kulihvani yazdı:
Allah Teâlâ'nın seçtikleri Vahyîler
Vahyîlerin seçtikleri Veysîler
Veysîlerin seçtikleri Vehbîler
Vehbîler seçtikleri Kesbîler...
Dr. Münir Derman (Allah sırrını kutsasın)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
kulihvani yazdı:
Aziz kardeşlerim,
Ömrünü Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi ve,
şahsında Kur'ân-ı Kerim ve Rabbülâlemini,
Muhammedi Şuurla BİLmeye
Muhammedi Nurla BULmaya,
Muhammedi Sururda OLmaya
Muhammedi Onuru YAŞAmaya ve Yaşatmaya Vakfedetmiş OL-AN,
İim-Edeb-İrfan-Erkan Hasbi Hizetinin Habibî Hizmetçisi,
Rahmet Çeşmememiz, ALLAH DOSTU Münir DermAN Hocamızın,
Kabrine NURullah ve Nur-u MîM Yağsın!
Kendi vasiyeti üzerine yapılmış olan Şeref Şehri Kabrinin ilk hâlini görmektesiniz..
İnsandan boylu mavi boyalı demir parmaklı çevlik, basit ve sâde...
Dilemesiyle mermere yazılan "Kabir Taşım" buyruğu..
Sonraki yılarda bu günkü hale gelmiştir sevenlerince ki başta değerli ve sevdiği İnsan Hüseyin Bey olmak üzere...
Bu gün sadece mavi pamaklıklar kalkmıştır ve Kabr-i Şerifi aynen durmaktadır..
Değerli eşi annemiz de yanı başında medfundur...
DermAN'ımızı BİZler gibi sadece HAKK ve HAYRda Hizmetçisi olarak SEVen, İZleyen ve hayatta da hizmeti çok olan çok vefakâr kardeşime bu resmi hizmete sunduğundan dolayı da şükran sunar dua ederim..
Muhammedi Muabbetle...
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
kulihvani yazdı:
Aziz ALLAH Dostu Münir DERMAN (ks) Hocamız,
Bir ömür Harcadığın İnanç ve Düşüncelerini hiç bir çıkar düşünmeden sadece Livechillah için gençlerimizin hizmetine sunmaya BİZ BİR-İZ devam etmekteyiz İnşâallah...
Sevenleriyin ve SEVdikleriyin damla damla katılımıyla Ana Tez'in olan Resûlullah sallallahualeyhi vesellem Efendimizin buyurduğu, Şeriat-ı Garra'yı DUYma ve UYmada katılımları BİZe Umut ve Güç vermekte çok şükür..
Bu Güzel Resmini gönderen çok sevdiğin, BİZden BİRi OL-AN kardeşimize şükranlarımızı sunarız...
Allahuzülcelâl'i RAHMETi Her AN Üzerine olsun!...
Muhammedi Muhabbetlerimizle..
ZEVK 3864
Zâhir, Akyeleli ASL-AN!.. ZiKR-i Dâimin DeRM-ANı!..
Bâtın, HAKın Kulu-SuLT-AN!.. FiKR-i Dâimin DeRM-ANı!..
SEVilen RaHM-AN Nefesi!.. SeBeBsiz SEVenler SeSi!.
NaZ-NiYaZ Nûrun NeŞesi!.. ŞÜKR-ü Dâimin DeRM-ANı!..
07.10.09 22:47
a n t a l y a
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5156
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
gullale yazdı: Derman doktorum da demekte ya;
" Gayb Ricalin gördüm selam ettiler bana... Edeb içinde divan
durdular. Kulağıma Fethiye salâtın okudular... Kırklar sonra söylediler
bana...
Üçler, Yediler sonra Dörtler buz gibi su ikram ettiler bana...
(...)
Kırklar sofrasında bulundum... Bunlardan üç kişi ile halen haftada bir gece
buluşurum... `Kırklardan mısın?` diye bana sorma... Ben o üç ile dört
yaparım...
Hiç ile Kırk oluruz... Üç kişi bir de ben, bir de hiç bir taife teşkil
ederiz. Gezeriz... Hem Kırk`ız, hem Dörd`üz hem Hiç`iz biz...
