KİTABU'L-EDEB ~ SAHİHİ BUHARİ
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.) şöyle demiştir :
Peygamber (s.a.v.):
"Her müslümân üzerine sadaka vermek vâcibdir" buyurdu.
Sahâbîler:.
Sadaka verecek birşey bulamazsa (ne yapar)? dediler.
Peygamber (s.a.v.):
"Elleriyle çalışır, elinin emeğiyle kazandığını hem kendisine harcar, hem de sadaka verir" buyurdu.
Sahâbîler:
Çalışmaya gücü yetmez yâhud yapmazsa? dediler.
"İhtiyâç sahibi olan bunalmışa (mazluma) yardım ve himaye eder" buyurdu.
Böyle bir yardımı da yapamazsa? dediler.
Peygamber (s.a.v.):
"Hayır ile yâhud ma'rûf ile emreder" buyurdu.
Bunu da yapamazsa? deyince:
"Kendini şerrden tutar. Çünkü bu da onun için bir sadakadır" buyurdu.
Peygamber (s.a.v.):
"Her müslümân üzerine sadaka vermek vâcibdir" buyurdu.
Sahâbîler:.
Sadaka verecek birşey bulamazsa (ne yapar)? dediler.
Peygamber (s.a.v.):
"Elleriyle çalışır, elinin emeğiyle kazandığını hem kendisine harcar, hem de sadaka verir" buyurdu.
Sahâbîler:
Çalışmaya gücü yetmez yâhud yapmazsa? dediler.
"İhtiyâç sahibi olan bunalmışa (mazluma) yardım ve himaye eder" buyurdu.
Böyle bir yardımı da yapamazsa? dediler.
Peygamber (s.a.v.):
"Hayır ile yâhud ma'rûf ile emreder" buyurdu.
Bunu da yapamazsa? deyince:
"Kendini şerrden tutar. Çünkü bu da onun için bir sadakadır" buyurdu.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Adiyy ibn Hatim (r.a.) şöyle demiştir :
Peygamber (s.a.v.) ateşi zikretti de ondan Allah'a sığındı ve yüzünü ondan çevirdi. Sonra yine ateşi yânî cehennemi zikretti, ondan sığındı ve yüzünü döndürüp çevirdi. -Râvî Şu'be: İki kerre böyle yaptığında şübhe etmiyorum, amma üçüncüsünde şübhe ediyorum, demiştir.- Bundan sonra Rasûlulah (s.a.v.) :
"Sizler tek hurmanın yarısı ile, bunu da bulamayan güzel bir sözle de olsa ateşten korununuz!" buyurdu.
Peygamber (s.a.v.) ateşi zikretti de ondan Allah'a sığındı ve yüzünü ondan çevirdi. Sonra yine ateşi yânî cehennemi zikretti, ondan sığındı ve yüzünü döndürüp çevirdi. -Râvî Şu'be: İki kerre böyle yaptığında şübhe etmiyorum, amma üçüncüsünde şübhe ediyorum, demiştir.- Bundan sonra Rasûlulah (s.a.v.) :
"Sizler tek hurmanın yarısı ile, bunu da bulamayan güzel bir sözle de olsa ateşten korununuz!" buyurdu.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
35. Bâb: Her İşte Ve Herşeyde Yumuşaklık Ve Kolaylık (Göstermenin Fazileti) Babı
~ Peygamberdin zevcesi Âişe (r.a.) şöyle demiştir :
Rasûlullah'ın huzuruna beş on kişilik bir Yahûdî hey'eti girdi. - Huzura girince selâm vermiş olmak için-: "Ölüm üzerinize" demek olan "es-Sâmu aleykum" dediler.
Âişe dedi ki:
Ben bu sözü anladım da:
Sânı ve Allah'ın la'neti sizin üzerinize olsun! diye karşıladım.
Âişe dedi ki:
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
"Yâ Âişe ağır ol! Çünkü Allah her hususta rıfk ile, yumuşaklık ile muamele etmeyi sever" buyurdu.
Ben:
Yâ Rasülallah! Dediklerini işitmediniz mi? dedim.
