nur-ye yazdı:Tarih: Cmt Nis 12, 2008 5:23 pm
Hz. Alinin Hz. Fatimeyi İstemesi
Zahhak bin Mezahim, Hz. Aliden onun şöyle buyurduğunu naklediyor:
Ashaptan bazıları benim yanıma gelerek şöyle dediler:
Peygamber (s.a.a)in huzuruna varıp Fatime hakkında Onunla konuşsan ne olur?...
Ben Peygamber (s.a.a)in huzuruna gittim, beni gördüklerinde gülümseyip şöyle buyurdular: Ya Ebel Hasan! Ne için gelmişsin? Ne istiyorsun?
Ben akrabalığımızdan, ilk müslüman olmamdan ve onun yanındaki cihatlarımdan söz ettim.
Resulullah (s.a.a) buyurdular ki: Doğru söyledin, söylediğinden bile daha üstünsün.
Bunun üzerine: Ya Resulullah! Fatimenin bana eş olmasını kabul ediyor musunuz? diye arz etim.
Resulullah (s.a.a) buyurdular ki:
Ya Ali ! Senden önce de Fatimeyi istemeğe geldiler, mevzuyu Fatimeye söylediğimde razı olmamak eseri yüzünden okunuyordu. Şimdi sen burada bekle, ben tekrar döneceğim.
Resulullah (s.a.a) Fatimenin yanına gittiğinde, Fatime (babasını görünce) hemen yerinden kalkıp Hazretin abasını omzundan almış, ayakkabısını çıkarmış, ayaklarını yıkaması için su getirmiş ve ayaklarını yıkadıktan sonra geçip kendi yerinde oturmuştur.
Sonra Resulullah (s.a.a) ona şöyle buyurmuş:
Ali bin Ebu Talib öyle bir kimsedir ki, sen onun akrabalık, fazilet ve islamiyetinden iyice haberdarsın, ben de Allahdan istemiştim ki, Allah katında en iyi ve sevimli birisiyle seni evlendirsin, şimdi o seni istemek için gelmiştir.
Bu esnada Fatime susmuş ve yüzünü geri çevirmemiştir. Resulullah (s.a.a) Fatimenin yüzünden herhangi bir rahatsızlık (razı olmamak eseri) hissetmediğini görünce yerinden kalkıp: Allah-u Ekber ! Fatimenin susması onun razı olduğunun nişanesidir. buyurdular.
Sonra Cebrail Resulullahın yanına gelip şöyle dedi: Ey Muhammed! Fatimeyi Aliyle nikahla! Allah Teala, Fatimeyi Ali için, Aliyi de Fatime için beğenmiştir.
İşte böylece Peygamber (s.a.a) Fatimeyi benimle evlendirdi. Sonra Resulullah (s.a.a) benim yanıma gelip elimi tutarak şöyle buyurdular: Allahın adıyla kalk ve şöyle de: Ala bereketin vema şaallahu, la havle illa billahi tevekkeltu aleyhi
(Bereket üzere, Allahın isteği üzerine, güçler ancak Allah iledir, Allaha tevekkül ettim.) Sonra beni Fatimenin yanına götürüp şöyle dediler: Allahım! Bu ikisi, yaratıklarının benim yanımda en sevimli olanlarıdırlar, onları sev, evlatlarını çok bereketli et, kendi tarafından onlara bir muhafız kıl, ben onların her ikisini ve evlatlarını kovulmuş şeytanın şerrinden sana emanet ediyorum.
Biharul-Envar, c.43,s.91
KIYMETLİ KARDEŞİM;
''Zahhak bin Mezahim, Hz. Aliden onun şöyle buyurduğunu naklediyor: ''u
SİZİN GÜZEL ÇALIŞMANIZDA PAYLAŞMAK İSTEDİM
MUHAMMEDİ MUHABBETLERİMİZLE
Allahın övdüğü aile!!!
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Allahın övdüğü aile!!!
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Tarih: Çrş Nis 16, 2008 11:31 pm
mim yazdı:------Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayber günü :
"Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki o, ALLAH'ı ve Resûlünü sever, ALLAH ve Resûlü de onu sever." buyurunca Râvi devâmla derki : Bu söz üzerine (kendilerini seçsin diye sahabe) boyunlarını uzattılar. Ama, Resûlullah (sav) : "Bana Alî'yi çağırın!" buyurdular. Alî (kv) getirildi ama gözlerinden rahatsız idi. Hemen gözlerine tükürdü ve sancağı ona verdi.ALLAH Tealâ Hazretleri onun eliyle fethi müyesser kıldı. Râvi devâmla Âl-i İmrân 3/61 âyeti indiği zaman "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım..." buyurup hemen Alî'yi, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin (aleyhi's-selâm)'ı çağırdı ve "ALLAH'ım bunlar benim ailemdir (ehlimdir)." buyurmuştur.
(Müslim, Fezâilü'l-Ashâb 32 (2404); Tirmizî, Menâkib (3726)
----------Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "ALLAH (cc)'yu kendi ni'metleriyle sizi beslediği için seviniz, beni ALLAH'a olan muhabbetinizle seviniz. Ehl-i Beytimi de bana olan muhabbetiniz sebebiyle seviniz." buyurmuştur.
(İbn Abbas (ra) dan; Hasen olarak; Taberani-Kebir; İbn Hibban ve Tirmizî)
----------Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Her peygamberin, mensub olduğu yakınları vardır. Fatıma evlâdı böyle değil (onlar benim mensubum). Ben onların velîsiyim ve yakınlarıyım (Bir ağaç ve dalları), onlar benim ıtretim (neslim-zürriyetim) dir. Benim tıynetimden (tabîat, huy, cibillet, yaratılış) yaratılmışlardır. Onların fazlını (iyilik, fâzilet, erdem, lütuf) yalanlayanların vay hâline. Onları seveni ALLAH (cc) sever. Onlara buğz (kin, nefret, sevmeme) edenlerden ALLAH (cc) de nefret eder." buyurmuştur.
(Câbir (ra) dan; Hâkim-Müstedrekte ve İbn Asakir)
-------- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Aranızda bulunan Ehl-i Beytim, Nûh (as)'un gemisinin misâlidir. Ona binen kurtulur, binmeyen boğulur." buyurmuştur.
(İbn Abbas (ra) dan; Darimî, Tabaranî-Kebirinde; Ebi Zerr (ra) dan; Hâkim-Müstedrekinde ve Hatîb tarihinde)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Tarih: Prş Nis 17, 2008 1:28 pm
melami yazdı:Hadisi Serifte söylendigi üzere.
Benim Ehlibeytim nuhun gemisi gibidir. o gemiye binen necat bulur. (kurtulşa erer) diye buyuruyor Hz. Peygamber.
Peki biz su anda ehli beyti nasıl bilecez, nasıl görecez, nasıl onlarla olup, onlara hizmetkâr olacaz ki kurtuluşa erelim. şimdiden vereceginiz cevaplar için teşekkür ederim.
Ask Olsun
Hu