Bulunduğumuz yerde Kırk oluruz biz...
Çünki biz Kırk`larız da ondan...
Elini tutmak istediğimizde şükrün mukabili değil de Bahane ararız biz...
Birinde bahane bulduğumuzda ben ile üç kişi ve Hiç görünürüz...
Elini tuttuğumuzu içimize alırız heman Kırk oluruz ve İki görünürüz... Ondan
sonra ister görünür ister görünmeyiz biz...
Biz her yerdeyiz, her yer bizdedir...
Gündüz cismani, gece ruhani işlerimizle meşgulüz biz...
Bizi görürler... Bulamazlar... Zira gaflet ve şüphe bulutlarıyla
örtülüyüzdür... Bin bir renkte görünmeğe mecburuz...
Vazifemiz çok ağırdır... Âfatları bahane ile biz önleriz... Biz yer yüzünde
bahane arayıcısıyız... Biz bahane ile Kırk kişi olduk...
Bizi bazen Veli, bazen meczup, bazen zındık görürler... Bu hal bizim sükun
ve huzurumuzu bozmamak için Allah`ın bir vergisidir...
Bu kadar çeşit içinde sebat edip şüpheyi silen elinde bahane bulunan bizden
faide görür... Bizden faide gören şükrün tadını bilir...
(...)
Kendi kendine itimad eden, şüpheleri kıran bahane aramağa başlar... Bahane
habersiz yakalanır... Saklanır, günü geldiğinde senden o bahaneyi sorarlar,
o zaman el tutulur... Bizim duamız bize yaramaz başkasına yarar... Çünki Biz
Allah için dua ederiz nefsimiz için değil... Kıymet de buradadır...
Onüç senedir Kırklardanım... Kırkların Yedinci, en genciyim...
Türkiye`de üç kişi vardır Kırklardan... Üç Suriye, Üç Mısır, Dört Irak, Yedi
Medine, Altı Mekke, iki İspanya, iki Hindistan, Bir Kafkasya, Bir Salamon
adaları, Bir Cava, Bir Çin, Bir Güney Afrika, Bir Güney Amerika, Dört
tanesinin de yeri söylenemez... Bunların yerleri icabında derhal değişir.
Hali hazıra göre söylüyoruz...
(...)
Kırklar da görünür dünya ile, görünmez ruhani alemi yekdiğerine
rapteden köprü gibidirler... Yekdiğerleriyle Kırklar izni ilahi ile
kendi telsizleriyle her an konuşabilirler... Yekdiğerlerini her an
görebilirler...
Mekan, Lâmekanı setreden bir perdedir.... Perdeyi kaldırdığın
zaman mesafeler yok olur...
Çok tuhaf söylüyoruz; cidden tuhaftır... Bu kelime gafletin ta
kendisidir. Size tuhaftır, fakat asıl hakikat budur...
(...)
Kendi kendine sual: `-Bu da Kırklardan olduğunu söylüyor doğru mu? Yok
canım...`
Cevap: Kırkları sen boynuzlu, kuyruklu veya başka türlü mü zannediyorsun?...
O da kul.. Amma Kul...
Şüphe yolundan çıkmayana birşey vermezler...
Şüphe; inanmanın zelzelesidir. Hepsini yıkar yerle bir eder...
Kırkları kaçırdın elinden. Allah`a ısmarladık...
(...)
Hakikati herkes anlarsa dünyada kul kalmaz... Dünyada o kadar Veli`ye
ihtiyaç yok...
Sen yine bildiğine devam et... Bizim sözlerimiz başka mıntıkanın
lakırdılarıdır. "
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Resûlün hayatı : Hüvel- Evvel,
Resûlün Nûru : Hüvel- Zâhir,
Resûlün Ümmeti : Hüvel- Âhir,
Resûlün ledünnî : Hüvel- Bâtın.
هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
''Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şeyin alîm(alîmun).''
HADİD 3
Bu âyet, bu hakikati gizleyen ve açıklayan âyettir.
Bu âyet hâlâ devam etmektedir.
Gözünü aç!..
Münir DERMAN kaddasallahu sırrıhu