Rasûlullah:
"Ben de: Ve aleykum (=Sizin üzerinize de) dedim " buyurdu.
~ Peygamberdin zevcesi Âişe (r.a.) şöyle demiştir :
Rasûlullah'ın huzuruna beş on kişilik bir Yahûdî hey'eti girdi. - Huzura girince selâm vermiş olmak için-: "Ölüm üzerinize" demek olan "es-Sâmu aleykum" dediler.
Âişe dedi ki:
Ben bu sözü anladım da:
Sânı ve Allah'ın la'neti sizin üzerinize olsun! diye karşıladım.
Âişe dedi ki:
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):
"Yâ Âişe ağır ol! Çünkü Allah her hususta rıfk ile, yumuşaklık ile muamele etmeyi sever" buyurdu.
Ben:
Yâ Rasülallah! Dediklerini işitmediniz mi? dedim.
Rasûlullah:
"Ben de: Ve aleykum (=Sizin üzerinize de) dedim " buyurdu.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
36. Bâb: Mü'minlerin Birbirlerine Yardım Etmeleri Babı
~ Ebû Burde Bureyd ibnu Ebî Burde şöyle demiştir: Bana dedem Ebû Burde, babası Ebû Mûsâ el-Eş'arî(r.a.)'den haber verdi ki,
Rasûlullah (s.a.v.) bir hutbesinde:
"Mü'minin mü'mine bağlılığı, taşları birbirine kenetleyen duvar gibidir" buyurmuş, sonra iki elinin parmaklarını birbirine geçirmiştir.
(Râvî Ebû Mûsâ dedi ki:) Peygamber (s.a.v.) mescidde otururdu, bu sırada kendisine bir kimse gelip birşey ister yâhud bir hacet dileğinde bulunan olursa yüzünü bizlerden yana döndürür ve:
"(Bu işin olması için) bana delâlet ediniz, sizlere bunun ücreti, sevabı verilir. Bununla beraber Allah, Peygamberi'nin şefaati ve niyazı üzerine dilediği şeyi muhakkak yerine getirir" buyurdu.
~ Ebû Burde Bureyd ibnu Ebî Burde şöyle demiştir: Bana dedem Ebû Burde, babası Ebû Mûsâ el-Eş'arî(r.a.)'den haber verdi ki,
Rasûlullah (s.a.v.) bir hutbesinde:
"Mü'minin mü'mine bağlılığı, taşları birbirine kenetleyen duvar gibidir" buyurmuş, sonra iki elinin parmaklarını birbirine geçirmiştir.
(Râvî Ebû Mûsâ dedi ki:) Peygamber (s.a.v.) mescidde otururdu, bu sırada kendisine bir kimse gelip birşey ister yâhud bir hacet dileğinde bulunan olursa yüzünü bizlerden yana döndürür ve:
"(Bu işin olması için) bana delâlet ediniz, sizlere bunun ücreti, sevabı verilir. Bununla beraber Allah, Peygamberi'nin şefaati ve niyazı üzerine dilediği şeyi muhakkak yerine getirir" buyurdu.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
37. Bâb: Yüce Allah'ın Şu Kavli Babı:
"Kim güzel bir şefaatle şefaatte bulunursa, ondan kendisine bir pay vardır. Kim de kötü bir şefaatle şefaatte bulunursa ondan da kendisine bir günâh payı vardır. Allah her şeye hakkıyle muktedir ve koruyucudur" (en-Nisâ: 85)
~ Bize Ebû Usâme, Bureyd'den; o da Ebû Burde'den; o da Ebû Musa'dan tahdîs etti ki,
Rasûlullah (s.a.v.) kendisine birşey isteyip sorucu yâhud bir hacet sahibi geldiğinde:
"Siz de (bu işin olması için bana) delâlet ediniz ki, sizler de ecre nail kılmasınız. Gerçi Allah, Rasûlü 'nün diliyle, yânîO'nun şefaat ve niyazı üzerine ne dilerse onu infaz edecektir" buyurdu
