefsir, Kamer Sûresi.)
Ay yarıldığında müşrikler: Bu İbni Ebi Kebşenin (Peygamberimiz kastediliyor) büyüsüdür! demişler.
Sonra: Muhammed bizi büyülese dahi tüm insanları büyüleyemez ya, dışarıdan gelenleri bekleyelim ve bir de onlara soralım! demişler, seferden gelenler olayı doğrulamışlar.
(İbn Kesir, İbn Kesir, Hadislerle Kuran Tefsiri, C. 14, S. 7583.)
İnanmayanlar oldu, olmakta ve olacaklar!
وَأَقْسَمُواْ بِاللّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ لَئِن جَاءتْهُمْ آيَةٌ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا قُلْ إِنَّمَا الآيَاتُ عِندَ اللّهِ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَا إِذَا جَاءتْ لاَ يُؤْمِنُونَ
Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yuminunne bih(bihâ), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuşirukum ennehâ izâ câet lâ yuminûn(yuminûne) : Müşrikler, kuvvetli olarak Allaha yemin ettiler ki, eğer kendilerine istedikleri gibi bir âyet (mûcize) gelirse, muhakkak ona iman edeceklerdir. De ki: -Âyetler ancak Allah katındadır. Ey müminler ! Siz farkında değilsiniz; o âyet (mûcize) geldiği vakit de iman etmiyecekler. (En'âm 6/109)
Ve DE-diler ki:
قَالُواْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا : kâlû seminâ ve aseynâ..: .. İşittik ve isyan ettik, dediler (Bakara 2/93)
kâlû: dediler
semi'nâ: işittik
ve aseynâ: ve biz asi olduk, isyan ettik..
İnananlar da oldu, olmakta ve olacaklar!..
Ve DE-diler ki:
وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا : ve kâlû seminâ ve atanâ..: .. İşittik ve itaat ettik, dediler (Bakara 2/285)
ve kâlû: ve dediler
semi'nâ: biz işittik
ve ata'nâ: ve biz itaat ettik!..
İşte budur KULluk Tercihi, TEVHİD-de..
MuHABBEt-i Nur-u MîMle..