HER GÜN BİR HADİS EKLEYELİM - 2
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Allah bir kulu sevdi mi Hz. Cebrâil aleyhisselâm'a:
"Allah falanı seviyor, onu sen de sev!" diye seslenir. Onu Cebrâil de sever. Sonra o, sema ehline:
"Allah falanı seviyor, onu siz de sevin!" diye nidâ eder, derken, bütün sema ehli de onu sevmeye başlar. Sonra onun için arz (halkı arasına hüsn-ü kabûl) konur."
Hadisin Müslim' deki rivayetlerinde şu ziyade var:
"Allah Celle Celâluhu, bir kula da buğzetti mi Cebrâil Aleyhisselâm'a:
"Ben falancaya buğzettim sen de buğzet!" diye seslenir. Ona Cebrâil de buğzetmeye başlar. Sonra Cibrîl sema ehline nidâ eder:
"Allah Celle Celâluhu falan kimseye buğzetti, siz de buğzedin!" Sonra yeryüzüne onun için buğz vaz'edilir.
"Allah bir kulu sevdi mi Hz. Cebrâil aleyhisselâm'a:
"Allah falanı seviyor, onu sen de sev!" diye seslenir. Onu Cebrâil de sever. Sonra o, sema ehline:
"Allah falanı seviyor, onu siz de sevin!" diye nidâ eder, derken, bütün sema ehli de onu sevmeye başlar. Sonra onun için arz (halkı arasına hüsn-ü kabûl) konur."
Hadisin Müslim' deki rivayetlerinde şu ziyade var:
"Allah Celle Celâluhu, bir kula da buğzetti mi Cebrâil Aleyhisselâm'a:
"Ben falancaya buğzettim sen de buğzet!" diye seslenir. Ona Cebrâil de buğzetmeye başlar. Sonra Cibrîl sema ehline nidâ eder:
"Allah Celle Celâluhu falan kimseye buğzetti, siz de buğzedin!" Sonra yeryüzüne onun için buğz vaz'edilir.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve âhirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah'ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekîne iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz."
Müslim, Zikr: 38, (2699); Ebû Dâvud, Edeb: 68, (4946); Tirmizî, Hudud: 3, (1425); Birr: 19, (1931); Kırâat. 3, (2946)
"Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve âhirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah'ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekîne iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz."
Müslim, Zikr: 38, (2699); Ebû Dâvud, Edeb: 68, (4946); Tirmizî, Hudud: 3, (1425); Birr: 19, (1931); Kırâat. 3, (2946)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular:
"Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder."
Tirmizî, Birr: 75, (2023)
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Küçüklerimize merhamet, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir."
Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "...Ma'rufu emretmeyen, münkerden nehyetmeyen (de bizden değildir)."
Tirmizî, Birr: 15, (1920)
"Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder."
Tirmizî, Birr: 75, (2023)
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Küçüklerimize merhamet, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir."
Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "...Ma'rufu emretmeyen, münkerden nehyetmeyen (de bizden değildir)."
Tirmizî, Birr: 15, (1920)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Ebu Hüreyre(ra)'den: Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Her şeyin bir şevki vardır. Her şevkin de bittiği bir zaman vardır. (Yapacağı işe karşı bu şevki) duyan kişi işini yaparken mutedil hareket eder ve bu itidali devam ettirirse, muvaffak olacağını ümid edin, (çünkü bu şekilde takibine devam edebilir). Şayet (aşırılığa düşerek dikkat çekmiş ve) parmakla gösterilecek hale gelmişse, ona itibar edip (salihlerden) saymayın.".
Tirmizi, Kıyamet 21, (2455)
Tirmizi, Kıyamet 21, (2455)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
--Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
Nerede olursan ol ALLAHa karşı gelmekten sakın; yaptığının bir kötülüğün ardından bir iyilik yap ki bu, o kötülüğü yok etsin. İnsanlara güzel ahlâkın gereklerince davran! buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr 55)
Nerede olursan ol ALLAHa karşı gelmekten sakın; yaptığının bir kötülüğün ardından bir iyilik yap ki bu, o kötülüğü yok etsin. İnsanlara güzel ahlâkın gereklerince davran! buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr 55)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
"ALLAH Tealâ benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salâvât getirdi mi, mutlaka o iki melek ona : "Gafarallahu leke : ALLAH seni bağışlasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler. bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salâvât getirmediğinde mutlaka o iki melek : "ALLAH seni bağışlamasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler." buyurmuştur.
(Buhârî, Davaat 31,32;Müslim,Salât 65,66,69;Tirmizî, Vitr 20; Ebu Dâvud, Salât 179; Nesâî, Seh 49,50,54; Muvatta,Sefer 66,67 vd.)
"ALLAH Tealâ benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salâvât getirdi mi, mutlaka o iki melek ona : "Gafarallahu leke : ALLAH seni bağışlasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler. bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salâvât getirmediğinde mutlaka o iki melek : "ALLAH seni bağışlamasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler." buyurmuştur.
(Buhârî, Davaat 31,32;Müslim,Salât 65,66,69;Tirmizî, Vitr 20; Ebu Dâvud, Salât 179; Nesâî, Seh 49,50,54; Muvatta,Sefer 66,67 vd.)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Ebû Talhâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a açlıktan şikâyet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da karnını açtı, O'nda iki taş vardı."