"Kim güzel bir şefaatle şefaatte bulunursa, ondan kendisine bir pay vardır. Kim de kötü bir şefaatle şefaatte bulunursa ondan da kendisine bir günâh payı vardır. Allah her şeye hakkıyle muktedir ve koruyucudur" (en-Nisâ: 85)
~ Bize Ebû Usâme, Bureyd'den; o da Ebû Burde'den; o da Ebû Musa'dan tahdîs etti ki,
Rasûlullah (s.a.v.) kendisine birşey isteyip sorucu yâhud bir hacet sahibi geldiğinde:
"Siz de (bu işin olması için bana) delâlet ediniz ki, sizler de ecre nail kılmasınız. Gerçi Allah, Rasûlü 'nün diliyle, yânîO'nun şefaat ve niyazı üzerine ne dilerse onu infaz edecektir" buyurdu
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
38. Bâb: Peygamber (s.a.v.) Taşkınlık Yapacak Tabîatte Değildi, Taşkınlık Yapıcı Da Olmamıştır
~ Buradaki iki senedde Mesrûk şöyle demiştir:
Abdullah ibn Amr ibni'1-Âs (41 yılında) Muâviye ibn Ebî Sufyân'ın beraberinde Kûfe'ye geldiği zaman bizler Abdullah ibn Amr'ın yanına girdik. O, Rasûlullah(s.a.v.)'ı zikretti de:
Rasûlullah (sözünde, fiil ve hareketlerinde) taşkınlık yapacak seciyede değildi ve hiçbir zaman taşkınlık yapıcı da olmamıştır, dedi.
Yine Abdullah ibn Amr:
Rasûlullah "Muhakkak sizin en güzel huylunuz, en hayırlı olanınızdır" buyurmuştur, dedi
~ Buradaki iki senedde Mesrûk şöyle demiştir:
Abdullah ibn Amr ibni'1-Âs (41 yılında) Muâviye ibn Ebî Sufyân'ın beraberinde Kûfe'ye geldiği zaman bizler Abdullah ibn Amr'ın yanına girdik. O, Rasûlullah(s.a.v.)'ı zikretti de:
Rasûlullah (sözünde, fiil ve hareketlerinde) taşkınlık yapacak seciyede değildi ve hiçbir zaman taşkınlık yapıcı da olmamıştır, dedi.
Yine Abdullah ibn Amr:
Rasûlullah "Muhakkak sizin en güzel huylunuz, en hayırlı olanınızdır" buyurmuştur, dedi
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Bize Abdulvahhâb, Eyyûb'dan; o da Abdullah ibn Ebî Muleyke'den; o da Âişe(r.a.)'den şöyle haber verdi :
Bir Yahûdî topluluğu Peygamber(s.a.v.)'e geldiler de (selâm yerine "Ölüm üzerinize" demek olan) "es-Sâmu aleykum" ta'bîrini söylediler.
Âişe de :
O sizin üzerinize olsun, Allah sizlere la'net etsin, Allah sizlere gadab etsin! dedi.
Rasûlullah:
"Yâ Âişe yavaş ol, incelik ve yumuşaklıkla muamele etmen lâzımdır; seni katılık ve aşırılıktan sakındırırım" buyurdu.
Âişe:
(Yâ Rasûlallah!) Onların dediklerini işitmediniz mi? dedi.
Rasûlullah:
"Sen de benim onlara ("Sizin üzerinize de" şeklinde) söylediğimi işitmedin mi? Ben de onu onlara aynen reddettim. Benim onlar hakkındaki duam kabul olunur, fakat onların benim hakkımdaki dilekleri kabul olunmaz" buyurdu
Bir Yahûdî topluluğu Peygamber(s.a.v.)'e geldiler de (selâm yerine "Ölüm üzerinize" demek olan) "es-Sâmu aleykum" ta'bîrini söylediler.
Âişe de :
O sizin üzerinize olsun, Allah sizlere la'net etsin, Allah sizlere gadab etsin! dedi.
Rasûlullah:
"Yâ Âişe yavaş ol, incelik ve yumuşaklıkla muamele etmen lâzımdır; seni katılık ve aşırılıktan sakındırırım" buyurdu.
Âişe:
(Yâ Rasûlallah!) Onların dediklerini işitmediniz mi? dedi.
Rasûlullah:
"Sen de benim onlara ("Sizin üzerinize de" şeklinde) söylediğimi işitmedin mi? Ben de onu onlara aynen reddettim. Benim onlar hakkındaki duam kabul olunur, fakat onların benim hakkımdaki dilekleri kabul olunmaz" buyurdu
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Bize Ravh ibnu'l-Kaasım, Muhammed ibnu'l-Munkedir'den; o da Urve'den; o da Âişe(r.a.)'den şöyle tahdîs etti :
Bir adam Peygamber'in huzuruna gelmek için izin istedi. Peygamber onu uzaktan görünce:
"O, aşiretin ne kötü kardeşidir -yâhud: Aşiretin ne kötü oğludur-" buyurdu.
Adam içeri girip oturunca ona güleryüz gösterdi ve ona genişleyip açıldı (yâni ona yumuşak sözler söyledi). Adam gidince Âişe:
Yâ Rasûlallah! Adamı gördüğün zaman onun için şöyle şöyle sözler söyledin, sonra da onun yüzüne karşı güleç oldun ve ona açılıp yayıldın? dedi.
Rasûlullah (s.a.v.):
"Yâ Âişe! Sen beni ne zaman aşırı hareket edici buldun? Kıyamet günü Allah katında mevki'ce insanların şerrlisi, (dünyâda) kötülüğünden korunmak için insanların terkettiği -yâhud: Karşılaşmak ve konuşmaktan kaçındığı- kimsedir" buyurdu
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
41. Bâb: Sabit Kalacak Sevgi Yüce Allah Tarafındandır Babı
~ İbn Cureyc şöyle demiştir: Bana Mûsâ ibn Ukbe, Nâfi'den; o da Ebû Hureyre(r.a.)'den haber verdi ki,
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah bir kulu sevdiği zaman Cibril'e:
Allah fulân kulu sever, sen de onu sev! diye nida eder.
Cibril de o kulu sever. Sonra Cibril gök halkı içinde:
Allah fulânı seviyor, onu sizler de sevin! diye nida eder.
Bunun üzerine o kulu gök ehli de sever. Sonra yerdeki insanların gönlüne o kimse hakkında bir kabul ve sevgi konulur"
~ İbn Cureyc şöyle demiştir: Bana Mûsâ ibn Ukbe, Nâfi'den; o da Ebû Hureyre(r.a.)'den haber verdi ki,
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah bir kulu sevdiği zaman Cibril'e:
Allah fulân kulu sever, sen de onu sev! diye nida eder.
Cibril de o kulu sever. Sonra Cibril gök halkı içinde:
Allah fulânı seviyor, onu sizler de sevin! diye nida eder.
Bunun üzerine o kulu gök ehli de sever. Sonra yerdeki insanların gönlüne o kimse hakkında bir kabul ve sevgi konulur"
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
42. Bâb: Allah'ın Zâtı Hakkında (Hiçbir Steriş Ve Hevâ Karışmayan) Sevgi Babı
-Yânî sırf Allah için sevmek bâbı-
~ Enes ibn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v.):
"Hiçbir kul bir kişiyi ancak Allah için sevinceye, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre ve şirke dönmektense ateşe atılması kendisine daha sevgili oluncaya ve Allah ile Rasûlü kendisine başkalarından daha sevgili oluncaya kadar îmânın tadını bulamaz" buyurdu.
-Yânî sırf Allah için sevmek bâbı-
~ Enes ibn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v.):
"Hiçbir kul bir kişiyi ancak Allah için sevinceye, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre ve şirke dönmektense ateşe atılması kendisine daha sevgili oluncaya ve Allah ile Rasûlü kendisine başkalarından daha sevgili oluncaya kadar îmânın tadını bulamaz" buyurdu.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
42. Bâb: Yüce Allah'ın Şu Kavli Babı:
"Ey îmân edenler, bir kavim diğer bir kavim ile alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları eğlenceye almasın.
Olur ki, eğlenceye alınanlar kendilerinden daha hayırlıdır.
Kendi kendinizi de ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakablarla çağırmayın, imândan sonra fâsıklık ne kötü addır! Kim tevbe etmezse onlar zâlimlerin tâ kendileridirler'' (el-Hucurât: 11).