(Tirmizî, Zühd 39, (2372))
(Tirmizî, Zühd 39, (2372))
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): İlim öğrenmek her müslümana farzdır. İlmi, ehli olmayana öğretmek, domuzların boyunlarına cevher, inci ve altın takmaya benzer... buyurdu.
(Enes İbni Mâlik (radiyallahu anhu) dan İbn Mâce ve diğerleri)
(Enes İbni Mâlik (radiyallahu anhu) dan İbn Mâce ve diğerleri)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Câbir bin Abdullah (radiyallahu anhu)dan: Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAHın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin? dedim.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nûrundan (Nûrullah) senin Peygamberinin nûrunu yarattı. Ve şöyle buyurdu: O nûr ALLAHın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi. Ondan sonra buyurdu ki: ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nûru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan Levhi yarattı. Üçüncü parçadan Arşı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden müminlerin gözlerinin nûrunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nûrunu yarattı ki o, ALLAHı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nûrunu yarattı ki o da Kelimeyi Tevhiddir....
(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nûrundan (Nûrullah) senin Peygamberinin nûrunu yarattı. Ve şöyle buyurdu: O nûr ALLAHın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi. Ondan sonra buyurdu ki: ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nûru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan Levhi yarattı. Üçüncü parçadan Arşı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden müminlerin gözlerinin nûrunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nûrunu yarattı ki o, ALLAHı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nûrunu yarattı ki o da Kelimeyi Tevhiddir....
(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):rükûdan sonra ayakta durmayı rükû ve secde miktarı uzatarak :
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَ الْمَجْدِ ، أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ : لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ ، وَ لاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ ، وَ لاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü, ehles-senâi vel-mecdi, ehakku mâ kâlel-abdü : lâ mânia limâ eatayte, velâ mutıye limâ menate, velâ yenfeu zel- ceddi minkel-ceddü :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Övgüye , yüceliğe lâyık olan Allahım!
Herhangi bir kulun dediği söz şudur :
Allahım! Senin verdiğine engel olacak yok, vermediğini verecek yok!
Senin rızan olmadan hiç kimseye bahtı yâr olmaz!
(Müslim, 477, 478; Ebu Davûd, 847; Nesâî, III-198; İbni Mâce, 879)
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَ الْمَجْدِ ، أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ : لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ ، وَ لاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ ، وَ لاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü, ehles-senâi vel-mecdi, ehakku mâ kâlel-abdü : lâ mânia limâ eatayte, velâ mutıye limâ menate, velâ yenfeu zel- ceddi minkel-ceddü :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Övgüye , yüceliğe lâyık olan Allahım!
Herhangi bir kulun dediği söz şudur :
Allahım! Senin verdiğine engel olacak yok, vermediğini verecek yok!
Senin rızan olmadan hiç kimseye bahtı yâr olmaz!
(Müslim, 477, 478; Ebu Davûd, 847; Nesâî, III-198; İbni Mâce, 879)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH bir kulunu sevdimi onu kendi yolunda kılar (kendisi için kani'kılar) Ne hanımla, ne de çocukla onu meşgul etmez. (bu imkanı ve fırsatı vermez)." buyurmuştur.
(İbn Mes'ud (ra) dan; Ebu Nuaym,Ve'd-Deylemi)
(İbn Mes'ud (ra) dan; Ebu Nuaym,Ve'd-Deylemi)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Amr İbn Abese (radiyallahu anhu): "Yâ Resûlullah! Abdest nasıl alınır?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Abdest alıp da ellerini yıkadığında, ellerini iyice temizlediğinde günahların, parnaklarınla tırnakların arasından çıkar. Ağzına su alıp çalkaladığında, burun deliklerine su alıp çıkardığında, yüzünü ve dirseklerine kadar kollarını yıkadığında, bütün hatalarından yıkanmış olursun. Eğer yüzünü sırf ALLAH rızası için (secdeye) koyarsan, annenin seni doğurduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olursun!" buyurdu.
(Nesâî, Taharet 108)
(Nesâî, Taharet 108)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Ebu Hureyre (radiyallahu anhu): "(Önce) en yakın akrabanı uyar!"(Şuarâ 26/214) âyeti celilesi inince Resûlullah (sav) Kureyş'i dâvet etti ve (konuşmasının bir yerinde): "Yâ Fatmâ! Nefsini ateşten kurtar! Ben sizin için ALLAH yanında hiçbir şeye sahib değilim!" buyurmuştur.
(Müslim, Îmân 348)
(Müslim, Îmân 348)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5156
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Fasil:İMAN VE İSLAM HAKKINDA
Konu:İmanın Hakikati
Ravi:Ali
HADİS-İ ŞERİF no: 19
*---- Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kişi dört şeye inanmadıkça mü`min olmuş sayılmaz: Allah`tan başka ilah olmadığına ve benim Allah`ın kulu ve elçisi Muhammed olduğuma, beni (bütün insanlara) hakla göndermiş bulunduğuna şehadet etmek, ölüme inanmak, tekrar dirilmeye inanmak, kadere inanmak"
Fasil:İMAN VE İSLAM HAKKINDA
Konu:İmanın Hakikati
Ravi:Ali
HADİS-İ ŞERİF no: 19
*---- Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kişi dört şeye inanmadıkça mü`min olmuş sayılmaz: Allah`tan başka ilah olmadığına ve benim Allah`ın kulu ve elçisi Muhammed olduğuma, beni (bütün insanlara) hakla göndermiş bulunduğuna şehadet etmek, ölüme inanmak, tekrar dirilmeye inanmak, kadere inanmak"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]