~ Bize Sufyân ibn Uyeyne, Hişâm'dan; o da babası Urve'den tahdîs etti ki, Abdullah ibn Zem'a şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v.) kişinin, insanlardan dışarı çıkan herhangi küçük bir ayıptan dolayı gülmesini nehyetti. Ve:
"Sizin biriniz kadınım erkek deveyi döver gibi niçin döver, sonra da belki o kişi kadınıyle boyun boyuna sarmaşacaktır!" buyurdu.
Sufyân es-Sevrî, Vuheyb ve Ebû Muâviye, Hişâm'dan "Köle döver gibi" şeklinde söylemişlerdir.
"Ey îmân edenler, bir kavim diğer bir kavim ile alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları eğlenceye almasın.
Olur ki, eğlenceye alınanlar kendilerinden daha hayırlıdır.
Kendi kendinizi de ayıplamayın. Birbirinizi kötü lakablarla çağırmayın, imândan sonra fâsıklık ne kötü addır! Kim tevbe etmezse onlar zâlimlerin tâ kendileridirler'' (el-Hucurât: 11).
~ Bize Sufyân ibn Uyeyne, Hişâm'dan; o da babası Urve'den tahdîs etti ki, Abdullah ibn Zem'a şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v.) kişinin, insanlardan dışarı çıkan herhangi küçük bir ayıptan dolayı gülmesini nehyetti. Ve:
"Sizin biriniz kadınım erkek deveyi döver gibi niçin döver, sonra da belki o kişi kadınıyle boyun boyuna sarmaşacaktır!" buyurdu.
Sufyân es-Sevrî, Vuheyb ve Ebû Muâviye, Hişâm'dan "Köle döver gibi" şeklinde söylemişlerdir.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Abdullah ibn Umer (r.a.) şöyle dedi :
Peygamber (s.a.v.) Minâ'da hutbe yapıp:
"Bugün hangi gündür biliyor musunuz?" diye sordu.
Sahâbîler:
Allah ve Rasûlü en bilendir! dediler.
Peygamber:
"Şübhesiz bu haram bir gündür (Allah'ın kıtali haram kıldığı bir gündür). Bu belde hangi beldedir biliyor musunuz?" buyurdu.
Sahâbîler:
Allah ve Rasûlü en bilendir! dediler.
Rasûlullah:
"Bu haram kılınmış olan beldedir. Bu hangi aydır biliyor musunuz?" dedi.
Sahâbîler:
Allah ve Rasûlü en bilendir! dediler.
Rasûlullah:
"Bu, haram kılınan aydır" buyurdu da şöyle devam etti:
"Şübhesiz Allah, bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün harâmlığı gibi kanlarınızı, mallarınızı ve ırzlarınızı birbirlerinize karşı haram kılmıştır!" buyurdu.
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Ebû Zerr (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'den şöyle buyururken işitmiştir:
"Hiçbir kimse başka bir kimseye fâsıklık sıfatı atamaz (atmağa hakkı yoktur). Yine böyle diğer bir kimseye küfür sıfatı da atamaz. Şayet atar da attığı kimse atılan fâsıklık veya kâfirliğin sahibi değilse, bu sıfatlar muhakkak atan kimseye döner"
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
~ Bize Alî ibnu'l-Mubârek, Yahya ibn Kesîr'den; o da Ebû Kılâbe'den tahdîs etti ki, ona da ağaç altında bey'at eden sahâbîlerden oian Sabit ibnu'd-Dahhâk şöyle tahdîs etmiştir:
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Her kim İslâm 'dan başka bir millet üzerine and içerse, o andığı millet gibidir, Âdem oğluna mâlik olmadığı malı adaması da doğru değildir. Her kim dünyâda bir şeyle kendini öldürürse, kıyamet gününde intihar ettiği o şeyle azâb olunur. Her kim de bir mü'mine la'net ederse, bu da onu öldürmek gibi(günâh)dir. Her kim de bir mü'mine küfür isnâd ederse, bu da onu öldürmek gibi(günah)dır."